Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2005 CUMARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
istanbul
TURKIYE
K 6 Sinop Y 4 Adana Y 18
Edirne K 6 Samsun 5 Mersin Y 18
Kocaeli _K 7 Trabzon Y 5 Diyarbakır Y 14
Çanakkale K 7 Giresun
Izmir B 11 Ankara
5 Şanlıurfa Y 15
K 4 Mardin Y 15
Manisa B 9 Eskişehir K 4 Siirt Y 15
Aydın
Denizli
B 1 3 Konya K 4 Hakkârı Y 10
B 8 Sıvas K 3 Van Y 12
Zonguldak K 5 Antalya B 18 Kars
Butun bolgelenrniz çok
bulutlu, kıyı Ege ıle Batı
Akdeniz kıyıları dışında
tüm yurt yağışlı geçecek.
Yağışlar Doğu Akdeniz,
Güneydoğu Anadolu, Do-
ğu Anadolu'nun guneyı ıle
Doğu Kuradeniz kıyıların-
da yağmıır ve sağanak,
Marmara'nın doğusu ıle
Orta Karadeniz kıyılannda
karla karışık yağmur, yağış
alan dığer yerlerde kar
şeklinde olacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
B
B
B
PB
B
B
B
B
10
5
13
1G
16
17
19
1b
Beriin B 14 Moskova
Budapeşte B 14 Aşkabat
Madrid Y 15 Astana
Mürııh B 14 Zürih
Parçalı bulutlu ! Sisll T, Bjlutlu k
Çok bulutlu • Yağmurlu
GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştaraft 1. Sayfada
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'a şu sözle-
ri söyleme fırsatını verdi: "Şu siyasi karmaşıklığa,
şu öngörüsüzlüğe, şu perişanlığa bakın. Acınacak
halinizi bir sorgulasanız çok iyi olacak."
•••
Haluk Koç, şaşkınlığı eklemeyi unutmuş olma-
lı. Aylardır yasayı ve yasaya karşı esen eleştiri rüz-
gârınıgöğüslemeyeçalışan...yasanınertelenme-
si isteklerini -üstelik Bakanlar Kurulu toplantıların-
dan sonra- sözcü olarak olanaksız diye karşıla-
yan... ve hükümetin 1 Nisan'la ilgili kararlılığını ve
azmini kamuoyuna duyuran Adalet Bakanı Çiçek
Cemil'e; -Rabat'tan gelen direktif gereği- iki ay-
lık ertelemeye gideceklerini bildirmeyi, yasanın
bir bakıma sahibi ve savunucusuna önceden ha-
ber vermeyi unuttular!
Şaşkınlığın bir başka yüzü daha var; RTE de,
vekil-i hası Dışişleri Bakanı Gül de virgülüne do-
kunulmasına rıza göstermedikleri bu böyyük re-
formu neden ertelediklerini AB'ye anlatma telaşı-
na düştüler. Gül ve taa Rabat'tan RTE erteleme-
yi "sivil toplum örgütlerine saygıya" bağlıyor.
1 Nisan'ı savunan kala kala tek bir kişi kaldı: Çi-
çek Cemil! Rabat kararını TV'den öğrendiği zaman
bozuntuya vermeyen, 1 Nisan'ı TBMM'de de sa-
vunurken vekil-i has Gül'ün ekşiyen yüz ifadesini
göremeyen ah Çiçek Cemil, vah Çiçek Cemil...
Üstelik şu cümlen var ya şu cümlen; iktidarın ger-
çek sahiplerini rahatsız edecek: "Ben hükümet
emrinde Meclis iradesi anlayışına katılmıyorum."
Meclis hükümetin değil, hükümet Meclis'in em-
rinde olmalı. Doğru. Ne ki, Çiçek de içinde bulun-
duğu hükümetin çoğu zaman kimi tasarıları, ka-
rarları Meclis iradesine hükmeden tepeden inen
buyruklarla kabul eftiğini unutmuş görünüyor.
Çiçek, yakın arkadaşlarının istiskal niteliğinde-
ki davranışlarından sonra acaba istifa etmeyi dü-
şünmez mi?
TCY'de gereken düzeltmelerin yapılmasına iki
ay yeter mi yetmez mi? Adalet Bakanı umutsuz.
"2 ay değil 2 yıl versek bu (yasa) konuşulmaya de-
vam eder" diyor. Zaten bakan, örnekler de vere-
rek yasada "gazetecilere mahsus özelbirkonu ol-
madığını" söylüyor. Bu havada, bu kafadaolan bir
bakanla basını görev yapamaz duruma getiren
maddeler üzerinde uzlaşı, anlaşma sağlanabile-
cek mi? Nasıl?
•••
Iktidar şaşkınmış, öngörüsüzmüş, perişanmış
falan filan... Boşverin bunları, bakın manşetlere:
Büyümede dünya rekoru kırmışız: 9.9!
Büyümüşüz; vay be! Amma velakin büyümenin
yansımadığı her açıdan küçülen vatandaştan ne
haber?
Ingiltere'ye
İncirlikjesti
• Baştarafı 1, Sayfada
re Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB Dö-
nem Başkanlığı'nı temmuz ayında devralacak
Ingiltere'ye 14 Mart tanhinde yaptığı ziyaret
sırasında, Ankara'nın "olumlu yanıtını" ilet-
ti. İngiliz askeri nakliye uçaklan, mart ayı içe-
risinde istanbul Sabiha Gökçen ve Trabzon
havalimanlannın yanı sıra Incirlik üssünü de
kullanmaya başladılar. Diplomatik kaynaklar,
verilen izin ıçın Meclis kararı gerekmediğini,
NATO ve BM kararlan çerçevesinde daha ön-
ce çıkanlan Bakanlar Kurulu kararnamesiyle
yetinildiğıni belirtirken, "NATO ve BM'nin
aldığı kararlar,ABD öndcrliğindeki koalis-
yon ülkelerine Afganistan ve Irak'ta insani
yardım, yeniden yapılanma ve güvenlik ko-
nularmda destek verilmesini öngörüyor. Bu
çerçevede 23 Haziran 2003'l.c çıkardan Ba-
kanlar Kurulu kararnamesi, 2004 yılında
uzatıldı. Bu çerçevede hangi ülkeler tara-
fından hangi üslerin kullanılabileceği, Dı-
şişleri ve Genelkurmay'ın olumlu görüşle-
riyle belirleniyor" görüşünü kaydettiler. In-
giltere'nin çıkanlan bu kararname çerçevesin-
de daha önce tstanbul Sabiha Gökçen ve
Esenboğa havalimanlarını kullanabildiğini
ifade eden yetkililer, bu çerçevede yeni olan
unsurun, Incirlik üssünün de kullanımına izin
verilmesi olduğunu savundular. Edinilen bil-
gilere görc Ingiltere'ye verilen izin, öldürücü
olmayan askeri malzemenin yanı sıra personel
naklini de içeriyor. Bu anıaçla İngiliz askerleri
için Incirlik üssünde kısa süreli konaklama
merkezlerinin de oluşturulduğu öğrenildi.
Gök gürulüılu
CHP'nin raporuna göre depremzedelerbir darbe de TOKİ'den gördü
Hibe konutlara fahiş fiyat
AYŞE SAYIN
ANKARA - CHP'nin Bin-
göl'de yaşanan iki depremin ar-
dından kentte yaptığı inceleme-
ler sonucu hazırladığırapor,dep-
rcmzede yurttaşlann ikmcı vur-
gunu Toplu Konııt Idaresı'nden
(TOKİ) yedığinı ortaya koydu.
Rapora göre 2003 'teki depremin
ardından TÜBB'nin 30 milyar 1 i-
rayamal edip devlete "hibe" et-
tiği 480 konutu, TOKt, "allyapı
masrafı" diye ek bcdel çıkanp
51 milyar liraya depremzede
yurttaşlara sattı.
CHP Izmır Mılletvekili Yıl-
maz Kaya başkanhğmda İstan-
bul Milletvekili Kemal Kılıçda-
roğlu, Van Milletvekili Mehmet
Kartal, Zonguldak Milletvekili
Nadir Saraç'tan oluşan komis-
yon 1 Mayıs 2OO3'te Bingöl'dc
meydana gelen depremden son-
raTOKÎ veYapı tşlcri Genel Mü-
dürlüğü tarafından yaptırılan
dcprem konutlarındaki yolsuz-
luk iddialannı incelemek üzere
14-15 Mart tarihlerinde kentte
incelemelerde bulundu. Ancak
komisyon, 12 Mart'ta Karlı-
ova'da deprem olması nedeniyle
öncelikle bu bölgclere giderek
ARITMAYAN" ARITMA TESİSİ
Kotnisyonun raporunda yer alan "kara mizah "
niteliğindeki diğer saptamalar ise şöyle:
• Toplu konut alanındakı ara yollara sıcak asfalt yapılması
davctiye yöntemi ile yapılmış, ancak yapımcı firma zemin
altyaprsı olmadan, zemın sıkıştırılnıadan çamurun üzerinc
sathi asfaltı adeta serpıştırdığınden, asfalt kaplama 2 ay
içinde çözülmüş, yollar çamur içinde kalmıştır.
t/ Konut alanmın dışıııa yapılması gereken arıtma tesisi,
konutlann ıçine yapılmış olup, arıtma yapılmadığı gibi,
arıtma bağlantısı henıen yakındaki DSI kanalına
bağlandığı için iki kurum arasında dava sürmektedır.
tf TOKİ zaten yüksek bedellerle ihale ettiği konutlann
inşaatına başlamadan önce ihale bedelinin yüzde 5
kadannı yüklenici firmalara ödeyerek, adeta bu
firmalara yapımda aynca ckonomik destek sağlamıştır.
yurttaşlann sorunlarını dinledi.
Komisyon, incelemeleri son-
rasında hazırladığı raporda, Kar-
lıova depremi sonrasında yurt-
taşlara yeterli "çadır" dağıtıl-
madığını saptarken, Karlıova'ya
bağlı Kızılçubuk köyünde daha
önce yaptınlan deprem evlerinin
tamamen kullanılamaz hale gel-
diği saptamasına yer verdi. CH-
P'nin raporunda en carpıcı bölü-
mü ise 2003 depreminden sonra
yaptırılan "deprem konutları"
ile ilgili yolsuzluk ve usulsüz-
lükler oluşturuyor.
Rapora göre TOKİ, davetiye
usulüyle Bingöl Merkez'de yap-
tığı 1536 konutu 38 milyara mal
ederken, Türkiye Odalar ve Bor-
salar Birliğı (TOBB), açık ihale
yöntemiyle yaptığı aynı nitelik-
teki 480 konutu 30 milyar liraya
mal etti. TOKt konutlan için
depremzedeler konut başına 8
milyar lira olmak üzere toplam
12 trilyon liralık fazla ödeme
yapmak zorunda bırakıldı. TO-
BB ise devletten daha ucuza mal
ettiği konutlan TOKl'ye hibe et-
ti. Ancak TOKİ, hibe konutlan
yurttaşlara "altyapı masrafı"
diye 21 milyar liralık ek maliyet
çıkararak 51 milyar liradan satı-
şa çıkardı.
Rapordaki bir başka çarpıcı
saptamayı ise Afet işleri Genel
Müdürlüğü'nün "Evini Yapana
Yardım" kampanyası çerçeve-
sinde yurttaşlara 17 milyar lira-
lık yardmı yapılması uygulama-
sından vazgeçilip projcnin 39
milyar liraya ihale edilmesi oluş-
turuyor. Depremzedelerın bu
yolla 3 bin 500 konut yaptığı ve
uygulamadan da memnun oldu-
ğu belirtilen raporda, şu görüşle-
re yer verildi:
"Ancak daha sonra Yapı tş-
leri Genel Müdürlüğü, neden-
se bu uygulamadan va/geçmiş
ve aynı projcyi konut başına
ortalama 39 milyar liraya iha-
le etnıiştir. (Ki en yüksek ihale
bedeli 42 milyar liradır.) Bu
uygulama ile konut başına faz-
la maliyet 22 milyar liradır.
1314 konuttaki toplam fazla
maliyet ise 28 trilyon 908 mil-
yar liradır."
Sophia Loren,ödülünfi Şakir Eczacıbaşı'ndan aldı. Lorcn, "Bu ödiilii,Os-
car ödülümün yanına koyacağım" dedi. "Onıır Ödülü"nü alan TarıkAkan
ise Nejat Eczacıbaşı vc Onat Kutlar'ın 24 yıl öncc başlattıkları fesrivalle
bir pcnccre açtıklarını belirterek
LL
I <
k
stival,Tüı kiyc'niıı bcnim için en ka-
ranhk dönemlerindc açılınış. bir pencereydi " dedi. (SliRKAN Y1LDIZ)
16 gün sürecek 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali başladı
Loren'e 4
başam' ödülü
AYÇA TEZER
istanbul Kültiir ve Sanat Vak-
fı'nın (İKSV) düzenlediği "24.
Uluslararası İstanbul Film Fes-
tivali", Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayı'ndaki açı-
lış töreniyle başladı.
Festivalin açılışında konuşan
İKSV Başkanı Şakir Eczacıbaşı,
dünya sinemasının festivale gös-
terdıği ılgının her yıl arttığını vur-
guladı. Açılış töreninde onur ödül-
leri sahiplerini bulurken, festiva-
lin onur koııuğu dünyaca ünlü ttal-
yan sinenıa sanatçısı Sophia Lo-
ren'e "Yaşam Boyu Başarı Ödü-
lü" verildi. Rczacıbaşı, Sophia
Loren'inulaştiğı başanyı "doğuş-
tan zeki ve yoksul olmasına"
bağladı. Sophia Loren, ödül için
teşekkür ederek "Siz beni çok se-
viyorsunuz, ben de sizi çok sevi-
yorum. Davetli olduğum için
mutluyum. Bu ödülü, Oscur
ödülümün yanına koyacağım"
dedi. Loren, törene katılanlarca
uzun süre ayakta alkışlandı.
Daha sonra, sinenıa sanatçısı
Hülya Avşar tarafından "Sinema
Onur Ödülleri", Nedim Otyam,
Tarık Akan ve Yavuz Turgul'a
verildi. Film müziklerine imza
atan Otyam, sanatçıya sanatçı gö-
züyle bakan vakıf kurucuları ve
enıeği geçenleri kutladı. Candan
Erçctin'in, beyazpcrdenin unutul-
maz filmlerinin şarkılannı seslen-
dirdiği törene istanbul Valısı Mu-
ammer Güler ve İstanbul Büyük-
şehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş da katıldı.
I'estivalde, açılış töreninin ardın-
dan, yönetmen Charles Dance'ın
yönettiği "Lavanta Kokulu Ka-
dınlar" filmi göstcrildi.
16 gün sürecek festival progra-
mında 166 film, Beyoğlu'nda E-
mck, Atlas, Beyoğlu, Sınepop ve
Kadıköy'de Rexx sinemalarında
seyırcıyle buluşacak.
DEVLETE
SIZDILAR
MBaştamfı 1. Sayfada
ve temiz kadın ve
kızlarımızla
kamusal alanı
zorladıkları da
bir gerçektir.
Öğrencilerin,
okulda dini simge
ve işaret taşımaları
da kesinlikle
laikliğe aykırıdır.
'Kadın Tann'nın
aydınlığıdır'
diyen Hazreti
Mevlana'nın
sözü kendilerine
yol güsterici
olmalıdır" dedi.
Lalklfk
savunulmalı
Ok, köktendinci
kesimin dcvleti ele
geçirme hedefı
olduğu sürece
mutlaka laikliğin
savunulması
gerektiğini ifade
etti. Yeni Türk
Ceza Yasası'nda
basm suçlanna
hapis cezası
öngörülmesini de
eleytiren Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcısı,
basın suçlanna
zorunluluk dışında
hürriyeti
bağlayıcı ceza
öngörülmemesi
gerektiğini
sözlenne ekledi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Buijtarafı 1. Sayfada
AKP hükümeti ABD'ye hangi konularda ne söz-
ler verdi, tam olarak bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey
var; ABD daha fazlasını istiyor.
Başta da vurguladığımız gibi görünen operas-
yonlarTürkiye'ninacilen ABD'ye yardımını gerek-
tirecek bir durum içermiyor. O zaman şu soru ak-
la geliyor:
Yeni hedefler mi var?
Görünen bu.
ABD-lngiltere, önümüzdeki yıllarda, belki de ay-
larda uygulanmak üzere, Incirlik'in de ayrıca ge-
rekeceği bir plan yaptı. Irak'ın işgali öncesinde
Türkiye ABD'ye ısrarla şunu soruyordu:
- Saddam'ı devireceksin, anladık. Devirdikten
sonra ne yapacaksın?
ABD bu bilgiyi Türkiye'yle paylaşmıyordu.
0 gün bunu yapan, bugün yeni hedeflerini açık-
lar mı?
Açıklamaz!
• • •
Suriye ve Iran bilinen hedefler. Ancak bu iki ül-
ke ile ilgili bilinmeyen şu:
- ABD hangi yöntemleri kullanacak?
Suriye'yi güneyden sıkıştırma başladı bile. Su-
riye askerlerinin Lübnan'dan çekilmesi için yapı-
lan baskının ana hedefi Şam.
Şam, şamaroğlanına dönmemek için arayışlar
içinde. Tutunabildiği dallardan biri Iran. Öteki de
Türkiye olur mu, ona bakıyor. Iran'ın politikası
açık:
Madem ki ABD sıranın bana geleceğini söylü-
yor. O zaman sıranın bana gelmemesi için her şe-
yi yaparım... Sıra bana gelinceye dek ABD'nin
yıpranmasınısağlayacakhertürlüittifakıniçinegi-
rerim.
Türkiye için iş bu kadar basit değil. Aşağı tükür-
se sakal, yukarı tükürse bıyık, karşıya tükürse rüz-
gâr... En iyisi yutkunmak!
Nereye kadar?
Ankara'nın başlıca politikası şöyle özetlenebilir
Her şeyi olabildiğince öteleme!
• • •
Başa dönersek... İki durum görünüyor:
1 - ABD'nin Incirlik için bu kadar bastırması do-
ğal değil.
2- ABD'nin istemleri Incirlik'le sınırlı değil.
Başbakan Erdoğan, Fas-Tunus seferinde ko-
nuyla ilgili şunu söylemişti:
"Bütün istekler hemen gerçekleşmeyebllir!"
Bu sözün şifrelerini çözünce şu anlam çıkıyor:
"Istemlerinizi yerine getireceğiz ama, tümünü
yapmak zor. Şimdi bir kısmını yapalım, kalanını
yolda düşünürüz!"
Irak operasyonu sürecinde çok sık altını çizdi-
ğimiz Amerikan hedefleri, yeni istemlerle birlikte
yine gündemimize yerleşiyor. ABDTürkiye'yi; Bal-
kanlar, Ortadoğu, Kafkaslar'ın ortasında bir mer-
kez üs olarak görüyor. Bu anlamda Türkiye'nin,
ABD'ye hiç sorun çıkarmayacak bir ülke olması
gerekiyor.
Ukrayna ve Gürcistan'da yönetimler seçim son-
rası yapılan meydan darbeleriyle değişti. İki ülke-
nin ortak özelliği Karadenizdaş olması. Önümüz-
deki günlerde Karadeniz'i daha çok konuşacağız.
Zira ABD, Karadeniz'i Türkiye ile Rusya'nın kont-
rol ettiği bir deniz olarak bırakmak istemiyor. Bul-
garistan ve Romanya'da üsler açmasının neden-
lerinden biri bu.
Dileriz şu türkü önümüzdeki günlerde her anla-
ma gelmez:
Uyy deniz Karadeniz,
Suların ne karadır...
ankcum(a cumhuriyet.com.tr
Kanadada 30 bin fok oldurüldıı
Katliama tepki
ANKARA (ANKA) - Kanada'da "fok avı"
sezonunun açılmasıyla birlikte foklann kafa-
lanna vurularak uyuşturulup canlt canlı deri-
lerinin yüzülmesı şeklinde yaşanan "katli-
am" sahneleri, hayvanseverleri ayağa kaldır-
dı. lnternette "www.protcctseals.com" site-
sınde başlatılan kampanyayla Kanada'daki
fok katliamını kınayan hayvanseverler, Ka-
nada'da üretilen deniz ürünlerine ambargo
uygulanması çağnsında bulundular. Hayvan-
severler, "Eğer fok katliamını durdurmaz-
sanız, artık deniz ürünlerinizi almayaca-
ğız" sloganıyla yürüttükleri kampanyayla,
Kanada hükünıetıni fok avını yasaklamaya
çağırdılar. Kanada'da iki gündür süren avda
30 bin 800 fokun öldürüldüğü bildirildi.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
slında "kapkaç" yeni değil.
Ne çeşitleri, ne türleri, ne bi-
çimleri var da çanta kapma gözle
görülür, elle tutulur cinsinden ol-
duğu için çok korku yarattı. Şimdi
nasıl çare bulunur, neler yapılır, tar-
tışılıp duruluyor. Bilinıp bulunan
da "çanta taşımanıak". Eğer çan-
ta taşıyorsaııız size hiçbir çözüm
getirilemiyor. Alarmlı çanta yapıL
dı tutmadı, düdüklü çanta yapıldı
olmadı. Bakalım iş nereye varacak;
başka kapkaç çeşitlerini de bılmek
gerekiyor.
Vur-Kaç yöntemi
u, bilinen gerilla savaşlarının
taktiğidir. Vuruyorsun kaçıyor-
sun, kım oldugun bilinmiyor, nere-
ye kaçtığın anlaşılmıyor, izin sürül-
müyor falan. Ama burada söz konu-
su olan gerilla savaşı değil, dolan-
dırıcılık, soygunculuk. Öyle bir
çanta kapıp kaçmak basıtlığınde bir
iş değil. Büyük bir soygun tasarlı-
yorsuıı, yani önce tasarımı var. Son-
ra planlıyorsun, yani planı var. Ar-
kadan program yapıyorsun, kadro-
nıı hazırlayıp eğitiyorsun, sonra da
uygulamaya koyuyorsun. Adı
"Vur-Kaç" ama öyle henıencecik
Kapkaç Çeşitleri
olmuyor. Tasanmına göre bir ban-
ka kurabilirsın ya da "Sizin para-
nızı işleteyim" diye paralar toplar-
sın. Öyle bırkaç milyarcık para de-
ğil, büyük rakamlargerekir Uu ko-
nuda "para oltası" her zaman ışe
yarar bir havuç. Insanlar havadan
para kazanmaya bayılıyor. Öyle ya,
"scn uyuyorsun, paran çalışı-
yor". Çok güzel iş eanım. Sonra da
"paran uyumaya, scn de dövün-
meye" başlıyorsun. "Gitti para-
cıklarım, beni dolandırdılar, gü-
venmişdm, bana teminatı var dc-
mişlı ıdi. bütün paramdı, şimdi
ne yapayım" falan diyorsun, ama
boşuna. Ya bankayı boşaltıyorlar ya
da paran dünya gezisıne çıkmış olu-
yor. Işte buna Vur-Kaç dıyorlar kı
sıkça görülmektedir.
Sar-Kaç yöntemi...
"Sarıp kaçmak" demek oluyor
ki tarihi eserlere duyulan aşkjn bir
kısaltmasıdır. Bir tarihi eseri çok
beğenen bir "esersever" gözüne
kestırdığı değerı epeyce zaman in-
celiyor. Artık bir heykelcık mi olur,
bır halı mıdır ya da seramik midir,
hepsi de bu aşkın konusu olabilir.
tşte bu aşka tutulan esersever, ara-
da kim varsa onların gözünü de
baglayıp tarihi eseri "sarıp kaçı-
yor". Bir de bakıyorsunuz, toprak-
îarınızda durup duran yapıt bir baş-
ka ülkenin müzesinde ya da bir ko-
leksiyonerin elinde. Sizin eseriniz
"Sar-Kaç"a uğramış oluyor. Ama
zararı yok. Siz bu kez elınizden ka-
çırdığmız tarihi eseri büyük paralar
ödeyip geri almak için kollarınızı
sıvıyorsunuz. Pazarhk tutarsa para-
cıklan ödeyip eserinizi geri alıyor-
sunuz. Ama sızde bu ense, onda da
bu para varken daha çok tokatlana-
caksınız. Ne yapalım kı ensenizka-
lın yaratıldığı için bu tokatlar sizi
fazla etkilemeyecek.
Bir de seven erkek tarafından
"Sar-Kaç"a uğrayan sevgililer var,
ama onlar başka bir fasıl. Böyle
"Sar-Kaç"a gelen genç bayanların
nzası var mı yok mu her zaman bel-
li olmuyor. Bu konuyu da fazla dal-
landırmamak gerekiyor.
Kaç tavşan kaç...
D ir de "tazıya tut-tav;ana kaç"
İJ tarzı var. Kimi tavşanlar yara-
maz işler yapıyorlar. Kimileri sinir-
li insanlara yatıştırıcı hizmetleri su-
nuyor, kimileri silahsız zavallılara
sılah buluyor, kimileri de yalnız
kalplere ısıtıci sağlıyor. Ama bu bü-
yük hizmetlere böyle demiyorlar da
uyuşturucu ticaretı, silah kaçakçıh-
ğı, fuhuş gibi kötü sıfatlar takıyor-
lar. Neyse ki "tazılara tut" diyen-
lerin yanında "tavşanlara kaç" dı-
yenler de oluyor da zavallı tavşan-
lar yııvalarına ulaşabiliyor. "Tazı-
ya tut-tavşana kaç" böyle bir şey.
Hizmet alanla hızmet veren bııluşıı-
yor, arada hizmet görenler de ken-
di yollarını buluyor. Ne güzel değil
mi şu "yolunu bulmak"! Üzülme
lavşancık, sana her zaman "Kaç
tavşan kaç" diyen çıkar, sen de el-
bette bu iyiliği karşılıksız bırak-
nıazsııı. Kaç tavşan kaç, yoksa ka-
lırsınaç...