Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSJIL
Koparma Zamanı
MASADAN KALKMAK, diplomaside etkili mü-
zakere yöntemlerinden biridir. Bunu hep söyleyen
Denktaş'ın tam tersine sürfekli masada kalmaya
zorlanmasıdır Kıbrıs sorunmu bugünkü çıkmaz-
lara sürükleyen. Gerektiğinde görüşmeler kesile-
bilse ve kesme nedenleri kal <madan masaya dön-
memekte direnilseydi şimdi bambaşka bir nokta-
ya gelinir, hatta lehte bir sorıuca varılırdı.
Şimdi, tam tersi yaşanıyor: Ankara ve Lefko-
şa'daki Türk hükümetleri masaya oturulsun da da-
ha fazla ödün verilebilsin diye çırpındıkları için AB
de aynı nekes tutumunu sü dürüyor. Brüksel'den
olumsuz mesaj üstüne mesaj, koşul üstüne koşul
yağmakta ve Erdoğan hükhmeti, "yeter" demek
şöyle dursun, her şeye karşın boş yere masadan
bir şeyler beklemeye devanfı etmekte.
Aslına bakılırsa, her iki taraf belirli bir noktaya
gelindiğinde süreçteki iplerin kopacağından
emin. Çünkü süreç, tam üyeliğe varmak değil, sü-
reç boyunca karşılıklı birtakım ara sonuçlar elde
etmek için sürdürülüyor. AKP iktidarı içeride be-
ğenmediği bazı Cumhuriyei ilkelerini AB sayesin-
de değiştirme peşinde, AB de Kıbrıs başta olmak
üzere Türkiye'den koparapileceklerini koparma
hesabında. Ayrıca, her iki tarafın kolayca anlaştı-
ğı bir nokta daha var: Silahlı Kuvvetler'in sistem için-
deki ağırlığını azaltmak. ı
Ne var ki, aynı süreç, taraflara şimdilik ne kazan-
dırırsa kazandırsın, Türk devletinin temellerini ve
"ulusal politikası" sayılmas]ı gereken konulardaki
tutumunu zayıflatma, Türk halkının onurunu da
peş paralık etme sonucu ediyor.
Oysa, AKP iktidarının ülkeyi gerçekten AB'ye
tam üye yapma niyeti olsaydı, o sonucu almak
için çok daha etkili başka yc ntemlerin devreye gir-
mesi gerekirdi; kabul etmekte zorlanılan koşullar-
la karşılaşınca masadan ka kmak ve böylece kar-
şı tarafın gerçek niyetini sıhamak gibi.
• ktidar bu konudaki bir fırs|atı geçen 17 Aralık gü-
11nü kaçırdı. Ek Protokol'e
ma sonucu doğuracak bir"
Rum Yönetimi'ni tanı-
fmza"atılması istenin-
ce masadan kalkmak, AB'ıhin bir süreçten oyala-
ma amacıyla yararlanmak mı, yoksa gerçekten
tam üyeliğe doğru adım a(mak mı istediğini ölç-
me olanağını sağlardı. Yarı|m yamalak bir "evet",
hem içtenliksiz bir süreci ayâkta tutma, hem de An-
kara'yı tehlikeli bir kapana şokma sonucunu ver-
miştir.
Bereket, Ek Protokol'ün onaylanması Meclis'ten
bir "uygun bulma" yasasının geçirilmesini zorun-
lu kılıyor. O halde, "Kıbrıs Cumhuriyeti"n\ tanıma
sonucunu önlenmek için çıkarılacak "bildirge", dı-
şa karşı "çekince" niteliği ta jımayacağına göre, ar-
dından limanlar ve hava sahası konularında gele-
cek olan baskıyı önlemenin tek çaresi uygun bul-
ma yasa tasarısının Meclis çe reddidir.
Ayrıca, "soykınmınkabulü"yada "Apo'nunye-
niden yargılanması" gibi başka konular da masa-
dan kalkma nedenleri sayılabilir. Yeter ki kararlı
olunsun.
Emin olun, böyle bir karaıf ılık, tam üyelik gerçek-
ten isteniyorsa, sanılanın
dıracak, hem de halkın yür
ksine, o süreci hızlan-
eğine su serpecektir.
DUYMRU
TC
MİLLİ EĞİTİIV BAKANLIĞI
ÖZEL GÜLEN ANDAK BALE KURSU
2005-2006 Öğretinı Yılı Ücret Tarifesi
Ö. Gülen Andak Bale Kursu
Devreler
1-4 iiy
2-4 jıy
Süresi
90 Saat
3-4
Not: Fiyatlara %18 KDVdahildir.
Adres : Rumeli Caddesi C
Telefon:(212)291 25 40
PATNOS ASLİYE HUKUK
HÂKtML Ğl'NDEN
Dosya No:
Davacı Türk Telekom
Patnos Belediye Başkar
şaat Ltd. Şti. aleyhiııe a
yapılan yargılamasında
tazrninat davasında davc
şaat Lld. Şti. hakkında
kadar yapılan tüm
yarar açık adresi tespi
tneçhul olduğu anlaşılı
memizce verilen 21.09
esas 2004/163 karar s;
Telekom AŞ vekilinin
disine ilanen tebliği gı
Türk Telekom AŞ'nin t
hinden itibaren 15 gün
Inş. Ltd. Şti.'ne tebliğ
tespit edilemeyen bu
nu'nun 28. maddesine
22.03.2005 Basın:
Saat Ücreti
14.50 YTL
16.00 YTL
18.00 YTL
IÜI Apt. 11/5 Nişantaşı-Şişli
303/291 Esas
AŞ tarafından davalılar
ılığı ile Gürcan Aral ln-
çılan tazminat davasının
Mahkememizde açılan
ılardan Gürcan Aral In-
mahkememizce bugüne
araılnalara rağmen tebligata
edilmediğinden, adresi
ığından bu kez mahke-
2004 tarih ve 2003/291
yılı ilamın davacı Türk
emyiz dilekçesinin ken-
ekmiş olmakla; davacı
emyiz talebinin ilan tari-
sonra davalı Gürcan Aral
dilmiş sayılacağı, adresi
lavahya Tebligat Kanu-
;öre ilanen tebliğ olunur.
4661
PETKIM, TUPRAŞ, ERDEMIR...
Türkiye'nin Geleceği Satılıyor...
Özelleştirme, ama nasıl olursa olsun özelleştirme diyerek bu önemli
kuruluşlar satılırsa, bunun anlamı, ülkemizin geleceği satılıyor ve ipotek
altına almıyor olacaktır.
AlevCOŞKUN
A
KP hükümeti bu yıl son dere-
ce önemli özeüeştirmeler ya-
pacak. TÜPRAŞ, Tekel,PET-
KİM, ERDEMffi, Seydişehir
Alününyıım haraç mezat sa-
tılacak. Oysa bu kuruluşlar, kâr eden, Tür-
kiye'nin gözbebeği, can daman kuruluşlar-
dır. Öyle anlaşıhyor ki içeriden ve dışandan
kimilerinin ekmeğine yağ, hem de ballı yağ
sürülecek. Yaşamsal önemdeki bu kuruluş-
lar elimizden çıkarılacak...
Türk ekonomisı PETKİM, TÜPRAŞ, ER-
DEMİR gibi son derece önemli kuruluşla-
ra muhtaçtır. Bu kuruluşlar ülke ekonomi-
sinin lokomotifleridir. Bu kuruluşlara kısa-
ca göz atahm:
PETKİM: 2002 yılında başlatılan mo-
dernleştirme kapsamında bu yıl dahil, PET-
KİM'e kendi özkaynaklarından 400 ınilyon
dolar yatınm yapılmıştır.
PETKİM geçen yılı 1.1 milyar dolar ci-
ro ve 62 trilyon TL net kârla kapatmıştır.
PETKİM 2005 yılında kapasitesini ve fi-
ziksel üretimini yüzde 30 arttınrken 2003
yılına göre personel sayısını yüzde 12 ora-
nında azaltmıştır. Böylece, üst düzeyde ve-
rimli bir yapıya kavuşmuştur.
Türkiye, 2004 yılında plastik maddeler dı-
şalımı için 2.5 milyar dolar ödedi. Bugün-
kü verilere göre, 2015 yılında 10 milyar do-
larlık plastik dışalımı yapmak zorundayız.
Dünyanın bütün petrokimya kuruluşları,
Türkiye'nin bu konudaki dinamikpazann-
da pazar paylannı arttırmak için oldukça yo-
ğun bir çaba içerisindedir. Bu ağır rekabet
koşulları içinde çalışan PETKİM, verimli-
liği ön plana çıkanyor, başanlı bir düzey tut-
turuyor. PETKİM'in ürettiği ürünler için
Türk piyasasında tam bir talep varken ne-
den bu kuruluşu satmak için uğraşıyoruz?
PETKİM'in yüzde 34.5'likbölümünün sa-
tılmasına başlanıldı. Halka arz edilecek his-
selerin dört katı talep geldi. Halka arzdan
287.7 milyon dolar elde edildi, yabancılar
ise 205 milyon dolarlık hisse aldı.
1986-2004 döneminde Türkiye GSMH
artışını yüzde 48.3 oranında gerçekleştirir-
ken aynı dönemde "termopiastik" ürün ta-
lebi yüzde 534 oranında artmıştır. Dolayı-
sıyla, PETKİM Türkiye'de çok hızlı büyü-
yen bu sektörde en büyük üreticidir. Dola-
yısıyla, fiyat belirleme avantajına sahiptir.
PETKİM'de son yıllarda yapılan çahş-
malar sonunda işgücü verimliliğinde ve üre-
tim maliyetlerinin düşürülmesinde çok ba-
şanlı sonuçlar elde edümiş ve 2004 yılın-
da, bir önceki yıla oranla satış miktan yüz-
de 13, satış cirosu da yüzde 37 oranında ar-
tış göstermiştir.
PETKİM katma değeri yüksek ürünler
üreten, Türkiye'nin en büyük petrokimya te-
sisidir. PETKlM'in, bünyesinde, etilen, po-
lietilen, polipropilen gibi maddelerde üre-
tim yapan 12 fabrikası vardır. Kuşkusuz bu
derece üst düzey olanaklara sahip olan PET-
KİM yabancılann gözdesi olmuştur.
TÜPRAŞ'a gelince...
TÜPRAŞ, yarattığı katma değerde Tür-
kiye ekonomisinin lokomotifi konumunda-
dır. TÜPRAŞ Avrupa'nın 7. büyük rafine-
risi olup Türkiye'nin en büyük sanayi ku-
ruluşudur.
TÜPRAŞ'ın toplam aktifleri 4 milyar do-
lar, özsermayesi 2.4 milyar dolardır. TÜP-
RAŞ 16.1 milyar dolar cirosu ile 8.2 mil-
yon dolar katma değer yaratmaktadır.
TÜPRAŞ'ın yüzde 65 hissesinin 1 mil-
yar 302 milyon dolar karşılığında Tatar-
Zorlu ortaklığına satışına ilişkin ihale, Pet-
rol-lş Sendikası'nın açtığı 4 dava sonucun-
da Danıştay tarafından durdurulmuştur. Da-
ha sonra TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sı için son
günlerde toptan yapılan satış işlemi yine
Petrol-Iş'in açtığı dava ile karşı karşıyadır.
TÜPRAŞ ve İGSAŞ işçileri geçen hafta,
geç işbaşı yaparak TÜPRAŞ'ı sattırmaya-
caklarını belirttiler, TÜPRAŞ'ın Aliağa ve
Kınkkale tesislerinde eylemlerbaşladı. Pet-
rol-lş aynı zamanda TÜPRAŞ'ın blok satı-
şına ilişkin iptal davalarını yürütmeye baş-
ladı.
Seydişehir Alüminyum tesisleri de bu-
günlerde satılmak isteniyor. Özelleştirme
ile ilgilenen ve Seydişehir'e gelip tesisleri
gezmek isteyen talipliler tepkiyle karşılaşı-
yorlar. İşçiler aileleriyle birlikte fabrikanın
önüne çıkarak "Seydişehir vatandır, saııla-
maz, emeğe uzanan eller kınlsın" sloganla-
nyla bu gelenleri karşıladılar.
ERDEMİR
AKP hükümeti Ereğli Demir-Çelik'i (ER-
DEMİR) satmak için hazırlıklar içerisinde-
dir. Özelleştirme Idaresi'nin ERDEMİR'de-
ki yüzde 46'lık hissesi için düşünülen rakam
1 milyar dolar civanndadır.
Ama ERDEMİR neden satılmak isteni-
yor? Zarar mı ediyor? Hazine'ye yük mü ve-
riyor? Teknolojisi mi eskidi? Hayır.
AKP için satılsın da ne olursa olsun, Ha-
zine'ye bir miktar para gelsin zihniyeti baş
tacıdır. Mirasyedi anlayışı ve davranışı...
Oysa ERDEMİR grup olarak, yani İS-
DEMİRvediğer fabrikalanyla birlikte dün-
yanın en büyük 8. çelik üreticisi... Türkiye'nin
en büyük 500 sanayi kuruluşunun birinci-
si... Uluslararası çeşitli kalite ödüllerinin
sahibi. Ülkemize yüz milyonlarca dolar dö-
viz kazandıran otomotiv ve gemi yapım sa-
nayimizin en temel hammaddesi olan düz
sacı üreten fabrika, yalnızca bu amaçla ge-
çen yıl 350 milyon dolaryatınm yapmış. Ver-
giler çıkıldıktan sonraki yıllık net kân 650
milyon dolar. Kısacası bu fabrikaya ilişkin
olumsuz en küçük bir söz söylemek müm-
kün değil.
Olayın bir başka acı tarafı, marka, müş-
teri portföyü vs. dikkate ahnmasa dahi bu-
günkü değeri en az 8 milyar dolar olan ER-
DEMİR'in yan hissesinin bu fiyatın dört-
te birine satılmak istenmesidir.
ERDEMlR'in önemini, satışının bir fela-
ket olacağını ulusal bir çığhk olarak Gün-
gör Uras ortaya attı (Milliyet, 20.4.2005).
Uğur Civelek, ERDEMlR'in "Türkiye'de-
ki ortalama performansının çok üzerine çık-
mış bir kurum niteliği taşıdığını, kamuya
yük olmadığmı, küresel düzeyde rekabet
ederek ayakta kaldığını, bu şartlarda Ereğ-
li halkının direneceğini" belirtti (Radikal,
22.4.2005). Yıne Radikal'de Yiğil Bıılut da
aynı noktalara değinmektedir. Ali Sirmen ve
Ali Külebi, Cunıhuriyet'te ERDEMlR'in
satışının "Türkiye'nin geleceğininsatışr ile
özdeşleştiğini vurguladılar.
Dikkat edilirse, AKP tarafından satılmak
istenilen kuruluşlar hep Türkiye'nin en
önemli ekonomik kuruluşlandır.
Oysa özelleştirme akımı başlayınca, bu akı-
mın en temel amacı şöyle özetleniyordu:
" Eski,verimsiz vezarareden işletmeler sa-
tılacaktır. Böylece yararsız faaliyetlerden
kurtanlacak olan devlet, eğitim, sağlık ve
altyapı yatınmları gibi temel hizmetlere yö-
nelecektir."
Oysa zaman ilerledikçe bunun tersi oldu.
Bugün zarar eden kuruluşlar değil, tam ter-
sine, kâr eden, en modern, en verimli hem
de ulusal ekonomi için son derece önemli
kuruluşlar satılmaktadır.
Bu yazımda ileriye sürdüğüm hususlara
karşı çıkacak olan küreselleşmeci Ikinci
Cumhuriyetçilere, onların anlayacağı ya-
nıtları şimdiden vermek istiyorum.
Italya'da petro kimya sektöründe faaliyet
gösteren dev kuruluş ENI'yi Italyan hükü-
meti neden özelleştirmiyor? Fransa'da oto-
motivte dev üretim yapan, 26 ülkede fabri-
kalan olan Renault'nun yüzde 35 altın his-
sesi devletin elindedir, neden bu hisseleri sat-
mıyorlar, özelleştirmiyorlar?
Bulgaristan'ın en büyük demir-çelik te-
sisi Kremitovtsi'nin özelleştirmesinde en
yüksek fiyatı veren ERDEMİR olduğu hal-
de bu ihale neden iptal edildi? Bu iptalin
"Bulgaristan'ın çelik tesislerinin, Türk ku-
ruluşlanmn eline geçecek olnıası ulusal çı-
karlara aykun olacaktır" gerekçesiyle iptal
edildiği bilinmektedir.
Federal Devlet'in bir KİT'i olan, yılda 36
bin megavat elektrik üretimi ile ABD'nin en
büyük elektrik üretici kuruluşu olan TVA'yı
ABD hükümeti neden özelleştirmiyor? Bu-
radan küreselleşmeci liboşlara soruyorum,
TVA'nın özelleştirilmesini istemenin ABD'de
ulusal çıkarlara aykın davranmak olarak al-
gılandığını biliyor musunuz?
Yoksa Türkiye ABD'den daha da ileri bir
kapitalist ülke midir?
Uluslararası rekabet
Türk çelik devi ERDEMİR'i almak için
uluslararası şirketlerin birbirleriyle yanş-
tıkları dünyanın en büyük 3 çelik üretici
şirketin, Mittal, Arcelor ve US-Steel oldu-
ğunu biliyor musunuz?
Bunlardan birinin eline geçecek olan ER-
DEMİR, rekabet açısından Türkiye için fe-
laket olacaktır. Sanayimiz susacaktır.
Özelleştirme, ama nasıl olursa olsun özel-
leştirme diyerek bu önemli kuruluşlar satı-
lırsa, bunun anlamı, ülkemizin geleceği sa-
tılıyor ve ipotek altına alınıyor olacaktır.
Bugün bu özelleştirmeleri iştiyakla yap-
mak isteyenler, yarın hangi niteliklerde
anımsanacaklardır?..
Tarih ulusal çıkarlara aykın hareket eden-
leri affetmez. Milli kuruluşlan satmak ve el-
den çıkarmak isteyenler, gelecek nesiller
tarafından nasıl yargılanacaklannı hiç unut-
mamalıdırlar...
Derin Devlet...
, r
'D
YakupALMELEK
erin devlet', ilk kez
eski
cumhurbaşkanlan
mızdan Süleyman Demirel ile
Kenan Evren'in, devlet
denilen siyasal örgütlenmenin
içinde varlığını kabul ettikleri,
kudretli bir etki alanına (güç)
verilen addır.
Basında, köşe yazarları
özellikle Susurluk olayından
sonra bu etki alanının devlete
özgü bir özellik olduğu
anlamında düşünceler ileriye
sürdüler. Sayılan yüzleri
bulan yazılar kaleme almdı,
bu yürek çarpıtıcı, esrarengiz
konu hakkında. O kadar ki
Türk Dil Kurumu da (TDK)
derin devleti tanımlamak
gereksinimi duydu.
Türkiye'nin dil konusunda
resmi ve yetkili kurumu, derin
devleti şöyle betimlemekte:
Devletin çıkarlannı gözetip
kolladığı öne sürülen, göz
önünde olmayan örtülü güç.
Burada dikkat çeken en
önemli öğe, devletin çıkarları,
eş bir deyişle ulusun göz ardı
edilemeyen çıkarları.. Bunu
korumak zaten birinci
derecede Meclis'e, hükümete
ve yargıya düşer. Yasama-
yürütme-yargı... Onların
görevleri bu... Ancak ülke
içinde öyle durumlar meydana
gelebiliyor ki, bunlan
yorumlamak ve çözüme
bağlamak için göz önünde
olmaları gereksiz sayılan
güçler devreye sokuluyor.
Örtülü güç gizlilikle örtüşür.
Neler olabilir bu güçler!
Parasal, askeri, ekonomik,
siyasal... Bazı oluşumlann,
ülkeyi heyecana boğmadan,
kapalı kapılar ardında
çözülmesinde kuşkusuz
yararlar var. Bugünlerde
dikkati çeken öğe, kişinin ya
da toplumun başına gelen ve
nedeni bilinmeyen her
davranışın "gizli devlefe
fatura edilmeye başlanması.
Bir gazinoda bir kişi mi
vuruldu! Gizli devletin işidir.
Bir yere bomba mı kondu,
derin devletin gücüdür.
Bireylerin bilincinde devlet,
paltosuna iyice sarılarak
saklılığa büründü. Her
meçhulün nedeni o.
Yurtdışındaki bazı olaylar
böyle açıklanabiliyor. New
York'taki ikiz kulelerin, iki
uçağın çarpmasıyla yıkılması
da bazı yazarlarca USA'daki
derin devlete vehmedilmekte.
Derin devletin omuzlarına
yüklenmek. Ne dereceye
kadar hayal gücünün
zorlanması ya da gerçeğin
betimlenmesi!
Bilse, bilse "derin devlet"
bilecektir, öykünün aslını...
PENCERE
Bush Kabul
Edecek mi?..
Ne hallere düştük!..
Ne ayıp şey!..
Ülkemizde bugün en önemli politika sorusu,
medyada, iktidarda, işdünyasında, partilerdetek!..
Herkesin kulağı kirişte...
Soru:
- Başkan Bush bizim Başbakan Tayyip Erdo-
ğan 7a görüşecek mi?..
Bizimki Beyaz Saray'a kabul edilirse yaşadık...
Tüm gazetelerimizde Ankara temsilcileri, baş-
yazarlar, VVashington muhabirleri, köşe yazarları
bu konu üzerinde kalem oynatıyorlar...
Ne hallere düştük!..
•
'llımlı Islam Devleti modeli'nn sadık yayın or-
ganı, AKP iktidarının destekçisi Yeni Şafak gaze-
tesinde birinci sayfanın göbeğine kırmızı zemin
üzerine beyaz dişi harflerle dün şu başlık oturtul-
muştu:
"Bush: Sizi bekliyorum."
Başlığın yanında Bush ile Erdoğan'ı yan yana gös-
teren bir fotoğraf vardı...
Ancak bu konularda sözüm ona 'uzman' kimi
medya tezgâhtarına göre iş o kadar kolay görün-
müyordu...
Neden?..
•
Dünya büyüdükçe küçülüyor, politika karma-
şıklaştıkça basitleşiyor, gözlerimiz Batı'nın büyük
gazetelerindeki ünlü yorumculara yazarlara dö-
nüktür; ama, 'Küreselleşme'dek\ temel kuralların
şaşılası kabalığı heryerde insanın suratına şamar
gibi patlıyor.
Muhammed el Semmak yazıyor:
"Türkiye SovyetlerBirliği'ne karşı ABD'nin mız-
rakbaşı olma rolünü kaybetmesinden bu yana,
kendisine düşman Ermeni lobisinin VVashington
üzerinden kurduğu baskıya maruz kalıyor. Erme-
ni lobisi Amerikan karar alma organları üzerinde
etkide bulunma gücü açısından dördüncü sırada
yer almakta. Birinci sırayı Yahudi lobisi almakta.
Ardından Yunan ve Irlanda lobileri geliyor. Türk
veya Arap-lslam lobisinin yokluğu nedeniyle Tür-
kiye ABD 'deki çıkarlannı Yahudi lobisini destek ala-
rak savunmak zorunda.
Bu lobiye giriş kapısı ise Israil.
Tam bu noktadan hareketle Erdoğan Israil'i zi-
yaret etti.
Üstelik Şaron'a ve politikalarına yönelik zehir
zemberek eleştirileri hâlâ hafızalardayken... Erdo-
ğan Israilziyaretiyle ilk ödemeyiyapmış oldu." (Lüb-
nan gazetesi Müstakbel'den çeviren Radikal, 9
Mayıs 2005).
Politikada uzmanlığa, diplomaside inceliğe, ga-
zetecilikte hinoğluhinliğe yer bırakmayan ağır ger-
çek Lübnan'da bile harcıâlem...
Ne hallere düştük!..
•
Evet, ülkemizde bugün herkes gözlerini Beyaz
Saray'a çevirmiş, kulaklar kirişte, Takıyye Partisi'nin
gerilimi dorukta...
- Bush Erdoğan'ı kabul edecek mi?..
Başkan Bush, Moskova'da RecepTayyip'e rast-
lamış:
"- Sizi" demiş "bekliyorum?.."
Zil takıp oynayalım mı?..
Yorum yorum üstüne...
Bir iktidarın encamı ABD Başkanı'nın iki duda-
ğı arasında olursa, o iktidara mı acımalı, o ülkeye
mi acımalı, o iktidarın liderine mi acımalı?..
Yoksa Türk yurrtaşı olarak yerin dibine mi gir-
meli?..
TRABZON ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
2003/512 E.
Davalı Mehmet Topçu'nun adresi bütün araştırmalara rağ-
men bulunamadığından; Mahkememmn 2003/512 Es.
2005/117 Kr. ve 31.03.2005 tarıhli karan ile; 1- Davanın ka-
bulii ile taıafların boşanmalarına, 2- Alınması gereken 3.40
YTL eksik harcın davalıdan alınnıasına, 3- Ayda 200 YTL.
tedbır nafakasının dava tarihinden hükmün kesinleşmesine
kadar davalıdan alınarak davacıya vcrilmes>ıne, nafakanın
hükmün kesınleşmesınden sonra yoksıılluk nafakası olarak
dcvamına, 4- Davacı tarai'ça yapılan 159.50.-YTL. yargılanıa
gıderlerımn davalıdan alınnıasına, karar verılmiş olup, ıs.bu
kararın ılan tarihinden itibaren 7 gün sonra davalı Mehmet
Popçu'ya tebliğ yapılmış sayılacağı ve 15 gün içinde temyı/
edılebilcceğı ilanen tebliğ olunur Basın 18033
BUNYAN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 2000/88 F.sas 2000/139 Karar
Davacı Kayseri Orman Işletme Miidürlüğü larafından dava-
lılar Fevzı, Nurıye, Kazım, Sevım ve Zelıha Tosun aleyhınde
açılan tespıte ıtıra/ davasında mahkememizce sübut bulmayan
davanın reddıne ve Bünyan ılçesı Kahveeı köyü Dcvecıkonağı
mevkıınde kaın ada 136 parsel 33 nolu taşınma/.ın tespit gıbı
tapuya tescılıne karar verılmiş ve karar davacı orman ıdaresı
tarafından taşınnıa/ın orman kadastrosunun yapılnıaması. an-
cak orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesı ile temyız edıl-
mıştır I'um aramalara rağmen adreslerındc bulıınamayan da-
valılar Kayscrı ılı. Bünyan ilçesı Kahveeı köyünden Fevzı To-
sun, Nurıye losun. Kazım losun, Sevım losun ve Zelıha fo-
sıın'a mahkeme kararı ozelı ve temyız dılekçesı ö/etı ilanen
tebliğ olunur. 25.04.2005 Basın: 21084
Koçban1
Kartfyla 1 Haziran'a kadar
MİGROS
Her Perşembe gıda alışverişlerinize %5 indirim!
Her gün gıda harici alışverişlerinize 6 taksit!**
Her gün elektrikli ve elektronik ürünlere 12 taksit!**
Her gün tek ödemeli alışverişlerinize 3 kat puan!
Kampanya, 21 Nısan -1 Hazıran 2005 tanhlerı arasında Mıgros. Mağazalan Şok Ucuzkık Marketer1
, Kaııguıum ^o Mujru.. Saııal Mjrket te geçerlıdır ''-5 ındırıın seçennği sariece Migros Mağazaları'nda geçerlıdir
Gıda dışı ürünler, sigaravfialkollü ıçecnkleı fbıra ve şjrap harıç) ındırım kapsamında d«ğildıı **Ta!-sıt k.!ıTi(>invaları ?Q YTL ^c iızetı alışvorışİBnie ııygulanacaktıt Gıda içkı, sıgarada taksit uygulaması yoktur
, k Şirkpt krenı Vartları kampanyaya dalııl değıldıı 444 0S55
www.kocbank.com.tr