Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 HAZİRAN 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
J\_ LJ L i Jl LJ S\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
İİUYCARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCt
Dünya MimarhkKongresi için îstanbul'un seçilme nedeni: 'küresel yozlaştınnalara' karşı dayanışma
Pekin'den îstanbul'a...Uluslararası Mimarlar Birliği'nin (UIA)
temmuz başında tstanbul'da yapılacak Dün-
ya Mimarlık Kongresi'ne arttk gün sayıyo-
ruz.
Kongrenin 'Kentler ve Mimarlık1
tema-
sıyla ılgilenenler, 1999'daki Pekin kongre-
sinde elde edılen bu ev sahiplığınin 'gerek-
çeleri'nı de dıkkate almalılar, çünkü Mimar-
lar Odası'nın daha da eski yıllardan ben sü-
ren bu özleminın temel nedeni, sadece ulus-
lararası bir toplantıyı düzenlemış olmak, ya
da 'kongre turizmi'ne katkıda bulunmak de-
ğildi.
Dünya mimarlanyla ve UIA ile Istanbul'da
birlikte olmanm asıl heyecan verecek yanı,
6 yıl önce Pekın belgelerinde özetle şöyle
açıklanmıştı: "Ortak ve ulusal sorunları-
mızı paylaşmak. küresel gerçekleri tartış-
mak ve dünyadan meslektaşlarımızla
dertleşmek..."
Yeryüzü mimarlannın 2005 buluşmalan-
na aday olan ülkeler arasından Türkiye'yi
seçmelenndeki önemli bır neden de ışte bu
'dertleşme' çağnsıyla birlikte daha da an-
lam kazanan eşsiz 'İstanbul kimliği'ydi.
Çünkü aynı çağrılarda deniyordu ki:
"Kentlerimizin geleceğint kendi küre-
sel çıkarları için belirleyen Yeni Dünya
Düzeni'nin egemen güçleri mimaruğı dış-
lamaktadır.
Çünkü mimarlık, toplumlann esenli-
ğini ve yaşamın sürekliliği için kültürel
değerleri yok eden siyasetlerle çatışma
halindedir.
Bu gerçegin en yoğun olarakyaşandığı
Türkiye ve Istanbul'da 2005 yüı ev sabip-
liğine işte bu sürecin sorgulanması ve
dünya dayanışması içinde önlemler düşü-
nülmesi için adaydır.
Sizleri 2600 yaşındaki tstanbul'a ortak
sorunlanmızı tartışmak vebinlerceyıllık
Anadolu uygarlıklarının tanıkhğında or-
tak geleceğimize birlikte karar vermek
için çağırıyoruz..."
Mimarlık'la da buluşmafc
Işte bu 'gerçekçi içtenlik' sayesinde, ay-
nı seçımlerin diğer adaylan olan Floransa
(Italya) ile Nagoya (Japonya) kentlen um-
duklarını bulamadılar. Türkiye'nin 2005
kongresıne ev sahipliği yapmasının ise sa-
dece dünya mimarlanyla değıl, a>Tiı zaman-
da tanhsel kökenmdeki 'miınarlık kültü-
rü'yle de yenıden buluşmasuıa heyecan ve-
ricı bırortam sağlaması için, sonbiryıl için-
de ûlkenin dört bır yanında "hazırlık kong-
releri' yapıldı.
Ülke ekonomisinın, üretim yenne arsa ve
arazi spekülasyonunun rant gelirlerine ba-
ğımlı hale getirilmesıyle birlikte tırmanan
kent ve çevre tahrıbatı karşısında almması
gereken önlemler, hemen tüm bölgelerde
düzenlenen 'Istanbul-Dünya Mimarlık
Kongresıne Doğru Türkiye Kongrele-
ri'nde yerel ve kamu yönetıcılennın de ka-
tıhmıyla tartışıldı.
Kent topraklaruıın yasadışı işgaline göz
yummayacak; mimarlığı ve şehırciliğı bır
kenara iten plansız ve kaçak yapılaşmalan
süreklı affetmeyecek; imarla ılgili kararla-
• KÜRESELLEŞEN
METROPOLÜMÜZ...
Barış Yegana'nın 2001
yılı Mimarlar Odası
yarışmasında ödül alan
bu fotoğrafı,
fstanbul'daki 'küresel
dönüşümün' özeti gibi
(üstte); yeni Galata
Köprüsü'nün 'kent içi
karayolu' anlayışıyla
ulaştığı boyut ile eski
köprününinsani boyutu
arasındaki fark (yanda).
nn bilımsel ve toplum yaranna değil, sade-
ce inşaat gelirlerinı arttırmaya hizmet etti-
ği yasal ve yönetsel ortamı sürdürmeyecek
bir 'utnsal ııilmarlıK" vc kcnı pollılkası'
özleminin, dünya mimarlanyla da paylaşıl-
ması için sonuçlar çıkanldı, bıldirgeler ha-
zırlandı...
Sorunumuz 'küresel
1
Çünkü bütün bu olumsuz sıyasetler, aslın-
da uluslararası bağlara da sahıp... Türkiye'yi
de dünyadaki 'finaııs mimarisi'nin birbirle-
rine benzer kimliksiz örnekleriyle donatan
küresel ekonomi. aynı zamanda mimarlığı
dışlayan yapı pazanyla da işbirliği içinde.
Mimarlık ilkelerini ve şehircilik kurallan-
nı gözetmeyen bir kentleşme, küresel yatınm
piyasasının da çok ışine gehyor olmalı ki ör-
neğin 'demokrasi ve insan hakları' konu-
sunda Türkiye'yi sürekli uyaran Avrupa Bir-
liği ve diğer Batılı güçler, aynı uyanyı 'ya-
sadışı yapılaşma' ve 'plansız kentleşme'
için yapmıyorlar.
Oysa kentlenn kımliksizleşmesi; kültürel
ve çevre degerlenni yitirmeleri; kentsel ka-
osun yaşamın tüm yönlerini tahrip etmesi; o
çok önem verdikleri demokrasi ve insan hak-
lan bılincınin de temelinde olan 'kent kül-
türü'nü yozlaştırmıyor mu?
Işte, böyle bir süreçte, tanhi kentlerimizin
sıluetlerine uygunsuz olarak yerleşen 'küre-
sel mimari'nın sonradan görme kültür yok-
sunu gökdelenlenyle, aynı kentlerimizi kuşa-
tan yasadışı ve plansız rant yapılaşması, mi-
marhğımızın özü olan 'çevreye ve yaşama
saygı'yı da yok edıyo'r.
Yani, mimarlığımızı koruyabilmemiz ve
yeniden etkin kılabilmemiz için artık ulusal
ölçekte tek başımıza mücadele etmemiz yet-
miyor. Aym durumu kendı ülkelerinde de
yaşayan dünya mimarlanyla dayanışma
içinde olmak gerekıyor. Üstelık bunu, her
biri dünya mirası olan tarihı kentlerimiz ve
yine dünya sanatının zengm bir parçasını
oluşturan Anadolu mimarlığınm geleceği
için de yapmamız gerekiyor.
Evet... İstanbul; "dünya mimarlığının
dünya kentlerine yönelik tarihsel sorum-
luluğunun vurgulanacağı ve bunun önün-
deki küresel engellerin sorgulanarak ge-
leceğin kentlerini yeniden mimarlıkla bu-
luşturmak için gerekli evrensel politika-
ların belirlenecegi bir tarihsel foruma ev
sahipliği yapmak" üzere aday gösterildi
ve seçildı.
Şimdi bu seçıme oy veren dünya mimar-
lan, temmuzun ilk haftasında bızimle ola-
caklar, ama ya şunu sorarlarsa: "Bizler bin-
lerce kilometreden sizin davetiniz üzeri-
ne sizinle dertleşip çıkar yolumuzu birlik-
te bulmak için geldik. Peki, sizler nereler-
desiniz?"
Mimarlanmızın, yerel yöneticilerimizin ve
kent plancılanmızın, bu soruyu akla bile ge-
tirmeyecek geniş bir katılımla UIA Kongre-
si'nde bulunmalan gerekiyor... Üstelik bu bu-
luşma UIA tarihinde ilk kez, kongrenin res-
mi dilleri arasında olmayan "ev sahibi ülke
dili"yle de izlenebılecek ve tartışmalar Türk-
çe yapılabilecek.
Bursa <da
festival
zamanı
Kültür Servisi - 12 Haziran Pa-
zar günü başlayacak olan '44.
Uluslararası Bursa Festivali'nde
farklı müzık türlennden ünlülerbir
araya gelecek. Festival kapsamın-
da, 4'ü ücretsiz halk konseri olmak
üzere 18 konser-gösten izlencesi
ile '19. Uluslararası AJtın Kara-
göz Halk Danslarf gösterisı yer
alacak.
Etkinlik, 12 Haziran'da saat
21.15 'te Kültürpark Açıkhava Ti-
yatrosu'nda Gürel Aykal yöneti-
mindeki Bursa Bölge Devlet Sen-
foni Orkestrası ile Ankara Dev-
let Çoksesli Müzik Korosunun
ünlü pıyanıst Idil Biret'e eşlık ede-
ceği konserle başlayacak.
13 Haziran'da Ömer Faruk Tek-
bilek konser verirken, 15 Hazi-
ran'da istanbul Büyükşehir Bele-
dıyesı Şehır Tıyatroları, Haldun
Dormen'in yönettiğı 'Kantocu'yu
sahneleyecek.
21 Haziran'da Yunanh şarkıcı
Glykeria 21.15'te Bursa Kültür-
park Açıkhava Tiyatrosu'nda ve-
receğı konserle etkınliğin ilk ya-
bancı konuğu olacak.Fatih Erkoç
22 Haziran'dakı konseriyle etkinli-
ğe katılırken, 23 Haziran'da, Fran-
sa'dan uluslararası üne sahıp bır
şarkıcı, Çezayır asıllı Rachid Ta-
ha sahneye çıkacak. Candan Er-
çetin 24 Haziran'da, Devlet Ope-
ra ve Balesi'nin sunduğu 'Güldes-
tan' 27 Haziran'da, Arif Sağ ile
Gerardo Nunuz 28 Haziran'da
Bursalı müzikseverlerle buluşa-
caklar.
Türkiye'de en çok albüm satan
kadm sanatçı ünvanını elinde bu-
lunduran Emma Shapplin 2 Tem-
muz'dakı tzmir ve 3 Temmuz'daki
istanbul konserlennin ardmdan, 5
Temmuz'da Bursa'da olacak. Sah-
nede sanatçıya 4 kişilik topluluğu
ile ıki dansçısı eşlik edecek.
KÜLTUH • S*NAT (0212) 2*3 S*7>
Sinema TEK
S» Sti»5tt»ı Rtm Fesücafi »03
EN İYİ KADIN OYUNCU
EN İYİ ERKEK OYUNCU
KADIKOY
Tlf: 0216.346 01 41
Baha-.'e SakızGJ:ÛSak Noîs
GOYA
ÖDÜLLÜ
2004
ÜNİVERSİTELİLERİN YENİ OYUNU 17-18 HAZİRAN'DA SAHNEDE
'Köpek, Kadın, Erkek' İstanbul
Alman Kültür Merkezi 'nde
^ • i , ICIAR BOLLAIN F,I
GOZLERIMI DE AUIMURUIL LOISTOSAR CMiDElAPENA ROSAMARİA SARDA SERGICALIEJA KITIMANVER
biı Barbaf Fîlm daâıtımı www.barbaharrtirfc.can}
ARTOLOG
YARIN'DAN ITIBAREN SINEMAMIZDA
Kültür Ser\isi - Haliç Üni-
versitesi Konservatuvan Tiyat-
ro Bölümü tarafından Türki-
ye'de ilk kez sahnelenmeye baş-
lanan Alman yazar Sibylle
Berg'in 'Köpek, Kadın, Er-
kek' adlı oyunu 17 ve 18 Hazi-
ran tarihinde saat 18.00'de Go-
ethe-Institut Istanbul'da oyna-
nacak. Yönetmenliğinı Adnan
Tönel'ın yaptığı oyunun çeviri-
sini Öğr. Gör. Sibel Arslan Ye-
şilay, sahne tasanmını ise Öğr.
Gör. Gülden Sayıl yaptılar.
Oyunda 'Köpek' rolünü oyna-
yan Özgür Atkın. bu yıl yapı-
lan Ünıversıtelerarası Tıyatro
Yanşması'nda en iyi erkek
oyuncu ödülünü ahnıştı. Oyun-
da diğer rolleri Alican Yücesoy
ile Füruzan Aydın paylaşıyor-
lar. Oyunun başrol kahramanı
bir sokak köpeği... Köpek, bir
yıl boyunca yanlannda yaşadı-
ğı kadın ve erkeği anlatıyor
oyun boyunca. 30 yaşlannda i-
kı bekâr msan tanışır ve sıkça
görüşmeye başlar. Erkek grafi-
ker, kadın çeMrmendir. Genel-
lıkle erkek kadını ziyarete gelir,
ona çiçek getirir. Sohbet eder ve
Oyunda yer alan oyunculardan Füruzan Aydın ve Alican Yücesoy.
sokağı seyrederler. Daha sonra
birlikte bir eve taşınırlar ve kö-
peği yanlanna alırlar. Bütün
oyun köpeğin ağzmdan anlatılır.
Oyun, kadın-erkek ilişkisıne
'köpek' gözüyle farklı bir açı-
dan bakıyor. Oyunun yönetme-
ni Adnan Tönel, daha önce ts-
tanbul Alman Kültür Merke-
zi'nde, Günter Grass'm 'On
Dakika Sonra Buffalo' (1988),
Patrick Suskind in 'Kontr-
bas' (1989) ve Peter Hand-
ke'nin 'Kaspar' (1992) adh
oyunlannı sahneye koymuştu.
(Goethe-Insîıtut İstanbul Ye-
niçarşı Cad. No: 52 34433-Be-
yoğlu / Giriş serbesî)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Tiyatro, Görsel İletişim
veGrafikTasapım...(1)
Geçen haftaki Tıyatroda Yaratıcılık ve öteki Sa-
natlar" başlıklı yazımda, Rönesans dönemi ressam-
larının kendi sanatları üzerine söylemiş olduklann-
dan yaptığım alıntılar aracılığıyla, her sanatçı gibi,
tiyatro sanatçısınm da salt oyunculukla sınıria kal-
manın çok ötesinde, sanatın ve yaşamın bütününe
açılmasının, bu arada da öteki sanatlarla beslenip
aşılanmasının karşımıza bir zorunluluk olarak çıktı-
ğını belirtmiştim.
Bir süredir elimden düşürmediğim bir kitap var.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gra-
fik Bölüm Başkanı, çok değerli dostum Prof. T. Fik-
ret Uçar'ın (Inkılâp Kıtabevi Yayınları arasında ne-
fıs bir baskıyla çıkan) "Görsel iletişim ve Grafik Ta-
sanm" başlıklı eseri, sözcükler, kavramlar ve kav-
ramlann biçime dönüşmesi arasındaki ilişkileri, gör-
sel ve işitsel iletişimin türlü yönlerine ilişkin zengin
tarihsel malzemeyle de destekleyerek çok açık bi-
çimde gözler önüne seriyor. Değerli araştırmacının
sözcüklerden ve kavramlardan bunların biçime dö-
nüşmesine, yani grafik tasanma uzanan yolu betim-
leyişi, burada sözü edılen tasarım ile tiyatro arasın-
da günümüzde artık mutlaka var olması gereken
ilişkinin ipuçlarını çıkarmamıza da olanak sağlıyor.
T. Fikret Uçar'ın grafik tasanm için verdiği tanım
şöyle: "Kelimeleıie konuşur, kavramlaha anlaşınz.
Grafik tasanm, bu kavramlann biçimlere dönüşmüş
halidir..." Yazarın bu kısa, ama son derece özlü ta-
nımı, çok genel bir saptamadan, gerek eser'in ge-
rekse somut bir eser dışında kalan kavramlann bir
biçime dönüşmedıkçe, iletişimin konusu olamaya-
cağına ilişkin saptamadan yola çıkıyor. Bu bağlam-
da sanatın da kendine özgü bir iletişim biçimi oldu-
ğu gerçeğini göz önünde tuttuğumuzda, sanatla-
rın alanlannda ve bu arada doğal olarak tiyatroda
da kavram-biçim ilişkisine doğru bakabilmenin
önemini kavrayabiliyoruz. Tiyatro sahnesinde so-
mutlaştınlması ve seyirciye iletilmesi öngörülen kav-
ramlar, ancak bu kavramlara uygun teatral biçim-
lerin geliştirilmesi, tasarımlanması ve kullanılması
durumunda tiyatro aracılığıyla sanatsal iletişimi ger-
çekleştirebilir. Sanatın bir bütün olarak bir soyutla-
ma anlamına gelmesi gibi, ister metinli, ister metin-
siz tiyatro olsun, önce düşünce düzleminde yolcu-
luğuna başlamış tüm tiyatro türleri sahneye ulaş-
mazdan önce soyut yapıdadır. örneğin Shakespe-
are'in Hamlet'\ -bu dahi yazarın neredeyse bütün
karakterleri gibi- metin içerisinde bir kavramın so-
yutluğunu taşır. 'Hamlef adlı eseri sahneye koyma
eylemi, yani -dramaturjı diliyle konuşacak olursak-
'Hamlet' başlığını taşıyan metnın sahnede tiyatro-
nun araçlarıyla yeniden üretilmesi, ancak bu kav-
ramı tasarımlama işlemiyle sahnenin biçimlerine
dönüştürerek gerçekleştirilebilir. Daha açık anlata-
cak olursak, söz konusu eserdeki Hamlet karakte-
ri ile seyirci arasında iletişim kurulabilmesi, ancak
Hamlet'in sahnede doğru karakter yaratma yön-
temleriyle yeniden üretilebilmiş olması koşuluna
bağımlıdır. Değerli tiyatro sanatçımız Ayia Algan'ın
sıkça yinelediğim, "Ben, sahnede bir kavramı oy-
nayamam, ancak bir karakteri oynayabilirim!" şek-
lindeki saptaması da aslında bu koşulun özlü bir an-
latımıdır.
Buradaki tasarımlama sözcüğü, sanat eserinin
başarısını güvence altına alan en önemli öğelerden
biridir. Tiyatroda gerek yönetmen, gerekse oyuncu,
canlandıracağı karakterleri, betimleyeceği durum-
lan hayal gücünün rüzgârlanyla uçsuz bucaksızlı-
ğın boyutlanna kadar taşıyabilir; bu uçsuz bucak-
sızlık, karakterier ve durumlar bakımından zengin-
leştiricidir. Ama iş, hayallerin sanat eserine dönüş-
mesine ve biçim almasına geldiğinde, sözü edüen
uçsuz bucaksızlığın yerini tasarımın denetimıne bı-
rakması kaçınılmazdır; çünkü anlatılmak istenen ile
anlatılabilecek olan arasındaki olmazsa olmaz iliş-
ki, ancak tasanmın denetimiyle kurulabilir. Modern
Fransız ressamlanndan Georges Braque'ın "fîe-
sim Sanatı Üzerine Düşünceler"\ arasında yer ver-
diği, "Sanatta ilerieme, yayılmayla değil, fakatsınır-
lann bilincine varmakla sağlanır" yolundaki sapta-
ması da bu denetime yollamada bulunmaktadır.
Haftaya, yine Prof. T. Fikret Uçar'ın 'Görsel ileti-
şim ve Grafik Tasanm' adlı kitabından yapacağım
alıntılarta, konunun tiyatro açısından önemini anlat-
mayı noktalayacağım.
e-posta: ahmetcemal(a superonline.com
acem20(a hotmail.com
Akarsu'nun öykü kitabı çfttı
• İstanbul Haber Servisi - Romancı kımliği ile
tanınan Hikmet Temel Akarsu'nun ilk öykü kita-
bı "Babalar ve Kızlan" Inkılap Yayınlan'ndan
çıktı. Akarsu, romanlannda dile getirdiği avan-
gard, sert dobra ve duyarlı rock'n roll üslubunu
bu kez öykü sanatında yazınsallığa taşıyor. "Ba-
balar ve Kızlan", çağımızın yakıcı ve yaralayıcı
insanlık dunımlan olan yalnızlık, yabancılaşma,
depresyon, yadsıyıcıhk ve karşı duruş temalannı
yürek burkan bir duygusallık içinde ele alıyor.
Medrese raylarda taşındı
• SELANtK (AA) - Yunanıstan'ın Selanik ken-
tinde Osmanlı Imparatorluğu döneminden kalma
tarihi bir medrese raylar üzerine alınarak 25 met-
re taşındı. Selanikteki Pavlu Mela Kışlası alanı
içinde bulunan ve 19. yüzyılda inşa edildiği sanı-
lan medresenin, yol çalışmalan nedeniyle bulun-
duğu yerden taşındığı açıklandı. Medrese binası-
nın 1500 ton ağırl ğmda olduğu ve nakil iş-
leminin saatte 3 rretre hızla yapıldığı kaydedildi.
BUGUN
• AKBANK KlLTÜR MERKEZİ'nde
20.00'de Birsen llucan (piyano) dinletisi.
(0 212 252 35 00)
• MİLLÎ REASÜRANS KONSER
SALONU'nda lSOO'da Hakan Şensoy'un
yönettiği MilU Rtasürans Oda Orkestrası
konsen. (0 212 2:1 47 30)
U OSMANLI BANKASI MÜZESt
SİNEMASI'nda 9 30da 'Zeynep Dadak'la
FUm Okumasf 0 212 334 22 70)
• tFSAK'ta 19.:-0'da 'Yaşam' konulu ayın
dijital yarışması. 9 212 292 42 01)
U İTALYAN KlLTÜR MERKEZİ'nde
20.00'de 'Son Imjarator' adlı filmin gösterimi.
(0 212 293 98 48j