Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2005 CUMA
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
ALÎ SİRMEN
TÜPkiye Şu Anda
Sağlam Duruyor
Çarşamba akşamüstü, Bahçeşehir Üniversite-
si Beşiktaş Kampusu'nda Şükrü Elekdağ'ın Er-
meni soykırım iddialarına belgeli yanıtları içeren,
gazetemizdeki dizisi (bütün okurianma yalnızca di-
ziyi okumalannı değil, aynı zamanda kesmelerini
salık veririm) gibi çok başanlı söyleşisinden son-
ra, üniversitenin rektörü Prof. Dr. Süheyl Ba-
tum'un odasında, diğer bazı hocalarla konuşu-
yoruz.
Deneyimli bir diplomat ve ihtiyatlı bir politikacı
olan Sayın Elekdağ, medya tarafından nedense
ilk bakışta olumlu gibi algılanan, Koçaryan'ın Er-
doğan'a yanrt mektubuna çok dikkatle eğiliyor.
Sabah uçakta okuduğu Hürriyet'ten kestiği kupür-
den, mektubun tam metnini bir kez daha okuyor,
ardından da çok haklı olarak Ermenistan'ın gele-
neksel tavnnda pek bir değişiklik olmadığını, ba-
sının bu yanıtı nasıl olumlu olarak nitelediğini an-
layamadığını söylüyor, kaygılarını dile getirip, Tür-
kiye'nin olaya çok dikkatli yaklaşması, sağlam bir
duruşu benimsemesi gerektiği düşüncesini açık-
lıyor.
• • *
Şükrü Bey, diplomasiden emekli ama, aktif po-
litikanın içinde ve dış polrtika alanında, muhale-
fette olmasına karşın etkin bir konumda.
Ancak ben, Dışişleri'nden emekli olup aktif po-
litikanın da artık uzağında kalan, gelgelelim, so-
runlarla sanki görevdeymişçesine yakından ilgi-
lenmekten asla vazgeçmeyen, herşeyi üzerine va-
zife edinen, çok başanlı diplomat gördüm. Demek
ki bu uğraş, zaman içinde meslek olmanın öte-
sinde bir tutkuya dönüşüyor.
Rahmetli Hasan Esat Işık, uzun ve başanlı bir
diplomasi ve polıtika yaşamı sonunda, ilerlemiş
yaşlardaki emekJilik yıllannda da, bıkmadan usan-
madan uğraşır, uyanlannı, düşüncelerini kamuoyu-
na ve siyasetçilere iletmeye çabalardı.
Eğer, 12 Eylül cuntası içinde Rogers Planı ko-
nusundaki uyanlannı anlayacak çapta kişiler ola-
bilseydi, Türkiye 1980 sonrasında Yunanistan ile
yaşadığı sorunlann birçoğunu daha kolay atlata-
bilirdi.
Belki de, onun anlaşılamamış olması, cuntanın
çapsızlığının yanı sıra, pek Amerikan bağımlısı ol-
masından da kaynaklanıyordu.
• • •
Her neyse, gelelim Ermenistan sorununa.
Erivan'ın klasik politikası, biryandan biranaya-
sal belge olan Bağımsızlık Bildirgesi'nde bulunan
Türkiye'nin topraklanndan bir bölümünü, Batı Er-
menistan diye niteleyen tutumunu değiştirme-
den, Ankara'yı soykınm iddialanyla köşeye sıkış-
tırmayadevam ederken, bu iddiaları dahabaştan
belgeleri incelemeyi bile reddederek, gerçek ola-
rak kabul eden, Karabağ'daki işgali sürdürürken
diplomatik ilişkilerin koşulsuz olarak başlatılma-
sını isteyen bir politika izliyor.
Koçaryan'ın mektubundaki tutum da pek deği-
şik değil. Soykırım sorununda herhangi bir geliş-
me olmadan, diplomatik ilişkilerin başlatılması ve
sınırın açılması isteği yine ön sırada.
Oysa Türkiye artık, dayanılmaz hale gelen bas-
kılan göğüsleyebilmek için, öncelikle herkesin, ar-
şivlerdeki belgeleredayanaraktarihi ileyüzleşme-
si gerektiği gerçeğini görmüş ve bu konuda atak
başlatmış durumda.
Kuşkusuz, kuruiucak ortak komisyonda bulu-
nacak olanlann bir fikir birliğine varmaları bekle-
nemez. Ama ortaya dökülen gerçekler, daha son-
ra olayın hukuki incelemesi sırasında büyük ya-
rar sağlayacak ve genel kanının sarsılmasına ne-
den olacaktır.
Ermenistan Türkiye Cumhııriyeti ile arasındaki
esas sorunlann çözümü yolunda adım attıktan
sonra, diplomatik ilişkilerin kurulması, sınır kapı-
sının açılması ve Erivan'ın Türkiye aracılığıyladün-
yaya açılması önündeki engeller de kalkacaktır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü
Cumhuriyet'in 1. sayfasında da yayımlanan Ko-
çaryan'a yanrtından, hükümetin bu gerçekleri gör-
düğü ve doğru rotada bir polrtika izlediği anlaşı-
lıyor.
Erdoğan hükümeti bu doğru rotada devam et-
tiği sürece, bu ulusal davada sanınm bütün ke-
simlerin desteğini yanında bulacaktır.
asirmenfo cumhuriyetcom.tr
SHP LlDERl KARAYALÇIN
'Siyasetyeniden
yapılanmalı
J
ANKARA(AA)-Sos-
yal Demokrat Halk Par-
tisi (SHP) Genel Başka-
nı Murat Karayalçın.
solda güçlenmenin yo-
lunun, birle>meden de-
ğil, yenileşmeden geçti-
ğinı ifade ederek "Sol-
da birlikteüğin yoln,
SHFyisokb birincipar-
ti yapmaktır'" dedi
Karayalçın, SHPAn-
kara ll Başkanlığı'nın
düzenlediğı toplanhda,
bazı srvıl örgütlerin tem-
silcileriyle bir araya gel-
di. Partisinin 25-26 Ha-
ziran tarihleıinde 2. Ola-
ğan Kunıltayı'nı yapaca-
ğınıanımsatan Karayal-
çın, bütün siyasi partile-
rin, kongreleri öncesin-
de sivil toplım örgütle-
ri yöneticıleriyle görüş-
mesi gerekağini ifade
etti. Karayalçıü, siyase-
tin temel parametreleri-
nin değiştiğinin görül-
dügünü, yeni bir siyaset
anlayışının şekillendi-
ğini, ancak bu şekillen-
menin olumlu nitelik ta-
şımadığını kaydetti. Ka-
rayalçın, Türkiye"de si-
yasetin, bayrak, Atatürk,
laiklik, türban üzerinde
yapıldığını öne sürerek
bütün bunlann, siyaset
dışında tutulması gerek-
tiğiın vurguladı.
Siyaset alanının, ye-
niden yapılanmasının
kaçınılmaz olduğuna
işaret eden Karayalçın,
"Buyılbirseçimbekle-
miyorum. Bunu, rasyo-
nel olarak söylüyorum
ancak erken seçimlere
irrasyonelkaraıiariagi-
dildi Türkiye, bu yıl da
irrasyonel kararlarta se-
çimc gidebiür" dedi.
CHP îstanbul Milletvekili Tanla, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda uyanlarda bulundu
'Seçenekyaratmahyız'
Bülent Tanla
TUREYKOSE
ANKARA-CHP îstanbul Mılletveki-
li Bülent Tanla. "Cumhuriyetin 100. yı-
hna doğru ilerlerken, en önemli siyasi
kavşakcumhurbaşkanİığı seçmıidir. Cum-
hurbaşkanım bu Mecns'in seçecegüıe an-
cakAKP'li birinin cumhurbaşkanı seçfl-
meyeceğineinanıyonını'' dedi. AKPnın
hızla kan kaybettiğini ve merkez parti-
si olamadığuıı vurgulayan Tanla, "Ata-
türkilkefcrine bagh,cumhuriyetintemel
değeıierini temsil eden bir kişinin cum-
hurbaşkanıseçümesiihtimafini daha yük-
sek görüyorum" diye konuştu.
Tanla, başkent kulislerinin bu aşama-
da arka planda görünen en önemli gün-
dem maddesi olan cumhurbaşkanlığı se-
çimleri konusunda uyanlarda bulundu.
• Cumhuriyetin 100. yılına doğru ilerlerken en önemli
siyasi kavşağın cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu
vurgulayan Tanla, "Cumhuriyetin temel ilkelerine, Atatürk
ilkelerine bağlı birinin cumhurbaşkanı seçilmesi için
şimdiden strateji üretmek gerekiyor" diye konuştu.
Tanla'nın bazı görüş ve değerlendirme-
leri ana başlıklanyla şöyle:
100. yıla gkJerken önemli kavşak:
Türkiye'de siyaset uzun dönemli amaç-
lara göre yapılmıyor. Günübirlik, kişi-
sel değerlendirmeler yapılıyor. Oysa,
AKP'nin görünür siyaset üslubu dışın-
daki nihai hedefleri göz ardı edilmeme-
li. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2007 yı-
lında. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugü-
ne dek 10 cumhurbaşkanı seçildi. 100.
yıla 13. cumhurbaşkanı ile gireceğiz.
Anayasanın 2. maddesinde cumhuriye-
tin temel nitelikleri Atatürk ilkelerine
bağlılık, demokratik, laik, sosyal hukuk
devleti olarak sayılıyor. Laiklik, gerek ulu-
sal gerekse uluslararası alanda cumhu-
riyetin en kilit özelliği. 2007 seçimlerin-
de bu özelliğe uygun, cumhuriyetin te-
mel ilkelerine, Atatürk ilkelerine bağlı
birinin cumhurbaşkanı seçilmesi için
şimdiden strateji üretmek gerekiyor.
AKP'li bir cumhurbaşkanı seçil-
meyecek: Cumhurbaşkanını bu parla-
CHP GRUP BAŞKANVEKtLt ANADOL:
AKPyarka
bahçesini
genişletiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup
Başkanvekili Kemal AnadoL iktidann TBMMye
fazla mesaı yaptırma karannı "arka bahçesini
genişletme çabası" olarak nıtelendirdı. Vekil
imamlar ve esnaflarla ilgili yasal düzenlemelere
dikkat çeken Anadol, "Vasama orgam, yürütmenin
tasaDutu amnda" dedi. CHP Grup Başkanvekili
Anadol, dün düzenlediği basın toplantısında, iktidar
partisinin genel kurul çalışma saatlerini arttırması
ve cuma- cumartesi günlerine de çalışma koymasını
eleştirdi. Anadol, U
AKP arka bahçesini çoğaltmaya
çahşıyor. Esnaf kesimini de arka bahçesinin
unsurlanndan biri haüne getirmek istivor. Mcclis,
iktidann dikte ettirdiği gündemi ele alıyor. Mecns
gündemi, tstanbul Belediyesi encümeni gündemine
döndü" dedi.
Anadol, TBMM
Başkanı Bülent Annç'ın
20 Nısan 2005 tarihınde
ulusal egemenlik
sempozyumunda Meclis
TV yayınlan ile ilgili
olarak yaptığı
değerlendırmelerin dün
yayımlanmasına dikkat
çektı. Annç'uı
"sabahlara kadar
arahksız canb vavTnın
\aran olmadığu
milkrvekiDerinin
ekoktjik tanmla ilgili bir
yasa görüşülürken
nasılsa seçün bölgem
izlrvor diye nrsatçıhk
yapıp Ugisiz konularda
konuştuğu, cep
telefonlannın hoş bir
görüntü oluşturnıadığu
Meclis TV7
yayınlannın
düzene sokulnıası
gerektiği"' benzeri
. .J görüşlenni aktaran
Anadol, "Mecüs TV'nin canh yayın yapmasının
kolay eide edflen bir nokta olmadığının*1
altını çizdi.
Anadol, "tktidarlar hep bu vavınlan kendi
borazanlan gibi aJgılanıak istediler. Yayının canh
olması, hem demokrasinin esenligi. şefîaflığı
açısmdan hem de miDetv eküınin dogrudan yurttaşa
sesini duyurabflmea için bir güvencedir. özgürlüktür.
MiDetveküi özgüıiüğüne açılan penceredir. Mechs
TV canh yayınlanıun kesflmesi, muhalefetm sesinin
kesihnesidir" dedi. Anadol, "Genel kurul salonunda
cep telefonuyla konuşuunaması için teknolojik önlem
ahnmasım istedjğini ancak matiyetin çok yüksek
obcağı yanıtmı akugmT da aktardı.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
• Vekil imamlar
ve esnafla ilgili
yasal
düzenlemelere
dikkat çeken
CHP Grup
Başkanvekili
Anadol, "Yasama
organı.
yürütmenin
tasallutu altmda"
dedi.
AKP, Icra ve Iflas Yasası'nda değişiklik için yasa önerisi verdi
Icra cezaları hafifliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP, 1 Hazıran'da yürürlüğe gi-
recek olan Türk Ceza Yasası'na
(TCY) uyum çerçevesinde Icra ve
Iflas Yasası'nda değişiklik öngören
yasa önerisi verdı. Icra ve iflas suç-
lannda hapis cezaları düşürülürken,
cezayı gerektiren fiilin ortadankal-
dınlması durumunda hapis cezası-
nın da düşmesini öngören ^ ^ ~
"tazyik hapsi" getiriliyor.
AKP, Grup Başkanveki-
li Sadullah Ergin'in imza-
sıyla Icra ve Iflas Yasası'nda
değişiklik öngörenyasa öne-
risi verdi. Oneride, yapıl- ^ ^ ^
ması istenen değişikliklerin bazüa-
n şöyle:
•/ Mallannı veya bunlardan bir
kısmını eksik gösterip alacaklmnı
alacağmı tahsil edememesine ne-
den olanlara şikâyet üzerine verile-
cek hapis cezasrnın üst sınırı 3 yıl-
dan 2 yıla düşürülecek. Iflas ve kon-
kordato işlerinde çıkar sağlayanla-
ra verilecek hapis cezasının üst sı-
nın da aynı biçimde 3 yıldan 2 yı-
la indirilecek.
• Konkordatoda veya sermaye
şirketleri ile kooperatiflenn uzlaş-
ma yoluyla yeniden yapılandınlma-
suıda yetkili kişileri hileli tutum ve
davranışlanyla hataya düşürerek
• Mallannı gösterip alacaklının alacağmı
tahsil edememesine neden olanlara verilecek
hapis cezasının üst suıın 3 yıldan 2 yıla
düşürülecek.
kasten zarara neden olan borçlula-
ra, ilgili kişinin şikâyeti üzerine 6
aydan 1 yıla kadar hapis cezası ve-
rilecek.
*/ Müflisin mallannı iflas idare-
sinin emrine vermeyen veya borç-
lannı bildirmeyenler, icra mahkeme-
since mahn değerinin dörtte biri ka-
dar idari para cezası ile cezalandı-
nlacak. Ancak bu ceza 500 YTLden
az ohnayacak.
^ Süresi içinde beyanda bulun-
mak üzere mazereti olmaksızın ıc-
ra dairesine gelmeyen veya beyan-
da bulunmayanlar hakkında 10 gün
disiplin hapis cezası verilecek.
• Mal beyanında bulunmayan
—^—^— veya beyanında mev-
cudunu eksik göste-
ren borçlu, bundan
zarar gören alacaklı-
nın şikâyeti üzerine,
3 aydan 1 yıla kadar
^ ^ ^ ^ " ^ hapis cezası ile ceza-
landınlacak. Alacaklının zarar gör-
mediğini ispat eden borçluya ise
ceza verilmeyecek. Gerçeğe aykı-
n beyanda bulunanlara da 3 aydan
1 yıla kadar hapis cezası verilecek.
îcra takibine konu olan borcun ta-
mamen ödenmesi halinde ise bu
ceza düşecek.
mento seçecek. Ancak tahminlerin ter-
sine AKP ilkelerini, görüntüsünü -kıs-
men bile olsa- yansıtan bir kişinin cum-
hurbaşkanı seçileceğine inanmıyorum.
Aynca seçihnemelidir. 1983'te bütün
Türkiye Turgut Sunalp'in MDP'sinin
seçimleri kazanacağı üzerine siyaset mü-
hendısliğı yaparken, biz Turgut Özalm
kazanacağını söylemiştik. 1 Mart tezke-
resinin kabul edilmeyeceğini de ifade
etmıştık. Bu konulardaki öngörülerim
doğrulandı. Şimdi de, AKP kökenli bir
cumhurbaşkanı seçibnesinin mümkün
olmadığını söylüyorum. Cumhunyet ko-
nusundaki duyarlılıklar. 1 Marttezkere-
suıin reddedilmesine yol açan duyarlı-
lıklardan daha kuv\r
etlı. Cumhurbaşkan-
lığı seçımıne kadar Meclis antmetiği de
çok değişir. Önümüzdeki aylarda Saadet
Partisi'nin kongresinden
sonra bu partınin grup ku-
racağını tahmin edıyorum.
isimler tartışılmalı:
Isimlerle ilgili değilim.
Atatürk ılkelenne bağlı,
cumhuriyetin temel değer-
lerini temsil eden bir kışi-
nin seçihne ihtimahni da-
ha yüksek görüyorum.
Önümüzde 2.5 yıl var.
isimler tartışıhnaya baş-
lanmalı. Parlamenteryapı
içinde, mevcut anayasal
kurallara uygun bir seçe-
nek yaratılması zorunlu.
Koalisyonlar döne-
mi geliyor: İkı partıli sis-
tem bitti. Bundan sonraki
Meclis, 3-4 partiden olu-
şacak. Yeniden koalisyon-
lar dönemi başlayacak.
AKP bugünkü oyunu ko-
rusa bile, tek başına ikti-
dar şansı kalmadı. tktidar
ve muhalefetten 250 mil-
letvekili birdaha seçileme-
yecek durumda. Böyle bir
tabloda AKP nasıl erken
seçün karan alır? Millet-
vekilleri nasıl erken seçün
için oy verir?
Muhafazakâr de-
mokrat değiller. Baş-
bakan, muhafazakâr de-
mokrat, olduklannı söylü-
yor. Ama asıl halkın nasıl
algıladığı önemli. Halk,
onlan Müslüman, demok-
rat, Islamı değerlere bağ-
lı parti olarak görüyor;
muhafazakâr demokrat
olarak görmüyor. AKP,
merkez partisi olamadı,
öyle algılanmıyor. AKP
kamuoyu desteğini, güve-
ninı hızla kaybediyor. HaDc
kendısini aldatılmış, kan-
dınlmış, dışlanmış hisse-
diyor. Bayrak meselesin-
de gösterilen tepki de bu
birikımın sonucu olarak
siyasete. AKP'ye karşı
tepkidir.
Birinci parti karar-
sızlar: Diğer partıler de
kan kaybediyor. Bugün
bir kamuoyu yoklaması
yapılsa yüzde 60 kararsız
çıkar. Genelkurmay Baş-
kanı'nın. Anayasa Mahke-
mesi Başkanı'nın açıkla-
malannrn bu kadar tartış-
ma yaratmasınrn, kamu-
oyunun kendilerine hak
vermesinin altında da bu
var. Siyasetin söyledikle-
riyle kamuoyunun algıla-
dıklan, bekledikleri aynı
şeyler değil. AB'ye du-
yulan tepkinin arkasında
da halkın beklentilerinin
yerine gehnemesi var.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Yüksel Hançerli'nin objektrfi De-
niz Gezmiş e çevrilmişti. Deniz elin-
de kazağı, yakın arkadaşlarından
Bozkurt Nuhoğlu, Işıtan Gündüz
veZihni Çetiner'le Istanbul'da üni-
versitenin bahçesindeyürüyor. Ya-
nında bir gazeteci, ona sorular so-
ruyor. Gazeteci de Deniz kadar
genç.
Hemen yanında elinde fotoğraf
makinesiyle gazeteci Ergin Ko-
nuksever.
O da ne kadar genç. Deniz ince-
cik, sırım gibi. Ciddi birşekildeyü-
rüyor. Deniz, her zaman böyle dü-
şünceli görünmezdi. Gülümserdi,
muziplikyapmaktan hoşlanırdı. En
zor koşullarda işi alaya alabilirdi.
Albümün başka sayfasını çeviri-
yorum. Aynı insanlar, yine Hançer-
li'nin objektifindeler. Deniz hâlâ dü-
şünceli. Giysilerine bakıyorum. Fi-
listin'den döndüğü günler olmalı.
Ayağında lastik bez karışımı aske-
ri postallar. Gömlek de Filistin'den
olabilir.
Deniz Gezmiş'in Fotoğrafı
Bir başka fotoğraf. Bir mahkeme
sonrası mı ya da bir gençlik olayı mı,
bilemiyorum. Belki de Deniz ceza-
evinden yeni bırakılmıştı. Onu ne
çok gözaltına aldılar, ne çok tutuk-
ladılar.
Bir sayfa daha çeviriyorum. Bu kez
Deniz askerler arasında mahkeme-
ye getiriliyor. Sonraki görüntü mah-
kemeden.
Ince dal gibi bir gençti Deniz.
1968 gençlik eylemlerinin tartışma-
sız önderiydi, sembolüydü. Onun-
la 1968 Haziran işgalleri sırasında
arkadaş olmuştuk. Daha önce de
Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı'nın
Tünel'deki binasında karşılaşır ko-
nuşurduk. O kadarçok tutuklanırve
kaçak duruma düşerdi ki, bu neden-
le onunla uzun boylu arkadaşlık
yapmak mümkün olmazdı.
• • •
1968'de Samsun'dan Ankara'ya
"Tam Bagımsızlık İçin Mustafa Ke-
mal Yürüyüşü"nü birlikte düzenle-
dik. Ne güzel umutlarımız vardı.
Samsun-Ankara yürüyüşünde ba-
şımıza neler gelmedi ki! Hemen her
gün yaşadıklanmız aleyhimize bir ha-
ber olarak sağcı gazetelerin man-
şetlerinde yer alıyordu. Sonradan
anladık ki, aramaza bir ajan yerteş-
tirmişlerdi.
Yürüyüşün erzak işlerini üstlenen
Muzaffer hemen her gün bağlı ol-
duğu istihbarat örgütüne bilgi ve-
riyormuş, onlar da gazetelere ser-
vis yapıyorlarmış.
• • •
"YükselHançerli'nin objektifinden
1970 îstanbul" fotoğraflannayeni-
den bakıyorum. Jandarmalar, bir
duvarın arkasında ellerinde silahlar,
belli ki gençleri izliyorlar. Bir başka
fotoğrafta binlerce genç 6. Filo'yu
protesto için yürüyor.
Deniz Gezmiş bir duruşmada ken-
dini savunuyor. Yine etrafı jandar-
malarla sarılı. Bir başka sayfada
"güzel bacakyanşması"n\n fotoğ-
rafları görülüyor.
• • •
Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve
Yusuf Aslan'ı, 6 Mayıs 1972'de
Mamak'tayanımızdaki hücrelerden
alıp idama götürdüler. Gencecikti-
ler. Düzene itirazlan vardı. Haksız-
lığa isyan etmişlerdi. Aradan tam 33
yıl geçmiş.
Onlan yanımızdan alıp götürdük-
lerinde aynı yaşlardaydık. Şimdi 60
yaşlanna yaklaştık.
Yüksel Hançerli'nin çektiği De-
niz Gezmiş fotoğraflarını ilk defa
gördüm. Daha önce hiçbir yerde
yayımlanmamışlardı. O albümü ka-
nştınrken geçmişe yolculuğa çıktım.
Içimi garip bir hüzün bastı.
Yaşam akıp gidiyor. Insan belle-
ği hep acılarla yaşayamaz ki! Yaşa-
mın hızı ve acımasızlığı sürükleyip
götürüyor. Aniden karşınıza çıkan bir
eski arkadaşınız ya da bir ölüm ha-
beriyle sarsılıyor, sonra yola devam
ediyorsunuz.
• • •
Deniz'in genç ve yakışıklı fotoğ-
raflanna içim acıyarak baktım. Her
zaman öyle olmaz. Deniz, benim
için genellikle umut ve neşe anla-
mına gelir.
Türkiye neden birtüriü demokra-
tikleşemiyorsorusunu soruyoruz. Is-
panya 50 yıl diktatörlük altında kal-
dı. Portekiz60-70 yıl. Yunanistan on
yıldan fazla. Bu ülkeler demokrasi
konusunda bizden daha geriden
başladıkları halde öne geçtiler. Biz
neden hep bir engele takılıp kalıyo-
ruz.
Deniz'in genç ve yakışıklı fotoğ-
rafı birçok şeyi anlatıyor. Neden bu
ülke demokratikleşemiyor sorusu-
nun cevabı belki de bu fotoğrafta
gizli.