Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19NİSAN2005SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYİ
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denızlı
Zonguldak
Y
PB
Y
PB
PB
Y
PB
Y
Y
18
21
22
19
21
21
21
19
17
Sınop Y 16 Adana PB 25
Samsun Y 21 Mersın PB 23
Trabzon _Y 18 Dıyarbakır PB 28
Giresun Y 18 Şanlıurfa PB 29
PB 27Ankara Y 15 Mardin
Eskışehir Y 16 Sıirt PB 26
Konya Y 18 Hakkârı PB 18
Sıvas Y 16 Van PB 16
Antalya Y 20 Kars Y 17
QtAçık Parçalı bulutlu
Oslo
Butun bolgelerımı? par
yılı çok bulutlu, Marma-
IÜ nırı dogusu, Iç Ege, Ba-
tı Akdenız, Uogu Akde-
nız'ın ıç kesımlerı, IçAna- Helsinkl
dolu Karadenız ıle Doğu StOCkholm
Anadolu'nun kuzey ve
batısı sağnnak ve gok gu
rultulu sağaııak yagışlı
geçecek Hava sıcaklığı, Brüksel
kuzey ve ıç kesımlerde
yagışla bırlıkte hıssedılır
derecede azalacak, doğu
kesımlerde bıraz artacak Munıh
DIŞ MERKEZLER
PB 11
PB 10
Londra
Amsterdam Y 15
Y 14
Parıs
Bonn
Y 15
Y 16
Y 12 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
18
20
18
19
18
18
18
20
Y 10 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahıre
Y
PB
Y
Y
PB
Y
PB
Yl
11
28
18
23
29
26
12
28
PB 28
Sıslı Bulutlu L Çok bulutlu Bjjjfc Yağmurlu
w *
G U N C E L CÜJVEYT ARCAYÜREK
• Baştaraft 1. Sayfadu
lik olarak hangi taleplerde bulunduğunu ve hükü-
met olarak neyi hedeflediğini" açıklamasını istiyor.
Hemen her konuda uzun uzadıya konuşmayı,
açıklamalar yapmayı âdet edinen kesimlerin -üs-
telik Başbakan'ın itirafından sonra- Türkıye'yi böl-
me çabalarına dair hemen hiç fikirleri yokmuş gi-
bi davranmalan şaşırtıcı değil mi?
•••
Başbakan'ın bölme çabalarını gündeme getiren
kısa açıklamasına "Kimse durumdan vazife çıkar-
masın" diyerek başlaması hayli ilginç.
RTE'ye, AB'de Türkiye'yi bölme hevesinde ve
çabasında olanların hangi devletler olduğu soru-
lurken; bu durumdan kımlerın vazife çıkaracağını
açıklamasını istemek zorunlu hale gelmıyor mu?
Türkıye'de bir tarihte hayli geçerli olan bu söyle-
mi bugün yineleyecek ve yaşama geçirecek kuru-
mun hangi kurum olduğunu herkes pekâlâ biliyor.
Kulıslerdeki konuşmalarda "takıldıkAvrupa Bir-
liği'ne, gidiyoruz kıyamete" diyenlerin sayısı da bir
hayli arttı ama; bu çevrelerin RTE'nin son açıkla-
malarını iki yıldır irdeleyen kımılerine ve yazımla-
ra omuz silktiklerı de bir gerçek.
Örneğın Çankaya emeklisi 9'uncu Süleyman
Demirel. Türkiye'yi parçalama amacında olanla-
rın Sevr'i hortlatmak istediklerini 199O'lı yıllarda
cumhurbaşkanı görevindeyken söyledi; ne yazık
ki, bu açıklama o tarihlerde tepkiyle karşılandı.
Bu nedenle biryandan Kürtazınlığı kavramının,
bıryandan da Ermeni savlarının bugün gündeme
gelişini şaşırtıcı bir gelişme olarak görmüyor.
• ••
Demirel, son günlerde yaşantımıza damgasını
vuran kimı olaylar üzerinde görüşlerini açıklıyor. Bu
konuların başlıcası derin devlet. Nedense iki haf-
ta önce Demirel'ın yaptığı açıklamalara medya ve
aydın çevreler yüz vermedi, suskun kaldı. Aynı
hafta Kanal Türk'teki Politika Durağı programında
Demirel'in açıklamalarını, "Derin devletın TSK ol-
duğunu söylüyor" diye yorumladık. CNN Türk'te
önceki gün Demirel de nihayet derin devletı ad-
landırdı: "Derin devlet, devletin askeridir" dedi.
Ne ki; Demirel, Sabah'taki açıklamalarında "de-
rin devletın farkına 1979 yılında vardığını" söyledi.
Oysa, farkına varmak bir yana; Demirel, 1979'dan
önce derin devletle karşılaştı, tanıştı ve 12 Mart
1971 darbesinı yedi ve başbakanlık görevınden is-
tifa etmek zorunda kaldı. Daha sonraki yıllarda da
Başbakan'dı. Derin devleti görmemesi olanaksızdı.
1965'ten 1979'a kadar on dört yıl başbakanlık
görevinde bulunan bir ınsanın, bir "bilenin", Demi-
rel gibı bir sıyaset adamının 12 Eylül darbesıne beş
kalıncaya kadar derin devletın farkına varamama-
sı hayli ilginç, hayli düşündürücü, hatta olanaksız
ve mızah ustalarına konu olacak nitelıkte değil mi?
AZINLIKLARA MÜLK HAKKI
VakıflarYasası
Başbakanlık'ta
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB'nin
uzun zamandır yasalaşması ıçın baskı yaptığı
Vakıflar Yasa Tasansı, Bakanlar Kurulu'nda tar-
tışmaya açıldı Tasanda, cemaat vakıflannın
1936 yıhndan sonra edindiği, aııcak 1974 yılın-
daki yargı karan ıle ellerinden ahnarak Hazı-
ne'yc dcvredilen gayrimenkullerin iadesi öngö-
riildü. Düzenleme, azınlık vakıflarının bundan
sonra mal sahıbı olmasının da önünü açıyor.
Hükümet, AB'ıun yasalaşması için uzun zaman-
dır Türkıye'ye baskı yaptığı VakıflarYasaTasa-
nsı'na son şekliııi verdi. Bakanlar Kurulu'nda
ele ahnan 85 maddelik Vakıflar Yasa Tasarısı
hakkında bilgi vercn Adalet Bakanı ve Hükümel
Sözcüsü Ccmil Çiçek, Lozan'a göre azınlıkla-
nn vakıflarla ilgili talcplennm büyük ölçüde
karşılanacağını söyledi. Çıçek, düzenlemeyi en
kısa sürcde yasalaştıracaklanm vurguladı. Edi-
nilen bilgiyc göre tasan ile gayrimüslim vakıfla-
nnın 1974 yılındaki yargı karan ile ellerinden
alınan gayrimcnkullennden Hazine'ye geçenle-
rin kendilerine iadesi öngörülüyor. Cemaat va-
kıflarının bundan sonra ızne tabi olmadan mal
alabılmesine ve mallan üzennde tasarrufta bu-
lunmasına da olanak tanıyan düzenlemede, va-
kıflara yapılan mal bağışlarının vergiden muaf
olması hüknıe bağlanıyor. Düzenlemede, azınlık
vakıflannın Vakıflar Genel Müdürlüğü'ndeki
mccliste temsılıne de olanak tanınıyor.
GÖNEN'DE BARA SALDIRI
Dayak söylentisi
gerginlik yarattı
• Baştarafı 1. Sayfadu
Barın konıma görevhlen, iki tarafları gürültü
yaptıkları gerekçesıyle döveıek dışarı attı. Kent
merkezındekı bu tür işletmelerden rahatsız oldu-
ğu belirtılen halk da "yabancıların Gönenlileri
dövdüğü" söylentileri üzerine galeyana geldı.
Taşlarla işletmeye ve koruma görevlilerine saldı-
ranlann sayısının artması üzerine olaya polıs ve
jandarma müdahale etti. Koruma görevlisı, gü-
venlık güçleri tarafından bir araçla bölgeden
uzaklaştırılmak islenirken yurttaşlann taşlı saldı-
rısı sürdü. Kalabalık nedeniyle olay yerinden
uzaklaşmakta güçluk çeken güvenlik güçlerinin
aracı kaza yaptı. Olaylar sırasında bir polis me-
muru hafif yaralandı. Sabah saat 04.00'te, Ban-
dırma'dan gelen jandarma ekiplerinin de katkı-
sıyla olaylar yatışırken aralarmda bar sahibinin
de bıılunduğıı 7 kışi gözaltına alındı. Gönen Kay-
makamı Saim Eskioğlu, olayda ctnik ya da sıya-
sikökenın sözkonusu olmadığını belirtti.
Karlı
Avrupalı siyasetçiler kaygılı
Anayasa için referanduma gidecek olan Fransa ve Hollanda'da 'hayır'cılann sayısının
giderek artması AB'nin geleceğinin tehlikeye girebileceği yorumlarına neden oluyor
Dış Haberler Servisi -
Avrupa Anayasası'nın re-
feranduma sunulacağı
Fransa ve Hollanda'da red-
dedilmesi olasılığı, Avrupa-
lı siyasetçılen kaygılandırıyor.
Kamuoyu yoklamalan, iki ülke-
de de "hayır"cılann çoğunluk-
ta olduğunu gösterirken, anaya-
sa ile bırlıkte AB'nin geleceğinin
de tehlikeye gırdığı üzerinde du-
ruluyor. 2006'da yürürlüğe gir-
mesi planlanan anayasanın işler-
lik kazanabılmesı için üye 25 ul-
ke tarafından onaylanması gere-
kiyor. Avrupa Anayasası için re-
ferandumun 29 Mayıs'ta gerçek-
leştınleceği Fransa'da, Cumhur-
başkanı Jacques Chirac'ın ça-
balanna karşın kamuoyu yokla-
malan "hayır" tercihinin ağır
bastığını gösteriyor.
Türkiye'nin işi zorlaştı
Bu durumun Türkıye'yı yakın-
dan ilgilendirdiği, çünku anaya-
sa için çıkacak "hayır"ın Tür-
kiyc'nin uyeliğıne karşı da "ha-
yır" anlamı taşıyacağı belirtili-
yor. Bu durumda, Türkiye'deki
politikacıların reformlaı konu-
sunda daha temkınlı davranmaya
başlayacağından kaygı duyulu-
yor The lîconomist dergisinin
FRANSA'NIN HAYIRINA KAR$I B PLANI'
PARİS (AA) - Fransa'da yayım-
lanan Le Fıgaro gazetesi, AB Anayasa-
sı'na ilişkin 29 Mayıs'ta düzenlenecek rcferan-
dumda "hayır" çıkması ıhtınıalinin giderek art-
ması üzenne, "AB Komisyonu'nun uygula-
nıaya konulacak olası B planı hakkında cid-
di diişünmeye başladığım" yazdı.
"Fransa'daki son kamuoyu yoklamalan so-
nuçlarınınAB'yi giderek endişcleııdirdiğini"
kaydeden gazete, "Brüksel veya Paris'in şu
anda kâğıt üzerinde mevcut bir B planı yok,
ancak BrükseFdeki yüksck seviyeli btirokrat-
lar, Danimarka ve Irlanda'da olduğu gibi
Fransa'da da ikinci kcz referandum düzen-
lenmesi ihtimah'ni gözden geçiriyorlar" ıfade-
sını kullandı. Fransız seçmenlerin, referandum-
da "hayır" deme ihtimalinin artması, AB dışış-
leri bakanlannm, hafta sonu Lüksemburg'da
yaptıklan gayrı resmi toplantıda gündeme gel-
mıştı. AB dışişleri bakanları, yaptıklan açıkla-
malarda, konuya ilişkin sıkmtılannı dıle getır-
mışlerdı. Fransa'da yayımlanan son kamuoyu
araştırması, referandumda "hayır" dıyeceklerin
oranının yüzde 56'ya çıktıgını ortaya koyuyor.
Intelligence Unit ekinde yayım-
lanan değerlendirmede, "Türki-
ye'nin AB yolunda ilcrlemesi
durumunda gelecek on yıl için-
de Avrupa kamuoyunun fikri-
ni lchine çevirebikceği" üzenn-
de duruluyor Haberde, AB'nin
geleceğinin belırsız olacağı bir
ortamdaTürkıye'nin işinin daha
zor olacağı savunuluyor.
Fransa'da, anayasa için yapıla-
cak referandumda "hayır" çık
ması Chırac ıçın de yenılgı anla-
mına gelıyor, çünkü 2007'deki
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde-
kı en büyük rakibi vc Türkı-
ye'nin AB üyeliğine karşı çıkan
Nicholas Sarkozy bu durumda
büyük bir koz elde etmış olacak.
"Hayır"ın AB için sıyasi be-
deli ise 10 yenı üyesiyle birlikte
eskısınden daha da hantal bir ya-
pıya sahip olması olacak Bu du-
rumda Nice Anlaşması'nın oy-
birliği sistemı geçerli sayılacak
ve az nüfuslu ülkeler birlik karar-
lannı bloke edebilecek. Alman-
ya Dışişleri Bakanı Joschka
Fischer, bu konudaki endışesını,
"Eğer NiceAnlaşması'nda ka-
lırsak bu AB'nin sonu olur"
şeklmde açıklamıştı. Anayasanın
reddedilmesi yeni üyelerin, bir-
liğin ekonomisine adapte olma-
lannı da güçleştirecek. Dahası,
birliğin geleceği belirsizlik içine
sürüklenirse, parasal birliğin an-
lamı kalmayacağı düşünülüyor.
Fransa gibi AB'nin kurucula-
rından olan bir ülkenin olumsuz
karannın derin siyasi etkılerinin
olacağı düşünülüyor. Hollanda
vatandaşlarının da Fransızlan
takiben haziranda anayasayı oy-
layacak olması, Avnıpa'da ayn
bir endişe yaratıyor. özetle ana-
yasanın reddınin "AB nereye
gidiyor" sorusunu ortaya çıka-
racağı ve birliğin geleceğini tar-
tışma konusu yapacağı üzerinde
duruluyor.
Temizçevre
için el ele
tstanbul Erkck Lisesi Eği-
tim Vakfı Özel tlköğrctim
Okulu öğrcncileri çöp top-
layarak çevrelerini tcmizle-
diler. Okullarının yakının-
daki Nuruosmaniye Cad-
desi'ııdc toplanan öğrenci-
ler daha tcnıiz bir çcvrc
için çöp toplayarak büyük-
lerine örnek oldular. Oku-
lun sınıf öğretmenlerinden
Fatnıa Alay çcvre tcmizliği-
ni gündeme getirmek vc ge-
lecek kuşaklara temiz bir
çevre bırakabilmek için
toplandıklarını belirtti.
"Temiz bir çevre istiyoruz"
ve "En güzel temizlik kir-
letmemektir" pankartları-
nı taşıyan çocuklar "Her-
kes çevreyi temiz tutsun"
nıcsajı verdiler. (Fotoğraf
SHDAAKDOGAN)
115 milyon çocuk okııl bflmiyor
• Baştarafı I. Sayfada
Bununla paralel olarak 2005
yılında ılköğretımde cinsiyetler
arasında eşitlığın sağlanmasını
amaçlayan UN1CEF, geçmiş yıl-
lara oranla artık daha çok çocu-
ğun okula gittiğini açıkladı. An-
cak örgüt GüneyAsya, Afrika ve
Ortadoğu'daki birçok ülkede
eğıtımde cinsiyet eşitliği sağla-
namadığına dikkat çekti.
Bu yıl eğitimde cinsiyet eşıtlı-
ği hedefine ulaşamayacak ülke-
ler arasında Türkiye de yer aldı.
Türkiye, UNICEF ıle başlattığı
"Haydi Kızlar Okula" kam
panyasında 2005 hedeflenni tut-
turamadı. UNICEF raponına gö-
re ilcrleme var, ancak çok yeter-
siz. UNICEF Türkiye Eğıtim
Pıogıamı Sorumlusu Fatma Öz-
dcmir Uluç, şu ana kadar resmı
olmayan rakamlara göre bınncı
yıl 40 bin, ikinci yıl da 73 bın ço-
cuğun eğitime kazandınldığını
belirterek "Tüm dünya dene-
yim edinmek amacıyla Türki-
ye'yi izliyor. Bazı durunılarda
aileler özellikle kız çocukları-
nı okula göndermiyor. Derslik
açığı veya ailelerin bulunduğu
yerde okul olnıanıası, çekince-
ler arasında" diye konuştu.
2004 yılı Ttirkiye raporu
Haydi Kızlar Okula Kampan-
yası'nın 2004 yılı sonuçlarına
gore, kampanya kapsamında kız
çocuklarının okullaşma oranı
bir önceki yıla oranla yüzde
11.44 arttı. 2004-2005 yılında 73
bin 211 kız çocuğu daha okula
kazandınldı. Ancak genel tablo
içinde ku-erkek oransal dağılı-
mında bu artış yüzde 1 'lere kar-
şılık geldi. Bir yıl ıçınde okula
giden kız çocuğu oranı yüzde
47'den yüzde 48'eçıktı. MEB'in
verilerine göre Türkıye'de hâlâ
okula kazandırılması gereken
566 bm 789 kız çocuğu var.
UNICEF, özellikle Batı ve Or-
ta Afrika'da da bu konuda acil
önlemler alınması gerektiğini
belırtıyor. Bu bölgelerde eğitim-
de cinsiyet eşitliği açısından be-
lırlenen hedefe, 24 ülkeden sade-
YILDA 11 MÎLYON ÇOCUK 5 YAŞINA GELMEDEN ÖNCE ÖLÜYOR
Küçük bedenler yoksulluk kurbanı
Dış Haberler Servisi - Gelişmektc olan ül-
kelerde her yıl yaklaşık 11 milyon çocuğun, 5
yaşına gelmeden önce yaşamını yitirdiğı bıldi-
nldı. Dünya Bankası'nın ha/ırladığı rapora gö-
re, çocuklann ölümüne yol açan hastahklann
yüzde 48'ini akut solunum yolu enfeksıyonu,
ishal, kızamık ve sıhna oluşturuyor.
"Dünya Celişme Göstergesi" ısimlı rapor-
da, zengin ülkelerde bu hastahklann neden ol-
duğu çocuk ölümlerının önüne geçildiğine dik-
kat çekıldı Raporda, 1990'dan önce alınan acil
önlemlenn, gelecek 25 yılda yaşanacak bcbck
ve çocuk ölümlerinı üçte iki oranında a/altaca-
ğı yönünde umutları arttırdığı, ancak bu çaba-
lann 1990'da hızını kestiği yer aldı Raporda,
gelışmekte olan ülkelerden yalnızca 33'ünün,
2015'e kadar çocuk ölumlerini, 1990'lardaki
rakamlann üçte ikisi oranında azaltma hedefi-
ne doğru yol aldığı belırhldı. Dünya Bankası
Ekonomi Şefı François Bourguignon, geliş-
mekte olan ülkelerde sadece bir hafta içinde
yaklaşık 2 bın çocuğun yaşama veda ettiğini
söyledi Raporda ayrıca Batı Afrika ülkesi Ma-
lı'de yoksul ailelerin çocuklannın ölüm oran-
lannın, varlıklı ailelerin çocuklannın ölüm ora-
nının ıkı katı olduğuna dikkat çekildi.
ce 5'inin ulaştığı açıklandı. Lı-
berya, Sierra Leone ve Demok-
ratık Kongo Cumhuriyetı'ndekı
savaş ve çatışmalann çocuklann
eğitimine darbe indirdiğı kayde-
diliyor. Güney Asya'da ise az da
olsa ilerlemeler kaydedildığını
söyleyen yetkililer, bu bölgede
42 milyon çocuğun okula gıtme-
diğini açıkladı. Cinsiyet eşıtsız-
liğinin en derin olduğu ülkeler
arasında ise Afganıstan ve Pa-
kistan bulunuyor.
Taralı* eğitim engelliyor
ükulların paralı hale getınl-
nıesı, okul kitaplan ve üniforma
gibi giderlerde yaşanan artış so-
nucu giderek daha fazla çocu-
ğun okuldan alındığı ve bu öğ-
renciler arasında kızlann daha
fazla olduğu ifade edıldı. Bu yıl
itibarıyla kız-erkek eşıthğı sağ-
layamayacak ülkeler arasında
Türkiye'nın yanı sıra Tacıkistan
ve Belarus da bulunuyor.
Eğitimde cinsiyet eşıtsizliği-
ni gozler önüne seren bir başka
rapor ise Dünya Bankası'ndan
geldi Rapora göre, dünyada il-
kokul çağında 100 milyondan
fazla çocuk okula gitmiyor ve
bu çocuklann yüzde 60'ını kız
çocukiarı oluşturuyor. Zengin-
fakır, kent-kır farkhlıklarının da
eğıtımde eşitsizlikler yaşanma-
sına neden olduğuna dikkat çe-
kilen raporda, Hindıstan'da
okula gidenler arasında zengın-
lerin oranının fakirlenn 2 katı
olduğu belirtildı.
GÜNDEM MIISTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
duygularına saygı duyduğumuzu belirtip, özal'ın
bızım penceremizden görünümünü aktaralım.
Her şeyden önce Özal, büyük bir devirimcıydi.
Devırmedik şey bırakmadı. Altında kalan kaldı,
üste çıkanı da çok sevdi.
özal dönemine dek, kâr eden, kurulduğu yere
kültüründen ekonomisine kadar her bakımdan
katkıda bulunan KİT'ler, 1980'lerin ortasından iti-
baren daha farklı bir polıtikanın hedefi oldular. lyi-
leştirme yatırımları yapılmadı, hantallaşmalarına
göz yumuldu. Devamında da şu söylendi:
- KİT'ler devletin sırtında kamburdur, bir an ön-
ce satılmalıdır.
Hâlâ kâr etmekte olanlar satıldı. Etmeyenler ger-
çekten kambur haline getırilip, ölüme terk edildi.
Sonraki yönetımler de benzer politikayı devam
ettirdi.
özal ayrıca "dönemzengıni" yaratmakta da bü-
yük bir başarı gösterdi. O güne dek başbakan ve
sülalesinin yararlandığı kımı olanaklar, genişçe bir
kesite sağlandı. Kısa dönemde köşeyi dönenler,
bu yöntemin tadına vardılar ve sonraki iktidarla-
ra da yanaşmanın yollarını buldular.
• ••
Özal'ın yerel yönetımlere olan katkısı da unutu-
lamaz. ANAP döneminin belediye başkanlarının
baskın bir bölümü yerleşik kuralları, gerçek an-
lamda kent kültürünü bir kenara koyup, rant kül-
türünü öne çıkardılar.
öylesine ustaca rant alanları yaratıldı ki; örne-
ğin, kentin ortasında4-5 parsellık bir yer "özeltu-
rizm alanı" ilan edildi. Bölgede kat izni 5'i aşmaz-
ken, bu özel turizm alanına gökdelen izni verildi.
Gökdelen yapılacak, tabii arada bazı yasalar da
delinecek. Olsun artık o kadar!
Daha sonra iktidara gelenler bunu tersine çe-
virmek yerine, rant kültürünün daha "verimlı" ol-
duğunu gördüler ve taklit etmeye giriştiler. Çoğu
ANAP kadar becerikli olmadığı için ellerine yüz-
lerine bulaştırdı.
Bu yüzden sonraki liderler hep ikinci özal olmak
istedilerl
• • •
özal'ın devlet yapısının altını üstüne getirmesi
de yıllarca unutulmayacak bir başarı öyküsüdür.
Bakanlıkları birleştir, topla, kapat, yeniden aç...
Herseferinde bunlara bağlı kurumları azalt-arttır...
Bakanlık koltuklarından birini boş bırakır, her
ANAP'lının her an oraya oturabileceğı umudunu
diri tutarak, partinın ıplerini elinde tutardı. Çevre-
sine de gülerek şöyle derdi:
- Benim en değerlı koltuğum o boş bakan kol-
tuğudur!
Rahmetli, seçim yasasının da oynanmadık yeri-
ni bırakmadı. Onunla birlikte, seçimlerden hemen
önce iktidar partisinin kendisine göre seçim yasa-
sı yapması gelenekleşti. Rekor kendisinde, hâlâ
kırılamadı. Tam 14 kez seçim yasası değiştirdi.
Çankaya'ya çıkarken arkasında kukla bir hükü-
met bırakmak için plan yaptı. Ama tutmadı.
Devlet geleneğinin dışına çıkmaya bayılırdı. Sis-
temi oturmuş ülkelerde bu gelenekler büyük bir
tıtızlikle korunurken özal'ın keyfılığı "karizma" ola-
rak prim yaptı. Karızmayı kârizmayadönüştürme-
de de üstüne yoktu.
Ben zengini severim, benım memurum işini bi-
lir, sözlerı de yönetim anlayışının hoş karşılıkları
olarak anılarda kaldı.
Yaptığı hıç mı iyi bir şey yok, derseniz... Vardır
elbette, durmuş bir saat bile günde iki kez doğ-
ruyu gösterir!
ankcum(« cumhuriyet.com.tr
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
En büyük Türk,
başka büyükyok!
• Baştarafı Arka Sayfada
takar ve bu nasıl bir uzlaşma olarak gorulebılır? Gö-
rüntü son derece tuhaf Insanın kendini bu denli tuhaf
yapması akıl alır değil Uzundur düşünüyorum, saç ne-
den bu kadar önemli, neden bu kadar mahrem? Bir ba-
kıyorum, kadın saçlarını sımsıkı bir türbanın ıçine
gizlcmış ama ayaklar açıkta. Üstelik pek bir bakımlı,
kırmızı ojeler goz alıyor, ayaktakı ayakkabının pontu
en az 13. Boyle bir kandırmaca duruınu, vallahi sade-
ce Türklerin aklına gelebılır llelal olsun.
Bir merakun da şu. Turklenn genlennde mutlaka bir
yamuk yapma durunıu mu var? Baldan başlayalım.
Avrupa Bırlığı'ne bağlı ülkeler bizden epeyce mıktar
bal almak ıstemışler Menıleket bereketli, çiçeğı, bö-
ceği pek bol, balı da pek bir çeşıtli ve kaliteh.
Peki biz bu kalıtelı balı olduğu gibi, içine herhangi
bir katkı maddesi koymadan ıstenılen yere tesliın et-
mıyoruz. Yok yapamıyoruz, balın ıçıne katkı madde-
smı koyup, bir iki kilo daha fazla göstenp ılla bir ya-
muk yapacağız Bir başka özelliğimiz de burada or-
taya çıkıyor. Öylesine kendimizi beğenmışiz, kendı-
mizi öyle akıllı buluyoruz kı, elâlemin bizden akıllı
çıkıp, o katkı maddesını bulacağını hıç mi hiç duşun-
müyonız. Sonuç, kapıdan gen dönen bınlerce kilo bal.
Doğru dürüst ilıraç edilse, I urkıye'nin hınzm bütçe-
sıne yakın bir gırdısi var. Bu uçup gıdıyor ama kendi-
ni çok akıllı sananlarda hiçbir tasa yok. Nasıl olsa, ıç
pazar olduğu gibı duruyor Bın zokayı yutmazsa bir
diğeri yutar.
Yahu bu Türklerin cesaretlen ve kendıne güvenleri
neden bir inceleme konusu yapılmıyor'? Adanı sahte
rakı yapıyor, bir ara eli fazla kaçıyor ve metıl alkolii
olması gerekenden daha fazla koyuyor. Ama ne gam,
o Türk ya, kendıne giivenı sonsuz. Bu rakı kimseye
bir şey yapmaz, deyıp şışelere doldurup paketliyor.
lam o sırada babası arkadaşlanyla gelmış, hemen bir
rakı masası kurdurup yeni yaptığı rakıyı önce babası-
na tattınyor. Baba anında mort, olsun, ölen ölür kalan
sağlar bızımdır
Şımdı artık durtnam gerek, Türklerin genetık kod-
larıyla ılgılı bir başladım mı, buralarda kimselere yer
kalmaz. Turkluk yapmayıp, haddımi bilmeliyim. Ay-
rıca siz de biraz duşunun Bu kodlar derin mev/u.
isilozgentuıkfrt supeionline.com