19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2005 PAZAR 12 J \ . U \ \ LJ v F U leyla.tavsanoglu(3 cumhuriyetcom.tr Türkiye Avrupa ya çok yakın bir ülke. Ayrıca Türkiye Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden birisi. y (ğ Avrupa zaten Akdeniz tentelleri üzerinde oturmaktadır. Türkiye ise Avrupa 'nın güney sınınnı oluşturan ülkedir. Avrupa için Türkiye hayati öneme sahip. Benim için nüfusunun yüzde 90'danfazlasının Müslüman olması önemli değiL y Avrupah hep yeni bir katılımdan, yeniden korkmuştur. Türkiye'ye karşı benzer davranışlarda y bulunulmamalıdır. Fransız Senatosu 'nun çok renkli ve ilginç üyelerinden birisi olan Josette Durieux, Türkiye AB 'ye girmez ve tslam dünyasına dahafazla yaklaşırsa şeriatçılığın kucağına itilmiş olur diyor • • 'Uyelik talebiAB'den gelmeli' SÖYLEŞİ LEYLATAVŞANOĞLU Josette Durieui Fransız Senatosu'nun çok renkli ve ilginç üyelerinden birisi. Son derece aktif. Aynı zamanda da Av- rupa Konseyi'nde başkanlık düzeyinde görevler yaptı. Son olarak da Avrupa Konseyi'nin Türkiye'yi ızlemeye aldı- ğı dönemde konseyin izleme komitesi başkanlığı görevini yürüttü. Josette Du- rieux. geçen hafta Marmara Grubu Vak- fi'nın düzerüediği üç gün süren ulusla- rarası Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin ko- nuşmacılanndandı. Türkiye'nin gerçek- lerini çok iyi bilen Durieux'yle AB ma- cerasını konuştuk. AB'nin kendi iç so- runlan nedeniyle tam bir karmaşa için- de olduğunun altını çizen Durieux, "Türk ballo Islamcılığı nu, yoksa Avrupa'yı mı istiyor? Seçimiıü kendisi yapmah" di- yordu. AB'yı de eleştıren Durieux, "Av- rupa Türkiye'yi küçümseyici davraıuş- lardan kesinlikie kaçuımau. Arük roüer de değiştneii. Üyelik talebi Türkne'den değfl, AB'deagetaıeti" görüşünü savunu- yordu. -17 Aralık 'tan sonra her nedense AB 'nin elitleri Türkiye'nin tam üyeli- ğine karşı tavır aldılar. Öyle ki ülke- niz Fransa 'da ve Hollanda 'dayapılan anayasa referandumlannda çıkan "ha- yır" oyları bile Türkiye'nin üyelîği için yapılan bir referandum gibi algı- landu Siz bu durumu nasıl karşıtıyor-, sunuz? Türkiye'nin AB üyeliği şansı sizce nedir? DURtEUX - Ben Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini savunuyorum. Türkiye AB'ye tam üye olmalıdır. Bunun da bir- çok nedeni var. Bunun birinci nedeni şu: Türkiye Avrupa'ya çok yakın bir ül- ke. Aynca Türkiye Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden birisi. Biliyoruz ki Türkiye 1949'dan bu yana Avrupa Kon- seyi'ninüyesi. Türkiye 50 yıldır Avrupalı -Amahiç kimse bundan söz etmiyor. Öyle değil mi? - Evet. Elli yılın üzerinde bir zaman- dan beri Türkiye, Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden. Ama hiç kimse de agzını açıp bunu söylemiyor. Aslında Türkiye'nin AB'ye üye olup olmaması sorusunu bile sormamak gerekir. Türkiye 50 küsur yıldan beri zaten Avrupa'nın hem siyasi, hem coğrafi ola- rak içınde. Benim için Türkiye bir de Bo- ğazlann üzerine binmiş bir attır. Yani, As- ya ve Avrupa kıtalannı birbirlerine bağ- İar. Bir ayağı Avrupa yakasında, bir aya- ğı Asya yakasında olan bir ülkenin öne- mini düşünebıhyor musunuz 0 Burada en önemli unsur da deniz. Bana göre Akdeniz ülkeleri A\Tupa içinde en önde gelen unsurlardandır. Bu arada Karadenız'i unutur, göz ardı eder- sek de büyük bir yanlış yapmış oluruz. Çünkü Karadeniz Akdeniz'e çok yakın- dır. Haritaya bakın. Çanakkale ve Istan- bul Boğazlan Akdeniz'ı Karadeniz'e bağlamaktadır. Gördüğünüz gibi Türki- ye Avrupa'nın güney ülkelerinden, Ak- deniz ülkelerinden birisidir. Portekiz, Ispanya, Fransa. Italya, Yunanistan, Bal- kan ülkeleriyle birlikte Türkiye, Roman- ya, Bulgaristan, Ukrayna Aİcdeniz'i ve Karadeniz'i iç içe geçirmektedirler. Benim için Avrupa'nın güney sınırla- n bu ülkelerdir. Avrupa zaten Akdeniz temelleri üzerinde oturmaktadır. Türki- ye ise Avrupa 'nın güney sınınnı oluştu- ran ülkedir. Türklye Avrupa İçin önemli - Yani TürkiyeAvrupa için çok stra- tejik öneme mi sahip? - Evet. Çünkü şu anda Avrupa sadece kuzey ülkelerinden oluşuyor, diyebihriz. Doğu sınırlarını, son genışleme süre- ciyle tamamladık. Ama güney sınınnı ise daha tamamlamış değiliz. Avrupa için Türkiye hayati öneme sa- hip. Benim için nüfusunun yüzde 90'dan fazlasının Müslüman olması önemli de- ğil. Çünkü bu noktada stratejik neden- ler benim için önde gelir. Öte yandan Türkiye'nin nüfusunun çoğunluğu Müslüman olabilir, ama la- ik bir ülkedir. Bu benim için ikinci önem- li nedendir. Ama laık kalması koşuluy- ia... Türkiye laiklikten vazgeçerse o za- man durum tamamıyia değişebilir. - Peki, sizce Türkiye için şeriatçılı- ğa kayma tehlikesi var mı? - Bunun yanıtını sizin kendinizin ver- mesi lazım. Yine de size kendi görüşü- mü söyleyeyim. Belki evet. Çünkü şim- diki halde hükümetiniz ılımlı Islam mo- delini ortaya koyuyor. Ilımlı Müslüman ve laik olduklannı ummak istiyorum. Ama gördüğüm ba- zı davraruşlan ve yaklaşunlan beni te- reddüde sevk ediyor. Bir kere sokaklar- daki başörtülü genç kızlann ve kadınla- nn sayılarında artış olduğunu gözlem- liyorum. Bu da dini unsurun çok daha fazla ortaya konulduğu anlamına geli- yor. Yoksa bu insanlar moda diye mi bu kılıkta dolaşıyorlar. Ikisi de olabilir mi° Ben bunlan çözmeye çalışıyorum. - Yani, sizce bu ne anlama geliyor- du? Siz ne düşündünüz? - Şöyle cevap vereyim. Ben Türki- ye'nin Avrupa 'nın içinde yeri olduğunu düşünüyorum. Ama Avrupa'daki geniş halk kitleleri şimdilik yeterli bilgi dona- nımına sahip değil. Örneğin, Avrupa'nın güney sınırlan- nın netlik kazanmasının istikrar ve ba- nş için ne kadar önemli olduğunu bil- miyorlar. Bu banş ve istikrar için de Tür- kiye'nin Avrupa'nın içine almması zo- runludur. Bunu iyi anlatırsanız Avrupa- lı da anlar. Avrupa'nın Poflusu Istlkrarsız - İyi de şu anda Avrupalı dediğimiz insanlar bu kadar mı cahiller? - Ne yazık ki evet. Dediğim gibi o in- sanlara bu konunun iyi anlatılması lazım ki öğrensinler. Ama şu anda siyasetçi- ler bu konuya hiç değinmiyorlar. Bakın, burada şu konuya da dikkat çekmek is- terim: Istikrardan söz etmişken Avru- pa'nın dogusu istikrarsız. Rusya Kaf- ki siyasi partiler o seçimde silindi. - Bu oylar bir anlamda opartiler ve liderlerinetepkiolaraksandığa atılmış- tı... - Evet. Ama ortada bir gerçek var. O daşu: Türk halkı aslında Islami bir partiye değil. bir siyasi eğilimler koalisyonuna oy verdı. Bunu net olarak görebiliyo- rum. Kım ne derse desin, bu böyle. Ama Türkiye'de 2007'de yapılacak genel seçimler ve sonuçlan çok önem- li olacak. Çünkü o tarihte Türk halkı Avrupa ile şeriatçılık arasuıdaki tercihi- ni ortaya koyacak. Bugün liderinizin Avrupa'yı isteyen bir Islamcı olduğu söyleniyor. - Siz buna inanıyor musunuz? - Kendisi ılımlı bir Müslüman oldu- ğunu. ama Türkiye'nin AB 'ye üye olma- sını istediğini söylüyor. Öte yandan Av- rupa'nın îslamcıhğı istemediği kesin. Şimdi, burada sokaktaki insana bakın. Bir siyasi gösteri yapılıyor. Sizler ken- di seçiminizi yapmakzorundasınız. So- run, Türkiye'nin AB'ye tam üyehğinin Avrupa Konseyi'nin Türkiye'yi izlemeye aldığı dönemde konseyin izleme komitesi başkanlığı görevini yürüten Josette Duriem, geçen hafta Marmara Grubu Vakfi'nın düzenJediği üç gün süren ulusİararası Avrasya Ekonomi Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı. Böylesine başörtüsü bağlamanın ardın- da dini amaç varsa bu ciddi olarak kay- gı vericidir. Bu çağda kadınlann böyle- sine kapanmak ıstemeleri çok garip. Ya da provokasyon yapmak için harekete mi geçiyorlar? Eğer öyleyse o zaman da bu nereye vanr? Ama size şunu söyleyeyim ki Avrupa Türkiye'de olan bütün gelişmelerin çok sıkı takipçisidir ve ohnaya da devam edecektir. Çünkü bu konuda Avrupa son derece hassastır. Bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Erdoğan çok sinlrll - Siz daha önce de bu kadar hassa- siyet göstermiş miydiniz? - Bakın, altı ay kadar önce zina yasay- la yeniden suç kapsamı içine alınmak is- tendi. Bunu da bu hükümet yaptı. A\Tupa Konseyi"nde genel kurul top- lantısında Başbakanınız Erdoğan da var- dı. Tam da o sırada Türkiye'de yeni TCY'de zinanın suç kapsamına alınma- sı tartışmalan yaşanıyordu. Kendisine şu soruyu sordum: "Sayın Başbakan. bu çağda zinayı suç kapsanuna almaya çahşmakla hatâyap- tığinızı düşüomüyor musunuz? Siz bu- nu yapmakla şu ana kadar söyledilderi- nizle çetişkiye düşmüş olmuyor musu- nuz?" Sinirlendi. Cevabı şöyle oldu: "O konu kapannuşür. Arük üzerinde konuşmamız gereksizdir." Dinleyici galerisi tıklım tıklım doluy- du. Bu sözlerini herkes işitti. kaslar'da, Moldova'da, Baltık bölgesin- de istikrarsızlık yaratıyor. Rusya yalan- da yine çok büyük bir güç haline gele- ceği için Avrupa'nın bütün sınırlarının netlik kazanması lazım. Bütün bu saydığım nedenlerle Tür- kiye şu anda Avrupa için stratejik kilit ülke konumunda. Dolayısıyla AB'nin daha sağlam te- meller üzerine oturabilmesi için de Tür- kiye'yi içine alması elzemdir. Ben Avrupa'nın olması gereken çer- çevesini çok iyi çizdiğim kamsuıdayım. - Yani Türkiye de dahilolunca bu çer- çeve tamamlanıyor mu? - Aynen öyle. Türkiye Akdeniz'de ki- lit ülkedir. Bu kilit AB'yle bütünleşin- ce çerçeve tamamlanacaktır. Türkiye'nin AB üyeliği sadece AB için değil, Ortadoğu'nun istikran ve me- deniyetlerin çatışması değil, medeniyet- lerin diyalogu için de gereklidir. Dola- yısıyla Türkiye'yi îslamiyete doğru it- memek lazundu". Türkiye AB 'ye girmez ve îslam dün- yasına daha fazla yaklaşırsa şeriatçılığın kucağına itilmiş olur. Türkiye de kendi- ne düşeni yapmalı ve AB 'ye girmek is- tiyorsa Islami, şeriatçı akımları kontrol alrına almalıdır. Bundan uzak durmalı- dır. -Peki, sizceAKPhükümetibunu ya- pabilir mi? - Size şunu söyleyeyim ki Türk halkı kendi seçimiyle bu hükümeti işbaşına ge- tirdi. Ben Türkiye'de 2002'deki gibi bir seçim hiç görmedim. Onlarca yıl hükü- mette ya da muhalefette kalmış bütün es- çok erken gündeme gehnesinde. Bu Av- rupa'yı şoke etti. Hiç kuşkusuz da Av- rupa Anayasası için yapılan referandum- lann sonuçlan bu şokun etkisiyle alın- dı. Şu anda her şey birbirine girmiş du- rumda. Türkiye'ninde kendi kendinisor- gulaması lazım. Hâlâ Türkiye'de. "AB'ye neden girmek isthoruz" tartışması açıl- mamış durumda. Başbakanınızın attığı her adım, yap- tığı her şey ve söylediği her söz Avru- pa'da çok yakından izleniyor ve yonım- lanıyor. Yeni düzenlemeye Ihtlyaç var - Yani şimdi durum tam anlamıyla bir çıkmazda mı? - Belki. Zaten Avrupa'da durum çok kanşıktı. Türkiye'nin üyeliğinin günde- me gelmesi her şeyin üzerine tuz biber ekti. Iş tam bir çıkmaza girdi. Böyle bir siyasi durum ortaya çıkınca yeni bir dü- zenlemeye ihriyaç var. Yeni konular, yeni kavramlar üretilme- li. Arük A\Tupa'da yeni insanlar, yeni yüz- ler, yeni liderlerin ortaya çıkması gere- kiyor. - Pekibuyeniyüzler,yeni liderler na- sıl ortaya çıkacak, sizce? Ya da çtka- bilir mi? - Çıkması lazım. Şimdilik Almanya ve Fransa'daki seçimlerin sonuçlannı bek- lemekten başka yapacak bir şey yok. Ingiltere'de ise Blair'in hâlâ şansı var. Üstelik biliyorsunuz kış olimpiyatlan da Londra'da yapılacak. Bu da onun eli- ni daha da güçlendiriyor. Öte yandan Blair, kendisinden sonra halefi olacağı kesin olan Brown'a 2007'de aynlmaya söz verdi. Orada da yeni bir lider ve ye- ni bir söyleme ihtiyaç var. Bu yenileş- meyi halklann, hatta Sosyalist Enter- nasyonal'in ele alması gerekiyor. Ama bu çok zor olacak. Avrupa'da Işier çok karışıfc • Neden? - Çünkü sosyalistlerin arasında da bir birlik yok. Bir tarafta Ingiltere, öbür ta- rafta Fransa, Almanya... Hepsi bölünmüş- ken ve aralarında derin fîkir aynlıklan varken aynı anda halklar referandumda "hayn"" oyu verdiler. îşte, sorun bu. Bugün yeniden bir referandum yapıl- sa bütün ülkelerden "hayu"" oyu çıkacak. îşler öylesine kanşık. Dolayısıyla da si- yasetçiler bir tarafta, halk bir tarafta. Şimdi bütün sorun siyasilerin halklany- la yeniden diyalogu nasıl sağlayabilecek- leri... Aslında bu sorunu işçi sendikalanrun da ele almalan gerekiyor. Avrupa Sen- P 0 R T R E JOSETTE DURIEUX Toulouse Üniversitesi nde tarih ve siyaset bilimi alamnda yükseköğrenimini yaptı. Uzun yıllar tarih profesörü olarak dersler verdi. Fransa Sosyalist Partisi 'nde çeşitli görevlerde bulundu. 1992 den beri Sosyalist Parti den Fransa Senatosu üyesi. Kendi bölgesinin Fransa Parlamentosu 'ndaki ilk temsilcisi. 1992 den beri de Avrupa Konseyi üyesi. Bir dönem konseydeki 36 kişilik Fransız delegasyonunun başkanhğım yaptı. Altı yıl boyunca Avrupa Konseyi başkan yardımcısı oldu. Iki ay öncesine kadar da konseyin 46 üyesini izlemekle görevli izleme komisyonu başkanhğım yürüttü. Başkanlığı döneminde Türkiye de izlemeye alınmıştı. dikalan Federasyonu, Avrupa Anayasa- sı'na yanm ağız "evet" derken Fran- sa'daki sendikalar ise kararlılıkla "ha- yır"da ısrarlılar. Gördüğünüz gibi Avrupa'nın bugün tek sorunu Türkiye'nin tam üyehği değil. Do- layısıyla da yeni bir söylem, yeni siya- süer, yeni yüzler, yeni birvizyon ve kav- ram yaratabilirsek geleceğin Avrupa 'sı- m da şekillendirmiş olacağız. Şu anda, dediğim gibi, Avrupa'daki tartışma çok karmaşık, çok zor. Burada şunun da önemle altını çizmek istiyorum: Türkiye'nin Avrupa'ya sırünı dönme- sine zemin hazırlamamamız lazımdır. Türklerin Avrupa tarafından küçük dü- şürülmemeleri, küçümsenmemeleri çok önemlidir. - Peki, böyle bir olasılık var mı? - Bu tür küçümseyici davranışlar Ma- caristan'a, Polonya'ya, îspanya'ya da yapılmışü. Avrupalı hep yeni birkaülım- dan, yeniden korkmuştur. Dolayısıyla da Türkiye'ye karşı benzer davraruşlar- da bulunulmamalıdır. Bu siyaseten izah edilmesi gereken bir sorundur. Ben sizin ya da tanıdığım öbür Türklerin hatrn için Türkiye'ye "evet* diyemem. Ben demin çizdiğim Av- rupa çerçevesi içinde Türkiye'yi de gör- dügüm için Türkiye'nin üyeliğine "evet" diyorum. Bu üyelik Avrupa'nın çıkan- nadır. Arök rollerin değişmesi gerek. Türki- ye'nin Avrupa 'ya üyelik için başvurma- sı değil, Avrupa'nın Türkiye'yi kendi bünyesine davet etmesi gerekir. Bu is- tek Avrupa'dan gelmelidir. Türkiye 1949'dan beriAvrupa Konseyi'nin kurucu üyesidir - Siz, Avrupa içinde bu bağlam- da çok kendine özgü bir siyaset- çisiniz ve belki de teksiniz? - Evet, öyleyim. Yalnız, burada şu soruyu gündeme getirmek istiyo- rum: Neden Türkiye 1949'dan beri Av- rupa Konseyi'nin kurucu üyesi? Bu soruyu hiç kimse dillendirmi- yor. Bunun nedenini merak etme- diniz mi? Bütün verileri yan yana koyarak bazı gerçekleri izah edebiliriz. Si- ze söyleyeyim: Boğazlann ege- men ülkesi Türkiye. Karade- niz'den Akdeniz'e geçişi Türkiye kontrol ediyor. Türkiye'yi Avru- pa'nın yanına çekme planı daha 19. yüzyılda tngilizlerin fıkriydi. Daha sonra Ikiııci Dünya Sava- şı'nda Churchillbu planı çok ge- liştirdi. ABD de buna destek ver- di. Esas amaç da Rusya'yı kendi sınırlan, bölgesi içinde tutabil- mekti. Avrupa Konseyi'nin 1949'da kurulmasında önayak olan Churchill'in kendisiydi. Ha- tırlatınm. Avrupa Konseyi'nin kuruluş rüzüğü de Londra'da im- zalanmıştı, zaten. Kurucu üyeleri Ortak Pazar'ın altı çekirdek üyesi ve Türkiye'ydi. - Bugüne kadar bu gerçekler pek de dile getirilmiyor ve sanki ya- kın tarih unutturulmak isteni- yor... - Evet. Onun için de bunlan sık- lıkla anlatmak, bellekleri tazelemek lazım. Bütün bunlar AB'nin ilk kuruluş adımlandır. O dönem çok stratejik bir karar alınmıştı. Çünkü Boğazlann egemen ülkesinin onlann yanında olması gerekiyordu ki Rusya'mn önü kesilsin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle