Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 NİSAN 20435 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15
Fransız yapımı'Yaradılış: Büyük Sır' ile 'împarator'un Yolculuğu' gösterimde
Konumuz doğa belgeselleri
SUNGU ÇAPAN
Hayatımızdan 24. kez gelıp geçen
Istanbul Filrn Festıvali'nin ardm-
dan. nitelik bakımından pek olma-
sa da nicelik açısından adeta festi-
valle aşık atarcasına çeşit çeşit ve
çok sayıda fllmin afişlere çıktığı
geçen hafta, galasını festıvalde ya-
parak piyasaya atlayan ve doğrusu
görmekte birazgeç kaldığımızı yü-
zümüze vuran giizellikteki bir do-
ğa belgeseli gösterime girdı: Gene-
sis-Yaradılış r Büyük Sır. Aynca
festival öncesinde ıskalayıp sonra-
dan seyrettiğijrnız. övgüleri, alkışla-
n gerçekten hak eden. yediden yet-
mişe herkese salık verilecek cinsten
bir başka ilginç belgesel (La Marc-
he de l'Empereur-İmparator'un
Yolculuğu ) daha var gösterimde.
halen son haftalannı sürdüren.
Fransız belgeselci Luc Jacqu-
et'nin, aslında çağlardan beri do-
ğanın yazıp her yıl yeniden sahne-
ye koyduğu bir senaryodan çektığı
Imparator'un Yolculuğu, suda
harika yüzmesine karşın balık ol-
mayan, bir çift kanada sahip olma-
sına karşın kuş da sayılmayan, smo-
kinlerini çekip karlarda paytak pay-
tak, ufak adırnlar atarak yûrüyüşü
ve şirin, bilgiç hali tavnyla baştan
ayağa bir sevimlilik timsali olage-
len penguenlerin. az bilinen, zorlu
hayat mücadelelenni, türlerini azim
ve inatla canlanni dişlerine takarak
sürdürme çabalarını, üreme süreç-
lerini yansıtıyor.
Penguenlerin yaşam
yolculuğu
Kuzey Kutbu'nun zorlu ildimın-
de yaşayan imparator penguenle-
rinin buzullarla deniz arasında gidıp
gelen çileli hayat serüvenini, 3 bı-
reyli bir çekirdek aileyi başrole çı-
kararak anlatan yönetmen Luc Jac-
quet. Charles Berling, Romane
Bohringer, Jules Sirruk gibi oyun-
cular tarafindan penguenleri seslen-
direrek anlatıyor konusunu, tabii
Fransızlığmı göstenp yaklaşık 1 5
saatlik belgeseline romantik bir bo-
yut da katarak. 5 kameramanın çek-
tiği. başanlı görüntülerinden de des-
tek alarak romantik bir aşk hikâye-
si gıbi izlenen İmparator'un Yol-
culuğu, basmakalıp kurmaca hıkâ-
yelerden geçilmeyen filmlerin fink
attığı sınemalannıızda, klişe deyış-
Genesis / Yönetmen,
senaryo: Claude Nurid-
sany, Marie Perennou /
Kamera: Patrice Au-
bertel, VVilliam Lubtc-
hansky, Cyril Tricot,
Claude Nuridsany, Ma-
rie Perennou Müzik:
Bruno Coulais Oyun-
cu-anlatıcı: Sotigui Ko-
uyate < Fransa 2004
(Umut Sanat)
iit
imparator'un Yolculuğu" Kuzey Kutbu'nun zorlu ikliminde yaşayan
penguenlerin buzullarla deniz arasında gidip gelen çileli hayat serüvenini
anlatıyor. "Yaradılış: Büyük Sır" ise, o bildiğimiz, atom zerreciklerinden gelip
yaşayıp öldükten sonra yine atom zerreciklerine dönüşerek evrenin
sonsuzluğuna kanştığımız gerçeğini yineliyor, sonuçta. O alışılmış ifadeyle
söylersek, kaçırılmaması gereken iki belgesel.
le gerçekten kaçınlmayacak nitelik-
te, ılginç ve keyifli bir seyirlikti so-
nuçta.
7-8 yıl kadar öncesinde. tüm dün-
yada beklenmedik bir gişe başansı-
na erişip ödüller kazanan, o zama-
na kadar seyrettiğımiz belgeseller-
den, özü, tarzı ve müzikleriyle ay-
nlan Microcosmos. koltuğundaki
seyirciye kendısini neredeyse per-
dedeki hayvanın yanı başında his-
settiren. meraklısının hemen hatır-
layacaği, baştan sona yaşamm kut-
sandığı, unutulmaz bir doğa belge-
seli başyapıtıydı. Güneybatı Fran-
sarun kırsal bir yöresindeki bir ça-
yirda, kendi doğal hallerinde çiftle-
şen, avlanan, kavga eden ya da ça-
lışan börtü- böceğin bilinmeyenler-
le dolu, gizemli âlemini beyazper-
deye aktaran Microcosmos'la tanı-
dığımız, 68 kuşağından, biyolog-
yönetmen kankoca Claude Nurid-
sany-Marie Perennou çiftinin, bö-
cekler âleminin mikrokozmosun-
dan yaradılış ve evTenın makrokoz-
mosuna geçtikleri yeni belgesel iş-
leri Genesis-Yaradılış, tema bakı-
mından kuşkusuz daha geniş ölçek-
li ve daha zengın. Ancak başrolde
yine hayvanlar var, baştaki hem su-
da yüzen, hem de karada giden ba-
lıktan tamtam dansı yapan iki örüm-
ceğe ya da kulaç atarcasına yürü-
yen, bıçkın bitirim havah sürüngen-
lerden panzer ordusu gibi sahile çı-
kan yengeçlere kadar.
Yönetmen Nuridsany-Perennou
çiftinin, ekrandakı tıpik TV dokü-
manterleriyle alışılmış Walt Disney
tarzından aynlan o belgeselle kur-
maca arası, espri \e mızahla dona-
tılmış o özgün yaklaşımlannın bu
yeni ürünü, adıyla dinsel yaradılış
efsanelerini çağnştırsa da, sonuçta
bilimsel ve yaratıcı bir tavırla bel-
gesel türünün sürükleyici bir sente-
zi. Önce mutlak boşluğun egemen
olduğu evrenin başlangıcından iti-
baren dünyanın yaradılışını, canlı-
nın suda hayat buluşunu, hayvan ve
insanın ortaya çıkışını, genelde ka-
bilenin geçmişini, geleneklerini ye-
ni kuşaklara aktarmakla yükümlü
bir şifahi tarıhçiyle sanatçı-büyücü
arası bir Afrikalı anlatıcının (Soti-
gui Kouyate) masal anlatırcasına
rahat, basit ve bilgece anlatımından
ızlediğimiz Genesıs. seyırcısinı ik-
na ediyor. uzayın. hayatm. canlının
kökenleri hakkında bilime ters düş-
meden.
Anlatıcının bir kova su, sabun kö-
püğü, bir damla süt ya da duman
halkalan kullanıp örnekleyerek sa-
manyolu, evrenin oluşumu, bera-
berce akıp yürüyen hayat ve zama-
nın ortaya çıkışı. ve canlının vahşi
doğada ayakta kalma mücadelesine
(ya da nerden gelıp nereye gıttiğimi-
ze) ilişkin anlattıklannı ya da yo-
rumlarını izledığimiz 'Yaradılış'
dünyanın dört bir bucağından sap-
tanmış nefıs çekimlerle süriiyor. Sö-
zün özü, yaradılıştaki büyük sırlan
ıfşa etmekten çok o bıldığımız atom
zerreciklerinden gelip yaşayıp öl-
dükten sonra da vine atom zerrecik-
lerine dönüşerek evrenın sonsuzlu-
ğuna kanştığımız gerçeğini yineli-
yor bu film.
Biyolog yönetmen çift, bihmsel
amaçlı bir belgeselden çok dünyay-
la hayatm evrimine ilişkin, Micro-
cosmos tan anımsadığımız Bruno
Coulais nın müzikleriyle uyumlu,
hanka görünfüler eşliğinde etkileyi-
ci bir seyır deneyimine davetiye çı-
kanyor 'Genesis'le.
Unutulmayacak
kahramanlar
Baştaki anfibik balıktan koca-
man yumurtayı yutup kabuklan-
nı da tüküren yılana, kalın yumur-
ta kabuğxınu kırıp bir an önce gün
ışığına çıkmaya çalışan devekuşu
yavrusundan kerevitleri oltasına
düşürüp bir bir yutan balon gibi
balığa kadar bir yığın unutulma-
yacak kahramanın(!) birbirinden
rol çaldığı bu film, öteden beri
kendinı dünyanın merkezi sayıp
ötekı canlılara hoyrat davTanagel-
miş ınsanoğluna, doğayla bağla-
nnı gittıkçe kopartıp modern ça-
ğın teknoloji canavarına iyice tes-
lim olduğunu da anlatıyor. C vi-
tamininin mercek altındaki açılı-
mı olan (birbirlenyle birleşip bü-
tünleşen habbecikler) birtakım il-
ginç görüntülerin üstüne çıkan ta-
nıtma yazılanndan denizanasırun
kumlarda eridiğı ve sudaki balık
sürüleriyle. havadakı kuş süriile-
ri çekimlerinin paralel verildiği
finahne kadar içine çekiverdiği
seyircisine kökenleri ve doğayla
ilişkisini sorgulatan ve zengin
oyuncu kadrosuyla (!) da göz alan
'Yaradılış' kısacası, o alışılmış
ifadeyle söylersek kaçırılmaması
gereken bır belgesel. Microcos-
mos kadar olmasa da.
Yeni Başlayanlar...Yeni Ba$layanlar...Yeni Başlayanlar...
Rehine/Hostage
Robert Crais'nın aynı adlı
romanından beyazperdeye
aktanlan 'Rehine'yi Florent
Emilio yönetiyor. Bruce
VViUis, Ke\in Pollack,
Jonathan Tucker ın
başrollerini paylaştığı filmde,
rehin alma olayında değişik
karakterlerin yollan karşı
karşıya gelıp çakıştığında,
olaylann sürekli olarak nasıl
farklı yönlerde geliştığı
anlatılıyor.
İlci Cenç Kız
Perihan Mağden'in 'İki Genç
Kızın Romanı' adlı kıtabından
Kutluğ Ataman'ın
beyazperdeye uyarladığı 'İki
Genç Kız'da başrolleri Hülya
Avşar, Vildan Atasever,
Feride Çetin paylaşıyor. Film,
18 yaşlanndaki akılh, sert,
çevresine karşı öfkeli ve yalnız
bir genç kız olan Behiye ile
güzel, göz ahcı, sıcak, sevgi
dolu, yumuşak Handan ın
kaçış öyküsü.
Elektra/Elektra
Rob Bowman"ın yönettiği
Elektra'da başrolleri Jennifer
Garner, Goran Yîsnjic,
Cary-Hiroyuki Tagawa
paylaşıyor. Kendisi gibi kiralık
bir katil tarafindan öldürülmüş
olan Elektra kendisini
yetiştirmiş ve öldürme sanatını
öğretmiş olan the Hand adlı
suç örgürü tarafından mistik
bir törenle yaşama döndürülür.
Hand'in, savaşçı kadına
verdiği ilk görev ölüm
listesinin başındaki Mark
Miller ile 13 yaşındaki kızı
Abby"i öldürmek olur. Ama bu
insanlarla istemeden
yakınlaşan ve dost olan
Elektra, efendilerine karşı
çıkacaktır.
Koro/Les Choristes
KJasik gıtar sanatçısı
Christophe Barratier'nın hem
yönetmenliğini yaptığı, hem de
senaryosunu yazdığı 'Koro'da
başrolleri Gerard Jugnot,
François Berleand, Kad Merad
paylaşıyor. 1949 yılında, o sıralar
işsiz olan müzik öğretmeni
Clement Mathieu. problemli
çocuklann devam ettiği bir okula
gözetmen olarak ahnır. Baskıcı
bir tutum sergileyen okul
müdürü Rachin çocuklan hizaya
getirmekte zorluk çekmektedir.
Onlara şarkıların gizemli
dünyasının kapılannı açan
Mathieu, hayatlannı sonsuza
dek değıştırecektir.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE... ERDAL ATABEK
Kurban ım? Katil mi?
Vedat Türka
Sempozyumu
I
I
ı
10.00 - 12.OO
Edebiyatçılığı: Roman ve Şiirleri
Ü<û Tamer, Ataol Behramoğlu, Deniz Çakıcı
N/adiator: Turgut Çeviker
13.OO. 15.OO
Sinemacı va Oyun Yazarı Olarak Türkali
A:ıf Yılmaz, Atılla Dorsay. Oğuz Makal
IVadiator: Barış Pirhasan
15.OO . 17.3O
Sryasi Kişiliği ve Polemik Yazıları
N'jrat Belge ile Vedat Türkaiı söyleşisi
3O Nisan 2OO5, Cumartesi
lıtanbul Bilgi Üniversltesi, Oolapdara Kampütü
'Çevirmen', bir 'Sidney Pollack
filmi'. 'Akbabanın Üç Günü'nün,
'Out of Africa'nın yönetmeni, dikka-
tini bu kez de Afrika üzerinde oyna-
nan oyunlara yöneltiyor. Sefalete mah-
kûm edilmiş bir kraliçe olan Afrika,
yoksulluğun, geri bırakılmışlığın pen-
çesinde inliyor. 'Öğretmen' lakaplı
yeni diktatör-başkan, daha önceki li-
derlere yönelttiği eleştirileri unutmuş,
koltuğıınu kanla, şiddetle. zorbalıkla
koruyor. Bu yokluklar ıçındeki Afri-
ka ülkesinin başkanı, Bırleşmiş Mil-
letler'e bir konuşma yapmak üzere ge-
lecektir. Ancak onu korumak zorunda
olan Amerika'nın gizli servisleri tela-
şa düşmüşlerdir, çünkü bu diktatör
başkana karşı her an bir suikast dü-
zenlenebılir. Böyle gergin bir ortam-
da her şey olur.
Afrikalı çevirmen
Uluslararası bir çevirmen olan Sil-
>ia Broome, Birleşmış Milletler bi-
nasında bir odaya bıraktığı eşyalan-
nı almak üzere iken bir fısıltı duyar.
Çevirmenin bildiği ama çok az bili-
nen bir Afrika lehçesiyle fısıldanan
sözler, "Öğretmen bu odadan can-
lı çıkmayacak" demektedir. Bir an
için de çevirmenin orada olduğu gö-
rülmüştür. Şımdi Silvia, çok yönlü
bir baskı altına girmiştir. Bır yandan
bir suikast düzenleneceğini öğren-
miş, öte yandan da kendi yaşamı teh-
like altına düşmüştür. Duyduğu fısıl-
tıyı yetkililere aktarıp aktarmamada
kararsız kalır. Ama sonra bunu ha-
ber vermenin doğru olduğunu düşü-
nür ve gizli servis ajanlan durumu
öğrenir. Federal ajan Tobin Keller,
konuyla doğrudan ilgili olma göre-
vinı almıştır. Silvia ile görüşmele-
rinde ortada bir çok karanlık nokta
bulurjduğunu görür. Çe\drmen Sil-
via, Afrika doğumludur. Ailesi ile o
ülkede yaşarken 'Öğretmen' tara-
findan ailesinin öldürüldüğü ortaya
çıkar. Aynca, Silvia'nın kardeşi Si-
mon hâlâ oradadır, arkadaşı olan bi-
risi de orada kaybolmuştur. Böylece,
Silvia'nın konumu birden değişir.
Sadece bir konuşmaya tanık rolün-
den karmaşık bir role geçmiştir. Sil-
via, intikam almak için böyle bir su-
ikastın içinde yer mi almıştır? Bu
olaydaki gerçek rolü nedir? Yoksa,
artık banşçıl bir çözüme inandığı
için mi Birleşmiş Milletler'de görev
yapmaktadır? Öte yandan ajan To-
bin Keller de yüreğinde taze bir ya-
ra taşımaktadır. Kansı onu bir baş-
kasıyla yaşamak için terk etmiş ama
beklenmedik biçimde ölmüştür. Bu
da Keller için aşın duyarlı olduğu
bir durum yaratmıştır.
Piktatör öğretmen'
Çevirmen Silvia Broome için var
olan yaşam trajedisi, ajan Tobin Kel-
ler için kanayan yaralı yürekle buluş-
tuğu zaman nasıl bir insan ilişkisi do-
ğacaktır? Bu ikilinin arasında gelip gi-
den duygusal gelgitler filmın insancıl
yönünü oluşturmaktadır.
Öte yandan bu yoksul Afrika ülke-
sinde yaşananlar da bir insanlık traje-
disi olarak ortaya çıkar. 'Öğrermen'in
Birleşmiş Milletler binasına gelmesi,
konuşma yapma karan, pek çok konu-
nun gözden geçirilmesine yol açacak-
tır.
Film hem güçlü bır senaryo, hem de
Silvia rolünde Nicole Kidman, ajan
Keller rolünde Sean Penn'in güçlü
oyunculuklarıyla etkili bir yapım ol-
muştur. Insan yaşamları, toplumsal
trajedıler ıçınde bireylenn da\Tanışla-
n ustaca ele alınmış görünüyor. Göriil-
meye değer bir sinema, olayı.
KEDt GOZU
VECDİ SAYAR
Kaplumbağalar da Uçar
önceki gün, basın gösteriminde izlediğim
Iranlı Kürt yönetmen arkadaşım Ghobadi'nin
son filmi 'Kaplumbağalarda Uçar'\n etkisinden
henuz sıyrılamadan yazıyorum bu satırları. Bu-
gün gösterime girecek olan filmi izlerken, ya-
şadığı dünyaya karşı kendini sorumlu hisseden
bir başka büyük sanatçının, Godard'ın son fil-
mi 'Müziğimiz'le kıyasladım ister istemez. Go-
dard, dünyadaki kaos karşısında teslim bayra-
ğını çekmiş, entelektüel söylemlerle varoluş
kavgasını sürdürürken, Ghobadi bu kaosa iti-
razını en yüksek perdeden dile getiriyor, daha
doğrusu bir tokat gibi yüzümüze çarpıyordu. I-
rak Kürdistanı'nda Saddam'ın ve Amerika'nın
mayınlarına kollarını, bacaklarını bırakmış kü-
çük çocuklann destanı diyebiliriz 'Kaplumbağa-
lar da Uçar'a. 'Sarhoş Atlar Zamanı'nöa iranlı
Kürt çocuklann yaşam mücadelelerini beyaz-
perdeye taşıyan Ghobadi, gene çocuklarla el
ele verip, Irak'ta yaşanan acılara tanıklık ediyor.
Kürt sineması, önümüzdeki günlerin ana te-
masını oluşturmaya aday. Iraklı Kürt yönetmen
HinerSalem'in VotkaLimon'u haftayagöste-
rime giriyor. O kadarla da kalmıyor. 'Fotoğraf
filmi ile çıkış yapan Kazım Öz'ün belgeseli 'Dur
I Uzak' da haftaya sinemalarda. öz, kendi kö-
yünün insanlarını beyazperdeye taşımış. Kimi
köyde, kimi gurbette olan bu insanlann sorun-
larını, özlemlerini anlatıyor. Içerden birbakışla...
• • •
Geçen hafta sözünü ettiğim, Karşı Sanat'ta
açılan 'BirBilanço: 80'li Yıllarda Türkiye'de Sa-
nat Üretimi' sergisinin broşüründe Beral Mad-
ra şöyle diyor: "...80'liyıllarda, sanatçılann ve
aydın/ann düşünceleriniyenilemeterigerekiyor-
du. Kültürierarası ilişkilerde entegrasyon ve asi-
milasyon yerine inserasyonun (iki kültürün eşit
olarak yan yana var olması) geçerti olması, bir
kültürün başka kültürier arasında bir kültür ol-
duğu, ne daha değerti ne de daha değersiz ol-
duğu düşüncesinin yerleşmesi söz konusuydu.
Ne varki, siyasal ortam buna henüzizin vermez-
ken, ekonomik ortam kültürleh tüketim kültürü-
ne dönüştürmeye başlamıştı."
8û"lerde başlayan süreç bu gün hangi aşa-
mada? lyımser olmak mümkün mü? Kürt film-
lerinin gösterime girebilmesi bile bir şeydir di-
yeceksiniz, ama acaba kaç kişi izleyecek bu
filmleri? lliğimize kadar işleyen tüketim kültürü
buna izin verecek mi, hep birlikte görecegiz...
Kürt sorunu, yakıcılığını yitirmedi henüz. Haf-
ta içinde toplumun çeşitli kesimlerinin temsil-
cileri ile toplantılar gerçekleştiren ve yeni bir
toplumsal barış çağrısı yapan Doğu ve Güney-
doğu illerimizin belediye başkanları ile biz de -
Barış Girişimi temsilcileri olarak- buluştuk. Ül-
kemizde kalıcı bir barışın sağlanmasında, Türk
ve Kürt aydınlarına, sanatçılarına büyük görev-
ler düşüyor. Kışkırtmaların art arda geldiği şu
günlerde sanatın birleştiriciliğinden yararlana-
biliriz. örneğin, önümüzdeki yaz aylarında dü-
zenlenecek sanat şenlikleri, milliyetçi duygula-
rı tazelemek yerine arkadaşlık duygulannı (Ece
Temelkuran haklıdır, kardeşlik kavramının sır-
tımıza yüklediği küfeler var; oysa arkadaşımızı
kendi irademizle seçiyoruz) ve küttürler arası ile-
tişimi güçlendirme işlevini neden üstlenmesin?
Filmlerin de böyle bir işlevi olduğunu düşünü-
yorum. Birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz, anlaya-
biliriz sinema aracılığı ile. Diyarbakır Belediye
Başkanı'nın sözleri ile "Şugünler, empatiyeçok
ihtiyacımız var". Hem de çok...
• • •
Istanbullu sanatseverieri zorlu seçimler bek-
liyor. Gidilmesi, görülmesi gereken o kadar çok
film, oyun ve sergi var ki... "Imbikten Çekilmiş
Adam: Arif Dino"nun Yapı Kredi'deki sergisi,
Sarkis'in Akbank Kültür Sanat Merkezi'ndeki
sergileri nisan ayına damgalarını vuran sergiler
oldu. Mayıs ayına ise llhan Koman'ın Isveç
Başkonsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi ve
Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi'nde açacağı
sergiler damgasını vuracağa benzer. Bu arada,
Arzu Başaran'ın Galeri Apel'deki, Su Yücel'in
Nişantaşı Hobi Sanat Galerisi'ndeki ve heykel-
tıraş Ender Güzey'in Iş Sanat Galerisi'ndeki
sergilerini izlemenizi öneririm. Bir de, Osmanlı
Bankası Müzesi'nde açılan 'Dünden Bugüne
Galata' sergisini... Ama her şeyden önce, aşa-
ğıdaki çağrıya kulak verin derim:
•••
Yazarlar, tiyatrocular, sinemacılar, müzisyen-
ler, ressamlar, heykeltıraşlar, çizerler, fotoğraf
sanatçıları, tasarımıcılar...
1 MAYIS'ta sanat emekçileri, Türkiye işçi sı-
nıfı ile kol kola
10.30'da Kadıköy Tepe Nautilus önünde BU-
LUŞUYORUZ
2 MAYIS'ta, 10.30'da Ortaköy TOBAV Afife
Jale Sahnesi'nde
ÖZERK SANAT KONSEYİ'nin 5. Kurulta-
yı'nda
"ÖZGÜR SANAT İÇİN ÖZERK SANAT KU-
RUMU"
tezi doğrultusunda hazırlanan yasa taslağını
görüşmek için
BULUŞUYORUZ.
vecdisayar@yahoo.com
BUGÜN
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
19.30'da İDSO konseri. Şef: Emin Güven
Yaşlıçam. Solist: Umberto Clerici
(\dyolonsel). (0 212 251 56 00)
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
19.30'da İDOB'den 'Alyoşa & Anadolu
Formlan'. (0 212 251 56 00)
• CRR'de 20.00'de 5. Uluslararası
Istanbul Dans Festivali kapsamında
Compagnie Philippe Genty topluluğu.
(0 212 232 98 30)
• KADIKÖY KARİN PUB'da 21.00'de
'Art-Alan II' kapsamında Simply Music
(Yüıon Muallem, Sumru Ağıyürüyen, Hakan
Gürbüz, Cenk Erdoğan) konseri.
• YEREBATAN SARNICI'nda 14.00'te
Tiyatro Boyalı Kuş'tan 'Bir Sevda Masalı'.
(0 212 293 12 70)