Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-AYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2005 PAZAR
3 HABERLERlN DEVAMI
TURKIYE
«anbul
dirne
ocaeli
anakkale
;rnır
lanisa
yöm
lenızlı
PB
PB
PB
B
B
B
B
B
30
33
30
31
33
34
35
33
Sinop Y 27 Adana B 34
Samsun Y 27 Mersin B 32
Trabzon Y 2 8 Diyarbakır B 39
Giresun Y 28 Şanlıurfa B 39
B 34Ankara PB 28 Mardin
Eskişehir B 27 Siirt B 38
Konya B 28 Hakkâri B 33
Sıvas Y 28 Van B 30
ianguldak Y 25 Antalya B 31 Kars
ŞUrfa
talya x
- ' .Adana <> _ - T - -
Yurdun kuzey kesımle-
n parçalı bulutlu, Batı Ka-
radenız kıyılan, Orîa ve
Doğu Karadenız, Iç Ana-
dolu'nun kuzeydoğusu ıle
Kars ve Ardahan çevrelen
sağanak ve gok gurultulu
sağanak yağışlı, dığer yer-
ler az bulutlu ve açık geçe-
cek Hava sıcaklığı yurdun
kuzeydoğu kesımlennde 2
ıla 4 derece a2alacak, dı-
ğer yerlerde hıssedılır de-
recede artacak
DIS MERKEZLER
Oslo PB 24
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
Y
B
B
B
B
B
26
24
29
24
25
30
26
Münih PB 29 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
Y
A
Y
Y
PB
A
A
24
27
36
28
26
26
30
33
Y 30 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahire
PB
A
PB
A
A
Y
Y
A
21
40
25
34
38
29
25
33
B 37
H Bj-utlj ^ Çok öulutlu • Yağmuriu Karlı Gok gurultulu
GUNCELcÜSEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
17 Aralık'ta iç ve dış muhalefetin sesini dinleme-
cler. Ek protokolü imzalamanın Güney Kıbrıs'ı ta-
nrna anlamına geleceğini içeren uyarılara kulak tı-
ta<jılar. Çocuksu bir hava içinde; 3 Ekim görüşme
fcnhinı aidıkları günün gecesi Kızılay'da bayram et-
tier veşimdi...
AB, bu hükümetin aylardır ısrarla istemesine kar-
şn, ek protokole Güney Kıbrıs'ı Türkiye'nin tanıma-
dğını içerecek birşerh koymayı reddettiği gibi, ay-
n kararlılığı protokolden ayrı "müstakil birdeklaras-
yonla" ilan etmemize de karşı çıkıyor.
Birliğin her vesile ile açıkladığını Yunanistan'ın
Aıkara Büyükelçisı Michael Christides dile geti-
riyor: "Ayn bir deklarasyonun Türkiye'nin tek taraf-
lı )>ir açıklaması olacağını, AB için herhangi bir so-
nuç doğurmayacağını" söylüyor.
Demek istiyorlar ki, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı
Kbrıs Cumhuriyeti olarak tanımadığını ilan etmesi
AB'de bir şey yazmaz. Ek protokolü imzaladığın
gûn Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımış olacaksın!
• • •
önünü arkasını görmekten uzak olan bu hüküme-
tin düştüğü duruma bakınız: Muhalefet partileri ek
protokolü imzalamanın Güney Kıbrıs'ı tanıma, KK-
TC'yi defterden silme anlamına geleceğini, Kuzey
Kıbrıs'a mal ihraç etmemizin Kıbrıs Rum yönetimi-
nin onayına bağlı olacağını, AB'nin diğer üyelerine
uyguladığın olanakları, limanları ve havaalanlarını
Kıbrıs Rumlarına açmak zorunda kalacağımızı, hat-
ta ve hatta Kıbrıs Rumlarının büyükelçilik açma is-
temlerinin gündeme gelebileceğini aylardır söylü-
yor ve hükümeti protokolü imzalamamaya çağın-
yorlar.
AB, ek protokolü 3 Ekim'den önce mutlaka im-
zalamamız gerektiğini açıklıyor. Ek protokolü imza-
lamaktan kaçınmamızın 3 Ekim görüşmelerinı etki-
leyeceğini söylüyor ve hatta kimi ciddi kaynaklar
üyelik müzakerelerinin başlamasını engelleyebile-
ceğini öne sürüyor.
Hükümet çaresiz. Imzanın Güney Kıbrıs'ı tanıma
anlamına gelmeyeceğini ilan etmemizin engellen-
memesini, iç kamuoyuna Kuzey Kıbrıs'ı bir kez da-
ha sattı izlenimi doğmamasını sağlamaya çalışıyor.
Ne çare, kapana yakalanmış; protokolü imzala-
yarak ne kadar aksini söylerse söylesin Güney Kıb-
rıs'ı Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıma aşamasında.
• • •
Bu gerçeği görmemeye ve kamuoyunun gör-
memesini sağlamaya çalışan hükümet ise; Azer-
baycan'ın ay sonunda Kuzey Kıbrıs'a doğrudan
uçuşlar yapmasını, ABD'nin bir ekibin denetimin-
de, ama birleşik Kıbrıs'ın gerçekleşmesine çalışıl-
ması için ayırdığı 30 milyon doların 10 milyonunu
KKTC'ye göndereceğini açıklamasını izolasyon-
lardan kurtulma yolunda önemli adımlar diye ni-
teliyor.
Bu hükümetin her açıdan müttefiki MA Talat ise,
Kıbrıs'ta kendi başına politık oyunlar oynuyor. Li-
manların Türklere açılması karşılığı Magosa'yı Rum-
lara öneriyor. Tam bir budalalık eseri bu girişimi
Rumlar geri çeviriyor; zira Rumlar Türkiye'nin Kıb-
rıs Cumhuriyeti'ni tanıma aşamasına geldiğini,
Ada'nın bütünlüğü içinde KKTC'nin azınlık duruma
düşeceğini, Kıbrıs'ın tümüne egemen olma duru-
muna gelecekleri için Magosa'yı pazarlık konusu
yapmaya yanaşmıyorlar.
Elbette öneriyi kabul etmezler, elbette Annan pla-
nı temelinde ikili görüşmelere yanaşmazlar; Türki-
ye'de bumunun ucunu görmeyen bir hükümet, KK-
TC'nin başında da Rumlara, ABD'ye ve Ingiltere ile
AB'ye hayır diyemeyen keloş bir baş varken...
Caıılı bomba minibüste 5 can aldı
LATİF SANSÜR
KUŞADASI - Aydın'ın Kuşadası ilçesin-
de bir minibüse düzenlenen bombalı saldın
sonucu 5 kişi öldü, 14 kişi yaralandı. Atatürk
Meydanı mevkiinde "Kuşadası- Kadınlar
Denizi" hattında çalışan 09 M 3527 plakalı
minibüste dün saat 10.30 sıralannda patlama
oldu. Patlama sonucu minibüsün üstü tama-
men çöktü. Çevrede bulunan dükkânlann da
camJan kınldı. Patlamada 5 kişi yaşamını yi-
tirirken 14 kişi de yaralandı. Ilk belirlemele-
re göre olay yerinde yaşamını yitiren iki ki-
şinin kimJiîderi Irlanda uyrukJu Tana Wha-
len ile Türk yurttaşı Deniz Tutum olarak
açıklandı.
Yaralananlardan 2'si kadın, 1 'i çocuk 6 ki-
şi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastane-
si'ne kaldınldı. Ege Cniversitesi Tıp Fakül-
tesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Ingi-
liz uyruklu yaralılann kimlikleri şöyle:
Toli Pulshol, Helen Pollhel. Stepen Stab-
les, soyadı alınamayan Micahel ve 16 yaşın-
daki Adam Brovvn
Helen Pollhel'in daha sonra Atatürk Eği-
tim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiği
bildirildi. Izmir'e getirilen yaralılar arasuıda
Ibrahim Uçar da yer ahyor. Uçar, Dokuz
Eylül Cniversitesi Tıp Fakültesi Hastane-
si'nde tedavi altına alındı. Kuşadası'ndaki
yaralılardan Muhlis Yaşa, Ingiliz uyrukJu
Sen Pucher devlet hastanesinde, Akif Çal-
h, Sedat Özçelik, Doğal Ikilik ve Cemal
Uçar da Özel Kuşadası Hastanesi'nde teda-
vi altına alındı. Çok hafif yaralanan Serkan
Tetik ise ayakta tedavisi yapıldıktan sonra
taburcu edildi. Aydın Vali Vekili Nurdoğan
Kaya, patlamanın nedeni veya nasıl gerçek-
leştiği hakkında ipuçlarının değerlendirildi-
ğini söyleyerek bombanın mayıs ayında pat-
lamanın olduğu aym yerde ve zaman olarak
40 dakıka önce olmasının bazı şüpheler do-
ğurduğuna dikkat çekti. . Izinli olduğu için
Malatya'da bulunan Aydın Valisi Mustafa
Malay da yaptığı açıklamada, olayı henüz
bir terör örgütünün üstlenmediğini söyledi.
Malay, "Ölenler arasındaki bir kadının,
bombayı taşıyan kişi olması ihtimali var.
Bu kadın canlı bomba da olabilir" dedi.
Patlamanın ardmdan kentin tüm giriş ve
çıkışlan kontrol altına alınırken Ege Bölge-
si'nin diğer tatil yörelerindeki güvenlik ted-
birleri de üst seviyeye çıkanldı.
Sezer: Nefretle kınıyorum
Cumhurbaşkanı Sezer, yayımladığı mesa-
jında banşa ve huzura en çok gereksinim du-
yulan bir dönemde Kuşadası'nda meydana
gelen çirkin saldınyı nefretle kınadığını bil-
dirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da,
"Terörün içerisinde yer alan tüm aktörieri
bu konuda insani hareket etmeye davet
ediyoruz, davet edeceğiz" dedi.
Faciason
anda önlendi
DİYARBAKIR /
TUNCELl (Cumhuri-
yet) - Tunceli'de geçen
hafta PKK'liler tarafın-
dan kaçınlan er Coşkun
Kırandi, örgütün yaym
organı Mezopotamya Ha-
berAjansı'na (MHA) ko-
nuştu. Sağlık durumunun
iyi olduğunu belirten Kı-
randi, kendisine kötü mu-
amelede bulunulmadığrnı
söyledi. Tunceli'de yürü-
tülen operasyonlardaysa
Nazimiye ilçesinde 3 ki-
logram C-4 patlayıcıyla
güçlendirilmiş anti-tank
mayın bulundu.
MHA'nın internet site-
sinde yer alan habere gö-
re Kırandi, ailesini çok
özlediğini belirterek
"Hepsini çok özledim.
Beni merak etmesinler,
ben iyiyim. Merak et-
mesinler" dedi. Kıran-
di'nin bulunması için
Tunceli'de başlatılan ope-
rasyonlar devam ediyor.
Operasyon kapsamında
önceki gece Nazimiye il-
çesi çıkışında örgüt mili-
tanlannca yola döşenen,
3 kilo C-4 plastik patlayı-
cıyla güçlendirilmiş anti-
tank maym bulundu. Pat-
layıcının güvenlik güçle-
rince fark edilmesi olası
bir faciayı önledi.
KanalTürk
temsilciliği açıldı
KanalTürk Akdeniz Bölge
Temsilciliği, CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykalın katılı-
mıyla açıldı. CHP Genel Baş-
kanı Baykal, kaliteli ve doğru
yayıncüik anlayışıyla, Kanal-
Türk elevizyonunun Türki-
ye'de önemli bir boşluğu dol-
durduğunu ve önemli bir ih-
tiyaca yanıt verdiğini söyledi.
Baykal açılışta KanalTürk
Genel Yayın Yönetmeni Tun-
cay Özkan'ın da habercilikte
marka olduğunu belirtti. (Fo-
toğraf: GÜRSU KUNT)
PKK'den El Kaide tarzı eylem
MEHMET FARAÇ
Güvenlik birimleriyle
çatışmaktan kaçınan P-
KK, Türk ekonomisi ve
turizmini baltalayacak ey-
lemleri arttırmaya çalışı-
yor. Milis güçlerden olu-
şan "Kürdistan Özgür-
lük Şahinleri -Teyren
Azadiya Kürdistan
(TAK)"vePKKyönetici-
lerinin 15 gün önce yaptı-
ğı açıklamalarda, Kuşada-
sı'nda dün yaşanan katli-
amı haber veren satırlar
bulunuyor. TAK'ın "her
yerde bombalar patlaya-
caktır. Irak'tan daha kö-
tü bir durum yaşanabi-
lir" tehdidi örgütün El
Kaide tarzı eylemlere yö-
AB SÜRECİNDE
LOZAN'IN ÖNEMİ
PANEL
21 Temmuz 2005
Açış Konuşması
Av. Aydeniz ALİSBAH TUSKAN
Istanbul Barosu Kadın Hakları Kom. Başkanı
Oturum Başkanı
Nazan MOROĞLU
Istanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı
Konuşmacılar:
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Atilla DOĞAN
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Türkel MİNİBAŞ
IÜ Iktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
Demirtaş CEYHUN
Araştırmacı-Yazar
Tarih: 21 Temmuz 2005
Saat: 10.30-13.00
Yer: The Marmara Oteli - Taksim
Düzenleyen: Istanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu
Istanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) etkinliği çerçevesinde
Giriş Ücretsizdir.
neleceği kuşkulannı da
doğuruyor.
Türkiye'nin Kandil Da-
ğı'na müdahale konusun-
dakı diplomatik baskısı-
nrn artması ve örgütün ça-
tışmalarda çok kayıp ver-
mesi PKK'yi eylemler ko-
nusunda yeni stratejiler
geliştirmeye zorluyor.
Ozellikle Tunceli, Hakkâ-
ri, Siirt çevresinde yoğun-
laşan operasyonlar nede-
niyle hareket alanı daraJan
örgüt, daha kanlı eylemler
yapma gerekçesini biraz
da "Öcalan'ın tmralı'da
tecrit edildiği" iddiasına
dayandınyor. Örgüt bir ta-
raftan kentlerdeki milis,
sempatizan ve denetimin-
deki kitle yapılanmalannı
açlık grevleri, protestolar,
faks ve mektup kampan-
yası gibi eylemlere yön-
lendiriyor, diğer yandan
yan kuruluşlanyla katüam
hesaplan yapıyor. Vur-kaç
eylemleriyle güvenlik bi-
rimlerine darbe vurmaya
çalışan örgütün ozellikle
büyük kentlerde lojistik
malzeme ve patlayıcılarla
donatılan milislerden olu-
şan TAK birimleri ise su-
ikast, sabotaj ve saldınya
zorlanıyor. TAK militan-
lan her ne kadar PKK ve
yan unsurlanyla bağlantı
halinde olmadıklannı id-
dia etseler de bu konuda-
ki organik bağ kaçınılmaz
görünüyor. Kocaeh, Istan-
bul ve Antalya'da küçük
çaplı bombalama eylem-
leri gerçekleştiren TAK
milislerinin 29 Haziran'da
PKK yanlısı medya or-
ganlanna gönderdiğı açık-
lama tehdit dolu satırlar-
dan oluşuyor. Bu satırlar
dün Kuşadası'nda yaşa-
nan patlamayla ilgili dik-
katle irdelenmesi gereken
kanıtlariçeriyor. "Türld-
ye'de bombalama eylem-
leri yapacağız" başlıklı
açıklamada, "Türki-
ye'nin Kürt sorununun
çözümü karşısındaki
yaklaşunlannın değiş-
memesi durumunda
önümüzdeki dönemde
Türkiye'de Irak'tan da-
ha kötü bir durum yaşa-
nabileceği" tehdidinde
bulunuluyor.
"Hedefleri arasında
turistik ve ekonomik
alanlar bulunduğunu"
belirten TAK militanlan-
nın 15 gün önceki açıkla-
malannda şu satırlar dik-
kat çekiyor: "Her yerde
bombalar patlayacaktır.
Irak'tan daha kötü bir
durum yaşanabilir. Ya-
kında etkili eylemlerde
bulunacağız. Biz hedef-
lerimize yöneliriz. Ora-
da sivil mi olur, asker mi
olur, bizim için fark et-
miyor."
PKK'nin "fedai" diye
tanrmladığı eylemlere yö-
nelebileceğine ilişkin ve-
riler örgütün "Meşru Sa-
vunma Komitesi Başka-
nı" diye adlandırdığı P-
KK yöneticisi Duran
Kalkan ın 1 Temmuz ta-
rihli açıklamasında da dı-
şa vuruyor. Kalkan,
"Operasyonlar, çatışma-
lar bu biçimde devam
ederse daha radikal ey-
lemlere yönelme ihtima-
liniz var mı" sorusunu
yanıtlarken dünkü patla-
mada da dışa vuran tehli-
keyi haber veriyor: "Her
türlü olasılığa karşı ha-
zırüklanmızı yapmış bu-
Iunmaktayız. Ozellikle
gerilla tam bir fedai ru-
huyla dolu. Zaten böyle
mücadeleyi bu temelde
yürütmek üzere hazır-
lanmış önemli bir gücü-
müz de var. Bu eylem bi-
çimlerine şimdiye kadar
gerek görmedik. Bunu
bir daha geniş bir imha
saldırısıyla karşılaştığı-
mızda kuşkusuz uygula-
yacağız. Direnişin her
yöntemini kuUanaca-
gız."
Kandil-Güneydoğu
arasuıda sıkışan PKK si-
lah zoruyla hem siyasal-
laşma hem de Öcalan'a
özgürlük düşüyle geliştir-
diği terör konseptinde şid-
deti arttırmayı ve Türk
ekonomisi ile turizminde
yara açmayı hedefliyor.
Örgüt, bu çabası srrasuıda
Irak ordusundan çalınan
mühimmatlarla El Kaide
türü eylemlere yönehne-
ye çalışıyor.
Eleni'nin yalnızLık öyküsü
• Baştarafı 1. Sayfada
geri döner. Beklenen olur, ablası Ele-
ni'yi kovar. Artık tek bir çaresi kal-
mıştır, o da tannsı. Ve bir mum yakar.
Peki Musa (Fikret Kuşkan) ne ya-
par!.. O da abisiyle birlikte kendileri-
ni bildiklerinden beri sokakta yaşıyor
olmasına sonunda isyan eder. Allah'ı
sorumlu tutar halinden ve evlerine
soyguna gider. Ilk önce caminin yolu-
nu tutar. Ayakkabı çalarken güzel bir
dayak yer. Uslanmaz... Bu kez kilise-
nin yolunu tutar. O da ne!.. Kilisede
bir tane mum vardır. Eleni'nin mu-
mu... Şansına küfreder ama mumu
çalmaktan da geri kalmaz. Dönüp gi-
decektir bir anda kilisenin kapılan ka-
panır. Melekler inmeye başlar ve biri
dillenir: "Sen Tanrı değilsin. Eee..
nasıl bir dileği çalarsın. Madem
tanrılığa soyundun, o zaman sana
üç gün süre. O dileği yerine getire-
ceksin."
Musa, kiliseden dışan çıkar; elinde
mumla güzelim Istanbul'a bakakalır.
Tam bir kaostur yaşadığı..
lu senaryosunu yazdığı ilk uzun met-
rajh filmi "Sen Ne DilershTi bitir-
di. Şimdilerde montajmı yapıyor. Ba-
şeskioğlu, "Sen Ne Dilersen'M 17
yaşında yazmış. 16 yıl sonra umudu
kestiği bir dönemde ise "motor" de-
miş. Biz, "Sen Ne Dilersen" dedik
genç yönetmen Başeskioğlu şunlan
söyledi: "Azınlıklar üzerine Beyoğ-
lu nostaljisi yapmak istemedim. Bu
film azınlıklar üzerine bir film de-
ğil. Bu Eleni'nin fılmi, Marika'nın
filmi. Ben bir yalnızlık öyküsü an-
latmak istiyordum. Azınbk olmak
büyük bir yalnızlık. Ya azınbk seni
yalnız bırakmışsa! Bu daha büyük
bir yalnızlık. Ve çok ağır bir hasta-
lığa yakalanmışsan! Ve bir de ölemi-
yorsan."
En büyük üzüntüsü ise filmin mü-
ziklerini yapan Kazım Koyuncu'nun
yaşama erken vedası. Ve bu hüzünlü
vedanrn kendisinde bir de çekincesi
kalmış. Boyalı basında yazılabilecek
"Koyuncu üzerinden rant yapıyor"
iması Başeskioğlu'nun en büyük kor-
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Sanki terör örgütü içinde bulunmuş, halen ör-
gütle dolaylı-dolaysız bağlantısı bulunan kesimle-
rin bir bölümü "ılımlıiaşmış"da, onlarabirdozda-
ha şefkat gösterilirse her şey daha güzel olacak!
Terör örgütünün ılımlısı ılımsızı, az terör yapanı
çok terör yapanı, az bölümü teröre çok bölümü si-
yasete bulaşmış olanı diye bir ayrım yapılabilir mi?
Hayır... Olamaz...
Eğer böyle bir yola girilirse, sonu gelmez. Her
şeyden önce, nereden gelirse gelsin, amacı ne
olursa olsun teröre hayır diyebilmek gerekiyor.
• • •
Dün Kuşadası'ndan gelen haber yüreğimizi
burktu. Bir minibüste patlama; 4 ölü, 14 yaralı...
Nereden baksanız kötü... Turizm sezonuna bü-
yük umut besleniyordu, ona mı yanarsınız? Yazı-
yı kaleme aldığımız saatlere dek, patlamaya can-
lı bombanın neden olduğu iddiası ağıriıklıydı, bu
tür terör bize de bulaşıyor, buna mı yanarsınız?
Türkiye ne yazık ki terör anlamında ikili bir kıs-
kacın içinde:
1 - Kendi iç sorunlanndan kaynaklanan neden-
lere dayalı olarak yükselip alçalan terör.
2- Küresel gidişin kavşak noktasındaki bir ülke
olarak küresel terörden aldığımız pay.
1984'te terör olayları usul usul tırmanırken, ge-
nel eğilim bugünkü duruma geleceği yönünde de-
ğildi. Yıllarca terörün adını koymakta bile zorlan-
dık. 3-5 çapulcu, bir avuç eşkıya derken, ulusla-
rarası alanda yer etmiş bir oluşumla karşı karşıya
kaldık.
Şimdi önümüzde yine ciddi ve tatsız bir sürecin
uzandığını hissediyoruz. Dileriz yanılıyoruzdur...
• • •
Ne yapmalı?
Bizim dikkatimizi çeken unsuıiar şunlar:
1- AB'den ABD'ye dünyanın küresel aktörleri-
nin terördeyerel-küresel, banazarar veren-verme-
yen ayrımı yapmalarına şiddetle karşı çıkmak ve
bunun diplomasisini yapmak gerekiyor.
2- Hiçbir ülke ulusal güvenliğini başka bir ülke-
nin kararına bırakmaz. Elbette Türkiye de bırak-
maktan yana değil. Ancak dışandan gelen haber-
ler pis kokuyor. AB, "Sen terörie nasıl mücadele
edeceksin " diye sormuyor da "Operasyonlan dur-
dur" diyor. ABD, dünyanın dört bir yanına terörü
yok etmek için gidiyorda, Türkiye'nin mücadele-
sine 's/n/r'lamalar getirmeye girişiyor. Sınırın için-
de-dışında ayrımı yapıyor. Dışarda bu ayrıma kar-
şı çıkarken içerde de aynı tutumu takınmak gere-
kiyor. Terörie mücadele görevi herkesin. Bütün
devlet kurumlannın bunun bilincinde olması ge-
rekiyor.
3- Ve aydınlarımız... Toplumun hele hele iletişim
toplumunun akciğerleri. Terör tanımını yukanda
yaptığımız gibi yapmaları gerekiyor. önce devlet
şunu yapsın, sonra örgüt bunu yapsın çözüm de-
Aydınlanmız kendilerini etnik kökene dayalı ta-
nımlarlarsa; bu, çözüme katkı değil, terör örgütü-
ne malzeme olur!
ankcum 5 cumhuriyet.com.tr
AL G0ZÜ1V1 SEYREYLg
IŞIL ÖZGENTÜRK
Yaşasın yeni bir tatil
stili keşfettim!
• BaştarafıArka Sayfada
cadele vermediğimiz arkadaşım Esra'nın, yüzerken karşılaştı-
ğı fok belki beni de bulur diye, her kayalıkta en az iki üç daki-
ka sessizce beklemek. Bu fok hikâyesi çok neşeli. Kaş'ta dalma
turizmi epeyce gelişmiş, insanlar bir yığın para verip uçaklara
binerek. aşın teferruath dalma giysilerini giyip, belki bir caret-
ta ya da bir fok görûrüz diye başlıyorlar denizin dibinde yürii-
meye. Denizin dibinde yürümek başlı başına keyifli bir şeydir
ama (biraz ayıp oluyor, Kızıl Deniz'de daldıktan sonra buralan
beni kesmiyor) salına salına bu denizlerin hâkimi benim diye
yüzen bir caretta ya da fok görmek başka bir şey. Bu bizim Es-
ra çok şanslı, hem caretta hem de fok görmüş. bir hafta geçti he-
nüz başıma böyle bir talih kuşu konmadı.
De\am edelim, bu yeni tatil anlayışımm en parlak yanı hıç
bir kalori hesabı yapmadan, bu biraz da yaşm getirdiği bir avan-
taj, canımm istediği her şeyi oburca yemem. Fesleğen kokusu
sinmiş spagettiler, mis kokiılu zeytinyağında kızarmış balıklar,
kilolarca dondurma, avuç avuç fındık daha fazla saymaya de-
vam edersem, gözünüzün önüne yüz kilo olmuş. oflaya pufla-
ya dolaşan bir kadıncafız gelecek. Yani o kadar da değil. Kaş'ın
hep yokuş yollarmda yürümek ve fok görmek için her onbeş da-
kikada bir denize girmek epeyce bir kaloriyi alıp götürüyor.
Ve neredeyse hiç gazete okumamak, hiç televizyon izleme-
mek ve elimdeki Isabel Allende'nin beni inanılmaz derecede
güldüren muhteşem anılarla, ağzımm suyunu akıtan afrodizyak
yemek tanfleriyle. dünyanın her birköşesinden toplanmış en ero-
tik şiirler ve metinlerle dolu Afrodit kitabını bitmesın diye azar
azar okumak, bir inşaattan bir inşaata koştururken bana, beni en
az Isabelle Allen"de kadar güldüren ve şaşırtan hikâyeler anla-
tan mimar arkadaşım Bihter'i dinlemek, Esra'yla iki gün hiç
durmadan hayatımızı, geçmişimizi, bizi ve muhtemelen yaşıtı-
mız ve aynı mücadele yollanndan geçmiş, pek çok kadının ve
erkeğin ozellikle inanç ve güven duygusunu sarsan olaylan ko-
nuşmak. Ve şaşırmak, ne kadar da hoşgörûlü ve bağışlayıcı ol-
muşuz.
Bu arada Esra'nın Likya uygarlığı ve ozellikle Likyalı kadın-
lann gücü konusunda anlattığı hikâyelerbaşlı başına bir yazı ko-
nusu. Ben başından beri iddia ediyorum. Kibele'nin ana tann
olduğu bu topraklarda kadınlann güçlü ve şaşırtıcı olmaması
mümkün mü? Aksini düşünmek Kibele'ye saygısızlık oluyor.
Keşiflerim nasıl ama belki de binlerce kişi, yeni keşfettiğim
"benim için büyük, dünya için küçük bu adımı" çoktan keş-
fedip muhteşem tatiller yapmışlardrr. Aynca böyle yazılarla
çalışmak zorunda olanlann aklını başından aldığımı da hafiften
hissedıyonım. Ne yapahm bunca acılı zona ağnlanndan sonra
kendime kıyak geçiyorum. Öte yandan gizli gizli bir Uruguay,
Şili, Bolivya ve Peru plam yaptığunı da itiraf etmeliyim, huylu
huyundan kolay vazgeçmiyor. Fidel Castro ölmeden Küba'yı
görmek en inatçı hayallerimden bıriydi ama Fidel bir şişe rakıya
ve bır kilo kalkan balığına tav olduktan sonra bu hayal beni
bıraktı. Aynca salsa yapmak çok zor, bunun için en az altı ay
ders almak gerekiyor. Kalsın. Che'nin ve Isabelle Allen'denin
ülkesı şimdi bana daha çekici görünüyor.
Tamam kızmayın, yakında tarilim biriyor vedünya işlerine av-
det ediyorum. Cümleten selamlar.
tsilozgerjturk@superonline. com