22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 CUMHURİYET 19 MART 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN 'Peki Biz Bu Savaşı Kazandık mı Artık?' 16 Mart Çarşamba saba iı, Tarık Akan'ın kur- duğu Bakırköy Özel Taş I köğretim Okulu'nda idim. Istek onlardan önce benden gelmişti. Doğru- su bir ilköğretim okulunun, eski ortaokula denk gelen 6, 7, 8. sınıf öğrencilerini ve aziz dostu- mun çabalarının ürününü nerak ediyordum. Çanakkale Savaşları Haftası olması dolayı- sıyla konumuz Çanakkale idi. Ben o gün genç arkadaşl;irıma, Çanakkale Sa- vaşı sürerken, çok güç koşullar altında cephe gerisindeki çağdaşlaşma savaşını anlatmayı yeğledim. Gerçekten de, nice kahramanltklar, özveriler- le dolu olan Birinci Dünya Savaşı'nın cephe ge- risindeki çağdaşlaşma savaşı, tarihimizin az bi- linen ya da az anılıp okutulan biryönüdür. Oysa IttihatTerakki yönetimi, 1. Dünya Sava- şı ile birlikte, büyük bir çağd;ışlaşma hamlesi baş- latmıştır. ••* Bunların başında eğitim seferberliği gelir. 1912 ile 1916 yıUarı araîiında, eğitim bütçesi altı misli artmıştır. Eğitiml askere çok ihtiyaç olan savaş döneminde, oğretmenler askerlik görevinden muaftutulmuşlar, halkokulları ve kon- servatuvarlar açılmıştır. Çanakkale Savaşı süreıjken, ilk devlet resim sergisi açılmıştı. Ayrıca alfabeyi, tümden bilesesli miktarınıarttıraral değiştirmek değilse ;, daha kolay okunup yazılır bir alfabe için, harf pevrimi de düşünül- müşse de, savaş ortamında karışıklığa meydan vermemek için bundan vazgeçilmiştir. Tabii bu eğitim seferberliijinin milli iktisat ham- lesiyle birlikte yürütüldüğünü de unutmamak gerekir. Laiklik ve kadının durunhu konusunda atılan adımları da anımsamalıyız. Ahkâmı Şahsiye Kanunrıamesi, kadıların ad- liye vekâletine bağlanmas lara boşanmayı talep etme hakkının tanınması, aynı zamanda başı açık sc bestisinin verilmesi, erkekle rin ikinci birevlilik için mutlaka karısının yazılı izn nialmazorunluluğu, kadınlara çalışma hakkının verilmesi, hep savaş döneminin güç koşullarında girişilmiş çağdaş- lık savaşımının parçalarıdırlar. Doğan Avcıoğlu "Türkiye'nin Düzeni"r\de bu girişimleri "Atatürk reformlarının kökeni" olarak niteler. Bu girişimler asıl sonuçl^rını Cumhuriyet dö- neminde verecektir. •••Af Genç arkadaşlarıma öz< ya çalıştım. Konuşma bitince, belki nuşmacı kendilerine taaa ıtle bunları anlatma- de karşılarındaki ko- tarihin içinden çıkıp gelmişçesine yaşlı göründüğü için öğrenciler biraz çekingen davranıp, soru sormaktan kaçın- dılar, ama zamanla açıldık Genç arkadaşlardan bir - Peki şimdi biz bu çağdşşlaşma savaşını ka- zandık mı artık?... önce bir duraladım. - Bizgazeteciler, politikacılarakritiksorularso- rarız, onlar da güç durunrda kalırlar, şimdi siz de bana öyle yapıyorsunız, dedim. Sonra açıkladım: - Hiçbir çağdaşlık savafeı bir kerede kazanı- lıp, üzerine yatılacak kaza sürekli bir savaşımdır. Daha yapılacak bir sürü şey var tabii ki, ama unutrnayın ki, koşullar za- man zaman kötü görünse bile, toplumsal kaza- nımlar öyle bir iki kuşakta mez de... Bu genç arkadaşımın s^rusu, beni yıllar ön- ceye götürdü. Tarık Zafer Tunaya Hbca'nın Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu rasında, ona son derecedes ilginç ve kritik bir so- ru soran 7. sınıf öğrencisi, ray Üniversitesi'nde öğrencim olacak olan Efe geldi aklıma. Efe şimdi b; Doğrusu çok heyecanlandım ve belki de o he- yecanın etkisiyle, söylemem gereken şu tüm- ceyi unuttum: - Hiç merak etme genç şu andatümüyle kazanılmamış bile olsa, senin gibi bilinçli gençlerimiz olc uğu sürece asla kay- bedilmeyecektir. asirmen(« cumhuriyet. VEF : AT Baromuzun 7044 sic 1996-1998-2000 yılları Başkanlığı gö AVUKAT ının yanı sıra kadın- kağa çıkabilme ser- şunu sordu: nımlar sağlamaz, bu çolay kolay kaybedil- ndaki konuşması sı- sonradan Galatasa- şarılı bir hariciyeci. kardeşim, bu savaş com.tr I sayısında kayıtlı ve ırasında Disiplin Kurulu • evini yürüten MEHMET HALDUN KARACABEY vefat e1 Aziz Meslektaşımızın Cumartesı günü, Beylerbeyi öğle namazını müteakip ebedi istirahatgâhna defnedilecektir. Merhuma Tann'dan rahmet meslektaşlarımıza ISTANBUL BAROSU :miştir. cenazesi 19.03.2005 i Camii'nde kılınacak Küplüce Mezarlığı'nda lefnedilecektir. , kederli ailesine ve başsağlığı dileriz. BAŞKANLIĞI ABD'nin Ankara Büyükelçisi, Washington'a mektup göndererek istifasmı sundu EdelmangörevdenaynlıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, haziran ayından itibaren ge- çerli olmak üzere ABD Dışişleri Ba- kanlığı ve Türkiye'deki görevinden ayrılma kararı aldı. Edelman'ın istifa mektubunu 11 Mart'ta ABD Başkanı George W. Bush'a ilettiği belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, Edelman, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Türki- ye'deki görevinden aynlma karan al- dığını, dün öğle saatlerinde büyükel- çilik personeliyle paylaştı. Edelman'ın yakın çevresine, "Dışişleri Bakanlı- ğı'ııda. şu anda bulunduğum görev- den daha iyi noktada kariyer beklen- tinıolmadığındanaynlmakaranaldım. Aynlma karannıın 1 urkiye ile ilgisi bulunmamakta. Pentagon'dagörevya- pabilirim" dediği öğrenildi. Edelman'ın istifa etmeden önce bu yöndeki karannı ABD Dışişleri Baka- nı Condeleezza Rice ile uzun bir ko- nuşma yaparak paylaştığı ifade edili- yor. Aynı konunun Rice'ın şubat ayın- da yaptığı Ankara ziyareti sırasmda da • Istifasını 11 Mart'ta George Bush'a ileten Edelman'ın ABD Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine ya da Savunma Bakanlığı'nın üç numaralı ismi Douglos Feith'in yerine getirilebileceği belirtiliyor. Edelman'ın yakın cevresine "Aynlma karanmm Türkiye ile ilgisi bulunmamakta. Pentagon'da görev yapabilirim" dediği öğrenildi. ele alındığı belirtiliyor. ABD Büyükelçiliği yetkilileri, Edel- man'ın istifasmı 11 Mart'ta ilettiğine işaret ederek bu karann Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'in Şam zi- yareti nedeniyle yaşanan spekülas- yonlardan daha önce gerçekleştiğini vurguluyorlar. ABD Dışişleri Bakan- lığı sözcü yardımcısı Adam Ereli ise Edelman'ın kişısel nedenlerle göre- vinden ayrıldığını belirterek, isrifanın Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgisi bu- lunmadığını söyledi. Ereli, "Edelman ile Türk lıükümeh' arasmdaki ilişki ve ABD ile Türkiye arasmdaki ilişki da- ha iyi ülamazdı. Samimiyetle söylüyo- rum,bukarann,TürkCumhurbaşka- nı'nın Suriye'yi ziyaretine ilişkin yo- rum vc tarnşmalan içeren yanlış ha- berlerinçıknıasınuançokdahaöncedü- şünüldüğü bellT dedi.Edelman'ın is- tifasıyla ilgili çeşitli iddialar da dile ge- tiriliyor. Washington'ın Edelman'ı üst düzey bir göreve getireceğine ke- sin gözle bakılıyor. Edinilen bilgiye gö- re, Edelman'ın, Bush'un Ulusal Gü- venlik Damşmanlığı görevine getiril- mesi yüksek bir olasılık olarak görü- lüyor. Edelman'ın haziran ayında gö- revinden aynlması beklenen ABD Sa- vunma Bakanlığı'mn üç numaralı is- mı Douglos Feith'in yerine getirilebi- leceği de vurgulanıyor. Tartışmalara neden oldu Ataması 22 Temmuz 2003 'te ona- nan Edelman, 14 Ağustos 2003'te An- kara'ya gelerek göreve başlamıştı. Tür- kiye'deki görevine başladığı günden bu yana kamuoyunda çeşitli tartışmalara neden olan Edelman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile randevu krizi ya- şamıştı. ABD Büyükelçiliği'nde düzenle- nen resepsiyon için basılan davetiye- lerde Fener Rum Patriği'ni "eküme- nik" (Ortodokslann evrensel lideri) sıfatıyla tanımlaması, hem hükümet hem de TBMM'de tepki yaratmıştı. Başbakanhk, kamu kurumlarına gön- derdiği yazıda, bürokrat ve milletve- killerinin resepsiyona katılmaması uyarısını yapmıştı. Bu gelişmelerin ardından Başbakan Erdoğan, Edelman'a 6 hafta boyunca randevu vermemişti. Gerginliğin ba- sına sızmasının ardından Başbakan Erdoğan, Edelman ile 6 hafta gecik- meli olarak bir araya gelmişti. Edelman son olarak Bursa'da Suri- ye ile ilgili yaptığı açıklamalar ile de tepki çekmişti. Edelman, gazetecile- rin Cumhurbaşkanı Sezer'in Suriye ziyaretine ilişkin sorulan üzerine, Türk kamuoyunda "gözdağı" olarak algı- lanan şu açıklamayı yapmıştı: "Suriye konusundasöylenecekşey,uluslarara- sı camiamn, BM'nin 1559. karan ge- reği,tamamen fıkir birliğinde olmala- ndır. Bu karar gereğince, Suriye'nin Lübnan'dan askerlerini derhal çek- mesi gerektiğidir. Umanz, Türkiye de uluslararasıcamianıniçindcyeralacak- tıı. Tabii ki bu uluslararası camiaya uyup uymamak konusu, Türkiye'nin kendi karandır." Edelman, daha sonra sözlerinin ba- sında yanlış yansıtıldığını savunmuş- tu. Edelman'ın ABD'de bulunan Fet- hullah Gülen ile ilgili yazı dizilerinin ardı ardına gazetelerde yayımlandığı dönemde, Zaman gazetesini ziyaret etmesi de dikkat çekmişti. ARKLIALANLARDA GÖREVALDI Dışişleri, iki kez 'Ustün Onur Ödülü 9 verdi • Edelman 2001- 2003 yıllan arasında ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in danışmanı olarak görev yaptı. Edelman 1996-1998 arasında idari işlerle ilgili Dışişleri Bakan Yardımcılığı yaptı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Büyükelçi Eric Edelman, Şubat 2001-Haziran 2003 ara- sında ABD Başkan Yar- dımcısı DickCheney'nin ulusal güvenlik işlerin- den sorumlu danışmanı olarak hizmet verdi. Başkan Yardımcısı 'nın ofisine atanmadan önce, 1998-2001 yıllan arasın- da, ABD'nin Finlandiya Cumhuriyeti Büyükelçi- si olan Edelman, Hazi- ran 1996-Temmuz 1998 arasında idari işlerle il- gili Dışişleri Bakan Yar- dımcısı görevindeydi. Edelman, Haziran 1994- Haziran 1996 arasında, Prag'da ABD'nin Çek Cumhuriyeti Büyükelçi- liği'nde müsteşar olarak görev yaptı. Bağımsız Devletler Topluluğu'ndan sorum- lu dışişleri bakanı özel danışmanı ve özel temsil- ci yardımcısı olarak Ni- san 1993'ten Temmuz 1993'e kadar çalışan Edelman'ın bu dönem- deki sorumluluk alanla- n savunma, güvenlik ve uzay konulan oldu. Edel- man, Nisan 1990-Nisan 1993 arasında ABD Sa- vunma Bakanlığı'nın, Sovyet ve Doğu Avrupa işlerinden sorumlu müs- teşar yardımcısı olarak görev yaptı. Nisan 1989-Mart 1990 arasında Dışişleri Bakan- lığı siyasi işler müsteşa- rının, Avrupa masası özel yardımcısı olarak görev yapan Edelman, 1987- 1989 yıllannda, Mosko- va'daki ABD Büyükelçi- liği'nin dış siyasi işler- den sorumlu bölüm baş- kanı olarak çalıştı. Eric Edelman, 1984- 1986 yıllan arasında da ABD Dışişleri Bakanlığı Sovyetler Dairesi'nde üçüncü dünya ülkelerin- de Sovyet politikalan ko- nulanndan sorumlu ola- rak görev yaptı. Büyü- kelçi Edelman, daha ön- ceki çahşmalan çerçeve- sinde de Dışişleri Baka- nı George P. Shultz'un özel yardımcılığını yapa- rak 1982-1984 yıllann- da Personel Müdürlü- ğü'nde, 1981- 1982 yıl- lannda Dışişleri Bakan- lığı Kontrol Merkezi'nde gözlemci olarak çalıştı. Edelman, 1993'te Savun- ma Bakanlığı "Üstün Si- vil Hizmet" nişanı ve 1990 ve 1996 yıllannda iki kez Dışişleri Bakan- lığı "Üstün Onur Ödü- lü" aldı. Cornell Üniversite- si'nden "Tarih ve Hükü- met" dahndan 1972 yıhn- da mezun olan Edelman, doktorasını 1981 yılında Yale Üniversitesi'nde Amerikan Siyasal Tarihi dalında tamamladı. İĞINELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN ' SCB VE ÇEKOSLOVAKYA Ülkeler onun görevi sırasında parçalandı • Çekoslovakya ve SSCB'nin bölündüğü dönemde bu ülkelerin büyükelçiliklerinde görevli olan Edelman, Batı Şeria-Gazze görüşmelerinde ABD heyetinde yer aldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı kariyerine 1980 yılında başlayan Eric Edelman. SSCB ve Çekoslovakya'nın bölündüğü yıllarda bu ülkelerin büyükelçiliklerinde görevliydi. Edelman, Batı Şeria-Gazze görüşmelerinde ABD heyetinde yer aldı. 1981 -1982 yıllannda Dışişleri Harekât Dairesi'nde görev yapan Eric Edelman, Dışişleri Bakanlan Alexandır Haig ve George Schultz'a yakın çalıştı. Edelman, 1984-1986 yıllannda ABD Dışişleri Bakanlığı'nda "Sovyetler Birliği'nin üçüncü dünya ülkeleriyle iüşkilerini" izledi. 1987-1989 yıllan arasında Moskova'da görev yapan Edelman, Sovyetler'in dağılmasına tanıklık etti. 1990 yılında Washington'a dönen Edelman, burada Avrupa konulannı izledi. DickCheney'nin savunma bakanı olduğu dönemde, 1990- 1993 yıllan arasında Pentagon'a geçen Edelman'ın yıldızı burada parladı. 1994 yılında ABD'nin Prag Büyükelçiliği'nde müsteşar olarak görevlendirilen Eric Edelman, Çekoslovakya'nın Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ikiye aynldığı dönemde bu ülkedeydi. GüPden yalaıılama MKYK'deki sözlerinin yanlışyansıtıldığını belirten Bakan Gül, Türkiye 'nin Irak ; politikasının devlet kurumlarının ortak çalışmalarının neticesi olduğunu söyle ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, MKYK toplantısında yaptığı değerlendirme- lere ilişkin basında yer alan ha- berleri yalanladı. Gül, dün yaptığı yazılı açık- lamada, "Partimizin basına kapalı MKYK toplantısında dış politika gelişmeleriyle ilgili olarak verdiğhn bilgiler bazı basm-yayın or- ganlaruıa eksik, yanhş ve bana ait ol- mayanifadelerleyansımıştır'' dedi. Dış politika konularının devletin ilgili ku- rumlannın ortak çalışmasıyla belir- lendiğine işaret eden Bakan Gül, şun- ları kaydetti: "Türkiye'nin Irakpolitikası,başta Ba- kanlığım ve Genelkurmay Başkanh- ğımız olmak üzere ilgili diğer devlet kurumlanmızm ortak çalışmalannın nerJcesidir. Şüphesizki iilkemiziilgilen- diren bu konularda özellikle Bakanlı- ğım ve Genelkurmay Başkanlığımız arasmdaki ortak çahşmalar şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yakın istişare içindc yürütülecektir." NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Başbakan Tayyip Erdoğan bir sü- redir, öfkeli ve gergin konuşmalar ya- pıyor. Partiden istifalar son günlerde hızlandı. Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkilerinde bazı sorunlar daha sıköne çıkmaya başladı. Şurası bir gerçek ki, AKP hükümeti eski havasında degil. Peki sıkıntı ne? Tayyip Erdoğan'ı bu kadar gergin hale getiren ne gibi ge- lişmeler oldu? Erdoğan için ilk kırıl- ma sanırım 17 Aralık zirvesinde ol- du. AB üyesi ülkelerin Kıbrıs Rum yönetimiyle Gümrük Birliği anlaşma- sını imzalamayı bir şart olarak Tür- kiye'nin önüne getirmeleri, ilişkileri bir ara kopma noktasına kadar ge- tirdi. Başbakan Erdoğan istemeye istemeye bu koşulu kabul etmek zo- runda kaldı. • • • Bu gelişme Avrupa Birliği ile ilişki- lerin tavsamasına, ilerleme süreci- nin rölantiye alınmasına neden oldu. AB'nin Türkiye temsilcisinin "İşler çok da iyi gitmiyor" türünden açık- AKP'nin Sıkıntısı Ne? laması, gerginliğin AB tarafından ifa- desi olarak ortaya çıktı. Ona Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül, "O birme- mur.. benim muhatabım olamaz" cevabı da bu tatsızlığın bir başka şe- kilde ifadesiydi. AB ile ilişkilere ek olarak ABD ile ilişkiler de çok parlak gitmiyor. ABD'nin Iran'a nükleer silah baskı- sını arttırdığı koşullarda Başbakan Erdoğan'ın, "Orada nükleersilah ol- duğuna inanmıyorum. Nükleerener- jiyi kullanmalarına da kimse karışa- maz" şeklindeki değerlendirmesi, ABD Şahinleri tarafından not edildi. Bu notun ardından Başbakan, ABD'nin hedef aldığı Suriye'ye bir gezi gerçekleştirdi. Bu geziyi şimdi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in gezisi izleyecek. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Edel- man'ın, Sezer'in gezisini açıktan he- def alan sözleri, ilişkilerdeki gergin- liğin oldukça ileri gittiği şeklinde de- ğerlendirilebilir. AKP; AB ve ABD ile ilişkilerde bir yıl öncesine göre ol- dukça sıkıntılı. Bu sıkıntılar arttıkça, içeride de itirazlar ve muhalefet et- kisini arttırıyor. Son olarak Kara Kuv- vetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın Irak siyasetine ilişkin hükümete yö- nelttiği eleştirileri de bu sürecin bir par- çası olarak kabul etmek gerekiyor. Içerideki ve dışandaki olumsuz sin- yaller Başbakan Tayyip Erdoğan'ın si- nirlerini oldukça yıpratmış gibi görü- nüyor. Bu nedenle medyaya, işa- damlarına, cevresine karşı öfkeli ve tepki doğuran açıklamalar yapıyor. Ta- bii bu tutum gerginliğin daha da tır- manmasına neden oluyor. • • • Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmek kolay iş değil. Yanı başımızda de- vam eden bir savaş varken, Filistin gibi yakıcı bir sorun sıcaklığını korur- ken ve ABD'Iİ yeni muhafazakârlar bölgeye yönelik projelerini günde- me sokmaya çalışırlarken, çok dik- katli ve dengeli siyasetlere ihtiyaç ol- duğu bir gerçek. AKP hükümeti, Irak'tayapılan se- çimlerin bütününü görmek yerine, Kerkük'e odaklandı. Sanki bu ülke- nin iç siyasetine müdahale edebile- cekmiş gibi bir izlenim verdi. Sonuç- ta Kerkük konusu Irak'ın bir iç me- selesiydi, en azından Türkiye'nin bu konuya çok fazla müdahil olması mümkün değildi. Bu noktada da Kürt- lerle, AB ile ve de ABD ile sonuç alı- namayacak bir gerginlik içine girildi. • • • AKP, siyasi geleceğini etkileyecek kritik birdönemden geçiyor. AKP'nin içinde bulunduğu sorunları aşabil- me gücü, Türkiye'nin de önümüz- deki döneminin nasıl şekilleneceği- ni belirleyecek. Tayyip Erdoğan'ın dı- şarıya yansıyan öfkeli ve gergin ruh haliyle, bu tür krizlerin yönetilmesi çok zor. Basınla, işadamlarıyla kav- gaya girişmek onlara bir fayda sağ- lamayacağı gibi, işlerini dahadazor- laştıracak. Sonuç olarak, AKP için cicim ay- ları sona erdi. Şimdi daha ciddi gün- lere gelindi. Bundan sonra gelişme- lerin nasıl şekilleneceğini hep birlik- te göreceğiz. Fakat zorlu, karmaşık bir döneme girildi. AB ile müzakere tarihi yaklaştıkça işler daha da zor- laşacak. AB ile atılan her adım mu- halefetin baskısını da beraberinde getirecek. AB süreci, içeride milliyetçi tepki- leri arrtırabilir. Muhalefeti güçlendire- bilir. Bu da AKP yönetiminde sinirle- ri daha da gerebilir. öfkenin şimdiye kadar hiçbir lide- re faydası olmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle