Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2005 SALI
HABERLER
PUN1ADABUGIM
AIİ SİRMEN
Soruna Doğru Bakmak
Açık, IMet Konuşmak -6-
Türkiye Cumhuriyeti, ırk ve etnisite esasına
dayanan bir devlet olmadığı için, sınırfarı içinde
n e kadar Arnavut, Çerkes, Laz veya Kürt kö-
kenli vatandaş yaşadığı konusunda kesin ra-
kamlar verrnek olanağı yoktur.
Kürt asıllı vatandaşlanmızın sayısı konusun-
d a doğum yerlerine bakarak karar verrnek de
olanaksızdır. Anadolu'daki büyük iç göç, artık
doğum yeri ölçütünü de geçersiz kılmaktadır.
Bu bakımdan bu konuda verilecek olan ra-
kamlar, tahrninlere dayanmaktadır.
Ana kesin olan bir şey var ise Kürt kökenli
vatandaşlanmızın çoguniuğunun, hatta büyük
bir çoğuniuğunun Ankara'nın batısında yaşa-
dığıdır. En fazla Kürt kökenli nüfusu barındıran
kent, kimilerinin hâlâ Amet diye adlandırdıklan
Diyarbakır değil, Istanbul'dur.
Bu olgu kimilerinin, çare olarak önerdikleri
özerklik ve federasyon gibi çözümlerin önünde
engel oluşturmaktadır.
Böyle bir çözümün hukuki temellerinin olma-
masını bir yana bırakarak pratiğe baktığımız
zaman şu soruyla karşılaşınz:
Eğer Kürt kökenli vatandaşlara özerklik veri-
lecekse, bunlann nüfus çoğunluğunu oluştur-
dukları, kent ve bölgelere mi verilecektir bu
özerklik?
Böyle bir çözüm, Kürtlerin az bir kısmının
özerklik statüsü içinde yaşarken, çoğunluğun
bu durumun dışında kalması sonucunu doğu-
racak, ortaya özerk olan ve olmayan Kürt asıl-
lılar olmak üzere garip bir durum çıkacaktır.
• • •
Herhalde, batıdaki kimi kentlerde de, Kürt
asıllı yurttaşların çoğunlukla olduğu mahalle ve
semtlerde özerk alanlar oluşturulacak değildir.
Böyle bir çözüm ne düşünülebilir ne de Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunun ka-
bulüne mazhar olabilir.
Unutmayalım. Anayasal yapılar, vatandaşla-
nn çoğuniuğunun mutabakatı ile değişir.
Acaba kim Türkiye'de böyle bir çözümün
çoğunluğun desteğini alabileceğini ileri süre-
cektir.
En radikalini de kapsamak üzere, herhangi
bir anayasal statü ve sınır değişiminin demok-
ratik yolu, halkın ama bu topraklar üzerinde
yaşayan tüm halkın mutabakatını gerektirmek-
tedir.
Böyle bir mutabakatı sağlamak mümkün
müdür?
Bırakalım olayın bu yönünü de bir yana, bu-
gün Türkiye'de yaşayan Kürt asıllıların büyük
bir çoğunluğu batı bölgelerine yerleştiklerine
göre, kendilerini yerlerinden edecek bir statü
değişikliğine oy verirler mi?
DEHAP'ın son seçimlerde Türkiye çapında
aldığı oy, aynı doğrultudaki öbür partilerin da-
ha önceki oylamalarda yurt sathında sağladık-
ları destek, Kürtlerin büyük çoğuniuğunun,
DEHAP ve benzerlerinin önerdiği çözümler ko-
nusunda mutabakatı olduğu konusunda ciddi
kaygılar uyandırmaktadır.
En doğru yol, toplumun önünde, bağımsızlık
dahil ileri sürülen çözümlerin doğurabileceği
sonuçları açık açık tartışmak olmalıdır.
Böyle bir demokratik tartışma, nelerin ola-
mayacağının anlaşılmasını, ileri sürülen bazı
çözümlerin yaşama geçmesi halinde de nele-
rin olacağının görülmesi sonucunu doğuracak,
tartışma daha sağlıklı bir zemine oturacaktır.
• • •
Daha önce de belirtildiği gibi, Türkiye'de Gü-
neydoğu'dan batıya kaynak transferi olmuyor,
tam tersi gerçekleşiyor. özerklik veya federas-
yon gibi çözümleri önerenler, bu yoksul bölge-
lere bundan böyle batıdan kaynak transferini
nasıl isteyebileceklerdir?
Geçmişte olmuş ve şu anda da olmakta olan
bu transfer "biz"\n yani bir birliğin bütünleşmiş
bir bütünün içindeki dayanışmanın sonucu
olarak olmaktadır. Bir evde oturan aile bireyle-
rinin gelirierini paylaşmalan gibi bir olaydır bu.
"Biz yokuz, sen, ben varız" dendiği anda
dayanışmanın aynı düzeyde devam etmesini
istemek mümkün müdür?
Bir ailenin aynı çatıyı paylaşan çocuklan reşit
olduklarında, başka bir yuva kurmaya kaJktık-
larında, "Ben ayn eve çıkıyorum, sen yine ba-
na yardım edeceksin" demek hakkına sahip
olabilirler mi?
Böyle bir durumda hangi politikacı, batıdan
kaynak aktarımı konusunda seçmenini ikna
edebilir?
Bu konuda, Bask ve Flaman örneklerine de
bakın! Bu özerk bölgeler kendi yağlarıyla kav-
rulmaktadırlar, Valonlardan, Flamanlara ya da
Ispanya'nın öbür bölgelerinden, Basklara kal-
kınmalannı sağlamak için öncelik tanıyan kay-
nak transferieri söz konusu değildir.
Bu gerçeklerin hepsini doğru görmeli, tartış-
malı ve açık, net konuşmalıyız ki, gerçekten
demokratik bir çözüm elde edebilelim.
(Sürecek)
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Otel Club NİNA
HER3EY tl&Hll
D-8 Vaf- ücretsiz
' Oenas Stftf-difeı
' Klmiı
OdalvdsTV
Yiumt Hwuaı
Çoojt ttevuîiı
ÇooıtPjrto
49JWYTL
KişibaşıGeccük 3x1(533
Wuf!d Vikıîbanl" Krcdi Karlıru
3 TakSit BIZDEN
k
' Mrtttı
aari
0266 41E 4İ 32 • 416 43 33 - İ1Ç 36 73
Fax: 0266 4^6 36 07
Ülkenin çeşitli bölgelerinde gerginlik yaşanırken Bakanlar Kurulu ağustosta yalnızca 2 kez toplanabildi
HükümetyaztatilindeFDUTKOZOK
ANKARA - Son zamanlarda ülke-
nin çeşitli bölgelerinde yaşanan ger-
ginliklere karşın, hükümet gerekli
adımlan atmıyor. Bakanlar Kurulu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
"diğer" programlan nedeniyle ağus-
tos ayı boyunca yalnızca 2 kez topla-
nabildi. CHP Genel Başkan Yardım-
cısı Mustafa Özyürek, "Bakanlar Ku-
rulu böyle bir dönemde toplanmaya-
cak da ne zaman toplanacak.>" dedi.
Hükümet, son olarak önceki gün De-
nizli'nin Sarayköy ilçesinde bıçakla ya-
ralama olayına kanştığı için gözaltın-
da tutulan bir kişinin polis merkezin-
den alınarak linç edilmek istenmesiy-
le yükselen "iç gerttune" seyirci kah-
yor Son dönemde Trabzon-Maçka,
• CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, toplantılann, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın diğer programlan nedeniyle yapılamadığını belirtti. Hiçbir bakanın da toplantı
talebinde bulunamadığını söyleyen Özyürek, "Kurulun toplanıp toplanmamasının aslında
pratikte bir anlamı yok. Bakanlar birer piyon haline dönüşmüş vaziyette" dedi.
Izmir-Scferihisar ve Balıkesir-Ayva-
lık'ta yaşanan olaylara karşın hükümet,
herhangi bir adım atmıyor. Gelişme-
lerle ilgili kamuoyunu rahatlatacak
kararlar almakla yükümlü Bakanlar
Kurulu ise düzenli olarak toplanamı-
yor. Ağustos ayı boyunca normalde 5
toplantı yapması gereken Bakanlar
Kurulu, Erdoğan'ın başka programla-
n nedeniyle iki kez toplanabildi. Ku-
rulun, l Ağustos, 15 Ağustos ve dün-
kü toplantılan gerçekleştirilemedi.
Birtoplantı Başbakan'ıntatilinerast-
larken, diğer toplantılar, Formula-l 'in
bağlantı yollannın açılış töreni ve Is-
tanbul'daki çeşitli programlara "kur-
bangftti". Kurul, ağustos ayı boyunca
15 Ağustos Pazartesi ve 22 Ağustos Pa-
zartesi günleri bir araya gelebildi.
Erdoğan, eski Başbakan BûientEce-
vitin rahatsızlığı nedeniyle toplana-
mayan Bakanlar Kurulu toplantılany-
la "dalgageçmiştT. Erdoğan, 29 Tem-
muz 2003 'teki konuşmasında eski hü-
kümeti şöyle eleştirmişti: "Bir yd ön-
ce ülkemizde Bakanlar Kurulu topla-
namıyordu. Yazıh ve görsel medya ba-
layorsunuz şu sonıyu hep soruyordu:
'Bakanlar Kurulu ne zaman toplana-
cak, hastanede mi toplanacak, Meclis'te
mi toplanacak, Başbakanlık'ta mı top-
lanacak? Yoksa mobil zemınde mi top-
lanacak?' Bunun arayışı içindeydüer.
Tarih befirleniyordu, tarih gefa'yordu.
'Fevkalade bir olay oldu, Bakanlar
Kurulu toplanamıyor' deniyordu. Şim-
diysekabtnasığnıayanbir hükümet,ka-
bına sığmayan bir parlanıento var."
Konuyu değerlendiren CHP Genel
Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek
"Zaten Bakanlar Kurulu'nunpek bir
işlevi kalnıadı. Başbakan kafasuıa gö-
re, dilediği şekilde konuşuyor. Dilediği
şekilde tafimat veriyor. O nedenle Ba-
kanlar Kunıhı'nun toplanıp toplan-
mamasının ashnda pratikte bir anla-
mı yok" dedi. Bakanlar Kurulu üye-
lerinin "pjyon" haline geldiğini vur-
gulayan Özyürek, Başbakan Erdo-
ğan'ın da ülkeyi "yan padişah" gibi
yönettiğini söyledi.
Terörün son dönemde "cid<ti bir ür-
manıs içerisinde" olduğuna dikkat çe-
ken Özyürek, bunun yanı sıra gün-
demde memur maaşlannın ne olaca-
ğı, Irak anayasasmın durumu gibi çok
önemli konular olduğunu anımsattı.
"Böyle bir dönemde Bakanlar Kuru-
lu toplanmayacaksa başka ne zaman
toplanacak" diye soran Özyürek. "Hü-
kümetgörevinivapmıyor. Başbakan'a
karşida hiçbirbakanın herhangi bir gö-
riiş iletmesi ya da talep etmesi müm-
kün görünmüyor, çünkü herkes Baş-
bakan'dan çeküuyor" diye konuştu.
HlLMlOĞLU:
Denetim
siyasal
yıpratmaya
aonuştu
MALATYA (Cumhu-
riyet)- Inönü Üniversite-
si(IU) Rektörü Prof. Dr.
Fatih Hilmioğtu, ünıver-
sitede yolsuzluk yapıldı-
ğı iddialanna sert tepki
göstererek "tnönü Üni-
versitesi'nde parayenme-
miştir, yedirilmemiştir"
dedi.
Mahalle ve Köy Muh-
tarlan Derneği Başkanı
tbrahim Yûcekaya'yı zi-
yaret eden Rektör Prof.
Dr. Hilmioğlu, çıkıştaba-
sın mensuplannın soru-
lanm yanıtladı. Sayıştay
denetçilerinin yaptığı de-
netim ve ardından AKP
il Başkanı Ihsan Koca'nın
üniversitede yolsuzluk
yapıldığı yönünde açık-
lamalanyla ilgili bir so-
ru üzerine Prof. Dr. Hil-
mioğlu şöyle konuştu:
"Anayasal bir kurum
olan Sayıştay sadece bizi
değil, her yıl tüm kurum-
ları denetier. Sanuım ay-
nı dönemde üniversitenin
dışında başka kurumlan
da denetledikr. Denetim
doğaL Doğal olmavan tek
bir şey var. Hazırlanan
sorgıüarm birkaç gün son-
ra bir siyasal kimliğe sa-
hip ktşfaiin eüne geçerek,
buldşininbasınaçıkİama-
sı yapmasıdır. İşin sadece
rutin bir hukuki incele-
meden çıkıp bir siyasal
yıpratma, bir siyasal hnç
kampanyasma dönüşme-
si bizleri rahatscetmiştir.
tnönü Ünhçrskesi'nde ve-
rflemeyecekbir hesabnnız
yoktur. tnönü Ünh ersite-
si'nde para yenmemiştir,
yedirflmem^tir."
Kendisinin tnönü Üni-
versitesi'nde 9 yıldan be-
ri idarecilik yaptığını
anımsatan Prof. Dr. Fatih
Hilmioğlu, "9 yıkür Sa-
yıştaydenetimkrinde hiç-
bir şey çıkmryor da, bu
yıl mı bir şeyler çıkıyor"
diye konuştu.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN HAK-PAR VE ELÇİHAREKETE GEÇTl
DTH'ye karşı
yeniparti girişimi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hak ve Öz-
gürlükler Partısı (HAK-
PAR) ile Şerafettin Elçi
grubu, eski DEP millet-
\ekillerinin öncülük etti-
ği Demokratik Toplum
Hareketi'ne (DTH) kar-
şı harekete geçti.
DTH'nin partileşme
sürecine hız vermesi, ay-
nı tabana seslenen grup-
lan harekete geçirdi.
HAK- PAR Genel Başka-
nı Abdülmelik Fırat, 4
Eylül'de DEHAP ve
DTH'ye muhalif isimler-
le bir toplantı yapacak.
Fırat, davet mektubunda,
Başbakan Tajyip Erdo-
ğan'ın Diyarbakır'daki
açıklamalanndan sonra
Kürt sorununun çözümü
konusunda asıl konuşma-
sı gerekenlerin etkili bi-
çimde ses çıkaramadıkla-
nnı \Targulayarak şunla-
n dedi: "Sürece ilişldn
derlenip toparlanmaya,
soruna itişkui etkili bir ses
vermeye ihtiyaç var. Ka-
muoyunun doğru bilgi-
lenduümesi,Kürtsorunu-
nun bütün boyudanyla
bilince çıkanhnası, çözü-
me yönetikönerilerin da-
ha çok netkşmesi için biz-
lere görev düştüğü inan-
cındavız."
Şerafettin Elçi grubu
ise yeni bir parti için ha-
rekete geçti. Elçi'nin,
"Kürtlerin kendi kendi-
ni yönetnıesine olanak
sağiayacak, ancak şiddet-
ten uzak duracak, Tür-
kiye'nm bütünlügünesay-
gıh, sosyal demokrat bir
parti" hedeflediği kay-
dedildi.
Batman^da cenaze gerginliği
PKK'lilerin cenazelerini almakisteyen grubayapılan müdahaledeyaşamınıyitirenyürttaşın ölümüyle
ilgili emniyetten 'cinayet' açıldamasıyapılırken Belediye Başkanı Kalkan,'Arbedesırasında öldü' dedi
ARİFARSLAN
BATMAN-Batman'ın Beşiri ılçesi kır-
salında öldürülen PKK'hlerin cenazelen-
ni almak isteyen gruba polisin müdaha-
lesi sırasında Hasan tş (25) adlı yurttaşın
öldüriilmesi bölgede gerginliği arttırdı.
Emniyet yetkilileri, Iş'in olaylar çıkma-
dan önce cınayete kurban gitmiş olabile-
ceğini savunurken DEHAP'lı Batman Be-
lediye Başkanı Hüseyin Kalkan, "Kesin-
likle arbede sırasında öldürüldü" dedi.
Beşin kırsalında öldürülen PKK'lile-
rin cenazelerini almak isteyen grup önce-
ki gün Batman Belediyesi önünden Ka-
dın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne doğ-
ru yürüdü. Polisin uyansına karşın dağıl-
mayan gruba önce biber gazı ve tazyikli
suyla müdahale edildi. Bu sırada çıkan ar-
bedede 25 yaşındaki Hasan Iş, başına isa-
bet eden kurşunla yaşamını yitirdi.
Iş'in cenazesi otopsi yapümak üzere
Diyarbakır Devlet Hastanesi'ne gönde-
rildi. Hastane önünde toplanan 300 kişi
PKK lehine sloganlaratöîctan sonra Dağ-
kapı'ya kadar yürüdü. Otopsinin ardından
yeniden Batman'a getirilen cenaze Bat-
man Devlet Hastanesi morguna konuldu.
Bu sırada hastane önünde toplanan yak-
laşık 5 bin kişi "Şehitier ölmez", "Bura-
sı Batman, Trabzon değD", "Katiller he-
sapverecek" sloganlan attı.
Baydemir ve Ozçelik'ten ziyaret
Cenazeyi alan Özgür Yurttaş Girişimi
üyesi bir grup, yeşil, kırmızı ve san renk-
lerde beze sanh tabutla Batman Asli Me-
zarhğı'na doğru yürümeye başladı. Abdul-
lah Ocalan'ın posterlerini taşıyan ve ör-
güt lehine slogan atan grubun önünde,
kol kola girmiş olarak Hüseyin Kalkan,
Kurtalan Belediye Başkan MuratCeyian,
Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Si-
lopi Belediye Başkanı Muhsin Kunur ve
Idil Belediye Başkam Resul Badak yer
aldı. Yürüyüş sırasında AKP il bınası ve
Şehit Polis Memuru Keskin Kıran Kara-
kolu'nu taşlayan grup, cenazenin topra-
ğa verilmesinden sonra olaysız dağıldı.
DEHAP'lı Diyarbakır Belediye Başka-
nı Osman Baydemir ve DEHAP Genel
Başkan Yardımcısı Osman Özçelik, Ha-
san Iş'in mezannı ziyaret ederer ailesine
başsağlığı dileğinde bulundular.
Hasan Iş'in ailesinin a\
r
ukatı SerhatBa-
ymdır, Adli Tıp Kurumu'ndan alman otop-
si raporunun Iş'in saat 12.00 ile 18.00sa-
atleri arasında öldürüldüğünü ortaya koy-
duğunu belirterek "Bu da Iş'in çaüşma SH
rasuıda yakm mesafeden başına sıküan si-
lahla sıkuantek kurşunlaöldürüldüğü an-
lamına getiyor" dedi. Hasan Iş'in ağabe-
yı Seüm Iş, kardeşinin olaylar sırasında vu-
rulduğunu gören tanıklar olduğunu ifade
ederek "Tanıklann mahkemede dinle-
nmesini sağlayacağız. Gerekirse konuyu
AİHM'ye götürüceğiz ama kardeşimin
katflkrini bulacağız" diye konuştu.
•kesinükle cinayet (kğiT
Iş, yaralı kardeşini hastaneye kaldırma-
ya çalıştığı sırada polis engeliyle karşılaş-
tığuıı iddia etti. Batman Belediye Başka-
nı Kalkan, Iş'in öldürülmesiyle ilgili "Ola-
yın sorumhılan ortada" dedi. Hasan Iş
öldürülürken çok yabnda olduğunu an-
latan Kalkan. "Kesinlikleçıkan arbededen
önce cinayet işlenmemiştir. Hasan İs, olay-
lar arasuıda vurulmuştur" dedi. Arbede-
yi önlemek için arabulucu olduğunu vur-
gulayan Kalkan, şunlan söyledi: "Güven-
likgüçlerininküfiirvesaldınlannamaruz
kaldım. Kurşunlar bana da isabet edebi-
HrdL Bunlar Emniyet Müdürii Arif Ök-
süz'ün önünde meydana gekü."
'Kaza ya da cinayet'
Emniyet Müdürü Öksüz ise Cumhuri-
yet Caddesi'ni 1.5 saat süreyle kapatan ldt-
leyi birçok kez uyarmalanna karşın gru-
bun dağılmadığını belirterek "Karanb-
ğm çökmesiyle buükte bir anda olaylar
başladL Bdediye başkanunıza y önelik bir
salduıda bulunulmamışür. Bazen güven-
Bkgüçleriolaylar sırasında benide&rk ede-
meyebiliyor. Hasan İş olayı da ya bir kaza
ya da bir cinayettir. Çünkü Hasan tş'e 15
metre mesafeden ateş edflmiş" dedi.
Beşiri ılçesi kırsalında öldürülen PKK'li-
lerin sayısı ise 8'e çıktı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
IETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.
SERHA T CİHAN KESKİN
Adalara gelenler ve yaptıklan ko-
nusu, önce internet sitelerinde yer al-
dı, bu sitelerdeki haberler gazetelerin
sütunlanna sıçradı. Ardından Insan
Haklan Demeği'nin açıklaması geldi.
Iddialar çeşitliydi.
Birinci ve en vahim iddia, Kınalı-
ada'ya gelen hafta sonu tatilcilerinin,
birileri tarafından yönlendirilerek bu-
radaki Ermeni cemaatini hedef alan
tacizde bulunmalarıydı. Hatta iddia
daha da ileri götürülüyor: Fatih'teki
camilerde hocaların gidip Adalıları
rahatsız edin diye vaaz verdiklerini ve
hatta bedava jeton dağıttıklan iddia
ediliyor.
Bir başka konu ise günübirtikçile-
re Adalı bazı çevreler tarafından
gösterilen tepki. Bu tepki de hafta
sonu Adalara gelenlerin sebep ol-
duğu gürültü ve pislik. Bu konuda
da son zamanlarda yazılann dozu
giderek artıyor ve hafta sonu ge-
lenleri hedef alıyor.
• • •
Bir Adalı olarak önce durumu doğ-
Adalara Hafta Sonu Akını
ru saptamaktan yanayım. Hafta son-
ları Adalara günübirlik çok sayıda
yerli ve yabancı insan geliyor. Bu bü-
yük kalabalık, Adalann yetersiz altya-
pısı nedeniyle öncelikle büyük bir so-
runa neden oluyor.
örneğin Kınalıada Iskelesi'nin he-
men yanındaki sahil denize girmeye
çok uygun. Ancak günübirlik gelenler
için ne soyunma kabini ne de tuvalet
gibi çok temel altyapı hizmetleri yok.
Yüzlerce insan denize girdikten son-
ra en temel ihtiyaçlarını giderecek
yer bulamayınca çevredeki evlere gi-
dip ihtiyaçlarını gidermeye çalışınca
film kopuyor. Kim evine, adını sanını
bilmediği yabancılann girmesini ister
ki!
Bu arada kalabalığın içinde müna-
sebetsiz, hoyrat insanlar da çıkıyor
ve çevreye çeşitli rahatsızhklar veri-
yorlar. özel yüzme havuzlarına gir-
meye kalkanlann olduğunu da biliyo-
ruz. Tabii o kadar çok insan çevrede
karnını da doyurmaya kalkınca çev-
redeki çöp ve kirlilik daha da artıyor.
Adalılar da haklı olarak bu durum-
dan rahatsız oluyorlar. Fakat burada
Ermenileri hedef alan bilinçli bir tacizi
biz şimdiye kadar duymadık, görme-
dik. Tek tük olursa da bunun siste-
matik bir şey olmadığını tahmin edi-
yoruz. önce bu yanlış kanaatin dü-
zeltilmesi gerekiyor.
• * •
Günübirlik gelenlere duyulan ra-
hatsızlık giderek toplumun aft sınıfla-
nna, yoksullara bir tepkiye dönüşü-
yor.
Şu noktada anlaşalım: Insanlanmı-
zın hafta sonlan serinlemek için Ada-
lara gelmelerine karşı çıkamayız. Bu
onların hakkı.
Ikincisi, Adaların altyapısı bu in-
sanlann ihtiyaçlarını da karşılayacak
şekilde düzene sokulmalıdır. örneğin
Kınalıada sahiline mutlaka bir duş ve
tuvalet sistemi -belki diğer adalara
da- kurulmalıdır. Küçük bir ücret kar-
şılığında insanlar bu hizmetlerden ya-
rarlanmalıdır.
Büyükada'da Dil Burnu piknik yeri-
ne giriş insan başına 1.7 YTL. On ki-
şilik bir grup gelse 17 YTL gibi bir
para ödemek zorunda kalıyor. Hafta
sonlan çok para toplayan Orman
Idaresi'nin doğru dürüst bir hizmet
verdiği söylenebilir mi? Gelen insan-
lara kızmadan önce hizmetlerin ge-
lişmesi için çaba sarf etmek daha
önemli değil mi?
•••
Bu yanlış yaklaşımlann düzeltilme-
si gerekiyor. Ortada Adalarda yaşa-
yanlara yönelik ırkçı bir saldırı söz
konusu değil. Bu nedenle bu tür söy-
lentiler, yanlış ve aynı zamanda doğ-
ru olmadığı için rahatsız edici. Ikincisi
ise Adalara gelen günübirtikçilerin de
Adalardan yararlanma haklan var.
Bir kısım münasebetsizin davranış-
lan nedeniyle şehir yoksullanna tep-
kiye dönüşen yazı ve tutumlan doğru
bulmuyorum, çağdaş Adalıların böy-
le düşünmediğini ifade etmek istiyo-
rum.
•••
Bu vesile ile Adalarla ilgili bazı so-
runlara da dikkat çekmek istiyorum.
Geçen gün Büyükada Emniyet Mü-
dürlüğü'nün yanında tam sekiz tane
motorlu araç saydım. Bu yıl Büyüka-
da resmi ve gayriresmi araç patla-
ması yaşıyor.
Bu felakete karşı ne yapacağız,
gelin onu düşünelim. Motorlu araçlar
yüzünden yoilarda yürümek bile teh-
likeli hale geldi. Arabacılar hiçbir ku-
rala uymuyorlar. Her taraf çöp. Daha
neler neler...
Adalara sahip çıkmamız gerekiyor.
Dışarıdan gelenlere kızmadan önce
kendi idarecilerimizi uyarmamız
önem kazanıyor. Gelin Adalarımıza
sahip çıkalım.