Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2005 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEN
Yiğidi Öldiir,
Ama Hakkını Yeme
Perşembe gecesi, beş CHP milletvekilinin dü-
zenlediği yemekli sohbet toplantısına, çok önce-
den verilmiş sözüm olduğu için gidemedim. Bizi
ağırlayan ev sahibimiz de çağrılı olduğu halde
kendi daveti yüzünden gidemedi aynı toplantıya.
Ama CHP'nin acar milletvekili dostum Kemal
Anadol, Orhan Diren, Yaşar Tüzün, Mustafa
Gazalcı, Türkan Miçooğulları, Halil Tiryaki,
Gürol Ergin ve Enis Tütüncü'nün hazırladığı
"Bağcılık ve Alkollü Içecekler Araştırma Komis-
yonu Raporu"nu, o günün sabahında ulaştırdı-
lar.
CHP yönetimini parti içi demokrasiye saygı
göstermediği (Hoş hangi parti gösteriyor ki!) ge-
niş kitleleri seferber edemediği, kadrosunu zen-
ginleştirip partilileri politika oluşturmaya katama-
dığı, dış politika ve rejim konusunda etkili muha-
lefetine karşın halkın günlük dertlerinin nedeni
olan ekonomik konularda etkili olamadığı için bu-
rada sık sık eleştiriyorum.
Ama, son raporları, ilk bakışta önemi anlaşılma-
yan bir konuyu dört başı mamur biçimde işledik-
leri için kendilerini kutlamak isterim.
CHP ekonomik konularda daha etkili ve somut
muhalefet ve önerilerle ortaya çıktığı, buna yol-
suzluk sorunundaki ataklarını da eklediği zaman,
üstündeki ölü toprağını silkeleyecektir; tabii bu-
na, partiyi canlandıracak bir kadro hareketliliği
eklemesi koşuluyla...
•••
Şimdi, ilgilenenlerin tümünün "www.CHP.org.tr"
internet adresinde bulabilecekleri rapora gele-
lim.
Şarabın anavatanı olan Anadolu, bu alanda son
zamanlarda önemli bir yeniden canlanma göste-
riyor. Sadece Denizli yöresinde her yıl 7.000-
10.000 dekaryeni bağ tesis ediliyor.
Türkiye 540.000 dekar bağ alanıyla dünyada be-
şinci, 3 milyon 600 bin ton yaş üzüm üretimiyle
dünyada altıncı sırada yer alıyor. Ancak aynı Tür-
kiye yılda sadece 60-85 milyon litrelik şarapla dün-
ya üretiminin ancak yüzde 0.2'sini sağlıyor.
Buna karşılık Türkiye kuru üzüm üretiminde
214.000 tonla ABD'den sonra ikinci sırada yer al-
makta ve bu alanda dünya pazarının yüzde 28'ini
elinde tutmaktadır. Ancak kuru üzüm fiyatı yarım
yüzyılı aşkın süredirsabit kalmakta, 1 ABD Dola-
n'nı aşmamaktadır.
Oysa şaraplık üzüm daha fazla kazandırmak-
tadır. 2004 yılında sofralık ve kurutmalık üzümle-
rin kilosu 200.000 lira ortalamayla satılmaktayken
şaraplık üzümlerin kilosu 350.000-2.000.000 TL
fiyatlarla bağlarda pazarlanmıştır.
Şaraplık üzümün katma değeri daha fazladır;
hele bu şarap haline getirildikten sonra pazarlan-
dığında daha da yüksek bir gelir sağlamaktadır.
•••
Şarapçılığın bir başka yönü de şaraplık üzüm-
lerin kıraç arazideyetişebilmesi, dolayısıyla kota
yüzünden terk edilen verimsiz ve sulanamayan
arazilerin değeriendirilebilme olanağının yaratılma-
sıdır.
Kısacası, yaş üzümün şaraba dönüştürülerek
satılması veya ihraç edilmesi durumunda yüzde
100 kârlılık ve katma değer sağlanmakta; üretim,
işçilik, nakliye ambalaj alanlarında istihdam artı-
şı yaratılmaktadır ve bunların tümü yerli serma-
yeyle yapılabilmektedir. Verimsiz arazilerin kulla-
nıma açılmasını sağlayan şarap üretiminde Ana-
dolu veTrakya, ihraç kabiliyetine uygun üretim için
en elverişli alanlardır.
Gelin görün ki, ekonomiye verimlilik ve istihdam
açısından değil, kendi dini siyasete alet eden po -
litikası açısından yaklaşan AKP şaraba uyguladı-
ğı vergilerle bu alanı baltalamakta, dolayısıyla üre-
ticiyi zarara uğratmakta, istihdam olanaklarını kı-
sıtlamaktadır.
AKP'nin şarapta uyguladığı kişi başı GSMH'ye
endeksli ÖTV, dünya ortalamasının on katından
fazladır.
Birincil sorunu işsizlik olan güya laik devlette ik-
tidar olan AKP, üretim ve istihdamı baltalarken,
mal varlığımızı yabancılara peşkeş çeken bir eko-
nomik politika izliyor.
[email protected]
| Sanık Hayyam Caripoğlu
'Sümerbank'a el
konulması siyasidir'
lstanbul Haber Servi-
si - TMSF tarafından el
konulan Sümerbank'ın
eski sahibi Hayyam Ga-
ripoğlu, bankaya siyasi
bir kararla el konuldu-
ğunu ifade ederek döne-
min başbakanı Mesut
Yılmaz'ın POAŞ ihalesi-
ni kazandıktan sonra ken-
disine haksız bir şekilde
"lıusııınct beslediğini"
ileri sürdü.
Sümerbank'ı zarara
uğrattıklan gerekçesiyle
Hayyam Garipoğlu'nun
da aralannda bulundu-
ğu 52 sanığın yargılan-
masına devam edildi. ls-
tanbul 8. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ndeki duruşma-
ya, "dolandıncdık" ve
"zimmef suçundan yar-
gılanan Hayyam Gari-
poğlu ile birlikte 10 tu-
tuksuz sanık katıldı.
Esas hakkındaki müta-
laaya karşı savunma ya-
pan Garipoğlu, IMF'nin
baskısıyla 1999 yılında
mali durumu bozulmuş
bankalara el konulması-
na ilişkin yazının Baş-
bakanlık' a gönderildiği-
ni belirterek "Hazine
Müşteşaıiığı'na gönde-
rîlen bu yazıda Sümer-
I)an k yokiıı. Ya/ı elkonu-
lacakbankalann arasına
Sümerbankdakonulsun
diye geri gönderildL Sü-
merbank siyasi bir ka-
rarla dönemin bakanı-
n ııı laliıııatı ileel konula-
cak bankalar arasına gi-
riyor" dedi.
Mesut Yılmaz'ın, kar-
şılaştığı zor durumdan
kurtulabilmek için ken-
disi hakkında kara para
incelemesi başlattığını
savunan Garipoğlu, in-
celemeler sonucunda
u
kara para i/iııtv
rastlan-
ııiîulığıııı" belirtti. Du-
ruşma ertelendi.
YÖK Başkanı'ndan, 'Rektör, üniversitedeki rezilliklerle uğraşsm' diyen Bakan Çelik'e sert yanıt
Teziç: Bakanayakışmadı
Prof. Dr. Erdoğan Teziç
FIRAT KOZOK
ANKARA - Başbakanlık Müsteşarı
ÖmerDinçer'in, kitabında inlihal (a^ır-
ma) yaptığını açıklayan Cumhuriyct IJni-
versitesi'ne," Üniversitede bir sürü resdl-
lik yaşanıyor. Rektör o rezilliklerle uğraş-
sın" yanıtını veren Milli Eğitinı Bakanı
Hüseyin Çelikc YÖK Başkam Prof. Dr.
Erdoğan Teziç sert çıktı. Teziç, "Diişün-
ce sığsa üslup da iyi olmuyor, üslup da za-
afa uğruyor" dedi.
Başbakanlık Müsteşarı Ömcr Dinçer' in
"İşletme Yönetimi" adlı kitabında intihal
(aşırma) yaptığı yönünde Marmara ve
Cumhuriyet üniversiteleri tarafından ha-
zırlanan raporla ilgili tartışmalar alevle-
• Başbakanlık Müsteşarı Ömcr Dinçcr'in intihal yaptığının
kesinleşmesinin ardmdan karan açıklayan üniversite yönetimini
suçlayan Bakan Çelik'e yanıt YÖK Başkanı Teziç'ten geldi:
"Düşünce sığsa üslup da iyi olmuyor, üslup da zaafa uğruyor."
nıyor. Konuyla ılgıli sorulariizerine, "Üni-
versitede bir sürü rc/illik yaşanıyor. On
ce rektör o rezilliklerle uğraşsın, Ömcr
Dinçer'le uğraşmasın" diyen Milli Eği-
tım Bakanı Hüseyin Çelik'in sözlerine
yükseköğretımin en üst makamından sert
yanıt geldi.
YÖK Başkanı Teziç, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, "Düşüncesığsa üslup
da iyi olmuyor, üslup da zaafa uğruyor. Ben
bu açıklamayı MilliEğitim Bakanı'na ya-
kışhranıadım'" dedi. Binlerce öğrenci ve
veliyi ilgilendiren bir üniversiteyi bu şe-
kilde hedef almanın "akademik etikle
bağdaşmayacağım" belirten Teziç, şun-
lan söyledi:
" Umanm bu sözleriyeniden açıklığa ka-
vuşturur. Bu hepimizde büyük bir üzün-
tii yaratnuştır... Hiç yakışnuyor, özellikle
de Milli Eğitim Bakanı'na hiç yakışnuyor.
Onun için ben bunlaruı isabeüi olmadığı
yönünde kendisinden bir açıklama bek-
İerim, herkes bekler, üniversitedeki genç-
lerimiz bekler. Bizlerin en kıynıctli varlı-
OÇ 'TAN ERDOGAN 'A
'Müsteşarı
ve bakanıyla
gidecek'
• CHP, İl Özel Idarelcrı
Yasası'nm, üniter devlet modeline
aykın olduğunu savunarak iptal
istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne
başvurdu. Başvuruyu yapan CHP'li
Koç, Erdoğan'ın, müsteşan
Dinçer'i savıınmasını eleştirerek
"İntihal suçunu sahiplendi" dedi.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-CHP,
11 Özel Idareleri Yasası'nı, "anayasanın
üniter devlet modeline aykın olduğu, tef-
tiş ve soruşturnıa yetkilerini içermediği,
yolsuzlukla mücadeleyi etkisizleştireccği
ve kaınıı yararını gözetmediği'' gerekçe-
leriyle Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
CHP, yasanın iptalini ve yürürlüğünün
durdurulmasını istedi. CHP Grup Başkan-
vekili HalukKoç, "SayınBaşbakan,müs-
teşanyla, Milli Eğitim Bakam'yla hep be-
raber terk-i iktidar eyleyecekler" dedi.
CHP Grup Başkaııvekili Haluk Koç ta-
rafından yapılan başvuruda; yasanın bir-
çokhükmüyle Türkiye Cumhuriyeti Dev-
leti'nin tarihınden, sosyal, ekonomik,
coğrafi ve kültürel nedenlerden kaynak-
lanan ve anayasanın üniter devlet mode-
line aykın düşen düzenlemelere yer ve-
rildiği öne sürüldü.
'Erdoğan suçu sahiplendi'
Yaptığı açıklamada, hükümetin "siya-
si perişanük" içinde olduğunu belirten
Koç, hakkında intihal iddialan bulunan
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'i
de eleştirerek "Başbakanlık Müsteşarı
ile CHP grubu başuıdan beri hem kiınli-
ğiyle hem ortaya koyduğu düşüncelerle fl-
gflttezlerinikaînuoyuyla paylaşryor. Buson
olay çokacıdır" dedi. Başbakan Recep'Iay-
yip Erdoğan'ın incelemeden, araştırma-
dan, raporlan değerlendirmeden konuş-
tuğunu belirten Koç, Başbakan'ın "Ben
ın üsteşan ıııa güveniyorum, sahip çılayo-
rum" diyerek doğrudan intihal suçunu sa-
hiplendiğirü öne sürdü.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
Başbakanlık Müsteşarı Dinçer'in intihal
suçu işlediği yönünde açıklama yapan
Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi'ni de "Rek-
tör kendi üniversitesindcki re/illiklerlo
uğraşsın" sözleriyle eleştirdiğini ammsa-
tan Koç, şöyle konuştu:
"Şimdi böyle bir Milli Eğitim Bakanı,
öyle bir Başbakan. Türkiye'de bu konu-
nuıı Sayın Müsteşar'uı istifasıyla sonuç-
lanmadan netliğc kavuşacağma inanmı-
yorum. Başbakan'm söylemesi gereken
müsteşarı istifaya davet etmektir. Ama
herhalde hep beraber gidecekler. Sayın
Başbakan, müsteşanyla, MilliEğitim Ba-
kam'yla hep beraber terk-i iktidar eyle-
yecekler."
Vali Göksu cemevi açtı
tzmir Valisi Yıısııf Ziya Göksu, Bayındır ilçesine
bağh Yakapmar Köyü Kültür Merkczi'nin
(Cemevi) açılış törenine katildı. Bugüne kadar
tarihhıde hiçbir valinin köyü ziyaret etmediğini
öğrenen Vali Göksu,"Yakapınar köyüne ilk kez
bir vali geliyor. 1 Nisan şakası yapmıyoı uııı,
hayırlı uğurlu olsun" dedL Göksu, törende
yaptığı konuşmada, önceleri okul olarak
kııllamlaıı binanın, İl Özel Idaresi
kaynaklaı ıııdan yararlandarak 86 bin YTL'ye
restore edildiğini söyledi Yakapınar köyüne 11
bin metrekare parke taşı, 6 bin 500 metre
kanalizasyon ve yağmıursuyu, 4 bin 500 metre de
içme suyıı lıattı döşediklerini ifade eden Göksu,
"Bu köyümüz, Bayındır'ın, tzmir'in,
Turkiye'nin en çağdaş, en demokratik köyüdür.
Kültür hepimizin en önemli ortak değeri,
ülkenin temel taşıdır. Din kadar, kültüre de önenı
vermemiz hızım" diye konuştu. Yakapınar köyü
tnıılıları Kemal Bozoğlan ise cemevi sayesinde
kültürleıini koruyup yaşatabileceklerini
belirterek cmcği gcçenlerc teşckkür ctti.
Konuşmalann ardmdan, Göksu, cemevinin açılış
kurdelesini kesti. (Fotoğraf: AA)
DİSK, Türk- Iş, KESK, Hak-îş, TMMOB ve TBB çalışmaya başladı
Emekçiler TaksimH îstiyor
lstanbul Haber Servisi - DİSK,
Türk-lş, KESK, Hak-İş,
TMMOB ve TTB, emekçilerin
evrensel birlik ve dayanışma
günü olan 1 Mayıs kutlama
etkinlikleri için çahşmalara
başladı. Emek örgütleri
temsilcileri, îstanbul'da
düzenlenecek kutlamalara
ilişkin DİSK Genel
Merkezi'nde dün düzenlenen
toplantıda bir araya geldi. DİSK
Genel Sekreteri Musa Çam,
geçen 1 Mayıs'ın, kutlamalann
yapılacağı alanın
belirlenememesinden doğan
organizasyon eksıkliğini
yeniden yaşamak ve yaşatmak
istemediklerini belirterek
"Henüz yctkilileı den bir
istemimiz olmadı. Ancak,
Taksim emekçilerin alamdır ve
istemimiz meşru olacaktır"
dedi. IMF ve Dünya Bankası
politikalannı tereddütsüz
uygulayan AKP'nin, iktidannın
3. yılına yaklaştığını anımsatan
Çam, "Bu nedenle 1 Mayıs,
bugün emekçiler için daha
önemli hale gelmiştir" diye
konuştu. Kamu Emekçileri
Sendikası Konfederasyonu
(KESK) Temsilcisi Mustafa
Avcı da 1 Mayıs kutlamalan
için organizasyonun dar bir
zaman aralığma sıkışmaması ve
parçalı bir kutlama görüntüsü
olmaması için hazırlıklara
erken başladıklarını söyledi.
Hak-lş Temsilcisi Celalettin
Doğan da 1 Mayıs
kutlamalarının organizasyonu
için sendika olarak üzerlerine
düşen sorumlulukları yerine
getireceklerini dile getirdi.
TMMOB Temsilcisi Meftun
Gürdallar ve TTB Genel
Sekreteri Ali Çerkezoğlu da
kutlamalara ilişkin tüm
çalışmalarda eşgüdüm içinde
çalışacaklarıni ifade ettiler.
ğı olan çocuklanmızın okuduğu bir ku-
nınnı bu şekilde sözler sarf edUnıez."
Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu ise
Çelik'in sözleri üzcrinc dün olağanüstü
toplandı. Toplantının ardından yapılan
açıklamada şöyle denildi:
"Sözkonusuetiküüalisabitotaıaklaı bir-
likte, bunun 1996 yılında gcrçcklcşnıiş ol-
nıası nedeniyle, zamanaşımına uğradığı
yönündebir değerlendirmeyapümişve bu
dıırımı Yükseköğretim Kurulu Başkan-
hğı'na sunuhnuştur. Durum bu aşamada
iken Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin
Çelik'in Cumhuriyet Üniversitesi'ne yö-
nelik iddialanm reddediyor, hakaret do-
lu sözlerini kuuyor ve kendilerini bu iddi-
alan doğrulamaya davet ediyoruz."
AVCININİSYANI:
Rüşvetin
belgesi
olur mu?• Özel Kuvvetler Komutanlığı
binasının inşaatındaki yolsuzlukla
ilgili davanın savcısı Zckcriya
Duran, rüşvet aldığına dair belge
olmadığını söyleyen emekli Binbaşı
Toklu'ya sert tepki gösterdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Özel Kuvvetler Komutanlığı binasının
inşaat işindeki yolsuzluk iddiasına iliş-
kin açılan davanın duruşmasında "rüş-
vet" tartışması yaşandı. Sanıklardan
emekli Binbaşı Zafer Toklu'nun "Be-
nim rüşvet aldığuna dair hiçbir belge
yoktur" şeklindeki sözleri üzerine As-
keri Savcı Binbaşı Zekeriya Duran,
"Rüşvetin belgesi mi olur?" diyerek
sert tepki gösterdi. Genelkurmay As-
keri Mahkemesi'ndeki davanın dünkü
oturıımuna sanıklardan 27'sı katıldı.
Milli Savunma Bakanhğı Ankara Inşa-
at-Emlak Başkanhğı'nda İnşaat Şube
Müdürlüğü yapan emekli Binbaşı Za-
fer Toklu, "rüşvet aldığıve göreviniih-
mal ettiğj" suçlamalanhı yanıtladı.
Müteahhit firmaya önceden ödeme ya-
pılmasının normal olduğunu anlatan
Toklu, "Görevimi yaparken müteahhit
firmadan menfaat sağladığun iddiası
gerçek dışıdır" dedi. Müteahhit firma-
nın eşine kullanması için araç tahsis
ettiği yönündeki iddianın da gerçek dı-
şı olduğunu savunan Toklu, "Eşim bir
defa bile trafiğe çüap araba kullanma-
mıştir" dedi. lddia makamında bulu-
nan Askeri Savcı Binbaşı Zekeriya
Duran, "rüşvet suçundan yargüananla-
rın nasıl menfaat sağladığımn belgelen-
mesinin güç olduğuna" işaret ederken
"Rüşvetin belgesi mi olur?" diyerek
Toklu'ya tepki gösterdi. MSB Başhu-
kuk Müşavirliği Davalar Daire Baş-
kanlığı, Muhakemat Genel Müdürlü-
ğü'ne yazı yazarak davaya müdahil
olunmasında kamu yararı bulunduğu-
na işaret etti. Mahkeme başkanı, lstan-
bul Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın da
mahkemeye bir başvuru yaptığını
açıkladı. Başsavcıhğın mahkemeye
gönderdiği yazıda Nazlı üıcak'a ait in-
ternet sitesinde yayımlanan bazı yazı-
larla ilgili olarak emekli Orgeneral Şe-
ner Erııygur'un suç duyurusunda bu-
lunduğu belirtildi. Başsavcılık, mah-
kemeden Eruygur'a ilişkin belge ve
beyanları istedi. Mahkeme, Eruygur
hakkında dava olmadığını açıklarken
askeri savcıhğa da soruşturma olup ol-
madığı konusunda yanıt vermesi için
müzekkere yazılmasına karar verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Ermeni sorunu, son günlerde gün-
demin önemli maddelerinden birisi ha-
line geldi. Aslında bu hiç bitmeyen bir
sorun. Yüzyılı aşkın bir süredir tartı-
şılan bu sorun, 1915 Tehciri'nin 90.
yıldönümü vesilesiyle daha da sık
gündeme gelecek.
Birdönem, "Ermeni sorununu ta-
rihçilere havale edelim" derdik. Ta-
rihçilerin, arşivlerin tozlu rafları ara-
sından gerçeği bulabileceklerine ina-
nırdık. Son dönemde bu saptamada
da bir eksiklik, bir yetmezlik olduğu-
nu görüyoruz.
Çünkü, tarihçiler de aralannda an-
laşamıyorlar. örneğin Profesör Halil
Berktay, Tehcir sırasında 600 civa-
rında Ermeni'nin yaşamını yitirdiğini
söyleyince ve Tehcirin de bir tür je-
nosit olarak kabul edildiğini belirtin-
ce, bu işin "tarihçilere bırakılmaya-
cak" kadar bir kritik sorun olduğu fik-
ri yaygınlaştı.
Geçenlerde Halil Berktay'ın
Ermeni Sorununu Kime Bırakalım?
yet'te Derya Sazak'a konuşmasının
ardından Vatan gazetesinde Ruhat
Mengi ilginç bir yazı yazmıştı. Men-
gi, Berktay'ın değerlendirmelerinin
ardmdan tarihin tarihçilere bırakılma-
yacak kadar önemli olduğunu ifade
eden bir saptamada bulunmuştu.
Kendisinin de birtakım önemli bel-
geleri bildiğini belirtmişti.
Sonuçta bizim resmi ve de gayri res-
mi tarihçilerin bakış açılarının da fark-
lı olduğu ortaya çıktı.
••*
Agos gazetesinde Hrant Dink, Bo-
ğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ta-
rihçi Selim Deringil'le bu konuyu
görüşmüş. Deringil'in saptamaları da
sorunun tarihçi ya da arşivler olma-
dığına dikkat çekiyordu. Deringil şöy-
le söylüyor: Farklı şekilde yorumla-
nabilen belgeler var; kimiyonım man-
tıklı, kimiyorum tamamen aşırı, zor-
lama, aynı belge temelinden zuhur
ediyor. Dolayısıyla arşiv ve belge, tıl-
sımlı bir değnek değil, yani hepimiz
biliyoruz ki arşive istediğini söylete-
bllirsiniz. Hangi belgeyi seçtiğine,
belgeyi nasıl yorumladığına bakar,
bir sürü yöntemlerl var bunun."
Deringil, tartışmayı iki tarafın res-
mi tarihçilerine bırakmamın fayda-
dan çok zarar getireceğine de inanı-
yor. "Arşiv bir laboratuvar değil, ora-
ya uzmanları sokacaksınız ve hiçbir
şekilde tartışma götürmeyecek 'ger-
çek1
ortaya çıkacak. Böyle bir şey
yok olamaz."
Peki ne yapmak gerekiyor?.. Belli
ki önümüzdeki dönemde bu konu
daha fazla gündeme gelecek. Derin-
gil'in bu konudaki önerileri de şöyle:
"Koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti
burada nelerden korkuyor?.. Erme-
niler gelip toprak talebinde buluna-
caklarmış. Bu aslı esası olmayan bir
iddia. Ermenistan defalarca en yet-
kili ağızlardan herhangi bir toprak ta-
lepleri olmadığını beyan etti. Bu ko-
nuda insanlara gel sakin sakin tartı-
şalım dediğinde, 'Ben seni biliyo-
rum, sen sakin sakin tartışalım dedi-
ğinde soykırımı kabul ediyorsun' di-
yorlar. Mesajım şu: Kendimize artık
güvenelim. 2005 yılındayız, artıkbü-
yüyelim, ciddi şekilde tarihle yüzle-
şelim."
• ••
Tarihle yüzleşmek o kadar kolay
mı? Geçen hafta sonu Berlin'dey-
dim. Berlin'in birleşmesinden sonra
Berlin'in tam merkezine Almanlar,
İkinci Dünya Savaşı'nda yok edilen
Yahudilerin anısına mezarlık biçimin-
de hazırlanmış geniş bir alanı anıt ha-
line getirmeye hazırlanıyorlardı. He-
nüz tamamlanmamış bu anıtı Alman-
lar şimdiden bir platforrna çıkıp izli-
yorlardı.
O platformdaki Almanlan gözlerken,
kendi kendime düşündüm. Ulusla-
rın tarihi acı olaylarladolu. Bütün me-
sele bu olaylara insani boyutlarıyla ba-
kabilmekte. Tarihçi, müzikçi, siyaset-
çi pek fark etmiyor. Insan gözüyle
bakabilmek mesele.
•*•
Ermeni sorunu tarihîolmaktan çok
artık bir siyasi mesele sayılır. Bu ne-
denle bu konuya nasıl bir siyasi ba-
kış açısıylayaklaşılacağı daha önem-
li. Tarihi tarihçilere bırakalım, siyase-
ti hep birlikte belirleyelim.
•••
Sevgili arkadaşım, dostum, gaze-
teci, sanatçı Erol Özkök'ü yitirdik. O
dün son yolculuğuna çıktı. Anısı önün-
de sevgiyle, saygıyla eğiliyorum.