25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSJIL Koparma Zamanı MASADAN KALKMAK, diplomaside etkili mü- zakere yöntemlerinden biridir. Bunu hep söyleyen Denktaş'ın tam tersine sürfekli masada kalmaya zorlanmasıdır Kıbrıs sorunmu bugünkü çıkmaz- lara sürükleyen. Gerektiğinde görüşmeler kesile- bilse ve kesme nedenleri kal <madan masaya dön- memekte direnilseydi şimdi bambaşka bir nokta- ya gelinir, hatta lehte bir sorıuca varılırdı. Şimdi, tam tersi yaşanıyor: Ankara ve Lefko- şa'daki Türk hükümetleri masaya oturulsun da da- ha fazla ödün verilebilsin diye çırpındıkları için AB de aynı nekes tutumunu sü dürüyor. Brüksel'den olumsuz mesaj üstüne mesaj, koşul üstüne koşul yağmakta ve Erdoğan hükhmeti, "yeter" demek şöyle dursun, her şeye karşın boş yere masadan bir şeyler beklemeye devanfı etmekte. Aslına bakılırsa, her iki taraf belirli bir noktaya gelindiğinde süreçteki iplerin kopacağından emin. Çünkü süreç, tam üyeliğe varmak değil, sü- reç boyunca karşılıklı birtakım ara sonuçlar elde etmek için sürdürülüyor. AKP iktidarı içeride be- ğenmediği bazı Cumhuriyei ilkelerini AB sayesin- de değiştirme peşinde, AB de Kıbrıs başta olmak üzere Türkiye'den koparapileceklerini koparma hesabında. Ayrıca, her iki tarafın kolayca anlaştı- ğı bir nokta daha var: Silahlı Kuvvetler'in sistem için- deki ağırlığını azaltmak. ı Ne var ki, aynı süreç, taraflara şimdilik ne kazan- dırırsa kazandırsın, Türk devletinin temellerini ve "ulusal politikası" sayılmas]ı gereken konulardaki tutumunu zayıflatma, Türk halkının onurunu da peş paralık etme sonucu ediyor. Oysa, AKP iktidarının ülkeyi gerçekten AB'ye tam üye yapma niyeti olsaydı, o sonucu almak için çok daha etkili başka yc ntemlerin devreye gir- mesi gerekirdi; kabul etmekte zorlanılan koşullar- la karşılaşınca masadan ka kmak ve böylece kar- şı tarafın gerçek niyetini sıhamak gibi. • ktidar bu konudaki bir fırs|atı geçen 17 Aralık gü- 11nü kaçırdı. Ek Protokol'e ma sonucu doğuracak bir" Rum Yönetimi'ni tanı- fmza"atılması istenin- ce masadan kalkmak, AB'ıhin bir süreçten oyala- ma amacıyla yararlanmak mı, yoksa gerçekten tam üyeliğe doğru adım a(mak mı istediğini ölç- me olanağını sağlardı. Yarı|m yamalak bir "evet", hem içtenliksiz bir süreci ayâkta tutma, hem de An- kara'yı tehlikeli bir kapana şokma sonucunu ver- miştir. Bereket, Ek Protokol'ün onaylanması Meclis'ten bir "uygun bulma" yasasının geçirilmesini zorun- lu kılıyor. O halde, "Kıbrıs Cumhuriyeti"n\ tanıma sonucunu önlenmek için çıkarılacak "bildirge", dı- şa karşı "çekince" niteliği ta jımayacağına göre, ar- dından limanlar ve hava sahası konularında gele- cek olan baskıyı önlemenin tek çaresi uygun bul- ma yasa tasarısının Meclis çe reddidir. Ayrıca, "soykınmınkabulü"yada "Apo'nunye- niden yargılanması" gibi başka konular da masa- dan kalkma nedenleri sayılabilir. Yeter ki kararlı olunsun. Emin olun, böyle bir karaıf ılık, tam üyelik gerçek- ten isteniyorsa, sanılanın dıracak, hem de halkın yür ksine, o süreci hızlan- eğine su serpecektir. DUYMRU TC MİLLİ EĞİTİIV BAKANLIĞI ÖZEL GÜLEN ANDAK BALE KURSU 2005-2006 Öğretinı Yılı Ücret Tarifesi Ö. Gülen Andak Bale Kursu Devreler 1-4 iiy 2-4 jıy Süresi 90 Saat 3-4 Not: Fiyatlara %18 KDVdahildir. Adres : Rumeli Caddesi C Telefon:(212)291 25 40 PATNOS ASLİYE HUKUK HÂKtML Ğl'NDEN Dosya No: Davacı Türk Telekom Patnos Belediye Başkar şaat Ltd. Şti. aleyhiııe a yapılan yargılamasında tazrninat davasında davc şaat Lld. Şti. hakkında kadar yapılan tüm yarar açık adresi tespi tneçhul olduğu anlaşılı memizce verilen 21.09 esas 2004/163 karar s; Telekom AŞ vekilinin disine ilanen tebliği gı Türk Telekom AŞ'nin t hinden itibaren 15 gün Inş. Ltd. Şti.'ne tebliğ tespit edilemeyen bu nu'nun 28. maddesine 22.03.2005 Basın: Saat Ücreti 14.50 YTL 16.00 YTL 18.00 YTL IÜI Apt. 11/5 Nişantaşı-Şişli 303/291 Esas AŞ tarafından davalılar ılığı ile Gürcan Aral ln- çılan tazminat davasının Mahkememizde açılan ılardan Gürcan Aral In- mahkememizce bugüne araılnalara rağmen tebligata edilmediğinden, adresi ığından bu kez mahke- 2004 tarih ve 2003/291 yılı ilamın davacı Türk emyiz dilekçesinin ken- ekmiş olmakla; davacı emyiz talebinin ilan tari- sonra davalı Gürcan Aral dilmiş sayılacağı, adresi lavahya Tebligat Kanu- ;öre ilanen tebliğ olunur. 4661 PETKIM, TUPRAŞ, ERDEMIR... Türkiye'nin Geleceği Satılıyor... Özelleştirme, ama nasıl olursa olsun özelleştirme diyerek bu önemli kuruluşlar satılırsa, bunun anlamı, ülkemizin geleceği satılıyor ve ipotek altına almıyor olacaktır. AlevCOŞKUN A KP hükümeti bu yıl son dere- ce önemli özeüeştirmeler ya- pacak. TÜPRAŞ, Tekel,PET- KİM, ERDEMffi, Seydişehir Alününyıım haraç mezat sa- tılacak. Oysa bu kuruluşlar, kâr eden, Tür- kiye'nin gözbebeği, can daman kuruluşlar- dır. Öyle anlaşıhyor ki içeriden ve dışandan kimilerinin ekmeğine yağ, hem de ballı yağ sürülecek. Yaşamsal önemdeki bu kuruluş- lar elimizden çıkarılacak... Türk ekonomisı PETKİM, TÜPRAŞ, ER- DEMİR gibi son derece önemli kuruluşla- ra muhtaçtır. Bu kuruluşlar ülke ekonomi- sinin lokomotifleridir. Bu kuruluşlara kısa- ca göz atahm: PETKİM: 2002 yılında başlatılan mo- dernleştirme kapsamında bu yıl dahil, PET- KİM'e kendi özkaynaklarından 400 ınilyon dolar yatınm yapılmıştır. PETKİM geçen yılı 1.1 milyar dolar ci- ro ve 62 trilyon TL net kârla kapatmıştır. PETKİM 2005 yılında kapasitesini ve fi- ziksel üretimini yüzde 30 arttınrken 2003 yılına göre personel sayısını yüzde 12 ora- nında azaltmıştır. Böylece, üst düzeyde ve- rimli bir yapıya kavuşmuştur. Türkiye, 2004 yılında plastik maddeler dı- şalımı için 2.5 milyar dolar ödedi. Bugün- kü verilere göre, 2015 yılında 10 milyar do- larlık plastik dışalımı yapmak zorundayız. Dünyanın bütün petrokimya kuruluşları, Türkiye'nin bu konudaki dinamikpazann- da pazar paylannı arttırmak için oldukça yo- ğun bir çaba içerisindedir. Bu ağır rekabet koşulları içinde çalışan PETKİM, verimli- liği ön plana çıkanyor, başanlı bir düzey tut- turuyor. PETKİM'in ürettiği ürünler için Türk piyasasında tam bir talep varken ne- den bu kuruluşu satmak için uğraşıyoruz? PETKİM'in yüzde 34.5'likbölümünün sa- tılmasına başlanıldı. Halka arz edilecek his- selerin dört katı talep geldi. Halka arzdan 287.7 milyon dolar elde edildi, yabancılar ise 205 milyon dolarlık hisse aldı. 1986-2004 döneminde Türkiye GSMH artışını yüzde 48.3 oranında gerçekleştirir- ken aynı dönemde "termopiastik" ürün ta- lebi yüzde 534 oranında artmıştır. Dolayı- sıyla, PETKİM Türkiye'de çok hızlı büyü- yen bu sektörde en büyük üreticidir. Dola- yısıyla, fiyat belirleme avantajına sahiptir. PETKİM'de son yıllarda yapılan çahş- malar sonunda işgücü verimliliğinde ve üre- tim maliyetlerinin düşürülmesinde çok ba- şanlı sonuçlar elde edümiş ve 2004 yılın- da, bir önceki yıla oranla satış miktan yüz- de 13, satış cirosu da yüzde 37 oranında ar- tış göstermiştir. PETKİM katma değeri yüksek ürünler üreten, Türkiye'nin en büyük petrokimya te- sisidir. PETKlM'in, bünyesinde, etilen, po- lietilen, polipropilen gibi maddelerde üre- tim yapan 12 fabrikası vardır. Kuşkusuz bu derece üst düzey olanaklara sahip olan PET- KİM yabancılann gözdesi olmuştur. TÜPRAŞ'a gelince... TÜPRAŞ, yarattığı katma değerde Tür- kiye ekonomisinin lokomotifi konumunda- dır. TÜPRAŞ Avrupa'nın 7. büyük rafine- risi olup Türkiye'nin en büyük sanayi ku- ruluşudur. TÜPRAŞ'ın toplam aktifleri 4 milyar do- lar, özsermayesi 2.4 milyar dolardır. TÜP- RAŞ 16.1 milyar dolar cirosu ile 8.2 mil- yon dolar katma değer yaratmaktadır. TÜPRAŞ'ın yüzde 65 hissesinin 1 mil- yar 302 milyon dolar karşılığında Tatar- Zorlu ortaklığına satışına ilişkin ihale, Pet- rol-lş Sendikası'nın açtığı 4 dava sonucun- da Danıştay tarafından durdurulmuştur. Da- ha sonra TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sı için son günlerde toptan yapılan satış işlemi yine Petrol-Iş'in açtığı dava ile karşı karşıyadır. TÜPRAŞ ve İGSAŞ işçileri geçen hafta, geç işbaşı yaparak TÜPRAŞ'ı sattırmaya- caklarını belirttiler, TÜPRAŞ'ın Aliağa ve Kınkkale tesislerinde eylemlerbaşladı. Pet- rol-lş aynı zamanda TÜPRAŞ'ın blok satı- şına ilişkin iptal davalarını yürütmeye baş- ladı. Seydişehir Alüminyum tesisleri de bu- günlerde satılmak isteniyor. Özelleştirme ile ilgilenen ve Seydişehir'e gelip tesisleri gezmek isteyen talipliler tepkiyle karşılaşı- yorlar. İşçiler aileleriyle birlikte fabrikanın önüne çıkarak "Seydişehir vatandır, saııla- maz, emeğe uzanan eller kınlsın" sloganla- nyla bu gelenleri karşıladılar. ERDEMİR AKP hükümeti Ereğli Demir-Çelik'i (ER- DEMİR) satmak için hazırlıklar içerisinde- dir. Özelleştirme Idaresi'nin ERDEMİR'de- ki yüzde 46'lık hissesi için düşünülen rakam 1 milyar dolar civanndadır. Ama ERDEMİR neden satılmak isteni- yor? Zarar mı ediyor? Hazine'ye yük mü ve- riyor? Teknolojisi mi eskidi? Hayır. AKP için satılsın da ne olursa olsun, Ha- zine'ye bir miktar para gelsin zihniyeti baş tacıdır. Mirasyedi anlayışı ve davranışı... Oysa ERDEMİR grup olarak, yani İS- DEMİRvediğer fabrikalanyla birlikte dün- yanın en büyük 8. çelik üreticisi... Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun birinci- si... Uluslararası çeşitli kalite ödüllerinin sahibi. Ülkemize yüz milyonlarca dolar dö- viz kazandıran otomotiv ve gemi yapım sa- nayimizin en temel hammaddesi olan düz sacı üreten fabrika, yalnızca bu amaçla ge- çen yıl 350 milyon dolaryatınm yapmış. Ver- giler çıkıldıktan sonraki yıllık net kân 650 milyon dolar. Kısacası bu fabrikaya ilişkin olumsuz en küçük bir söz söylemek müm- kün değil. Olayın bir başka acı tarafı, marka, müş- teri portföyü vs. dikkate ahnmasa dahi bu- günkü değeri en az 8 milyar dolar olan ER- DEMİR'in yan hissesinin bu fiyatın dört- te birine satılmak istenmesidir. ERDEMlR'in önemini, satışının bir fela- ket olacağını ulusal bir çığhk olarak Gün- gör Uras ortaya attı (Milliyet, 20.4.2005). Uğur Civelek, ERDEMlR'in "Türkiye'de- ki ortalama performansının çok üzerine çık- mış bir kurum niteliği taşıdığını, kamuya yük olmadığmı, küresel düzeyde rekabet ederek ayakta kaldığını, bu şartlarda Ereğ- li halkının direneceğini" belirtti (Radikal, 22.4.2005). Yıne Radikal'de Yiğil Bıılut da aynı noktalara değinmektedir. Ali Sirmen ve Ali Külebi, Cunıhuriyet'te ERDEMlR'in satışının "Türkiye'nin geleceğininsatışr ile özdeşleştiğini vurguladılar. Dikkat edilirse, AKP tarafından satılmak istenilen kuruluşlar hep Türkiye'nin en önemli ekonomik kuruluşlandır. Oysa özelleştirme akımı başlayınca, bu akı- mın en temel amacı şöyle özetleniyordu: " Eski,verimsiz vezarareden işletmeler sa- tılacaktır. Böylece yararsız faaliyetlerden kurtanlacak olan devlet, eğitim, sağlık ve altyapı yatınmları gibi temel hizmetlere yö- nelecektir." Oysa zaman ilerledikçe bunun tersi oldu. Bugün zarar eden kuruluşlar değil, tam ter- sine, kâr eden, en modern, en verimli hem de ulusal ekonomi için son derece önemli kuruluşlar satılmaktadır. Bu yazımda ileriye sürdüğüm hususlara karşı çıkacak olan küreselleşmeci Ikinci Cumhuriyetçilere, onların anlayacağı ya- nıtları şimdiden vermek istiyorum. Italya'da petro kimya sektöründe faaliyet gösteren dev kuruluş ENI'yi Italyan hükü- meti neden özelleştirmiyor? Fransa'da oto- motivte dev üretim yapan, 26 ülkede fabri- kalan olan Renault'nun yüzde 35 altın his- sesi devletin elindedir, neden bu hisseleri sat- mıyorlar, özelleştirmiyorlar? Bulgaristan'ın en büyük demir-çelik te- sisi Kremitovtsi'nin özelleştirmesinde en yüksek fiyatı veren ERDEMİR olduğu hal- de bu ihale neden iptal edildi? Bu iptalin "Bulgaristan'ın çelik tesislerinin, Türk ku- ruluşlanmn eline geçecek olnıası ulusal çı- karlara aykun olacaktır" gerekçesiyle iptal edildiği bilinmektedir. Federal Devlet'in bir KİT'i olan, yılda 36 bin megavat elektrik üretimi ile ABD'nin en büyük elektrik üretici kuruluşu olan TVA'yı ABD hükümeti neden özelleştirmiyor? Bu- radan küreselleşmeci liboşlara soruyorum, TVA'nın özelleştirilmesini istemenin ABD'de ulusal çıkarlara aykın davranmak olarak al- gılandığını biliyor musunuz? Yoksa Türkiye ABD'den daha da ileri bir kapitalist ülke midir? Uluslararası rekabet Türk çelik devi ERDEMİR'i almak için uluslararası şirketlerin birbirleriyle yanş- tıkları dünyanın en büyük 3 çelik üretici şirketin, Mittal, Arcelor ve US-Steel oldu- ğunu biliyor musunuz? Bunlardan birinin eline geçecek olan ER- DEMİR, rekabet açısından Türkiye için fe- laket olacaktır. Sanayimiz susacaktır. Özelleştirme, ama nasıl olursa olsun özel- leştirme diyerek bu önemli kuruluşlar satı- lırsa, bunun anlamı, ülkemizin geleceği sa- tılıyor ve ipotek altına alınıyor olacaktır. Bugün bu özelleştirmeleri iştiyakla yap- mak isteyenler, yarın hangi niteliklerde anımsanacaklardır?.. Tarih ulusal çıkarlara aykın hareket eden- leri affetmez. Milli kuruluşlan satmak ve el- den çıkarmak isteyenler, gelecek nesiller tarafından nasıl yargılanacaklannı hiç unut- mamalıdırlar... Derin Devlet... , r 'D YakupALMELEK erin devlet', ilk kez eski cumhurbaşkanlan mızdan Süleyman Demirel ile Kenan Evren'in, devlet denilen siyasal örgütlenmenin içinde varlığını kabul ettikleri, kudretli bir etki alanına (güç) verilen addır. Basında, köşe yazarları özellikle Susurluk olayından sonra bu etki alanının devlete özgü bir özellik olduğu anlamında düşünceler ileriye sürdüler. Sayılan yüzleri bulan yazılar kaleme almdı, bu yürek çarpıtıcı, esrarengiz konu hakkında. O kadar ki Türk Dil Kurumu da (TDK) derin devleti tanımlamak gereksinimi duydu. Türkiye'nin dil konusunda resmi ve yetkili kurumu, derin devleti şöyle betimlemekte: Devletin çıkarlannı gözetip kolladığı öne sürülen, göz önünde olmayan örtülü güç. Burada dikkat çeken en önemli öğe, devletin çıkarları, eş bir deyişle ulusun göz ardı edilemeyen çıkarları.. Bunu korumak zaten birinci derecede Meclis'e, hükümete ve yargıya düşer. Yasama- yürütme-yargı... Onların görevleri bu... Ancak ülke içinde öyle durumlar meydana gelebiliyor ki, bunlan yorumlamak ve çözüme bağlamak için göz önünde olmaları gereksiz sayılan güçler devreye sokuluyor. Örtülü güç gizlilikle örtüşür. Neler olabilir bu güçler! Parasal, askeri, ekonomik, siyasal... Bazı oluşumlann, ülkeyi heyecana boğmadan, kapalı kapılar ardında çözülmesinde kuşkusuz yararlar var. Bugünlerde dikkati çeken öğe, kişinin ya da toplumun başına gelen ve nedeni bilinmeyen her davranışın "gizli devlefe fatura edilmeye başlanması. Bir gazinoda bir kişi mi vuruldu! Gizli devletin işidir. Bir yere bomba mı kondu, derin devletin gücüdür. Bireylerin bilincinde devlet, paltosuna iyice sarılarak saklılığa büründü. Her meçhulün nedeni o. Yurtdışındaki bazı olaylar böyle açıklanabiliyor. New York'taki ikiz kulelerin, iki uçağın çarpmasıyla yıkılması da bazı yazarlarca USA'daki derin devlete vehmedilmekte. Derin devletin omuzlarına yüklenmek. Ne dereceye kadar hayal gücünün zorlanması ya da gerçeğin betimlenmesi! Bilse, bilse "derin devlet" bilecektir, öykünün aslını... PENCERE Bush Kabul Edecek mi?.. Ne hallere düştük!.. Ne ayıp şey!.. Ülkemizde bugün en önemli politika sorusu, medyada, iktidarda, işdünyasında, partilerdetek!.. Herkesin kulağı kirişte... Soru: - Başkan Bush bizim Başbakan Tayyip Erdo- ğan 7a görüşecek mi?.. Bizimki Beyaz Saray'a kabul edilirse yaşadık... Tüm gazetelerimizde Ankara temsilcileri, baş- yazarlar, VVashington muhabirleri, köşe yazarları bu konu üzerinde kalem oynatıyorlar... Ne hallere düştük!.. • 'llımlı Islam Devleti modeli'nn sadık yayın or- ganı, AKP iktidarının destekçisi Yeni Şafak gaze- tesinde birinci sayfanın göbeğine kırmızı zemin üzerine beyaz dişi harflerle dün şu başlık oturtul- muştu: "Bush: Sizi bekliyorum." Başlığın yanında Bush ile Erdoğan'ı yan yana gös- teren bir fotoğraf vardı... Ancak bu konularda sözüm ona 'uzman' kimi medya tezgâhtarına göre iş o kadar kolay görün- müyordu... Neden?.. • Dünya büyüdükçe küçülüyor, politika karma- şıklaştıkça basitleşiyor, gözlerimiz Batı'nın büyük gazetelerindeki ünlü yorumculara yazarlara dö- nüktür; ama, 'Küreselleşme'dek\ temel kuralların şaşılası kabalığı heryerde insanın suratına şamar gibi patlıyor. Muhammed el Semmak yazıyor: "Türkiye SovyetlerBirliği'ne karşı ABD'nin mız- rakbaşı olma rolünü kaybetmesinden bu yana, kendisine düşman Ermeni lobisinin VVashington üzerinden kurduğu baskıya maruz kalıyor. Erme- ni lobisi Amerikan karar alma organları üzerinde etkide bulunma gücü açısından dördüncü sırada yer almakta. Birinci sırayı Yahudi lobisi almakta. Ardından Yunan ve Irlanda lobileri geliyor. Türk veya Arap-lslam lobisinin yokluğu nedeniyle Tür- kiye ABD 'deki çıkarlannı Yahudi lobisini destek ala- rak savunmak zorunda. Bu lobiye giriş kapısı ise Israil. Tam bu noktadan hareketle Erdoğan Israil'i zi- yaret etti. Üstelik Şaron'a ve politikalarına yönelik zehir zemberek eleştirileri hâlâ hafızalardayken... Erdo- ğan Israilziyaretiyle ilk ödemeyiyapmış oldu." (Lüb- nan gazetesi Müstakbel'den çeviren Radikal, 9 Mayıs 2005). Politikada uzmanlığa, diplomaside inceliğe, ga- zetecilikte hinoğluhinliğe yer bırakmayan ağır ger- çek Lübnan'da bile harcıâlem... Ne hallere düştük!.. • Evet, ülkemizde bugün herkes gözlerini Beyaz Saray'a çevirmiş, kulaklar kirişte, Takıyye Partisi'nin gerilimi dorukta... - Bush Erdoğan'ı kabul edecek mi?.. Başkan Bush, Moskova'da RecepTayyip'e rast- lamış: "- Sizi" demiş "bekliyorum?.." Zil takıp oynayalım mı?.. Yorum yorum üstüne... Bir iktidarın encamı ABD Başkanı'nın iki duda- ğı arasında olursa, o iktidara mı acımalı, o ülkeye mi acımalı, o iktidarın liderine mi acımalı?.. Yoksa Türk yurrtaşı olarak yerin dibine mi gir- meli?.. TRABZON ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESt'NDEN 2003/512 E. Davalı Mehmet Topçu'nun adresi bütün araştırmalara rağ- men bulunamadığından; Mahkememmn 2003/512 Es. 2005/117 Kr. ve 31.03.2005 tarıhli karan ile; 1- Davanın ka- bulii ile taıafların boşanmalarına, 2- Alınması gereken 3.40 YTL eksik harcın davalıdan alınnıasına, 3- Ayda 200 YTL. tedbır nafakasının dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya vcrilmes>ıne, nafakanın hükmün kesınleşmesınden sonra yoksıılluk nafakası olarak dcvamına, 4- Davacı tarai'ça yapılan 159.50.-YTL. yargılanıa gıderlerımn davalıdan alınnıasına, karar verılmiş olup, ıs.bu kararın ılan tarihinden itibaren 7 gün sonra davalı Mehmet Popçu'ya tebliğ yapılmış sayılacağı ve 15 gün içinde temyı/ edılebilcceğı ilanen tebliğ olunur Basın 18033 BUNYAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 2000/88 F.sas 2000/139 Karar Davacı Kayseri Orman Işletme Miidürlüğü larafından dava- lılar Fevzı, Nurıye, Kazım, Sevım ve Zelıha Tosun aleyhınde açılan tespıte ıtıra/ davasında mahkememizce sübut bulmayan davanın reddıne ve Bünyan ılçesı Kahveeı köyü Dcvecıkonağı mevkıınde kaın ada 136 parsel 33 nolu taşınma/.ın tespit gıbı tapuya tescılıne karar verılmiş ve karar davacı orman ıdaresı tarafından taşınnıa/ın orman kadastrosunun yapılnıaması. an- cak orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesı ile temyız edıl- mıştır I'um aramalara rağmen adreslerındc bulıınamayan da- valılar Kayscrı ılı. Bünyan ilçesı Kahveeı köyünden Fevzı To- sun, Nurıye losun. Kazım losun, Sevım losun ve Zelıha fo- sıın'a mahkeme kararı ozelı ve temyız dılekçesı ö/etı ilanen tebliğ olunur. 25.04.2005 Basın: 21084 Koçban1 Kartfyla 1 Haziran'a kadar MİGROS Her Perşembe gıda alışverişlerinize %5 indirim! Her gün gıda harici alışverişlerinize 6 taksit!** Her gün elektrikli ve elektronik ürünlere 12 taksit!** Her gün tek ödemeli alışverişlerinize 3 kat puan! Kampanya, 21 Nısan -1 Hazıran 2005 tanhlerı arasında Mıgros. Mağazalan Şok Ucuzkık Marketer1 , Kaııguıum ^o Mujru.. Saııal Mjrket te geçerlıdır ''-5 ındırıın seçennği sariece Migros Mağazaları'nda geçerlıdir Gıda dışı ürünler, sigaravfialkollü ıçecnkleı fbıra ve şjrap harıç) ındırım kapsamında d«ğildıı **Ta!-sıt k.!ıTi(>invaları ?Q YTL ^c iızetı alışvorışİBnie ııygulanacaktıt Gıda içkı, sıgarada taksit uygulaması yoktur , k Şirkpt krenı Vartları kampanyaya dalııl değıldıı 444 0S55 www.kocbank.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle