23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2005 SALI 4 CUMHURİYET SAYFA s Z OKURUN Fikret Dağlıoğlu posta@cuinhuriyet.com.tr Faks: 0 212 513 90 98 Cumhuriyet okurları (CUIV OK) öyle mektuplar yazıyorlar ki insanın içı gidiyor, okuduktan sonra çöp sepetine atsan birtür- lü, bırıktırsen bır türlü... Fıkır almak, esinlenmek aim bır şey; ama, bu mektupların içinde yayımlanması gerekenler var; paylaşılması bınbir yarar sağlayacak olanlar var; kalem sahibı CUMOK'ların sayısı az değil... Yayın Kurulu Başkanı'na dönderilen mektupları bana geti- Güzel Bir Sorunu Çözmek İçin.. riyorlar; gazetenin eleştirisin yapan Cumhuriyetçıler gerçek- te bize güç veriyor ve yol gösteriyorlar. öteki yazar arkadaş- lara gönderilen mektupları da dikkate aldığımız zaman orta- ya birsorun çıkıyor... Güzel birsorun... Öteki medya ile Cumhuriyet arasında büyük bir fark bulu- nuyor: Elinizdeki gazetenin 'patrdn'u yok!.. Nasıl oldu bu iş?.. Vallahı biz de şaşıyoruz; ama, bu başarı yalnız çalışanlar de- ğil; elbette CUMOK'lar sayesinde gerçekleşti... Hem de 1992'den bu yana medyanın tekelleşme ve kartel- leşme eğık düzeyinde yeni bir yapıya kavuştuğu süreçte 'mu- cize' gibi bir şey oldu... Cumhuriyet demek ki bir 'ihtiyaç'm sonucu... Okurlar bir ad altında örgütlenıyorlar: CUMOK!.. Gazetemizin borcu harcı yok, kendi kendimize yetiyoruz; ik- tidara gebe değiliz... Başbakan Erdoğan'ın medya hakkındasöylediği doğrudur... Çünkü medya -büyük bölümüyle- bu siyasi yapıda yaşaya- bilmek için iktidarın turnıkesinden geçmek zorundadır... Cumhuriyet bağımsızlığını yapısına borçlu... • Ulusal Kurtuluş Savaşı'na 'Yenı Gün' gazetesiyle katılan Yu- nus Nadi, Atatürk'ün buyruğu üzerıne Ankara'dan Istanbul'a gelerek 1924'te Cumhurıyet'i kurdu... Elinizdeki gazete o gazetedır... Bu kimlıği sona erdıği zaman Cumhuriyet biter... CUMOK'lar bu gerçeği bızden çok daha lyı bilıyorlar... Son yıllarda belkı dünya basın tarıhınde çok özel koşullarda yaşadığımız savaşımı bu yüzden başarıyla sürdürüyoruz. Ulaş- tığımız noktada Cumhuriyet'le okurların ve çalışanların bera- berliğını belki dünyanın hiçbirgazetesinde olmayan bir bütün- lüğün harmanında daha da sıcaklaştırmak ıstıyoruz. Bu istek arkadaşlarla birlikte düşünülüp tartışıldıktan sonra karara dönüştü; mayatutarsa hiçbir gazetenin üstesinden ge- lemeyeceği bir güzel devrimi başarmış olacağız... • Sayfalarımızı okurlara açıyoruz... Ancak bu açılım, ne Batı gazetelerini taklıtle 'ombudsman' adı verilen bir aracılığınsayfalarayansımasıdır, nede yalnız so- mutyakınmaları içeren eskı 'o/cur/cöşes/'göreneği üzerinedir... Cumhuriyet, belli bir sayfasını, birlikte savaşım verip el ele yürüdüğü okurlarına açarken her türlü fikir ve eleştiriyi öne çı- karacak bir özgürlük ufkunda tartışmak ilkesini her şeyden ön- de tutmayı yeğliyor... Cumhuriyet okurlarının, Türkıye'nin bu kuşatılmış vaktinde, çıkış yollarının tartışılmasında, aranmasında, bulunmasında katkılarının büyük olacağını düşünüyoruz... 'Cumhuriyet kimliği' bu birlikteliğin hiçbir gazetede var ol- mayan özüdür. (7Nısan2005) Dairha Cumhuriyet 'le bir olduk Ben 1920'leı'dede Cumhuriyet'le ^ ^ M L * ^ "Tk 1 m\ * ÜT 1 ılktanışanbırokuyucuıdım.O â JK^Mlk^ l l ^ l i l l f*IKlTl *J en 1920'lerciedeCu: ilk tanışan bır okuyu devirlerde yeni harflerle oknmaya başlamıştık. Bugün 85'lik bir dede olarak ehmde halen Cumhuriyet var. 1945'lerde Yunus Nadi'den sonra Nadir Nadi'nin Cumhuriyeıı olarak yine evimizin baş köşesınde idi. 1920'lerde gazeteler şimdiki gıbi pek bayilerde değil de cadde ve sokak aralarında gazete satıcısının koltuk altında koşarak ve bağırarak satış yaptığı o devirlerde şöyle dcrdi: Cumhuriyet, Mıjliyet, Ulus, Akşam, Vatan, Köroğlu ve Hacivat K.öylü gazetesı geldi, dıyerek yine hem koşar hem bağırır ve gazete alanlara gazetesini kapısının önüne on metreden fırlatıp atarak yine koşmaya devam cderdi. O günler dahi güzel günlerdı. Cumhuriyet daima halkının gözü, kulağı, sözü olmuştur. Bugün 2005 yine de halkının yanı başıııda. 1950'lerde halkevlerinin yıkılışı ve köy enstıtülerinin kapılarına kilit vuruluşu onlann daima müaafaasını Cumhuriyet yapmıştır. Bu arada Cumhuriyet gazetesı ailesine binlerce teşekkürler. Citmhuriyet Mehmet A ithat ÖZAYKUT 'Kara çaıfşaf okulda' I Nısan 2005 tanhli I Cumhuriyet Gazet manşetten verdiği habere göı Istanbul Gaziosmanpaşa Kü lmam Hatip Lisesi'nde yapı Yaşayan'a ÖVgİİ Bedelihalködüyor ;sı nın jükköy an Açık ısıne nı İlköğretim Sınavlarında öğrencilerin sınavlara kara çırşaf ve türbanla girdiklerı tespıt edilmış (fotoğratlanmış), Atatürkçü eğitımcilerin tepk rağmen idarecilerin söz konısu olaya göz yumdukl^n ifade edilmiştı. Ulusal Egemenlık Haftasf kutladığımız ve "ılımlı İslam tarüşmalanm" yaşadığımız bugünlerde böyle bır olayın yaşanması son derece kaygı Anlaşılan bı/ "türban" konusunu tartışırken, birileri ^kara çarjaf'ı kamusal alana sokarak bizleıe kanıksatmaya çalışıyor. Ve kotünün iyisi mantığı çerçevesınde ksra çarşaf karşısında, türban kabul ettirılmeye zorlanıhyor. Başta Başbakan ve Bakan olmak üzere iktidara sahıp o ericidir. Yayımlanmaya başladığından bu güne kadar "Cumhuriyet Pazar Dergi"sinin hemen her sayısını büyük bir ilgi ve keyifle izlemekteyim. Özellikle sanatsal, tarihsel ve sosyal ıçerikli kişi ve olayların gölgede kalan, pek bilinmeyen yönlerini okumak, öğrenmek herkes gibi benim de ilgimi çekmekte büyük haz duymaktayım. Pazar günlerimizı dolu dolu geçirten böyle içerikli bir dergide öylesine bır değere sahipsiniz ki; o kişi yaklaşık 21 yıldır ülkemizdeki tüm bulmacaseverlerin yaşamına renk katmakta, eğitmekte ve öğretmektedir. Tabii ki Sedat Yaşayan'dan bahsediyorum. Muhtemelen 22 Mayıs 2005 tarihli dergide 1000'nci büyük bulmacası yayımlanacak. (kolay iş değil) 1000 hafta bıkmadan, usanmadan, istikrarla her biri özenle hazırlanmış başyapıt niteliğindeki bu bulmacaları üreten sayın Yaşayan'ı bizleri daha yakından tanımak istiyoruz. Osman Bahadır CEMOĞLU Sovyet Belgelerinde Emperyalizra ve rraeni Sonum Sayın Doğu Perinçek tarafindan kaleme aiınan Ernıeni Meselesi üzerine ya/j serisi bu konunun bizler ve çok daha geniş halk tarafindan doğru bilgüenmesini sağladı. Bu durumda katliam görenin Türkler olduğu ortaya çıkıyor. Eğer böyle bir önleın ahnmasa idi bu katliamın boyutlamun korkunç olacağını da tahmin etmek zordeğü. Bu yazı dizisi bu konuda yürütülen propagandanın aslında o dönemde zarar gören Ermenilere arka çıkmak değil ülkemiz üzerinde yürüttükleri sinsi poliükalar olduğunu da ortaya koydu. Ancak bir nokta daha ortaya çıktı ki, bu durumu bilen, bilnıcsi gereken Türk yöneticileri (hükümet içi ve dışı, shil ve asker), bu sinsi propagandalar ve bunlann arkasındaki hain planlan halktan hep gizlemiş. Yönetimlerin yaptıklan hataların bedelini yöneticiler değil bu ülkenin halkı ödüyor. Sami TOPRAK DOĞU PERİNÇEK Daha etkin olunamaz ıııı • C"1 azetem Cumhuriyet'in yaptığı ¥ muhalefeti çok ama çok cüız buluyorum. AKP hükümetinin ülkcnıin hemen her köşesinde yapmış olduğu kadrolaşmayı diğer boyalı basının, ya da TY'lerin görmediğini, görmek istemediğini, çıkaıian bozulur düşüncesi ile hoşgörü ile karşdadığını da biliyoruz. Ama, gazetemin buna karşı haberleri çok daha sert, çok daha süreli olnıası gerekmez mi? Çok unutkan bir toplumuz, bunun böyle olması için; hem görsel, hem de yazılı basının nasıl gündem değiştirdiğini, nasıl toplumu uyuttuğunu görüyor ve acı ile karşıhyoruz. tşte tam burada yine, gazetemiz Cumhuriyet'in çok daha farklı, çok daha etkin olması gerekmez mi? Bir okur olarak buna hakkunız olduğunu düşünüyorum. Yanıhyor muyum? Celil YAMAK CUMOK Psikolojik kuşatma on zamanlarda daha yoğun olmak üzere Türk halkının psikolojik olarak bozguna uğratılmaya, yüksek kültürünün ve ahlakı değerlennın ayaklar altına alınmaya çalışıldığını üzülerek izliyoruz. Vatanına ve mılletıne yapılan saldınlan ayıracak eğıtimden ve bilgıden bılınçli olarak yoksun bırakılmış Türk halkının, televızyon programlan ile esir alındığı gözden kaçacak bir durum değıldir. Asıl Türk kadınına tt geün kaynana yarışmaları ve kocam dövdü, çocuğumu kaçırdılar, kocam beni aldaltr konulu programlar dayatılmıştır. Halkın psikolojik kuşatma altında olduğu bir gerçektır ve bunun ehil ellerce kırılması, halkın uyandırılması ve eğitilmesı acilen gereklidır. Her imkân sahibi vatansever, üzerine düşenı derhal yapmaya başlamazsa yann çok geç olabilır. Gürcan AR1TÜRK şleri an leminmilletvekilı eşleri bir ciimle ; karşısına, "türban"la çıkmıyorlar mı? Amaç türbanı "bireysel özgürlük" kapsamı ıçerısındı meşrıılaştırmak, alıştırmak, kanıksatmak değil mı? Bunun arkasından kara çarşafın "biıeysel özgürlükler" alanına sokulnnya çalışılarak, türban eylemleri ve kampanyaları gibi "kara çarşıaf kampanyaları"nın başlamayacağını kim öne sürebilır? Arkasından da ülkenin şeriat kurallarına görp yönetilmesi gerektiğini... Kilyos'ta turizm soımılan AB \azım YILMAZ << Cumhuriyet, Okurun " sa sayfalannı CUMOK'lara açıyor. "Söz ıfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm sahibidirler; o üstlenecekle, s ı n ı r ' a n n ı n zorlandığı tarihte Türk turizminde bir insanlık suçu işlenme- sinin eşiğindeyiz. Kumuyla, deniziyle, ormanıyla kıskanılmadan ya- ratılan adeta yeryüzünün bir cennet köşesi sayılan Kilyos, bu gıdişle ihmallere kurban edılmiş ve yoz- laşmış bir belde olarak kalması gün gibi aşikarlık ar- zetmektedir. Turizm Bakanlığı'nın Sarıyerliye daha iyı hizmet ve ımkan sağlar düşüncesi ile Sarıyer Belediyesf ne devrettiğı, geçmişte Türban Tatil Köyü olarak Türk turizmine hizmet veren 250 dönüm içindekı 350 ya- tak ve 144 bungalovlu tesis bu gün atıl ve kullanıl- maz vaziyette. Devrinden bu yana hızmete sokula- mayan bu tesıs Kilyos ve Kılyosluyu telafisı müm- kün olmayan bir ekonomik sıkınünın kucağına ihniş- tir. Ayrıca kanalizasyonu ve atık suyu denize akıtı- lan bu tesis ınsan sağlığını son derece tehdit eder ha- le getirılmiştir. Yalnızca plaj gelıri ile rant teminine çalışılan çağ dışı zıhniyet Türk turizmine ihanet se- naryosu hazırlamaktadır. Geçmiş yıllarda çırkın sıyası düşiincelenn yıkımı- nı gerçekleştırdığı 5 bın konutun enkazının utaç tab- losuna Kılyos'takı katliamın eklenmesinin çirkin bo- yutlan ıyice hesaplanmahdır. Aydın ÜNSAL SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...Uöniişü Olmayan Yol'a, Nasıl GiPildi?..." .. Şımdı dıyeceksınız kı, yandaşları ve hay- ranlarınca goklere çıkarılan 'Dış Politika'sıyla Millî Şef -ve tabıı CHP-, ne yapıyor ve hangı sonuca varıyor? Hayır, yıllardır soyleye soyle- ye benım dılımde tuy bıtti, onurı ıçın bu defa sıze, Dr. Necdet Ekinci'nın, ınce ve derın araş- ;u ak haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilereyer vereceğiz. CUMOK 'lar bu gazetenin gerçek ülkeyayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklanna, ülkenin yerel ve genel sorunlannı yansıtmakta önemli işler ıne ınanıyoruz. ADD ve ÇYDD 'nin varoluşlanm hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacakür. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta@cumhuriyet. com. tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41. Cağaloğlu/İSTANBUL Faks: 0212 513 90 98 Bir eleştiri... A tatürk devrimlerini jLjLyıkmak için çabalayan birçok akını ve kişi, kısacası birçok karşı-devrimci ve de hain var. Cumhuriyet en kritik dönemini yaşıyor. Attilâ İlhan ise bütün bunlan bir yana burakmış, durup durup tnönü ile uğraşıyor. Başka sermayesi yok. Klasiklerin yayımlanmasına karşı çıkıyor. Laikliğe karşı, dil devrimine karşı... Can ÖZKAN CUMOK'lar ve ulusal duyarlılık Son yıllarda ülkemizin sivil toplum yaşamında kendiliğinden gelişen yeni bir hareket oluştu. Bu toplumsal oluşumun kısa adı CUMOK; yani; Cumhuriyet okur ve dostlarının bir aradalığı, yani; tüm halkın katılım ve katkısına açık, gönüllülük esasına dayanan bır örgütlülük, yani; Cumhuriyet Gazetesı'nin tarihsel kimliği ile özdeşleşen bir sıvil oluşum, yani; "kurtuluş" ve "kuruluşumuz"a damgasını vuran aydınlanmacı, antiemperyahst, devrimci, yurtsever, barışcıl, çağdaş "Atatürk Cumhuriyetçiliği" çizgisinde buluşan, "Kemalist" ideoloji etrafında bütünleşen ilerici bir hareket. Yurda yayılmış geneline bakıldığında söylem ve eylem pratiği olarak CUMOK'ların öncelikleri şöylece özetlenbilir: •• Cumok'lu olmanın, bir ayncalık ve özel bir sorumluluk demek olan Cumhuriyet okuru olmanın ötesinde, mutlaka "Atatürk Cumhuriyetçisi" demek olduğu bilincine sahip olmak. • Öncelikle Cumok'un temel ilkeleri, hedefleri ve eylem stratejesini beUrlemek, bu tespitler zemininde örgütsel bütünlüğü sağlayacak ve güçlendirecek içtenükli ve özverili tutunıu benimsemek. \/ Temel ilke ve hedetlerden oluşan Cumok üst kimlik birlıkteliği, birleştıriciliği ve bağlayıcılığında olası alt kimlik farklıhklarını gündeme taşımamaya, her türlü öznel, kurumsal ve siyasal duruş ve düşünce farklıhklarını oluşumun dışında tutmaya özen göstermek. Mehmet Nejat DANIŞMAN Ne değişti „ eçen sene Galatasaray - Fenerbahçe macı gece oynanamaz diyen Sayın Istanbul Valisi, Saym Istanbul Emniyet Müdürü, ne değişti ki Kupa finalinin gece oynannıası için izin veriyorlar. Olaylar çıkarsa bunun sorumluluğunu ne hükümet, ne SpordanSorumlu Devlet Bakanlığı ne Futbol Federasyonu ne de Istanbul Valiliği ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü kaldırabilir.Felaketgehneden sorumluluklarının bilinci içerisinde ya gündüz oynatdsuı (geçen seııeki göster- dikleri sorumluluk bilincinde oldukları gibi) ya da ınaçı tzmir Atatürk Stadı'na veya Inönü Stadı'na ahp gece oynatsınlar. Son pişmanhk fayda etmez. Lütfen... Ali Görkem GÜNCE Zümrüt apartmanı davası Konya'nın Selcuklu beldesinde geçtiğimiz sene çöken ve 92 kışiye mezar olan Zümrüt apartmanı için açılan ilk tazmınat davasını mağdur yakmları kazanmış. Selcuklu Belediyesi gerekli kontrolleri yapmadığı için yüklüce bir tazminat ödemeye mahkûm olmuş.Bu daha ilk mahkûmıyet. Bunun arkası muhakkak gelecek. Pekı Belediye bu parayı, gerekli kontrolleri yapmayan görevlilere mi ödetecek, yoksa Belediye bütçesinden, hizmet bekleyen gariban vatandaşın ödediğı vergiler oraya mı gidecek? Osman ŞAPÇI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle