Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kutturfo cumhurryet.com.tr
Sanat eğitimimizdeki en büyük açmazlardan biri kuramsal birikimin eksikliği ya da yetersizliği
SanatyapıtaınkökenleriKAY4ÖZSEZGÎN
Güzel sanatlar dalında eğitim gör-
mek için üniversite barajını ve yete-
nek sınavını geçen, derslere başla-
yan öğrencilerimle ilk karşılaşmam-
da, sanat tarihi ve benzeri kuramsal
derslerin, bilgi yığını olmayı amaç-
lamadığını, öncelikle sanat yapıtına
nasıl bakılması gerektiği konusun-
da görsel açılım sağlayıcı deneyim
kazandırmayı öngördüğunüpeşinen
belirtirim. Bu aşamada sanatın ge-
lişim süreçlerini, öncelikle sanat ya-
pıtlannı tanıyarak, onlann biçım ve
içerik özelJiklerini kavrayarak öğ-
renmenin, yani sanat yapıtından yo-
la çıkarak dönemi ve sanatçıyı an-
lamakla mümkün olabileceğtni, do-
layısıyla "ûslup" kavranunın önemi-
ni vurgulamaya çalışınm.
Cörsel blrlkim eksikliği
Ortaöğretimden yeterli temel bil-
gileri almadan gelen, kişisel merak
ve özveri duygusuyla kendini yetiş-
tirmemiş olan öğrencilerin bu konu-
da karşılaştıklan ilk güçlük, özgün
yapıtlarla ya da en azından bu yapıt-
lara ait özenli basılmış resimlerin
yer aldığı yayınJarla karşılaşmamış
olmaktan kaynaklanan yabancılık
duygusudur. Görsel kültür ve bu kül-
türe ılışkın görsel birikim olanağın-
dan yoksun ögrenci, okuma alışkan-
lığı da kazanmamışsa, sanat sorun-
lan üzerine yazılmış kitapları en
azından kanşnrmamışsa, sanat eği-
tımının ilk aşamasında, kimi temel
kavramlan algılamakta zorlanıyor
dogal olarak.
Onerilen kitaplan okurken ya da
terimJerin sözlük karşılıklanıu çöz-
meye çalışırken, güçlüklerle karşı-
laştığını dile getirmekten kaçınmı-
yor. Ezberci sistemin çelişkilerin-
den bunalmış bir kafayla üniversite
sıralanna geldiginde, sanat eğitimi-
nin kuramsal bilgilerinin de bu sis-
temle öğrenileceği saplantısından
kurtulamıyor, elinde kalemle öğret-
meninin ağzından çıkacak sözcük-
leri notlanna geçirmenin telaşına
kapılıyor, anlayarak öğrenmeyi de-
ğil, ileride yapılacak sınavda başa-
nh olmasını saglayacak bilgileri de-
polamayı tercih ediyor.
"Sanatçı" olarak yetişmenin, salt
• "Sanatçı" olarak yetişmenin, salt atölye eğitiminden geçmekle mümkün
olabileceğine dair yerleşik kanı, öğrencileri kuramsal bilgilere uzak tutmaktadır.
Müze ve sanat yayını gibi, bu yöndeki eğitimin sağlam temellere oturmasnıda etken
olacak kurumlaşma aşamalannı yaşamamış ülkemizde, üniversite düzeyinde sanat
eğitiminin bir ayağının boşlukta kalmasını önlemek de zorlaşıyor. Atölye çalışmalan
ne denli doyurucu olsa da, bu çalışmalar kuramsal bilgi ve birikimle dengelenmediği
sürece beklenen amaç gerçekleşmeyecek, el becerisi ve sanat yaratma hüneri, sanat
yapıtlannın kökensel değerleri yeterince özümsenmedikçe boşlukta kalacaktır.
atölye eğitiminden geçmekle müm-
kün olabileceğine dair yerleşik ka-
nı, öğrencileri kuramsal bilgilere
uzak tutmaktadır. Müze ve sanat ya-
yını gibi, bu yöndeki eğitimin sağ-
lam temellere oturmasında etken
olacak kurumlaşma aşamalarını ya-
şamamış ülkemizde, üniversite dü-
zeyinde sanat eğitiminin bir ayağı-
nın boşlukta kalmasını önlemek de
zorlaşıyor. Bilgilenme uğraşı, bilimin
bütün dallannda teori-pratik bağda-
şımını zorunlu kılmaktadır. Atölye
çalışmalan ne denli doyurucu olsa
da, bu çalışmalar kuramsal bilgi ve
birikimle dengelenmediği sürece
beklenen amaç gerçekleşmeyecek, el
becerisi ve sanat yaratma hüneri, sa-
nat yapıtlannın kökensel değerleri ye-
terince özümsenmedikçe boşlukta
kalacak ve bugün çokça tanık oldu-
ğumuz çelişkili durumlar karşımıza
çıkacaktır.
İşlne yabancı sanatçı adayı
Sık karşılaştığım bir olgudan söz
etmenin tam sırasıdır: Çalışmalan ko-
nusunda görüş almak isteyen öğren-
ciler, yapıtlanyla karşıma geldikle-
rinde, ne yapmak istedikleri konu-
sunda bir soruya muhatap olmalan
halinde, amaçlannı üç-beş sözle di-
le getirmekte zorluk çekiyorlar. Böy-
le bir aşamada üretilmiş olan işe
eleştirel bir göz ve kafayla yaklaş-
manın önemi ve gereği ortaya çıkı-
yor. Bir anda, ürettiği işe yabancı-
laşmış, o nedenle de estetik bilgi ve
birikinıini o iş üzerinde yoğunlaştır-
ma becerisinden uzak kalmış bir sa-
natçı adayıyla karşı karşıya bulun-
duğunuzu anlıyorsunuz.
Ya da başka bir olgu üzerinde du-
ralım: Sergi açılışındasınız ya da
açılmış olan bir sergiyi geziyorsunuz.
Çevrenizde sergiyi dolaşmakta olan-
lar arasında, öğrencilerin de bulun-
duğunu varsayalım. Varsayalım di-
yorum, çünkü büyük kentlerimiz-
deki sanat etkinliklerinden haber-
siz, oldukça geniş bir ögrenci kitle-
sinin var olduğunu, en azından ga-
lericiler yakmdan biliyorlar. Yeterli
müzelerden yoksun, kendi sanatçı-
lanmızın yapıtlan dışında yabancı ül-
ke sanatçılannın yapıtlanyla karşı-
laşma olanağuun bulunmadığı ül-
kemizde, hiç değilse önemli sergi-
lerin, sanat eğitimi görenlerce izlen-
mesinden daha doğal ne olabilir. Oy-
sa böyle çelişkili bir durumla sık sık
yüz yüze gelmek işten bile değil.
Kuramdan yoksun sanat eflfflm»
Evet, varsayalım ki önemli bir
sergiyi gezenler arasında, sanat eği-
timi görmekte olan öğrenciler de var.
Sergide yer alan yapıtlar, bu öğren-
cilere ne söylüyor? Öğrencilerin bu
yapıtlardan algıladıklan, onlan ne
ölçüde etkilemektedir? Birtakım
bağlantılann kurulmasında ölçüt
oluşturacak etkenleri sıralamakta
ve bunlan söz konusu serginin ya-
pıtlanyla ilişkilendirmekte, öğren-
cilerin görsel birikimi yeterli ol-
madığında, danışmak ve bilgi almak
gibi doğal süreçlerin işlemesi ge-
rekirken, yüzeysel yargılarla yeti-
nildiği gözlemlenir çoğunlukla.
Bütün bu ve benzeri olgular, bu-
gün ülkemizde yaygınlık gösteren
sanat eğitimciliğinde, kuramsal bi-
rikimin önemine işaret etmektedir.
tlk aşamada akla gelebüecek çözüm,
üst düzeyde sanat eğitimi veren ku-
rumlan, bu yönden örgütlemek; sı-
nırlı sayıda da olsa, sanat yayınla-
nnın bu kurumlara ulaşmasını sağ-
layacak'bir dağıtım şebekesi kur-
mak; daha da önemlisi, bu yayın-
lan okuyup yararlanacak öğrenci-
leri yönlendirici bir sistem geliş-
tirmektir.
Kuramdan yoksun bir sanat eği-
timinin yaratacagı sorunlann çö-
zümü, bu yapılmadığı sürece, da-
ha da ağırlaşacaktır. Sanat yapıtını
anlamaya ve anlamlandırmaya yö-
nelik kuramsal birikimin eksikliği
ya da yetersizliği, en büyük açmaz-
lardan biri olarak karşımızda dur-
maktadır.
Endonezya'dan Gann Nugramo'nun 'Aşk ve Yumurtalar Ustüne' adlı yapıtı 'En Iyi Film' seçildi
YeniDelhi Cinefcm Film Festivali sonuçlandı
GÖNÜL PÖNMEZ-COLIN
YENt DELHİ -15 Temmuz'da baş-
layan Cinefan Film Festivali, dokuz
gün boyunca Yeni Delhililerle birlikte
200 kadarkonuğa gizem dolu bir prog-
ram sunarak geçen
pazar akşamı bakanlar ve büyükel-
çilerin de katıldığı görkemli bir tören-
le son buldu. Uğur Yücel'in 'Yaa l\ı-
ra'. Ali Özgentürk'ün 'Kalbin Zama-
nı', Yesinı l staoğlu'nun •BulutJan Bek-
lerken' ve AüfYıImaz'ın 'Eğreti Gefin'
filmleriyle katıldığımız festival, Asya
ve Arap ülkelerinden sunduğu kapsam-
lı izlencelerle sanatın sınır tanımadığı-
nı bir kez daha kanıtladı.
Filistinli Michel Khelifı. Belçıkalı
Marion HanseL Hintli Mani Kaul gi-
bi tanınmış yönetmenlerin yam sıra
ARTE televizyon kanalının yönetme-
ni Michel Reilhac ve Japonya'dan fes-
tival yöneticisi Reiko Araki'den olu-
şan seçici kurul Endonezya'dan Garin
Nugramo'nun 'Aşkve\hmurtalarÜs-
tûne' adlı filmıni, insan ilişkilen ve
hoşgörünün öneminı bir Jakarta paza-
n ortamında ve değişik bir biçimde
yansıttığı için 'En İyi Fflm' seçti.
4 Türk filml de gösterlldl
Sri Lankalı genç yönetmen Vîmukt-
hi Jayasundara 'Kaderine Terk Edil-
mişToprak* fılmiyle 'SeçiciKurul Özel
Ödülü'nü aldı. 'En İyi Kadın Oyuncu
Ödülü" 'Tavuskuşu'yla Çinli oyuncu
Zhang Jingchou'ya giderken 'En İyi
Erkek Oyuneu Ödülü' de îran filmi
'Soğuğun Gözyaşlan'yla Parsa Pirooz-
far'ın oldu. 'En İ>i Hint Filmi Ödülü'
ise Jahar Kanungo'nun 'Sessizliğe LTaş-
mak'ına verildi.
Asya sinemasını destekJeme kuru-
luşu NETPAC, Çinli Yangjin'in 'Siyah
Beyaz Süt tneği' fılminı tabu konu
HIV AIDS'i yürekli işleyişi açısmdan
en iyi film seçti. Uluslararası Sinema
Yazarlan FIPRESCI'nin seçici kurulu
da en iyi film olarak Iranlı Azizoflah Ha-
midnezhad'ın 'SoğuğunGözyaşlan'n-
da karar kıldı.
Festival Çinli genç yönetmen Wang
Xiao Shuai'ın kültür devrimi ve kökle-
re dönmek gibi konulan ele alan, son
Cannes Film Festivalı'nde seçici kurul
özel ödülü sahibi 'Şanghay Düşleri' fil-
miyle açılmıştı. Kapanış ise, Batı Ben-
gal sinemasının en önemli adlanndan
Buddhadep Dasgupta'nın bir baba-oğul-
la yaşamlanndakı kadınlan metaforik
bir açıdan sunan 'Sis Andan' filmi idi.
Ustalara aynlan özel bölümde gös-
terilen Atıf Yılmaz'ın filmi 'Eğreti
Geün' ile Alı Özgentürk'ün 'Kalbin
Zamanf adlı filmi beğenildi. Yeşim
Ustaoğlu'nun 'Bulutları Beklerken'
filmininse görsel nitelikleri kadar
ele aldığı konu da dikkati çekti ve
tartışıldı.
LÜLEBURGAZ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN SAI1Ş
İLANI
Dosya No: 2003 2261 Esas
Gayrimenkulün halihaar durumu, cinsi, evsafi ve değeri:
1- Lüleburgaz ilçesı. Kurtuluş Mahallesı, Ferhatpaşa Sokak me\kıi. 336 ada. 25 parsel savılı. 694.88 m2 miktarlı arsa \asifli taşuımaz satışa
çıkanlmıştır. Taşınmazın tasdıkli ımar planı sınrrlan içmde a\Tik nızam 5 kat,
o
'o40 taban alaıu kullanınuna sahıp konut alanında kaldığı bıldınl-
mıştır. Arsa halihazırda boş dunımdadır v e ûzennde hertıangı bır yapı buiunmamaiaadır. Taşınmaz arsa şehnn merkez bölgesınde kalmaktadır
Taşınmazın degen 138.9^6.00 YTL'dır
Satış gûnü ve saati: 05.09. 2005 Pazartesı günü saat 11. 00-11 lO'da 1 satış, 15.09. 2005 Perşembe günü saat 11 00-11 lû'da 2 sanş
2- Lüleburgaz ılçesı. Kurtuluş Mahallesı. \lurat Hüda\endıgar Caddesi mevkıi. 386 ada. 21 parsel savılı. 845.35 m2 miktarlı arsa vasıflı taşın-
mazda 2 28 arsa paylı. zemın kat 2 no'lu dûkkân satışa çıkanlmıştır. Taşınmaz tasdıkli ımar planı sınırlan içınde a\Tik nızam 5 kat.
o
o40 taban
alanı kullanımına sahip konut alanında kalmaktadır. Taşınmaz üzenndekı 5 katlı ana yapının zerrun kannda yer alan 2 bağımsız bölûm no'lu
dûkkân 8.5 mxl9 5 m ebadında \e \-aklasik 150 m2 taban alanındadır Zemın ver döşemelen palad>en kaplı, duvarlar bovalı. cephe çerçe%elen
demır doğrama yapıhdır Isınma şeklı kaloriferlıdır Söz konusu ışyen Murat Hüda^endıgar Caddesi necephelıdır Taşınmazm degen 5^ 714,64
YTL'dır.
Satış günü ve saati. 05.09 2005 Pazartesı günü saat 11.20-11.30'da 1 satış. 15 09. 2005 Perşembe günü saat 11 20-11 30'da 2 satış
Saüş şartları: 1- Satış yukanda tayın edılen gün \e saatlerde Lüleburgaz 2 lcra Müdürlüğü'nde açık artırma suretıyle yapılacaktır Bu arrır-
mada tahrrun edilen kıymetın
o
o60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle ıhale olunur. Böyle bır be-
delle alıcı çıkmazsa en çok arararun taahhudü bakı kalmak şartıyla ta>m edılen yer ve saatlerde Jancı arnrmaya çıkanlacaktır Bu arurmada da
rüçhanlı alacaklılann alacağını \e sanş masraflannı geçmesı şartı> la
o
o40'ın üstünde en çok arnrana ıhale olunur.
2- Artırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edılen kıymetın
o
o20'sı msbetındepey akçesı veya bu mıktar kadarmıllı bır bankanın temınat mektu-
bunu vermelen lazımdır Satış peşm para ıledır, alıcı ıstediğınde 10 günü gecmemek üzere mehıl venlebilır. Tellalıye resmı ıhale pulu. tapu harç
ve masraflan. katma değer vergısı alıcıya aıttır Bınkrruş vergıler satış bedelınden ödenır.
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla diğer ılgılilenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle feız \e masrafa dair olan ıddialannı davanağı
belgeler ıle on beş gün ıçınde dairemize bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcıh ıle sabıt olrnadıkça paylaşmadan hanç bırakılacak-
lardır.
4- Saüş bedelı hemen veya venlen mühlet ıçmde ödenmezse UK'nun 133. maddesi gereğınce ıhale feshedılır Ikı ihale arasındaki farktan ve
faızden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendılennden tahsıl edılecektu'
5- Şartname ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesı için daıre açık olup masrafi \enldığı takdırde isteyen ahcıya bır ömegı göndenlebı-
ür
6- Sanşa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlenn yukanda yazılı dos-
ya numarasıyla dairemize başvurmalan ılan olunur.
(*J tlgılıler tabinne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır. Basın: 35584
TC
K4RTAL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2005 222
Karar No: 2005 659
Davacılar Nadir Katran, Şerife Katran, Adil Katran. Mukaddes Katran, Hazma
Katran, Necmettın Katran, Tuğçe Alkaç, Hüsniye Zeynep Bektaş (Alkaç) taraftndan
davalı Nüfiıs Müdürlüğü aleyhıne mahkememizde açılmış bulunan soyadı tashihi da-
\usimn yapılan yargılaması sonunda,
Dıyarbakır ılı, Lice ılçesı (1504), Kıyı Köyû, Cilt: 42. Hane: 30. BSN: 17'de nüftısa
kayıtlı Hüseyın ile Belkisa'dan olma 01.01.1937 d.lu Nadir Katran'ın Katran olan so-
yadının Lıcelı olarak düzeltilmesine,
Diyarbakır ili, Lıce ılçesı (1504). Kıyı Köyü. Cılt: 42, Hane: 30, BSN: 26'da nüftısa
kayıtlı Hüseyin ıle Halime'den olma 01.01.1943 d.lu Şenfe Katran'ın Katran olan so-
yadının Liceli olarak düzeltilmesine,
Diyarbakır ılı, Lice ilçesı (1504), Kıyı Köyü, Cilt: 42, Hane: 30, BSN: 35'te nüfusa
kayıtlı Nadir ıle Şenfe'den olma 01.01.1973 d.lu Adil Katran'ın Katran olan soyadı-
mn Lıcelı olarak düzeltilmesine,
Diyarbakır ıb, Lıce ılçesi (1504), Kıyı Köyü, Cilt: 42, Hane: 30, BSN: 36'da nüfusa
kayıtlı Nadir ıle Şerife'den olma 01.01.1976 d.lu Mukaddes Katran'ın Katran olan so-
yadının Liceli olarak düzeltilmesine.
Dıyarbakır ili, Lice ılçesi (1504). Kıyı Köyü, Cılt: 42, Hane: 30, BSN: 37'de nüfusa
kayıtlı bulunan Nadir ile Şerife'den olma 01.01.1978 d.lu Hamza Katran'ın Katran
olan soyadının Lıcelı olarak düzeltılmesıne,
Dıyarbakır ılı, Lıce ilçesı (1504), Kıyı Köyü, Cılt: 42, Hane: 30, BSN: 39"da nüfiısa
kayıtlı Nadır ile Şenfe'den olma 05.04.1985 d.lu Necmettin Katran'ın Katran olan so-
yadının Lıcelı olarak düzeltilmesine,
Karar verilmıştır. Ilan olunur. 18.07.2005 Basın: 35291
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇİ
Almanya'da Kapanan
Kiliseler
Almanya'da yaşayan ressam Aydın Karaha-
san, West Deutsche Allgemeine (WAZ) gazete-
sinin 16 Haziran 2005 tarihli sayısını getirdi. Ga-
zetenin ilginç bir başlığı var: "Ruhr Bölgesınde
122 Kilise Kapandı."
Angelika Wölk imzalı haberin ayrıntılarında ise
şu bilgiler yer alıyor: Aimanya'nın geçen yüzyıl-
da kömür ve demir madenleri nedeniyle en bü-
yük sanayi havzası olan Ruhr bölgesinde 122 ki-
lise giderlerini karşılayamadığı için kapanmış. Bu
kiliselerin 30 milyon Avro'luk giderleri varmış, ama
gelirleri bu giderleri karşılayamıyormuş.
Ne demek kilisenin gelir ve giderleri?
Almanya'da laiklik gereği devlet kiliselere ka-
rışmıyor. Yani bizdeki gibi din görevlilerinin ma-
aşlannı devlet ödemiyor. Kilise kendi gelirleriyle
yaşıyor. Kilisenin gelirlerini ise cemaatin ödediği
kilise vergileri sağlıyor. Tıpkı sigorta ya da sendi-
ka kesintisi gibi ücretlerden kilise vergisi kesili-
yor. Bu vergilerle kiliseler kendilerine kaynak sağ-
lıyor. Rahiplerin maaşlan da bu paralardan öde-
niyor.
Son yıllarda kiliselerden aynlmaların artması
vergilerin de düşmesine neden olmuş.
Kiliselerin kapanması, yapılann ne olacağı so-
rununu da ortaya çıkarmış. Kilise yapılannın sa-
tılması (özelleştirilmesi) düşünülüyormuş. Ancak
yapılann rasgele işlerde kullanılmaması için de sa-
tışianndaözen gösteriliyormuş. Birinci tercih, ya-
pılann kültür merkezi olarak kullanılmasıymış.
Yazar yorumunu, "Yakında kiliseler yalnızca
köylerde kalacak" diye sürdürüyor.
Hıristiyanlık, Isa'dan bu yana geçen iki bin yıl
içinde pek çok değişikliğe uğradı.
19. yüzyılın ünlü Fransız düşünür ve dinbilim-
cisi Ernest Renan. dilimize Reşat Nuri Günte-
kin'in çevirdiği, 1945'te Milli Eğitim Bakanlığı Kla-
sikleri arasında yayımlanan Isa'nın Hayatı adlı ki-
tabında Isa'yı, 'tahhteki ilk komünist' olarak ta-
nımlar. Bu görüşünü de onun yaşam biçimine ve
kimi sözlerine dayandırır. Isa, 12 havarisiyle ko-
mün hayatı yaşamıştır. Bütün malları ortaktır,
aralarında özel mülkiyet yoktur. Hayatında ne
kilise kurmuş ne de kitap yazmıştır. Renan'ın, dü-
şüncelerini desteklemek için andığı Isa'nın kimi
sözleri şöyledir
"Malını dağıt, arkamdan gel."
"Ceketini alırlarsa, gömleğini de ver."
"Zenginlenn cennete gidebilmesi için deve-
nin iğne deliğinden geçmesi gerekir."
Geleneksel şiirimizin büyüklerinden Fuzuli de
bu son sözü bir şiirinde, "Gamımı deve sırtına
yüklesen, deve üzüntüsünden öyle zayıflarki, iğ-
ne deliğinden geçer" biçiminde kullanmıştır.
Isa'ya dayandırılan sözlerin yazıya geçmesi
ve zamanla krtaplaşması uzun yıllar aldı. 325 yı-
lında Iznik'te, kilise önderlerini bir araya topla-
yan Konsil, çok sayıdaki Hıristiyanlık metinleri-
ni aynştırarak dördünü (Matta, Markos, Luka,
Yuhanna) Kutsal Kitap saydı.
313'te Roma Imparatoriuğu'nun Hıristiyanlığı
benimsemesiyle kurumlaşma da başlamış ol-
du.
Kurumlaşmayla birlikte malsız mülksüz Isa'nın
öğretisi, bugün büyük servetleri yöneten kilise-
lere dönüştü. Günümüzde Vatikan devletinin giz-
lilik içinde yürütülen sermaye hareketleri içinde-
ki rolü fılmlere, romanlara konu oldu.
Aydınlanma çağı, din ve devlet işlerini birbi-
rinden ayıran laiklik anlayışryla, dini, insanlann vic-
danlarına ilişkin bir konu olarak görerek devlet
yapısının dışına çıkardı.
Almanya'da yaşanan örnek çok tipik. Insan-
lar, kiliselerini yaşatacak giderleri karşılıyorlarsa
kilise var, karşılamıyorlarsa yok. Devletin kilise
açmak ya da açık kiliseleri yaşatmak gibi bir gö-
revi yok.
Sürmekte olan laiklik ve din-devlet ilişkileri tar-
tışmalarına bu açıdan da bakılabilir.
turgay»flsekci.com
Anjelika Akbap'dan konser
• Kültür Servisi - Brahma Kumaris Raja Yoga
Meditasyon Derneği tarafından yann Harbiye
Kenter Tiyatrosu'nda 'Düşünme Sanatı'
konferansı yapılacak. Konferansa Brahma
Kumaris Dünya Ruhsal Cniversitesi Avrupa
Başkanı B.K. Jayanti konuşmacı olarak
katılacak. Konusunda en önemli isimler
arasında yer alan Jayanti, toplantıda bireylerin
olumlu düşünce ve huzurla donatımı yoluyla
dünyada banş, kardeşlik ve değerlerin
oluşmasırun önemini dile getirecek. B.K.
Jayanti'nin konuşmasından önce, 'müziğin
insan üzerindeki etkisi', 'müzik terapisi ve iç
yolculuk' gibi konulardaki çalışmalannı
bestelerine ve yaşamına yansıtan ünlü besteci
ve piyanist Anjelika Akbar da küçük bir
konser verecek. Saat 19.30'dabaşlayacak
toplantı herkese açık ve ücretsiz.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2005 432 Vas. Tayini
Mahkememizce verilen 5.7.2005 tarih ve 2005/432
esas, 2005 552 karar sayılı karar ile Avi Nesim ve
Dudu'dan olma 1929 d.lu Rebeka Melek'e TMK 405.
maddesi gereğrnce vesayet altına aluıarak kendısıne
kızı Leya Pinhas vasi olarak tayin edilmiştır.
05.07.2005 Basın: 35651
BEYOĞLU 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2005 97
Mahkememızden 26.05.2005 tarihinde verilen
2005 240 sayılı kararla Beyoğlu. Sütiüce Mahallesı,
Cilt No: 36, Hane No: 1030'da nüfusa kayıtlı Haydar
ve Fadime'den olma 8.2.1951 doğum tarihli Celal Pa-
ça\Ta ıle aynı yerde kayıtlı Celal ve Gülşen'den olma
10.10.1980 doğum tanhli Arzu PaçavTa'nın soyadlan-
nın iptalı ile Erta,ş olarak tashihine karar venlmış olup
hüküm özeti ilan olunur. 20.06.2005 Basın: 35546
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
SEVGÜZEL YAZIR