Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 AĞUSTOS 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
JV U JLJ J. U M\ kultur@ cumhuriyet.com.tr 15
Osman Numan Baranus, ömriinün altmış yılını, yirmi bir kitap tutan, kendi deyişiyle 'özünler' yazmaya verdi
İyi geceler kalemlertuşlar
HÜSEYİN ATABAŞ
Osman Numan Baranus, bir şa-
ırin ya da yazann da her insan gibi
sonunun nereye varacağını bildi-
ğinden, on beş yıl kadar önce şöy-
le demişti 'Esenleme' başlıklı şi-
irinde: "tyi geceler yazlar kışlar,
/ tyi geceler dağlar taşlar, / İyi ge-
celer kurtlar kuşlar, / İyi geceler
pelürler kuşeler, / İyi geceler ka-
lemler tuşlar, / İyi geceler gerçek-
ler düşler, / İyi geceler insan kar-
deşler!.." (Gebe Gece / Aydın Ki-
tabevi Yayınları. Ankara 1990)
4 Ağustos 2005 günü saat yirmi
üç sulannda eve geldiğimde, masa-
mın üstünde kızı Meva'nın, Bara-
nus'un pelürlere kuşelere. kalemle-
re fuşlara ve insan kardeşlere son
kez 'İyi geceler' dediği telefon no-
tunu buldum. Hâlâ Ankara'da yaşa-
yan iki-üç edebiyatçı eski dostunu
arayarak haber verdim. Benden ön-
ce 'acı' haberialanlarolmuştu. On-
lardan biri. "Cenazesinde bulun-
mayı çok isterdim, ama yarın
önemli bir işim var, bırakıp git-
mem mümkûn değil" dedi. Ben
dahil, sanki hiçbirimiz günün birin-
de işlere güçlere 'İyi geceler' de-
meyecekmişiz gibi davranıyoruz!..
Olüm, sonsuz birgece midiraca-
ba, uyunulan ve bir daha uyanıla-
mayan? Ömür ise ölüm hiç olmaya-
cakmış gibi yaşanılan!..
İkl deneme kltabı vardı
Osman Numan Baranus. yetmiş
beş yıllık ömriinün altmış yılını,
yirmi bir kitap tutan, kendi deyişiy-
le 'özünler' (şiirler) yazmaya ver-
di. Ayrıca, poetika üzerine yazıla-
nnı topladığı iki deneme kitabı ya-
yımlamıştı. Şiirlerini granitler, ku-
şeler ya da cezaevi duvan üzerine;
kurşunkalem. dolmakalem, tüken-
mezkalem ya da zulada kama ve
yontucu murcu ile kazıdığını söy-
lerdi. Bu bir anlamda onun şiire
olan tutkusu ve kendi şiirine güve-
nınin göstergesiydı. Ona göre;
"Duygularla düşüncelerin uçu-
şurken takılıp toplandığı, oğul
verdiği defterlerle kalem ne za-
man ki kolayca edinilir, yoz ürün-
ler verilir; ne zaman ki zorca edi-
Osman Numan Baranus (solda) ve Melih Cevdet Anday birlikte.
O,sman Numan Baranus şiirlerini granitler, kuşeler ya da cezaevi duvan
üzerine; kurşunkalem, dolmakalem, tükenmezkalem ya da zulada kama ve
yontucu murcu ile kazıdığını söylerdi. Bu bir anlamda onun şiire olan tutkusu ve
kendi şiirine güveninin göstergesiydi.
nilir, Öz ürünler verilir." (Okul-
suzculuk Özün Yayınlan, Ankara
1986)
Ömrüne yalnızca şiirin anlam
verdiği Osman Numan Baranus'u
günümüz gençlerinin bildiğini, ta-
nıdığını sanmıyorum. Eğer tanısa-
lardı, alçak dağlan kendilerinin ya-
rattığı yanılsamasına düşmezlerdi.
Ilk kitabını 1945 yılında on beş ya-
şındayken yayımlayan ve bu kitap-
taki 'Mektup' başlıklı şiirde: "Ya-
lan da yok, küşiim de, / Gözle-
rimde tütüyorsun / Sevgili kar-
deşim Ahmet Aksu. / Zayıflamış-
sın gibi gördüm düşümde, / Sen
de nıi oruç tutuyorsun / Sahur-
dan, iftardan yoksun? //İnsanoğ-
lu / Kurtulamayacak mıdır tut-
sakljktan, / Keiepçeleri sökebilse
de, / Prangaları kırabilse de / Ve,
haykırabilse de / Enginlere?"
(Toygan tkincı Basım, Özün Ya-
yınlan / Ankara 1985) dediği için
dört buçuk ay cezaevinde kalmış,
mahkemenin Yahya Kemal Beyat-
ü'dan aldıgı bilirkişi raporu üzeri-
ne aklanmıştı.
Çocuk yaşında aldığı bu ağır dar-
benin belki de şiirlerinde ve yazı-
lannda epey değişik ad kullanma-
sının nedeni olmuştu. Ad değiştir-
me konusuyla ilgili olarak 'Toy-
gan'ın ikinci basımına yazdığı 'Er-
gen Özüne Ergin Önsöz'de şöyle
diyor: "Aruzu denediğim, birka-
çını da kitabıma aldığım özünle-
rimde mahlasım Abad idi. Kitap-
tan önce de, sonra da yazı ve
özünlerimde, değişik adlar kul-
landım. Dokuza on iki boyutun-
da bir fotoğrafımın arkasında ya-
zılan, sanat yolundaki aşamaları-
nı belirlemek için Kasırga Osman,
Osman Gazioğlu, Abad Osman,
Osman Kemal, Nuri Doğan, Nu-
man Evranos, Kasırga Onurdal,
Doğan Kasırgaoğlu, Onur Dolu,
Osman Numan Baranus adlarını
kullanan bu ozanın asıl adı Os-
man Nuri Doğan'dır." Sonra bir
gün Turgut Uyar'ın, "Biz seni ar-
tık bu adla tanıyoruz" demesi
üzerine Osman Numan Baranus'ta
karar kılmış.
Aykırı' olmak
Uzunyayla Çerkezlerinden ve
Bahriye Nazın CemaJ Paşa'ya ma-
iyet memurluğu yapmış olan Ka-
sırgazade Gazi Bey'in, tümü yük-
seköğrenım görmüş, biri kız yedi
çocuğundan biri olan Baranus, kar-
deşler içinde en 'aykın' olanıymış.
Bir şainn uyumlu olması da bekle-
nemezdi kuşkusuz!
Ama Osman Numan Baranus;
toplumculuğu, ilericiliği şair olma-
nın ayncalıklan değil, şair olma-
dan önce insan olmanın ilk ve temel
koşulu sayardı. Bu sağlam görüşten
devinerek sevgiyi insanoğlunun en
önemli özelliği olarak görür ki bu
nedenle onun sevgisi göstermelik
bir eylem değıldi. Bunun böyle ol-
duğu tüm yazdıklannda görülür:
"Demem o ki, yeryüzünü yeryü-
zü eden / En olumlu eylemlerin
tümünden / Sevmek üstün, sev-
mek güzel, sevmek gür, / Sevmek
egemen." (Sevmek Egemen / Özün
Yayınlan, Ankara 1975) Kaç kişi
farkındadır, bilmiyorum ama; De-
niz Gezmiş, YusufAslan, Hüseyin
İnan için en büyük arutı Baranus
dikmişti.
O da 'Sevmek Egemen' kitabın-
daki beş yüz dört dizelik 'Anıt
Özün'dür.
Osman Numan Baranus'un tek
şanssızlığı, şiirindeki ritmi, bizim
kulagımızın ahşık olduğu arabeske
indirgememesidir!.. Ölümüne de en
çok, çok istediği halde, tüm şiirle-
rini tek ciltte yayımlanmış olarak
kitapçı raflannda görememiş olma-
sı nedeniyle üzülüyorum. Son yıl-
lannı, bu özlemini gerçekleştirme
uğrunda, özensiz insanlann yol aç-
tığı sıkıntılar ve hastalıklar içinde
geçirmiştı.
Kalemler, tuşlar, pelürler ve
kuşeler de sana iyi geceler diliyor
sevgili ağabeyim.
Altyazısız medya deneyimi öyküleri
Yaşadıklannı anlattılar
SELCEN AKSEL
9. Uluslararası Istanbul Biena-
li'nin konuklanndan Ingiliz sa-
natçı Phil Collins, geçen cumar-
tesi günü, 27 Ağustos'ta The
Marmara Oteli Balo Salonu'nda
bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantı, Collins'in de vurgula-
dığı gibi. onun sözcükleriyle 'te-
levizyon uzmanları', Sabret,
Mürvet, Kibriye, Serpil, Ayten,
Cihan, Rafet, Meral, Recep,
Nuray, Fazilet, Sevgi, Gülizar,
Selçuk, Songül'ü basın mensup-
lanyla buluşturmayı amaçlıyor-
du.
'Reallty show'
Toplantının bu konuklan, sa-
natçının bienalde" yer alacak olan
ılgi çekici tasansı 'Gerçeğin Ge-
ri Dönüşü'ne katılan isimler. Bu
tasanya katılma ve bir parçası ol-
malannın nedeni, daha önce çe-
şitli özel TV kanallannda 'reality
show'lara katılmış ve medyanın
bu tartışılabilir boyutunu tüm
yönleriyle bire bir görmüş olma-
lan. Adı geçen bu tasarıntn önem-
li bir parçasını, moderatörlüğünü
Collins'in üstlendiği bu basın
toplantısı oluşturuyor. Collins, ta-
sanya katılanlarla yaptığı söyle-
şiler, daha önce özel olarak çekı-
len fotoğraflar ve basın toplantı-
smdan görüntülerden derlediği
bir sergiyle yer alacak bienalde.
Söz alanlar, yaşamlannı olum-
;u ya da olumsuz, büyük ölçüde
etkileyen 'TV'den nıiJvonlara
seslenme' deneyimlerini kendi
istedikleri açıdan değerlendirdi-
ler. Kimi katılımcılar daha önce
TV'de dile getirdikleri öyküleri-
ni tekrarlamayı seçerken, bir in-
sanın çare aramak için vaatlerin
çoğunun turulmadığı bu prog-
ramlara çıkması yerine başMira-
bileceği mercilerin oluşturulma-
sı gerektiğini düşünenler de var-
dı. Kimi TV'de yaşadıklarına
uzaktan bakarken. kimisi için de
söz alabileceği bir platform yara-
tılmış olması memnunluk veri-
ciydi. Collins'in de önceliği on-
lara verdiği bu tasansında yap-
mak istediği gibi, 'gerçekyaşam
öykülerini' medya ve TV'nin
sunduğu 'reality show'lann için-
de nasıl, hangi şartlarda yer al-
dıklanm, yaşamlannın ne yönde
etkilendiğini dolaysız ve özgürce
dile getirmiş oldular. 'Uzman'
kişiler olarak... Collins, katıhm-
cılann onun tasansında 'yukarı-
da, yalıtılmış' bir yerde oldukla-
nnı ve aleyhlerine işleyen tek şe-
yin kaçınılmaz olarak zaman ol-
duğunu vurguladı. Medyanın
kurgulama aşamasında ihanet
edebilen yanına dikkat çekerken.
kendisininse özellikle insanlann
öykülerine büyük ilgi duyduğu-
nu söylüyor. "Kamera öyle bir
şey ki" diyor Collins, "Ozgür-
leştiriyor, bir yandan da nor-
malde söylemeyeceğin şeyleri
size söyletebilir. Tebditkâr bir
jjanı bu.".
Film festivali 3-8 Eylül tarihleri arasında Novosibirsk'te yapılacak
Belgesel sinema buluşması
Küirür Servisi - '8. Sibirya Buluşması Bölgelerara-
sı Belgesel Film Festivali', 3-8 Eylül tarihleri arasında
Novosibirsk'te yapılacak. Belgesel sinema alanında ça-
lışan kâr amacı olmayan kuruluşlan ve belgesel film ya-
pımcılannı biraraya getıren festivale, Rusya'nın yanı sı-
ra Fransa, Almanya, Belçika, îngiltere, Hollanda, Finlan-
da, Macaristan, Bulgaristan, Sırbistan, Hırvatistan, Tür-
kiye, Çin, Iran ve Yenı Zelanda'dan yapımcılar ve belge-
sel sinemaya ilişkin çalışmalar yürüten kuruluşlar katı-
lacak. Festivalde Türkiye'yi temsil etmek üzere Ajans
21 'in kurucularından yapımcı ve yönetmen Nurdan Ar-
ca davet edildi. 5 Eylül akşanu düzenlenecek 'Türki-
ye'den Filmler' adlı özel programda Ajans 21 yapımı üç
film yer alıyor. Ilk olarak Dostlar Tiyatrosu'nun 30 yı-
lını, arka planda Türkiye'nin sosyal- siyasal tarihiyle bel-
geleyen Nurdan Arca'nın yönettiği, AtiJa Alpöge'nin
senaryosunu yazdığı 'Dostların Tiyatrosu' (Dostlar
Company) gösterilecek.
Ardından Özcan Arca nın yönettiği, Nurdan Arca'nın
senaryosunu yazdığı ve metinlerini Zeynep Oral'ın yaz-
dığı 'Ezgili Yürek, Ruhi Su' (Music "ofthe Heart, Ruhi
Su) gösterilecek.
Birecik Barajrnın yapılmasıyla Fırat"ın sulan altında
kalankentin sessiz ölümünün kısa filmi olan 'Gülen Ay-
va Ağlayan Nar' ızleyiciyle buluşacak. Özellikle Novo-
sibirsk'te yaşayan Türki diaspora için ilginç olan Kazan
Film stüdyosunun fılmleri gösterilecek. Dünyanın en bü-
yük belgesel film festivali olan IDFA'nın (Uluslararası
Amsterdam Belgesel Festivali) kurucusu Jan Vrijman
filmien için özel bir program yapılacak. Aynca Maca-
ristan 'dan, Yeni Zelanda'dan parlak belgesellenn yanı sı-
ra Çin'den Harbın Vang Dongdong'un katılımıyla ulus-
lararası festivallerde çok başan kazanan filmi 'Trisiklet-
le yolculuk' ve Rus sinemasının parlayan yıldızlarından
Aleksey Fedorçhenko'nun ilk uzun metrajh filmi 'Ay'a
İlk Ayak Basan' (The First on the Moon) adlı filmi gös-
terilecek. Novosibirsk, Ekaterinburg, Kazan ve Ir-
kutsk'tan Sibiryalı sinemacılann katılacağı festivalin bu
yılki konuklan arasında Macaristan, Fransa, Hollanda ve
Çin'de yapılan festival organizasyonlarının temsilcileri
de katılacak. Filmler arasında bir yanşma düzeni içer-
meyen festivalin en ilginç organizasyonlanndan biri ise
'En İ\ı Sevirci' ödülü vermesi.
L
Nihat Akçan'ı
kaybettik
Kültür Senisi - Konservatuvann ilk dönem me-
zunlanndan olan sanatçı Nihat Akçan dün îstan-
bul'da vefat etti. Sanatçı için 2 Eylül Cuma günü
saat 10.00'da Istanbul AKM Büyük Salon'da tören
düzenlenecek. Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle
namazımn ardmdan Akçan, Florya Şenlikköyü Me-
zarlığı'na defnedilecek.
1926 yılında Istanbul'da doğan sanatçı, Devlet
Konservatuvan Tiyatro Bölümü'nden 1949'dame-
zun oldu. 1950 yılında Ankara Devlet Tiyatro-
su'nda göreve başladı. 1957-58 yıllan arası Ada-
na Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nda görev al-
dı.1981 yılında ıstanbul Devlet Tiyatrosu'na ge-
çen sanatçı-rejisör Akçan 1991 yılında emekli ol-
du. Nihat Akçan'ın rol aldığı ve yönettiği oyunlar-
dan bazılan şöyle: 'Melekler ve Şeytanlar' (1950-
51), 'Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası' (1951 -52),
'Köşe Başı' (1951-52 rejisöryrd. ve oyuncu), 'Yan-
hş Yanhş Üstüne' (1952-53). 'Çayhane' (1954-
55), 'Finten' (1956-57- uyarlama- rejisör yrd. ve
oyuncu), 'Onikinci Gece' (1957-58), 'Hırsız'
(1958-59). 'Köroğlu' (1960-61), 'Ağaçlar Ayak-
'Yedi Balkonlu Ev' (1961-1964) oyununda Olcay
Poyraz ve Nihat Akçan birlikte.
ta Ölür' (1961-62 rejisör yrd. ve oyuncu), 'İçer-
dekiler' (1964-65 rejisör), 'Keziban' (1965-66 re-
jisör), 4
Yedi Balkonlu Ev' (1965-66), 'Bu Hesap-
ta Yoktu' (1973-74 rejisör), 'Merdiven' (1976-77
rejisör), 'Cimri' (1977-78 rejisör), 'İki Kişilik
Hırgür' (1981-82 rejisör), 'İki Efendinin Uşağı'
(Istanbul 1982-83 rejisör), 'Derya Gülü' (Istanbul
1984-1985 rejisör), 'Toprağı Bol Olsun' (Istanbul
1985-86 rejisör).
Peter Jackson'dan korsana tepki
Kültür Servisi - 'Yüzüklerin Efendisi'
sensinin yönetmeni Oscar ödüllü Peter
Jackson, korsan filmlerin Hollywood'un film
sektöründen çekilmesine sebep olabileceğini
ileri sürdü. Amerika'nın saygın
gazetelerinden New York Times'ta yer alan
haberde, Jackson, film sektörünün yıllardan
beri filmlenn değişik şekillerde
yağmalanmasıyla mücadele ettiğini ancak
içinde bulunulan dijital çağda korsanlığın daha
kapsamlı ve kazançlı bir hale gelmesinden
dolayı sektör için çok daha büyük bir
ekonomik tehdit oluşturduğunu belirtti. Aynca
bu durumun sürmesi halinde hiçbir yapımcının
yeni filmleri finanse etmeyeceğini de sözlerine
ekledi.
1. Tire Kültüp ve Turizm Festivali
• TİRE (AA) - Izmir'ın Tire ilçesinde bu yıl
ilk kez yapılacak olan 'Kültür ve
Turizm Festivali' 1-3 Eylül
tarihleri arasında gerçeİdeştirilecek. Festival,
ilçenin düşman işgalinden kurtuluşunun 83.
yıldönümü kutlama etkinlikleriyle
birleştirilecek. Festival kapsamında eski Tire
fotoğraflannın sergilendiği Karma Fotoğraf
Sergisi açılacak ve 'Tire Fotosafari'
düzenlenecek. Aynca, tarihi Ya\oıkluoğlu
Külliyesi'ndeki cami yeniden ibadete
açılacak. 3 bin 500 yıllık Tire yemek
kültürünün izlerinin aranacağı ' 1.
Geleneksel Ev Yemekleri Yanşması' ve
yamaç paraşütü göstenleri ile basın
mensuplanmn katılımıyla 'Medya ve Tire'
buluşması yapılacak.
Heidi Meiep'in fotoğraf sergisi
• YALOVA (AA) - Marmans'te yaşayan
Isviçreli amatör fotoğrafçı Heidi Meier'in,
Yalova'da çektiği doğa ve insan fotograflanndan
oluşan sergi açıldı. Türkiye'ye ilk kez 1992
yılında gelen ve 1996'den itibaren Marmaris'e
yerleşen Meier'in Ffalk Eğitim Merkezi
Konferans Salonu'nda açtığı Yalova
fotograflanndan oluşan bşisel sergisi büyük ilgi
gördü. Yalova ve ilçelerinde çekilmiş değişik
manzara, insan ve doğa fotograflanndan oluşan
125 fotoğrafın yer aldığı sergi 2 Eylül'e kadar
sürecek.
Zafer Bayramı için sergi
• Kültür Servisi - Serdar Günbilen, lavi ve
suluboya yapıtlannı Gülhane Parkı'nda
sergiliyor. 15 yıl aradan sonra, 30 Ağustos
Cumhuriyet ve Zafer Bayramı için açtığını
vurguladığı bu sergide, sanatçının 15 yapıtı
yer alıyor. Günbilen için, araya herhangi bir
sponsor ya da kuruluş gırmeden halka
ulaşmak büyük önem taşıyor. Günbilen,
"Özgür, bağımsız, onurlu bir yaşam
isteğinin gerçekleştiği" Zafer Bayramı'nı
kutlarken bugün bu değerlerin
unutturulmaya çahşıldığını söylüyor. Daha
önce 24 Temmuz'da Lozan Antlaşması için
bir açıkhava sergisi daha açan sanatçı,
yapıtlannı açıkhavada, parklarda,
Istanbul'un çeştli semtlerinde yapıyor.
Günbilen, MSÜ GSF Resim Bölümü
mezunu.
Fırat kıyısında sanat
• GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Arkeoloji
Müzesi arkeoloğu Mehmet Önal, 1800 yıl
önce sanatın kalbinin Zeugma'da attığım
söyledi. Suriye smırlan içinde kalan Dura-
Europos Antik Kenti'nde bulunan yazıtta,
Zeugma'dan gelen 80-90 kişilik sanatçılar
topluluğunun çetelesinin bulunduğunu
biîdiren Önal, yaptığı açıklamada,
Anadolu'nun Mezopotamya'ya açılan kapısı
olan Zeugma'nın, aynı zamanda sanatçılann
merkezi konumunda da olduğunu söyledi.
Mehmet Önal, bulunan yazıtta sanatçı
grubunun şarkıcı, oyuncu, taklitçi ve
dansçılardan oluştuğunun belirtildiğini ve
sanatçılar topluluğunun Zeugma'dan
geldiğinin ifade edildiğini açıkladı.
İFSAK
f
tan Güneydoğu Anadokı gezisi
• İSTANBUL (AA) - Istanbul Fotoğraf ve
Sinema Amatörleri Derneği (IFSAK), 16-25
Eylül tarihleri arasında Güneydoğu
Anadolu'ya kültür ve fotoğraf gezisi
düzenleyecek. iFSAK'tan yapılan
açıklamada, bölgedeki tarihi ve doğal
güzellikleri görünrüleyecek dernek üyesi
fotoğrafçılann, 16 Eylül'de Istanbul'dan
hareket edeceği bildirildi. Mardin, Urfa,
Adıyaman ile Gaziantep'teki tarihi yerlerin
görüleceği gezinin katılımcı sayısı ise 35
kişiyle sınırh.