18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AP 'de konuşan Ingiltere Başbakanı AB 'nin genişlemesini tarihi birfırsat olarak nitelendirdi DUZ YAZI Blair'denmilliyetçilikuyansı • Başbakan Blair, AB 'nin kapılan- nı Türkiye ve Balkan ülkeleri gibi adaylara kapatmasımn yeni bir milliyetçilik veyabancı düşmanlı- ğı dalgasına yol açacağı uyansın- da bulunarak genişleme sürecine devant edilmesini istedL • Üye ülkelerin çoğunda yapılacak referandumda evet oyunu almanın zor olduğunu belirten Blair, "Bu siyasi kurumlann krizi değil, bir siyasi liderlik krizi" de- di Blair, AB 'nin kendisini kökten yenilemesi gerektiğini söyledL ELÇİNPOYRAZLAR BRÜKSEL - îngiltere Başbakanı Tony Blair, Avrupa Birliği'nin (AB) geniş- lemeye devam etmesi gerekti- ğini söyleyerek birlığin kapı- lannı, Türkiye ve Balkan ül- keleri gibi adaylara kapatma- sının, yeni bir milliyetçilik ve1 *' yabancı düşmanlığı akımı doğuraca- ğı uyansında bulundu. AB dönem başkanlığını 1 Temmuz'da Lüksemburg'dan devralmaya ha- zırlanan tngiltere'nin başbakanı Blair, dün Brük- sel'deki Avrupa Parlamentosu'nda hükümetinin programını anlattı. TARİHİ FIRSAT' AB'nin genişlemesini "tarihi bir firsat" ola- rak nitelendiren Blair, birlikte Avrupa Anayasa- sı ve bütçe nedeniyle yaşanan krize karşın Tür- kiye ve Hırvatistan gibi aday ülkelere verilen sözlerin tutulacağını söyledi. Blair, Avrupa'nın genişlemeyi bir tehdit olarak görmemesi gerek- tiğini, üyeliğin eski üyelerin kaybedip yeni üye- lerin kazanacagı bir oyun olmadığını, tersine da- ha büyük ve daha güçlü bir birlik yaratma yö- nünde olağanüstü bir firsat olduğunu vurguladı. Başbakan Blair, AB'nin kapılarıru Türkiye ve ORHAN BİRGÎT sel güçler Çin ve Hindistan'la rekabete hazırlan- ması anlamına geldiğini sa\aındu. Blair, daha modern hale getirilmemesi ve yurttaşlannın ge- reksinimlerini karşılamaması halinde AB'nin başansızlığa uğrayacağı uyansında bulundu. Va- tandaşlar ve siyasi liderleri arasında, AB'nin gi- dişatı ve ne yapıldığı konusunda iletişim kopuk- lugu olduğunu belirten Blair, AB Anayasası'nın Hollanda ve Fransa'da halk tarafından reddedil- diğine dikkari çekerek "Bu siyasi \ önetimin bir krizi. Korkanm ki halk politikacılann önünde. Konu, AB düşüncesiyle ilgili değiL Modernleşti- rümesiyleilgiir diye konuştu. Blair, AB'nin, 25 üye ülkenin çoğunda AB Anayasasf na evet oyu verilmesini sağlamayı zorlaştıran bir siyasi lider- lik kriziyle karşı karşıya olduğunu belirtti. tngil- tere Başbakanı. "Gerçekşuki, üye ülkelerin bir- çoğunda yapılacak birreferandumdaevet oyu- nu almak zor. Bu siyasi kurumlann krizi değil, bir siyasi h'dertik krizi'' dedı. 'EKONOMİK REFORM ŞART' Balkan ülkeleri gibi adaylara kapatmasının ye- ni bir milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı dalga- sına yol açacağı uyansında bulunarak genişle- me sürecine devam edilmesini istedi. AB'nin, modern dünyanın meydan okumala- nna yanıt verebilmek için kendini kökten yeni- lemesi gerektiğini belirten Blair, birliğin kuru- luşundan bu yana 50 yıl geçtiğini anımsatarak ülkesinin önceliklerini anlattı. "Neredeyse50 yıl oWaYenilenrneti>iz.Bundaııtanılacakbirşe\\t>k. Tüm kuruluşlar yapmah, biz de yapabUiriz. Sa- dece AvTupa'nın inandığumz idealleriyle yaşadı- ğıınız modern dünyayı bir araya getirmeüyiz" diyen Blair, siyasi ve ekonomik bütünleşmeye inandığını kaydetti. ABDE SİYASİ LİDERLİK KRİZİ VAR 1 Kendisini "tutkuhı bir Avrupa yandaşT ola- rak niteleyen Blair, reformun serbest piyasayla sosyal model arasında bir seçim değil. birliğin küreselleşmenin zorluklanna ve yükselen küre- Blair, AB seçmelerinin, eko- »nomik başansızhklar ve Avru- ^ ^pa'nın modern bir çağda hayatta kalması konusunda gerçek bir tar- tışmanın reddedilmesı nedeniyle "AB'ye yabancüasünküğınr ileri sürdü. Blair, AB'nin yeniden büyümeyi sağlamak için acilen ekono- mik reforma üıtiyacı olduğunu ve bütçeden ta- nm sübvansiyonlanna ayırdığı payı düzenli ola- rak azaltmak zorunda olduğunu söyledi. Blair, AB'nin tanma verdiği destekleri bır gecede or- tadan kaldırmak ıstemediğini, ama bunlann dü- zenli biçimde azaltılmasını istediğini belirterek "Avrupaiçinmodernbir bütçe,bundan 10yilson- ra hâlâ parasının yüzde 40'ını ortak tanmsalpo- litika için harcayan bir bütçe değMr" dedi. 'TÜRKİYE'NİN SON UMUDU BLAİR' Öte yandan Alman Der Spiegel dergisinin in- ternet sayfasında, Türkiye ile ilgili yorumunda, tngiltere Başbakanı Tony Blair'in "Türkiye'nin son umudu oJduğu" ıddia edildi. Yorumda. "Baş- bakanErdoğanhayal kınkhğınauğravarakFran- sa-Almanya eksenine yüz çevirdL Tony Blair Türklerin son umudu oldu" ifadesi kullanıldı. NKARA ANLAŞMASI Ek protokole yazılı deklarasyon Dışişleri Sözcüsü Tan, AB'deki tartışmalann Türkiye ile ilgili olmadığını savundu Ekim kararı değişmez' MAHMUTGÜRER ANKARA - Türki- ye'nin AB'ye onayla- yacağı taahhüdünü ver- diği Ankara Anlaşması EkProtokolü'nü 3 Ekim öncesinde imzalayacağı, "KıbnsCumhuriyetrni tanımadığına ilişkin deklarasyonu da proto- kol metnine ek yazılı bir belge ile yapa- cağı öğreniîdi. Türkiye'nin ek protokolü imzalamastrate- jisi belü oldu. Diploma- tik kaynaklardan alman bilgiye göre, Türkiye'nin yanı sıra ABD ve Avru- pab hukukçulara da da- nışılarak Kıbns Cum- huriyeti'nin tanınmadı- ğına ilişkin deklarasyon protokol metnine ek bir belge ile açıklanacak. Karann AB'ye bildi- rilmesinin ardından tep- ki geldiği belirtilirken , birliğin Türkiye'den deklarasyonun yazılı olarak değil. sözlü ola- rak ve imzanın ardın- dan düzenlenecek bir "basm topJanüsıyla" bil- dinlmesinı ıstedığı kay- dedildi. AB bu durumun gerçekleşmemesi duru- munda Türkiye'ye "ya- nhvetektarafhbirnot" aracdığıyla deklarasyo- nu tammadığını ilete- ceğiifade edildi. Bu- nunüzerine Tür- kiye'nin bunun uluslararası hukuka uy- gun olmadı- ğını ve ek protokole ya- züı deklarasyonu ekle- yeceğini bildirdiği be- lirtildi. Dışişleri Bakan- lıgı SözcüsüNamıkTan da, düzenledigi haftalık basın toplantısında yap- tığı açıklamada Türki- ye'nin daha önce verdi- ği taahhüt doğrultusun- da bu protokolü 3 Ekim'den önce imzala- yacağını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü NamıkTan, Avrupa Birliği içe- risinde Türkiye ile ilgili çeşitli yorum ve tartışmalar yapılabi- leceğini, ancak 17 Aralık'ta alı- nan kararlar doğrultusunda 3 Ekim'de müzakerelere başla- nacağmı söyledi. Sözcü Tan, haftalık basm top- lantısında, Fransa ve Hollanda re- ferandumlanndan sonra AB için- de Türkiye hakkında baş- layan tartışmalan de- ğerlendirdi. AB'nin anayasa tar- tışmalan ve ekonomik tartışmala- nn ardından zorlu bir süreçten geç- tiğine dıkkat çeken Tan, AB'nin daha önce çok daha kötü süreçleri atlattıgını bu durumun da farklı so- nuçlanacağını sanmadığım söyle- di. Tan. AB'nin içindeki bu tartış- malann "Türkiye ile ya da Türki- ye'nin AB üyelik süreci ile ilgisi o\- madıgmı" öne sürerken, tartışma- lan yakından izlediklerini vurgu- ladı. Tan, Avrupa'nın çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu, bu kap- samda farklı görüşlerin beyan edil- mesınin normal olacağım söyledi. Tan. "Ama Türkiye, AB'ye olan taahhüt ve sorumhıhıklarun ye- rine getirmeye karartıhkla de- vam edecektir" diye konuştu. Sözcü Tan. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun "Türkiye'nin üyeügini ciddi ve dü- rüst bir biçimde yeniden tarüşma- h\Tz" değerlendirmesinin sorulma- sı üzerine de, AB yetkililerinin 3 Ekim'de müzakerelere başlanaca- ğmı açık bir şekilde teyit ettikleri- ni söyledi. Tan, "Bu süreçte yoru- ma açık olmayan şe\; 17 Aralık'ta Türkiye hakkında alman kararlar- dır" diye konuştu. AB tarafından hazırlanmakta olan müzakere çerçeve belgesinın içeriği hakkmdaki soru üzerine de Tan, Komisyon'un 29 Haziran'da belgeyi kabul ederek AB Konse- yi 'ne sunmasının beklendiğini söy- ledi. Tan, bu nedenle belgenin da- ha kendilerine ulaşmadığım. dola- vısıyla içeriği hakkında yorum yap- masınm mümkün oİmadığmı kay- detti. LMANYA BAŞBAKANI: AB'nin genişlemesi zenginlik getirir BERLfN (AA) - Al- manya Başbakanı Ger- hardSchröder. "AB'nin genişlemesinin Ahnan- ya'yı daha fakir değü, daha zengin yapağuu** söyledi. Schröder, Bild gaze- tesi için yazdığı bir ma- kalede, AvTupa'nın en- tegrasyonuyla kıtaya bir zamanlar sefalet geti- ren milliyetçiliğin aşü- dığını belirterek "Av- rupa sadece bir pazar değil, ayru zamanda or- tak değerlere, haklara ve görevlere dav^ahbaşa- nh bir toplumsal ve sos- \al modeL Banşı ve re- fahı korudu. Şimdi ise bu modelden şüphe du- jnluyor" diye konuştu. Avrupa'daki krizi çözeceklerini söyleyen Schröder, "Onemliolan soru nasıl bir Avrupa is- ıiz.Si\asibirbir- Eski TBMMBaşkanı Avcı, AB 'nin yenişartlar öne sürdüğünü söyledi 'AvrupaBirliği Türkiye'yi almaz' HÜSEYtN KTVANÇ lik mi isthoruz, yoksa sadece bir ekonomik toplulukmu? Sonuncu- sunuistemiyorumT dedı. SabitOsman Avcı, 1961 yıhn- da, Adalet Partisi'nden Aydın milletvekili olarak (4 dönem) parlamentoya girdi. Orman Ba- kanlığı, Köyişleri Bakanlığı ve Enerji ve Tabii KaynaklarBakan- lığı yapan Avcı 1970'ten 1973'e kadar iki dönem TBMM Baş- kanlığı yaptı. Avcı ile Suadi- ye'deki e%inde konuştuk: - Ne olacakbu memleketin ha- ü? AVCI - Benim görüşüme gö- re ülkenin bu hale gelmesinin iki önemli nedeni var. Birincisi. koalisyon dönemlerinde, hükü- meti oluşturan partilerin özel- likle de Mesut Ydmazile Devlet Bahçeli'nın aralannda anlaşa- mamalan ve o sıralarda hastah- ğına rağmen. Başvekil Bülent Ecevit'in hükümeti bırakmama- sı veya bıraktınlrnaması sonucu, milletin işlerinin yüzüstü bırakıl- masma karşı milletçe gösterilen tepki. Bunun sonucunda yüzde 34 oyla bugünkü iktidann önce- ki dönem işbaşına gehnesi. İkin- ci neden, AKP'nin, kendilerinin de beklemedikleri bir çoğunluk- la, iktidara gelmiş olmalan, AKP hazırlıksız olarak iktidara gel- dikleri için yeterli devlet tecrü- beleri yoktu ve buna ilave olarak acemilikleri... Ekonomik kriz gi- mektedir. Şimdiki hükümetin dönemi, Türkiye için kaybedil- miş bir dönemdir. - ABD'nin Irak'ı işgaüni nasıl görüyorsunuz? - Arnerika'nm Irak'ı işgali, de- mokratik kurallara aykın gibi gözükse de Saddam Hüseyin gi- bi, niyetleri Felluce'de beüi ol- SABİT OSMAN AVCI: AB, sizi almaz. İleri sürdüğü bahaneler ve Kopenhag kriterle- rinde olmayan şartları öne sürmeleri, Türkiye yi AB 'ye almayacaklanmn ifade- sidir. Her gün Avrupa 'nin kapısını çal- maktansa onların bize olan ihtiyaçlarını bekleyerek AB'yegirmek, daha onurludur. bi, Irak gibi, Kıbns gibi ve AB gibi önemli sorunlann var oldu- ğu bir dönemde, böyle bir hükü- metin işbaşına gelmesi Türkiye için talihsizliktir. Türkiye'nin bugünkü sıkıntısından kurtul- manın yolu, yine milletten geç- muş bir diktatörün, fırsatlan eli- ne geçirerek yapmak istediğini yapmasından önce onu ortadan kaldırmak için yapılan hareketi de yadırgamıyorum. - Avrupa Birtiği için ne düşü- nüyorsunuz? - Avrupa Birliği, sizi ahnaz. ileri sürdüğü bahaneler ve Ko- penhag kriterlerinde olmayan (ömeğin Kıbns sorunu) bir kı- sun sorunlan şart olarak öne sür- meleri, Türkiye'yi AB'ye alma- yacaklannın ifadesidir. Özellik- le Avrupa. başta Fransa olmak üzere, AB Anayasası'na yeni alı- nacak üyelerin referandumla ka- bulü gibi şartlar, bunu göster- mektedir. Bizimkiler ise çok samimi ola- rak AB'ye girmekistememekte- dir. Daha düne kadar "Baü ku- lübü", "Hnistijan kulübü" de- dikleri AB'ye neden girmek is- tiyor. Kaldı ki Recep Tayyip Er- doğan, "AB'ye girmemek. dün- yanm sonu olmaz" demektedir. Her gün A\Tupa'run kapısını çal- maktansa onlann bize olan ihti- yaçlanm bekleyerek AB 'ye gir- mek, daha onurludur. Onun dışında Orta Asya Türk devletlerinin birliğini sağlamak gibi yeni alternatifler oluşturu- labilir. Baraj Tartışması Başlayınca... Erdoğan, hem erken seçim olmadığını söylüyor hem de seçimlerde yüzde 10 baraj uygulamasını sürdürmekten yana tutum alıyor. Partisinin Ankara ll Başkanlığı'nca düzenli olarak sürdürülen eğitim ça- lışmalannın kapanışında yaptığı konuşmada, yüzde 34.4 oyla bu kadar milletvekili çıkarmanın mümkün olmaması gerektiğini de bir vicdan itirafı olarak söy- lerken; öte yandan 1987'de Özal döneminde hazır- lanan bugünkü seçim sisteminin AKP'nin işine ya- radığını da Meclis Grubu'nun tutanaklanna geçirti- yor. Ama hemen arkasından barajın düşürülmesini is- teyenlere boşuna heveslenmemelerini, AKP'nin is- tikrar için bugünkü yüksek baraja ihtiyacı olduğunu da vurguluyor. Bir süreden beri AB çevrelerinin demokratikleşme için yinelediklen önerilerde barajın yüzde 5'lere dü- şürülmesi de var. Gerçekten bizdeki yüksek çıta AB ülkelerinin seçim sistemlerinde yok. Ama Brük- sel'den gelen ısrarlı isteğin asıl nedeni, gizlisi saklı- sı olmayacak kadar somut halde belgeleri ile bilini- yor. DEHAP, HADEP ya da onlann devamı olacak partinin TBMM'ye girmesini istiyor AB. Bugün par- lamento dışında kalmış özellikle ulusalcı partiler için Brükserdekilerin öyle bir sorunu olmadığı, yine de zevahirin de kurtanlması için bulunacak formüllere sıcak baktıklan anlaşılıyor. Türkiye Milletvekilliği adı altında bir süreden be- ri kamuoyuna sunulan sıstem, parlamentoyu tam bir çiçek bahçesine döndürme düşüncesinden yo- laçıkarak hazırlanmış. Fakat, o bahçede belli birtür- den çok bol çiçek var. Sonra göz dolduracak kadar sayıda başka bir tür bulunuyor. öte yandan "Şun- dan yok mu "diye soracak meraklısı için de başbah- çıvanın gururla "Olmaz m/?"yanıtını verebileceğitek tük denebileceklere de rastlamak olası. Başbakan, önceki gün 550 milletvekilinden 450'si- nin yüzde 10 baraj uygulanarak seçilmesini savunu- yor. Türkiye Milletvekili statüsünde olacaklar için 100 kottuğu yeter görüyor ve onlann partileri yüzde 1 oy almış ise Meclis'e 1 milletvekili sokabilecek bir dü- zenlemeyi öneriyor. En azından bugünkü içtüzük egemenliği ile o tek tük milletvekillerinin birer figü- ran olmaktan başka ne özelliği bulunabilir? Kuzu kuzu itiraz... önennın hukümet ya da AKP önerisi mi, yoksa Er- doğan'ın kişisel düşüncesinin mi ürünü olduğu he- nüz tam belli değil. Çünkü Meclis Anayasa Komis- yonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, genel başkanın önerisine sıcağı sıcağına karşı çıktı ve Türkiye Mil- letvekilliği'ne de baraj konulmasını istedi. Kuzu'yagö- re "Artık dünya çok partinin mecliste temsil edildi- ği bir dünya değil, sivil toplum örgütlerinin ağıriıklı olduğu bir dünya" imiş. Grevsiz, toplusözleşmesiz, bu nedenle çoğu ta- bela sendikası halıne gelen kavruk işçi örgütleri mi o sivil toplum kuruluşlan? Ya da meclisler şoyle dur- sun, alanlarda bile polisin ikili davranışlan nedeniy- le coplar altında seslerinı duyuramayanlar mı? Her sivil toplum örgütünün Soros gibi dayısı mı var? Ya da her sivil toplum örgütü kendisini satışa çıkanp isimlerinin önüne "Prof." veya "Araştırmacı- Gazeteci" yazdıracak kadar yağdanlıkçılığa soyunan türden üyelerden mı oluşuyor? Ya Ağar'a ne demeli? Gazeteciler DYP'nin 22. kuruluşyıldönümü nede- niyle düzenlenen törende Mehmet Ağar'a Başba- kan'ın barajla ilgili açıklamalannı sormuşlar. DYP Ge- nel Başkanı önerıye destek verdiğinı söylemiş! Çün- kü barajın kalması ya da kalkması, onlar için so- run değilmiş. Yine "çünkü DYP sadece iktidan he- defleyen parf/"imiş! Diyelim ki partısi, Mehmet Ağar'ın dirayetli yöne- timinde artık baraj düşünmeyecek kadar yüksekler- de uçacak hale gelmiştır. Ve ılk seçimde kesin TBMM'de yer alacaktn ama iktidar mı yoksa ana mu- halefet mi olacaktır? O elbette şimdiden bilinemez. "Bizim gemimiz kurtuldu ya, ondan sonrası tufan" diyen bir demokrat politikacı, hatta lidergörmek is- teyenler Meclis'e seçim bölgesi Elazığ'dan bağım- sız seçilerek giren daha sonra köklü ve 23 yıllık geç- mişı olan DYP'ye tek sandalye kazandırma şansını yakaladığı için genel başkanlar statüsüne giren Sa- yın Ağar'a baksınlar. Bu sözleri ben Mehmet Ağar'a yakıştıramadım. Faks: 0 212 677 08 21 obirgitfg e-kolay.net PM'DE KONUŞAN MERCAN:AK Ermenistan Türkiye ile sınınnı tanımalı STRASBOURG (AA) - Avrupa Konseyi Par- lamenterler Mechsı (AKPM) Genel Kurulu, "Er- menistan'daki Anayasal Reform Süreci" başlıklı rapor ve buna bağlı karar tasansını 5 "hayır" oyuna karşıhk 52 "evet" o>aıyla kabul etti. Ka- bul edilen raporda. "anayasadeğişikliğinin gecik- rirümesinin, Ermenistan'm Avrupa demokratik normlannav%standartianna ulaşnıasını da gecik- rirdiği'' kaydedıldı. AKPM Türk Heyetı Başka- nı ve AKP Eskışehır Milletveküi Murat Mercan, "Ermenistan'm Türkiye ile smırmı tanıması ge- rektiğini'' söyledi. Genel kuruldaki tartışmada söz alan Mercan, Ermenistan anayasasının giriş bölümünde yer alan ve "Batı Ermenistan" ıfade- siyle Türkiye'den toprak lalep eden bölümü gün- deme getırdı. Mercan, "Ermenistan'ın uluslara- rası hukuk ve ivi komşuluk isterken a>ıu zaman- da Türkiye ile sınınnı tanımadığına'" dikkatı çek- ti. Mercan, "Ermenistan anayasasının giriş bö- hunünün, Erivan yönetiminin, mevcut uluslara- rasıanlasmalarauygunolarakkomşularrvla uhıs- lararası sınınnı tanıması gerektiği çağnsında bu- lunan değişildik önergesinin bugün yapılacak oy- lamada kabul edilmesini" istedi. Bu arada, Türk ve Azeri parlamenterlerin gi- rişimiyle hazu-lanan ve Ermenistan anayasasının giriş bölümünde, "Erivan yönetiminin, mevcut uluslararası anlasmalara uygun olarak komşu- larrvlauluslararası sınınnı tanıdıguu" teyit etme- si çağnsrnda bulunan değişiklik önergesi, genel kurulda 21 "evet" oyuna karşılık 38 "nayır" oy-uyla reddedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle