Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2005 PAZARTESİ
HABERLER
CHP'li Kart, Seydişehir Alüminyum'a göz koyanlara karşı emekçilerle birlikte karşı duracaklannı belirtti
'Özelleştirme değil talan'
CHP millervekili Atilla Kart
ENVERHAYKIR
SEYDtŞEHtR - CHP Kon-
ya Milletvekili Atffla Kart,
Seydişehir Alüminyum Tesis-
leri'nden hiçbir işçinin çıkanl-
mayacağı açıklamalannın ger-
çeğı yansıtmadığını söyledı.
Kart, Maliye Bakanı Kemal
Unalatan'ın Dünya Banka-
sı'na verdiği raporda tesisler-
den 500 işçi çıkanlacağı yö-
nünde ifadeler yer aldığına
dikkat çekerek "Aha fırma da,
Başbakan da, Maliye Bakanı
da yalan söylüyor" dedi.
CHP Seydişehır Ilçe Örgü-
tü seçimlerine katılan Atilla
Kart, Eti Alüminyum Tesis-
leri'nin peşkeş çekilmeye ça-
hşıJdığını vurgulayarak "Biri-
lerielbetteSeydişehir'e göz ko-
yacak. Bider de onlann kar-
şısında duracağız" diye ko-
nuştu. Alüminyum tesisleri
için nisan ayında teklif veril-
• Atilla Kart, Maliye Bakam Kemal Unakıtan'ın Dünya Bankası'na verdiği
raporda Seydişehir Alüminyum Tesisleri'nden 500 işçi çıkanlacağı yönünde
ifadeler yer aldığına dikkat çekerek "Alıcı firma da, Başbakan Erdoğan da,
Maliye Bakanı Unakıtan da yalan söylüyor" dedi.
meye başlandığını ve 17 Ha- değfl peşkeştir, talandır. Başka gesi venük" dıye konuştu.
ziran'da da ıhale yapıldığını
anımsatan Atilla Kart, hükü-
meteşöyle seslendi:
"Özeüeştinne için tespitya-
pdmadan özeüeştirme süreci-
ni başlatıyorsunuz. Seydişe-
hir'deki fabrikayı, Manavgat
Oymapınar Barajı'nı, AntaL-
ya LJmanTıu, boksitmadenle-
rini veriyorsunuz. Bugüne ka-
dartespitedilen boksitmaden
rezervinin değeri 1.4 mityar
dolar. Alüminyum tesislerinin
de 60 milyon doiarhk bir mo-
dernizasyonu vsur. Fabrikamn
yilbk 136 mflyon dolar kâra
geçtiğini görûyoruz. 3.5 mil-
yar dolar eden bir fabrika, on-
da birifiyanna,130 milyon do-
lara saühyor. Bu, özeUeştirme
bir izahı yoktur."
Ihaleyi kazanan Cengiz In-
şaat'ın daha önceden aldığı
tüm işletmelerde işçi Jayımı-
na gittiğine dikkat çeken Kart,
"2004 Şubaü'nda Samsun Ba-
kırtşletmekriözeDeştirildL 14
Nisan'da bufirmadevrakh. 15
Nisan'da da 500 işçinin södeş-
mesifeshedüdTdedı
'Önlemler ahnmadı
1
19 işçinin ölümüyle sonuç-
lanan maden göçüğünün de
Cengiz Inşaat'a ait ocakta mey-
dana geldiğini anlatan Kart,
"Grçüğünişvereningerekfiön-
lemleri ahnâmag sonucu mey-
dana gektiği behriendi. Bu ko-
nu hakkında araştmna öner-
Kart, Samsun'daki mobil
santralı da aynı fırmanın satın
aldığını ve bu tesisler çalıştınl-
madığı için Cengiz Inşaat'a ay-
da 1 milyon 200bin dolar öden-
diğıni vurgulayarak şunlan söy-
ledı: "Düşünün,deviedsoyuyor-
sunuz, Hazine zaranna, çevre
zaranna oraya santral kuru-
yorsumız,ondan sonra devletsi-
ze aynca tazminat ödüyor. Bu
ancak siyasi bağiannlaria ola-
biür. Bu konu hakkında araş-
orma komisyonuna önergever-
dikve gerekti raporu akuk.Meo-
Bs'e geçmiş dönemin sryasüeri
vebu şirket hakkında sonıştur-
ma önergesi sunduk."
Cengiz Inşaat yöneucilerinın
Seydişehir Alüminyum Tesis-
PROF. DR. AŞKIN VAN'A DONDU
'İhbarlann
amacı küçük
düşürmek'
YAN/ANKARA (Cumhuriyet) - Yüzüncü Yıl
Üniversitesi (YYU) Rektörü Prof. Dr. YüceJ Aşkm,
evine yapılan baskınla ilgili olarak bugün savcıhğa
ifade vereceğinı belirterek "Yapüan ihbariar son
derece çirküıdir. Bia rencide eöne>e, küçük
düşürmeye yönetiktir. Bu iş sonuçlandığında ben de
yasal haklarunı kuUanacağun" dedi. THY'run
Istanbul-Van sefennı yapan uçakla Van'a dönen
YYÜ Rektörü Aşkın ve eşi Yrd. Doç. Dr. Oya
Aşkm'ı, Van Ferit Melen Havaalanı'nda YYIİ rektör
• Evinde bulunan
eserlerin tümünün
kayıtlı olduğunu,
kayıtlı olmayanlar
için de gerekli
girişimi yaptığını
belirten Yüzüncü
Yıl Üniversitesi
Rektörü Yücelt
! Aşkın, 'Bu iş
1
sonuçlandığında
j ben de yasal
! haklanmı
I kullanacağım'
diye konuştu.
yardımcılan Prof. Dr.
Hasan Ceybın, Prof. Dr.
Ayşe YükseJ ve Güzel
Sanatlar Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. ZühreŞentürk
karşıladı. Havaalarunda
gazetecilere açıklama
yapan Aşkın, tartışmaya
konu olan evindeki
koleksiyonda bulunan
eserlerin tümünün kayıtlı
olduğunu, kayıtlı
olmayanlann ise 2
Temmuz'da Van Müze
Müdürü ve yardımcısına
gösterilerek kayıt edilmesi
için beyanda
bulunulduğunu yineledi.
Eskı eserler yasasına göre
hiçbir eserin kayıtlı olarak
koleksiyona girmediğini belirten Aşkın, "Eserler,
müze müdürlüğüne bir ay içerisinde bUdiritir. Müze
müdürlüğü de bir ay içerisinde bunlann kaydmı
yapar" dıye konuştu. tddıa edıldığı gıbı kaçak
eser bulundurmadığını vurgulayan Aşkın,'
'Yapüan ihbariar son derece çirkindir. Bizi
rencide etmeye, küçük düşürmeye yöneUktir.
Bunu yapanLan da kınıyonun. Bu iş sonuçlandığında
ben de yasal haklanmı kuHanacağun" dedi.
Aşkın, havaalanından aynldıktan sonra
kendisini karşüayan rektör yardımcılanyla
birlikte YYÜ'de arama yapılan konutuna yerleşti.
Çeük: Haberim yok
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çefik de yaptığı yazılı
açıklamada, "Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Yücel Aşkm'm evinin aranmasıyla hiçbir ilgismin
ounadıgını*" kaydettı. Çelik, "AşkuTın evinin
aranmasrvia doğrudan veya dotayh olarak hiçbir
flghnin, hatta haberimin ounadıgını kamuoyuna
duyunıyorum" diye konuştu.
Bolu 'da Ata 'ya Saygı Yürüyüşü
Atatürk'ün Bolu'ya geBşinin 71. yıl
kuüamalan kapsamında kent merkezinde
'Ata'ya Saygı Yürüyüşü' düzenlendi Uğur
Munıcu Parla'ndan başlayan yûrüyüşe
Bolu Vaüsi Ali Serindağ, Belediye Başkanı
Alaaddin Ydmaz'm yanı sıra çoğu öğrenci
yaklaşık 500 kişi kaüldı. Belediye
bandosunun çaldığı marşlar eşüğinde tzzet
Baysal Caddesi'nden devam eden yürüyûş
Anıt Park'ta Atatürk Anıü'na çelenk
konulmasL, saygı duruşunda bulunulması
ve tstiklal Marşı okunmasryla son buldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılan
da Kardelen Meydanı'nda Bolu
türkükrini seslendirdiler. Geçen
yıDarda Atatürk'ün Bolu'ya getişi
kutiamalannın bir hafta sürdüğünö
anunsatan yurttaşlar, bu yılki etkinfiklerin
bir günle sınıriı kaldığma dikkat çektiler.
(Fotoğraf: RUJHAT AVŞAR)
Rahmi Kumaş,'Vahdettin hain değildi' açıklamasına tepki gösterdi:
Ecevit'in sözleri Atatürkçiüüğe ihanet
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BM Türk
Derneği Başkanı ve eski Trabzon Milletvekili
Rahmi Kumaş, eski Başbakan Bülent Ecevit'in
"Vahdettin hain degüdi" yönündeb sözleııne tepki
göstererek "Asü hain Ecevit'tir'' dedi. Kumaş,
yaptığı açıklamada, Sultan Vahdettin hakkmda
kullandığı ifadelerle banşa zarar verdiğini
söylediği Ece\ıt'i hainlikle suçladı. Mustafa
Kemal Atatürk'ün, Söylev'de Vahdettin hakkmda,
"hain" nitelendirmesi yaptıguıı anunsatan Kumaş,
"Ecevit de Mustafa Kemal'e karşı çıkma
modasma kaakta" diye konuştu.
'Dgi çekmek istemiş olabflir'
Kumaş, Ecevit'in ilgi çekmek amacıyla böyle bir
çıkış yapmış olabileceğine de işaret ederek şunlan
kaydettı: "Ecevit'in söylediği doğru olsa büe bugün
Atatürk Cıunhum«ti, buna inanmayanlann eüne
geçmiştir. Böyk bir ortamda bunu dik getirmek
Atatürkçülüğe de ihanettir. Asıl hain EeevTt'tir*
leri'nden işçi çıkanlmayacağı
yolundaki sözlerine inanılma-
sı çağnsmda bulunan Kart,
"Ahcı firma, Başbakan, Mali-
ye Bakanı 'Seydişehir'de işçi
çıkanlmayacak' diyeyalan söy-
hıyoriar. Ancak Mafiye Baka-
nı, Dünya Bankası'na verdiği
raporda '24 bin işçinin sözleş-
mesi feshedilecek' diyor. 24
bin işçiden 500'ü Seydişe-
hir'dea Ahcı firma da, Başba-
kan da, Maliye Bakanı da ya-
lan söylüyor. Ama vatandaşı
kanchran bir hükümete karşı
Seydişehir, direnişiyie bir sem-
bol oldu" diye konuştu.
"Hukııki sureç sürûyor'
Kart, alüminyum tesisleriy-
le ilgili hukuki sürecin devam
ettiğini anımsatarak sözlerini
şöyle tamamladı: "Bu süreçte
adalete müdahale edümesine
izin vermeyeceğizve bu talanın
iptal karannı alacağrz."
ÖZELLEŞTÎRMELER
ABD
yabanaya
satmıyor
Ekonomi Servisi - Türkiye'de
devlet şırketleri haraç mezat
saülırken serbest ekonomi-
den yana olduğunu iddia
eden Amerika, kendi şirket-
lerinın satılmasına şiddetle
karşı çıkıyor. Geçen aylarda
Çin'in önde gelen petrol şir-
ketlerinden CNOOC,
ABD'nin enerji sektörü şir-
keti Unicol'u saün almaya
kalkışınca, Amerikah sena-
tör ve işadamlan ülkenin
ulusal güvenliginin tehlikeye
girebileceğı düşüncesiyle
ayağa kalktılar. Çin'in Uni-
col'u alması halinde Ameri-
ka'nın gerek bilgi gerekse
teknolojik olarak diğer ülke-
lere karşı zayıf düşeceğini
belirten yetkililer, ABD Baş-
kanı George Bush'a baskı
yapmaya başladılar. Asya'da,
Pasifık bölgelerinde ve Mek-
sika Körfezi'nde değerli pet-
rol ve doğalgaz rezervlerine
sahip Amerikalı Unicol Şir-
keti, Çin'e satılırsa Çin,
ABD'de yatırımlannı arttır-
makla kalmayıp kendi enerji
güvenliği bakunından önem-
li bir atılım yapmış olacaktı.
'Çıkariar öne sûrûlûyor'
Devlet mallannın özelleşti-
rilmesi konusunda Türki-
ye'ye sürekli baskı yapan
Amerika, kendi mallannın
saühnası gündeme gelince
devletin iç güvenliği ve stra-
tejik çıkarlannı bahane edip
kendi şirketlerini yabancı ül-
kelere satmayı reddediyor.
Bu konuda tepkilerini dile
getiren ABD'li yetkililer,
Çin'in bu yolla teknoloji ve
bilgi elde edebileceğini dile
getiriyorlar. Amerikalı şirke-
te 18.5 miryar dolar ile en
yüksek teklifı yapan Çinli
Petrol Şirketi CNOOC ise
Amerika'nın bu konudaki sı-
kıntılanm gidermek için gü-
vence paketi hazırlıyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Pazar sabahı gazeteci arkadaşım Nil-
gün Cerraboğlu Roma'dan aradı. Italyan
gazetelerının mınibüste patlayan bomba-
yı çok büyük haber olarak verdiklerini söy-
ledi. Türkiye'deki gazetelerin olaya nasıl
yaklaştığını sordu. Gazetelerin hepsıni gör-
medim. Gördüğum 4-5 gazeteden bir kıs-
mı patlamayı önemli bir haber olarak gös-
termek istememişti.
Minibüste patlayan bomba sonucu ölen
beş kişi arasında biri Ingiliz, biri Irlandalı
olmak üzece iki de turist vardı. Ingiliz Dı-
şişleri Bakanı da Türkiye'nin teröre karşı
mücadelesini destekleyen bir açıklama
yapmak ihtiyacını duymuştu.
•••
Turizm mevsimindeyiz. Türkiye, turizm
açısından çok başarılı bir sezon geçiriyor.
Patlayan bombaların bu başanyı olumsuz
yöndeetkileyeceği, birçok rezervasyonun
iptal edilmesi tehlikesini beraberinde ge-
tireceği belli.
Terörün ve şiddetin son yıllarda dünya-
da hızlı bir yükselişe geçtiğini göaiyoruz.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, dünya iki
süper devlete dayalı bir kamplaşma yeri-
ne yeni kamplaşmalar üretmeye başladı.
Minibüste Patlayan Bomba...
Küreselleşmeyle birlikte yoksul ve zengin
ülkeler arasındaki uçuaım daha da arttı.
Yapılan bütün ekonomik araştırmalaryok-
sul ülkelerin daha da yoksullaştığını, zen-
ginlerın de daha fazla zenginleştiğini gös-
teriyor.
•••
11 Eylül'de El-Kaide'nin ABD'yi hedef
alan büyük saldmsı, zengin-yoksul ülke
kamplaşmasına dini bir boyut katb. Din adı-
naortayaçıkan şiddetörgütleri, dünyanın
zengin ülkelerini tebdit etmeye başladılar.
Huntington'un "medeniyetler çatışma-
sı" tezi yeniden konuşulmaya başladı.
Dünya, Müslüman Hıristıyan çatışmasına
doğru mu gidiyordu.
Türkiye, bu çatışma ekseninin kilit ülke-
lerinden birısi olarak Batı'nın gündemin-
den düşmedı. Türkiye'nin Avrupa Bırii-
ğı'ne aday ülke olarak kabul edilmesi ve
müzakere sürecinin başlayacak olması,
İÇ ve dış tartışmalan da beraberinde ge-
tirdi. Avrupa yeni 10 ülkeyı kabul ederken
hiç tartışmadı denebilir. Sıra Türkiye'ye
gelince durum değişti.
Avrupa'da derin tartışmalar gündeme
geldi. Daha da devam edecek gibi görü-
nüyor. Avrupa'nın kendi iç sorunlanndan
da destek alan bu "Türkiye karşıtlığı", as-
lındabiranlamda "medeniyetlerçatışma-
sı" zeminini de içinde banndınyor.
•••
Türkiye'nin demokratikleşmesi kolay
değil. Doğu Avrupa ülkelerinde "sosyalist"
rejimler çöktüğü için yeni bir sisteme ve
yeni bir rejime adapte olmaları çok sancı-
lı sayılmayacak bir süreç içinde gerçekle-
şebildi. Türkiye ise köklü bir devlet gele-
neğine sahip. Büyük ölçüde otoriter bir ge-
lenek olan bu yönetim anlayışının kökleri
yüzyıllara uzanıyor.
Bizans'tan Osmanlı'ya, Cumhuriyetin
kuruluşundan günümüzeAnadolu toprak-
lannda hep merkezi bakımdan güçlü dev-
letler hüküm sürdü. Sivil toplum hareketi
hepcılızkaldı. "Kutsaldevlet", "babadev-
let" geteneği fazla kınlmalara uğramadan
devam etti.
•••
Türkiye'nin AB yolculuğundaki demok-
ratikleşme projesi bu nedenle sancılı sü-
rüyor. Ulke içinde bir kesim "Yeterbekar-
deşim, nedir bu AB'nin dayatmalan" di-
yerek geleneksel yönetim anlayışını terk
etmek istemiyor. Bununla birlikte Türki-
ye'nin, eski yapısıyla günümüzün geliş-
melsrine adapte olabilmesi de zor.
"Değişelim mi", "değişmeyelim mi"
gerginlikleri içinde Türkiye kendisine net
bir yol haritası çıkaramıyor. Iktidar için kı-
ran kırana bir mücadele değişim ihtiyacı-
nın üzerine tam olarak oturmadığı için çar-
pık bir siyasi kamplaşma şeklinde yaşa-
nıyor.
•••
Toplumun farklı unsurian; korku, endi-
şe, gerginlik içinde, belirsiz olan siyasi du-
rumdan olumsuz yönde etkıleniyor. Türk,
Kürt, Alevi, Sünni ve daha birçok toplum-
sal grup, siyaset sahnesinde daha etkin
rol oynamaya, kendisi açısından alan ya-
ratmaya çalışıyor.
Yollara döşenen mayınlar, minibüslerin
içinde patlayan bombalar, yol kesip adam
kaçırmalar, örgütsel infazlar müzakere ta-
rihi olarak belirienen 3 Ekim yaklaşbkçaTür-
kiye'nin daha da gerginleşeceğini göste-
riyor.
Şiddet şiddeti doğurabilir mi? Türki-
ye'yi yöneten anlayış yeniden bu sorun-
lan birasayişsorununa indirgeyerek, me-
seleyi yalnızca askeri önlemlerle çözebi-
leceği umuduna kapılabilir mi?
• • •
Şiddet ve terörle mücadele kolay değil.
Ancak unutmayalım kı, yanı başımızda iş-
gal edilmiş bir ülke ve orada çok farklı
amaçlarla ve yöntemlerle de olsa ölümü-
ne birdireniş cereyan ediyor. Bunun ateş-
lerinin Türkiye'ye sıçramaması mümkün
mü?
Hangi ülke ve hangi gruplann hesapla-
rının ne olduğunu bilebilmek de o kadar
kolay değil. Türkiye'nin yapabileceği, şid-
dete neden olan toplumsal gerginliğe ve
toplumsal güvensizliğe çare üretmektir.
2000
9
IJ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Yanlış Yerde
Nöbet Tutmak
Felsefelogos dergisinin bir yazısının başlığıydı
"Yanlış Yerde Nöbet Tutmak".
Dört sözcük ne çok anlam taşıyarak bir araya gel-
mişti.
Insanlann yaşamlan, toplumlann dönemlefi, dün-
yanın çağlan bu deyime hak verdirecek ne çok ola-
yı yaşamıştı ve yaşıyordu.
Yanlış bir meslekte ömür tüketenler.
Yanlış bir yerde yaşamını sürdürenler.
Yanlış hedeflerin peşinde koşanlar.
Yanlış bir erkeğin kadını olanlar.
Yanlış bir kadının erkeği olanlar.
Ne çok insanın boşuna geçen nice yıllan.
Van'ın Gevaş ilçesinde 450 koyun bir sürübaşı-
nın peşinetakılarakyardan aşağıya uçtularve hep-
si de telef oldu.
Arkadan Bitlis'te bu kez 100'den fazla koyun
gene bir yanlış sürübaşının peşinde yardan uçtu,
çoğu telef oldu, birkaçını canlı kestiler, birkaçını da
kurtardılar.
Anlamlı bir işaret midir desek mi?
Bizde pek yorum yapan olmadıysa da dış basın
geniş yer vermiş. Bu da biraz tuhaf olmalı. Bizim
koyunlann böyle bir toplu özkıyıma yönelmesi bi-
zimle ilişkili yorumlara mı yol açıyor?
Yoksa koyunlar bize "Işte baktn, başımıza ge-
lenlerden ibret alın, yanlış bir sürübaşı koca sü-
rünün başına ne işler getiriyor" demeye mi çalışı-
yor?
Bu işaret belki de yalnız bize değil bütün insan-
lığadır.
Çünkü, insanlarinsan için nöbet tutmayı çoktan-
dır bıraktı.
Insanlar artık para için nöbet tutuyor.
Insanlar artık başkalannı yağmalamak için nö-
bet tutuyor.
Insanlar dünyayı yağmalamak için nöbet tutu-
yor.
"Dünyalar Savaşı "nda dahi yönetmen Spiel-
berg, öteki dünyalardan gelen saldırganlan anla-
tıyor, H.G. VVells'in romanından esinlenerek.
Ama filmin teması yanlış. Dünyayı ele geçirmek
isteyen saldırganlar Mars'tan gelmiyor, dünyanın
içinden geliyor.
Dünyayı yağmalayanlar, dünyaya saldıranlar,
dünyayı satmaya çalışan uluslararası şirketleri yö-
neten dünya insanlan.
Onlann filmini yapmak gerekiyor.
Insanlar "otomobillerinin başında nöbet tutuyor".
Otomobil çılgınlığı, yanlış yerde nöbet tutmanın
bir örneği.
Otomobil bisikleti yendi.
Oysa bisiklet, uygarlığı yansrtan önemli bir icat.
Insan enefjisine dayalı, zararlı yakıt kullanmayan,
kazaoranı düşük, başkasına zarar vermeyen, çev-
reyi koruyan, güvenli bir ulaşım aracı.
Fransa Bisiklet Turu, uygar ülkelerde heyecan ya-
ratıyor.
Bizim bir Türkiye Bisiklet Turu'muz yok.
Bisiklet yanşlannın bizde seyircisi yok. Biz birey-
sel sporlan sevmiyoruz. Bizim insanımızın heye-
canı, birisini yenince, birisini dövünce, birtakım öte-
kinin kalesine golü sokunca uyanıyor. Atletizm,
halter gibi sporiar ancak şampiyon olunursa, şam-
piyonluk süresince ilgi çekiyor. Buradaki ilgi spo-
ra değil, üstünlüğün kanıtlanmasına.
Ege Üniversitesi bir bisiklet yanşı düzenlemiş, kut-
lamak istiyorum.
Gazetelerin, televizyonlann sporla ilgili yayınla-
nna bakın, sadece futbolu göreceksiniz. Bizde,
spor denince futbol.
Yanlış yerde nöbet tutmak.
Amerika ile Ingiltere de yanlış yerde nöbet tutu-
yor.
Irak'a özgüriük ve demokrasi adına tutulan nö-
bet büyük bir yanlış.
Orada tuttuklan nöbet "uluslararası terörnöbe-
ti".
Ama onlara göre terörist, sadece kendilerine
saldıranlar.
Insanhğın şaşırtılmış bilinci bu olmalı.
Bunları düşününce...
Gevaş'ta uçuruma yuvarlanan koyunlar aslında
öylesine masum ki...
e-mail: erdalatak@superonline.com
erdalatak@gmail.com faks: 0212 513 90 98
ÜÇ YIL ÖNCE YİTlRDİK
Gazeteci Toker
için anma töreni
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Gazeteci Metin Toker ölümünün 3.
yıldönümünde anılıyor. Çankaya Belediye
Başkam Prof. Dr. Muzaffer Erydmaz
yaptığı açıklamada, Toker'üı Türkiye'nin
"sessiz devierinden" biri olduğunu dile
getirdi. Eryılmaz şunlan kaydetti: "Bizim,
bizlerin ortak değeri olan onlar; bu
toplumun. bu topraklarm derinkrine,
derinMklerine daha çok kök salması için
yaşamlan boyunca uğraş verdiler. Onlann
kendikrini feda edercesine yapüklannı
unutmamak, hatniamak, yeni kuşaklara
hatuiatmak. sağlam bir tarih bil^si ve
büincini beslediği kadar, toplumun
bugününü de diri ve sağhkh küar.
'Toker, Türkiye'ııin
sessiz devlerinden biriydi'
İşte Metin Toker, Türkrve'nm sessiz
devlerinden biriydi. Onun demokrasi
tarihimizdeki yerini şimdikrde çok kişi ne
yazık ki tam bibnez. Oysa o, Türkiye'nin
demokrasi rayında kahnası için neredeyse
tek kişiHk bir ordu sayılan Akis'iyle
direnmiştir. Aradan geçen on yülar onun
bu direnişinin, demokrasimize bir ka/anım
olarak geri döndüğünü, onu besleyip
güçlendirdiğini yavaş yavaş göstermektedir.
Türkiye'nin basm tarihi ve demokrasi
tarihi onsuz düşünülemez, dahası
yapüamaz. Gelecek onu, bu alanlarda
çoktan hak erüği yere oturtacakûr.''