22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2005 CUfc 18 SPOR spor(5 cumhuriyet.com.tr Şenol Güneş'in ardından Ulusal Takım teknik direktörlüğüne getirilen Yanal bu görevi 14 ay sürdürebild Türkiye oııaalışamadıARİFKIZILYALIN Ersun YanaJ adını Türk futbolu ilk kez bun- dan 10 yıl önce duydu. Spor Akademisi köken- li bir teknik adamdı. Kısacık fiıtbol yaşantısırun ardından Denızlispor'da başlayan teknik adam- hk serüvenı onu 40'lı yaşlann hemen başlann- da Türk futbolunun en tepesine, Ulusal Takım- lar Teknik Direktörlüğü'ne kadar taşıdı. Eğı- timliydi, hırslıydı, dinamikti. Ne var ki bır şey- ler eksikti. Bazı taşlan oturtamamıştı ve tam "Törkrye genç bir teknik direktör kazanıyor" derken başlayan düsüş, onu 14. ayda istifaya götürdü. Hakan krizi, teşvik primi ıddıalan. ta- til merakı ve 2006 yolunun tıkanması onu ye- rinden eden faktörlerdi. Ulusal Takım'la Ersun Yanal adı ilk olarak 2003'ün son günlerinde anılmaya başladı. De- nizli, A.Gücü, G.Biriiği derken, ŞenolGüneş'in Letonya faciası sonrası görevınden alınmasın- dan sonra Haluk Ulusoy yönetimı 3 antrenörü masaya yatırdı. ilk iki sıradakı Fatih Terim ve • Eğitimliydi, hırslıydı, dinamikti. Ne var ki birşeyler eksikti. Bazı taşlan oturtamamıştı ve tam "Türkiye genç bir teknik direktör kazanıyor" derken başlayan düşüş, onu 14. ayda istifaya götürdü. Hakan Şükür krizi, teşvik primi iddialan, tatil merakı ve 2006 yolunun tıkanması onu yerinden etti. Mircea Lucescu 'pofitik'nedenleryüzündenil- gigörmeyince G.Birliği'ne 'gözehoşgefen'fiıt- bol oynatan Ersun Yanal adı ön plana çıkh ve imzalar atıldı. Herkes mutlu gibiydi ama yar- dımcılıkian konusunda Mesut Bakkal ve özcan Bizatidiye direfince Yanal, federasyonla ilk kri- zi yaşadı. Ulusoy ve ekibi Aykur Kocaman. Ü- naî Karaman. Mefamet Özdüek. Feyyaz Uçar gibi ısimleri kabul ettirememenin sıkintısını ya- şadı. Gerçekten de yanlış seçimdı bu ısımler. Çünkü Ulusal Takım birDenizli, birA.Gücü, bir G.Birliği değildi. Ve bu dev vitrinde futbolcu- lar önce teknik direktöre değil, antrenöre ko- şarlardı ve işin garibi Bizati ile Bakkal. Ulusal Takım'ın yıldızîan ıle 'aynı dffi' konuşmuyor- lardı! Yanal, Ulusal Takım kadrosu ile ilk birlikte- ligıni Avustralya ve Uzakdoğu tumesinde yaşa- dı. Genişletilmiş ve görece gençleştirilmiş kad- royla yola çıkan Yanal. bu süreç ıçınde hem Sel- çuk'lara. Servet'lere şans vermış. hem de Ha- kan Şükür. Bülent Korkmaz. Riişrü Reçber gi- bi isimlerden vazgeçmeyeceğinin sınyallerini göndermişti. Hatta Uzakdoğu'da gazetecilerle söyleşirken, Hakan'ın ne denli önemli biroyun- cu olduğuna. Bülent sız geminın yürümeyece- ğine, Rüştü'nün mukemmel yeteneklerine öv- gülerdüzdü. Anlaşılan ıyi bırkokteyl yaratacak- tı. Işler iyı gıdiyor gibi gözükürken, Yanal ilk yanlışını 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası fi- nallerinde yaptı. Görevlı olarak gittiği Porte- kiz'de sadece ilk grup maçlannı izleyen genç ça- hştıncı, Portekiz yolculuğunu haziran sonunda kesip Bodrum'a dönmüş. bir anlamda tatih ek- mek parasını kazandığı işe tercih etmişti. Üste- lik elemelerdeki rakıplenmiz Yunanistan ve Danimarka. Porto ile Lizbon arasında mekik dokuyup birbirinden zorlu maçlara çıkıyorlar- dı. Bu arada Futbol Federasyonu yönetimı el de- ğiştinp Levent Bıçakcı'nın ışbaşına gehrilmesi de yere sağlam bastığını sanan Yanal'm hesap- lamadığı bır gelişmeydi. Danimarka ve Belarus'la oynanan iki hazır- lık maçının hemen ardından Dünya Kupası ele- melenndeki ilk sınav olan Gürcistan maçında- ki 1-Hık beraberlik Türk futbolunda yeni bır gündemyarattı: "Yanal karsrthgr Hele Gürcis- tan maçında oyundan alınan Hakan Şükür'ün 2010'a kadar TerimFUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI LEVENT BIÇAKCI, TECRÜBELl ÇALIŞTIRICIYLA PRENSİPTE ANLAŞTI NEVZATDİNDAR Ulusal Takım'da Ersun YanaTın görevine son verilmesinden sonra gözler yeni teknik direktö- re çevrilmişti. Futbol Federasyonu Yönetım Ku- rulu dün 4 saat süren bir toplantı yaptı. Federasyonun Levent'teki binasında yapılan toplanrıda, Ay - Yıldızhlar'ın başına geçmesi düşünülen isirnler masaya yatınldı. Listenin ilk sırasında olan FatihTerim'i özel- lilde Başkan Bıçakcı istiyordu. Toplantıda da Bıçakcı bu düşüncesini tekrarladı. Bunun üze- rine Bıçakcı'ya yeni teknik direktörii belirle- me yetkisi verildi. Bıçakcı, Bodrum'da tatilde bulunan Fatih Te- rim'le telefonda bir görüşme yaptı ve "Galata- saray'dan aynldıktan sonra •Türkiye'de çah$- mayacağım* dedin. Bu Türkiye için çalışmaya- cağuıanlanunagehnez" şeklinde konuşarak ık- na etmeye çalıştı. Levent Bıçakcı 'nın ısrarla takımın başına ge- tirmek istediği Fatih Terim ise önce kararsız davTandı. Tecrübeli çalıştıncı yakın çevTenisne "Ulusal Takun'm başına geçmem için büyük baskı var. Türkrye için görevden kaçmam. Ulusal Takun'm teklifini kabul etmezsem baş- ka bir takuna gidersem beni hainlikle suçlaya- caklar" dıye konuştu. Terim'in Bıçakcı'nın 5 yıllık önerisine sıcak bakarken sözleşmedeki opsiyonun Dünya Ku- pası maçlannın tamamlanmasından sonraya bı- rakılmasuıa karşı çıktı. HAKAN ŞÜKÜR: YANAL BENİ TANIYAMADI Spor Servisi - Ulusal Takam Teknik Direktörii Ersun Yanal'ın kendisini kadro dışı bırakma nedenlerini anlamsız olduğunu söyleyen Hakan Şükür, takımın huzurunu bozduğu yönündeki söylentileri kabul etmediğini belirtti. Tecrübeli fütbolcu, Ersun Yanal'ın aynlmasını dün gece Star TV'de yayımlanan Objektif programına değerlendirdi. Yanal ile kendisini tanıyabilecek kadar süre birlikte olmadüdarını belirten Şükür, "Benimle ilgili kişisel sorunu olup olmadığını söylemesi gerekirdi. Ulusal Takım'da kaptanuk yapnuş biriyim. Arkadaşlarıma sorun, ortamı etkilediğim yönünde bir şey söylemeyeceklerdir" diye konuştu. Terim, bu konuyla ilgili olarak da "Opsiyon- lu sözleşme istemiyorum. Beni çok istiyor- sanız 2010 yılına kadar geçerli olan bir söz- leşme yapanz" ıfadesını kullandı. Terim'in çıkışı sonrası Levent Bıçakcı, söz- leşmedeki opsiyon maddesini kaJdırdı. Bu ge- lişme üzerine taraflar prensip anJaşmasına var- dı. Bıçakcı'nın ulusal talomın yeni patronunu bugün açıklaması bekleniyor. Lucescu: 2. vatanım Ulusal Takım teknik direktörlüğü için adı ge- çen isimJerden biri olan Shaktar Donetsk'in Ru- men çalıştıncısı Mircea Lucescu ise, Türkiye'de seve seve görev yapacağını açıkJadı. Rumen teknik adam. "Türkiye benim ikinci vatanım. Teklifedilirse düşünmeden kabul ederim" dedi. Bu arada Iran'ın Pas takunını çalıştıran Mus- tafa Denizli de öneri gelmesi durumunda bunu değerlendireceğini söyledi. Devlet Bakanı ve SPOR GOZLEM ALİABALI Anadolu-İstanbul Kavgası Nihayet beklenen gerçekleştı; Ersun Yanal görevinden alındı ya da istıfa etti. Her ne olursa olsun, bu olay basite indirgeyerek geçiştirilecek bir olay değıldir. Türk futbolun- da bir süredir devam eden çekişmenin su üstüne çıkan bir parçasıdır. Daha açık deyimle Anadolu-İstanbul kavgası- dır. Futbol büyük rant kapısı olduktan sonra, Istanbul ku- lüpleri daima ön safta olmanın yolupu aramışlardır. Bunda da 'para her kapıyı açar' kuralı geçerli olduğu sürece ba- şanlı olmuşlardır. Son federasyon başkanlığı seçimlerinde bu husus, mafya özentileri öne çıkmadan, Ulusoy Fede- rasyonu tarafından uzaklaştınlmıştır. Levent Bıçakcı se- çildiği dakikadan ıtibaren Ersun Yanal'ın görevinden alın- masını, çalışma planının en başına koymuştur. Niyeti de Fa- b'h Terim'le çalışmaktır. Ersun Yanal nedense ekip çalışması yerine, Don Kişot olmaya heveslenmiştir. Ulusal Takım aday kadrolannı se- çerken hissı davranmış, hasımlannı içeriye alıp izole ede- ceği yerde, karşısına almış ve böylelikle çok cephede sa- vaşmak zorunda kalmıştır. Onun suçu büyüktür. Istanbul takımlannda görev almadan adeta zıplayarak Ulusai Ta- kım'ın başına gelmiştir. Yanal için Yunanistan maçı, görev- de kalmasının yadaaynlmasının kınlma noktasıdır. Eğerbu maçta Hakan Şükür ya da Ersen Martin yer alsaydı, ha- vadan şjşirilen toplardan bir sonuç alınabilirdi. Ne yazık ki Ersun Yanal bugün genç emekli olarak tribüne çıkanlmış- tır. Dört büyükler ile Anadolu takımlannın kavgası bu olayın kamuoyunayansımayan birdiğeryüzüdür. Futbol Federas- yonu'nun bu konuya acılen birçözum getirmesi gerekir. An- cak bu gruplaşmada Trabzonspor'un üç Istanbul takımı ile birlikte olması ilginçtır. Galiba Trabzonspor'un bugünkü yö- neticıleri geçmişteolanlan bılmemekteveya hatrlamamak- tadıriar. Çünkü bu üç Istanbul takımı kendilerinden başka- sına şans vermeyecek konuma herzaman geçebilirfer. ör- neğin bir zamanlar Türkiye Spor Yazarlan Genel Merkezi adına TSYD Kupası adı altında ligler başlamadan önce tur- nuva düzenlenirdi. Bu tumuva önceleri üç takım arasında oynanırken Trabzonspor'un da katılması ile dörtlü bir şam- piyona oldu. Sezon başlamadan önce güzel maçlar oyna- nıyordu ve takimlar böylelikle yeni aldıklan oyunculan da deneme fırsatı buluyortardı. Ama Trabzonspor öne çıkma- ya başlayınca, üç büyükler önce Trabzonspor'u ıstemedi- ler ve sonra da kendileri bu turnuvayı iptal ettiler. Oysa bu- gün Anadolu'da bu turnuvalarşubeleradına başanlı bir şe- kilde sürdürülmektedır. Neden Anadolu takımlannda sivrilen bir oyuncu kosa koşa Istanbul takımlanna gitmektedir? Çünkü hem med- yada hem de Ulusal Takım'da yer almanın yolu böyle be- lirienmıştir. Eğer Türk futbolunun ileriemesi ve başanya u- laşması istenıyorsa farklı bir bakısa ihtıyaç vardır. Istanbul- Anadolu çekişmesi sürdüğü müddetçe yerimizde sayar, kendimiz konuşur, kendimiz dinleriz. Açıkça başannın yo- lu 'denge'. Başbakan Yardımcısı Mehnıet AB Şahin. Ulusal Takım teknik di- rektörlük görevi için, gönlü- nün Türk bir çalıştıncıdan ya- na olduğunu söyledi. Bakan Şahin, yaptığı açıldamada, Ersun Yanal'dan boşalan ulusal takım teknik di- rektörlük görevi için Türkiye'de kendisini yetiştirmiş birçok isim olduğunu belir- terek, a Bu görevi yapabilecek kendini ka- nıtlamışyer- hhocalan- mız var' diye ko- nuştu. soyunma odasındaki tavn ve onun 5 gün sonn ki Vunan maçı öncesi kadro dışı bırakılması top lumdaki •Anö-Yanakılar"ın elinı güçlendird; Aslında iyi işler de yapıyor. tüm ülkeyi tanyo genç yetenekleri bilgisayanna kaydediyor ve ta kımı da gencleştiriyordu. Ama ilk 2 maçta sa dece 2 puan almasının yarattığı kaos bu arhla n ve grubun sıradan takımlan önünde ahnaı galıbiyetleri unutturdu. Puansal açıdan öneml kayıplar yaşanırken. Hakan Şükür olayı her ge- çen gün iyiden ıyiye büyüdü. Yanal tam olarai G.Saraylı golcüv'ü niçin Ulusal Takım'a alma- dığını söylemiyordu ve "Taktik gereğj" diyor- du ama iş bu denli basıt değildi. Belki Hakan'ın Fethullah Gülen sempatisi. belki de ünlü golcünün genç oyunculara karşı takındığı tavır onu artık Ulusal takım'dan uzak- laştırmıştı. Bunlan bilemeyiz ama Hakan tavn Yanal" ı vıpratmaya yetti öalatasaray seyircisi- nın tepkısınden çekindığı için Ali Sami Yen"de- kı hıçbir maça gelmeyişi ise affedılir cinsten de- ğildi. İşın garibi Kadıköy'e ve Inönü'ye de pek gitmiyordu Ulusal Takım'ın hocası! Teşvik krizi sarsü Hakan olajını; Nihat'uı formu, Fatih in attı- ğı kafa golleriyle aşmak ısteyen Ersun Yanal en büyük darbeyi ise 2004'ün son günlerinde teş- vik primi ıddialan >üzünden yedi. Star TV'ye açıklamalarda bulunan eskı A.Gücülü Cafer'in. "G^Sarav maçı öncesi para gefcti ve boca evinde dağrtû" sözlen Yana!' ı zor durumda bıraktı. Ko- nuyla ilgili olarak karşıhklı davalar açılsa ve TV'ye demeç veren kişiler savcılıkta karar de- ğiştırse de Yanal, hem kamuoyu hem de Bıçak- cı'nın gözünde önemli bir imaj kaybetti. Bu ge- lışmeler Yanal'ı bıçağın keskın sırnna doğru yönlendinrken. Kadıköy'deki 3-0'lık UkravTia yenilgisı bardağı ta^ırmaya yetti. O maçın so- nunda sovnnma odasına gidefken kurmaylanna, "Bir eli vağda. bir eli balda, bari yenUme be adanı_" dıyen Bıçakcı. olası bır operasyonun sın\ allenni verdi. Ne \ ar ki yönetimdeki Daviıt Dişli, Zekeriya Alp ve Hasan Doğan'ın. "O gi- derse biz de yokuz" tavn teknik adam değişiklı- ğinı frenledı. Bu süreç içınde Yanafın, derbi maçlan izlememesi ve derbi haftası kart cezalı- sı Yıkhra> r 'ı seyretmek için AJmanya'yagitme- si tam bır skandaldı. Bahane de bulununca! Bu krizlerle ligi bıtıren ve Yunan maçını bek- leyen federasyoa 0-0'lık beraberlik sonrası düğ- meye basma karan aldı. Ancak 3 gün sonraki Kazak maçı öncesi kaos ortamı yaratmak iste- meyen yönetıciler, Yanal'a bır maç daha süre ta- nıdılar. Almaatı'dakı maç kazanılıp, rakip Yuna- nistan da kendı sahasında yenilince Türkıye'nin 2. sıraya çıkması ise Iokal anestezı gibiydi. O- lay unutulacak ve Dünya Kupası eleme maçla- nnın sonuna kadar Yanal'la gidilecektı. Ancak, Yunanistan'ın kaybettiği haberi dönüş yolunda Yanal'a iletilınce. genç teknik adamın ağzından. "Hadi sıkrvsa şiınd] görevden abınlar" sözlen döküldü. Şanssızlıktı, Türk insanının ağzında bakla ıslanmazdı ve bu duyumlar Bıçakcı'ya ulaşıverdı. Sonrası mı? Sonrası malum. Akdeniz Oyunlan'nı izleme- ye gitmeyip tatıl için Bodrum'a uçunca Yanal da koltuğundan oluverdı. Oysa avııı Yanal geçen yıl da Portekiz'deki Avrupa Şampiyonasrm yanda kesip Güney'e ınnıiş ama kımse sesini çıkar- mamıştı! Gerets teşhisi koydu Galatasamy 'ın Belçikalı çalıştıncısı, sol ayaklı bir oyun kurucu ve yıldız bir isme ihtiyaçları olduğunu belirtti OBJEKTİF Dr. SEDAT HAYRAJN TeknikdirektörGerets,sağbkkontroiünden geçti. Spor Servisi - Galatasaray Teknik Direktörii Eric Gerets, takımı tanıyabilmek için kaset- lerden maçlan izlemeyi sür- dürdüğünü belirtırken, sahada temel bır disiplin olduğunu söyledi. Bakırköy Acıbadem Hastane- si'nde sağlık kontroiünden geçen Gerets. özellikle 25 maçı dikkatle izlediğini be- lirterek, "CSaray'm baa maçlarda kötü sonuçlarahnasınakarşuı.sahadatemei bir disipfini var. Bu beni çok etküedT dedı. Izlediği maçlarda takımın bır iki pozıs- yonda eksikleri olduğunu fark ettığiru dı- le getiren Gerets, *Bunlan yönethnle ara- mızda konuşmoruz. Önemİi olaa birbin- ni tamamla>an. koşan \e tnücadeleeden bir takım olması. Burada bir taneyıkhz(Aabh lir. Sol ajakh hücuma dönük bir oyun ku- rucuya Jntiyacınuzvar'' diye konuştu. Eric Gerets, San-Kırmızılı takımın sa- ha içindeki disiplin anlayışından duyduğu mutluluğu ifade ederken. defans bloğunun önemli oyunculan Tomas ıle Song'u da isim vermeden övdü. Belçikalı teknik adam, "Galatasarm 'uı maçlannı Lderken en fazla dikkatimi çeken konu saha içi di- siptindi. Ama beni en çok etkileven ve ho- şuma giden ise defansm göbeğindeki bera- beriik ve dayamşma oldu" dedı. Gerets, Panathinaikos takımıyla görüş- meleri tıkanan Brezilyah oyuncu Conce- içao ile ilgili fıkrinin sorulması üzerine, "Conceiçao kafiteli hızfa ve disiplinli bir oyuncu. Tanıdığun kadarnla da i\ i bir in- san. l mit edi\orum ki Panathinaikos"la anlaşamaz vegeri geür" şeklinde konuştu. Galatasaray Sportif Direktörü Bülent Tulun ise, Flavio Conceiçao'nun salı gü- nü Istanbul'da olacağını söyledi. Tulun, Yunanistan'ın Panathinaikos ta- lomının kendilerinden Conceiçao ile gö- rüşmek için izin istediğini ve transfer pa- zarlıklannın bır noktada tıkandıgını ifade ederek. "Conceiçaobizimoyuncuınıız.Sa- b günü İstanbul'a gelecek" dedi. Tulun, Gerets'in yardımcıhğına getirilen Istan- bulspor'un savıınma oyuncusu Yalçın'la her konuda anlaşan San - Kırmızılılara Ri- berj'yle ilgili güzel habergeldi. Marsilya Kulübü geri adım atarak San - Kırmızılı- larla masava oturma karan aldı. Olympique Lyonnais Oyküsü FENERBAHÇE KULÜBÜ ÎLE EMRE BELÖZOĞLU TERS DÜŞTÜ Birileri doğru söylemiyorSpor Servisi - Fenerbahçe KuJübü ulusal fütbolcu Emre üe ters düştü. Tatil ve tedavi amaçh gittigı ABD 'den dönen ve dün medyanın karşısına çıkan Interli fütbolcu, "Fenerbahçe'nin tekB- fi Türkive standarrJannm üzerindeydL Ancak Ingiltere'den bir takunla anlaş- tun" derken aynı saatlerde Fenerbahçe resmi internet sıtesinde "Emre ile ilgi- lenmiyoruz'' başhkh bir haber gündeme konuldu. Fenerbahçe Kulübü, resmi intenet si- tesi aracılığıyla Emre'yle ilgilenmedi- ğini şu şekılde duyurdu: "Sitedeki ha- berde uzun süredir resmi kaynaklar dV şuıda Fenerbahçe'nin transfer günde- minde yer alan Emre Bdözoğlu ile ku- lübümüz ilgUenmemektedir. Emre için Akmerkez'de menajeri ile gizli olarak görüşme yapıkhğı haberi tamamen ya- lan olduğu gibi Başkanutnz Aziz \ üd>- run. C an Bartu, Hakan Bilal Kutlualp, Mahmut Uslu ve Osman Şenher ye- mekte bir araya gelmiştir. Kamuoyu- na duyurulur." Ulusal fütbolcu EmreBelözoğlu. adı- m vermekten kaçındığı bir Ingilız ku- lübüyle her konuda anlaştığını açıkla- dı. Türkiye Spor Yazarlan Derneği'nde menajeri Ahmet Bulut ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen ve transfe- riyle ilgili açıklamalarda bulunan Em- re Belözoğlu, FC Inter'den aynhnak is- tediğini açıklamasının ardından çok fazla gündemde kaldığım dile getire- rek. "Ismini veremeyeceğnn bir Ingfliz kuhîbüvie her konuda anJaşnm. Trans- fer, FC İnterile \apılacak göriişmelerin ardmdan kesinlikkazanacak. Sözleşme- sidevam edenbir oyuncu olarakyeni ku- lübün ismini vermem doğru olmaz" diye konuştu. Hiçsüphesiz, Fransızlar ulu- sal onurlanna çok düşkündür- ler. Uluslararası futbol söz ko- nusu olduğunda, kazandıklan Dünya ve Avrupa Şampiyon- luklan sayesinde gururlanma- lan için her hakka sahiptirier. Diğer ulusal takımlara da bu- run krvırarak bakarlar ve hep o, dünya ve Avrupa şampiyonluk saltanatlannı sürerler. Ancak kulüpler bazında futbol sertı- venleri farklı bir hikâyedir. Çün- kü Fransız Futbol ügi'ne Avru- pai bir açıdan bak/ldığında ve uluslararası müsabakalardaki başarı ölçülecek olursa, lıg maçlannın o kadar da iyi ve ka- liteli olmadığı göze çarpmakta- dır. Olası ve realistik şampiyon adaylannın sezon öncesinden net belirlenememesi, Fransa 1. Ligi Le Champiannat'ın ne ka- dar kararsız bir lig olduğunun da göstergesidir. Ancak bu realite bazı dö- nemler için sürpriz bir şekilde değişmektedir. Örneğin, 1967- 1968-1969-1970 yıllarında, Saint-Etienne'in, 1980'liyıllann sonunda, yani; 1989-1990- 1991-1992'de Olympique de Marseille'ın, 2002-2003-2004- 2005 yıllanndaysa Olympique Lyonnais'un üst üste dört kez şampiyon olmalarıdır! Şimdi son dört yılın şampiyonu, Olympique Lyonnais'na (O.Ly- on) bir göz atalım! Uluslararası platformda her- hangi bir başansı bulunmayan Lyon'un, tarihinde 4 Fransa li- gi şampiyonluğu ve istikrariı bir takım olarak gelecek için iyi sinyaller vermesinde elbette, Bernard Lacombe ve Jean Tıgana gibi teknik adamlann önemli rolleri oldu. Son dö- nemde ise Paul Le Guen'in imzasını görüyoruz. Bu sezon, O. Lyon rüzgân yine devam etti ve 4. şampi- yonluk geldı. Sezon başında, Edmilson. Carriere, Luyin- dula'nın başka takımlara git- mesi, golcü Elber'in sakat ol- ması Lyon takımını, hem ligde, hem de Şampiyonlar ügi'nde zor durumda bırakacaktı. Ay- nca Lyon gerek Avrupa arena- sında gerekse ligde mücadele eden takımlann artık hedefi ol- muştu. Dolayısıyla işler bir hayli zorlaşmıştı. Ancak hesa- ba katılmayan bir şey vardı ki o da, Lyon takımın hocası Pa- ul Le Guen'di! Kurt hoca Guen, öncelikle takımı iki önemli transfer ile güçlendirdi. Sochaux'un gol- cüsü ve 6 sezonda tam 63 gol atan Pierre Alain Frau ve Ljl- le takımının savunma oyuncu- su "Yeni Thuram" lakaplı Eric Abidal'ı aldı. Ayrıca Wiltord'u da renklerine bağlayıp Govou ile gol yollannda buluşturun- ca; ileri komutu verip ofans fut- bola prim tanıyan bir takım oluşturdu. Lyon takımının son halini, Şampiyonlar Ligi D Gru- bu'nda, Fenerbahçeliler de çok iyi görüp tanıma şansına sahip oldular. Planlı ve takım konsantrasyon bütünlüğünü maça yansrtan bir sistem kur- gusuyla, sergilemiş olduğu gö- ze hoş gelen hızlı ve pozitif ni- telikli oyun taktiği sayesinde Lyon takımı, Şampiyonlar Li- gi'nde çeyrekfinale kadar yük- selme başansı gösterdi, Fran- sa'daysa 2005 yılını da şampi- yon olarak bitirmeyi başardı. Sonuçta, teknik heyet ve futbolcularına güvenen sabırlı ve istikrariı biryönetim, kazan- maya endeksli takım yaratma özelliğine sahip Paul Le Guen gibi bir teknik deha ve zafere inanan futbolcular, bir bütünün ayrı ayn parçalan oldular. Her parça kendi bazında gerekli kalite standardını yakaladı ve sonuçta bu parçalar yeniden birleşerek ortaya bir toplam kalite sundular. Kalitenin adı, Olympıque Lyonnais, ınancın zaferiyse "şampiyonluk" oldu!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle