17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN Yiğidi Öldiir, Ama Hakkını Yeme Perşembe gecesi, beş CHP milletvekilinin dü- zenlediği yemekli sohbet toplantısına, çok önce- den verilmiş sözüm olduğu için gidemedim. Bizi ağırlayan ev sahibimiz de çağrılı olduğu halde kendi daveti yüzünden gidemedi aynı toplantıya. Ama CHP'nin acar milletvekili dostum Kemal Anadol, Orhan Diren, Yaşar Tüzün, Mustafa Gazalcı, Türkan Miçooğulları, Halil Tiryaki, Gürol Ergin ve Enis Tütüncü'nün hazırladığı "Bağcılık ve Alkollü Içecekler Araştırma Komis- yonu Raporu"nu, o günün sabahında ulaştırdı- lar. CHP yönetimini parti içi demokrasiye saygı göstermediği (Hoş hangi parti gösteriyor ki!) ge- niş kitleleri seferber edemediği, kadrosunu zen- ginleştirip partilileri politika oluşturmaya katama- dığı, dış politika ve rejim konusunda etkili muha- lefetine karşın halkın günlük dertlerinin nedeni olan ekonomik konularda etkili olamadığı için bu- rada sık sık eleştiriyorum. Ama, son raporları, ilk bakışta önemi anlaşılma- yan bir konuyu dört başı mamur biçimde işledik- leri için kendilerini kutlamak isterim. CHP ekonomik konularda daha etkili ve somut muhalefet ve önerilerle ortaya çıktığı, buna yol- suzluk sorunundaki ataklarını da eklediği zaman, üstündeki ölü toprağını silkeleyecektir; tabii bu- na, partiyi canlandıracak bir kadro hareketliliği eklemesi koşuluyla... ••• Şimdi, ilgilenenlerin tümünün "www.CHP.org.tr" internet adresinde bulabilecekleri rapora gele- lim. Şarabın anavatanı olan Anadolu, bu alanda son zamanlarda önemli bir yeniden canlanma göste- riyor. Sadece Denizli yöresinde her yıl 7.000- 10.000 dekaryeni bağ tesis ediliyor. Türkiye 540.000 dekar bağ alanıyla dünyada be- şinci, 3 milyon 600 bin ton yaş üzüm üretimiyle dünyada altıncı sırada yer alıyor. Ancak aynı Tür- kiye yılda sadece 60-85 milyon litrelik şarapla dün- ya üretiminin ancak yüzde 0.2'sini sağlıyor. Buna karşılık Türkiye kuru üzüm üretiminde 214.000 tonla ABD'den sonra ikinci sırada yer al- makta ve bu alanda dünya pazarının yüzde 28'ini elinde tutmaktadır. Ancak kuru üzüm fiyatı yarım yüzyılı aşkın süredirsabit kalmakta, 1 ABD Dola- n'nı aşmamaktadır. Oysa şaraplık üzüm daha fazla kazandırmak- tadır. 2004 yılında sofralık ve kurutmalık üzümle- rin kilosu 200.000 lira ortalamayla satılmaktayken şaraplık üzümlerin kilosu 350.000-2.000.000 TL fiyatlarla bağlarda pazarlanmıştır. Şaraplık üzümün katma değeri daha fazladır; hele bu şarap haline getirildikten sonra pazarlan- dığında daha da yüksek bir gelir sağlamaktadır. ••• Şarapçılığın bir başka yönü de şaraplık üzüm- lerin kıraç arazideyetişebilmesi, dolayısıyla kota yüzünden terk edilen verimsiz ve sulanamayan arazilerin değeriendirilebilme olanağının yaratılma- sıdır. Kısacası, yaş üzümün şaraba dönüştürülerek satılması veya ihraç edilmesi durumunda yüzde 100 kârlılık ve katma değer sağlanmakta; üretim, işçilik, nakliye ambalaj alanlarında istihdam artı- şı yaratılmaktadır ve bunların tümü yerli serma- yeyle yapılabilmektedir. Verimsiz arazilerin kulla- nıma açılmasını sağlayan şarap üretiminde Ana- dolu veTrakya, ihraç kabiliyetine uygun üretim için en elverişli alanlardır. Gelin görün ki, ekonomiye verimlilik ve istihdam açısından değil, kendi dini siyasete alet eden po - litikası açısından yaklaşan AKP şaraba uyguladı- ğı vergilerle bu alanı baltalamakta, dolayısıyla üre- ticiyi zarara uğratmakta, istihdam olanaklarını kı- sıtlamaktadır. AKP'nin şarapta uyguladığı kişi başı GSMH'ye endeksli ÖTV, dünya ortalamasının on katından fazladır. Birincil sorunu işsizlik olan güya laik devlette ik- tidar olan AKP, üretim ve istihdamı baltalarken, mal varlığımızı yabancılara peşkeş çeken bir eko- nomik politika izliyor. [email protected] | Sanık Hayyam Caripoğlu 'Sümerbank'a el konulması siyasidir' lstanbul Haber Servi- si - TMSF tarafından el konulan Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Ga- ripoğlu, bankaya siyasi bir kararla el konuldu- ğunu ifade ederek döne- min başbakanı Mesut Yılmaz'ın POAŞ ihalesi- ni kazandıktan sonra ken- disine haksız bir şekilde "lıusııınct beslediğini" ileri sürdü. Sümerbank'ı zarara uğrattıklan gerekçesiyle Hayyam Garipoğlu'nun da aralannda bulundu- ğu 52 sanığın yargılan- masına devam edildi. ls- tanbul 8. Ağır Ceza Mah- kemesi'ndeki duruşma- ya, "dolandıncdık" ve "zimmef suçundan yar- gılanan Hayyam Gari- poğlu ile birlikte 10 tu- tuksuz sanık katıldı. Esas hakkındaki müta- laaya karşı savunma ya- pan Garipoğlu, IMF'nin baskısıyla 1999 yılında mali durumu bozulmuş bankalara el konulması- na ilişkin yazının Baş- bakanlık' a gönderildiği- ni belirterek "Hazine Müşteşaıiığı'na gönde- rîlen bu yazıda Sümer- I)an k yokiıı. Ya/ı elkonu- lacakbankalann arasına Sümerbankdakonulsun diye geri gönderildL Sü- merbank siyasi bir ka- rarla dönemin bakanı- n ııı laliıııatı ileel konula- cak bankalar arasına gi- riyor" dedi. Mesut Yılmaz'ın, kar- şılaştığı zor durumdan kurtulabilmek için ken- disi hakkında kara para incelemesi başlattığını savunan Garipoğlu, in- celemeler sonucunda u kara para i/iııtv rastlan- ııiîulığıııı" belirtti. Du- ruşma ertelendi. YÖK Başkanı'ndan, 'Rektör, üniversitedeki rezilliklerle uğraşsm' diyen Bakan Çelik'e sert yanıt Teziç: Bakanayakışmadı Prof. Dr. Erdoğan Teziç FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakanlık Müsteşarı ÖmerDinçer'in, kitabında inlihal (a^ır- ma) yaptığını açıklayan Cumhuriyct IJni- versitesi'ne," Üniversitede bir sürü resdl- lik yaşanıyor. Rektör o rezilliklerle uğraş- sın" yanıtını veren Milli Eğitinı Bakanı Hüseyin Çelikc YÖK Başkam Prof. Dr. Erdoğan Teziç sert çıktı. Teziç, "Diişün- ce sığsa üslup da iyi olmuyor, üslup da za- afa uğruyor" dedi. Başbakanlık Müsteşarı Ömcr Dinçer' in "İşletme Yönetimi" adlı kitabında intihal (aşırma) yaptığı yönünde Marmara ve Cumhuriyet üniversiteleri tarafından ha- zırlanan raporla ilgili tartışmalar alevle- • Başbakanlık Müsteşarı Ömcr Dinçcr'in intihal yaptığının kesinleşmesinin ardmdan karan açıklayan üniversite yönetimini suçlayan Bakan Çelik'e yanıt YÖK Başkanı Teziç'ten geldi: "Düşünce sığsa üslup da iyi olmuyor, üslup da zaafa uğruyor." nıyor. Konuyla ılgıli sorulariizerine, "Üni- versitede bir sürü rc/illik yaşanıyor. On ce rektör o rezilliklerle uğraşsın, Ömcr Dinçer'le uğraşmasın" diyen Milli Eği- tım Bakanı Hüseyin Çelik'in sözlerine yükseköğretımin en üst makamından sert yanıt geldi. YÖK Başkanı Teziç, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Düşüncesığsa üslup da iyi olmuyor, üslup da zaafa uğruyor. Ben bu açıklamayı MilliEğitim Bakanı'na ya- kışhranıadım'" dedi. Binlerce öğrenci ve veliyi ilgilendiren bir üniversiteyi bu şe- kilde hedef almanın "akademik etikle bağdaşmayacağım" belirten Teziç, şun- lan söyledi: " Umanm bu sözleriyeniden açıklığa ka- vuşturur. Bu hepimizde büyük bir üzün- tii yaratnuştır... Hiç yakışnuyor, özellikle de Milli Eğitim Bakanı'na hiç yakışnuyor. Onun için ben bunlaruı isabeüi olmadığı yönünde kendisinden bir açıklama bek- İerim, herkes bekler, üniversitedeki genç- lerimiz bekler. Bizlerin en kıynıctli varlı- OÇ 'TAN ERDOGAN 'A 'Müsteşarı ve bakanıyla gidecek' • CHP, İl Özel Idarelcrı Yasası'nm, üniter devlet modeline aykın olduğunu savunarak iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuruyu yapan CHP'li Koç, Erdoğan'ın, müsteşan Dinçer'i savıınmasını eleştirerek "İntihal suçunu sahiplendi" dedi. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-CHP, 11 Özel Idareleri Yasası'nı, "anayasanın üniter devlet modeline aykın olduğu, tef- tiş ve soruşturnıa yetkilerini içermediği, yolsuzlukla mücadeleyi etkisizleştireccği ve kaınıı yararını gözetmediği'' gerekçe- leriyle Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. CHP, yasanın iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını istedi. CHP Grup Başkan- vekili HalukKoç, "SayınBaşbakan,müs- teşanyla, Milli Eğitim Bakam'yla hep be- raber terk-i iktidar eyleyecekler" dedi. CHP Grup Başkaııvekili Haluk Koç ta- rafından yapılan başvuruda; yasanın bir- çokhükmüyle Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti'nin tarihınden, sosyal, ekonomik, coğrafi ve kültürel nedenlerden kaynak- lanan ve anayasanın üniter devlet mode- line aykın düşen düzenlemelere yer ve- rildiği öne sürüldü. 'Erdoğan suçu sahiplendi' Yaptığı açıklamada, hükümetin "siya- si perişanük" içinde olduğunu belirten Koç, hakkında intihal iddialan bulunan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'i de eleştirerek "Başbakanlık Müsteşarı ile CHP grubu başuıdan beri hem kiınli- ğiyle hem ortaya koyduğu düşüncelerle fl- gflttezlerinikaînuoyuyla paylaşryor. Buson olay çokacıdır" dedi. Başbakan Recep'Iay- yip Erdoğan'ın incelemeden, araştırma- dan, raporlan değerlendirmeden konuş- tuğunu belirten Koç, Başbakan'ın "Ben ın üsteşan ıııa güveniyorum, sahip çılayo- rum" diyerek doğrudan intihal suçunu sa- hiplendiğirü öne sürdü. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in Başbakanlık Müsteşarı Dinçer'in intihal suçu işlediği yönünde açıklama yapan Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi'ni de "Rek- tör kendi üniversitesindcki re/illiklerlo uğraşsın" sözleriyle eleştirdiğini ammsa- tan Koç, şöyle konuştu: "Şimdi böyle bir Milli Eğitim Bakanı, öyle bir Başbakan. Türkiye'de bu konu- nuıı Sayın Müsteşar'uı istifasıyla sonuç- lanmadan netliğc kavuşacağma inanmı- yorum. Başbakan'm söylemesi gereken müsteşarı istifaya davet etmektir. Ama herhalde hep beraber gidecekler. Sayın Başbakan, müsteşanyla, MilliEğitim Ba- kam'yla hep beraber terk-i iktidar eyle- yecekler." Vali Göksu cemevi açtı tzmir Valisi Yıısııf Ziya Göksu, Bayındır ilçesine bağh Yakapmar Köyü Kültür Merkczi'nin (Cemevi) açılış törenine katildı. Bugüne kadar tarihhıde hiçbir valinin köyü ziyaret etmediğini öğrenen Vali Göksu,"Yakapınar köyüne ilk kez bir vali geliyor. 1 Nisan şakası yapmıyoı uııı, hayırlı uğurlu olsun" dedL Göksu, törende yaptığı konuşmada, önceleri okul olarak kııllamlaıı binanın, İl Özel Idaresi kaynaklaı ıııdan yararlandarak 86 bin YTL'ye restore edildiğini söyledi Yakapınar köyüne 11 bin metrekare parke taşı, 6 bin 500 metre kanalizasyon ve yağmıursuyu, 4 bin 500 metre de içme suyıı lıattı döşediklerini ifade eden Göksu, "Bu köyümüz, Bayındır'ın, tzmir'in, Turkiye'nin en çağdaş, en demokratik köyüdür. Kültür hepimizin en önemli ortak değeri, ülkenin temel taşıdır. Din kadar, kültüre de önenı vermemiz hızım" diye konuştu. Yakapınar köyü tnıılıları Kemal Bozoğlan ise cemevi sayesinde kültürleıini koruyup yaşatabileceklerini belirterek cmcği gcçenlerc teşckkür ctti. Konuşmalann ardmdan, Göksu, cemevinin açılış kurdelesini kesti. (Fotoğraf: AA) DİSK, Türk- Iş, KESK, Hak-îş, TMMOB ve TBB çalışmaya başladı Emekçiler TaksimH îstiyor lstanbul Haber Servisi - DİSK, Türk-lş, KESK, Hak-İş, TMMOB ve TTB, emekçilerin evrensel birlik ve dayanışma günü olan 1 Mayıs kutlama etkinlikleri için çahşmalara başladı. Emek örgütleri temsilcileri, îstanbul'da düzenlenecek kutlamalara ilişkin DİSK Genel Merkezi'nde dün düzenlenen toplantıda bir araya geldi. DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, geçen 1 Mayıs'ın, kutlamalann yapılacağı alanın belirlenememesinden doğan organizasyon eksıkliğini yeniden yaşamak ve yaşatmak istemediklerini belirterek "Henüz yctkilileı den bir istemimiz olmadı. Ancak, Taksim emekçilerin alamdır ve istemimiz meşru olacaktır" dedi. IMF ve Dünya Bankası politikalannı tereddütsüz uygulayan AKP'nin, iktidannın 3. yılına yaklaştığını anımsatan Çam, "Bu nedenle 1 Mayıs, bugün emekçiler için daha önemli hale gelmiştir" diye konuştu. Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Temsilcisi Mustafa Avcı da 1 Mayıs kutlamalan için organizasyonun dar bir zaman aralığma sıkışmaması ve parçalı bir kutlama görüntüsü olmaması için hazırlıklara erken başladıklarını söyledi. Hak-lş Temsilcisi Celalettin Doğan da 1 Mayıs kutlamalarının organizasyonu için sendika olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini dile getirdi. TMMOB Temsilcisi Meftun Gürdallar ve TTB Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu da kutlamalara ilişkin tüm çalışmalarda eşgüdüm içinde çalışacaklarıni ifade ettiler. ğı olan çocuklanmızın okuduğu bir ku- nınnı bu şekilde sözler sarf edUnıez." Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu ise Çelik'in sözleri üzcrinc dün olağanüstü toplandı. Toplantının ardından yapılan açıklamada şöyle denildi: "Sözkonusuetiküüalisabitotaıaklaı bir- likte, bunun 1996 yılında gcrçcklcşnıiş ol- nıası nedeniyle, zamanaşımına uğradığı yönündebir değerlendirmeyapümişve bu dıırımı Yükseköğretim Kurulu Başkan- hğı'na sunuhnuştur. Durum bu aşamada iken Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'in Cumhuriyet Üniversitesi'ne yö- nelik iddialanm reddediyor, hakaret do- lu sözlerini kuuyor ve kendilerini bu iddi- alan doğrulamaya davet ediyoruz." AVCININİSYANI: Rüşvetin belgesi olur mu?• Özel Kuvvetler Komutanlığı binasının inşaatındaki yolsuzlukla ilgili davanın savcısı Zckcriya Duran, rüşvet aldığına dair belge olmadığını söyleyen emekli Binbaşı Toklu'ya sert tepki gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özel Kuvvetler Komutanlığı binasının inşaat işindeki yolsuzluk iddiasına iliş- kin açılan davanın duruşmasında "rüş- vet" tartışması yaşandı. Sanıklardan emekli Binbaşı Zafer Toklu'nun "Be- nim rüşvet aldığuna dair hiçbir belge yoktur" şeklindeki sözleri üzerine As- keri Savcı Binbaşı Zekeriya Duran, "Rüşvetin belgesi mi olur?" diyerek sert tepki gösterdi. Genelkurmay As- keri Mahkemesi'ndeki davanın dünkü oturıımuna sanıklardan 27'sı katıldı. Milli Savunma Bakanhğı Ankara Inşa- at-Emlak Başkanhğı'nda İnşaat Şube Müdürlüğü yapan emekli Binbaşı Za- fer Toklu, "rüşvet aldığıve göreviniih- mal ettiğj" suçlamalanhı yanıtladı. Müteahhit firmaya önceden ödeme ya- pılmasının normal olduğunu anlatan Toklu, "Görevimi yaparken müteahhit firmadan menfaat sağladığun iddiası gerçek dışıdır" dedi. Müteahhit firma- nın eşine kullanması için araç tahsis ettiği yönündeki iddianın da gerçek dı- şı olduğunu savunan Toklu, "Eşim bir defa bile trafiğe çüap araba kullanma- mıştir" dedi. lddia makamında bulu- nan Askeri Savcı Binbaşı Zekeriya Duran, "rüşvet suçundan yargüananla- rın nasıl menfaat sağladığımn belgelen- mesinin güç olduğuna" işaret ederken "Rüşvetin belgesi mi olur?" diyerek Toklu'ya tepki gösterdi. MSB Başhu- kuk Müşavirliği Davalar Daire Baş- kanlığı, Muhakemat Genel Müdürlü- ğü'ne yazı yazarak davaya müdahil olunmasında kamu yararı bulunduğu- na işaret etti. Mahkeme başkanı, lstan- bul Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın da mahkemeye bir başvuru yaptığını açıkladı. Başsavcıhğın mahkemeye gönderdiği yazıda Nazlı üıcak'a ait in- ternet sitesinde yayımlanan bazı yazı- larla ilgili olarak emekli Orgeneral Şe- ner Erııygur'un suç duyurusunda bu- lunduğu belirtildi. Başsavcılık, mah- kemeden Eruygur'a ilişkin belge ve beyanları istedi. Mahkeme, Eruygur hakkında dava olmadığını açıklarken askeri savcıhğa da soruşturma olup ol- madığı konusunda yanıt vermesi için müzekkere yazılmasına karar verdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ermeni sorunu, son günlerde gün- demin önemli maddelerinden birisi ha- line geldi. Aslında bu hiç bitmeyen bir sorun. Yüzyılı aşkın bir süredir tartı- şılan bu sorun, 1915 Tehciri'nin 90. yıldönümü vesilesiyle daha da sık gündeme gelecek. Birdönem, "Ermeni sorununu ta- rihçilere havale edelim" derdik. Ta- rihçilerin, arşivlerin tozlu rafları ara- sından gerçeği bulabileceklerine ina- nırdık. Son dönemde bu saptamada da bir eksiklik, bir yetmezlik olduğu- nu görüyoruz. Çünkü, tarihçiler de aralannda an- laşamıyorlar. örneğin Profesör Halil Berktay, Tehcir sırasında 600 civa- rında Ermeni'nin yaşamını yitirdiğini söyleyince ve Tehcirin de bir tür je- nosit olarak kabul edildiğini belirtin- ce, bu işin "tarihçilere bırakılmaya- cak" kadar bir kritik sorun olduğu fik- ri yaygınlaştı. Geçenlerde Halil Berktay'ın Ermeni Sorununu Kime Bırakalım? yet'te Derya Sazak'a konuşmasının ardından Vatan gazetesinde Ruhat Mengi ilginç bir yazı yazmıştı. Men- gi, Berktay'ın değerlendirmelerinin ardmdan tarihin tarihçilere bırakılma- yacak kadar önemli olduğunu ifade eden bir saptamada bulunmuştu. Kendisinin de birtakım önemli bel- geleri bildiğini belirtmişti. Sonuçta bizim resmi ve de gayri res- mi tarihçilerin bakış açılarının da fark- lı olduğu ortaya çıktı. ••* Agos gazetesinde Hrant Dink, Bo- ğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ta- rihçi Selim Deringil'le bu konuyu görüşmüş. Deringil'in saptamaları da sorunun tarihçi ya da arşivler olma- dığına dikkat çekiyordu. Deringil şöy- le söylüyor: Farklı şekilde yorumla- nabilen belgeler var; kimiyonım man- tıklı, kimiyorum tamamen aşırı, zor- lama, aynı belge temelinden zuhur ediyor. Dolayısıyla arşiv ve belge, tıl- sımlı bir değnek değil, yani hepimiz biliyoruz ki arşive istediğini söylete- bllirsiniz. Hangi belgeyi seçtiğine, belgeyi nasıl yorumladığına bakar, bir sürü yöntemlerl var bunun." Deringil, tartışmayı iki tarafın res- mi tarihçilerine bırakmamın fayda- dan çok zarar getireceğine de inanı- yor. "Arşiv bir laboratuvar değil, ora- ya uzmanları sokacaksınız ve hiçbir şekilde tartışma götürmeyecek 'ger- çek1 ortaya çıkacak. Böyle bir şey yok olamaz." Peki ne yapmak gerekiyor?.. Belli ki önümüzdeki dönemde bu konu daha fazla gündeme gelecek. Derin- gil'in bu konudaki önerileri de şöyle: "Koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti burada nelerden korkuyor?.. Erme- niler gelip toprak talebinde buluna- caklarmış. Bu aslı esası olmayan bir iddia. Ermenistan defalarca en yet- kili ağızlardan herhangi bir toprak ta- lepleri olmadığını beyan etti. Bu ko- nuda insanlara gel sakin sakin tartı- şalım dediğinde, 'Ben seni biliyo- rum, sen sakin sakin tartışalım dedi- ğinde soykırımı kabul ediyorsun' di- yorlar. Mesajım şu: Kendimize artık güvenelim. 2005 yılındayız, artıkbü- yüyelim, ciddi şekilde tarihle yüzle- şelim." • •• Tarihle yüzleşmek o kadar kolay mı? Geçen hafta sonu Berlin'dey- dim. Berlin'in birleşmesinden sonra Berlin'in tam merkezine Almanlar, İkinci Dünya Savaşı'nda yok edilen Yahudilerin anısına mezarlık biçimin- de hazırlanmış geniş bir alanı anıt ha- line getirmeye hazırlanıyorlardı. He- nüz tamamlanmamış bu anıtı Alman- lar şimdiden bir platforrna çıkıp izli- yorlardı. O platformdaki Almanlan gözlerken, kendi kendime düşündüm. Ulusla- rın tarihi acı olaylarladolu. Bütün me- sele bu olaylara insani boyutlarıyla ba- kabilmekte. Tarihçi, müzikçi, siyaset- çi pek fark etmiyor. Insan gözüyle bakabilmek mesele. •*• Ermeni sorunu tarihîolmaktan çok artık bir siyasi mesele sayılır. Bu ne- denle bu konuya nasıl bir siyasi ba- kış açısıylayaklaşılacağı daha önem- li. Tarihi tarihçilere bırakalım, siyase- ti hep birlikte belirleyelim. ••• Sevgili arkadaşım, dostum, gaze- teci, sanatçı Erol Özkök'ü yitirdik. O dün son yolculuğuna çıktı. Anısı önün- de sevgiyle, saygıyla eğiliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle