Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 NİSAN 2005 PERŞEMBE
f-
CUMHURİYET SAYFA
512 05 05 Faks: 0,212.512 44 97
17
ODTU
#
ODTÜ'deki
özelleştirmeler
I nedeniyle yemek
fiyatlarının
artmasından
yakınan öğrenciler
yemekhaneye doğru
yürüyüşe geçiyor.
Karşılarına jandarma
çıkınca kalabalık
dağılıyor. Bunun
üzerine öğrenciler
aralarından seçtikleri
temsilcileri rektörle
görüşmeye
gönderiyor. Artan
fiyatlardan yakınan ve
günde bir öğün
yemekle
beslendiklerini belirten
öğrenciler rektörden
fiyatların makul bir
düzeye indirilmesini
istiyor. Rektörün
yanıtı, "ODTÜ'de
daha çok
özelleştirilecek yer
var" oluyor.
- Türkiye büyürken
yoksullaşıyormuş...
"Çünkü sadece
borçlar büyüyor!"
KARTAL, 500 bin nüfusuyla Istanbul'da çevre
sorunlarının en yoğun yaşandıği ilçelerden biridir.
Kartal Kaymakamlığı bünyesindeki Çevre Koruma
Ünitesi Müdürlüğü'nün temel görevi de bu
sorunları çözmektir. Ne var ki Türkiye'nin bu en
büyük ilinin çevre sorunlarıyla dolu ilçesindeki
Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nde bir tek
çevre mühendisi bile bulunmamaktadır.
Çevre mühendisinin olmadığı Kartal
Kaymakamlığı Çevre Koruma Ünitesi
Müdürlüğü'nde müdürlük görevini bir zabıta
memuru üstlenmektedir.
Çevre mühendisine gerek kalmadan çevreye
duyarlı bir zabıta memurunun, yürürlükteki yasa
ve yönetmelikleri uygulayarak çevre sorunlarının
çözümüne katkıda bulunabileceğini
düşünebilirsiniz. Doğrudur...
Ama Kartal Kaymakamlığı Çevre Koruma
Çevre standardı
Ünitesi Müdürlüğü'nde bir zabıta memuru
müdürlük yaparken, müdüryardımcılığı görevini
de bir zabıta komiseri üstlenmiş durumdadır.
Yani... Amir konumdaki zabıta komiseri;
kendinden alt kademedeki bir memurdan emir
almaktadır. Bu düzenlemenin altında da
kaymakamlığın onayı bulunmaktadır. Uygulamaya
gelince... Kartal Kaymakamlığı'nın çevre için
öncelikli olarak gördüğü sorun, duvar afişleridir.
Kaymakamlık, 2872 sayılı Çevre Yasası'na
dayanarak görüntü kirliliği yaratan afişlerin
duvarlara yapıştırılmasını kesin bir tavırla
yasaklamıştır. Doğru bir karardır... Kartal'da
yasağa uymayan siyasi partilere, restoranlara,
eğlence yerlerine ağır para cezaları
uygulanmaktadır. Ancak bu noktada yani görüntü
kirliliği yaratan afişler için ceza kesilmesinde farklı
uygulamalar ortaya çıkmaktadır. Duvara afiş
yasağına uymayan partilerden solda ve sağda
olanlara kâğıt üzerinde aynı işlerm yapılmış gibi
görünse de kesilen cezaların tahsiline
gidilmemektedir. Kartal Kaymakamlığı Çevre
Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nün aşın sağ çizgideki
bir partiye kestiği cezanın Kartal Vergi Dairesi'ne
gönderilıp gönderilmediği belli değildir. Aynı
cezaya muhatap olan sol bir partinin yöneticileri
Kartal Vergi Dairesi'nde yaklaşık dört aydır, aşırı
sağ partiye kesilen cezanın Kartal Kaymakamlığı
Çevre Koruma Ünitesi Müdürlüğü'nden
gönderildiği söylenen yazısına
rastlayamamaktadır. Kartal Vergi Dairesi'nde
böyle bir kayıt bulunmamaktadır.
Talat: "Üzerimdeki
yük arttı."
Ya atarsın ya
satarsın!
Orman
Erol Işisağ:
"Orman yasaları,
Mersin, Trabzon,
Gönen ve spor
alanlarında
uygulanıyor. Yeni bir
orman yasasına
gerek yok!"
SESSİZSEDASIZ(!) Kutlamalara uygun en güzel şarkılar
TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi'nin
kuruluşunun 85. yılının arabesk
şarkılarla kutlanacak olması
münasebetıyle Akif Kökçe'nin
seçtiği şarkılar:
Bir teselli ver (Üyeliğini yokuşa
süren AB için); Batsın bu dünya
(ABD'nin Ortadoğu'da yürüttüğü
kanlı savaş için); Ben zaten her
acının tiryakisi olmuşum (IMF'nin
acı reçeteleri için); Uslan artık deli
gönül (Piyasalar için); Yazıklar olsun.
(Erkan Mumcu için); Bana kaderimin
bir oyunu mu bu (Islam dünyasına
karşı, Amerikancı politikalar
desteklendiği için); Hadi gel
köyümüze geri dönelim (Avrupa
kupalarında başarısız olan
Fenerbahçe için); Sen mutlu ol yeter
(Bush için); Dil yarası (Turizm Bakanı
için); Senden vazgeçmem (AB için);
Beni benden siz çaldınız, simdi
yalnız bıraktınız (Eleştiren
işadamları için); Gelse o şuh
meclise (Yunanistan Meclis
Başkanı için); Bu son mektup
ayıracak ikimizi (Ermenistan
Devlet Başkanı için); Hatasız kul
olmaz, hatamla sev beni (Çıkmayan
tezkere için); Hoplayıver çekirge,
zıplayıver çekirge (Laik düzen
karşıtları için).
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkui» yahoo.com
Malzemesinden çalınmış insanlar hırsız ya da
üçkağıtçı oluyor!
Geleceğin Belirsîzlîği
MIISTAFA MAZIOĞLU *
Ankara'da gece olunca, bu
mevsimde, kara iklimi koşulla-
rına uygun olarak, insanın ilik-
lerine işleyen soğuk ve titreti-
ci bir ayaz basar. Çalışanların
hemen tamamı, evlerine çekil-
miş, karısı-kocası, çocukları
ya da anne-babası ve diğer ai-
le bireyleriyle akşam yaşantı-
sını paylaşmaktadır. Sokaklar
ayyaşlar, fahişeler ve bir de
çöp toplayan emekçilerle yer-
siz yurtsuzlara kalmıştır. Çalı-
şanlar, ertesi gün güneşin do-
ğacağından emin, belki yeni
fırsatlarla karşılaşacağını, en
azından, geçirdiği günden da-
ha iyi bir yarın olmasını düşle-
mektedirler. Ama heyhat: Her
yarın, daha fazla bir gelecek
endişesi, daha güç geçim kay-
naklarıyla koşullarına gebedir.
S. Latouche, "Dünyanın
Batılılaşması" isimli kitabında
(s. 127-128), (Batı'yı) artık sa-
hipsiz, yersiz-yurtsuz, tarihsel
ve kültürel kökenlerinden ko-
parılmış bir mega makine ola-
rak gördüğünü söyleyerek
"Batı artık ne coğrafi ne de ta-
rihsel anlamda Avrupa değil-
dir; ... dünyaya dağılmış bir
grup insanın paylaştığı bir
inançlar topluluğu bile değil-
dir artık" diye yazmaktadır.
"Batı'yı, insani özellikler taşı-
mayan, ruhsuz ve günümüzde
de başında birinin olmadığı,
insanoğlunu hizmetine almış
bir makine" olarak gördüğü-
nü belirtmektedir.
J. Tomlinson ise Latouc-
he'un, Batı'nın kültürel hege-
monyası düşüncesini bir yan-
da muhafaza ederken Avrupa
Imparatorluklarının ve sömür-
gelerinin sönmesiyle birlikte
kültürel alanda ve karasal an-
lamda meydana gelen geri çe-
kilmeyi böyle açıklar. Bu ise
toplumsal ve kültürel moder-
nitenin kendisi olup Batı'nın
ezici gücünü meydana getirdi-
ği üç vektörü şöyle belirler:
"(Bunlardan) ilki, ulusaşırı bir
ekonominin dünya çapında
yaygınlaşmasının harekete
geçirdiği taklitçi endüstrileş-
me sürecidir. Ikincisi, köy ce-
maatlerinin yok edilmesiyle
ilintili olan kentleşme; üçün-
cüsü de yapay bir ulus yaratı-
lıp bu ulusun ekonomisini yö-
netmesi amacıyla köksüz, tak-
litçi devletler kurulması süre-
cine işaret eden 'nasyönali-
teryanizm' olgusudur."
Karl Polanyi ise ünlü eseri
"Büyük Dönüşüm"öe, piyasa
kurallarına göre oluşturulmuş
günümüz dünya sistemini şu
tümcelerle betimlemektedir:
"Piyasa işleyişinin insanların
kaderlerinin ve doğal çevre-
lerinin yegâne yöneticisi ol-
masına izin vermek, doğrusu
sadece satın alma gücünün
kullanımı ve niceliğinin bile
toplumun yıkılması sonucunu
vereceği anlamına gelır. Çün-
kü 'emek gücü' olduğu söyle-
nen mal, bu belirli malı elinde
bulunduran tek varlık olan in-
sanı etkilemeksizin, itilip kakı-
lamaz, gelişigüzel kullanıla-
maz, hatta kullanmamazlık
edllemez. Sistem, insanın e-
mek gücünü yok ederken bu
arada bu etikete bağlı olan 'in-
san
1
isimli fiziksel, psikolojik ve
ahlaki varlığı da yok etmiş olur.
Kültürel kurumlann koruyucu
kılıfından yoksun bırakılan in-
sanlar, sosyal etkilere açık kal-
malarının sonucunda çökerler;
ahlaksızlık, sapıklık, suç ve aç-
lık yoluyla akut toplumsal sap-
kınlıklarm kurbanı olup ölürler.
Yerleşim alanları ve kırlar bo-
zulur, nehirler kirlenir, askeri
güvenlik tehlikeye girer, gıda
ve hammadde üretme gücü
harap olur. Sonunda, satın al-
ma gücünün piyasa yönetimi,
ticari girişimleri de tasfiye ed-
er, çünkü ticaret için para azlı-
ğı ya da fazlalığının ilkel top-
lumlardaki sel ve kuraklık kadar
feci sonuçları vardır."
Yukarıda alıntılayarak belirt-
tiğim Batı kökenli düşünürlerin
kendi uygarlıkları hakkındage-
tirdikleri eleştiriler, toplumu-
muzun çoğunlukla bilinçsizce
bir gün aralarına katılmayı um-
dukları sistemin ne olduğu ko-
nusunda bir fikir vermektedir.
Uzun bir devlet geleneği olan,
emperyalizme karşı ilk kurtu-
luş savaşını vermiş, mazlum
milletlere örnek olmuş ülkemi-
zin bugün getirildiği duruma
ne yazık ki üzülmemek elde
değil. Ismet Inönü'nün söz-
leriyle bitirmek gerekirse: "Ye-
ni şartlarda, yeni bir dünya ku-
rulur, Türkiye de o yeni dün-
yada yerini alır."
* Atatürkçü Düşünce Derneği
Çankaya Şubesi Ûyesi
Kaynaklar.
(1). 'Kültürel Emperyalizm', J. Tom-
linson, çev. E. Zeybekoğlu, Aynntı
Yay., Ist, 1999.
(2) 'Küreselleşme ve Kültur', J.
Tomlinson, çev. A. Eker, Aynntı
Yay., Ist, 2004.
(3) 'Dünyanın Batıhla$ması', S. La-
touche, ('Westernisation of the
World, Cambridge, Polity Pres,
1996).
(4). 'Büyük Dönüşüm', Karl Polan-
yi, çev. A. Buğra, lletişim Yay., 3.
basım, Ist, 2003.
KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakuiturk.net
ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciwmynet.com
HARBÎ SEMİH POROY semihporoyı iyahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikCwmynet.com
AB-TÜRKÎYE ÎLİŞKÎIıERİ PANELİ
SIZDEN
SIR ÇIKMAZ,
ABIÇİNDE
^ BÖLMEK
tSTEYENLER
VARI..
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAH
TC
MANAVGAT1. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DÜZELTMEtLANI
Dosya No: 1999/2783
Gazetetnizin 18 Nisan 2005 larihli nüshasında 17064 Basın No'su
ile yayınlanan Manavgat 1. Icra Müdürlüğü'nün 1999/2783 sayılı
gayrımenkul satış ılanının satılmasına karar verılen gayrimenkulün
cınsı, kıymetı, adedı, evsafı, başlığının 2. paragraf son satırında,
Sehven, "1. ihalesi 3l.03.200S tarih ve 14.50-14.55 arasında yapıla-
caktır" şeklinde yayınlanmıştır.
Doğrusu, "1. ihalesi 31.05.2005 tarih ve 14.50-14.55 arasında yapı-
lacaktır" şekhnde duyunılur. Basın Tashih
21 Ntean 1vwu1.mumtaz-arikan.coTn
20, YUZYILDA B/R KRAUÇE..
Ü192&' j f
Si IV. eUZABETH, YOfitK PÛKÛ
8ÜYÜK KlZt &L4&Hİ POĞMUŞ8ÜYÜK
S( TM- eDu/AiSo
KGAUÇE
DÜÇBSı '*J/H
Ş 133Ç'DA, AMC/t-
<se İNGicrE/ze fce^ı/ OLMUŞTU. BU DURÜMPA,
e/Z*&< &*}££>£$/ 8UU1MMAYAU EUZASErH
TAHTM G£L£CSKrEKi SAH/Bt SAYIUYoRDU.,
Ö
L i ç e O L A N e e u ç P R B H S E S , Z * Ç D I
J[.£UZASem'/N ÜLKE YÖfi/er/M/upEKİ KOLÜ, YOK
4 İ İ
MF/C PtÇMDÂ EN 8ÜYUK MeiİAtCCARtfiJDAtJ SİRİ-
NİN CAZ PLAieLARl OLÛUĞUUU PEK AZ K/f S/Llfj-
DÜZ ÇtZGİ
ÜMtT ZtLELt
Gençliğe Sesleniş'i
Unutmayın!
23 Nisan Çocuk Bayramınız kutlu olsun!
Iki gün sonra, birçok ülkeden yüzlerce, binlerce
çocuğun katılacağı, tarihte çocuklara armağan edi-
len ilk bayramı kutlayacağız. Aslında kutlamalar baş-
ladı bile. TBMM Başkanı Bülent Arınç, önceki ak-
şam Taksim'de bazı devlet büyükleriyle kol kola yü-
rüdü. Daha sonra Mahsun Kırmızıgül ve Zara kon-
ser verdi. Bağımsızlığımızın en büyük simgelerinden
biri olan Taksim Anrtı'nöa yer alan kahramanlar da
bir köşeden bu "bayramı" izledi!
Diyanet Işleri Başkanlığı geri kalır mı; bu güzide ku-
rum da 23 Nisan Çocuk Bayramfna özene bezene
hazırlandığı bir hutbe ile katıldı. Diyanet, 22 Nisan
Cuma günü tüm camilerde okutulmak üzere hazırla-
dığı "Çocuklarımıza Sahip Çıkalım" başlıklı hutbede,
"çocukların muhtaç olduğu ahlaki faziletleri,
sosyal kural ve davranışları, dini inanç ve değer-
leri öğrenmeleri ve yaşamalan için tüm topluma
görev düştüğü" belırtildi...
Cumartesi günü de çok renkli basınımız Başba-
kan'ın koltuğuna oturan çocuğa birkaç müthiş soru
soracak, dünya ülkelerinin çocukları da gösterilerini
sunacak ve 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamaları ta-
mamına erecekü! Peki, bu bayramın başındaki "Ulu-
sal Egemenlik" sözcüklerine ne oldu? O egemenliği
tüm dünyaya ilan eden kurucu kahramana, Musta-
fa Kemal Atatürk'e ne oldu?
- Unutulduü!
TBMM Başkanı, burnunun dibindeki bağımsızlık
anıtına bir demet çiçek bırakmayı unuttu! Diyanet, tıp-
kı Çanakkale Zaferi'nin 90. yıldönümünde olduğu gi-
bi yine Mustafa Kemal'in adını unutuverdi!
- Ulusal Egemenlik ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu yok sayıldı!
•••
Pekiii, Mustafa Kemal ve Ulusal Egemenliğin eş-
zamanlı unutulması, unutturulmayaçalışılması birte-
sadüf mü?
Şu sözler Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık
Müsteşarı Ömer Dinçer'e ait:
- Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya
koyduğu bütün temel ilkelerin, laiklik, cumhuri-
yet, milliyetçilik gibi birçok ilkenin yerini Müslü-
man bir yapıya devretmesi zorunludur..
Şu açıklama da Bush yönetiminin Dışişleri Baka-
nı Condoleezza Rice'tan:
- Islam, Müslüman dünyası ve demokrasi ara-
sında birçatışma yoktur. Elimizde Türkiye örne-
ğivar.lktidardagüçlübirlslamipartibulunuyor...
Türkiye'nin "siyaseten" içine sokulduğu cendere
olanca çıplaklığı ile ortada; "ılımlı Islam" ile yöneti-
len, egemenlik haklarını Batı güçleri arasında paylaş-
tırmış, Misak-ı Milli sınırlarının büyük bir bölümünden
"demokrasi-insan haklan" masalıyla vazgeçirilmiş bir
zavallı ülke...
Batı,Türkıye'yi bu "siyasicenderenin"içineönce-
likle ekonomisini tamamıyla kendisine bağlayarak
soktu. O kadar geriye gıtmeye hiç gerek yok. Teke-
lin parçalanarak kurtlar sofrasına atılması, TÜP-
RAŞ'ın, Telekom'un haraç mezat satılma aşamasına
getinlmesi, PETKlM'in yüzde 71'ine yabancıların el
koyması, bankaların domino taşları gibi art arda yı-
kılması ve yabancıların eline geçmesi, Türkiye'nin
hangi duruma getirildiğini gayet güzel özetliyor! Mus-
tafa Kemal, "Gençliğe Sesleniş'te ne diyordu:
- Bağımsızlığma ve cumhuriyetine kıymak is-
teyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri gö-
rülmedik biryenginin temsilcisi olabilirier. Zorla
ya da aldatıcı düzenlerle, sevgili yurdunun bü-
tün kaleleri alınmış, bütün tersaneleri ele geçi-
rilmiş, bütün ordulan dağıtılmış ve yurdun her
köşesine eylemliolarak gihlmiş olabilir. Bütün bu
durumlardan daha acı ve korkunç olmak üzere,
yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, ay-
mazlık ve sapkınlık ve üstelik hayınlık içinde bu-
lunabilirler. Dahası, yönetimde bulunan böylele-
ri, kişisel çıkariarını, yurduna girip yayılmış olan
düşmanlann siyasal erekleriyle birleştirebilirler.
Ulus, yoksulluk ve dartık içinde ezgin ve bitkin
düşmüş olabilir...
23 Nisan'ı "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayra-
mı" olarak kutlayanlar, TBMM'nin kuruluşunun 85. yı-
lında, Mustafa Kemal'in "Genç//<JeSes/en/ş"ininözel-
likle bu bölümünü iyi düşünmeli, olabildiğince çok in-
sanla paylaşmalıdır...
- Tabii, "Ey Türkgeleceğinin genç kuşakları"d\-
ye başlayan son paragrafı da yüksek sesle haykırmak
kaydıyla...
e-posta: umitzilelkagmail.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/tran'daAle-
vilere venlen
ad. 2/ Bir
meyvc.Halk
dilinde kırmı-
zı pul bibere
verilen ad. 3/ 5
Tibet sığın...
Bir etkinliğin
geçici olarak
durdurulduğu
süre.4/tkiyıl- 9
da bir düzen-
lenengösteri...Siper,
hendek. 5/ Rus yapı-
mı bir uçak tipi. 6/ 2
Neodim elementinin
simgesi... Dilenciye
4
verilen para. II Yoz 5
beğeni, zevksizlik... 6
Kabuklu ve iki çenet-
libiryumuşakçacın- 8
si. 8/ Meriç Irmağı 9
deltasında, birçok kuş türünü barındıran ve "tabi-
atı koruma alanı" kapsamına alınan göl... Telefon
sözü. 9/ tlk damıtılan ve içinde anason bulunma-
yanrakı... Uyan.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Topluca ve makamla okunan dua ya da ant. 2/
Sulak yer... Hafifçe mora çalan koyu mavi renk. 3/
Görme... Bir ağaç cinsi. 4/ Güney Anadolu'da bir
dağ... Bir nota. 5/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı. 6/
Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Üzeri toprak ya
da otla örtülmüş saman yığını. 7/Yürürken dayan-
mak için kullanılan kalın sopa... Yazılı kâğıt. 8/Bir
tür deniz taşımacılığı... tri ve boru biçiminde be-
yaz ya da san renkli çiçeği olan bir süs bitkisi. 9/
Bir tür küçük balık ağı.