23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 NİSAN 2005 PERŞEMBE f- CUMHURİYET SAYFA 512 05 05 Faks: 0,212.512 44 97 17 ODTU # ODTÜ'deki özelleştirmeler I nedeniyle yemek fiyatlarının artmasından yakınan öğrenciler yemekhaneye doğru yürüyüşe geçiyor. Karşılarına jandarma çıkınca kalabalık dağılıyor. Bunun üzerine öğrenciler aralarından seçtikleri temsilcileri rektörle görüşmeye gönderiyor. Artan fiyatlardan yakınan ve günde bir öğün yemekle beslendiklerini belirten öğrenciler rektörden fiyatların makul bir düzeye indirilmesini istiyor. Rektörün yanıtı, "ODTÜ'de daha çok özelleştirilecek yer var" oluyor. - Türkiye büyürken yoksullaşıyormuş... "Çünkü sadece borçlar büyüyor!" KARTAL, 500 bin nüfusuyla Istanbul'da çevre sorunlarının en yoğun yaşandıği ilçelerden biridir. Kartal Kaymakamlığı bünyesindeki Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nün temel görevi de bu sorunları çözmektir. Ne var ki Türkiye'nin bu en büyük ilinin çevre sorunlarıyla dolu ilçesindeki Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nde bir tek çevre mühendisi bile bulunmamaktadır. Çevre mühendisinin olmadığı Kartal Kaymakamlığı Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nde müdürlük görevini bir zabıta memuru üstlenmektedir. Çevre mühendisine gerek kalmadan çevreye duyarlı bir zabıta memurunun, yürürlükteki yasa ve yönetmelikleri uygulayarak çevre sorunlarının çözümüne katkıda bulunabileceğini düşünebilirsiniz. Doğrudur... Ama Kartal Kaymakamlığı Çevre Koruma Çevre standardı Ünitesi Müdürlüğü'nde bir zabıta memuru müdürlük yaparken, müdüryardımcılığı görevini de bir zabıta komiseri üstlenmiş durumdadır. Yani... Amir konumdaki zabıta komiseri; kendinden alt kademedeki bir memurdan emir almaktadır. Bu düzenlemenin altında da kaymakamlığın onayı bulunmaktadır. Uygulamaya gelince... Kartal Kaymakamlığı'nın çevre için öncelikli olarak gördüğü sorun, duvar afişleridir. Kaymakamlık, 2872 sayılı Çevre Yasası'na dayanarak görüntü kirliliği yaratan afişlerin duvarlara yapıştırılmasını kesin bir tavırla yasaklamıştır. Doğru bir karardır... Kartal'da yasağa uymayan siyasi partilere, restoranlara, eğlence yerlerine ağır para cezaları uygulanmaktadır. Ancak bu noktada yani görüntü kirliliği yaratan afişler için ceza kesilmesinde farklı uygulamalar ortaya çıkmaktadır. Duvara afiş yasağına uymayan partilerden solda ve sağda olanlara kâğıt üzerinde aynı işlerm yapılmış gibi görünse de kesilen cezaların tahsiline gidilmemektedir. Kartal Kaymakamlığı Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nün aşın sağ çizgideki bir partiye kestiği cezanın Kartal Vergi Dairesi'ne gönderilıp gönderilmediği belli değildir. Aynı cezaya muhatap olan sol bir partinin yöneticileri Kartal Vergi Dairesi'nde yaklaşık dört aydır, aşırı sağ partiye kesilen cezanın Kartal Kaymakamlığı Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nden gönderildiği söylenen yazısına rastlayamamaktadır. Kartal Vergi Dairesi'nde böyle bir kayıt bulunmamaktadır. Talat: "Üzerimdeki yük arttı." Ya atarsın ya satarsın! Orman Erol Işisağ: "Orman yasaları, Mersin, Trabzon, Gönen ve spor alanlarında uygulanıyor. Yeni bir orman yasasına gerek yok!" SESSİZSEDASIZ(!) Kutlamalara uygun en güzel şarkılar TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 85. yılının arabesk şarkılarla kutlanacak olması münasebetıyle Akif Kökçe'nin seçtiği şarkılar: Bir teselli ver (Üyeliğini yokuşa süren AB için); Batsın bu dünya (ABD'nin Ortadoğu'da yürüttüğü kanlı savaş için); Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum (IMF'nin acı reçeteleri için); Uslan artık deli gönül (Piyasalar için); Yazıklar olsun. (Erkan Mumcu için); Bana kaderimin bir oyunu mu bu (Islam dünyasına karşı, Amerikancı politikalar desteklendiği için); Hadi gel köyümüze geri dönelim (Avrupa kupalarında başarısız olan Fenerbahçe için); Sen mutlu ol yeter (Bush için); Dil yarası (Turizm Bakanı için); Senden vazgeçmem (AB için); Beni benden siz çaldınız, simdi yalnız bıraktınız (Eleştiren işadamları için); Gelse o şuh meclise (Yunanistan Meclis Başkanı için); Bu son mektup ayıracak ikimizi (Ermenistan Devlet Başkanı için); Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni (Çıkmayan tezkere için); Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge (Laik düzen karşıtları için). Yüksek Yerilim Hattı erdincutkui» yahoo.com Malzemesinden çalınmış insanlar hırsız ya da üçkağıtçı oluyor! Geleceğin Belirsîzlîği MIISTAFA MAZIOĞLU * Ankara'da gece olunca, bu mevsimde, kara iklimi koşulla- rına uygun olarak, insanın ilik- lerine işleyen soğuk ve titreti- ci bir ayaz basar. Çalışanların hemen tamamı, evlerine çekil- miş, karısı-kocası, çocukları ya da anne-babası ve diğer ai- le bireyleriyle akşam yaşantı- sını paylaşmaktadır. Sokaklar ayyaşlar, fahişeler ve bir de çöp toplayan emekçilerle yer- siz yurtsuzlara kalmıştır. Çalı- şanlar, ertesi gün güneşin do- ğacağından emin, belki yeni fırsatlarla karşılaşacağını, en azından, geçirdiği günden da- ha iyi bir yarın olmasını düşle- mektedirler. Ama heyhat: Her yarın, daha fazla bir gelecek endişesi, daha güç geçim kay- naklarıyla koşullarına gebedir. S. Latouche, "Dünyanın Batılılaşması" isimli kitabında (s. 127-128), (Batı'yı) artık sa- hipsiz, yersiz-yurtsuz, tarihsel ve kültürel kökenlerinden ko- parılmış bir mega makine ola- rak gördüğünü söyleyerek "Batı artık ne coğrafi ne de ta- rihsel anlamda Avrupa değil- dir; ... dünyaya dağılmış bir grup insanın paylaştığı bir inançlar topluluğu bile değil- dir artık" diye yazmaktadır. "Batı'yı, insani özellikler taşı- mayan, ruhsuz ve günümüzde de başında birinin olmadığı, insanoğlunu hizmetine almış bir makine" olarak gördüğü- nü belirtmektedir. J. Tomlinson ise Latouc- he'un, Batı'nın kültürel hege- monyası düşüncesini bir yan- da muhafaza ederken Avrupa Imparatorluklarının ve sömür- gelerinin sönmesiyle birlikte kültürel alanda ve karasal an- lamda meydana gelen geri çe- kilmeyi böyle açıklar. Bu ise toplumsal ve kültürel moder- nitenin kendisi olup Batı'nın ezici gücünü meydana getirdi- ği üç vektörü şöyle belirler: "(Bunlardan) ilki, ulusaşırı bir ekonominin dünya çapında yaygınlaşmasının harekete geçirdiği taklitçi endüstrileş- me sürecidir. Ikincisi, köy ce- maatlerinin yok edilmesiyle ilintili olan kentleşme; üçün- cüsü de yapay bir ulus yaratı- lıp bu ulusun ekonomisini yö- netmesi amacıyla köksüz, tak- litçi devletler kurulması süre- cine işaret eden 'nasyönali- teryanizm' olgusudur." Karl Polanyi ise ünlü eseri "Büyük Dönüşüm"öe, piyasa kurallarına göre oluşturulmuş günümüz dünya sistemini şu tümcelerle betimlemektedir: "Piyasa işleyişinin insanların kaderlerinin ve doğal çevre- lerinin yegâne yöneticisi ol- masına izin vermek, doğrusu sadece satın alma gücünün kullanımı ve niceliğinin bile toplumun yıkılması sonucunu vereceği anlamına gelır. Çün- kü 'emek gücü' olduğu söyle- nen mal, bu belirli malı elinde bulunduran tek varlık olan in- sanı etkilemeksizin, itilip kakı- lamaz, gelişigüzel kullanıla- maz, hatta kullanmamazlık edllemez. Sistem, insanın e- mek gücünü yok ederken bu arada bu etikete bağlı olan 'in- san 1 isimli fiziksel, psikolojik ve ahlaki varlığı da yok etmiş olur. Kültürel kurumlann koruyucu kılıfından yoksun bırakılan in- sanlar, sosyal etkilere açık kal- malarının sonucunda çökerler; ahlaksızlık, sapıklık, suç ve aç- lık yoluyla akut toplumsal sap- kınlıklarm kurbanı olup ölürler. Yerleşim alanları ve kırlar bo- zulur, nehirler kirlenir, askeri güvenlik tehlikeye girer, gıda ve hammadde üretme gücü harap olur. Sonunda, satın al- ma gücünün piyasa yönetimi, ticari girişimleri de tasfiye ed- er, çünkü ticaret için para azlı- ğı ya da fazlalığının ilkel top- lumlardaki sel ve kuraklık kadar feci sonuçları vardır." Yukarıda alıntılayarak belirt- tiğim Batı kökenli düşünürlerin kendi uygarlıkları hakkındage- tirdikleri eleştiriler, toplumu- muzun çoğunlukla bilinçsizce bir gün aralarına katılmayı um- dukları sistemin ne olduğu ko- nusunda bir fikir vermektedir. Uzun bir devlet geleneği olan, emperyalizme karşı ilk kurtu- luş savaşını vermiş, mazlum milletlere örnek olmuş ülkemi- zin bugün getirildiği duruma ne yazık ki üzülmemek elde değil. Ismet Inönü'nün söz- leriyle bitirmek gerekirse: "Ye- ni şartlarda, yeni bir dünya ku- rulur, Türkiye de o yeni dün- yada yerini alır." * Atatürkçü Düşünce Derneği Çankaya Şubesi Ûyesi Kaynaklar. (1). 'Kültürel Emperyalizm', J. Tom- linson, çev. E. Zeybekoğlu, Aynntı Yay., Ist, 1999. (2) 'Küreselleşme ve Kültur', J. Tomlinson, çev. A. Eker, Aynntı Yay., Ist, 2004. (3) 'Dünyanın Batıhla$ması', S. La- touche, ('Westernisation of the World, Cambridge, Polity Pres, 1996). (4). 'Büyük Dönüşüm', Karl Polan- yi, çev. A. Buğra, lletişim Yay., 3. basım, Ist, 2003. KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakuiturk.net ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciwmynet.com HARBÎ SEMİH POROY semihporoyı iyahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikCwmynet.com AB-TÜRKÎYE ÎLİŞKÎIıERİ PANELİ SIZDEN SIR ÇIKMAZ, ABIÇİNDE ^ BÖLMEK tSTEYENLER VARI.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAH TC MANAVGAT1. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DÜZELTMEtLANI Dosya No: 1999/2783 Gazetetnizin 18 Nisan 2005 larihli nüshasında 17064 Basın No'su ile yayınlanan Manavgat 1. Icra Müdürlüğü'nün 1999/2783 sayılı gayrımenkul satış ılanının satılmasına karar verılen gayrimenkulün cınsı, kıymetı, adedı, evsafı, başlığının 2. paragraf son satırında, Sehven, "1. ihalesi 3l.03.200S tarih ve 14.50-14.55 arasında yapıla- caktır" şeklinde yayınlanmıştır. Doğrusu, "1. ihalesi 31.05.2005 tarih ve 14.50-14.55 arasında yapı- lacaktır" şekhnde duyunılur. Basın Tashih 21 Ntean 1vwu1.mumtaz-arikan.coTn 20, YUZYILDA B/R KRAUÇE.. Ü192&' j f Si IV. eUZABETH, YOfitK PÛKÛ 8ÜYÜK KlZt &L4&Hİ POĞMUŞ8ÜYÜK S( TM- eDu/AiSo KGAUÇE DÜÇBSı '*J/H Ş 133Ç'DA, AMC/t- <se İNGicrE/ze fce^ı/ OLMUŞTU. BU DURÜMPA, e/Z*&< &*}££>£$/ 8UU1MMAYAU EUZASErH TAHTM G£L£CSKrEKi SAH/Bt SAYIUYoRDU., Ö L i ç e O L A N e e u ç P R B H S E S , Z * Ç D I J[.£UZASem'/N ÜLKE YÖfi/er/M/upEKİ KOLÜ, YOK 4 İ İ MF/C PtÇMDÂ EN 8ÜYUK MeiİAtCCARtfiJDAtJ SİRİ- NİN CAZ PLAieLARl OLÛUĞUUU PEK AZ K/f S/Llfj- DÜZ ÇtZGİ ÜMtT ZtLELt Gençliğe Sesleniş'i Unutmayın! 23 Nisan Çocuk Bayramınız kutlu olsun! Iki gün sonra, birçok ülkeden yüzlerce, binlerce çocuğun katılacağı, tarihte çocuklara armağan edi- len ilk bayramı kutlayacağız. Aslında kutlamalar baş- ladı bile. TBMM Başkanı Bülent Arınç, önceki ak- şam Taksim'de bazı devlet büyükleriyle kol kola yü- rüdü. Daha sonra Mahsun Kırmızıgül ve Zara kon- ser verdi. Bağımsızlığımızın en büyük simgelerinden biri olan Taksim Anrtı'nöa yer alan kahramanlar da bir köşeden bu "bayramı" izledi! Diyanet Işleri Başkanlığı geri kalır mı; bu güzide ku- rum da 23 Nisan Çocuk Bayramfna özene bezene hazırlandığı bir hutbe ile katıldı. Diyanet, 22 Nisan Cuma günü tüm camilerde okutulmak üzere hazırla- dığı "Çocuklarımıza Sahip Çıkalım" başlıklı hutbede, "çocukların muhtaç olduğu ahlaki faziletleri, sosyal kural ve davranışları, dini inanç ve değer- leri öğrenmeleri ve yaşamalan için tüm topluma görev düştüğü" belırtildi... Cumartesi günü de çok renkli basınımız Başba- kan'ın koltuğuna oturan çocuğa birkaç müthiş soru soracak, dünya ülkelerinin çocukları da gösterilerini sunacak ve 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamaları ta- mamına erecekü! Peki, bu bayramın başındaki "Ulu- sal Egemenlik" sözcüklerine ne oldu? O egemenliği tüm dünyaya ilan eden kurucu kahramana, Musta- fa Kemal Atatürk'e ne oldu? - Unutulduü! TBMM Başkanı, burnunun dibindeki bağımsızlık anıtına bir demet çiçek bırakmayı unuttu! Diyanet, tıp- kı Çanakkale Zaferi'nin 90. yıldönümünde olduğu gi- bi yine Mustafa Kemal'in adını unutuverdi! - Ulusal Egemenlik ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu yok sayıldı! ••• Pekiii, Mustafa Kemal ve Ulusal Egemenliğin eş- zamanlı unutulması, unutturulmayaçalışılması birte- sadüf mü? Şu sözler Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e ait: - Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, laiklik, cumhuri- yet, milliyetçilik gibi birçok ilkenin yerini Müslü- man bir yapıya devretmesi zorunludur.. Şu açıklama da Bush yönetiminin Dışişleri Baka- nı Condoleezza Rice'tan: - Islam, Müslüman dünyası ve demokrasi ara- sında birçatışma yoktur. Elimizde Türkiye örne- ğivar.lktidardagüçlübirlslamipartibulunuyor... Türkiye'nin "siyaseten" içine sokulduğu cendere olanca çıplaklığı ile ortada; "ılımlı Islam" ile yöneti- len, egemenlik haklarını Batı güçleri arasında paylaş- tırmış, Misak-ı Milli sınırlarının büyük bir bölümünden "demokrasi-insan haklan" masalıyla vazgeçirilmiş bir zavallı ülke... Batı,Türkıye'yi bu "siyasicenderenin"içineönce- likle ekonomisini tamamıyla kendisine bağlayarak soktu. O kadar geriye gıtmeye hiç gerek yok. Teke- lin parçalanarak kurtlar sofrasına atılması, TÜP- RAŞ'ın, Telekom'un haraç mezat satılma aşamasına getinlmesi, PETKlM'in yüzde 71'ine yabancıların el koyması, bankaların domino taşları gibi art arda yı- kılması ve yabancıların eline geçmesi, Türkiye'nin hangi duruma getirildiğini gayet güzel özetliyor! Mus- tafa Kemal, "Gençliğe Sesleniş'te ne diyordu: - Bağımsızlığma ve cumhuriyetine kıymak is- teyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri gö- rülmedik biryenginin temsilcisi olabilirier. Zorla ya da aldatıcı düzenlerle, sevgili yurdunun bü- tün kaleleri alınmış, bütün tersaneleri ele geçi- rilmiş, bütün ordulan dağıtılmış ve yurdun her köşesine eylemliolarak gihlmiş olabilir. Bütün bu durumlardan daha acı ve korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, ay- mazlık ve sapkınlık ve üstelik hayınlık içinde bu- lunabilirler. Dahası, yönetimde bulunan böylele- ri, kişisel çıkariarını, yurduna girip yayılmış olan düşmanlann siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve dartık içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir... 23 Nisan'ı "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayra- mı" olarak kutlayanlar, TBMM'nin kuruluşunun 85. yı- lında, Mustafa Kemal'in "Genç//<JeSes/en/ş"ininözel- likle bu bölümünü iyi düşünmeli, olabildiğince çok in- sanla paylaşmalıdır... - Tabii, "Ey Türkgeleceğinin genç kuşakları"d\- ye başlayan son paragrafı da yüksek sesle haykırmak kaydıyla... e-posta: umitzilelkagmail.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/tran'daAle- vilere venlen ad. 2/ Bir meyvc.Halk dilinde kırmı- zı pul bibere verilen ad. 3/ 5 Tibet sığın... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre.4/tkiyıl- 9 da bir düzen- lenengösteri...Siper, hendek. 5/ Rus yapı- mı bir uçak tipi. 6/ 2 Neodim elementinin simgesi... Dilenciye 4 verilen para. II Yoz 5 beğeni, zevksizlik... 6 Kabuklu ve iki çenet- libiryumuşakçacın- 8 si. 8/ Meriç Irmağı 9 deltasında, birçok kuş türünü barındıran ve "tabi- atı koruma alanı" kapsamına alınan göl... Telefon sözü. 9/ tlk damıtılan ve içinde anason bulunma- yanrakı... Uyan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Topluca ve makamla okunan dua ya da ant. 2/ Sulak yer... Hafifçe mora çalan koyu mavi renk. 3/ Görme... Bir ağaç cinsi. 4/ Güney Anadolu'da bir dağ... Bir nota. 5/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı. 6/ Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. 7/Yürürken dayan- mak için kullanılan kalın sopa... Yazılı kâğıt. 8/Bir tür deniz taşımacılığı... tri ve boru biçiminde be- yaz ya da san renkli çiçeği olan bir süs bitkisi. 9/ Bir tür küçük balık ağı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle