23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN2005CUMA CUMHURİYET H i J v U İ ^ I t_fİTJ_l ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr Karadeniz usulü teşvik talebi: îlimizi değiştirelim Çoruan y \ G vezirköprü 6 Havza AMASYA Karadeniz SAMSUN : A Ordu Tokat • Ordu, Tokat, Amasya. Çorum. Kastamonu ve Sinop'taki yatınmcılara teşvik verilmesine karşın Samsun'un kapsam dışı bırakılması, özellikle Vezirköprü ve Havza gibı sürekli göç veren üçelerde düş kınklığı yarattı. Samsun kapsama alınmayınca, Vezirköprü ve Havza. Amasya'ya bağlanmak istedi. SAMSUN (Cumhuriyet) - Samsun, Teşvik Yasası kapsa- mına alınmayınca Vezirköprü ve Havza ilçelerinde Amas- ya'ya bağlanmak için imza kampanyası başlatıldı. CHP Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili HahıkKoç Samsunlulann tepki göstermek- te haklı olduklannı söyledi. Koç; Ordu, Tokat, Amasya, Çorum, Kastamonu ve Si- nop'taki yatınmcılara teşvik ve- rilmesine karşın Samsun'un kapsam dışı bırakılmasının özellikle Vezirköprü ve Havza gibi sürekli göç veren ilçelerde büyük hayal kınklığı yarattığı- nı belirtti. Teşvik kapsamındaki kentler- de yatınm yapmak isteyenlere karşılıksız arsa, çalıştıracaklan işçilerin sigorta primlerinde, enerji giderlerinde ve vergilen- dirmede indirim ve çeşitli ko- laylıklar getirildiğini anımsatan Koç, "Bu şartlarda yaünm ola- nağı bulan ve üretim için kullan- mak isteyen kişi ve kuruluş, Ün- ye, Fatsa dururken Terme'ye Çarşamba'ya niye gitsin? Mer- zifon, Suluova dururken Hav- za'yı, Ladik'i, Vezirköprü'yü ni- ye tercih etsin'' diye sordu. Koç, hükümetin acil olarak yatınmsızlık ve üretimsizlik ne- deniyle ortaya çıkan işsizlik so- rununu çözmesi gerektiğini vur- guladı. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı 2004'te son 11 yılm en yüksek düzeyine ulaştı \ergide a<laletsizlik dizboyu MURAT K3ŞLALI ANKARA -Vergi yapısındakı adalet- sizliğin göstergesi olarak nitelenen do- laylı vergılenn toplam vergi gelirleri içindekı payı 2004 yılında yüzde 68.9'la son 11 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Eski Gelirler Genel Müdürü ve CHP Trabzon Milletvekili Aktf Hamzaçebi hükümetin "mükeBeflerebaskıuygula- ma yolunu seçtiğün"" belirterek "Bu, idarenin acztain göstergesidir" dedı. Gazi CnıveTSitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Kjzdot da Maliye Bakanı Ke- mal l nakıtan ın dolaylı vergıler konu- sunda sözünü tutmadığını belirtti. Hü- • Otokontrol mekanizmalannı kaldırdığı için doğrudan vergi toplayamayan hükümet, vergi hedeflerini tutturmak amacıyla dolaylı vergilere yükleniyor. Dolaylı vergiler son 12 yılın en yüksek seviyesine çıkarken uzmanlar hükümeti eleştiriyor. kümetin, vergi politikalanna bakış açı- sındakı çarpıklığının yansıdığı son dö- nemdeki bazı uygulamalan şöyle: Kayıt dışı: Gelişmış ülkelerde ver- gi gelırlennın ulusal gelire oranı yüz- de 50'len geçerken Türkiye'de bu oran yüzde 25. Kayıt dışının bu kadar yaygın olmasmın bilinmesine karşın hükümet hâlâ dörtte üçü boş olan 10 bin 700 denetım elemanı kadrosunu doldurmadı. Özel Tüketim Vergisi: Dolaylı ver- gıler içinde en büyük kalemi yılın ılk 3 ayında toplanan 6.3 trilyon lırayla ÖTV oluşturuyor îlk üç ayda topla- nan 15.9 tnlyon lıralık dolaylı vergı- nin yüzde 40'ını oluşturan ÖTV, ge- çen yılın aynı dönemme göre yüzde 22.6 artış kaydetti. Akaryakıt: ÖT\" içinde mıktarsal olarak en büyük kalemi 4.2 tnlyon li- rayla geçen yılın aynı dönemıne göre yüzde 27.3 artan petrol ve doğalgaz ürünlerinden alınan vergi oluşturuyor. Otomobil: ÖTV içinde oransal ola- rak en yüksek artışsa yüzde 88.5'le motorlu taşıtlardan alınan vergıde gerçekleşti. Alkollü içecekler: Türkiye vıskide Avrupa 3'üncüsü. Rakı ÖTV'si Avru- pa'da 6. sırada. Almanya. Yunanıstan. Ispanya, Fransa, ttalya. Hollanda gıbi ülkelerde ÖTV oranlan Türkiye'den düşük. GeHr İdaresi Yasası: IMF yeni stand- by için önkoşul olarak belirledığı için çıkanlan yasa, konunun hiçbir tarafı açısından taünin edici bulunmadı. Ver- gi uzmanı yemınli mali müşavır Ekrem Sansu, "fasannın amacı GeHr İdare- si'ni bağımsız bir otorite hahne getir- mek ve maü yapısuu, kadrosunu güç- lendirmektL Âma tam tersi oldu" dıyor Vergi borçlaruun sinnmesi: Maliye Bakanlığı Merkezi Uzlaşma Komisyo- nu. son dönemde en az 4 fırmanın ver- gi borçlarını "sınrladL'* Kamu zaranna yol açtığı Devlet Denetleme Kurumu ve Sayıştay tarafından tespit edilen do- ğalgaz çevrım santralı Trakya Elekt- rik'in de 213 trilyon liralık matrahın- dan 193 tnlyon liralık borcunu sildı. UZMANLAR: Unakıtan sözünü tutmuyor AN'KAR-A (Cumhuryet Bürosu) - Uzmanlann hükümetin vergı politikala- nyla ilgili değerlendirmesi özetle şöyle: Akn"Haıtızaçebi.CHP Mffletveküi, Es- ki GelirlerGenel Müdürü: Gelır vergisi- nin uygulamaya girdiği 1961 yıltndanbu yana var olan otokontrol kurumlannın en sonuncusu 'Nereden buldun'du. Bu hükümetin i lk işi nereden buldurTu kal- dırmak olmuştur. Bu hükünıet dönemin- de otokontrol kurumlannın yokluğu ve idarenin büttin beyannameleri kontrol et- me imkânlan olmaması nedeniyle mü- kelleflere, matrah artırması ve fatura ke- silmesi yönünde baskı yapılması yolu se- çilmiştir. Bu esasen ıdarenın aczirun bir göstergesidir. Sıstem böyle olunca bura- dan doğan boşluğu gidermek için hükü- met dolaylı vergilere yükleniyor. Prof. Şükrü KıaJot, vergi uzmanı, Ga- zi Üniversitesi ttBF: Bu hükümet ıktida- ra ilk geldigınde Maliye Bakanı bir ko- nuşma yaptı Orada 'Bu ülkede dolaylı vergifer yüzde 67'ye çıkmış. Eğer bir ül- kede dolayh vergiler bu oranlara çıkmış- sa, vergi adalerinden de bahsediJemez. sağlıklı bir vergi yapısından da bahsedi- temez. Öncelikk bu oranın aşağı çekfl- mesi lazun' dedi. Bu doğru bir söz. Ar- dından uygulamaya başladılar. Yüzde 67 oranı, 2005 bütçesinde yüzde 73.4'e çık- tı. Söz verdıler ama uygulamalan tam tersi oldu. Türkiyede dolaylı vergilere yüklenıliyor. Bunun için de bol bol zam yapılıyor Kayıt dışı ekonomiyı de bes- lîyorlar. OnuhLİI MÜCADELENiZ £ DESTEK Serbest bölgede ilkgrevyapıldı A /? u }' t " n sürecinde serbest bölgelerde Jİ..D grev vasağının kaldırılmasının ar- ıhndan Ege Serbest Bölgesi ndeki Fransı: Lisi Aerospace (FTBestaş) işçilerigre\e çık- tı. Işyerinde çalışan Birleşik Metal-lş 'e bağ- lı 175 işçinin başlattığı greve, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebidekatıldı. Çelebi, ' Gre\• bizim için amaçdeğilaraçtır. Bizi kav- gaya davet ettiler, bi: de kabul ettik; işte hodri meydan diyoruz. Insan onuruna yakı- şanbır ücret \ e sosyal haklar talep ediyoruz dedi. Birleşik Metal-lş Genel Başkanı ve DİSK Genel Başkan Yardımcısı Adnan Ser- daroğlu da bölgelerin uluslararası sermave için cennet, çahşanlar için ise cehennem ol- duğunu söyledi. 4 aylık süreç içinde toplu- sözleşme görüşmelerinden olumlu bir sonuç çıkmadığım kaydeden Serdaroğlu, merkezi Fransa'dabulunan şirketin Fransa da çalı- şanlarına en düşük 1300 Avro ödediğini, tz- mir deki işçilerin ise 2 75 Avro aldığını ve üc- retlerini 500 Avro \a çıkarmak istediklerini büdirdi. (Fotoğraf: HICR.4S ÖZDAMAR) Migros Genel Müdürü Aziz Bulgu: Gima 'yla görüşmeler olumlu sonuçlanır Wal-Mart'la ilişkimiz dostane SIRLARINIANLATTHAR Her şeyi bilen adam devri artıkkapandı İSTANBUL (AA)- Türk Sanayicile- ri ve Işadamları Derneği (TÜStAD) Yönetım Kurulu Başkanı Ömer Sa- bancı. "Her şeyi bilen adam devri ka- pandı. Yeni tider tipi, öğrenen lider" dedi. Eduplus Eğitim Danışmanlık ta- rafından düzenlenen "2. Liderhk Zir- vesi 20O5"te. kendi alanlannda başan- h olmuş birçok isim, liderlik su-lannı katıhmcılarla paylaştı. Sabancı. ko- nuşmasında. "Liderliğin yeniden tarif edildiği bir dünyada rahmetli Sakıp Sabancı'nın içselleşhrdiği bazı özeüik- l«rin, yeni tanınıla önemli ölçüde örtü- şebildiğini görmek bana ayn bir keyif fc-emor" dedı Erdem Holding Yönetım Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem, lider- Liğin, tecrübe ve uygulamanın bir ara- ya gelmesinden ortaya çıktığını söyle- di RessamBedriBaykamda, "Lider- BkSanaO: Yaraöcıhk" konulu oturum- ia yaptığı konuşmada. "Liderfik her- kesi dinlcdikten sonra tek başuıa karar alabilmektir Lider dünyavı değiştir- mekten korkmamalıdır*' dedi Şahınler Holding Yönetım Kurulu Başkanı Kemal Şahin de başannın ve başansız olmanın tesadüfi olmadığını belınti. İSTANBL'L (AA) - Migros Genel Müdürü Aziz Bulgu. Gima'nın satın alınmasına ilişkin görüşmelerin başladığını anımsatarak "Görüşmelerin olumlu olacağını düşünüyonız" dedı Eduplus Eğıtım Danışmanlık tarafından düzenlenen U 2. Liderlik Zirvesi 2005" toplantısına katılan Bulgu, sorulan yanıtladı. Wal-Mart ile Koç Grubu arasmdaki görüşmelerinse dostane bir havada geçtığını ıfade eden Bulgu. Koç Grubu'nun perakendeyı ana kolu olarak gördüğünü söyledi. Bulgu, Wal- Mart'ın başka ülkelerde yaptığı gibi. Türkiye'de de her tarafa baktığını, incelemelerde bulunduğunu belirterek u OnIardan olumlu sinyal beklentimiz yok. Olmasa da sorun değü, bizim arzumuz büyümek" dedı. Gımada incelemenin yapılacağını ve satın almanın bundan sonra netleşeceğini kaydeden Bulgu, ne yönde bir gelişme olacağı sorusunu ise "Ohunhı olacağını düşünüwruz" şeklinde yanıtladı. Yeni başkan Hakan Uvanık. GENEL KURULDA YENİ YÖNETtM BELÎRLENDl Uyanık, Reklamverenler Derneği'niıı yeni Başkanı İSTANBUL (AA)- Reklamverenler Derneği Yönetım Kurulu Başkanlığı'na Hakan Uvanık gennldi. Reklamverenler Derneği'nın 7. olağan genel kurulunda yeni dönemde görev yapacak yönetım kurulu üyeleri belirlendi. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Eczacıbaşı-Biersdorf Genel Müdürü Hakan Uyanık seçiluicen başkan yardmıcılığı görevlerini Unilever Medya Direktörü Dilek K. Erkey ıle Koç Holding Medya ve Reklam Koordinatörü Müdürü Hakan Gören yürütecek. Reklamverenler Derneği'nın yönetım kurulu asıl üyelen Arif Sankur, Babür Çelebi, Bekir Bmdak, Bülent N. İnan. Caner Tunaman. Galya Fra>Tnan Molinas, Hakan Turau, Sertaç Önen, Suna Dokur ve Tankut Turnaoğiu'dan oluştu. NOTDEFTERİ ZEKERİIA TEMİZEL Hangi Büyüme? 2004 yılında yüzde 9.9 oranında büyümüşüz. Şimdi ne demeli, gözümüz aydın mı, yoksa eyvah yine büyümüşüz mü? Övünmeli mi, dövünmeli mi konusunda karar ver- meden önce aşağıdaki tabloyu inceleyelim. Yıllar 1993 2000 2004 Ihracat (MilyonS) 15.345 27.774 63.074 Itfıalat (MilyonS) 29.428 54.502 97.361 Dış Ticaret açığı (Mityon $) -14.083 -26.727 -34.286 Büyûme % 8.1 6.3 9.9 Türkiye 1993 yılında yüzde 8.1 oranında büyüdük- ten sonra 1994 ekonomik krizini, 2000 yılında yüzde 6.3 oranında büyüdükten sonra da 2001 ekonomik krizini yaşadı. Ekonomi 1994 yılında yüzde 6.1, 2001 yılında da yüzde 9.4 oranında küçüldü. Bu da gösteriyordu ki, hem 1993 hem de 2000 yı- lında gerçekleşen büyüme, sürdürülebilir bir büyüme değildi. Her iki yılda da büyümeyi sağlayan koşullar aynı zamanda ekonomıdeki kınlganlıklan arttıran eko- nomik krizi hazırlayan koşullardı. Büyüme, borçlanılarak gerçekleştirilen tüketime da- yanıyordu. Cari açıklar sıcak para ıle karşılanıyor, dü- şük kur ile ucuzlayan ithal mallan karşısında yerli üre- tim dayanamıyor, üretim duruyor, işsizlik artıyordu. • • • Peki 2004 yılı ekonomik verilerinden de aynı sonuç- lar doğar mı? Hemen belirtelim ki, 1993 ve 2000 yılı verileri ile 2004 yılı verileri arasında çok önemli bir farklılık var. Türkiye'de, 2001 yılından beri uygulanan dış tale- be dayalı büyüme stratejisinin bir sonucu olarak, ih- racat da önemli ölçüde artmaktadır. Yani yapılan itha- latın büyük kısmı, ülkede işlendikten sonra yeniden ih- raç edilmekte, ülke içerisinde yaratılan katma değe- re bağlı olarak ulusal gelirde de artma olmaktadır. Nitekim ihracat 1993 yılında yüzde 4.3. 2000 yılın- da yüzde 4.5 oranında artmışken 2004 yılında yüzde 33.5 oranında artmıştır. Bu durum 2004 yılı ekonomik sonuçlarını daha olumlu kılmaktadır. Ancak bu durum ekonomide kınlganlık tehlikesini tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Bir defa ihracat yüzde 33.5 oranında artarken ithalat da yüzde 55.2 oranında artmıştır. Bu durum nihai olarak Türkiye'de tüketilen malların ithalatında da önemli bir artış oldu- ğunu ortaya koymaktadır. Nitekim 2004 yılı büyüme verileri içerisinde büyü- menin en önemli kalemini ithalat vergileri oluşturmak- tadır. Ihraç mallanna girdi oluşturan ithal mallarının vergileri tahsil edilmediği için (tecil ve terkin uygula- ması) yüzde 26 oranında artan ithalat vergileri, tüke- tim amaçlı ithalatın boyutları konusunda bir fıkir ver- mektedir. Bu durum ekonominin yapısında önemli değişiklik olmakla birlikte kırılganlıklarının sürdüğünü ortaya koymaktadır. • • • Büyümenin ülkenin sosyal yapısında yarattığı de- ğişime gelince: 2003 yılında 356.7 katrilyon lira olan milli gelir 2004 yılında 428.9 katrilyon liraya yükselmiş. Yani 72.2 kat- rilyon lira artmış. Peki bu 72 katrilyon lirayı kim elde etmiş? Çiftçi mi? Büyümeden çiftçinin pay almadığını za- ten rakamlar ortaya koyuyor. 2004 yılında tarım sade- ce yüzde 2 büyümüş. Üstelik bu kadariık büyüme de, yılm 9 ayında yoksullaşan çiftçinin geliri son üç ayda yüzde 9.1 oranında arttı denilerek sağlanmış. Bu ar- tışın nedeni bilenler varsa, anlatsalar iyi olacak. Işçi mi? Dış talebe dayalı büyüme yurtiçi üretim ma- liyetlerinin en düşük düzeyde tutulmasına bağlı bulun- maktadır. Yurtdışından ithal edilen mallar ülkede iş- lenmekte ve oldukça düşük kâr marjlan ile ihraç edil- mektedir. Bu maliyeti arttıracak bir hareketlenme bu stratejinin çökmesine neden olacağı için bu büyüme- den işçilerin pay alması olanaksızdır. Petrol fıyatlann- daki hareketlenme maliyetler üzerine baskı yapacağı için ücretlerdeki artışı daha da engellemektedir. Esnaf mı? Esnaf neredeyse üretici olmaktan çıkıp çokuluslu şirketlerin ücretlisi durumuna gelmiş. On binlerce işyeri kapanıyor. Büyüdüğü söylenen ekono- mide işsizlik de büyüyor. O zaman bu büyümeden hangi kesim pay aldı? Bir avuç rantiye ile ithalat sektörü mü? Bu büyüme Türkiye'yi yönetenlerin planlayarak ve sonuçlannı bilerek gerçekleştirdikleri bir büyüme ise büyümeyi hissetmeyenlerin söyleyecekleri bir şeyte- ri olmayacak mı? temizelcâ cumhuriyet.com.tr MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU pamukmvı superonline.com Yüksek enflasyon dönemlerin- de iş sahipleri yüksek vergi oran- lanndan vergi verirken bir de fiktif kârlardan vergi verdiklerini belirte- rek devamlı şikâyette bulunuyor- lardı. Bunun üzerine "Alın size enf- lasyon düzeltmesi ve artık şikâyet etmeyin" diyen maliye anlayışı so- nucunda ortaya çok ilginç sonuç- lar çıktı. - Uzmanlar ve muhasebeciler aylardır bu ışın içinden çıkamıyor- lar. Yazılım programlan hata veri- yor. Hâlâ şüpheye düşülen durum- lar var. - Bilgısayar programiannı bilme- yen ancak konusunda uzman ki- şiler meseleye yabancı kalmışlar- dır. Hazır programlarda işı çözen- ler de konunun felsefesini ve ruhu- nu henüz kavramış değildırier. - Vergı matrahının tespitinde bu şüpheye düşülen hususlar nede- niyle yapılacak hatalar ileride bü- yük matrah farklan yaratacaktır. - Bilındiğı gibi enflasyon düzelt- mesinde parasal olmayan aktif ka- lemier gelir, pasif kalemler gider Enflasyon Muhasebesi Ertelenmeli yaratmaktadır. Eski sermayesi bü- yük fiımalarda zarar çıkmaktadır. Iştirakleri çok olan firmalarda da anormal gelirler doğmaktadır. Ak- tıf yapısı daha çok parasal kıymet- lerden oluşan firmalarda zarar oluşmaktadır. Dolayısıyla ne Malı- ye'nin lehine ne de mükellefi memnun edecek bir düzeltme doğmaktadır. Haksız yeni sonuç- lan yaratan bir mekanızma olarak karşımızaçıkmıştır. Maliye, kurum- lar vergisi beyannamelerinı alınca şaşırıp kalacak, vergi iadeleri do- ğarsa ne yapacağmı bilemeyecek- tir. - Enflasyon muhasebesini düz- gün yapayım derken cari ışlemler- de dikkat kaybolmuştur. Bu da mali tabloların hatalı olma olasılı- ğını artttırmıştır. - Gayri faal şirketlerde gereksiz zarar veya kârlar doğmaktadır. Tasfiye halindeki şirketlerde de benzer durum vardır. - 31.12.2003 tarihi itibanyla yıl- ların enflasyon zararlan vergi mat- rahını etkilemeyecek olsa bile bi- lançoda özvarlık azalışına neden olmaktadır. Türk Ticaret Kanu- nu'nun 324. maddesinin uygula- nabilirliği sonucunu doğuracak zarariar oluşmaktadır. Bu zararlar 31.12.2004 tarihi ıtibanyla daha da artmaktadır. Bu da "ticaribilanço- nun yapısını" bozmaktadır. - Yıllann getirdiği enflasyon za- rariarından mükellefler yarariana- madıklarına ve gelecek yıllarda enflasyon hedefinin hep enflasyon düzeltmesi yapılmasını gerektir- meyecek oranda beklendiğine gö- re sadece 2004 yılına ait zarar ve- ya kâr için bu kadar çaba ve mas- raf boşa gidecek gıbi... Zarar, ver- gı kaybı yaratacağından maiiye buna bir alternatif getirerek enf- lasyon zararlarının fıilen kullanıl- masına olanak tanımayacaktır. Enflasyon kân ise mükelleflerin vergi yükünü arttınrken "enflasyon düzeltmesinin fiktifkartan vergile- memek olan temel amacına aykı- n olarak" mükellefler cezalandınl- mış olacaktır. Birde ileride yapıla- cak vergi incelemelerinde yüksek vergı matrah farklan ve cezalar çı- kacak. Bu tespitler sonucunda insan kendine şu sooıyu sormadan ede- miyor: Vergi oranlan çok yüksek, vergı adaletınin varlığı tartışmalı, kayıt dışı ekonomi yoğun, enflas- yon oranlan da düşmüş durumda. Durup dururken başımıza iş mi aç- tık? Önerimiz: - 31.12.2004 tarihi itibanyla da doğan enflasyon zarariannın zarar addedilmemesi, kârların vergilen- memesi. - Geçmiş yıl zararlarının özvarlık azalışı sayılmayacak ve TTK'nin 324. maddesinin uygulanması zo- runluluğunu doğurmayacak yasal düzenleme yapılması. - 2005 yılından itibaren enflas- yon muhasebesinin uygulanması- nın ihtiyari bırakılması veya erte- lenmesi. - Mükellef bilanço ve vergi be- yannamelerinin incelenerek kon- solide fayda ve maliyet analizi ya- pılarak sistemin belki de tümüyle kaldınlmasının tartışılması. Hisse senetleri SPK kaydında olan hal- ka açık şırketlerzaten ticari bilan- çolannı SPK esaslan çerçevesin- de düzeltmektedirier. Bu türfirma- lar için uygulama sürdürülebilir. - Enflasyon dönemlerinde vergi oranlan düşürülerek veya kârın arındırılması yapılarak veya ihtiya- ri enflasyon düzeltmesi uygulata- rak vergi adaletıni sağlamak daha uygun olmaz mı diye tartışma ya- pılmalıdır. Bildığinız gibi Bağımsız Vergi İdaresi kuruluş çalışmalan başiı- yor. Vergi ıdaresinin iş yükü daha da artacak. Bu nedenle bu tespit ve önerilerimiz daha da anlam ka- zanıyor. BOTAŞ GENEL MÜDÜRÜ Bilgiç aynlıyor ANK\R\(CumhuriyetBürosu)- BOTAŞ Genel Müdürü Mehmet Bil- giç görevinden aynlma karan aldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de Bılgiç'in istifa ede- ceği yönündeki haberleri doğruladı. Bakan Güler. Bırinci Ulusal Bor Çalıştayı'na katılmak üzere geldıği Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda, gazetecilerin konuya ilişkin sorula- nnı yanıtladı. Bakan Güler, BOTAŞ Genel Müdürü Mehmet Bilgiç'in is- tifasuıa yönelık haberlenn sorulma- sı üzerine, "Henüz daha öyle bir şejr yok. Zaman zaman konuştuk ama yazılı bir şey olmadı n dedi. Bakan Güler. şunlan söyledi: "*Kendisi aynlmak istediğini söyle- di. Ama yazıh olarak görüşmedik. Ben de devam etmesini arzulmvrum. Kendisi ile tekrar görüşeceğim.'" ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle