19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIZI Kars'ın Selim ilçesine bağlı Gelinalan köyünün çocuklannın da artık okuyabileceği bir okulu var Mutlulukvehüztıünharmanı 'Kars, Iğdır ve 'hfafıçıvan izCenimCeri Perihan ERGUN Digor civannda Kars evferi. B ir ilkem vardı; Türkiye"nin her yerini gör- meden yurtdışına çıkmamak. Oyle de ol- du dense bile Kars'la Artvin'i göremeden uygun ve zorunlu bir nedenle Avrupa, As- ya, Mısır ve tsrail'e yolum düşmüştü. Kars ve çevresini görememek içimde bir ukdeydi. Çünkü rnerhum babamın Azer- baycan'dan kaçarak ayağını ilk bastığı ve sığındığı yer Kars'tı. Tüm istemime, iki kez de yanından geç- meme karşın içine girememiştim. Niha- yet 27 Mayıs 2005 "te muradıma erdim. Sev- gili dostum Karslı Neşe Doster'e, sıkça oraya gittiğini bilerek -beni de götür- de- dimse de bu bir türlü denk gelememişti. 23 Nisan Egemenlik Haftası'nda öğ- rencim olan Cumhuriyet Üniversitesi Rek- tör Yardımcısrnın çağrısına uyarak Sı- vas'a gitmiş, Neşe'yi de götürmüştüm. Orada üyesi olduğu, benim de birçok top- lantılanna katıldığım, hemşerilik bağlanm olan Kars-Ardahan-Igdır Kalkınma ve Dayanışma Vakfı'nın 27-30 Mayıs gün- lerinde Kars-Iğdır ve Nahçıvan'ı kapsa- yan bir programı olduğunu Doster'in te- lefon konuşmasından öğrendim. Buna ben de katılmak istedim, kabul gördüm, vak- fın konuğu oldum. Müteşekkirim. GöNÜL BACI Bu düzenlemenin en etkin ve baskın ya- nı laik cumhuriyetimize gönülden bağlı olan Istanbul Üniversitesi Eczacılık Fakül- tesi Farmasonik Teknoloji Anabilim Da- lı Başkanı Prof. Dr. Nazan Bergişadi'nin Kars"ın Selim ilçesine bağlı Gelinalan kö- yünde yaptıracağı ilköğretim okulunun temelinin atılmasıydı. Sayın Bergişadi, babacığından kalan bir avuç parayı keyfince harcamak yerine Do- ğu'nun eğitimden yoksun kalan çocukla- nna hizmeti yeğlemiş. Bu özverisini da- ha önce de Bingöl depreminde hasar gö- ren kız yurdunun onanmında göstermiş. Van'da bir konferans nedeniyle Neşe'yle tanıştıklannda Kars a okul yaptırma öne- risini uygun bulup kabul ermiş. Bu kutsa- nası da\Tanışa ne denli övgü yazılsa az- dır. Kars'tan çıkarak yurtiçinde ve dışın- da kurduklan ışlerle varsıllaşan yöre in- sanlannın bundan ibret almalanru ummak istiyonım. Tören günün ikinci yansındaydı. Kars"ı erkenden kalkıp dolaştım ama yetmedi. Be- ni en çok duygulandıran, kentınin tarih ve kültürüne hizmeti borç bilen Sayın Tun- cer Güvensoy'un Gazi Ahmet Muhtar Pa- şa Caddesi'ndeki iki mülkünü Kars'ın ta- rihi mimarisine uygun olarak yenileyip kültür varhgını koruması oldu. Binanın birini butik otele çevirmiş. buranın iç dü- L aik cumhuriyete gönülden bağlı îstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasonik Teknoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Bergişadi'nin Gelinalan köyünde yaptıracağı ilköğretim okulunun temeli atıldı. Bergişadi, babasından kalan bir avuç parayı harcamak yerine Doğu'nun eğitimden yoksun kalan çocuklanna hizmeti yeğlemiş. Yüzlerinden sevinç ve mutluluk ışıklan saçan Gelinalan köyünün tüm kadın, erkek ve çoluk çocuğu oradaydı. Hepsi bizleri kucaklama yarışındaydı. Törene katılanlann arasında II Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ayhan Gülcü'nün çocuklan kucaklayışı da ayn bir tattı. zeni hıçbir yerde görmediğim kullanım konumunda. Buluşlanndan heyecan duy- dum. Diğer mekân da kendisinin oturdu- ğu evi. îçindeki antik eşya ve dekorasyon da görülemez güzellikte. Kendisi sağlığı nedeniyle yurtdışında olduğundan kutlama ve koruyuculuğuna teşekkür etme olanağını bulamadım. Tez sağlığına kavuşması dileklerimi sunuyo- rum. Tüm Karshlara armağan olan bu ya- pılar. onlann da sorumlulukla bu işlere soyunmalannı gerektirir. TARIHI KULTURE SAYCI Bu güzelliklerin karşı sırasında bulu- nan Sayın Aslan Yüdız Bey'in evi de ko- runmalı ve çok özgün döşemeliydi. Evi bekleyenlerin konukseverhği de Doğu in- sanınm töresel niteliğiydi. Bu yapıt da ta- rihi külrüre saygı duyulmasını düşündü- recek bir örnek. Sahıplerini kutluyorum. Gelin görün ki aynı caddenın iki yanın- da bu güzelliklere karşın 9-10 katlı, han- tal, betebe kaplı apartmanlar insanı ağla- tacak görüntüdeydi. Sit alanı kapsamında- ki kentte bu çirkinliği sorduğumda bele- diye başkanı danışmanından, "Hakhsınız, ama inıar planlannda kat sayısını 7'ye in- dirdiğimiz için yap-satçılardan tehditler ahyoruz" cevabına da şaşıp kaldım. K KULTURUNE IHANET Aynı semte yakın bir tarihi binanın, Kars'a özgün taşlarla yapılmış zemin ka- tının çirkinlikle sanya boyanmasma tep- ki gösterdiğimde "bekdryenin bedava bul- duğu boyayla bazı yerleri boyadıktan son- ra elde kalanla burayı da boyaröğına" çok üzüldüm. Bu hatadan başkanm habersiz olduğunu düşünmek istedim. Çünkü Baş- kan Naif ABbeyoğlunun uluslararası sa- nat etkinliklerine imza atan başanlannı da duymuşrum. Bu affedilmez kusuru gö- revliler nasıl işleyebilmişler, demekten kendimi alamıyorum. Bu mutlulukla hüznün harmanlandığı sırada meydana doğru yürürken Gazi Ah- met Muhtar Paşa'nın birçok muahedenin imzalandığı iki katlı kongre binasının öz- gün görüntüsü karamsarhğımı bir nebze giderdi. Müze ev olan yapının içi de tari- hi belgeleriyle aydınlatıcıydı. Kent kültürüne bu denli ihaneti ülke- mizde sıkça gördüğümde eğitimden, gü- zel sanatlardan, kültürden yoksul varsıl- lann getirdiği zararlan giderebilmenin an- cak oy kaybetmek kaygısına düşmeden, ye- rel yönetimlerin koruyucu yasalannı ve yaptırımlannı uygulamalanyla sağlana- cağı bilinirken takipsizlikler yurtseverli- ğe yakışır mı? Bu çarpık ve yıkıcı yapı- laşmanın giderilebilirliğinin cevabını Mar- mara'nın incileri Prens Adalannın kültür ve tabiat varlıklarını koruma amacıyla kurduğumuz Ada Dostlan Derneğimizin uzun süren acılı savaşımıyla yaşadık. kıs- men de olsa başan sağladık. S U R E C E K A L Ç A K G O N Ü L L Ü BİR İNSAN Biiyük bir düş gerçeğe dönüşüyor Y azunın başında belirttigim gibi ilk günün en önemlı olayı Gelinalan köyündeki temel atma töreniydı. Bir gün öncenin gecesinde havaalanında bizleri karşılayanlar arasında Selim Kaymakamı Aydın Erdoğan da vardı. Kaymakam o kadar gençtı ki doğrusu ilk bakışta ben onu üniver- siteden karşılamaya gelen bir öğrenci sanmıştım. Kendisine bağlı olan köyünün mülkı amiri olmaktan çok oranın yurtsever gönüllüsü gibiydi. Öğretmen olan eşı de öyle. Bu kıvandıncı duygularla köye ulaştığımızda görüntü övünç vericiydi. Yüzlerinden sevinç ve mutluluk ışıklan saçan köyün tüm kadın, erkek ve çoluk çocuğu oradaydı. Hepsi bizleri kucaklama yansındaydı. Törene katılanlann arasında 11 Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ayhan Gülcü'nün çocuklan kucaklayışı da ayn bir tattı. KoNUKSEVERLIK Prof. Dr. Nazan Bergişadi tüm alçakgönüllülüğüyle kürsüye çıktığında. "Buraya yakın bir yörenin insanı olarak efjtime. yurdumun çocuklanna sağlamaya çahşüğun bu katkry la düşlerim gerçekleşiyor. Yararb olabilirsem çok nıutlu olcağun" derken coşkulu alkışlara duygusallığın gözyaşlan da katıldı. Ardından köyün muhtan tsaKemer'in öncülüğünde ihtiyar heyetinin ikramına geçildi. Konukseverlik örnekleri köy kadınlannın armağanlanyla yoğunlaştı. El hünerlerinin üretimi olan oyalı sayısız yazmalar ev'vela Nazan Hanım'ın başını ve boynunu süsledi. Bizler de armağanlandınldık. Kışın soğuğuna göre elcağızlanyla örülen patiklerin paketlenerek verihnesinin arkası kesilmiyordu. Verilmedik bir elleri kalmıştı. Hediye faslından sonra tören alanmda davullar çalındı, halaylar kadın erkek bir arada çekildi. Bu görüntüler bana Atatürk'ümüzün Doğu'nun kalkındınlmasındaki örnek uygulamasım anımsattı. Ölümünden kısa süre önce Elazığ'da bir yöreyi köy kızlannın eğitihnesinde pilot bölge olarak tasarlıyor. Kız enstitüsü olarak yapılacak okulun yönetiminin de tzmir'de kadın hükümlülere okuma- yazmayı ögretmede çok başanlı olduğunu gözlediği Sıdıka Avar'a verilmesini buyuruyor. Dağ köylerinden topladığı kızlan kendi elleriyle yıkayıp paklayarak eğitiyor, öğretmen, hemşire, ebe olmalannı sağlıyor. Onlara "Dağ Çiçeklerim" adını veriyor. Nazan öğretmen de kardelenlere katkıda bulunarak bence başka bir öğretmen Avar oluyor. Tarihe tanıkhk edenler... ığdır'a gideceğimiz günün sabahı Kars Valisi Sayın Nevzat Turhan'ın çağnsıyla konakta kahvaltı konuğu olduk. Valinin gözle görülen görev bilincinin eşhğınde doğa ve insansever- liği de kişiliğınm özendirici yanıydı. Konağın küçük bahçesinde yetiştirilen hor- monsuz sebzelerin yeşillikleri içinde Van ke- dilerinin şirinliği de ayn bir görünfüydü. Ta- rihi Vali Konağf nın içi de antik eşyalarla, kültür örnekleriyle gönüle rahathk veriyor. Ko- nakta gördüğüm ilginç iki eşyanın tarihi ve yaşam açısından özelliklerine değinmeden geçemeyeceğim. T A R İ H İ MASA Bunlardan birincisi salonun ayn küçük bö- lümündeki Gümrü banş görüşmelerinin imza- landığı masaydı. Gümrü'nün önemini o yöre- nin savaşlan, işgalleri, göçleri nedeniyle mer- hum babamdan dinlediğim anılardan biliyor- dum. İlk kez 1 Şubat 1967 tarihlı Hayat Tarih mecmuasında "Sankamış Kahramanlan" baş- lığı altında İhsan Birinci'nin Sankamış savaş- lannın geride bıraktığı şanlı gazilerden Rifat ŞekiBey'le yaptığı röportajda oranın önemini öğrenmıştün. Şeki Bey o kara günlerin canlı şahidi olarak tanık ve kanıtlanyla Sankamış'ın destansı öykülerini anlatıyordu. Bir de Sayın Vali'nin armağan ettiği, valilikçe özenle hazır- lanmış olan "Kars 2002" kitabından konuyu genişçe öğrendım. Şöyle ki. 1919'da başlayan Kuvayı Milliye eylemlen. 1920 başlannda Kazım Karabe- kir'in komutanı olduğu 15. Kolordu'nun des- teğiyle yoğunluk kazanıyor. Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti'nin MondrosTa dağıhna- Kars Valiliği'nde, Gümrü banş görüşmelerinin imzalandığı masa. sından sonra bütünüyle Kars yöresi Ermenile- rin denetimine geçiyor. Bunun üzerine Kara- bekir Paşa hızla Erzurum ve Van \ilayetiyle Er- zincan sancağında seferberlik ilan edip 23 Ha- ziran 1920'de harekete geçeceğini bildirerek ka- rargâhını Horum'a taşıyor. 29 Eylül'de Sanka- mış"ı kurtanyor. Hükümetin emriyle Doğu Ha- rekâtf nın Kars'a dek uzatıhnası emnne uyu- larak 9. Kafkas Tümeru 30 Ekim 1920'de Er- menilerin direnişüıi kırarak Kars'a giriyor. Işte Gümrü burada önem kazanıyor. 20 Kasım'da Ermenilerle yapılan ateşkesin ardından, 21 Kasım 1920'de Gümrü'de başla- yan banş görüşmeleri 2 Aralık'ta sonuçlanıyor. Ermeni Hükümeti'yle TBMM Hükümeti ara- sında imzalanan anlaşmavla Kars Sancağı 'nın bütünü Türkiye topraklanna katüıyor, ancak im- zadan bir gün sonra Sovyet Kızılordu Birlik- leri Ermenistan'a girerek Taşnak Hükümeti'ni de\orip yerine Ermenistan Sovyet Hüküme- ti'ni kuruyor. Böylece Gümrü Ânlaşması da onaylanamadan suya düşüyor. Daha sonra 16 Mart 1921 'de Sovyet Hükümeti'yle imzala- nan Moskova Antlaşması'yla Kars'la Artvin Türkiye'de, Batum'la Ahıska da So\yet Rus- ya'da kalıyor. ' P E Ç ' İ N Ö Y K Ü S Ü İkinci göze çarpan eşya da konağın bir bölümünün köşesindeki tavana değecek yüksek- likteki ince uzun Kars taşından yapılmış Karslılann Peç dediklen ısıtıcıydı. Bu tipte çini sobalan Avusrurya'da da görmüştüm. Otılar sadece bulunduklan çevTeyi ısıurlarken Kars'takı özel bir donanımla tüm bınayı ısıtıyormuş. Valinin konuğu olarak bahçelerinde yetışti- rilmiş sebzelerle Kars'ın balı, yağı ünlü kaşar ve diğer peynirleriyle doyduktan sonra yine Vali'nin lütuflanyla acele toplantıya yetişme- miz gerektiğinden özel arabası ve deneyimli şo- förüyle Iğdır'a hareket etrik. O gün havanın açık ve sissiz oluşu, çevTeyi görebilmemiz açısın- dan çok iyiydi. Bize Büyük ve Küçük Ağn'yla, Ermenistan1a tran'ın köylennı görebilmemize imkân verdi. Büyük Ağn'nın ön yüzü bizim, arkası da Iran'ın topraklanydı. Kale altındaki 'kondu lar Tfars 'tan çıkıp Digor yolunagirdiği- J\.mizde çok büyük bir yapı bloku dikkatimi çekti. Bizi Iğdır'a götürmek zahmetinde bulunan şoför Gürbüz Eliş Bey 'e bu binalann ne olduğunu sordunu Onlann vilayeteliyleyaptmldığını, Kars Kalesi altında oluşmuş bulunan gece- kondululara tahsis edilecek toplu konut- lar olduğunu söyledi. A ncak Kars 'tan ay- rüacağım gün görebildiğim Kale altında- ki kondulargerçekten Kale 'nin görüntü- sünü bozan çıbanlara benziyorlardu Ka- lenin heybeti, abideliği, paralel eşit ara- lıklı cetvelle çizilmişçesine ince çizgilere benzeyen arkayanındakimerdivenleri, mi- mari inceliğiniyansıtıyordu. Merkez Ka- le veİç Kale olarak anılan KarsKalesi 'nin 12. asırdaSelçuklularcayaptınlmış oldu- ğu söylenmekteyse de tarihi 10. asra ka- dar inmekteymiş. Kale civannda dola- şırken ilginç bir olayyaşadım. Kalenin alt setindeki han veya hantam olduğu söy- lenen harabenin arkasındaki küçük alan- da beş altı çocuk futbol oynuyordu. Be- şiktaş simgeli topu koltuk altına almış olan enbüyüğü "Teyse Vai Beke diyesen ki bu harabalarıyıka bize top sahası açı- la " demez mi? Çocuk suçsuz, ona bu ta- rihi değerier ne evde, eğer okulagidiyor- sa ne de orada anlatılmış. Hele bu hara- ba dedikleri tarihi viranenin dibine onu örtecek biçimde devletçe bir de heyhula birfen lisesiyapümışsa!.. Bu okulun gö- rüntüsünü içime sindiremedim. tlgililer okulun yıkılıp başka bir yere nakli için iki trilyona gereksinim var dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle