Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 NİSAN 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
JV. U l_j J. U J \ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE.. OKTAY EKlNCİ
Rusya'nın tarihsel metropolünde şehirciliğin temel ilkesi 'mimari kimliğin sürekliliği'
St. Petersburg'un mimarlanBalkanlar, Rusya, Kafkas ya,
Anadolu, Ortadoğu, Orta Asya...
Uygarlığın köklü kültürlennı ba-
rındıran bu coğrafya, aynı zanıan-
da Uluslararası Mimarlar Birli-
ği'nin (UTA) dünya örgütlenmesin-
de '2. Bölge' . Kentler tarihinin be-
şiğini paylaşan ülkelerin mimarhk
kurumları da UIA-2. Bölgc'nin
üyelennı oluşturuyorlar...
Bu nedenle temmuz ayında istan-
bul'da yapılacak 'UIA-2005 Dün-
ya Mimarlık Kongresi'nın genel
teması olan 'Kentler ve Mimar-
lık' konusu, 2 Bölge ülkeleri için
özel bir önem taşıyor. Ayrıca yine
böylesi bır uluslararası buluşmanın
2. Bölge'de yapılacak olması da ay-
nı ülke mimarlarını Türk meslek-
taşlarıyla 'ortak ev sahibi' kılı-
yor...
Bu bağlılıkla birlikte İstanbul
kongresinde 'mimaride kimlik'
konusunu dünya gündemine taşı-
maya karar veren U1A 2. Bölge Yö-
netimi, Balkanlar'dan Orta Asya'ya
tüm ulusal mimarlık kuruluşları
başkanlarını ve temsilcilerini 01-
05 Nısan 2005 günlerinde St. Pe-
tersburg'da bir araya getirdı.
U1A 2. Bölge'nin Başkanı, Rus-
ya Mimarlar Birlığrnın emektarla-
rından Yuriy Gnedovskiy'in dave-
tiyle ve St Petersburg Mimarlar
Birligi Başkanı Vladimir Po-
pov'un ağırlamasıyla gerçekleşen
buluşmada, ev sahibi kcntin 'plan-
lama' çalışmaları da tanıtıldı ve
eleştiriler alındı.
Sürdürüleblllr klmlik1
içln
03 Nisan 2005 Pazar günü St.
Petersburg'u süsleyen 19. yüzyıl
saraylarından bırındekı 'Belediye
tmar Dairesi binası'nda gerçekle-
şen tanıtım toplantısında, tüm su-
numların 'mimarlar' tarafından
yapılması ıse özellikle 'bizim' içın
ayrı bır önem taşıyordu.
Çünkü, 2. Bölge ülkeleri arasın-
da, kent planlamasıyla mımarlığı
'birbirinden tümüyle ayırnıa'
hastalığına yakalanan sadece Tür-
kiye'ydi.
'St. Petersburg Metropoliten
Master Planf çalışmaları da ABD
dışında dünyada pek örncği olma-
yan 'minıarsız şehirciliğin' önce-
lıkle tarihsel kentler için akla bıle
gelemeyecek bir aymazlık olduğu-
nu öylesine çarpıcı bir şekılde ka-
nıtlıyordu ki...
Ünlü Rus Çarı 'Büyük Pet-
ro'nun 1703 yılında 'Kuzey'deki
Venedik'ı yaratmak üzere Neva
Irmağf nın deltasında kurduğu ve
Moskova'nın yerine yaklaşık 200
yıl 'başkcnt' olan kentin, 2025 yı-
lında 5 milyonluk nüfusa ulaşacak
'metropoliten ğeleceğini' planla-
yan mimarlan dinledıkce hayıflan-
dık...
Keşke şu bızim 'nıinıar olıııa-
makla övünen' plancılarımızla
birlikte, tarihi kent dokusunıın ko-
ruma planlamasını bile 'mimarlık
saymayan' kimİ Kültür Bakanlığı
uzmanları ve hatta aynı yönde ka-
rarlar alabilen TMMÜB yönetici-
leri de bu sunumu dinleyebilseler-
di... Sadece 300yıllıkgeçmisi olan
bir kentin bile 'tarihsel mimari
karakterini sürdürerek büyüye-
bilmesi' için izlenecek şehircılık
kurallarımn nasıl da 'mimarca'
belirlendiğini görebilselerdi.
'Efsanevl kentliler'
St. Petersburg'un 'geleceği'ni
planlama tarihi, kuruluşundan 30
yıl sonra, 18. yüzyılda başhyor.
Kuzey Denizi ile birlcşen Neva
Deltası'nın 'kent kanalları'na dö-
nüştürülmesiyle birlikte bugün 42
adacık üzerinde bulunan yerleşim
alanlan da 'zarif taş köprüler'le
sağlanan bütünsellik içinde yayılı-
yor.
Her biri dönemin 'Avrupa- Bal-
tık mimarisi'ndekı en görkemli
örneklerini oluşturan boy boy sa-
raylar, etkıleyıci kamu binaları,
dinsel yapılar ve hatta özel konut
sıraları da İtalyan ve Fransız sanat-
çılarının yaptıklan 2000'den fazla
'heykel'in cadde veparklan süsle-
mesiyle birlikte St. Petersburg'un
kent dokusunu yaratıyorlar.
Bu 'sanatsal doku'nun günü-
müze kadar gelebilmesindeki cn
önemlı neden, 'mimariye öncelik
veren planlama tarihi' olduğu ka-
dar, özellikle 2. Dünya Savaşı'nda-
ki 'efsancvi kentlilik bilinci'nın
de aynı sonuçtaki payı çok fazla.
1940'ların başlarında 3 yıl süıen
ve bir milyonıı sıvıl, ıkı milyon in-
sanın hayatı pahasına kentin teslim
• CEÇMİŞİNİGELECEĞİNE DE TAŞIYAN METROPOL
St.Petersburg'da belediye imar dairesindeki mimarlar, kentin 2025
yıhnı hedefleyen 'Metropoliten Master Plan' çalışmasını bir '19. yüzyıl
sarayı'ndaki planlama bürosunda anlatırlarken (üstte, solda).
ABD'nin Pepsi Cola'sı tarihi yapılaıın üzerine oturmuş; ama yine
ABD'nin mimarlık kültüründen yoksun planlama anlayışı bu
yapılardan u/ak tutuluyor. (üstte, sağda).
Neva Irmağı'nın kent kanallarına dönüşnıüş deltasında 'Kuzeydeki
Venedik'i yaratan bu binalar, 2. Dünya Savaşf ndaki Nazilerin 3 yıl
sürcn bombardımanında tümüyle yıkılmışlardı. Kuşatmanın ardından
yeniden 'aynıları'nı yapan 'Leningradlı mimaıiar'a da sosyalist
hükümet tarafından 'Lenin Nişanı' verilmişti (solda).
(Fotoğraflar: ÇtĞDEM TÜRKOĞLU)
edilmedığı 'Nazi kuşatnıası' baş-
lamadan önce, o yıllardakı adıyla
'Leningrad halkı'nın ilk ışı mey-
danlardaki ve parklardakı heykel-
leri toplayıp 'kanalların içine' at-
mak oluyor Böylece 900 günlük
'bombardıman'dan suların altın-
da saklanarak korunan heykeller,
kuşatma bıter bıtmez kanallardan
çıkartıhp aynı yerlerine konuyor.
Bu bılincin, savaş sonrasındakı
'kentsel onarım ve yenileme' ça-
lışmalarında da yine doruğa çıkan
bir duyaı 1111kla sürdüğünü anımsa-
talım.
Barışla birlikte hemen kolları sı-
vayan mimarlar, hayatta kalanlann
anlattıklarından ve eski fotoğraf-
lardan yararlanarak bomba yağmu-
runda yıkılmış hemen tüm 'St. Pe-
tersburg binaları'nı cski görü-
nümlerindc kente armağan edıyor-
lar.
Dünyanın bu en büyük 'kentsel
restitüsyon'u ıle tarihi dokuyu ye-
niden yaratan 'Leningradlı mi-
marlar'a, 1917 devrimiyle bitiri-
len 'Çarlık dönemi'ne ait kimliği
eksıksız yaşattıkları için 'Lenin
Nişanı' veren sosyalist hükümet,
aynı zamanda 1991 'deki halkoyla-
masından çıkan 'St. Peterburg
adına dönüş' kararımn da 'kültü-
rel güvencesini' ödüllendırdığını
elbette bilmiyordu.
Savaş sonrasındakı şehircilik an-
layışında böylesi bır uygarlık bi-
linci yerine, hanı şu bizdeki 'kent-
sel dönüşüm' özlemleriyle körük-
lenen 'yeni ve modern bir kent
kurma' hevesı ağır bassaydı, hal-
koylamasında 'eski adı' isteyen
yüzde 51' in bile 'tarihlerini
anımsamaları' belki de mümkün
olmazdı.
öncellltle mlmar'lar
işte bu anılarla birlikte daha da
anlanı kazanan St. Petersburg
Master Planlaması'nı, metropol
beledıyenın ımar bürosundaki
'plancı nıimar'lardan V.F. Naza-
rov ile V.E. Poloshchuk anlattı-
lar. Ardından aynı büronun 'res-
toratör minıar'larından S.Se-
mentsov, bu plana göre oluşturu-
lan koruma bölgelerindeki uygu-
lama ilkelerini behrttı.
Yine büronun 'Anıtlar Crubu'na
başkanlık yapan mimar A.Komlov
ise kent merkezının yanı sıra 'Puş-
kin' gıbi çevre yerleşimlerin de mi-
mari karakterlcrinı geleceğe taşıya-
cak bır 'St.Peterburg üslubu'nun
tüm metropoliten alandaki yenı ya-
pılanmalarda gözetıleceğını vurgu-
ladı..
Sözün kısası, Rus kentleri ve
St.Petersburg, sadece ımar rantlan-
na bağlı yapılaşma baskılarına kar-
şı değıl, mimarinin belirleyıcı olma-
dığı 'ABD kökenli minıarsız plan-
cılığa' karşı da koruma altında.
Bunu sağlayanlar ise 'önce mi-
mar' olan plancılar, restoratörler ve
kent tasarımcıları...
Darısı başımıza...
DİLEK EVGlN DANS PROJESl '3' 26 NİSAN'DA
Dansın kalbi
Iş Sanat'ta atıyorKültür Servisi - Dilek Evgin
Dans Projesi '3' modern dans se-
verlerlc 26 Nısan Salı günü saat
20.00'de Iş Sanat'ta buluşacak.
Toplum-birey ilişkisinin sorgu-
landığı gösterinın yönetmenliğini
Mimar Sınan Ünıversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Devlet Konser-
vatuvarı Bale Ana Sanat Dalı Baş-
kanı Dilek Evgin yapıyor. Dilek Ev-
gin Dans Projesi '3', mistik anlamı
olan ateş, toprak ve su clementlen-
nin insandaki karşılığı ruh, beden
ve can üçlemesınden yola çıkıyor.
Canan Şadalak, Ahu özgür, öz-
lenı Özgen, Evrim Çeliker, Elçin
Demiröz, Arkın Zırek gıbi dansçı-
lann yer aldığı gösterinin müzikle-
ri İlhan Usmanbaş, Christine
Groult, Kcıııal Tufan; kostüm ve
dekoru Zepür Nanımyan ve Ke-
mal Hıfan tarafından hazırlandı.
Evgin, Londra Kraliyet Bale Aka-
demisi Yüksck Bale Eğitmenlığı
bölümüne kabul edılen ılk Türk öğ-
rencı unvanına sahip. Koreografile-
nnde öncelikle Türk bestecilerinin
müziklerini kullanan Dilek Evgin,
Aberdeen Gençlık Festivali ve
Amenkan Dans Festivali gibi bir-
çok uluslararası festivale, yurtiçın-
de de çok sayıda temsıl ve turneye
katıldı. 'Ki Yalnızdılar' adlı yapı-
tınınIstanbul'da sergilenmesinin ar-
dından Dans Tiyatrosu Projesi ıle
Goethe Enstitüsü tarafından Al-
manya'ya davet edildi. '1. Ulusla-
rarası Dans Festivali'nde 'Dilek
Gösterinin yönetmenliğini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi Devlet Konservatuvan Bale Ana Sanat Dalı Başkanı Dilek Evgin yapıyor.
Evgin-Diana Elshout-Frank llan-
deler Dans Projesi'nı gerçekleşti-
ren sanatçının başlıca yapıtları;
'Söyleyemediklerim', 'Bir Bahar
Günü', 'Sıvas Düz Halayı ve Ho-
ron\ 'Ezgiler', 'Koza', 'Kördü-
gum', 'Ayın Raksı', 'Çocuk Şar-
kıları', 'Son Bakış', 'Mutlu Yuva-
lar', 'tçimdeki Çığhk', 'Dialog' ve
'Kuşatılmış'.
Îş-Sanat'takı göstennın bilet fi-
yatlan 20 ve 25 YTL.
Dünyanın ilk kadın sinema yönetmeni filmleriyle Ankara'da
Alice, Uçan Süpürge'de
Kültür Servisi - 5-15 Mayıs tarihleri
arasında Ankara'da yapılacak olan 8.
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın
Filmleri Festivali, sinema tarihinin ilk
kadın yönetmeni Alice Guy Blachi'nin
filmlerini Türkiye'de ilk kez ızleyıcıyle
buluşturuyor. Ankara Fransız Kültür
Merkezf nın katkılarıyla getirilen
filmler, canlı müzik eşliğinde
gösterilecek
Allce Cuy Blache'ın dünyasının
kapılan açılacak
Alice Guy Blache üzerine araştırmalar
yapmış ve kendisiyle tanışmış olan Fransız
sinema yazarı Claire Cluzot da
göstcrimlere katılarak ızleyiciye
Blache'yle yaşadıklannı anlatacak ve
Alice Guy Blache sineması hakkında bılgı
verecek. Ardından da Alice Guy
Blache'nin yaşamını anlatan "Sinema
Yapmak İstiyordu" adlı film
gösterilecek. Isabclle Huppert'ın kız
kaıdeşi Caroline Hııppert'ınyönettığı
film, izleyıcıye Alice Guy Blache'nin
dünyasının kapılannı açacak Dünyanın ılk
kadın yönetmeni olan Alice Guy Blache,
ılk fılmı "The Cabbage Fairy"yi (La Fee
aux Choux) 1896 yılında, yanı sınemanın
dünyadaki ilk göstenmmden bir yıl sonra
çekti Fransa'da başladığı sinema yaşamını
Amerıka'da sürdüren Blache, 250'ye yakın
film yaptı. Aşktan bilimkurguya kadar pek
çok türü ve konııyu sınemada ılk kullanan
kadın yönetmen oldu. 1960'larda başlayan
femmıst film çalıymalannın ilk kaynağı,
onun sinemasıydı. Festıval kapsanıında
Alice Guy Blache'nın 'Bu Bir
Saflık/C'est Une Ingenue' (1908), 'Üvey
Anne/La Marâtrc' (1908), 'Barikat
Üzeıinde/Sur La Barricade' (1907),
'Alice Guy Yönetiyor/Alice Guy Tourne
Une Photoscene' (1906), 'tsa'nın
Doğumu, Yaşamı ve Ölümü/La Vie du
Christ' (1906), 'Şapkacı ve Mekanik
Kasap/Chapellerie et Charcuterie
Mecaniques' (1900), 'Sahne/Scene
D'escamotage' (1898), 'Şeyran'ın
Metaınorfozu/Les Metamorphoses de
Satan' (1898), 'Manyetik/Chcz Le
Magnetiseur' (1897), 'Beyaz
Zambaklar/Lilas Blancs' adlı filmleri
gösterilecek
Siemens 7. Opera
Yanşması'na
başvurular sürüyor
Kültür Servisi - Si-
emens Sanayi ve Ticaret
AŞ'nin her yıl hem
gençlen yüreklendır-
mek, hem de toplumu
sanata özendırmek anıa-
cıyla düzenlediği "Ge-
leneksel Siemens Ope-
ra Yarışma-
sı"nın 7.'sinc
başvurular
başladı. Son
başvuru tarihi 10 Mayıs
olan yarışma, 17-19
Mayıs arasında, ön ele-
me, yanfinal ve final ol-
mak üzere üç aşamada
yapılacak. Yarı final ve
final aşamalannın halka
açık olacaği yanşmanın
sonuçlan 20 Mayıs ak-
şamı, dereceye gıren sa-
natçılann sahneye çıka-
cağı ödül törenindc açık-
lanacak. Seçici kurulıı
SİEMENS
Doç Yekta Kara, Mete
Uğur, Prof. Gerd Uec-
ker, Aclıinı Thorwald
ve Özen Incecik'ten
oluşan yanşmaya TC va-
tandaşı, 1 Ocak 1975'ten
sonra dogmuş tüm ope-
ra sanatçılan katılabıle-
cek. Yanşma-
nın bırincisi
Karlsruhe
Operası'nda
bk yıllık burs ve Goethe
Institut Inter Nationes
îstanbul'da 4 aylık Al-
manca bursu, ıkıncisı
Salzburg Mozarteum
Müzık Akademisi'nde 6
haftalık yaz bursu ve
Goethe Institut Inter Na-
tiones Îstanbul'da 2 aylık
Almanca bursu, üçüncü-
sü ise 2000 Avro para
ödiılü kazanacak.
(www.siemens.com.tr)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Yol, Çok Önceden
Belliydi (2)
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Büyük Zafer'in
ikınci yıldönümü olan 30 Ağustos 1924 tarihin-
de, Dumlupınar'ın Çal tepesinde düzenlenen
büyük tören sırasında verdiği ve Hasan Rıza
Soyak'ın "Atatürk'ten Hatıralar" adlı kitabında
alıntıladığı Söylev'den bazı pasajları geçen
haftaki yazımda aktarmıştım. Yazımın son bö-
lümünde bunu sürdürüyorum.
Atatürk, Söylev'inin hedef gösterme bölü-
münde şöyle dıyor: "Efendiler! Milletimizin he-
def i... bütün cihanda medeni bir içtimai top-
lum olmaktır. Bilirsiniz ki dünyada her kavmin
varlığı, değeri, hürriyeti ve istiklal hakkı malık
olduğu veyapacağı medeni eserlerle mütena-
siptir; medeni eser vücuda getirmek kabiliye-
tinden yoksun olan kavimler, hürrıyet ve istik-
lallerinden ayrılmaya mahkûmdurlar. Beşerıyet
tarihi baştan başa bu dediğimi teyit etmekte-
dir. Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak
olmak hayat şartıdır. Bu yol üzerinde durakla-
yanlar veyahut bu yol üzerinde ileriye değilge-
riye bakmak cehil ve gafletinde bulunanlar ge-
nel uygarlığın coşan çalışma selialtında boğul-
maya mahkûmdurlar..."
Sadece yeni bir devlet kurmakla bütün işle-
rin bitmiş sayılamayacağını, bu bağlamda en
büyük güvencenın çağdaş uygarlık düzeyinı
yakalamak, hatta onu aşmak olduğunu defa-
larca vurgulamış olan Atatürk, daha Milli Mü-
cadele son bulmazdan önce düzenlettirdiği
Izmir Iktisat Kongresi'yle, sağlam bir ekono-
minin birtoplumsalyapı için neölçüdeolmaz-
sa olmaz nitelik taşıdığını da dile getirmiştir. Ele
aldığımız Söylev'ınde Mustafa Kemal Atatürk,
bu konucfa şunları söylüyor: "Efendiler! Mille-
timiz, burada kutladığımız büyük zaferden da-
ha önemli bir vazife peşindedir. O zaferi elde
etmek, milletimizin ekonomi alanındaki başa-
nlarıyla mümkün olacaktır. Bilirsinizki iktisaden
zayıf bır mıllet, sefaletten kurtulamaz. Kuvvet-
libirmedeniyete, refaha kavuşamaz. İçtimai ve
siyasi hastalıklardan yakasını kurtaramaz.
Memleket idaresindeki başarı da ekonomide-
ki kazançları derecesiyle mütenasip olur. Hiç-
bir medeni devletyoktur ki ordu ve donanma-
dan evvel ekonomisini düşünmüş olmasın.
Memleket ve istiklal savunması için lazım olan
bütün kuvvetler ve vasıtalar ekonominin geliş-
me ve genişlemesiyle mümkün olabilir... Asrı-
mızın güreşmesinde milletimizi başanya götü-
recek bir ekonomik hayat sağlamayı amaç tu-
tan genel öğretim ve eğitım sistemleri hergün
daha çok parlayacak ve ileride başanya ulaşa-
caktır..."
Atatürk, Lozan'da kazanılmış olanların ileri-
de ekonomik yapının zaafa uğramasıyla birlik-
te bir çırpıda tehlikeye girebileceğinin, dahası
yitirilebileceğinin bilincinde olacak kadar ger-
çekçi bir devlet adamıydı. Cumhurbaşkanlığı
süresince ülkenin dış borçlar altına sokulma-
ması için göstermiş olduğu duyarlılık, bu bilin-
cin bir sonucudur.
Ancak bir bölümünü alıntılayabildiğim bu
Söylev'ı okuduktan sonra, şu soruların sorul-
ması kaçınılmazdır: Atatürk, yukarıdaki görüş-
lerinden hangilerinde yanılmıştır? Türkiye
Cumhuriyeti'nin bugün yakındığı olumsuzluk-
lardan hangisi, onun çok önce göstermiş ol-
duğu yollardan ayrılmaktan kaynaklanmamış-
tır? Atatürk'ün koşullarını titizlikle saydığı, o-
nun liderliğindeki birtoplumun dünya tarihin-
de eşsiz bir Milli Mücadele ile elde ettiği "hür-
riyet ve istiklal"üen bugüne ne kadarı kurtarı-
labilmiştir?
Evet, yazımın başlığında da dile getirmeye
çalıştığım gibi, yeni kurulan Türkiye Cumhuri-
yeti'ni çağdaş uygarlık düzeyine, hatta onu
aşmaya götürecek yol, aslında çoktan belliy-
di ve o, Cumhuriyetin kurucusu tarafından bü-
tün ayrıntılarıyla belirlenmişti.
Olanlar, o yoldan ayrıldıktan sonra oldu...
e-posta: ahmetcemalmsuperonline.com
acem20(" hotmail.com
Papa'nın son kitabı
• VARŞOVA (AA) - Papa 2. Jean Paul'ün
'Anılar ve Kimlik' adlı son kitabının,
piyasaya çıktığı 11 Mart'tan bu yana
Polonya'da toplam 800 bin sattığı bıldırildı.
Papa'nın kitabını yayımlayan Znak
Yayınevi'nden yapılan açıklamada, "Nisan
sonuna kadar baskı sayımız 1 milyon 135
bıne ulaşacak" denildi. 'Anılar ve Kimlik',
2 Nisan'da ölen Papa 2. Jean Paul'ün beşinci
kitabı. 2. Jean Paul, 26 yıl süren papalığı
boyunca 4 kıtap daha yazmış ve kitaplarının
gelırlerını hayır kurumlarına bağışlamıştı.
Müzeler konuklara ücretsiz
• ANKARA (AA) - 23 Nısan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle
Türkiye'ye gelecek konuklar Kültür ve
Turızm Bakanlığı'na baglı müze ve ören
yerlerini ücretsiz olarak zıyaret edebilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye
îşletmesı Merkez Müdürlüğü'nden yapılan
yazılı açıklamaya göre, 23 Nisan
kutlamaları çerçevesinde Türkiye'ye davet
edilen konuklardan 21-24 Nısan tarihleri
arasında müze ve ören yerlerini ziyaretlerı
sırasında gıriş ücreti ahnmayacak.
BUGÜN
• AKM'de 20.00'da Bızet'nın 'CARMEN'
operası (0 212 251 56 00)
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda 19.30'da tstanbul Oda
Orkestrası. Şef Ertuğ Korkmaz. S©list:
Tania Lisboa (Vıyolonsel). (0 212 232 98 30)
• JAZZ CAFE'de 22.00'de Çiğdem Erken
Grup. (0 212 245 05 16)
M AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ'nde 19.00'da Muhsin Divan dia
gösterisı. (0 212 252 35 00)