23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2005 CUMA OLAYLARVE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Saklanan Hlaslar İKTİDARIN AB politikası iflas etmiştir. Son yıllarda dolaylı biçimde ima edilen ve "anlayan anlasın" diye pek dile getirilmeyen "sözde ay- ncalıklı statü" artık Fransa'da ve Almanya'da açıktan açığa söylenmeye başladı. Oysa, yıllar önce bunun farkına varmak ve ge- reksiz ödünler vere vere tam üyelik yolunda ıs- rardan vazgeçmek gerekirdi. öyle olsaydı, bu- günkü boynu bükük tutum çoktan değişir ve tam tersine kendi istediğini kendisi belirlemiş, bu- nun için de başı dik müzakere eden bir Türkiye ortaya çıkardı. Şimdi, bir süre daha, tam üyelik istemek bir boş gurur konusu olarak sürdürülecek ve ikti- dar, sözcüleriyle ve elinde kalan medyasıyla, ku- rusıkı atmaya devam edecektir. Ama, iflas, bun- larla kamufle edilemeyecek kadar meydanda- dır. Ne yazık ki, ülkeyi yönetenler, hâlâ, Patrikha- ne'nin küstahlığına karşı ses çıkaramayacak ka- dar ürkek kalmaktadırfar. Ses çıkarılsa, AB kı- zar korkusuyla. İktidann ABD politikası iflas etmiştir. Bush'tan randevu isteği çok uzun süre bekletildikten sonra, güç bela verildi; ama geciktirişin anlamı- nı anlayan yok. Böyle bir durumda başka bir başbakan bu istekten vazgeçmiş olurdu. Bu iktidar ise, yine aynı bekJentiyte, "sözde stra- tejik müttefik"in Incirlik konusunda istediklerini eninde sonunda karşılamış; apar topar düzen- lenen bir Israil gezisiyle VVashington'a gülünç yol- lardan sıcak mesajlar vermeye çalışmış ve bü- tün bunlar randevu verilişin bunca gecikmesini önlemeye yetmemiştir. İktidarın özelleştirme politikası iflas etmiştir. İf- las söz konusu olmasaydı, "Verimsizleri, za- rar edenleri, kamuya yük olanları satıyoruz; el- de edilecek gelirlerle yeni iş alanlan açacağız" gerekçesine dayanılarak satışlar yeterli sayılır ve o noktada durulurdu. Ama, satışlaria elde edilenler özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın ken- di giderlerini karşılamaya ancak yetmiş, bu ikti- dar zamanında sıra, verimli işletilen ve şimdiye kadar devlete milyarlarca dolar gelir sağlayan ku- ruluşların satışına gelmiştir. Böylece, özelleştirme politikası, kendi gerek- çesi ve felsefesiyfe bile açıkça çatışır duruma düş- müş oldu. Artık, bütün aldatmacalara ve oyala- malara karşın bu gerçeği görmeye baslamış olan halk yer yer isyan halindedir. İflas, yavaş yavaş, iktidann medyayla olan iliş- kiler alanını da etkilemeye başladı. Belki, ikti- dar sahipleri açısından en fazla endişe verici ge- lişme budur. Çünkü, yapılan yanlışlan eleştir- mekten çekinen ve tam tersine bunlan büyük ba- şarılar olarak kamuoyuna takdim eden bir med- ya olmadıkça halk yığınlannı aldatmak ve oya- lamak olanağı gitgide ortadan kalkacaktır. Türkiye'nin yakın tarihi göstermiştir ki, iflasla- n örtbas edenler iktidann çevresinden uzaklaş- tığı zaman bu "sonun başlangıcı" demektir. 45. Yıldönümünde 27 Mayıs... M. Metin SEZGİN Hukukçu 27 Mayıs De\Tİmi tam 45 yı- lını doldurdu. Üzerinden bunca yıl geçmesine kar- şın, Atatürk devrimlerine kısa bir dönem için de olsa kesin bir dönüşün ve ülkemizde anayasalann üstünlüğü ka\Tamıyla anayasa ihlallerinin ne kadar önemJi hukiıksal olgular olduğunun Türk tarihinde ilk kez bu denlı vurgulandığı sosyal, hukuksal ve siyasal yönleriyle çok önemli bir devrim olarak tarihsel niteliğini as- la yitirmedi ve kuşkusuz önümüzdeki on yıl- larda da bu de\Tİm öneminden hiçbir şey yi- tirmeyecektir. 27 Mayıs Devrimi'nin özellikle şu çok önemli ikı konudaki anlamı ve tarihsel işlevi ülkemiz kimı aydınlannca ve ülke yönerimi- ne talıp olan kimi siyaset adamlannca yete- rince anlaşılamamış ya da işlerine öyle gel- diği için bu çok önemli hukuksal yönü anla- şılmak istenmemiştir. Birincisi, hukuk dışı tutum ve davranışla- nyla yasallıklannı (meşruiyetlerinı) yitirmiş siyasal iktidarlar, bir gün gelir mutlaka yargı önünde hesap vermek zorunda kalabilırler. 27 Mayıs'ın ikınci anlamı, bir ülkede ana- yasanın bağlayıcılığının ve anayasanın üstün- lüğü kavramlannın hukuksal açıdan o toplu- mun sosyal ve siyasal yapısı konusunda ne ka- dar yaşamsal ilkeler olduğunun bu devrimle vurgulanması ve anayasa hükümlerini hiçe sayan siyasal iktidar mensuplannın bir gün ge- lip, bu anayasa ihlallen nedeniyle çok ağır ce- zai yaptınmlarla karşı karşıya kalabilecekle- rinin bu devrimle tarihsel örneğinın verihniş olmasıdır. Ne var ki 27 Mayıs Devrimi'nin Yassıada yargüamalan sonucunda verilen kimi ölüm ce- zalannın infazının, birçok kişi gibi şahsen be- nim de bir hukukçu olarak büyük bir hata ol- duğu görüşündeyim. Demokrat Parti Hükü- meti'nin başta Başbakan Adnan Menderes olmak üzere kimi bakanlannın idam cezala- n hükümlerinin yerine getirilmesi olayı, 27 Ma- yıs'ın bu hukuksal yönünün, yani anayasala- nn bir toplum için ne denli yaşamsal kural- lar içerdiğinin ve bu kurallann ihlal edilme- sinin sonuçlannın yeterince anlaşılmasını en- gellemıştir. Bu idamlar nedeniyle yapılan duygu sömürüsü Demokrat Parti milletv ekil- lerinin ve hükümetinin Türkiye Büyük Mil- let Meclisf ndeki tahkikat komisyonlan ile bardağı taşıran ve 10 yıl içinde gerçekleştir- dikleri birçok anayasa ıhlaîlerinı unutturmuş, bu nedenle bu siyasal iktidar mensuplannın birçok kez anayasayı açıkça ihlal etmekle ana- yasa suçu işlemiş olduklan gerçeğinin kamu- oyunca göz ardı edilmesine neden olmuştur. 27 Mayıs Devrimi'nin bu çok önemli hukuk- sal yönü, 27 Mayıs döneminde ve o dönemi izleyen yıllarda yeterince vurgulanamadığı için Türk toplumunda anayasalann bağlayı- cılığı ve üstünlüğünün ne denli önemli bir hukuk olayı olduğu konusu siyasal ve toplum- sal yaşamımızda hafife almmasına neden ol- muştur. Bunun içındir ki, bir gün gelmiş, Cumhurbaşkanlığı makamuıa kadar ulaşan ve daha önce millervekili olarak anayasaya sa- dakatten aynlmayacağı konusunda yemin et- miş bir siyasal zat, "Anayasayı bir defa del- sek ne ohır?" diyebilmiş ve daha sonra da Türkiye Büyük Millet Mechsi Başkanlığı ma- kamına oturan bir hukukçu, başörtüsünün ka- musal alanda laik hukuk düzeniyle bağdaş- mayacağı gerçeğinı söyleyen Anayasa Mah- kemesı Başkanı'na, çok sert yanıt vererek, ya- salann anayasaya uygunluğunu denetleme gi- bi çok yüce birgörev yapan ve 27 Mayıs Dev- rimi'nin bir armağanı olan Anayasa Mahke- mesi'ni kapatmaktan söz etmiştir. Büyük Ata- türk'ün ve O 7 nun yiğit arkadaşlannca kuru- lan laik Cumhuriyetirrıızın anayasasuun, de- ğiştirihnesi teklif dahı edilemeyecek hüküm- lerinin, devrim yasalannın ve 1946 yılından sonra oluşan çoğulcu demokrasinin varlığı unutulup, suf Meclis'teki çoğunluğunagüve- nerek Menderes'ın "Siz isterseniz hilafeti bi- le geri getirebilirsiniz" örneğinde olduğu gi- bi, asıl mesleğinın hukukçu olduğunu sandı- ğımız bu Meclis Başkanı, "«JJen MecKs'im, istersem h«r şeyi yapabiKrim_." anlamına ge- lebilecek sözler söyleyebilmiştir. (Vatan Ga- zetesi, 3 Mayıs 2005) Biraz önce değindiğimiz gibi, 27 Mayıs Devrimi ve daha sonraki yasal adıyla "Ozgür- lük ve Anayasa BayramTnın önemı ka\Tana- madığından ve kavTanmak istenmediğinden, 12 Eylül dönemini hazırlayan sözde Atatürk- çü( îj rejimce bu anayasa bayramı kanunla or- tadan kaldınlmıştır. Istanbul Hukuk Fakültesi öğrencileri ola- rak ilk kez bizim kuşağa, bu mükemmel ana- yasayı yazan öğretim üyelerince 1962-1963 öğretim yıhnda oktıtulan 1961 Anayasası, 2 7 Mayıs Devrimi'nin Türk toplumuna arma- ğan ettiği çok önemli bir hukuksal anıttır. Bu nedenle 27 Mayıs Devrimi'ni 12 Eylül dar- besinden ayıran en önemh' fark, toplumumuz- da her alanda büyük bir özgürlük ortamı ya- ratan ve tüm sosyal kesimlere önemli yasal haklargetiren 1961 Anayasası gibi dünyanın en ileri ve en çağdaş anayasalanndan birinin yaratılmış olmasıdır. Bu nedenle bu büyük ana- yasal devrimın anlamı toplumumuzda ne ya- zık ki anlaşılamamıştır. Bugün toplumuzda çok büyük bir tehlike olan irticanın ve laik Cumhuriyet düşmanı cemaat ve tarikatlann oluşmasının ve laik Cumhuriyet düşmanı SaidiKürdi nın dümen suyundakı şeyhlerin ülkemizdeki güçlennin yükselmesinin temelinde, güzel Türkçemiz- le okunan ezanın Arapçaya çe\TİlmesiyIe baş- layan ve Saidi Kürdi'nin elini öpmekle dini siyasete alet etme densizhğinin, çağdaş bir ulus ohna ereği için yurdumuzun dört bir yanın- da yediveren gülleri gibi açılan halkevlerini kapatarak, onlann yerine ihtiyacın çok çok üs- tünde imam okullan açan, izinsız dinsel eği- tim ve kurslarla öğretim birliği ilkesini yoz- laştrran, her mahallede bir milyoner yaratma aldatmacasıyla ülkede ulusal gelinn paylaşı- mında derin uçurumlar oluşmasuıın, ülke- mizdeki sosyal adaletin bozulmasının ilk harç- lannı koyan ve asla halktan yana olmayan bu siyasal iktidar vardır. Bu siyasal iktidar, özel- likle 1957 seçimlerinden sonra hukuk dışı tu- tum ve da\Tanışlarıyla, 1960 yıluıın ilk ayla- nnda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde mu- halefet ve bir kısun basın için kurdurduğu tahkikat komisyonlanyla. bardağı taşma nok- tasına getiren apaçık anayasa ihlalleriyle 27 Mayıs 1960 günü öncesinde siyasal iktidar olarak meşruiyetini zaten yitirmişti. Bir Kuşağın Çağnsı ErcanYEŞÎLYURT B irdönemin kapan- zamankinden daha vahim. ması, yeni bir dö- insanımız hiç bu kadar nemın açılması gerekiyor ülkemizde. Ül- kesini seven herkes bili- yor ki, şu anda durum her çaresiz kalmamış, insan malzememiz hiç bu ka- dar bozulmamıştı. 12 Ey- lül'de yapılanlar toplumu bu hale getirdi. Kürtleri döve döve PKK'li yaptı- lar. 12 Eylül'den önce hiç- bir arkadaşımızı Kürt- Türk diye ayırmazdık. He- pimiz Türkiyeliydik. Kö- Beko yazar kasalarda kampanya fırsatı! Yeni Türk Lirası'na uygun Beko yazar kasalar, Temmuz teslimi ön ödemeli kampanyada 30 YTL'den başlayan taksitlerle. Üstelik, 15 aya varan vadelerle. 499 TR • Maliye Sakanlığı'nın 24 Ağustos 20O4 ve B.O7.O.GEU3.65/65O7-1 sayılı onay belgesine sahip • Sessiz, iki istasyonlu termal yaztcı • Saniyede 16 satır yazma hızı 12 haneli LCD ekran PCD73OÖ adet (300 adefurtnün ismini ve fıyatını hafızada tutabilme, satış yapabilme) » Kısım sayısı: 10 adet • 11 hane fiş lımiti • 2500 günlük mali hafıza • Fîşe resim / mesaj basma özeltigi 398 SR • Matiye Bakanlığı'mn 25 Şubat 2000 aO7XXGELO^5/650717 ly onay belgesine sahip • 10 hanefi floresan tip ekran • Tek istasyonfti nokta vuruşiu ysacı • TOhanefişlimiti « PLU: 999 adet (999 adet ürOnün tsmîni ve fiyatım hafızada tutabilme, sati; yapabilme) • Kısım sayısc 8 adet • KDV ve toplam satış raporu verme • X ve Z raporları düzenleme • 2500 gönlük mali hafıza • Ergonomik tasanm YAZAR KASALAR QRÛN/MOD£l BEKO CASIO 398 SR BEKO 499 TR Bu kampanya, 31 Mayts 2005 tariMne kadar geçerfldir. Beko -o'mcrK«zı(ei«KtronA) 4 4 4 1 4 1 4 0212 673 3 636 *,v EMEN TESLİM PEŞ/NFIMT 510 580 lidir. SEÇENEK NO 1001 1002 19IÇEI PEŞ.KAT 42 48 T rnn. u«9] 9 TAKSIT 42 48 EMMUZ20 rOPUM 420 480 05 TESLİM SEÇENEK NO 2001 2002 2. SECENEK PEŞINAT 30 34 (1«M) MTAKSıT 30 34 I0P1AM 450 510 Fiyatlar YTfdlr tü yönerildiğine inandı- ğımız ülkemizdeki düze- ni, beraberce degiştirmek istiyorduk. Bunun için de önce kendimizi değıştır- meye, geliştirmeye çalışı- yorduk. Asla bireyci de- ğildik, kendimizi ülkemi- ze adamıştık. Her türlü baskıya ve zorluğa rağ- men, bütün iyi niyetimiz- le çaba sarf ediyorduk. 12 Eylülcülerin dediği gibi, ne ülkeyı bölmek ne de ülkemizi yabancılann boyunduruğıına sokmak istiyorduk. Tersine, tam bağımsrz ve gelişmiş in- sanlann yaşadığı kaDon- mış bir ülke hayali pe- şindeydik. Biliyorduk ki, geri kahnış ülke yoktur; gelişmemiş insanlann ya- şadığı ülkeler vardu". Bi- reysel yaşamımız için hiçbir planımız yoktu. Geleceğimizi toplumun geleceğinde görüyorduk. insanlann, düşünce ve beceri düzeyleri yüksel- dikçe sömürü azalacak- tı. Yönetüne katılmanın koşulunun, çalışan insan- lann düzeylerinin yük- seltihnesinde olduğunun bilincindeydik. Ülkenin kötü yönetil- mesinde bizim hiçbir ro- lümüz yoktu. Ama 12 Ey- 4tüctHer, memleketin ko^ tü yönetiminin bütün so- rumluluğunu bize yük- ledi. Bizden hesap sorul- du. çok ağır işkenceler yapıldı. Bütün iletişim araçlan kontrollerinde ol- duğu için, bunuhalkada kabul ettirdiler. Bizimle beraber üUcenin geleceği de yok edildi. Toplumun umutlan kınldı. Zorla in- sanlan bu hale getirdiler. Şehirleri talan ettirdiler, insanlan yerlerinden yurt- lanndan kovdular. Türe- di zenginleryarahldı. Ül- ke kaynaklan talan edil- di. yok edildi. Solcular toplumu iyi okuyamamıştı, bu halk Kenan Evren'e yüzde 91.37 oy verdi. Istanbul Ünivresitesi, fahri dok- tora unvanı verdi. Bu üni- versitenin Iktisat Fakül- tesi hocalan, banker Kas- teOi'yi ekonomi bilgisin- den dolayı verdiği bir konferansta ayakta alkış- ladı. îşte haUa ve üniver- sitesi bu olan ülkede dev- rim yapmaya çahşmak, toplumu iyi okuyama- maktır. Böyle bir ülkede sosyalizmi kurmaya ça- hşmak, merdivenle Ay'a çıkmaya benzer. "BogünyemdenüttasniBr^ durumundan ralıatsız olan kurumlar, duruma çözüm için arayışta olduklannı dillendirmeye başladılar. Zamanında solu iyi oku- yamayanlar, çok iyi ye- tişmiş insanlan, bir kuşa- ğı yok ettiler. Halkın sağ- duyuso olan solcular, hal- kın söyleyemediklerini söylüyor, oiumsuzluklara baş kaldınyordu. Biz tıp- kı deliller gibi kendileri- ne sınırlama koymadan, durumu net ifade eden, toplumun sansürsüz ke- simi idik. Ülke, ezilen bir kuşagm ayakta kalanlan- nı yeniden kazanmak zo- nâslâ; bunun için flg bi- rilerinin devlet adına bir şeyler söylemesi gereki- yor. Bu da devletin ülke- mize sahip çıkanlara, ya- ni solculara yanlış yaptık demesi gerektiğini gös- teriyor. Yıllarca hapiste yatmış, çok ağır işkence görmüş, idamla yargılan- mış birisinin çağnsı var: "Gcçmişteyapılan bunca ezrjete rağmen rjen, dev- rimcilerte devtetin birKk- te yakın tarihimizde ya- şananJan konuşmazama- nınıngekliğine inananlar- danım... Şimdi geçmişte yapılanlar telafî edilmeü Örneğin ben, kuru bir özürfle tatmin olabih'rim. Devlet, özür dilediğinde küçülmez. Tersine, sa> gın hakgeür. w (*) Aynı çağnyı 78'liler Gi- rişimi sözcüsü Celalettin Can da yapıyor: "Kimse- den öç alma peşinde deği- liz, 78 kuşağının önünün kesilmesiA le Türkiye'nin önü kesilmiştir. Bir daha aynışe>1erinyaşanmama- sı için özür dilenmesi ge- rekir. BileBm ki 78 kuşa- ğuunönüaçıtarsa, Türki- ye'nin önü açdır. Kalbi yurt sevgisrvle dohı bu ku- şak, ülkenin geleceği için rolünü oynar.Bu, ülkemiz için bir şansür." Çok şey mi istiyoruz? PENCERE Tarihsel Açıdan 27 Mayıs.tuuu 27 Mayıs, tarihsel ölçek yaklaşımıyla daha dün gibi... 45 yıl önce yaşadığımız olayı serinkanlılıkla değerlendirebilmek için yeterli zaman geçmedi... Ancak kuşaklar geçmişe gömüldükçe yaşanan tarihin anlamı bılimsel akfın serinkanlılığında tera- ziye vurulabilir. • 27 Mayıs bir demokratik devrim sayılabilir... Neden?.. Tarih sınavında, 27 Mayıs 1960'ta iktidan devi- ren gücün getirdiklerini alt alta yazan öğrenci bu soruyu yanıtlar: Sosyal devlet.. Anayasa Mahkemesi.. Yüksek Hâkimler Kurulu.. Idarenin bütün işlemlerine yargı yolunun açık olduğu kuralı.. Üniversitelerın özerkliği.. TRT'nin tarafsızlık ilkesi.. Sendikal haklar.. Grev hakkı.. Toplusözleşme düzenı.. Yargı bağımsızlığı.. Toplantı ve gösteri yürûyüşü hakkı.. Tabii yargıç ilkesi.. Sosyal güvenlık hakkı.. Devlet Planlama Teşkilatı Evet, seçımle gelen sivil yönetimin diktaya yö- nelik siyasetine karşı bir patlamayla gerçekleşen askeri müdahale devrime dönüştü... 1961 Anayasası'nı 'keşke' siviller pariamenter yaşamdagerçekleştirebilselerdi... Ancak tarih 'keşke' ıle yazılmıyor. • Avrupa'da sanayi buquvazisinın üstlendiği Ay- dınlanma devrıminı, bızde böyle bir sınıf oluşama- dığı için, sivıl-asker aydın üstlendı... 1923 ve 1960 devrimleri yaşanmasaydı (ki 1960, 1923'ün devamıdır) Türkiye AB'ye üye olabilecek bir hukuk yapısı kazanamazdı... Birbuçuk mılyarlık Islam coğrafyasında 'Aydın- lanma Devrimi'ni gerçekleştirip laik Cumhuriyet'e geçebilen tek ülke Türkiye'dir; 27 Mayıs bu dev- rimin biraşamasıdır... Ancak devrimler kolayca gerçekleşemiyor, Fran- sa bu konuda en çarpıcı ömektır; bu ülkede ilk Cum- huriyet 22 Eylül 1792'de kuruldu.. Peki sonra ne oldu?.. • 1814'te Kral 18'inci Louis başa geçti.. 1848'de bir ayaklanmayla krallığa ıkinci kez son verildi, İkınci Cumhuriyet ilan edildi.. 1852'de Louis Napoleon Bonaparte monarşi yanlısı bir anayasayı yürüriüğe koyarak imparator- luğunu ilan etti; 1870'e dek tahtta kaldı.. 1871 'de imparatoriuk yıkıldı, 3'üncü kez Cum- huriyet ilan edildi.. Bugün Fransa 5'inci Cumhuriyetini yaşıyor ama iaiklik ve demokraş^jjpgju^şrtık lyıce ıçıne sın- .'. Türkiye laik cumhuriyeti içlhe sindirebildi mı?.. Tartışma bu soruda odaklantyor... j -A . t • •'-•-• 27 Mayıs'ı tartışırken konuyu bir siyasal kavga- ya ya da kan davasına dönüştürürsek işin içinden çıkamayız, bilincimiz büsbütün körelir... ? Atatürk devrimi olmasaydı, Türkiye değil AB'ye* talip olmak, demokrasi dünyasının yanından bile geçemezdi... Kemalist devrim, Osmanlı Devleti'nin dinci hu- kuk yapısını değiştinp çağdaş, laik, demokratik hu- kuk yapısını kurmasaydı, Türkiye nerede olurdu?.. Düşünmek bile ürkütücü.. Değil mi?.. İSTANBUL CUMHURİYET -" OKURIARI X J 2005YazBuluşması 3 Haziran 2005 Cuma (19J0) Sayın Ühan Selçuk ve gazetemiz yazarlannın katılımıyla.*. BÜTÜN CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARIÇAĞRIUDIR "SEN GELMEZSENBÎR EKSÎĞİZ" Yer. KASDAV KadıkoygetediyesrSosyaîTesisteri - Moda - Bomonti - Kadıköy 532 281 54 54 - 542 65215 00 - 532 320 6012 535 636 59 11 - 216 368 33 56 - 212 288 13 05 216 326 49 21 - 212 3211112'den 124 e-potfa: istanbul '• cumok. org LÜTFEN AYDiNLIKBULU$MALAR-7 KUŞLUK MHVA1DSİDA BULUŞUYORUZ BÜYÜTEÇ: t1 GÜNÜMÜZVEAYDIW S0RUMLULU6U" ÖNER YAĞCI (YAZAR) SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ! TARİH/SAAT: 29 MAYIS - PAZAR/11.00 YER:PEÜKANOCAFEREST0RAN-ATATURKCD NO 138PASAPORT Pasaport Iskelesı Çaprazıı KAHVALTl LICRETİ: 10 YTL - (Öğrenci: 8 YTl} Rezerv8syon:0533765î25r 0533563 "8 68,05323261025.0 5327635856 www.cumok.org (*) Hilmi Köksal Ali- şanoğlu: Netekim 12 Ey- lül 'de Geldiler. SUUAiyAHMET TİCARET ÜSESİ MEZUNLARI Geleneksel 'KÖFTE GÜNÜ'nde Ohıhmuzda buluşuyoruz. 29 Ma>ıs2005 (Pazar) Saat: 10.30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle