25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS2005ÇARŞAME1A CUMHURİYET ekonomi(gjcumhuriyet.com.tr Yatınmcılardan alınacak istihdam garantisinin 2 yıl süreli olacağı ve çalışanların yüzde 95'ini kapsayacağı öğrenildi ERDEMİR'de ihaleye doğruhafta hafta ik ait • ERDEMİR için bu veya en geç gelecek'. ilana çıkılması hedefleniyor. ERDEMİR'in satışında, ÖtB'nin elinde bulunan yüzde 46.12'l paym yanı sıra Türkiy Kalkınma Bankası'na pay da satılacak. ANKARA (Cumhuriyct Biirosu) - Türkiye Kalkınma Bankası'ınn payı ile birlikte yüzde 49'luk böliımünün "blok satışı" öngörülen ERDE- MlR'de, bu hafta ya da en g<;ç gele- cek hafta ihale ilanına çıkılması he- defleniyor. ERDEMİR şartnıunesin- de yatınmcılardan alınacak i: itihdam garantisinin, 2 yıl süreyle geçerli ola- cağı ve çahşanlann yüzde 9f 'lik bö- lümünü kapsayacağı belirtiliyor. Bunuıı yanında alıcı firmadan alı- nacak yatınm taahhüdünün asa sü- rede belirlenmesi bekleniyoı Aynca ERDEMİR'in kendine ait olan yüz- de 3.07'lik hisse senedinin, f rmanın 3 AYLIK BÎLA^ÇO BaykaFdan düello çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdemir'in yabancılara satışına karşı çıkışını "ideolo- jik nedenlere" bağlayan Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, televizyonda açık oturuma da- vetetti. Erdemir'in satışına karşı ideolojik bir tutumu olmadığını, ancak Erdoğan'ın "ideolojik bağnazlık" içinde hareket etti- ğini belirten Baykal, CHP'nin tavnnı ise "ulusal duyarlıük" olarak nitelendirdi. Baykal, partisinin grup toplantısında kendisini Erdemir'in satışına karşı çıktığı için suçlayan Başbakan Erdoğan'a yanıt verdi. Ulkenin bütün stratejik kuruluşları- nın yabancılara satıldığına dikkat çeken Baykal, Erdemir' in de bu kapsamda elden çıkarılmak istendiğini vurguladı. Erdo- ğan'ın Erdemir konusunda gerçekleri çar- pıttığını söyleyen Baykal, "Ben de kendi- sini televizyonda açık oturumda tartışma- ya davet ediyorum. Neden satılmasını isti- yorlarmış, gelsin TRT'de karşıkkb konuşa- lun, millet de izlesin" dedi. Erdoğan'm, "Bunlar Erdemir'in kuru- luşuna da karşı çıkmışlardı" diye kendile- rine iftira attığını belirten Baykal, dönemin CHP Genel Başkanı ve Başbakanı Ismet Inönü'nün Erdemir'i açtığı günü anlatan Ulus gazetesinde yer alan haberi gösterdi. Baykal, Erdoğan'ın kendisiyle tartışma ye- rine "geçmişe yönelik iftiralardan medet umduğunıT söyledi. satışının ardından İMKB'de kısa sü- rede satılması yönünde de şartna- meye ifade konacağı belirtiliyor. SPK'den de yüzde 52'lik çağn mu- afiyeti alındığı hatırlatılırken Türk Ti- caret Kanunu gereği bunun ÎMKB'de olabildiğince hızlı elden çıkartılaca- ğı yönünde hüküm bulunduğu kayde- diliyor. Buradan gelecek paranın ise şirketin kasasında kalacağına vurgu yapılıyor. ERDEMİR'in satışında, ÖtB'nin elinde bulunan yüzde 46.12'lik payın yanı sıra Türkiye Kal- kınma Bankası'na ait pay da satıla- cak. lhalede yüzde 46.12'lik pay için teklif verecek firmalar, aynı şartlarda Türkiye Kalkınma Bankası'nın elin- deki hisselerı de satın alacak. 'ALTIN HİSSE' İMZA BEKLİYOR lskenderun Demir Çelik Fabrikası ERDEMlR'e, Türkiye'nin üretim açığı bulunan yassı çeliğe geçmesi için 1.5 milyar dolarlık yatırım yapması şartıyla devredilmıştı. ERDEMİR'ın özel sektörün eline geçmesi durumunda da Türkiye'nin ihtiyacı olan bu yatırımın yaptınlmasının sağlanması için, şirkette bu konuda nihai kararlan verebilecek şekilde "alün hisse" oluşturulması ve bunun kullanım hakkının devlete verilmesi öngörülüyor. Benzer bir uygıılama daha önceden Doğan Holding ile Iş Bankası'nın aldığı Petrol Ofisi'nde yapılmış, ancak orada oluşturulan altın hisse baskılar sonucu sonradan kaldınlmıştı. Öte yandan ERDEMtR şartnamesınde yatınmcılardan alınacak istihdam garantisinin sadece 2 yıl süreyle geçerli olacağı ve çalışanların yüzde 5'lik bölümünü kapsamayacağı anlaşıldı. Alıcı firmadan alınacak yatırım taahhüdünün ise hâlâ kesinleşmediğı ifade edildi. Akbank'ın Vârı 352 milyon YTL Ekonomi Servisi - Akbank 'ın, bu yı- lın ilk üç aylık dönemindeki brüt kârı 502 milyon YTL oldu. Akbank'tan ya- pılan açıklamaya göre brüt l;âr üzerin- den 150 milyon YTL vergi kî rşılığı ayı- ran Akbank'ın net kârı ise 352 milyon YTL olarak belirlendi. Akbank Genel Müdiirü ZaferKurtul, net kânn bir önceki yılın ilk nemine oranla yüzde 41 a dirdi. Reel sektöre verdiği tırarak sürdüren Akbank'ın ç aylık dö- tığını bil- esteği art- 2005 yılı- nın ilk çeyreğinde kredilerinli geçen yıl sonuna göre yüzde 7 arttırara yar YTL'ye yükselttiğini be tul, aynı dönemde TL kre< lam artış oranının ise yüzde nu kaydctti. FITCH A ÇIK ilerin top- 1 olduğu- ADI nOyakbank) notuyükseldi Ekonomi Servisi - Ulusla arası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in, Oyakbank'ın kredi notıınu yükselttiği bildirildi. Fitch, uzun vade yabancı ve yerel para notıınu ülke kred i notu tava- nı olan BB- (görünüm durığan), kısa vade yabancı ve yerel para notıınu B (görünüm durağan), bireysel notunıı C/D, destek notunu Türk lıankalarına verilen en yüksek derece ol m 3, ulusal notunu ise A- (tur) (görünün durağan) olarak belirledi. 307 irten Kur- Anneler gününde harcama arttı Ekonomi Servisi - Aıınele • Günü için 307 milyon YTL harcandı. Bankalara- rası Kart Merkezi (BKM), 4nneler Gü- nü'nde yapılan harcamal^ra ilişkin kartlı ödeme sistemi verilerini açıkladı. Anneler Günü'nü kapsay ın hafta so- nu 6-8 Mayıs tarihleri arasında BKM takasında gerçekleştirilen i:jlem adedi, geçen yılın aynı dönemine göre binde 45 artarak 5 milyon 833 b:n 876 adet olarak gerçekleşti. Bu işlemlerin tutarı ise geçen yıla oranla yüzde 22 artarak 307 milyon 38 bin 920 YTL oldu 2005 yılı Anneler Cîünü'r.ü kapsayan hafta sonu ile bir önceki hafta sonu kar- şılaştırıldığında, BKM'den adetlerinde en çok artış, yijzde 123 ile kuyumcularda görüldü. AÇIK 2.5 KATRİLYON LÎRA Bütçe IMKnin emrinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bütçe, nisan ayında gerçekleşen 2 mil- yar 476 milyon YTL açıkl ı yılın ilk 4 ayında toplam 5 milyar 472 milyon YTL açık verdi. Nisan ayın ia 11.3 mil- yar YTL harcamayapılırken 8.9 milyar YTL gelir elde edildi. Maliye Bakanhğı, nisan ayı ile yılın ilk 4 ayına ilişkin bütçe ger ;ekleşmele- rini açıkladı. Buna göre, nisanda milyar 335 milyon YTL dü;:eyinde ger- çekleşen bütçe giderlerinn 4 milyar 238 milyon lirası faiz öd« melerinden oluşurken personel giderleri 2 milyar 638 milyon YTL, cari transferler 2 mil- yar 528 milyon YTL oldu. ;eçen işlem Özelleştirme Idaresi, son teklif verme tarihini 24 Haziran olarak yeniledi Türk Telekom'da süre uzadı ı • Telekom için toplam sekiz yerli ve I yabancı yatırımcının yarışması beklenirken beş firma süre uzatılmasını istemişti. Ekonomi Servisi - Özelleştirme Ida- resi, Türk Telekom ihalesinde son tek- lif verme tarihinin, "yatmmcılanntale- bi dikkate alınarak" 241 Iaziran 2005 'e uzatıldığını açıkladı. ÖlB'den yapılan .açıklamaya göre, Telekom İhale Komis- yonu, dün aldığı kararla son teklif ver- me tarihini 24 gün uzattı. Son teklif ver- me tarihi daha önce 31 Mayıs 2005 ola- rak belirlenmişti. Ancak ihaleye katıl- ması beklenen 8 yatırımcı grubunun 5'i sürenin uzatılmasını istemişti. Telekom özelleştirmesinde 13 firma ön yeterli- lik alırken bunlardan Belçika şirketi Belgacom ile lspanyol Telefonica iha- leden çekildiğini açıklamıştı. Kamhi: Yeni tekel yaratilacak Profilo Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Cefi Kamhi, Türk Telekom'un özelleştirilmesi ile ilgili şu andaki for- mülü sevmediğini belirterek "Şu anda- ki formülde hem ucuza gideceğimize hem de tekclin kalkmayacağına inanıyo- rum" dedi. 5. Telekomünikasyon Arenası'nın "Özelleştirme: TürkTelekomÖzelleşu- rilebilecck mi?" konulu oturumunda konuşan Kamhi, teklif veren firmala- rın hepsinin kendi ülkelerinde serbest- leşmeden sonra ortaya çıkmış, ülkesin- de bir varlık elde edebilıniş kuruluşlar olduğıınu söyledi. Kamhi, "Içimizden çok az kuruluş çıkabiliyor. Işte bir Koç- Sabancı konsorsiyumundan bahsetrik, ayı ıldılaı. Neden Türkiye içerisinde bir sahiplenebUme oluşamryor?" dedi. TOBB'de Çagjar saymaıı Hisarcıklıoğlu başkanlığındakiyönetim kurulunda görevler belirlendi ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birli- ği'nde (TOBB) başkan yardımcı- lan belli oldu. TOBB'nin önceki gün yapılan 60. seçimli olağan genel kurulun- da belirlenen yeni yönetim kurulu, birlik merkezinde ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, yeni yö- netim kurulunda başkan yardımcı- lığı görevine getirilecekler belirlen- di. Yönetim kurulunun kendi ara- sında yaptığı görev dağılımı sonu- cu başkan yardımcıhklanna, görev sırasıyla Ankara Sanayi Odası Baş- kanı Zafer Çağlayan, Manisa Tica- ret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Koşmaz, Ankara Ticaret Borsası Başkanı Faik Yavuz, Istanbul Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Baş- kanvekili Halinı Mete ve Konya Ti- caret Odası Başkanı Hüseyin Üzül- mez getirildiler. lbrahim Çağlar (İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı) say- manlığa seçilirken, Nejat Koçer (Gaziantep Sanayi Odası Başkanı), FethiCoşkuntuncer (Adana Ticaret Borsası Başkanı), İlhan Parseker (BursaTSO Meclis Üyesi), Fahret- tin Akyıl (Diyarbakır Ticaret Bor- sası Başkanı), İ.TamerTaşkın(EB- SO Yönetim Kurulu Başkanı), M. Şadan Eren (Trabzon TSO Başka- nı), Mustafa Yardımcı (Edirne Ti- caret Borsası Başkanı) ile Kemal Özgen (Antalya TSO Başkanı) yö- netim kurulu üyesi olarak göreve yapacaklar. Cevdet Selvi, asgari ücretin düşürülmesini isteyen IMF'yi eleştirdi ' Sosyal patlama körükleniyor' Cevdet Selvi ESKİŞEHÎR (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkan Yardım- cısı Cevdet Selvi, IMF Birincı Başkan Yardımcısı Anne Kru- geger' in asgari ücretin düşürül- mesini istemesirun sosyal pat- lamayı körüklediğinı söyledi. Selvi, açlık sınınnın 528 mil- yon, yoksulluk sınınnın 1 mil- yar 600 milyon lira, ortalama emeklı maaşının ise 420 mil- yon lira olduğunu vurgulaya- rak "IMF Başkan Yardımcı- sı'nın 350 milyon lira olan asga- ri ücretin azalülmasını isteme- si düşündürücüdür" dedi. Selvi, asgari ücretin bir pa- zarlık ücretı olmadığma işaret ederek "Bu ücret işçinin gıda, konut, giyim, sağhk, ulaşun ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlan- nı karşılamaya çalıştığı ve ye- tersi/ kalan bir ücrettir. Olaym sosyal yönü düşünülmcmekte- dir. Hırsızlık, kapkaç, soygun, gasp ve buna benzer olaylar ar- nyor. Suç patlamasuun yaşandı- ğı bir ortamda IMF yetkilileri- nin de, asgari ücretin düşürül- mesini istemesi sosyal patlama- yı körüklenıektedir. Hükünıet, ülkepotansiyelini, iç dinamikle- ri göz önüne alarak uygulanan politikaları mutlak gözden ge- çirmeli ve düzeltmelidir" şek- linde konuştu. EKONOMİ POLTIİK ERİNÇ YELDAN Kurumsal Çapa Türkiye "istikmr için çapa" kavramı ile 2000 yı- lında uygulamaya konulan dez-enflasyon progra- mında tanıştı. IMF'nin doğrudan gözetiminde ve yönlendiriciliğinde hazırlanan bu programda, ha- tırlanacağı gibi, Türk Lirası, ABD Doları veAvro pa- ra birimlerinden oluşan bir sepet karşısında sabit bir oranda aşınacaktı. Bu sabit aşınma patikasına çapalanan dövizin fiyatı zaman içinde enflasyon ve faiz hadlerini de kendisine yakınlaştıracaktı. Böy- lece de enflasyonun hızı kesilmiş olacaktı. Ancak Türk mali piyasalarının yapısal gerçekle- rini göz ardı eden IMF programı 14 ay içerisinde if- las etti. Türkiye'nin genç ve sığ mali piyasaları, uluslararası finans sermayesinin spekülatif saldırı- ları karşısında giderek istikrarsızlığa sürüklendi ve döviz kuru çapasına dayalı enflasyon programı terk edildi. Bununyerine "ulusalprogram", "güçlüeko- nomiye geçiş programı", "katılım öncesi prog- ram " gibi adlar yakıştırılan yeni bir IMF istikrar prog- ramı uygulamaya konuldu. "Yeni" IMF programının temel mantığı, kamu ke- simindefaizödemeleri dışındaki harcamaların ola- bildiğince kısılarak, Türkiye'nin borçlarının düzen- li olarak ödenmesine olanak sağlanmasıdır. IMF daha 2002 yılı başında Türkiye üzerine yayımladı- ğı ayrıntılı bir raporla bu programın "yeni" makro- ekonomik hedeflerini çizmiştir. Aşağıdaki tabloda daha 2002 yılında çizilmiş bulunan bu hedefleri okuyucularımıza bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz. i IMF Programı'nda Türkiye ı Milli Gelir Reel Büyüme Enflasyon 2002 3.0 35.0 2003 5.0 20.0 2004 5.0 12.0 GSMH'nin %'sı Olarak Faiz Dışı Fazla Net Borç Stoku Dış Borç İç Borç 6.5 81.3 35.1 46.2 6.5 73.3 30.6 42.7 6.5 69.4 28.5 40.9 Kaynak: IMF, 2002 Türkiye Raporu. 2005 5.0 8.0 6.5 66.5 27.8 38.8 2006 5.0 8.0; 6.3 63.9 27.2 36.7 Görüldüğü üzere, IMF Türkiye'nin 2003-2006 arası dönemde yüzde 5 oranında büyüyeceğini; milli gelire oran ile yüzde 6.5 düzeyinde faiz dışı faz- la vereceğini; ve enflasyon hedefinin de 2004'te yüzde 12, 2005 ve 2006'da da yüzde 8 olması ge- rektiğini programlamış durumdadır. Bu şartlar al- tında kamunun net borç stoku 2006'da yüzde 64'e gerileyecektir. Dolayısıyla 2001 yılında döviz çapasını terk et- mek zorunda kalan Türkiye, yerine IMF'nin kurum- sal çapasını kabullenmek zorunda bırakılmıştır. As- lında "piyasalar" söz konusu IMF çapasını da ye- terli görmemekte, bunun yanına bir de "AB müza- kere çapasını" yakıştırmaktadır. Burada işin ilginç yönü, Türkiye 2002'de çizilmiş bulunan programın büyüme hedeflerinin üzerinde milli gelir artışları yaşamış olmasına rağmen (2003'te yüzde 5.9,2004'te yüzde 9.9) büyüme hı- zının revize edilmesi ya da faiz dışı fazla hedefinin gözden geçirilmesine hiç gerek duyulmamıştır. Sı- cak para girişlerine dayalı cari açığın artarak sür- mesine ve milli gelirdeki spekülatif şişkinlikleri kö- rüklemesine karşın, 2005 yılı büyüme hızı gene yüzde 5 olarak tespit edilmiş, faiz dışı fazla hede- fi de yüzde 6.5 olarak kabullenilmeye devam edil- miştir. Türkiye, ekonomik yapıdaki gelişmeler ne olursa olsun, IMF tarafından 2002'de çizilmiş bu- lunan programa koşullanmış durumdadır. GünümüzTürkiyesi'nde IMF programının hedef- lerini tartışmak; bu konularda düşünmek; bilimsel araştırmalar yapmak; ya da "acaba faiz dışı fazla- da ya da büyüme oranında yapılacak bir değişik- liğin işsizlik, ücretler ve tasarruflar üzerine ne gibi etkileri olabilir" türünden sorular sormak kısaca yasaklanmıştır. IMF'nin kurumsal çapası diye anı- lan olgu, gerçekte Türkiye'nin ekonomik sorunla- rını bilimsel yönlerden tartışmayı ve sorgulamayı reddeden bir yaklaşımdan ibarettir. Bu süreçte IMF yetkililerini ve bu program ile ko- şullandırılmış bulunan Türk bürokrasisini en rahat- sız eden gelişme, borç stokunun hedeflenen tem- poda gerilemiyor olmasıdır. İç borç stoku, hedefin çok üzerindeki büyümeye karşın, milli gelire oran olarak yüzde 46 düzeyinde kalmış durumdadır. Dış borçlardaki gerileme isetamamen dövizin ucuzla- masından kaynaklanan sanal bir gözlemdir. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger'in geçen hafta verdiği "Borçlarınız hâlâ çok yüksek; işgücü piyasasını esnekleştirin, ücretleri gerilet- meye ve kamuda harcamaları kısmaya devam edin" talimatı da bu kaygıdan kaynaklanmaktadır. BILGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK o/Jem.yu7iık(« cumhuriyet.com.tr "Çok dinamik bir ülke. Girişim- ci insanların sayısı fazla. Genç bir nüfus. Ekonomik istikrarbüyük öl- çüde sağlandı. Hızlı büyüyor. Ya- pısal reformlarda ciddi adımlar atılıyor. Siyasi irade dersen o da tamam. Üstüne üstlük birde Av- rupa Birliği müzakere sürecine başlamak üzere..." Geçen haftadüzenlenen Forum Istanbul'da yerli ve yabancı ko- nuşmacıların her birinin en azın- dan neredeyse bir kez dile getirdi- ği sözcükler bunlar. Diğer bir de- yişle un var, yağ var, fıstık var. "Malzemeler tamam" diyorsunuz. Peki, öyleyse ortada helva niye yok? Ortada neden helva yok so- rusuna verilen yanıtlarfarklı. Hükü- met cephesine göre "Helva yok değil ki, helva var ve pişiyor"\ Bu helva öyle bir helva ki kimilerı gö- rüyor, kimileri bir türlü göremiyor. örneğin, Forum Istanbul toplantı- larına her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin çeşitli üniversitelerin- den dinleyici olarak katılan 40'a yakın öğrenci.t. Ortada Neden Helva Yok? Forum yöneticilerini bu girişım- lerinden dolayı kutlayıp birçoğuy- la sohbet ettik. Akh başında, öğ- renmek isteyen, sorgulayan genç- ler. Gözleri açık ama nedense on- lar helvayı görmeyen kesimden. Içlerinden biri, Yıldız Teknik Üni- versitesi Uluslararası llişkiler Bölü- mü 2. sınıf öğrencisi. Adı Mehmet Sevgili. "Üniversite aslında bir araç olmalı. Daha iyı bir gelecek için, kariyeryapmak için. Ama biz- de araç değil, artık amaç bile ola- mıyor. Gençlerin çoğu mezun olunca belki iş bulabilihm umu- duyla üniversiteye gidiyor. Ama artık iş bulma umudu bile yok. Bu kapı da kapandı" diyor. Mehmet sözü toplantılarda ko- nuşulanlara getiriyor. "Gençlik ve dinamizmden bahsediliyorsürek- li ama sürekli işsizlik korkusuyla yaşayan gençliğin dinamizmi na- sıl ayakta tutulur, bu sorgulanmı- yor" diyor. Sevgili Mehmet'e sor- duk ama gözleri bozuk değilmiş. "Helvayı göremiyorum ben" diyor. "Evet malzeme var ama orta- da henüz helva yok" diyenlerden biri de OECD Küresel Forum Baş- kanı Mehmet Öğütçü. "Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık en büyük engellerden biri idi. Giderildi. İra- de de var. Ama şimdi asıl sorun bunun nasılyürüriüğe sokulacağı" diyor. öğütçü'ye göre uygulama- da kapasite eksikliği söz konusu. Hem kurumsal hem de insan gü- cü açısından. öğütçü güzel bir tespit yapmış. "Başbakan koştu- rup duruyor. Toplantılar, açılışlar, dış geziler, iç siyaset. Ben onun programını izlerken yoruluyorum. Bu bir insanın kaldıracağı iş değil. Sayısız cephede boy göstererek somut başarı elde edilmesi zor. öncelikleri saptayıp ona göre ha- reket edilmeli. Türkiyeyönetilmesizorbirülke. Bu yüzdenyönetim kalitesinin çok güçlü olması gerekiyor. Ait kadro- nun işi düzenlemesi lazım. Asıl re- form Başbakanlık'ta yapılmalı "di- yor. Türkiye'yi 2023'e taşıyacak politikaların tartışıldığı Forum Is- tanbul'un bu yılki teması "Reka- betçi küresel bilgi toplumunun ku- rulması" idi. "Bilgi toplumu haline gelebilmenin önemi, bunun için yapılması gerekenler, eğitim, üni- versite-sanayi işbirliği, sivil toplu- mun önemi, ortakpaydaşların ha- rekete geçirilmesi..." gibi öneriler sıralandı. Ve geçmiş yıtlardan fark- lı olarak bu yıl bir eylem planı sap- tandı. Eylem planında da belli ki "helvanın henüz ortada olmadığı" saptanmış. Zira Türkiye'nin ulus- lararası rekabet gücünü arttırma- sının önündeki iki önemli engel şu şekilde saptanmış: - Hükümet, belirlediği strateji- nin ana unsurlarını tutarlı, kolay uy- gulanabilir bir yaklaşımla bütün- leştirmenin zorlukları ile boğuşu- yor. - Özel sektör girişimcisini, ka- mu kurumlarını ve sivil toplumu or- tak amaç çerçevesinde bir araya getirerek uluslararası rekabet için güçleri birleştirmek hayli zor. Tüm bunlar işın bir yönü. Daha doğru- su küreselleşmenin geldiği nokta- da oyunun uluslararası aktörlerta- rafından belirlenmiş kuralları. Ya- rış öyle bir yarış, rekabet öyle kı- yasıya ki... Derdimiz uluslararası rekabet gücünü arttırmak... Mec- buren. Ne pahasına olursa ojsun? Tamam şüphesiz biz de yüksek katma değer yaratan ürünlere yö- nelmeliyiz. Gelinen noktada slo- gan, "Daha çok üret, daha ucuz üret, daha farklı üret"... Sıradan emekçi insanların yaşam koşulla- rını geri çekme pahasına... Bu tüm dünyada böyle. Yakın ve orta ge- lecekte tüm dünyada bu işten en çok zararı emek kesimi görecek. Ve ne yazık ki bunun önüne geçe- bılecek polıtikalar ne Türkiye'de ne de başka yerde belirlenemiyor bile... İÇ PAZAR DARALDI Otomotiv ihmcatla büyüyor Ekonomi Servisi - Türk otomotiv sektörü, yılın 4 aylık bölümünde dara- lan iç pazara rağmen artan ilıracatla üretimini büyütrü. Otomotiv Sanayıi Derneği (OSD) verilerine göre sektörün Ocak-Nisan dönemindeki motorlu araç ihracatı yüzde 32 artışla 192 bin 840 adet ol- du. 4 aylık üretim yüzde 10 artışla 286 bin 870 adede yükselirken, aynı dö- nemdeki otomobil satışlan yüzde 25 daralarak 106 bin 936 adet olarak ger- çekleşti. İç pazardaki toplam taşıt ara- cı satışlan, Ocak-Nisan döneminde 188 bin 325 adet oldu. Satışlar, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 18 azaldı. 4 aylık otomobil satışlan, yüz- de 25 kayıpla 106 bin 936 adet olarak gerçekleşti. Ithalatın pazar payı ise yüzde 65 olarak belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle