09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2005 CUMARTESİ DM Çanakkale'den 1915'te yazılan bilgiler savaşın ne kadar çetin geçtiğini gösteriyordu YunusNadi'yemektup YILDONUMU NURERUĞURLU -2- B u mektubu rahmetlj dostum, tarih araştırmacısı T\ırgutEtingü, Ebüzziyazade Velid Bey'ın satılığa çıkartılan kıtap ve dergi koleksıyonu içındekı Büyük Mecmua cıltlerinin arasında bulmuş, rahmetli dostum tarihçi LütflErişçi'nin kıtabevindc dostlanna okurken ilgımi çekmiş, günümüz Türkçesine çevirdiği bu mektubu rıca edip kendisinden almıştım. Cepheden Yunus Nadi'ye yazıîan bu mektubu (1915), Çanakkale Savaşlan'nın 90. yılında, araştırmacılara yararlı olur düşüncesiyle olduğu gibi yayımlıyorum. Tarlhi belge "Yunus Nadi Beyefendi'ye! Ağabeyciğim, size Çanakkale olaylan ile ilgili özel bazı haberler vereyim. Fakat okuduktan sonra bu mektubu yırtıp atınız ki, verdiğim haberler başkalanrıa değil, dostlara ait gizli şeylördir. Buraya, Mart'ın 3. günü geldim. Naraburnu ile Rumeli kıyısı arasındaki dar geçidin doldurulacağına dair Istanbul'da işittiğimiz şeylerin aslı yoktur. Sanınm buna gerek de yok. Çanakkale'ye kadar bir torpitonun öncülüğü ile Nara önlerinden geldik. Burada her şeyı güven verici ve sevindirici buldum. Askerin de maneviyatı çok iyidir. Düzen ve emre uyarhkta Türk askerine yakışacak derecededir. Subaylar, yüzde doksanıyla her çeşit fedakârlığı göze almış. Vatanın namusunu korumaya kesin kararlı görünüyorlar. Şimdiye kadar düşürülen istihkâmlarımız, Boğaz'ın gerek dışında ve gerekse içindekı Kumkale, Seddülbahir, Orhiniye ve Ertuğrul istihkâmlandır. Dardano, Erenköy, Soğanlı, Namazgâh, Anadolu-Rumel^ Hamidiye ve Mecidiye istihkâmları da görevleruıı çpk kahramanca yapmaktadırlar... Çanakkale zaferinin üzerinden 90 yıl geçti ama Türk askerinin ortaya koyduğu savunma destam unutulmadı. Boğaz içinde ve dışında yirmisekiz otuz parça büyük gemi ile on beş yirmi kadar torpito ve başka gemiler bulunuyor. Bunlar, Şubat'ın 22. pazargünü (1915), büyük bir saldırıda bulunmuşlardır. Utanç verici yenilgı ile geri çekıldiler. O zamana kadar şehir (Çanakkale) halkının bir kısmı yakınlarındaki köylere çekilmışlerdi. Pazar savaşında şehre (Çanakkale) bir mermi parçası düştüğünden göçmemış olanlar da, ailelerini başka yönlere gönderme tedbirini alma zorunluğunda kaldılar, öyle ki, perşembe günü, büyük savaşta da kasabada kalan 7-8 aile, bazı esnaf takımı ve memurlardan başkaca kimse bulunmuyordu. Bunlar da çoluk çocuklannı ve eşyalarmı evvelden taşıdıklan için, telgrafımda yazdığım gibi, savaş gerçekten heyecan verici olmadı!.. Siddetli bombardıman Toplar, şehre düşmeye başlayınca, halk Hastahanebayırı'na doğru çekıldi. Fakat bu kez bombardıman çok siddetli idi. Mermiler bir ara Hastahanebayırı'na da düşmeye başladı! Bunun üzerine oradakiler daha içerilere doğru çekildı. Özbey, Karacaova köylen; kent halkı, bu yarı göçmenlerle dolmuştu. Ben yemeğı yeni yemiştim. Kahve ıçmek için kahvehaneye gıdiyordum. Birinci topu işittim. Tezelden sırta daldım. Bir mermi iki yüz metre ötede ve gözümüz önünde denize düştü. Nızamettin (gazeteci) yukanya çekilmemizi önerdi. Kabul etmek istemedim. Fakat bu sıra şehre birkaç mermi daha düştü. Evvelce bir bombardıman olursa Çimenlik tabyalarından durumu seyretmemizi ileri süren Küttab-ı askeriyeden bir kimse de bu şartlar içinde tabyaya gidemeyeceğimizi söyleyince, biz de halka uyarak Hastahanebayırı yolunu tuttuk. Fakat her adımda mermiler bizi izliyordu. Daha 50- 60 metre kadar uzaklaşmıştım ki, bir fınn yerle bir oldu. Fınncı da göçük altında kaldı. Halk takım takım ellennde paketler, çantalarla yokuşlara tırmanıyorlardı... Artık Hastahanebayırı çevresi de güvenilecek bir yer olmamaya başladı. Arkadaki bayırdan bırine düşen 35'lik bir mermi 8 metre çevresinde ve 3 metre derinliğınde, deyim yerinde ise "Bostankuyusu" açarak, çıkan topraklan 100-200 metre çevreye fırlatmıştı!.. İki kışi yaralandı. Toplar susmadı Alman ve Amerikan muhabirleri de beraber olduğu halde, akşam alafranga saat 18'e kadar kâh başıboş kırlarda, kâh uygun bir nokta bularak dürbünlerle savaşı, bize top atan gemıleri gözledık! Oysa yabancı muhabırler önceki bombardımanda Çimenlik tabyasından savaşı seyretmişlerdi. Bu kez savaşın çok siddetli olmasına değinerek şu kadarını söylemek isterim ki, Müstahkem Mevki Komutanlığı, bazı güvenilır yerlerden düşmanın perşembe günü son ve kesın darbe indırmek nıyetinde olduğu habenni alarak ona göre hazırlıklarda bulunmuşlardı. Bu açıdan Dardanos önlerıne bizim gemılerle son sistem mayınlar dökülmüştü. Nitekim düşman gemıleri 20 km'ye kadar mermi atabiliyorlardı. Bu mermiler de Hamidiye istihkâmlarının arka sırtlanna düşüyordu. Bızım istihkâmlardaki toplar da susmuyor, sürekli olarak çok sert karşılık veriyordu... Düşman gemileri, denize bırakılan bu mayınlara çarparak büyük yaralar almışlar, sonradan da bizim toplaruı ateşiyle batınlmışlardı... Bunlardan Bouvet, çok can alacak noktasından mayına çarpmış olacak ki, 3 dakika bile dayanamadan devrilip gitti!.. Yarın: Olağanüstü direnlş Onur Akmanlar, Çanakkale'de şehit olan 48 bin kişinin bilgilerini internet ortamına aktardı dünyada ölünısüzleştilerMustafa Kemal'in mektubu 'Çokşükür, askerlerim pekcesur'Onur Akmanlar'ın sitesinde Çanakkale Savaşı'na iliş- kın yazılı ve görsel dokümanİar da var. Bunlardan bıri de Mustafa Kemal'in 2 Temmuz 1915 tanhinde Anbur- nu'ndan Madam Corinne'ye yazdığı mektup: "Aziz Madam, Karargâhımın kâtjplerinden Hıılki Efendi'nin tstanbul'a seyahatinden faydalanarak size bu mektubu yaayorum. Birkaç gün evvel içinde lâtile sözleri bulaca- ğunz bir kartpostal yollamışbm. Burada hayat o kadar sakin değil. Gece gündüz her gün çeşitli toplardan anlan şarapneller ve diğer mermiler başlarunıznı üstünde pat- lamaktan hâli kalmıyor. Kurşunlar vızıldıyor ve bomba gürültüleri toplannkine kanşıyor. Gerçekten bir cehen- nem hayaü yaşıyoruz. Çok şükür, askerlerim pek cesur ve düşmandan daha mukavemetlidirler. Bundan başka hususi inançları, çok defa ölüme sevk eden emüierimi yerine getirmelerini çok koJaylaşnnyor. Filhakika onlara göre iki semavi netice mümkfin. Ya gazi veya şehit ol- nıak. Bu sonuncusu nedir bilir misiniz? Dosdoğru cenne- te gitmek. Orada AUah'uı en giizel kadınlan, hurileri on- lan karşılayacak ve ebediyen onlaruı arzusuna tabi ola- caklar. Yüce saadet Sizin nıantıki nasihaüerinizi bekle- yen şimdiki hadiseler yüzünden kazandığım sert karak- teri yumuşatacak romanlan etüt etmeye ve böylece ümit ederiın ki, hayatın bu hoş ve iyi taraflannı hissedecek ha- le gelmeye karar verdim.(...) Adres: Miralay Mustafa Ke- mal. 19. Fırka Kumandam. Maydos. Yahut: Miralay Mustafa KemaL Arıburnu/ Maydos. Bu daha emin." İSKENDERÖZSOY Türkiye'nın ılk sanal savaş müzesi- nin kurucusu ve Çanakkale Savaşı ob- jeleri koleksiyoncusu OnurAkmanlar, 48 bin 148 Çanakkale Şehidi'ne ılişkin bilgileri internet ortamına aktardı. Ge- nelkurmay Başkanlığı arşivlerindeki ka- yıtlar esas ahnarak hazırlanan listede şehitlerin adı, baba adı, lakabı, doğum yılı, ili, ilçesı, bucağı, köyü, sınıfı, rüt- besi, mensup olduğu birlik, ölüm tari- hi ve ölüm yeri bilgileri yer alıyor. lsimleri kamuya yansıtılan 48 bin 148 şehıdın illere göre dökümü şöyle: Ada- na (842), Adıyaman (11), Afyon (95), Aksaray (285), Amasya (32), Ankara (1772), Antalya (183), Artvin(lO), Ay- dın (1746), Balıkesır (2779), Bartın (254),Bayburt(21),Bilecik(854),Bin- göl (8), Bıths (59), Bolu (1405), Burdur (606), Bursa (3737), Çankın (972), Çanak- kale (1788), Çorum( 1333), Denizli (2195), Diyarbakır (49), Edirne (858), Elazığ (159), Erzıncan (282), Erzurum (109), Eskışehir (843), Gaziantep (502), Gıresun (114), Gü- müşhane (39), Hatay (283), Içel (1218), Is- parta (55), Istanbul (1648), Izmır (1720), Kahramanmaraş (213), Karaman (455), Kars (1), Kastamonu (2425), Kayseri (771), Kı- nkkale (232), Kırklareli (366), Kırşehır (448), Kocaeh (583), Konya (2488), Kütahya (1487), Malatya (141), Manısa (2174), Mardin (7), Muğla (671), Muş (7), Nevşehir (525), Niğ- de (509), Ordu (56), Rize (71), Sakarya (526), Samsun (44), Siirt (40), Sinop (1488), Sıvas (25), Tekirdağ (646), Tokat (47), Trab- zon (155), Tunceli (30), Şanlıurfa (383), Uşak (818), Van (36), Yozgat (661), Zongul- dak (753). Şehitlerin adlannı siteye aktardıktan son- ra şehit ailelerinden yeni bilgiler geldiğini belirten Akmanlar, bu bilgiler doğrultusun- Çanakkale Savaşı'ndaki Türk makincli tüfek birliği.(FOTOĞRAF Korkut Uluğ gallipohdiger.com arşivi) da siteye ekler yapacağını, bıreysel şehit say- faları açabileceğını söyledi. Şehitlerin listesıne www.gallipolidig- ger.com internet adresınden ulaşılabiliyor Hevecanı hlç dlnmedl Hedefı, Istanbul veya Çanakkale'de Çanak- kale Savaşı Müzesi kurmak olan Onur Ak- manlar 13 yıldır savaş objeleri topluyor. Bu konuda dünyamn sayılı koleksiyoncuların- dan bin olan Onur Akmanlar'ın koleksiyon- culuğunun amacı savaşa ilişkin çeşitli obje- leri bir elde toplamak değil, aksıne bulun- ması zor objeleri topluma kazandırmak. Akmanlar, koleksiyona merakının nasıl başladığını ve objeleri nasıl topladığını şöy- le anlattı: "Çok eskidcn Çanakkale yöresin- de ailece yaz tarilinc gidiyorduk. Orada sa- vaş alanlannı gezerken içimde bir şeylerin kı- purdadığnuhissediyordum.Ama koleksiyon- culuğumun temeli bir tanıdığunızm bana de- desinden kalan mermi kovanını hcdiye et- mesiyle aöldı. Yola, o kovanın yanına bir şey daha koyabilir miyim diye çıklım. Da- ha sonra bölgeyi gezmeye başladım. Eli- me geçen her parçayı topladım, her fır- satta Çanakkale've gittim. Oraya karşı he- yecan duyuyorum. 13 senedirbu heyeca- nım dinmiş değil. Yılda en az on kere gi- diyorunı. Bazı yıllar daha fazla. Araşür- ma yapıyorum, fotoğraflar çekiyoruın. Buldugum her objeyitopluyorum.Çanak- kale ve Gclibolu yöresinde hurdacıya gi- den objelereçok üzülüyorum.Aradan 90 yıl geçti ama hâlâ savaş objesi çıkıyor. Sa- vaş alanlannda yürürken mutlaka bir şeyler buluyorsunuz. Savaşta milyonlar- ca mermiyakıldı. Araşnnldıkçaçoknıal- zeme çıkıyor Çanakkale ve yöresinde." Koleksıyonunda bınlerce mermi ko- vanı, kılıç, matara, çeşitli çaplarda mer- mi, misket denilen şarapnel tanelen, kı- lıç, kasatura, pala, tüfek parçalan, çeşitli mataralar, düğmeler, dürbünler, tüfek parça- lan, arma, apolet, ilaç ve rom şişeleri, özel eşyalar, cephane sandıklan, günlük kullanı- lan malzemeler, el aletleri olan Onur Akman- lar ayrıca Çanakkale ile ilgili her türlü ob- jeyi de topluyor. Akmanlar, Topkapı Sarayı Müzesı'ne ka- yıtlı ilk savaş objeleri koleksiyoncusu. İn- ternet ortamında Türkiye'nin ilk sanal savaş müzesi www.gallipolidigger.com.'un kuru- cusu olan Onur Akmanlar sitesini de şöyle anlattı: "Sitenin adı, tngiliz donanmasmın konııı- tam General Hamilton'ın 25 Nisan 1915 ge- cesiaskerlerine, 'Hayatta kalmak için kazın, siper kazın' emri vermesinden kaynaklanı- yor. Benim de amacım Çanakkale Savaşı'yla ilgili olarak yapılabilecek ne varsa yapnıak, bu konuda her şeyi bulup ortaya çıkarmak, Türkvedünya kamuoyununbilgisinesunmak- tır. Sitenin adı Gallipolidiger, Çanakkale ka- /ıcısı anlanuna geliyor." CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Tarihi Doğru Okumak "Ermeni sorı/nu "ylayakından ilgili olmam için kişisel nedenlerim var. Bunlardan aılemizle ilgi- li olanını kardeşim Nihat Behram "Miras" adlı romanında yazdı. Babamızın kendi el yazısıyla kaleme alıp Nihat'a emanet ettiği anılarının te- mele alındığı bu kitapta, Ermeni çetelerinın Iğ- dır ve yöresindeki katliamlan anlatılıyor. Bu kat- liamlarda ailesinin tüm fertlerini yitiren babamız, Karabekir Paşa'nın bu "iç savaş"Xa öksüz ve yetim kalan Ermeni, Türk, Kürt, bütün çocuklar için açtığı okulda ilköğrenimini görmüş... Nüfus cüzdanının ilgili hanesinde "öksüzler Yurdu" di- ye yazılıdır... Ailemızle ilgili bir başka neden, ba- bamızla bir akrabalığı da olan sevgili annemizin, bu gün Ermenistan'ın başkenti Erivan doğumlu bir Azeri kızı oluşudur... Aile, aynı savaş ve ça- tışmalar nedeniyle annemiz iki yaşlarındayken Kars'a göçmüş. Kardeşlerimle birlikte çocukluğumuzun baş- langıcı (ve benim çocukluğumun önemlı bir bö- lümü) Kars'ta geçti... Bu yıllarda "Ermeni" söz- cüğü arada bir duyduğumuz, fakat ne olduğu- nu tam olarak anlayamadığımız birşeydi. Bunun- la birlikte bütün açık yürekliliğimle söyleyebile- ceğim, kulağımıza arada bir çarpan bu sözcü- ğün ne bir düşmanlık, ne de en ufak bir olum- suzluk vurgusu taşıdığıdır... • • • Istanbul'a taşınan teyzemler Gedikpaşa'ya yerleşmişlerdi. Yine çocukluğumda onları ziya- retimde, komşuları Ermeni ailesinin kimi kez uzaktan pencerede gördüğüm kızlarına âşık ol- muştum... Sonraki yıllarda çok değer verdiğim, çok sevdiğim Ermeni arkadaşlarım oldu. Bu dostlarımdan Dr. Ikna Sarıaslan'ın değerli eşi Dr. Mari'ye "teyze kızı" derim. Çünkü Türkçesi- nintatlarındateyzeminkızlarınınTürkçesininta- dı var. Ermenistan'lı Azeri'lerin Türkçesiyle Tür- kiye'li Ermeni'lerin Türkçesi arasındaki ses, vur- gu, tonlama vb. benzerlikleri dilbilimcilerce in- celenmeye değer. • * • "Ermeni sorunu"nun varlığıyla yurtdışında bu- lunduğum sıralarda karşılaştım. özellikle Azer- baycan'da, kimi kez, yine düşmanca olmasa da belki alaycılık biçiminde bir Ermeni karşıtlığı gör- düm... Bu konuda Azeri arkadaşlarla tartıştığım da oldu... (Gerçi Kafkasya'da bütün halklar bir- birine takılmayı sever.) Fransa, ABD. vb. "Batı" ülkelerinde ise, "Ermeni sorunu"nun bir Türk ve Türkiye düşmanlığı olarak sistemleşmiş oldu- ğunu artık hepimiz biliyoruz... Bu konuda bizim- le ilgili asıl sorun, öyle sanıyorum ki, kendi tari- himizi (ya da kendimizle ilgili bir tarihi) doğru öğ- renmeyişimiz, doğru yazıp doğru okumayışımız- dır. • •• Tarihin doğru okunup doğru öğrenilmesi için öncelikle doğru yazılması gerekir. Türkiye Cum- huriyeti Osmanlı Devleti'nin bire bir, hukuksal bir devamı mı, yoksa dış düşmanla birlikte Os- manlı'ya karşı da savaşarak kurulmuş yeni bir devlet midir? Osmanlı tarihinin "şanlı" sayfala- rını benimseyip "kanlı" sayfalarının sorumlulu- ğunu üstlenmemek bilimsellikle ve vicdanla bağ- daşırmı? "Şanlı" sayfaların yaratıcılarıyla "kan- lı" sayfaların sorumluları ve mağdurları (Osman- lı'nın çok etnisiteli yapısında, o yüzyılların ve o dönemlerin koşullarında) tek bir dinsel inanç ya da tek bir etnisite topluluğuna indirgenebilir mi? Bütün bu sorulara yanıt aranırken Osmanlı'yı özellikle son yüzyılında kuşatan emperyalist dev- letlerin etkıleri, oyunları, entrikaları göz ardı edi- lebilir mi? Bu ve benzer sorular bilimsellikle, se- rinkanlılıkla irdelendiğinde, bu satırlar yazılmak- tayken dünyayagözlerini açan bir "Türk" bebek- le bir "Ermeni" bebeğin potansiyel düşmanlar olarak değil dost olarak eğitilip yetiştirilmeleri için çok daha fazla neden bulunduğu anlaşılır. Ortak tarihin ortak bir yarasını azdırmaktan yarar uman her türlü emperyalist, çıkarcı, şoven çevreye en doğru yanıt da ancak böyle verilebilir. ataol b(5 cumhuriyet.com.tr Faks:(0212)513 85 95 ÇANAKKALE ADD ÇANAKKALE CUMOK ISTANBUL CUMOK TEK YÜREK HAYKIRIYORLAR ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DÜN, ZIRHULARLA, ORDUURU GEÇEMEDİLER. BUGÜN, ABD VE AVRUPA BİRÜĞI'NİN MÜŞTfflEK ALDATMA, ZORLAMA, DAYATMALARI İLE DOLÜ PLANLARI DA GEÇMELffilNE YETMEYECEK. ONLARI GFM YBVECEĞİZ ••" Konuşmacı: Doç. Dr. Yaşar HACISAÜHOĞLU I.Ü. Stratejik Araşttrmalar Enstitüsü Tarih : 20 Mart 2005 Pazar Saat 14.00 Yer : Belediye Sosyal Tesisleri 2. Kat ÇANAKKALf Itetişim: 05322815454-05322821393
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle