23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ 10 DIŞ BASEV Dünya liderleri, yoksul ülkeler için, New York'taki milenyum doruğunda da G8'dekinden farklı karar almayacak Kamuoyunayalan söylüyorlar• G8'lerin Iskoçya'daki toplantısında verilen sözlerin .gerçeği yansıtmadığı, yardım miktannın açıklandığı kadar olmadığı, bundan yararlanacak ülkelere koşul dayatılacağı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Büyük olasılıkla önümüzdeki ay New York'ta yapılacak milenyum doruğundan da yoksul ülkelerin, özellikle de Afrika'nın yaralanna merhem olacak bir sonuç çıkmayacak. MARKCLTmS D ünya liderleri bugûnlerde, önü- müzdeki ay New York'ta bir ara- ya gelecekJeri milenyum doruğu için hazırlık yapıyorlar. Birleşmiş Millet- ler' in "birk-uşağmdönemiboyııncatari- hi kararlar almak için eüne bir kez geçe- cek büyük firsat" olarak nıtelendirdiğı toplantıda ahnacak kararlar geçen ay îs- koçya'nın Gleneagles kentindeki G8 Do- ruğu 'nda alınanlan yineleyecek gibı gö- rünüyor. Tabii, burada unutmamamız ge- reken bir nokta var.. Gleneagles'in ar- dında yatan verilen sözlerin tutulmaya- cağı gerçeği yeni yeni belirginleşrneye baş- ladı. Ve büyük olasılıkla New York top- lantısı da büyük bir yanlış olarak tarihe adını yazdıracak. G8 Doruğunda varsıl ülkelerin yoksul- lara yaptığı yardımın 2010 yılına kadar 48 milyar dolar arttınlması karan almdı. Varsıl ülkelerin lıderlerine ev sahipliği ya- pan Ingiltere Başbakanı Tony Blair bu karan kendi parlamentosuna duyururken "Buna artı olarak en çok borcu olan, ço- ğunluğu Afrika'da buhınan ülkelerin borç- lannı tamamen silme karan aldık" dedi. Blaır, yapılan yardımın herhangı bir ko- şul dayatılmadan yapılacağını da sözle- rine eİcledi. Bunlar, şimdi yalandan iba- ret olduğunu gördüğümüz iddialı sözler- annesinden bilgi alan ikiti, kurakhğın ben'ni bükrüğü Nijer halkının yaralarının sanlması çağnsında bulundu. Ancak görünen o ki tskoçya'da, evsahipliği yaptığı C8 Doruğu'nda arkasına ABD Başkanı Bush (so)da) ve Fransa Devlet Başkanı Chirac'ı alarak 'büyıık vaatierde" bulunan İngihert Başbakanı Blair (ortada) ve arkadaşlan önümüzdeki ay yapılacak miİenyum doruğunda da sözler verecekler. Ancak bunlar yalandan ibaret olacak. (AP) dı. Önce Maliye Bakanı Gordon Brown'un şaşırtıcı açıklaması geldi. Brown, Ingil- tere'nin yoksullara yapacağı yardımda- kı artışın silinen borçlan da içereceğini söyledi. Başka deyişle yardım diye açık- lanan toplam miktardan borçlann mikta- n düşülecekti. Rusya'nın yapacağı yardımın tamamı- nı silinen borçlar oluşturuyor. Fransa'nın ise üstüne düşen yardım miktannın üçte birini silinen borçlar oluşturuyor. Uzun lafın kısası borçlann sıfırlanması Bla- ir'in açıkladığı gibi nakit olarak yapıla- cak yardımın artışına "arü" olarak yapıl- mayacak, bu yardımın "parças" olacak. Borçlannın tamamının silinmesi ka- rarlaştınlan ülkelerin sayısı 18. Ancak BM'nin yoksulluk sının kriterlerine gö- re bu sınırdan uzaklaşmak için toplam 62 ülkenin böyle bir borç sıfirlanmasına ih- tiyacı var. Dünya Bankası'nın basına sı- zan belgelerine göre G8'de alınan borç si- linme karan da 18 ülkenin sadece üç yıl- lık ödemelerini kapsıyor. Devede kulak... Aynca anlaşmaya göre sadece Dünya Bankası, IMF ve Afrika Kalkınma Ban- kası'na olan borçlar siliniyor. Ancak bir- çok yoksul ülkenin başka organizasyon- lara borcu var. Başka deyişle G8'in ver- diği sözJeryakın geçmişte toplanan ve tüm Afrika ülkelerinin bütün borçlannın si- linmesi için çağn yapan Afrika Birli- ği'nin isteğine göre tt devede kulak" ni- teliğinde. Hükümetin borçlann silinmesinin eği- tim ve sağlık hizmetleri için de sağlana- cak kaynağın önünü açtığına dair açık- laması da yalan. Anlaşma açıkça yok- sullara yapılması tasarlanan yardımdan silinen borçlannın kesileceğini söylüyor. Tabii, yoksul ülkeler sadece Dünya Bankası ve IMF'nin ekonomik kriterle- rine uyduklan takdirde yardımlardan ya- rarlanabilecek. Bu da Blair'in üçüncü ve koşulsuzluk iddiasını yalanlıyor. Zaten bu iddiası kalkınma bakanı Hflary Benn'in 19 Temmuz'da parlamentoda bir komis- yona Dünya Bankası programlannın ya- nsının özelleştirme koşullan dayattığını söylemesiyle yalanlanmıştı. Srvil toplum örgütlerinin oluşturduğu Eurodad'ın yap- tığı yeni araştırmaya göre Dünya Banka- sı'nın yardım konusundaki koşullan ar- tıyor. Orneğın Benin'in destek alabilme- si için uyması gereken 130 koşul var. Geçmişteki anlaşmalara göre ise bu sa- yı 58'di. Blair, G8 toplantısı sırasındaki basın konferansında özelleştirmenin yar- dım alabılmek için bir koşul olduğunu red- defmişti. Sızdınlan belgelere göre IMF yöneti- mindeki dört varsıl ülke temsilcisi borç silinmesine karşı dayatılan koşullann sa- yısının arttınlmasını ıstıyor. Bu konu New York'taki milenyum doruğundan sonraki [MF yıllık toplantısında tartışı- lacak önemli konulardan biri olacak. In- giliz hükümeti ise yeni koşullar konulma- sını istemiyor. Ancak halihazırdakı ko- şullarla yola devam edilmesine de karşı çıkmıyor. Baskı yapmalı Bu tablo Blair ve Brown'un yoksul ül- kelerin artık kendi polirikalannı kendi- lerinin yönlendirebileceğine dair iddi- alannın yalandan ibaret olduğunu göste- riyor. G8 lerin gelişmekte olan ülkelerin kendi kalkınma stratejilerine uyacak nitelikte plan yapmalan ve ekonomik politika üretmeleri gerektiğini açıkladığı doğru. Ancak bununla birlikte Afrika ül- kelerinin çok daha iyi bir yatınm ortamı oluşturmalan ve küresel ekonomiye en- tegrasyonlannı güçlendirmeleri gerek- tiğine dikkat çektiklerini de unut- mamalıyız. Ve tabii yardımlann bu koşul- lara uyan ülkelere yapılacağmın altınm çizildiğini... Yoksul ülkeler varsıl ülkelerin ken- dilerine söylediklerini yapmakta özgür- ler. Bunun bedeli büyük. Yardım kuruluşu Christian Aid'in verilenne göre Afrika son 20 yılda borç silinmesi ve Dünya Ban- kası'ndan borç almak için dayatılan bir koşul olan ticarette liberalleşme nedenıy- le 272 milyar dolar kaybetri. Milenyum doruğunda konuşulması gereken konulan içeren gündem maddeleri arasında bu koşullann kaldınlması ve Afrika'daki yoksullukla mücadeleye ilişkin "gerçek- ten" yapılması gerekenleri ıçermiyor. Onlara baskı yapmak için sadece birkaç haftamız var. (The Guantian, tngiltere, 23Ağustos) Selveyangınlann küreselısınmayla bir ilgisiolamaz A vrupa'run güneyinde- ki orman yangınlan ve onyıllann en ku- rak dönemini geçiren kıtanın başka bölgelerindeki sel fela- ketleri bu "aşın" iklim ko- şullannın küresel ısınmayla ilintisi oldugu yorumlanna neden oluyor. Ancak iklim değişikliği üze- rinde araştırma yapan uzman- lar insan eliyle yaratılan bir ik- lim değişikliği olan küresel ısınmayla kuraklık ve selde artış olması arasında bir bağ- lantı kurmanm doğru olmaya- cağını savunuyorlar. East Anglia Universitesi îk- lim Araştırmalan Bölümü öğ- retim üyelerinden Dr. Mal- colm Haylock, "Yerkürenin gün geçtikçeısınmasıgdecek- te daha da bü- yük doğalfela- ket ve aşırüık- lara neden ola- rin ortalama sıcaklığın küre- sel anlamda her on yılda de- recenin onda ikisi değerinde yükseldiğini savunuyor. Ancak kuraklık ve sel söz konusu olduğunda uzun vade- li araştuma ve saptamalar yap- mak zorlaşıyor. Cüney kuraklaşıyor kuzeyl sel götürüvor Avrupa'nın iklimi "Kuzey Atiantik Osilasyonu" (North Atlantic Oscıllation) adlı bir iklim sisteminden etkileni- yor. Ve, bu sistemin son 50 yıl- daki en büyük etkisi Avru- pa'nın güneyınde kuraklaş- ma ve kuzeyinde özellikle kış aylannda yağan yağmurun şiddet ve sıklığındaki artış ol- du. Dr. Hay- • îklim değişikliği îock, "Bu sis- üzerinde araştırma temmbuetkfle- nnınınsanetiy- timdeğişiktiği- nebağla\anıa- yız" diyor. binr..\ncakbu Y a P a n uzmanlar insan ,e u r e t i l e n b ir türolaylanik- eliyle yaratllan bir ikümdeğişikli- iklim değişikliği olan Ş* 0 ™^ 1 ^ 0 " küresel ısınmayla kuraklık ve selde artış olması arasında bir bağlantı kurmanın savunuyor. doğru olmayacağmı savunuyorlar. Pakistan vekomşu ülkeAfganistan,.. P akistan, Ravvalpindi'deki toplantıda önümüzdeki ay Afganistan'da düzenlene- cek seçimlerin banşçıl bir or- tamda geçmesi için elinden ge- leni yapacağını açıkladı. Bu top- lantıya Pakistan adına genelkur- may başkan yardımcısı general Ahsan Sah'm Hayat, Afganistan Genelkurmay Başkanı general Bisnıillah Han ve ABD öncülü- ğundekı koalisyon güçlerinı tem- silen Karl Eikenberrj' katıldılar. Yayımlanan bildiride El Ka- ide'yle mücadeledeki işbirliği- nin sürdüğüne değinildi. Ancak bu toplantıdaki işbir- likçi havaya rağmen Afganis- tan'daki Karzai hükümetinin Is- lamabad'ı yakın geçmişteki Ta- liban ayaklanmasından sorumlu tuttuğunu da unutmamalıyız. Bu haksızlık. Pakistan kendi sınınn- daki Taliban eylemlerini denetim altına almak için elinden geleni yaptı. Ancak iki ülke arasmdaki sımnn bulunduğu alan coğrafi anlamda gerillalann saklanması- na olanak sağlayacak nitelikte. Pakistan sınıra 70 bin asker gön- derdi kontrol için ancak gerilla- lar hâlâ varlıklannı korumaya devam etti. Onlann etkin hale gelmelerinde Afganistan yöneh- mindeki kaosun da payı var. 50 vıhn göstergesl Pakistan'ın Afganistan'daki banş ortamımn sağlanmasında büyük rolü oldu. Son 30 yıl gös- terdi ki komşusu Afganistan'da ne olursa Pakistan'ı da etkiliyor. Afganistan'daki anarşik ortam Pakistan'da düzen sorunu yara- tıyor. Afganistan'da siyasi istik- rann olması Pakistan'a yardım- cı oluyor. Özellikle de ticari an- lamda ikili ilişkiler arttığı için... Koalisyon güçlerinin ihtiyacı olan gıda, yakıt ve başka şeyle- rin çoğunun Pakistan tarafindan yollandığını unutmayahm. Bunun nedeni Pakistan'ın Afganistan'ın kendi ordusunun ülkenin tüm gü- venlik sorumluluğunu üstüne ala- cağı günün daha çabuk gelmesi- ni istemesidir. Toplantı sonunda yayımlananortakbildirinin Ka- bil-Islamabad ilişkilerini karak- terize eden suçlama oyununun kurbanı olmayacağını umuyoruz. (Dmvn, Pakistan, 26Ağustos) Son günler- de Portekiz'de düzinelerce yangın çıktı. Portekiz de Güney Avrupa ve Kuzey Afri- ka gibi bu yaz kuraklık ve aşı- n sıcak havanın etkisi altmday- dı. Bu ülkede binlerce dönüm yeşil alan kül olurken îsviç- re'nin orta kesiminde mey- dana gelen sel felaketi toprak kaymalannı körükledi, oto- yollarda ve demiryollannda rrafiği kesti. Geçmişteki hava durumu raporlaruu baz alarak sera ga- zı emisyonlannın yerkürenin ısısını yükselterek iklim de- ğişikliğine neden olduğuna ılışkın oluşturulan konsensu- sa destek veren bilim adam- lanrun sayısı her geçen gün ar- tıyor. iklim uzmanlan verile- ğ resel ısınmaya bağlanması mümkün de- ğil" görüşünü Kremlin'in kurduğu sessizlik komplosu Bilim adam- lannın ellerin- de konuya iliş- kin, yeterli de- recede uzun süreleri kapsa- yan istatistik olmadığınm da altmı çiziyor. "Yapılan çahşmalar hava- lann gittikçe daha sıcak ol- masının gelecekte su ka>nak- lannda azahnaya neden ola- cağını göstemor. Tabii su kay- naklanndaki azalmanın sı- eaklığı daha da artbracağuu" diyen Dr. Haylock bu gidişle gelecekte atmosferdeki kar- bondioksit miktannı arttıra- cak, aşın sıcak günlerin dün- yayı beklediğine dikkat çekiyor. (bbc.co.uk, fngihere, 23 Ağustos) Bi MAŞA GESSEN I eslan'daki okulda yaşanan ve "resmi . rakamlara göre" çoğunluğu çocuk *300'ü aşkın kişinin ölümüyle sonuç- lanan rehine krizinin mahkeme önüne çıka- nlan tek sanığının yargılandığı davanın 16 Ağustos'taki duruşmasında Eduard Adayev tanıklık etti. Adayev, Beslan'ı sınırlannda banndıran Kuzey Osetya Bölgesi'nin tanın- mış bir atletidir. Okula öğrenci ve öğretmen- lerin rehin ahnmasından kısa bir süre sonra gelmişri. İki gün sonra da alevler içindeki okuldan öğrenci kurtarmıştı. Mahkemede o gün iki çocuğu okuldan çıkardığını ve son- ra yaralandığını anJattı. Adayev'e okuldaki insan sayısı olarak Rus yetkililerin açıkladı- ğı "354" hakkında ne düşündüğü soruldu. Içeride 1000'den fazla kişi vardı. Okuldan sağ kurrulanJar kendilerini rehin alanlann 354 açıklamasını televizyonda duyduklann- da, Rus güvenlik güçlerinin müdahale ettik- leri takdirde ortaya çıkabilecek ölü ve yara- iı sayısını azaltmak için zemin hazırladıkla- nnı söylediklerini belirtmışlerdi. Ve, bu açık- lamayı duyduktan sonra kendılerine su ver- meyi durdurduklannı... Adayev de u Okul- da354kişinin olduğuna ilişkin acıklamayı duy- duğumuzda biz de bunun güvenlik güçleri- nin içeriyegirmesi planlandığı için yapıldığı- nı anJadik. 1500 kişinin bulunduğu bir bina- ya müdahale edilmesi düşünülmezdi" dedi. Ve, birini kapıda bekleyen rehine yakınlan- nın listesini yapmasını istediklerini söyledi. Onlann listesine göre okulda 900"den az ki- şinin olmasının mümkün olmadığını vurgu- ladı. Ve, birkaç anneyle poster hazırlayıp üzerine bu sayıyı yazıp kameralara göster- Beslan 'daki okulda çocuklarını kaybeden anneler her duruşmada mahkeme kapısında bekliyorlar. (AP) melerine rağmen işin başından sonuna ka- dar 354'te ısrar edildiğini... Susmavan cezalandınlıyor Bu, herhalde yanlışlıkla,aceleyle ortaya çıkmış bir rakamdır. Kimsenin de gerçeği araştıracak vakti ve isteği olmamış olabilir Kremlin'de ve güvenlik birimlerinde. Ancak benim anlayamadığım medyanın neden ıs- rarla 354'ü tekrarlayıp durduğu. Neden ka- pıda yapılan listeye kulak asmadığı, araştı- np gerçeği yansıtmaya çalışmadığı... Istisnai yayın yapanlara güzel bir örnek Iz- vestia gazetesiydi. Mükemmel yayınlan ne- deniyle bir editörleri görevden alındı. Bugûn- lerde Rus gazetecilergördüklerini değil on- lara söyleneni haber yapıyorlar. Bir "sessiz- lik komplosu"nda yer almalan isteniyor. Aslında bu her alanda yaşamyor ama hiç- bir yerde Beslan Davası kadar belirgin gö- ze çarpmıyor. Adayev'in tanık iskemlesin- deki hali susturma çabalannın tipik önıeği. Sık sık "Konuşma", "Bu soruya yanrt veri- lemez", "Buna valdt yok" diye susturuldu. Beslan faciasının birinci yıldönümünde de (1 -3 Eylül) Kremlin yanlısı gençlik ha- reketi Naşi'nin düzenlediği yürüyüşte de he- pimizden susmamız isteniyor. Yürüyüş için hazırlanan afişlerde siyah zemin üzerine beyazla "Sözegerekyok" yazılmış. Çok es- terik görünüyor. Ancak Beslan'da yaşanan- lan anımsadığımızda kelimelerin gerekli ol- duğundan eminim. Sessizlik Beslan söz ko- nusu olduğunda geçerli bir yöntem olamaz çünkü sessizlik gerçeğin karşıtıdır. (Mosanv Tunes, Rusya, 26 Ağustos)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle