Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 23EYLÜL2005CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
3IUMTAZ SOYS4L
Kediyle Oynayan Fare
EfrlZ "kedi fareyle oynargıbi" deriz ama, Ame-
rikalıların "cartoon" dedikferi çizgi filmlerde fa-
re kediyle oynar. Tom, sakn, uslu bir kedidir ve
çgenellikle bir köşede uyur: Jerry, çizenlere gö-
re sevimli, kurnaz ve herhalde bu yüzden hayli
^ımarıktır. Peynir falan çaJdığı gibi, arada bir
Torn'u rahatsız eder. O ise, önce uyandınlınca
uykulu gözlerle şöyle bir bakıp yeniden uyuma-
ya' başlar ama, sonunda tepesi attığı için fare-
nın peşine düşer. Ne var H, her defasında kur-
naz Jerry arkasına sığınacağı bir "dayı" bulmuş-
tıur.
Bu, Tom'a hırlayan iri br köpektir ya da baş-
ka bir canavar.
Üstelik, onun arkasına sjğınan fare zeytinya-
Qı gibi üste çıkıp kediyi suçlamaktan geri kalmaz.
Sonuçta, çizenler öyle istediği için, kedi saldır-
gan ve zalim; fare banşçı </e mazlum görünür.
Hiçbir şey, son iki yüzyilık Yunan-Türk ilişki-
lerini bu çizgi film dizisi kadar iyi özetleyemez.
u günlerde tarih yine rekrarlanıyor sayılır.
Brüksel'de olanlara bakın: Kıbns Rum Yö-
ne'timi, meşru, banşçı birAB üyesi olarak Tür-
kiye'nin önünegüçlüküstjnegüçlükyığmakta.
O Rum Yönetimi ki, meşru olmak şöyle dur-
sun, hak etmediği bir Kıbns Devleti unvanını "hi-
fe ve desiseyle" gaspedipdünya sahnesine çık-
rnış, 1963-74 arası ada Türklerine kan kustur-
rnakyetmiyormuş gibi, hen suçlu hem güçlü ola-
rak her fırsatta Ankara'yı zalim ve uzlaşmaz gös-
termekten vazgeçmemiştir.
Türkiye'nin şimdiki ABtutkusuyla her koşul,
her zillet önündeki vurdunduymazlığı, san sab-
n ve saflığı bir yana, bu katlanışların hepsine
karşı olsanız ve kızsanız ve içinizden "Oh olsun!"
demek geçse bile, yine de Rumların bu tutum-
larını gördükçe çileden çıkmamanız mümkün
değildir: Sözde Kıbrıs Curnhuriyeti, yalnız büyük
ablası Yunanistan'ın arkasına sığınmakla kal-
mamış, öbür yirmi dört AB ülkesini de Türkiye'nin
önüne dizmiştir. Ama, bütün bu manzarada in-
sanı en çok rahatsız eder, bu aşikâr oyunu per-
de arkasından yönetip "suret-i haktan" görünen
Yunan diplomasisi başta olmak üzere, ikiyüzlü
Batı'nın yine Ankara'ya yardım etmek ister ro-
lüne soyunmuş olmasıdır.
Bu oyunlara son verme zamanı gelmiş ve
geçmiştir bile. "Tekerrür" etmemesi isteni-
yorsa, tarihten şimdi ders alınmayacak da ne za-
man alınacak?
Yunanistan'ın kimilerine göre dört, kimilerine
göre altı aşamada gerçekleşmiş olan "büyüme"
serüveninde olduğu gibi. böyle giderse sonuç-
ta yine onlar kârlı biz zararlı çıkmayacak mıyız?
O halde, Bnüksei çekişmelerinin tam bu aşama-
sında, "Allah belanızı versin, bizbu işteyokuz!"
diyerek başvuruyu askıya almaktan başka çare
kalmamış demektir.
AB üyeliği için çırpınıp duranlar da görecek-
lerdir ki, onlann özledikleri sonuca vaımak için
bile en etkili ve çözüm getirici tutum bu olacak-
tır.
Sanat... AKP, Doğrular, Yanlışlar
Hüseyin AKBULUT Kültür Bakanhğı E. Müsteşar Yard.
evlet Tıyatrosu'nda süregelen tar- son düzenlemeler üç kez geri döndü. O dönem-
Dtışmalar. AKP iktidannın sanatçı-
lara ve sanat kurumlanna yaklaşı-
mını da yeniden gün ışığına çıkar-
dı. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
Koç'un görsel ve yazılı basma yansıyan açıkla-
malan. yapılan yanlışhğı savunrnakuğruna sanat-
çılan ve sanat kuruınlanru karalama ve halkın
gözünden düşürme eylemine dönüştürüldü
Olayın unutulmayacak yönü ise bir Bakan'ın
kendi lcurumlannın ve sanatçılann sorunlannı
çözmek yerine, onlan karalamayı ve toplumda de-
ğersiz kılmayı düşünebümiş olmasıydı. Bu ise
ilk kez olmaktaydı. Söylemler kamuoyuna yan-
sıükrken seçümesıne özen gösterilmesi gerekli olan
sözcüklerin kültür alanına yakışıp yakışmadığı-
nı irdeleme ortamı ise artık kalmadı Sayın Ba-
kan"ın, 5Eytül2005günüHürriyet gazetesinde ya-
yımlanan söyleşisindeki başlıklara bakalım:
110 kilo ağıriıgmda bakrin var,
Sanatçılann maaşlan 2.200YTL'nin albnda de-
A>Ticabunlararasmdadialerden haftada30 mü-
yaralaıuarvar,
Marş marş... Bütüntürkücüve şartacüan kad-
rosunda olan korolara gönderdon,
Kültür merkezlerinin hepsini bitinyonım (sa-
nınm tamamlnonını demek isthor),
AKM'yiyıkip, Atatürk'e layık, büyük,modern
bir kültür merkezi yapacağım,
Bunlann (sanatçüarm) bana söyleyebikcekleri
birteklafyoktur.
Biz. bu başlıklar içerisinde temellen atılıp so-
nuçlandınlamayan kültür merkezlerinin açılışla-
nnı alkışlayacağız. Sayın Bakan'ı da kutlayaca-
ğız. Ancak, eleştiri konusu hangi başlığm Devlet
Tiyatrolan'nda yarahlan kaosa neden olduğu an-
laşılamadı. Sanat alanında varsayılan aksaklıkla-
n sanatçılarla bağdaştırmak da olanaklı değil
Aksaklıklann giderilmesı için Bakanlığa, Mali-
ye Bakanlığı*na ve Başbakanlığa sunulan düzen-
İemeler her zaman geri döndü Yaşanan tıkanık-
lığı gidermede sanatçılann emekliliklenni yeni-
den düzenleyen, sahnede verimli çalışma gücü-
nü yıtirenlerin 65 yaş sınınnı beklemeden kadro-
lannı genç yeteneklere bırakmalan için yapılan
de (2000-2003), Bakanlık'ta müsteşar yardımcı-
sıydrav. Mevcut yapılanmanın sorumlusu olma-
yan sanatçılan nasıl suçlanz? Suçlu aranıyorsa.
daha çokyasama yetkisini elinde tutan siyaset dün-
yasına bakmak gerekir.
Dahası sanatçılannın maaşlarını fazla gören
kültür bakanı olmamalı. Öyle düşünüyorsa bile
düşüncesini dışa yansıtmamalı. Kültür bakanla-
n. sanatçılara verebikcekleri yüksek ücretler ne-
deniyle, ülkesinin bu çağdaş anlayışı adına aksı-
ne övünebilmelidirler. Sayın Bakanımızın, ken-
dilerini de ilgilendirdiğini düşündüğümüz TC
Anayasası'nm 64 maddesini anımsamasını dile-
nm. "Devlet, sanat faatiyetfcrini ve sanatçiyı ko-
rur. Sanat eserierinin ve sanatçınm korunmasL
değeriendirümesi desteklenmesi ve sanat sevgjsi-
nin yayihnası için gereken tedbirieri ahr."
Curnhuriyetin kurucusu Yüce Atatürk, sanat-
çıyı tanımlarken onlann çağdaş toplumun vazge-
çılmezleri ve toplumsal gelişimrn öncüleri olduk-
lan bılincıyle. "Sanatçı, uzun ve meşakkatii uğ-
raşlardan sonragüneşiatanndailk hissedeninsan-
dır" dıyor, sanatçılan yüceltiyordu 80 yıl önce
yokluklar içerisindeki ülkeyi yönetenlerin anla-
yışlannı bugün ile kıyaslaym. Hüzünlenmemek
olanaksız...
' Bakanlık Müsteşan Mustafa İsenın SKY Te-
levizyonu'nda katüdıklan tartışmayı dikkatle iz-
ledim Sayın Isen; Ankara, Istanbul Opera ve Ba-
lesi ile tiyatroda bakanlık tarafindan yapıldığı
herkesçe bılinen değişıklıklerde, bakanlıklannın
dayr
atmada bulunmadığfhı söylüyordu. Senfonı or-
kestralan. opera ve bale ile Devlet Tiyatrolan'nda
var olan sistemin değiştirilmesi istemiyle yaptı-
ğı çağnda, -Çağdaş dünyada nasıl bir sistem var-
sa, geün biz de onu getirelinı'' diyordu. Sonınla-
nn tartışılacağı bir de kongre istemiyle de yapı-
lan onlarca çalışma sonuçlanndan haberdar olma-
dığını sergıliyordu. Biz öncelikle Sayın İsen'e
çokyakın zamanda, müzik ve sahne sanatlan ala-
nuıda yapılan son kongreyi anımsatalım. 11-14
Ekim 2000'de, görev dönemimizde yapılan sem-
pozyumda 147 yerlı araştırmacı, gazeteci, orkest-
ra, opera, bale, tiyatro yöneticisi ve sanatçısından
görüş ahnmış, aynca tüm sivıl toplum örgütleri
ile ünK'ersitelerin ılgilibölümlerine başvunılmuş-
tur Almanya, Fransa, Hollanda, Ingilteıe. îtaly a
ve Bulganstan"dan gelen uzman göriişlerini ve
sempozyum bildirilenni kapsayan 701 sayfalık bir
de kitap basıldı. Bakanlık ve Mıllı Kütüphane de-
polannda bulunan ka\nak kıtabm adı "Devlet
Müzik ve Sahne Sanatian Kurumlannın Vapı-
knma ve tşleyişinde Çağdaş ModeDer".
Sanat kunimlannda yeniden yapılanma gere-
ğini kimse yadsımıyor. Siyasai iktidaıiann deği-
şjminden etkilenmeyen. daha çok sanat üreten.
kurumda sanatsalyanşı özendircn. ıımanlar ba-
şan varken sürdürülebikn. çahşkan ve yetenekh
sanatçryı ayıraa onlan ödülkndiren bu sistem
çok önemli Bunu sağlamak için de sayısız çalış-
ma gerçekleştirildi. Ancak AKP kadrolanrun sa-
nata bakışlan ve yaptıklan, bu alana daha çağdaş
bir sistem getirebilecekleri konusunda sanat dün-
yasma güven vermiyor. Son günlerde yapılanlar,
bu gü\ ensızliği daha da dennleştirmiştır Sanat ku-
rumlan olası bir değişıklikle, tüzel kişiliklerini ve
var olan özerklikkrini de yitırebileceklerinı dü-
şünmekte haklıdırlar.
Bu ıktidann ilk icraatı Kültür Bakanlığı'nı lağ-
vetmek oldu. TBMM'den geçirdiği "Kamu Yö-
netimi Temel Kanunu" ile kültür ve sanat alanı-
nı merkezi yönetimın sorumluluk alanından çı-
kardı Antalya ve Çukurova Devlet Senfoni Or-
kestralannı kapatmaya çalıştı. CSO ve diğer or-
kestralann sınavlarau nedensız iptal ettı. Sanat ku-
rumlanna tek kadro bile vermedi Ankara'da ta-
mamlanan opera ve bale projesi iptal edilmeye ça-
lışıluken sıra İstanbul AKM'nın yıkılma düşun-
cesıne kadar geldi. Sızler. sanatçılann endişele-
rinı paylaşmaz mısınız0
Ben ise "çağdaş dünyadaki gibi bir 'kültür ba-
kanlığı' yapılanması" için çağnda bulunmak ıs-
tiyorum. Çağdaş dünyada bakanlığa, kültür ve
sanat insanlan. sanatçılaratamyorlar Çağdaş dün-
yada nota bihneyenler; opera. bale, müzik ve ti-
yatro bümeyenleT. dahası sanat alanından uzakolan-
lar bu görevlere getırilmezler. Kaldı ki o dünya-
da bu görevleri yüriitenler, tiyatroya, opera ve ba-
leye, senfonik orkestraya eser önermeyi; rejisör,
müdür yardımcısı atama>ı ise hıç düşünmezler.
Sanat kunımlanmız ve sanatçılar, bulunduğu-
muz coğrafy adabize ayncalık kazanduıyor, Tür-
kiye'yı çağdaş dünya ile bütünleştınyor Bunlar
olmadan Türkiye'nin Suriye, Iran ve Irak'tan far-
kı kalmaz Sanatakathyapmayanlannçağdaşhk
sövlemleri ise kımsevi inandnimvor.
YÖK ve Zamanaşımı Karan
Yüksel ACUN Emekli Yargıtay üyesi
B
u yazımızda. Yük- Yüksek Ögretim Genel
sek Öğretim Genel
Kurulu'nun
03.06.2005 tarihli otunım-
da disiplin cezasuu gerek-
tiren soruşturmalarda ceza
verme yetkisiyle ilgili ola-
rak ceza verme zamanaşı-
mı süresinin nasıl işleyece-
ği hakkında alınan kârann
değerlendırilmesi yapıla-
caktır.
Kurulu'nun 03.06.2005 ta-
rihli oturumunda Yüksek
Öğretim Kurumlan yöneti-
ci. öğretim elemanı ve me-
murtan disiplin yönetmeli-
ğinin "zamanaşımı" başlık-
lı 19. maddesınin son pa-
ragrafinda yer alan "Disip-
lin cezasuıı gerektiren fîil ve
haUerin işlendiğitarihten iti-
barenniha\etiki\Tİiçerisin-
de disiplin cezası verilmedi-
ği takdirde ceza verme yet-
kisi zamanaşımına uğrar"
hükmü ile getırilen ceza ver-
me zamanaşımı süresinin
nasıl işleyeceği hususunda
yapılan müzakere ve ince-
leme sonucunda şu noktala-
ra vanlmıştır:
a- tntihale (aşınnay-a) iliş-
kinsuçlarda;
1. Suçun temadi etmesi
(sürdürülmesi).
2. tntihale konu eserin
izmit Outlet Center Geleneksel Ucuzluk Panayırı 23 Eylül - 09 Ekim 2005
Ucuzluk Panayırı start aldı!
T İzmit
Oıtlet Center
Fabrika Satış
Mağeıalan Markeci,
sezon sonu ve
slok azlası ürünle»i
365 gın
jbbrika satiı
tâyatlarıyla
siztsunmaktâdır_
Şimdi Geleneksel Ucuzluk Panayırı zamanı! Ürünler, bu kez mağazalarm dışındaki özel alanlarda, fabrika satış
fiyatlarının da altında büyük indirimlerle satışa sunuluyor. Üstelik 24-25 Eylül 2005 tarihlerinde Ford Otosan
22 Kocaeli Rallisi'nin start ve tinish'i de izmit Outlet Center'da. Acete edtn, bu indirimi, bu eğlenceyi kaçırmayın!
Abbate
Adessa
Artwork
Alalar
Billabong
BP Bayservıs
Burjef Kıng
Cafe'm
Camper
CeylanBebe
Colın's Loft
Deconum
Denmod D«po
Ellesse
Evın Restoran
Fabrika - Altınyıldız
Gas
Hatemojjlu
Kelebek Mobılya
Kent Elektronık
LC VVaikıkı
LCW
Levıs
Marca
Mavı Jeans
MMMMigros
Network
OnOn
Outlet Cınema Center
Pnme Fitters
Ouıksıtver
Reebok
Sarar
Sertıatiı Outlet
Seven Hill
Şışlı OpBk
Tekzen
Tepe Home
Tıffany
Tommy Hıtfiger
Toys -R- Us
Vakko
Yeşıl
Yörûk Sofrası
BvkırkAy
HtEDİ MRTIARI: Mağralanmızda
tûm Kredı kartlan geçerlıdır
Esta Gölcük Yolu Üzen
41040 Izmrt
T«l: (262) 335 31 70
Fabrika Satış Mağazaları Merkezi
Isanbul 51 dakik a. Bursa 80 dakika. Adapazan 20 dakika yakınlıkla..
wıw. outletcenter com tr
ınfo@out'etcerrterconı tr
ISTAMBULDAK
0T0MOBILIMZLE İZMİT
OUTLET C€NTER A E5 (D100)
VE TEM OTOYOLU'NDAN
İZMİT ÇIKIŞLARINI
KUU-AKAfiAK JLAŞABIURSINIZ.
ÜSTEL K 2 50C ARAÇJK
OTCPABKIMCDAN
ÛCflETSIZOLARAK
YARARLANABILIRSINlZ İ Z M İ T
herhangi bir şekilde alınıp
satıhyor. kütüphanelerde bu-
lunuyor ya da internet orta-
mrnda ulaşılabıliyor ve bu
suretle yazarlar ya da üçün-
cü kişiler tarafuıdan kulla-
nılıyor ya da yararlanılıyor
olması.
3. Yazann veya yazarla-
nn intıhale konu teşkil eden
eserden başka bir esere alın-
tı yapması ve>
r
a yapmalan
veya atıfta bulunması veya
bulunmalan.
4. Eserin başka bir amaç
veya yarar sağlamak üzere
kuİlanılması.
5. Eserinkaynak veya da-
yanak gösterilerek, hukuki,
idari veya bilimsel bir karar
alınnuş olması veya işlem
yapılması.
b-Diğerdisiplinsuçlann-
da;
1. Suçun temadi etmesi.
2. Fiilin ışlenmesinden
sonraki bir tarihte hukuki
veya fiili bir sonuç doğur-
ması
Bu durumlarda, iki yıllık
ceza verme zamanaşımı sü-
resinin en son fiil veya ha-
lin vuku bulduğu (ortaya
çıktığı) tarihten itibarenbaş-
layacağı sonucuna vanlarak
soruşturmalarda buna göre
işlem yapılması kabul edil-
miş ve keyfiyet ilgili kurum
ve kunıUara bıldirilmiştir.
YÖK Genel Kurulu tara-
fından alınan bu ılke karan
bize göre eksik olup. huku-
ka uygun değildir. Çünkü.
ceza yasalannda "dava za-
manaşımı11
aynntüı bir bi-
çimde düzenlenmiş olduğu
gibi Yüksek Öğretim Ku-
rumlan yöneticisi. öğretim
elemanı ve memurlan di-
siplin yönetmeüginin zama-
naşımı ile ilgili 19. madde-
si de ceza verme yetkisınin
hangi hal ve sürede zama-
naşımma uğradığı. açıkça
belirtilmiştir.
Dava zamanaşunı, hapis,
adli para cezasuıı veya di-
siplin cezasuıı gerektiren
suçlarda yasalar. yönetme-
lik ve bu gibi yazılı metin-
lerde yer alan süre içerisin-
de, karara bağlanmaması
halinde ceza davası ortadan
kalkar.
Aynca ve özellikle yuka-
nda anılan disiplin yönet-
meliğinin 19. maddesine gö-
re "disiplincezasınıgerekti-
ren fiil ve haUerin işlendiği
tarihten itibaren nihayet iki
yıl içerisinde disiplin cezası
verilmediği takdirde ceza
verme yetkisi zamanaşımı-
na uğrar" denilmektedir.
Bu bağlamda olmak üze-
re YÖK Genel Kurulu'nun
03.06.2005 tarihli ılke kara-
n irdelendiğinde; bu kara-
nn bu biçimiyle ve bu tür
olaylar hakkında uygulan-
ması durumunda hiçbir su-
retle zamanaşımı işlenmez.
Çünkü, her ne kadar da-
va veya soruşturma açılma-
dan önceki evrede süregelen
olaylarda en son fiil ve ha-
lin meydana geldığı tarihten
itibaren sürenin başlayaca-
ğı esas geçerli ise de dava
açıldıktan veya soruşturma
başladıktan sonra temadi ve
zincirleme durumu devre
dışı kaldığından dava veya
soruşturma konusu suça üiş-
kin olarak yasa veya yönet-
meliklerde belirlenen süre-
nin en fazla yansına kadar
uzar. Ceza yasasuıdaki dü-
zenleme ile anılan yönet-
meliğin 19. maddesinde ön-
görülen kesin nitelikli sü-
rede cezaverilmediği takdir-
de ceza verme yetkisi za-
manaşımına uğrar, hükmü
karşısında YÖK Genel Ku-
rulu"nun ilke karannın, özel-
likle dav'a veya soruşturma-
nın başlamasuıdan sonraki
evre için hukuka uygun ol-
madığı gün gibi ortadadır.
Yönetmeliğin 19. maddesi
gayet açık olup yoruma
mûhtaç hiçbir yönü de mev-
cut değildir. Durum bu ka-
dar net ve açık olduğu hal-
de hukuka uygun olmayan
bu ilke karannın uygulanma-
sı halinde zamanaşunı gibi
çok önemli bir hukuki olgu-
nun uygulanması engellen-
mektedir.
Çünkü yasa ve yönetme-
liklerde veya yazılı metin-
lerde bireylere tanınan bir
hakkın idan bir kararla or-
tadan kaldınlması hukuka
uygun değildir. Bu durum
hukuk devleti ilkesi ile bağ-
daşmaz.
Tüm bu durumlar birlik-
te değerlendirildiğinde da-
va açıldıktan veya sonıştur-
ma başladıktan sonra bu da-
va ve soruşturma konusu
suç veya eyleme ihşkin ya-
sa ve yönetmelikte belirle-
nen süreye en fazla yansı
eklenmek suretiyle karar ve-
riknesi gerekir. Belirlenen
bu süre içerisinde karar ve-
rilmediği takdirde davanın
veya soruşturmanın ortadan
kaldınlması gerekir. Kaldı
ki yönetmeliğin 19. madde-
si gayet açık olup burada
belirtüen 2 yülık süre içeri-
sinde karar verilmemesi ha-
linde dava veya soruştur-
manın ortadan kaldınlması
gerekir.
Sonuç olarak YÖK Genel
Kurulu tarafindan 03.06.
2005 tarihinde alınan kara-
nn bu biçimiyle uygulan-
mayabaşlanması durumun-
da hukuka aykın bir eylem-
de bulunanlann yaşamlan
boyunca ceza tehdidi altın-
da kalmamalan için yasalar-
da yer alan zamanaşunı bu
tür olaylarda işlenmez bir
hal alacaktır. Bunun da hu-
kuka uygun olduğu söylene-
mez.
PENCERE
Yüce Divan Lafları mı
Gerilime Soktu?..
Televizyonda Recep Tayyip'i çjördüm..
Dudak büküp diyebilirsiniz ki:
- önemli mi?..
Doğru bir soru!..
Bizim televizyonlar, nedenli nedensız, günde
kırk kez başbakanlan göstermeyi âdet edinmişler-
dir...
Bu durumda hükümetin başının yüzü ister iste-
mezeskiyor..
Seyirci ızlemekten bıkıyor..
Ancak bu sefer Erdoğan'ın sureti hemen dikka-
timi çekti.. Recep Bey gergin mi gergin bir surat-
la kürsüye çıkmıştı.. Başbakan almış eline mikro-
fonu, çıkmış meydana, Rıze'nin Fındıklı ilçesinde
kendisıni dinlemeye gelmiş olanlan azarlıyordu..
Kalabalığa giydiriyordu..
Insanlan hırpalıyordu..
Ayıp ediyordu...
•
Neymiş?..
Halk "yeşil kart sahtekârlığı" yapıyormuş..
12-13 milyon yeşıl karthnın üçte bin sahte bel-
gelerle bu olanağı sağlamış..
Demek ki halk kesirrrinde dört milyon sahteci var-
mış..
Başbakan kürsüden bar bar bağınyordu:
"- 8u bir ahlak meselesidir. Herkes tilkilik pe-
şinde... Fakir fukaranın, garip gurebanın hakkını
çalanın hesabı ağırolur! Yeşil Kart'ta tilkilikyapan
var. Geliri olduğu halde, gelirleri yokmuş gibi gös-
terenlervar. Bu da bir hortumculuktur. Hortumun
büyüğü küçüğü olmaz, hepsini lanetliyorum."
Erdogan, Rize'nin Fındıklı ilçesinde, surat bir
kanş, sinırli mi sinirlı, esti savurdu...
Halkı azarladı, parası olduğu halde ilaç alırken
'yeşil kart'tan yararlanmak için sahtecilik yapan-
lan suçlamak ayağına öfkesini dışa vurdu...
Ayıp etti...
•
Neden ayıp etti?..
Herkes biliyor ki AKP hükümeti bakanlannın ve
milletvekillerinin hortumculuk dosyalan "dokunul-
mazlık" zımının altında yatıyor...
Recep Tayyip bu nedenle hiç kimseye gözünün
üstünde kaşın var diyemez, milyonlarca kişiyi bir
kalemde suçlayamaz...
önce hesap vermeli...
Evet "bu bir ahlak meselesidir..."
"Fakir fukaranın, garip gurebanın hakkını çala-
nın hesabı ağır olur..."
"Hortumun büyüğü küçüğü olmaz..."
Olmaz, ama, önce AKP'liler büyük hortumlann
şaibesini taşıyan dosyalanntn hesabını versinler...
Recep Tayyip ondan sonra küçük hortumcula-
n suçlamak hakkına kavuşabilir...
•
Recep Tayyip'in sinirleri gergin..
Surat bir kanş...
Konuşmaya başladı mı kendinden geçiyor, onu
bunu suçlamaya, ona buna saldırmaya başlıyor...
Neden dersiniz?..
PARAPUAN'LAR
DAHADEGERLİ
.f(\'\Ş
a cuma-cuı
jrıız ParaPua
(daha değerii.
«nk.tom.tr • ww /. C3-
'lann:azman tanhyapmakkadarönemiukr Yazan, \apamsadtk
ia/marsa de%ışme}en gerçek insam şaşırp.a bir durum ahr HV)h
Mustafa Kemal
ULUDAG ÜNt\'ERSlTESt REKTÖRLÜĞO
PANE L
OSMANLI ERMENİLERİNts BIIRSA YÖREStsTJEKt
TERÖR \T KATLkM HAREKETLERİ
(1892-1922)
:3 Eylil 2005 Cuma ,1030 (Orhang<n Koç llk&ğrenm OhAu Salonu)
Pmf. Dr. Stustafa YIRTKIÜ4JS
Vhtdag CnnersıSesı Rehörü
Prof Dr Tahir BAŞTA \Mil
ProJ Dr Hüseyin ALGİ'L
'Osmanlılmparaıonuğu r,âa Gayr-\ MislümlerinSıalüsü'
ProfDr YusufOĞlZOĞLl
'Osmanlı Arşhı Kmvlanna GöreBursa }öramdeki
Ermem Terönı ıf Katnamı 11^92-1922)
Turgay Tİ'FEKÇİOĞLV
"Gorgi TamUanna Göre Or'nangıa ve Çnresınde
Ememlenn japnğı Katlıam
YılmazAUUUÇ
Söıde Tanh Kmvlanna Gore Bursa Yöresvıdeh
Ermeni Aynhkçılığı \e\tezalimi'
Bu etkınlık ıçın ışbırlıeı vapılan kuruluşlar
Gwel«UerCemi>eti-\W)-TûrkOc«ğı-Mûıl»fM-iHutak-CrMOK-BSMMMO
Bıirsa Şubelen
Panel Yönenası
Pmelıstler