Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Yeni başkan, Anayasa Mahkemesi'nin 7 üyesinin Meclis tarafindan seçilmesine karşı çıktı
Tuğcu'dan siyasallaşmauyansıtLHANTAŞa
ANKARA - Anayasa Mahkemesi
Başkanı Tülay Tuğcu, Meclis'in,
" Yüksek Mahkeme üyelerini doğru-
dan ben seçeceğim demesinin" mah-
kemenin siyasallaşmasına neden ola-
cağı uyansında bulundu. Tuğcu, üye-
lerin temsilci düzeyinde bir bölümü-
nü Meclis'in seçmesinin olabilece-
ğini ancak çoğunluğun yargıç olma-
sı gerektiğine işaret etti. Tuğcu, birey-
sel başvuru yolunun açılmasuıın öne-
mini vurgularken "Neden vatandaş-
lanmız haklanmAvrupa tnsan Hak-
lan MahkemesTnde aramaya gftsin,
biz burada>iz" dedi.
Önceki gün Anayasa Mahkemesi
Başkanhğı'na seçiJen Tülay Tuğcu,
makamında bir grup gazeteciyi kabul
etti. Gazatecilerin gündeme ilişkin
sorulannı yanıtlayan Tuğcu, "Bızpo-
• Tuğcu, üyelerin temsilci düzeyinde bir bölümünü Meclis'in seçmesinin
olabileceğini ancak çoğunluğun yargıç olması gerektiğine işaret etti. Tuğcu, Anayasa
Mahkemesi olarak "Bireysel başvuruya talip" olduklannı da söyledi.
titikacı, sanatçı değttiz. Söyleyecekle-
rimiz yargı kararlan ve bunİara iüş-
kin yorumlar olabiür" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin yeniden
yapılandınlmasına ilişkin modelle-
rin anunsatıhnası üzerine Tuğcu, "Bu
konuda birkaç modelvar. Türkhe Ba-
rolar Birtiği ve bazı meslek kunıluş-
ları üe Meclis'in çahşmaianvar. Hep-
sininiçinden en uygun vapdannıayı tes-
pit edfip yapmak gerekiyor. Tek başı-
ha değerlendiremem. Temsil yetkisi
bende ancak uygulamanın h/i ve kö-
tü geüşimi kurulun tanıammı etkiB-
yor. Kurulda değeriendirmek duru-
mundayız" dedi. TBMM Anayasa
Komisyonu Başkanı Burban Kuzu
tarafindan hazırlanan taslağuı kabul
edilebilir olup olmadığını incelemek
gerektiğini anlatan Tuğcu. "Oncekitas-
lak azami kabul edebileceğimiz bir
şeydi Türidye Barolar Birfiği'nin 3
üyesinden seçilecekse, YÖK'ten seçi-
Iecek3 adaydan biri seçilecekse kabul
edüebflir. Meclis'21 kişiden 7'sini ben
atayacağım derse' elbette ozaman si-
yasallaşma olur. 'Doğrudan ben seçe-
ceğim derse' sryasallaşmaolur" diye
konuştu. Tuğcu, TBMM'nin Yüksek
Mahkeme'ye sınırlı ve temsilci düze-
yinde üye seçimine sıcak baktığı me-
sajını verdi.
Türkiye'de yargıçlar var
"Bireysel başvuruya talibiz" diyen
Tuğcu, bunun günün birinde gelebi-
leceğini söyledi. Tuğcu, bireysel baş-
vuruya sıcak bakmalannın nedenini,
"Nedenvatandaşlaruruzhaklannı Av-
rupa tnsan Haklan Mahkemesi' nde
aramayagitsin, biz buradayız.Anaya-
sa Mahkemesi'nin insan haklan ve
özgürlükler konusunda AİHM'den
daha ileri kararlan var. İçtihatianıu
biliyonız. Çok ağır obnasma rağmen
biz bu göreve talibiz" sözleriyle açık-
ladı.
Anayasa Mahkemesi'ne bazı üye-
leri Meclis seçecekse cumhurbaş-
kanının da seçebileceğüıe işaret eden
Tuğcu, "Cumhurbaşkanı tarafsız,
cumhuriyeti, devleti temsil ediyor.
TemsilcOer olabiHrama burası mah-
kemedir, çoğunluğun hâkimde ol-
MUSA ANTER DAVASI
Türkiye dostane
çözüm önerdi
• AlHM'de dava açan Musa Anter'in
ailesine 15 bin Avro teklif edildi.
Musa Anter'in oğlu Dicle Anter, para
ödeyerek suçtan sıynlmanın kabul edilemez
olduğunu belirtti.
DİYARBAKIR(Cum-
huriyet Bürosu) - Türkı-
ye, 1992 yılında uğradı-
ğı silahh saldın sonucu
öldürülen gazeteci-yazar
Musa Anter'in yakınla-
nnın, Avrupa însan Hak-
lan Mahkemesi'nde
(AlHM) açtığı davada
"dostane çözüm" öner-
di. Dosyanın kapatılma-
sı için Anter ailesine 15
bin Avro teklif edilirken
Musa Anter'in oğlu Dic-
le Anter, para ödeyerek
suçtan sıynlmanın kabul
edilemez olduğunu be-
lirtti. Anter, "En büyük
ceza verilmeti ki bu ders
olsun" dedi.
Gazeteci-yazar Musa
Anter, 20 Eylül 1992'de
Diyarbakır'm Seyrante-
pe semti 36'ncı Sokak'ta
silahlı saldm sonucu öl-
dürüldü. Dava dosyası
"faifimeçhuT olduğu ge-
rekçesiyle rafa kaldınldı.
dedi. Anter ailesinin dos-
tane çözüm önerisini ka-
bul etmesi halinde, 15
bin Avro'nun ödenme-
siyle mahkûmiyet olma-
dan dava ortadan kalk-
mış olacakn. Ailenin dos-
tane çözüm önerisini red-
dettiği karannı resmen
büdirmesi haünde AÎHM
Türkiye'yi yargılamayı
sürdürecek. Bu kapsam-
da Türkiye'nin mahkûm
ohna olasıhğı gündeme
gelebilecek. Koray Aydm'uı yargu, ' ın'a, Anayasa Mahkemesi'ne yeni seçilen Tuğcu başkanhk etti. (AA)
ması gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanhğı'nın AhmetNec-
det Sezer'in adıyla özdeşleştiği ve
başkası seçildiğinde mahkemeye üye
belirlemede sakınca olup olmayaca-
ğma ilişkin soru üzerine Tuğçu, "Sa-
kuıca olmaması lazım. Birisi gide-
cek, birisi gelecek. Kurumlarda bu-
gün yann otanaz. Umanm iyi kulla-
nıhr" dedi.
YarguıiD sett çıkışı
"Hâkimler ve Savcılar Yasası'nda
yapüan değişikfikk yarguun siyasal-
laşacağı kaygısına ilişkin yüksek yar-
gmın çıkışını paylaşonız mı" sorusu
üzerine Tuğcu, "Hayır,düzenkmeler
bizim önümüze gelebilir. Bu nedenk
göriiş bikiirmeyiz.Göriiş açüdamanuz
ihsasıreyohır" karşıhğını verdi. Baş-
kanlığa seçihnesini "iyi bir şans" ola-
rak değerlendirdiğini anlatan Tuğcu,
"Hiç akhma getirmemiş-
tim. Damştay'a seçflince
başkan olacağmu, hatta
Danıştay'dan ayrümayı bi-
k düşünmemiştim. Sen ol
dediler, olduk. Ben Yük-
sek Mahkeme'ye geldi-
ğimde, Sayın Cumhur-
başkanı, başkandL O cum-
burbaşkanı olacak, ben
başkan olacağun bunlar
çok hayaibir senaryoydu"
değerlendirmesini yaptı.
Başkanhk seçimini
gençlere bırakmayı uzun
uzun düşündüğünü belir-
ten Tuğcu, "Çok tered-
düt eftim. Bumin'in za-
manında keşke şöyle şey-
ler olsa dedim. Şimdi ger-
çekleştirmeimkânı olabi-
fir" dedi. Gazetecılerin,
bunlann neler olduğunu
sorması üzerine, Tuğcu,
"Mahkemenin hızhçahş-
ması gerekiyor. Dosyala-
n hızlandırmak gereki-
yor. Ayda 40-50 dosyaya
göre haartanmış sistem.
Bir şey yapılarak hızlan-
dırma gereği bariz orta-
da" dedi.
îhaleyi alan müteahhitler: Firmanın bakana ait olduğunu sonradan öğrendik
Malzeıııeler Aychırnı şiıivetiiMİeıı
Yıllarca hukuksal müca-
delelerinden bir sonuç ala-
mayan Anter ailesi, çare-
yi AİHM' ye başvurmak-
ta buldu. Türkiye devleti
ise "dostane çözüm" öne-
rerek dosyanın kapatıl-
masını istedi. Anter'inya-
kınlanna 15 bin Avro tek-
lif edildi. Anter ailesinin
henüz bu teklife resmi bir
yanıt vermediği, karann
ilerleyen günlerde
AÎHM'ye bildirileceği be-
lirtildi.
Musa Anter'in oğlu
Dicle Anter ise öneriyi
kesinlikle kabul etmeye-
ceklerini viargulayarak
"Para \eriüp suç ortadan
kalkmamah. Suçhılar ce-
zalandınlmah. Böyle pa-
rayla örtbas etme gibi bir
yaklaşım kabul edDemez"
ANKARA (Cumhumet Bü-
rosu)-Eski Bayuıdırhk ve Iskân
Bakam Koray Aydm'uı, yargı-
landığı Yüce Divan'daki duruş-
mada tanık olarak dinlenen mü-
teahhitler, inşaat malzemelerini
Aydm'uı şirketinden aldıklannı
söylediler. Aydın ise "Müteah-
hiüer firmamn bana ait olduğu-
nu buseler bürün mabemeyi ahr-
lardı" dedi.
Yüce Divan'ın dünkü duruş-
masına, önceki gün Anayasa
Mahkemesi başkanı seçilen Tü-
lay Tuğcu başkanlık etti.
Duruşmada tanık olarak din-
lenen eski Bayındırlık Bakanlı-
ğı Müsteşan AB HeKacı, Ay-
dın'm ihalelerle ilgili kendisine
ya da başka bir bürokrata telkin-
de bulunmadığını söyledi. tha-
lelerde yapılan tekliflerle ilgili
olarak ilgili birimlere bazı not-
larbildirdiklerini anlatan Helva-
cı. "Ama bu kayırma anlamına
gehnez. Konunun incelenmesi
istenir" dedi.
Koray Aydm, bakanlık yaptı-
ğı dönemde, imzasız olanlar da
dahil tüm şikâyetleri teftiş ku-
ruluna götürdüğünü ve soruş-
turma yaptırdığını söyledi. Ay-
dın, "Benimdönemimdevapüan
soruşrurmalar, ihalelerden ya-
saklanan fırnıalar, önceki her
dönemden daha fazladır" dedi.
Duruşmada tanık olarak din-
lenen eski MHP Trabzon Mil-
letvekili Orban BıçakçıoğhL Ay-
yaz Enerji" operasyonuna kar-
şı yapddığmı belirtti. Çiinkü biz
dönemin Içişleri Bakam Sadet-
tin Tantan'a sahipçıkmıştjk" de-
di. Müteahhitler AK Bircan,Er-
ciyasAltuuşık ve Metin Inci, ka-
zandıklan ihalelerde yaptıklan
işin bazı malzemesini Aydın'm
ortağı olduğu Yolalan ve Halil
ıbrahim Aydın fırmalanndan al-
• Müteahhitlerin küçük çapta birkaç
kalem malzeme aldıklannı söyleyen
Aydın, "Müteahhitler firmanın bana ait
olduğunu bilseler birkaç kalem malzeme
değil, bütün malzemeyi alırlardı" dedi.
dm'mdanışmam SadrettinDin-
çer'in gözaltuıda olduğu su^da
işkence gördüğünü iddia etti.
Bıçakçıoğlu, işkence ve operas-
yon hakkînda MHP Genel Baş-
kanı Devlet Bahçeü ile görüştü-
ğunü belirterek "Sayın Genel
Başkan, bunun koaKsyon orta-
ğmînkomplosu olduğunuve'Be-
dıklanm belirttiler. Bircan ve
Inci, bu firmalann Koray Ay-
duı ile bağlantısını bihnedikle-
rini savundular. Tanıklar, ucuz
olduğu için bu firmadan fayans
aldıklannı söylediler.
Koray Aydın söz alarak, Tür-
kiye "de on binlerce müteahhit
olduğunu, ancak TBMM Soruş-
turma Komisyonu'nun kendi
firmasından malzeme alan 9
müteahhidin admı kullandığını
belirtti. Bu müteahhitlerin yüz-
lerce kalem malzeme arasından
ağırlıklı olarak fayans ve küçük
çapta birkaç kalem malzeme al-
dıklannı anlatan Aydm, "Ben
bu firmalan tanryordum, ama
onlar firmanın benim olduğu-
nu bilmryorlardı. Firmanın ba-
na ait olduğunu sonradan öğ-
rendikr. Bilseler birkaç kalem
malzeme değil, bütün malzeme-
yi ahrlardı" diye konuştu.
Yüce Divan heyeti, işkence
gördüğü ileri sürülen Aydm'uı
eski danışmanı Dinçer'in sağlık
raporu ve konuyla ilgili suç du-
yurusu dosyasmm ilgili yerler-
den istenmesine, Ankara 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nden aynı id-
dialan kapsayan 'Vurgun' da-
vasmda yaptınlan bilirkişi ra-
porlannm istenmesine, 3 kişinin
tamk olarak dinlenmesine ka-
rar verdi. Yüce Divan heyeti,
duruşmayı, 22 Eylül tarihine er-
teledi.
'Yeni mahkemeye
gerek yok'
Mevcut Yüce Divan ya-
pılanmasının doğru oldu-
ğunu söyleyen Tülay Tuğ-
cu, "Yeni bir mahkeme
kurmaya gerekyok. 10 ytf-
da bir da>~a gelecek diye.
Burada var, gerek olursa
çahşma olur ve ohıyor"
dedi.
Cumhurbaşkanı'nın ye-
ni atadığı 3 asil üyenin
eylülde yemin töreninin
düzenleneceğini bildiren
Tuğcu, "Çünkü en az 20
günöocedenprotokoleda-
vetçıkarmanız gerekiyor''
dedi.
"Cumhurbaşkanhğuıı
düşünüp düşünmediği-
nin" sorulması üzerine
Tuğcu, kendisinin emek-
liliği düşündüğünü söyle-
di.
Tuğcu'nun kızı, anne-
sinin başkan seçildiğini
çarşıda iken arkadaşlan-
nuı telefonu üzerine, eşi
ise televizyondan öğren-
di. Tuğcu, başkan seçildi-
ği günün akşamı ağırlık-
lı olarak Danıştay'dan ol-
mak üzere kendisini kut-
lamaya gelen misafirleri
ağırladı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Diyarbakır'm Hazro ilçesi kuş uç-
maz, kervan geçmez bir yöre midir,
bilmiyorum. Dün gazetedeki odama
bu ilçenin belediye başkanı Hamrt
Ergin geldi. Nevruz sabahı 1 Mart
2005'te vurulduğundan bu yana
güvenlik nedeniyle Hazro'ya gide-
mediğini söyledi.
Bir ilçenin belediye başkanı aca-
ba neden görev yerine gidemiyor-
du? Devlet onu koruyamıyor muy-
du? Belediye başkanı elinde belge-
lerle gelmişti. Ben de öyküyü me-
rakla dinledim. Anlattıklan ve getir-
dikleri belgelere dayanarak olaylar
şöyle gelişmişti:
• • •
Hamit Ergin, 2004 yılının Mart
ayında yapılan yerel seçimlerde
Sosyal Demokrat Halk Partisi'nden
(SHP) aday olmuştu. Oldukça çe-
kişmeli bir seçimin ardından 49 oy
farkla DYP adayı Fettah Mehme-
toğlu'nu geçerek başkanlığı kazan-
mıştı. Daha önceki belediye başka-
nı olan Recep Dolan ise AKP'den
adaydı ve 400 civannda bir oy ala-
rak çok gerilerde kalmıştı.
Hazro Belediye Başkanı Kente Giremiyor
Hamit Ergin, seçildikten sonra bir
önceki başkanın icraatları ve en-
vanter teslimi için mülkiye müfettişi
istemişti. Bu arada seçimden önce
Dolan aşiretinden olduğu söylenen
ve işe alınan 35 işçiyi, mülkiye mü-
fettişlerinin raporlarına dayanarak
işten çıkarmıştı. Mülkiye müfettişle-
rinin raporları üzerine daha önceki
belediye başkanı hakkînda beledi-
yeyi zarara uğratmaktan 6 dava
açılmıştı.
• • •
Bu uygulamalar, anlaşılan Dolan
aşiretini rahatsız etmişti. Dolan aşi-
reti, bir korucu aşiretiydi ve bölgede
çok güçlüydü. Bundan önceki dört
dönemde bu aşiretin temsilcileri
belediye başkanı seçilmişti. 1999
seçimlerinde DTP'den başkan seçi-
len Recep Dolan daha sonra
ANAP'a katılmıştı, son seçimlerde
de AKP'den aday olmuştu.
Hamit Ergin, seçildikten iki ay
sonra, kendisini öldürmek üzere il-
çede rakip aşiretlerin temsilcilerinin
de katıldıgı bir toplantı yapıldığı ih-
barı aldığını söyledi. Ihbar eden,
toplantıya katılan aşiretlerden biri-
nin sözcüsüydü.
• • •
Ergin, bu ihbar üzerine Diyarba-
kır*da İnsan Haklan Derneği'ne, Di-
yarbakır Barosu'na başvurmuştu.
Aynca, çeşitli devlet kurumlanna da
ihbarda bulunmuştu. Diyarbakır
İHD ve Diyarbakır Barosu bu ihbar
üzerine ilçeye giderek incelemeler-
de bulunmuş ve bir rapor hazırla-
mıştı.
Hamit Ergin, bu raporu da yanın-
da getirmişti. 1 Eylül 2004 tarihli ra-
poru hazırlayan heyet, ilçede he-
men her kesimle ve devlet görevli-
leriyle görüşmüş ve şu sonuçlara
varmıştı: İnsan haklan heyeti, Hazro
ilçesinde DEHAP ilçe teşkilatının
kurulmasından sonra Emniyet Teş-
kilatı ile parti üyeleri arasında bazı
sıkıntılann yaşanmış olduğunu tes-
pit etmiştir. Hazro ilçesinde feodal
yaşam tarzının hâkim olduğunu, bu
yaşam tarzının aile içi çekişmelere
yol açtığını gözlemlemiştir. Heyet
üyeleri böylesi bir toplantının ger-
çekleştiğine (Ergin'in öldürülmesine
ilişkin yapılan toplantı) dair bilgiyi
sadece belediye başkanı olan Ha-
mit Ergin'in anlatımlan ve iddialan-
na dayandırmıştır. İnsan haklan he-
yetinin bir günlük çalışmalan hiçbir
şekilde engellenmemiş, görüşme
talep edilen Hazro Kaymakamı, gö-
rüşmenin gerçekleşmesi konusun-
da duyariı davranmıştır.
• • •
Hazro Belediye Başkanı'nın kor-
kusu, sonunda gerçeğe dönüştü.
Nevruz hazırlıklan yaparken silahlı
saldırıya uğradı, göğsünden ve om-
zundan iki yara alarak yere yıkıldı.
Her iki taraf da böyle bir saldırıya
hazırlıklı olduğu için çatışma uzun
sürdü. Bir kişi öldü, çok sayıda in-
san da yaralandı.
Ölen kişi karşı taraftan olduğu
için belediye başkanının kardeşi ci-
nayerten tutuklandı. Başkan Hamit
Ergin'in evi basıldı. 11 ev yakıldı. ll-
çeden 200'e yakın insan zoraki göç
ettirildi.
• • •
Belediye Başkanı Hamit Ergin
ağır yaralı olarak üç ay Diyarba-
kır'da hastanede yattı. Sağlığına
kavuştuktan sonra, yeniden görevi-
ne dönmek için Diyarbakır Valili-
ği'ne koruma için başvuruda bulun-
du. Valilik, yakın koruma veremeye-
ceğini, 'çağrı üzerine' korumanın
yeterii olduğunu bildirdi.
Devletin seçilmiş belediye başka-
nı, karşı tarafın korucu aşireti oldu-
ğunu ve bu nedenle kentte ege-
menlik kurduklarını, korumasız bir
şekilde ilçeye gitmesinin ölüm anla-
mına geleceğini belirtiyor.
llginç bir durum. Valilik, bir bele-
diye başkanı ağır bir silahlı saldırıya
uğramış ve bu nedenle yaralı olarak
üç ay hastanede yatmışken ona ya-
kın koruma vermiyor. Nedenini
doğrusu merak ediyorum.
GLOBALPOLÎTIKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Semptom olarak
Vahdettin
"Vahdettin hain değildi" diyenlere şunu sor-
mak gerekiyor: "Evet böyle diyorsunuz, ama as-
lında ne demek istiyorsunuz?"
Ah şu terihl
Bir Yugoslav atasözü der ki Tarih en belirsiz
olanıdır, çünkü her gün yeniden yazılır". Her siya-
si mücadelenin taraflan, "tarihi" kendi haklılıklan-
nı, rakiplerinin tarihin genel gidişine göre "sapkın-
lığını" kanıtlamak için yeniden yazmaya çabalar-
lar. Bu çaba, bir hegemonya projesinin destek-
lenmesine, bir diğerinin de zemininin çürütülme-
sine hizmet eder.
Tarihe bu farkındalıkla yaklaştığımızda görürüz
ki bir burjuva devrimi (demokratik ya da değil)
projesi açısından "eski rejim", tarifi gereği çürük,
yoz bir rejimdir. Temsilcileri de hem eski rejimin
temsilcileri olduklan hem de yeni rejimin doğuşu-
na karşı çıktıklan için "hain" olurlar. Burada söz
konusu olan aslında, eski rejimin temsilcilerinin
"hakiki" kimlikleri (karakterieri vb..) değil "sembo-
lik" kimlikleri, semptomatik variıklandır...
Vahdettin'in hainliği de, o zaman kimse buna
değinmek zahmetine katlanmamış olsaydı bile,
yeni kurulmakta olan Cumhuriyet açısından kaçı-
nılamaz bir "tarihsel gerçek"W. Vahdettin'in tarih-
sel olarak hain sayılması için iki neden daha var.
Birincisi, o, salt eski rejimin değü, »urekii toprak
kaybederek, kendi halkında sürekR bir aşağılan-
maya yol açarak çökmekte olan, müflis bir reji-
min, "gâvurun" elinde oyuncak olmuş bir yönetici
sınıfın başıdır. Bu yüzden tüm iflasın faturasını sa-
hiplenmek de ona düşer. Ikincisi, Vahdettin bu fa-
turayı almamış, iktidan "yabancı" işgali altında
çökerken, her onuriu lider gibi "kendi kılıcı üzeri-
ne atlamamıştır". Aksine, bu "yabancının" elinde
alet olma olasılığına (doğrudan ihanete) kapıyı
açık bırakacak bir adım atarak ülkesini terk etmiş,
"yabancıya" sığınmıştır. Bu yüzden "tarih", "yeni
rejimin", burjuva devriminin, yansömürge bir im-
paratoriuktan ulus devlete geçişin, Cumhuriyetin
merceğinden baktığı müddetçe, Vahdettin'i, mek-
tuplan, pişmanlıklan ne olursa olsun, hain ilan et-
mek zorundadır. Hainlik haricindeki tüm kimlikler,
bir çöküşün ve yeniden doğuşun "semptomu"
olarak Vahdettin'e kapalıdır...
"Aslında siz ne demek istiyorsunuz?" Bu tar-
tışmada, Bülent Ecevit'in (Lacan'ın bir kavramı-
nı ödünç alırsak) salt bir "kaybolan aracı" (vanis-
hing mediator) olmanın ötesinde bir işlevi yok.
Esas üzerinde durulması gereken, bu "aracının"
kaybolmadan önce bir araya gelmelerine olanak
sagladığı dinamikler.
Türkiye'deki "siyasal Islamda" AKP ile bir "mu-
tasyon" yaşandı. "Milli Görüş" yerini Islamın or-
yantalist, neoliberal, tümüyle oportünist ve "man-
dacı" bir yorumuna, "ılımlı Islama" bıraktı. Baş-
bakan'ın başdanışmanının dediği gibi ilk kez "iç
ve dış dinamikler örtüştü". Içerde, Cumhuriyet
"tarihini" by-pass ederek laiklik karşıtı bir söy-
lemle halk sınıflannı etkisi aitına alıp ekonomik ve
siyasi iktidan (salt hükümeti değil!) ele geçinmeyi
amaçlayan bir akımın hegemonya projesiyte, dı-
şandan gelerek bölgede her türlü ulusalcı/bağım-
sızlıkçı geleneği ve refleksi, kendi emperyal proje-
sine engel akımı sterilize etmeyi amaçlayan Bush
yönetiminin 'Büyük Ortadoğu Projesiyie kesişti.
Dikkatle bakınca, içerideki akımın devletin
"makinesini" kendi siyasi gereksinimlerine uygun
girdileri (personel, ideoloji, teknoloji ve mali kay-
nak) işleyebilecek ve hegemonya projesine uy-
gun çıktılan (politikaları ve yasalan) üretebilecek
biçimde yeniden şekillendirmekte olduğunu göre-
biliriz. Birbiri ardına çıkan yasalar, devleti ve eko-
nomik coğrafyanın, kurumsal çerçevesini, kültürel
zemini dönüştürürken (bu, adım adım ve molekü-
ler düzeyde gerçekleştiğinden -bu dönüşüm sü-
reci Mussolini yönetiminin ilk yıllannı, kadrolan-
nın sıradanlığı ve sığlığı da Nazi lideriiğini anımsa-
tıyor- ciddi bir direnişle karşılaşmadan ilerieyebili-
yor), bir gün gerektiğinde muhalefeti susturacak,
zoria bastırabilecek yasalar da devreye girdi.
Vahdettin tartışması işte böyle bir iklime ait.
"Vahdettin hain değildi" diyenler, aslında "Cum-
huriyet, ulusal devlet kurmaya kalkmak, halifeli-
ğin ilgası vb. yanlıştı" diyorlar.
(Bir ara not: Solun, Cumhuriyetin, demokrasi,
insan haklan alanlanndaki eksiklerine yönelik, ta-
rihsel konumunun sınırian açısından ileriye dönük
eleştirisini, sık sık Cumhuriyetin "varlığının", on-
tolojik düzeyde bir eleştirisiyle kanştırması da do-
laylı olarak bu hegemonya projesine hizmet edi-
yor, kimi zaman projenin adımlannın demokratik
reformlar gibi algıianmasını kolaylaştınyor.)
Bu Vahdettin söyleminin ve hegemonya proje-
sinin bir adım ötesindeyse, "Yeni Osmanlılık" fan-
tezisine zemin hazıriamak, gerekli "zeitgeist" (za-
manın ruhunu) oluşturmak var. BOP de burada
"ılımlı Islam" bağlamında psikolojik bir dayanağa,
belki de gelecekte Türkiye'nin ordusu bağlamın-
da da kolay kullanılır bir araç elde'etme olasılığına
kavuşmaya başlıyor. Sermaye kesimleri arasında,
devletin güç odaklan üzerinde süren, kısa döne-
me kitlenmiş, "dar açılı" çatışmalar da bu hege-
monya projesini hızlandıracak sinerjiyi yaratıyor...
ergin.yildizoglu(â gmail.com
ÎÇlŞLERl'NDEN AÇKLAMA İSTEDl
ANAP'h veküden
Aşkın 'a destek
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
Hatay Millervekili Zü-
heyir Amber, Van Yü-
züncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Yücel Aşkm'a
destek vererek hükümet
sözcüsünden ve Içişle-
ri Bakaru'ndan aydın-
latıcı açıklama istedi.
.\mber, yaptığı yazı-
h açıklamada, uzun yıl-
lardan bu yana tanıdığı
Rektör Aşkın'ın ünrver-
siteye başanlı hizmet-
ler verdiğini söyledi.
Amber açıklamasmda
şu görüşleri kaydetti:
" YüzüncüYıl Üniversi-
tesi'ni akhn, bilimin ve
sanatm egemen olduğu
bir kuruma dönüştüren,
öğrencilerinin özgür
yurttaşlar olarakyetişe-
bflmesiiçinyamızca aka-
demik gereksinimleriy-
le değil.viy ecek,giyecek
ve baruıma gibi sorun-
larıyla Ugilenen Saym
Rektör'ünveyardımcı-
lannın sonuna kadar
destekçisijim."