Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istantul
Edime
Kocaelı
•Çanakkale
ılzmır
IManisa
^/.ydın
IDenızli
PB
PB
PB
PB
A
B
A
B
30
32
31
31
34
36
37
36
.Zonguldak PB 27 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
PB
PB
B
PB
29
27
27
27
32
30
31
27
Adana A 35
A 35 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
PB
PB
34
37
36
37
35
31
26
Y 26
Yurdun kuzey ve dc
ğu kesımlen parçalı bu-
lutlu. Orta Karadenız kı-
yılan doğu Karadenız
ve Doğu Anadolu'nun
kuzeydoğusu ıle Sınop
ve Tokat çevrelen sağa-
nak ve gok gunjlîutu sa-
ğanak yağışlı, dıger yer-
lerazbulutluveaçıkge-
çecek Hava sıcaklığın-
da onemlı bır degışıklık
olmayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
21
21
22
26
24
25
25
24
Münıh PB 24 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
Y
PB
PB
Y
Y
Y
PB
25
26
36
25
23
25
29
31
PB 27 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahıre
Y
B
Y
Y
Y
Y
Y
B
21
35
14
26
25
26
25
34
B 37
Parçalı bulutlu ^ BUIL.; L
^ Çok Diılutlu ı Yagmurtu \ Sulu kar , Gok gurultulü
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Plansc Sabıp
YARIN, Büyük Zafer'in yıldönümü. Son gün-
lerde yazılanlar bir kez daha ortaya koydu ki, ta-
arruz öncesinin en az altı ayı "Niçin hücum et-
miyoruz?" eleştirilerine ve barış önerilerine gö-
Öüs germekle geçrniştir. Bir yanda tutucu Ikinci
Grup muhalifleri, bir yanda Anadolu hareketini
"ateşkes"\e oyalayıp Yunan'ı koaımaya çalışan
Irıgilizler.
Mustafa Kemal sabretmektedir. Çünkü, ne
yapacağını bilir ve kararlıdır: Elindeki gücü zafer
kazanabilir noktaya getirip istilayı sona erdirecek
ve kafasındaki Türkiye Curnhuriyeti'ni kuracak-
tır. Fazla konuşmaya gerek duymaz.
Sabrını sürdürüp arttıran bir planı var.
Sözde "AB müzakereleri"n\n başlayacağı 3
Ekim öncesi Sayın Başbakan ve çevresinde
büyük sessızlık. Mösyö Chirac ve Frau Menkel
"Kıbrıs Rumlan tanınmadan masaya otunılmaz"
demekte, zorunlu "özelstatü" lafı etmekteler.
Bizimkilerin suskunluğu, ne yapacaklarını bil-
diklerinden midir?
Kararlı iseler, ne zaman ne yapmaya karar ver-
mişlerdir?
Mustafa Kemal'inki, taarruza hazırlanan biras-
kerinsuskunluğuydu. Bizimkilernereyekarşına-
sıl birtaarruzdüşünmekteler? Tamtersine, ken-
dilerini istemeyenlerin hoşuna gitmek için "ay-
dınlar"\a görüşüp Diyarbakır'a koşmakta, "resmi
tarih" düşmanlarının "soykınm"konuşmasını ıs-
tiyorlar.
Kuzey Irak'ta "Kürdistan Devleti" kuruldu bi-
le; kala kala, Amerika gölgesi altında hazır-
lanan sözde Irak Anayasası'na şöyle bir eleştiri-
lip yakın gelecekte oradan kopuşunu kolaylaş-
tıracak hukuk zeminini hazırlamak kaldı. Kerkük,
neredeyse Türkmen ve Araplar'dan temizlenip
uyduruk bir halkoylamasıyla Kürdistan'a katıla-
cak.
Ankara'daki iktidar yine suskun.
Pardon, suskun değil, konuşuyor da; PKK'ye
engel olsunlar diye Amerikalılarla fıs fıs etmek-
te. PKK ise işgalcilerden kaptığı silahlar ve ma-
yınlarla Türkiye topraklarında can alıyor.
Bu iktidarın, "Kürt sorunu var" demek ötesin-
de planı nedir?
Askerin, asker olarak, mutlaka bir planı vardır
ve onlar, yine asker olarak, planları konusunda
susmakta haklıdırlar, ama siyasal sorumluluğu
yüklenmesi gereken politikacılar öyle mi? "Kürt
sorunu" deneni çözmek için "ekonomik, toplum-
sal ve kültürel bir plan"\ar\ varsa, o da mı sırdır
ki, açıklanmaz?
Ama, bunları dile getirdikten sonra, asıl sesle-
nişin bu iktidan eleştirenlere yönelmesi gerekir:
Eleştirenlerin ortak planı ya da programı nedir?
Ortada parti programları ve bazılarının da sorun-
lara ilişkin "çözüm" önerileri var; bunlar üzerin-
de tartışıp ortaklaşa bir eylem planı oluşturma-
dan yalnızca eleştiriyle yetinmek, durgunluk, hat-
ta bir çeşit suskunluk değil midir?
Planlı sabır olur da, plansızların "sabredelim"
deme hakkı yoktur.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"... Ttoğazlar', 'Türk'
mü, Değil mi?!.."
• Baştarafı Arka Sayfada
"...ertesi gün, Paşa teklifini getirdiği zaman,
bunların Curzon Planı'nın tıpatıp aynı olmamakla
beraber, Çiçerin Planı'nın tüm reddi olduğu görül-
müş; Curzon, Rus Delegasyonu için büyük bir
sürpriz olduğuna şüphe olmayan' bu teklifleri
Konferans'ın hararetle karşılayacağını bildinmiş.
Çiçerin ise, 'Bu plan Türkiye'nin kendi güvenligi
ve bağımsızlığı açısından, en ilkel bir gerçeğin
çiğnenmesidir' demiş. Buna karşı Curzon, 'Bo-
ğaziar Sorunu üzerinde, Rus ve Türk delegeleri-
nin görüşleri arasında, temelli bir fark olduğunu
kayda geçiriyorum' diyerek, - Nicholson'un deyi-
mine göre - iki devlet arasına soktuğu 'kama'yı
perçinlemiş!..."(a.g.e. s, 488)
'...zafer veya hlç!..
1
Bu, Ismet Paşa tarafından 'kazanılmış' bir 'zafer'
midir; sağduyu sahipleri üzerinde düşüne dur-
sunlar; ilk bakışta iki büyük gerçek göze çarpıyor ki,
onlan görmezden gelmek mümkün değildir:
a/Sovyetter'le 1921 Anlaşması'nda mutabık ka-
lınmış esaslann aleyhinde hareket edilmiştir; An-
kara, istese de istemese de, Londra'nın etkisi al-
tna sokulmuştur.
b/ Gerçekte bu, kesinlikle Mustafa Kemal Pa-
şa'nın öngördüğü ya da beğendiği bir çözüm de-
ğildir; eğer böyle olsaydı, Lausanne'da kabul edil-
meyen Çiçerin'in önerdiği ortaklaşa koşullan içe-
ren, Montreux Anlaşması'm gündeme getirip, ka-
bul ettirerek 'Boğazlar'ın 'Türk olduğunu' kanrt-
lamaya lüzum görmezdi..
O zaman soruşu mudur: Ismet Paşa, bir zafer mi
kazanmıştır, yoksa yıllarca sonra F. A. Barutçu'ya
dediği gibi, 'Lord Curzon'la uzlaşmış mıdır'?
Karar sizin!
Suniye'de 3 PKK'liye hapis
• ŞAM (AA) - Suriye'de terör örgütü PKK üyesı,
3 Suriye vatandaşı 2'şer yıl hapis cezasına çarptınl-
dı. Avukat Enver El-Bunni yaptığı açıklamada,
Mart 2004'te tutuklanan Muhammed Numan Mu-
hammed, Mustafa Halil ve Abdülkerim Ello'nun,
"'yasadışı örgüt üyesı olmak ve dost bir ülkeyle iliş-
kilere zarar vermek" suçundan 2"şer yıl hapse mah-
kûm edildiğini belirtti. El-Bunni, benzer suçlardan
12 Kürt'ün de mahkûmiyet kararlannın, ekim ve
aralık aylanna kadar ertelendiğini kaydetti.
ADD: Türkiye Cumhuriyeti ve devrim kazanımlan tehlikede
4
Ulusal ittifak' çağrısıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Atatürkçü Düşünce Der-
neği'nin (ADD) çağnsıyla Af-
yon'da düzenlenen "Türkiye tt-
tifakı-Kocatepe Buluşması"
bıldirgesınde, Türkiye Cumhurı-
yeti ve devrimin kazanımlannın
tehlikede olduğu vurgulanarak
Kemalist iktidar için "ulusal it-
tifak" çağnsı yapıldı.
ADD Genel Merkezi'nin çağ-
nsıyla eski KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'ın onursal
önderliğınde siyası partiler, üni-
versiteler, sendıkalar, demokra-
tik kitle örgütleri, meslek odala-
n, CUMOK. ve basın temsilcile-
rinin katılımıyla 25-26 Ağus-
tos'ta Büyük Taarruz'un 83. yıl-
dönümü nedeniyle Afyon'da dü-
zenlenen "Türkive İttifakı-Ko-
catepe Buluşması" bildirgesi,
dün yayımlandı.DüzenJeme ve
Bıldirge Komitesi adına ADD
Genel Başkanı Ertuğrul Ka-
zancı tarafından açıklanan bil-
dirgede, şu saptama \e önerile-
re yer verildi:
Ortak payda: Ülke ve ulu-
sun tehlikede olduğu net olarak
ortaya konulmuştur. Istiklal Sa-
vaşımızın manifestosu olarak ta-
rihe geçen Amasya Genelge-
si'nin içeriğindeki esastan hare-
ketle "millerin istiklalini yine
milletin azim ve kararının
kurtaracağı" vurgulanmıştır.
Durum: Devrimin kazanım-
lan ve hatta Türkiye Cumhuriye-
ti tehJikededir. Türkiye Cumhu-
riyeti'nin temelini oluşturan il-
keleri, antıemperyalist, halkçı-
devletçi, devrimci, ulusalcı ve
laik cumhunyet yıpratılarak göz
ardı edilmekte ve neredeyse yok
sayılmaktadır. Devlet yöneti-
minde Kemalist aydınlanma
devrimi ve Atatürkçü düşünce
sisteminin ret ve inkâr edildiği
hükümetler süreci katlanılamaz
noktada yaşanmaktadır.
KKTC'nin anavatan Türki-
ye'nin aynlmaz bir parçası ol-
duğu gerçeği inkar edilerek ada-
daki Türk varlığı yalruz ve koru-
masız bırakılmaktadır. Parça-
lanma sürecine girdiği belli olan
AB masallan uğruna insanlan-
mız, yurttaşhk bihnç ve sevgi-
sinden uzaklaştınlmaktadır.
AB ve ABD eliyle ortaya ko-
nulan ve GOP çerçevesinde ya-
ratılan Kürt sorunu oyununun
Formula-G araçları pistte
TÜBİTAK Bilim veTeknik Dergisi tarafın-
dan düzenlenen ve 30 Ağustos Salı günü ya-
pılacak Formula-G Güneş Arabaları Yarı-
şı'nın sıralama turları tamamlandı. fstanbul
Park'ta yapıian ve 15 üniversite ile 1 lise ta-
kımının katıldığı yarışmanın sıralama turla-
rı sonucunda,Ankara Üniversitesi Hitit Gü-
neşi takımı "Günebakan" adlı aracıyla birin-
ci oldu. "Günebakan", 5.3 kilometrelik pist-
teki turunu 7 dakikada ve ortalama 45 kilo-
metre hızla tamamladı. Birinci olan aracın
çıktığı en yüksek hız 60 kilometreden fazla
olarak ölçüldü. Yeditepe İ niversitesi'nin Vu-
gat takımı "Turkuaz-7TP" aracıyla ikinci,
ODTÜ Robot Topluluğu'nun Ort takımı da
"Mes-e" adlı aracıyla 3. oldu. (Fotograf: AA)
bir sonucu olarak Türkiye için
açıkça bölücü ve parçalayıcı se-
naryolarüretilmektedir. Emper-
yalist uşaklann iç ve dış yöne-
tim baskılan artmaktadır. Em-
peryalizmin bizim için biçtiği
"Genişlerilmiş Büyük Orta-
doğu Projesi" içindeki rol,
ılımlı Islam ve stratejik uydu-
rukçuluktur.
Halkımızın malvarlığı olan
Et-Bahk, Süt Endüstnsı Kuru-
mu, tanm işletmelen, SEKA,
ERDEMlR, TÜPRAŞ, Tele-
kom, limanlanmızm yanı sıra
yeraltı kaynaklanmız ile şehit-
lerimizin soylu kanlanyla sulan-
mış topraklanmız dün savaştık-
lanmıza satılmaktadır. Ulusal
eğitım sistemımiz yozlaştınla-
rak Kemalist anlayışın içi boşal-
tılmakta, ulusal değerlerden
yoksun tarih bilmeyen kuşaklar
oluşturulmaya çalışılmakta-
dır.Ekümenik patrikhane uy-
durması emperyalizmin başka
ahtapot koludur. Ermeni soykı-
nmı savı, tarihin doğrulamadı-
ğı büyük bir emperyalist yalan-
dır. Ege'deki Yunan tezleri Tür-
kiye aleyhinde rafta hazır tutul-
maktadır.
Sonuç: Tüm bu saptamala-
nn ulusumuz ve ülkemiz adına
olumluya dönüştüriilmesi için
artık eylem zamanı gelmiştir.
Yurdun her köşesinden yükse-
lecek somut eylemler dizisiyle
"Kemalist" bır iktidar sağla-
mak üzere ayağa kalkma günü-
dür. Kemalist görüşle gönüllü
örgütlerin bir araya gelmeleri
yönünde ADD, geçmiş farklı-
lıklann bir yana itilerek, ülke ve
ulusçıkarlan doğrultusunda
"ulusal ittifak" için çağn yap-
maktadır.
Bu "Türkiye lttifakı"nın
getireceği birlik, önce alanlarda
somut bir güç gösterecek sonra
da hukuksal çerçevede mevcut
siyasal partiler, üniversiteler,
sendikalar, demokratik kıtle ör-
gütleri, meslek odalan, CU-
MOK ve basın temsılcilerinin
birleşimiyle belirgin bır ortak
payda olmanın yol ve yöntemi-
ni arayıp bulacaktır.
Baykal, hükümetin PKK'ye yönelik politikasma sert eleştirilerde bulundu
'Destek verenler teşhir edilmeli'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP lideri Deniz Baykal,
PKK'nin silahı elinde rutarak
devlete şart koşarken Başbakan
Tayyip Erdoğan ın. "PKK ile
doİayb bir müzakere içine girdi-
ğini" bildirdı. Yapılması gerekenin
"siyaseten terör kadrolarını
tecrit etmek" olduğunu
kaydeden Baykal, "Te-
röre doğrudan ya da
dolaylı sahip çıkan,
destek veren bütün
kesimleri kamuo>ıına
teşhir etmek, göster-
mek ve tecrit etmek la-
zımdır" dedi.
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, yaptığı
yazılı açıklamada.
hükümetin PKK'ye
yönelik politikasını
sert bir dille eleştirdi.
Türkiye'nin bir "ırk, kafatası devleti
olmadığını" anımsatan Baykal, "Herkes
soyunu sopunu, anasını, babasını, ata-
sını, dedesini bilecek. Kendi kimliği ile
iftihar edecek, kimsenin kimliği kimse-
den üstün değil. Birbirimize saygı gös-
tereceğiz, ama bu farklılıklara siyaset
ve hukuk hak farklılaşması getirmeye-
ceğiz. Bireyin her türlü kimliği, inancı,
mezhebi, dini, hepsi saygıdeğer olacak"
görüşüne yer verdi.
Son günlerde yaşanan olaylara dikkat
çeken Baykal, terörün yeniden canlandı-
nlmak istendiğini, PKK'nin devlete "şart
koşma" noktasına geldiğini belirtti. P-
KK yandaşlannm hükümete "Süre dolu-
yor, sözlerinin gereğini yap, söyledikle-
rinin içini doldur" diyebildiğine işaret e-
den Baykal. hükümetin ise bu konudaki
aczıni, sessizliği ile örttüğünü ifade etti.
Bunun nedenini Başbakan Erdoğan "ın
"PKK üe dolaylı bir müzakere süreci-
ne girmesine" bağlayan Baykal, terör ve
şiddet uygulayanlann Imralı'daki koşulla-
nn düzeltilmesi, genel af gibi taleplen ol-
duğunu, bunlar uygulanırsa yeni bir liste
verileceğini ileri sürdü.
4
Ter5r kadrosu tecrit edilmeH'
Baykal, Erdoğan'ın aydınlarla görüş-
mesı ve Diyarbakır'daki açıklamalannı
kastederek "Kürt kökenli vatandaşla-
rımızın ezici çoğunluğu Türldye'de te-
rör ve şiddet ortamının yaratılmasına
her gün biraz daha fazla karşı çıkar-
ken, uluslararası platformlarda artık
Türkiye'ye yönelik terör lanetlenirken
Başbakan'ın girişimi çok yanlış olmuş-
rur" dedi. Deniz Baykal, bu aşamadan
sonra yapılması gerekenin siyaseten terör
kadroİannı tecrit edip doğrudan ya da do-
laylı olarak destek verenlerin teşhir edil-
mesi olduğunu bildirdi.
Batman'da gerginlik ürmamyor
PKKli teröristlerin cenazelerini hastaneden almakisteyen gruba güvenlikgüçleri
müdahale etti. Çıkan arbedede 1 kişiyaşamınıyitirdi, 3polis memuru hafifyaralandı
BATMAN (AA) - Batman'ın
Beşiri ilçesi kırsalında güvenlik
güçleriyle terör örgütü PKK
üyeleri arasında çıkan çatışma-
da ölü ele geçirilen 6 teröristin
cenazelerini almak isteyen bir
grup eylem yaptı. Grubun po-
lis tarafından dağıtılması sıra-
sında çıkan arbedede 1 kişi ha-
yatını kaybetti, 3 polıs hafifya-
ralandı.
Edinilen bilgiye göre, Özgür
Yurrtaş Girişimi, DEHAP ve
TUHAY-DER üyelerinden olu-
şan grup, Atatürk Bulvan'nda-
ki Barman Belediyesi binasının
önünde toplandı. Grup, Beşi-
ri'deki çatışmada ölen terörist-
lerin cenazelerinin bulunduğu
Batman Kadın Doğum ve Ço-
cuk Hastanesi'ne doğru yürü-
meye başladı. Bunun üzerine
polis, hastanenin yakınlannda,
gruba dağılmalan uyansında
bulundu. Oturma eylemi yapan
grup, polisin uyansına rar n^n
eylemini sürdürdü.
Polisin tazyikli su sıkarak da-
ğırmak istediği göstericilerin
taşla karşılık vermesi sonucu
arbede yaşandı.
Çok sayıda gözaltı
Güvenlik güçlerinin tazyikli
suyla birlikte biber gazı da kul-
lanması üzerine, göstericiler ara
sokaklara kaçtı. 3 polis hafif ya-
ralandı. Atılan taşlar, bazı ev ve
işyerlerinin camlannın kınlma-
sına neden oldu. Polis, çok sa-
yıda göstericiyi gözaltına aldı.
Atılan bir kurşunla yaralandığı
öğrenilen Hasan tş (25) isimli
kişi, Batman Devlet Hastane-
si'ne kaldınldı. tş, burada yapı-
ian tüm müdahalelere rağmen
kurtanlamadı.Batman'ın Beşi-
ri ilçesi kırsalında, 25 Ağustos
sabahı, güvenlik güçleriyle te-
rör örgütü PKK üyeleri arasın-
da çıkan çatışmada, toplam 6
terörist ölü ele geçirilmişti.
GÜNDEM MLSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
tu-fı olarak değil, masanın konusu olarak "ortada
tulmalı.
Bu hafta AB Dışişleri Bakanları zirvesi var. Zir-
ve öncesi Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ve Al-
manya'nın olası seçirn birincisi Merkel, AB'nin ta-
raflarına mektuplar gönderdiler. Hedefler ayrı, öz
aynı. Chirac, Rumlar üzerinden Türkiye'ye yükle-
niyor. Merkel ise Türkiye'ye özel statü verilmesin-
de ısrarlı.
Fransa'nın tutumunda şöyle bir yaklaşım da se-
zilmiyor değil:
Mademki dönem başkanı Ingiltere... Mademki
Ingiltere kara Avrupası'nı zor durumda bırakan
adımlar atıyor... Mademki yeni AB üyelerine ABD
politikalarını dayatıyor... Mademki benim olimpi-
yat hayallerimi söndürdü... O zaman ben de Ingil-
tere ile uğraşırım, onun dönem başkanlığının ba-
şarılı geçmemesi için her şeyi yaparım.
Burada bizim açımızdan altı çizilmesı gereken
durum şu:
Chirac bu politikayı izlerken, Türkiye'yi karşısı-
na alıp almama kaygısı gütmüyor.
Deyim yerindeyse, Ingiltere ve Fransa "büyük fil-
ler" olarak tepişecek biz de se-filler olarak ezile-
ceğiz!
• • •
Gelişmelerin bir tarafı da doğal olarak Kıbrıs
Rum Kesimi ve Yunanistan. İki ülkenin lideri, ön-
ceki hafta Atina'da bir araya geldi. 3 Ekim için şu
stratejiyi izleme kararı aldı:
1- Biz Türkiye'nin karşısında olan taraf olarak
yer almayalım.
2- Biz Türkiye'den bazı şeyler elde etmek iste-
yen tarafız. Bunu koruyalım.
3- Türkiye'den ıstediklerimizi almanın yolu, Tür-
kiye'nin AB masasında tutulmasıdtr. Askeri ve
benzer güç yöntemleriyle isteklerimizi elde ede-
meyeceğimize göre, Türkiye'nin AB masasında
tutulması lehimizedir.
4- AB ülkeleri içinde zaten Türkiye ile sorunu
olanlar var. Bırakalım, "kötü kişi" biz olmayalım,
onlar olsun.
Bu stratejinin devamında şöyle bir senaryo da
dikkati çekiyor:
Rumlar, çerçeve belgesine Türkiye'yi daha da
köşeye sıkıştıracak bazı tümceler eklenmesini is-
teyecek. AB buna izin vermeyecek. Türkiye başa-
rı elde etmiş gibi görünecek. Zira, Türkiye'ye ha-
ziranda dayatılan çerçeve metinde zaten yeterii
zorlama ve horlama var.
• • •
Biz de bir senaryo yazalım:
Türkiye'deki iktidar çıksa dese ki; Eyy AB, sen
3 Ekim'e kadar işi sürüncemede götürme, son
dakikada her şey değişebilir korkusunu içimizde
tutma, her an yeni şeylerin istenebileceği havası-
nı sürekli estirme eğilimindesin... Ben bunda yo-
kum. Zaten vereceğimi verdim, 3 Ekim'de müza-
kereler başlarsa masadayız, başlamazsa biz ken-
dimizi daha fazla tartıştırmayız. AB'nin kendi için-
deki çekişmelerinin temel konusu olmak istemi-
yoruz...
Böyle bir durumda AB, Türkiye'ye bir heyet gön-
derecektir, "Sevgili Türkiye, sen yanlış anladın. Yok
böyle bir şey. Müzakere/ere baş/ayacagız. Senin
sandalyen bile hazır" diyecektir.
Türkiye'de böyle bir hükümet yok!
ankcum a cumhuriyet.com.tr
OKUL, TANIM BEKLÎYOR
Statüsü
olmayan lise
EMEL KILIÇ
Anadolu liselerine
dönüştürülen yabancı
dil ağırlıklı liselerden
biri olan Avcılar İnsa
50. Yıl Lisesi'nin Ana-
dolu lisesi statüsü, ge-
rekçe bildirilmeden
kaldınldı. Milli Eğitim
Bakanlığı web sitesin-
de Anadolu lisesi ola-
rak gösterilen okul,
OKS tercih kılavuzla-
nnda listede yer alma-
ması üzerine, "süper
lise" bölümüne öğren-
ci alamadı. Okulun öğ-
retmenleri, bu duru-
mun kendilerinde ha-
yal kınklığı ve şaşkrn-
lık yarattığını belirtti-
ler.
Avcılar însa 50. Yıl
Lisesi yetkililerinin
verdiği bilgiye göre, bu
okul, MEB tarafından
belirlenen koşullan ta-
şıdığı için Avcılar ilçe-
sinde bulunan tek Ana-
dolu lisesi olmaya hak
kazandı.
11 Milli Eğitim Ko-
misyonu'nun, 21 Hazi-
ran 2005 tarihli kara-
nnda da Avcılar tnsa
50. Yıl Lisesi, Anadolu
lisesi statüsü verilen
okullardan biri olarak
yer alıyor.
Buna karşın Anadolu
lisesi statüsünün kaldı-
nhpbuhakkın"Süley-
man Nazif LisesP'ne
verilmesi, Milli Eği-
tim'deki kadrolaşma
iddialannı gündeme
getirdi.Süleyman Na-
zif Lisesi yetkililerinin
AKP il örgütü ile yakın
ilişki içinde olduğu,
Anadolu lisesi statüsü-
nü bu şekilde sağladık-
lan da iddialar arasuı-
da. Avcılar tnsa 50. Yıl
Lisesi yetkilileri, iptal
karanrun henüz geüııe-
diğini, iptal yazısında
neden "Anadolu lise-
si"ne uygun olmadık-
lanna dair belge kendi-
lerine ulaşhğında, ida-
ri mahkemeye baş\ııra-
bileceklerini söyledi-
ler.
Okul yetkilileri, iptal
yazısının kayıtlar baş-
lamadan okula ulaşmış
olması gerektiğini,
okulun statüsü belli ol-
madığı halde öğrenci-
leri mağdur etmemek
için okulun düz bölü-
müne kayıt yapmaya
devam ettiklerini söy-
lediler.
Süleyman Nazif Li-
sesi yetkilileri ise Ana-
dolu Lisesi olmaya hak
kazanmalarının bakan-
hğın takdiri olduğunu
belirterek bu durumun
kendilerine OKS so-
nuçlannın açıklanma-
sının ardından ulaştığı-
nı söylediler.