09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 2005 SALI + CUMHURİYET SAYFA DIZI 'Fethullahçılarda iç hesaplaşma' HİKMET ÇETİNKAYA Fethullah Gülen sıradan bir kişi midir? HayırL. Gülen, zekidir ve amacını kimseden gizlemez, Ne yapacağım çok iyibilir... Amacına ulaşmak için Makyavel yöntemini çok iyi kullanan, dinsel deyişle takıyyenin hertürlüsünebaşvuran birkişiliğesahiptir Gülen... Fethullah Gülen 'in en yakın arkadaşıydı Nuretün Veren... 40 yıla yakın bir süre kol kola yürüdüler. Kestanepazan 'nda (İzntir) başhtyan birliktelik bozuldu... 1975yılında "NurKamplan"nıFethullah Gülen ve Nurettin Veren birlikte kurdular... Sızıntı dergisini çıkarddar... Buyazı dizisinde Nurettin Veren, Fethullah Gülen 7 anlattu.. BAŞLARKEN... Fethullahçı örgütienmenin ikinci adamı Nurettin Veren, daha açık bir ifadeyle ''Fethullah Gülen" gerçeğini gözler öniine serdL. AkevlerKooperatifı ylebaşlayan siyasiilişkilerin ilk adıtmnda, daha önceki "Nur Kamplan ve "Işık Evleri"projesindeNurettin Veren vardı... Bugün Nurettin Veren yok!.. Nurettin Veren öldürülmekten korkuyor... Neden? Sızıntı dergisinden Zaman gazetesine; Samanyolu TV'den Aşya Finans'a ve OrtaAsya cumhuriyetlerine dek uzanan bir öykü... Akyazılılar Vakfı 'nı Cumhuriyet okurları çok iyi bilir... Askeri okullara sahte sağlık raporuyla "Nurcu" çocukları sokan vakıf... Peki Fethullah Hoca 'yı siyasilerle tanıştıran kimdi? Nurettin Veren... Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Hikmet Çetin... Nurettin Veren bilinmeyenleri anlattu.. 30 yü içinde inanılmaz bir örgütlenmeyle, yurtiçi ve yurtdışında 500'ün üzerindeokul, isyeri, televizyon, radyo ağı kuruldu, Asya Finans kimi bankalardan büyük sermayeye ulaştt... Buyazı dizisiFethullah Gülen 7 anlatıyor... Anlatan çok eski bir Nur yoldaşı... Fethullah Gülen'i trilyonlara hükmeden tarikatm başma taşıyan cümle: Yoksul talebelereyardım edelim IşıkEvleri'nin ilkadımıHikmet Çetinkaya: Sayın Veren siz Fethullah Gülen'le 35 yüdır birlikte Nurculuk hareketi içindesiniz. 701i yıllara, hatta 6O'lı yıllann soııu- na dönelim. Siz 16 yaşındayduuz, Gülen ise 26 yaşuıdaydı. Onunla nasıl, nerede tanışünız? Nurettin Veren: Fethullah Gülen'le bizim ta- nışmamız, Izmir Kestanepazan Camisi'nde ol- du. Ben o yıllarda Motor Sanat Lisesi'nde oku- duğum için arada bir cuma namazı kılardık. Bir saatçi arkadaşım da orada, Ketselli Cadde- si'nin üzerinde Ali Candan, onunla beraber, oraya gittik. Baktık ki öyle genç bir hatip ho- ca gibi kisvesi yok, yaşı çok genç olduğu için o arada dinledik.. namazı kıldık. H. Ç.: Vaaz veriyordu... N. V.: Vaaz veriyordu cuma günü. Caminin avlusunda hemen bizim yanımıza geldi. Yeni geldiğini söyledi. Ben dedi, buraya yeni geldim, dedi, Izmir'i bilmediğini söyledi. Genç de yok camide. Bir çay içelim diye bizi davet etti. H.Ç.:Kaçyıhydı? N.V.: 1966 ve bizi odasına davet etti. Çay iç- tik. Küçük tahta bir kulübede kahyordu. Arka- daş olalım, buraya sık sık gelin, muhiti de bil- miyorum diye iltifat etti. Kendisi de 26 yaşın- da bir insan ve orada biz böyle bir arkadaşhk havası içerisinde.. biraz da onun böyle yalnız tek tahta bir kulübede kalması bizi etkiledi. Ara sıra cuma günleri yanına gittik. Sonra cuma haricinde de gitmeye başladık. Tabii imam ha- tip talebelerinin dışında bir şey yapmak istiyor, kafasındaki şey o ki bize çok ilgi gösterdi. Ana- dolu'dan gelen çocuklann o dönemde yurt bul- ma sıkıntısı vardı.. "bunlarayardımetsek,ben de cemaate söylesem, bunlar, yani gençler, ca- miye gelmiyor, hep ihtiyarlar geliyor. Böyle bir eğjtim yardımı teşvikinde bulunaum. İnsanlar cami yapılmasuıa hayır olarak bakıyor. Biz de bunu bir kanalize edelim" dedi. H.Ç.: Eğitim alanuida bir şeyler yapmak is- tiyordu. N.V.: Gayet makul geldi bize de. Kendimiz de talebeyiz o esnada. Ve biz böyle küçük bir iyi niyetle, gelen arkadaşlar için ev açtık; 1,2, 3,4 derken 1970 yılma kadar 12 evimiz oldu. H.Ç.: Yani bugünkü Işık Evle- ri'nin ilk adımı. N.V.: Evet. Ve onlara, c mide yönlendirdiğı insanla ra burs verme, evden bıı eski eşya, birkaç kullan- madığı malzeme verme gibi destek verirken o , evler çok fakir bir or- İt -A • tamda olsa da halk ta- J? $?* rafından Işık Evleri şeklinde nitelendiril- di. H.Ç.: Evler daha çok nerelerde? N.V.: İlk evimiz Te- pecik'teydi. H.Ç.: Yoksul birke- sûn? N.V.: Gecekondu semti. İkinci evimiz Bu- ca Dokuz Çeşmeler Kö- yü'nde kuruldu. Yayla- cık semtinde. Küçük sa- mimi bir şey, ev adedi çok fazla olmamakla beraber 12 ta- ne eve ulaştı. Bu arada Fethul- lah Gülen'in Ali Rıza Güven'le Kestane Pazarı Kuran Kursu'ndaki... Kestane Pazarı'ndan kovuluş H.Ç.: Ali Rıza Güven tzmir'in meşhur ma- nifaniracısı değil mi? N.V.: Evet izmir'in zenginlerinden, Kestane- pazan Kuran Kursu'nun da başkanı. Fethullah Hoca'nın Kestane Pazan Kuran Kursu'ndaki gö- revinin dışında, bizim gelip gitmemiz veya onun böyle üniversite gençliğiyle ilgilenmesi Kestane Pazarı Cemiyeti'ni rahatsız etti ve Ho- ca'yı oradan uzaklaştırdılar. Kovdular. H.Ç.: Neden rahatsız ediyor oradaki cemiye- ti? N.V.: Onlar Kuran Kursu 'nda kalan talebeler- le ilgilensin diye Hoca'yı getirmişler, burada- ki ilkokul mezunu Kuran öğrensin diye. Bizim bunun dışında işlerle ilgilenmemiz onlann işi- ne gelmiyor. Ve Fethullah Hoca'yı oradan ayır- dılar. Bu yaptığı işleri tehlikeli buldular. Ken- dilerinin statüsünün dışında. Oradan aynhnca, Altıntaş Durağı'nda Hatay'da, kardeş apartman olarak bir yer kiralandı. Orası da Nefi Akyazı- lı'nın dairesiydi. Tesadüfi bir olaydı. H.Ç.: NefiAkyazılıadına daha sonra vakıfku- Dağda kurulan kamplarda Nur eğitimi,, yapılıyor ruldu. Akyazılılar Vakfi... N.V.: Akyazıh Vakfı, Fethullah Gülen de bi- zim bu evde kaldığımız 5-6 arkadaşla beraber, kahyordu. (Nefi Akyazıh) Bizim durumumu- zu görüp, çay içmeye gelip giderken: "Siz ne yapıyorsunuz, nedir bu, talebe arkadaşlar." Bi- zim böyle, ev yurtlan olduğunu, kirahk evler- de talebe okuttuğumuzu görünce, adamcağız, "Bu böyle olmaz, kirahk evle bu zor olur. Ben size, Çalıkuşu romanının yazıldığı Pembe Köşk benim, orayı size vereyim, benim adıma dernek kurun" dedi. çalıkuşu'nun yazıldığı kösk ilk yurt oldu H.Ç.: Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanı- nın yazıldığı köşk mü? N.V.: Bozyaka'daki köşk. Zaten şimdiki adresi de Çalıkuşu So- :. Orayı bize verdi ve biz k defa el yordamıyla ona buna sorarak bir dernek kurduk ve oraya Nefi Ak- yazıh'nın bağışı olarak o inşaata başladık. Ay- nen camiye yardım toplanır gibi, insanlar arasında yurda malze- me veren o idi. Taş ta- şıdık, çimento taşı- dık, kazma salladık. Bütün esnafı, talebe- si.. ve 77 yılında bit- tiorası.5yılda5kat- lı bir küçük yurt. Bu işte deneyim kazan- dık ve millet de bu işi imece usulü yaptı. H.Ç.: Bu arada siz bunu yaparken Fethullah Gülen'le birlikte Saidi Nursi'yiokuyordunuz,bu- nu açar mısınız? N.V.: Risale-i Nur okuyor- duk. Fakat Risale-i Nur okuma esnasında, kendisi bir Nurcu ve Ri- sale-i Nur talebesi olarak değil de.. iyi kitaplarbunlarda da İslami açıklamalar var, gi- bi yaklaşarak, bizden iyice emin olduktan son- ra Risale-i Nur'ları bize de söyledi. H.Ç.: Sizi önce bir sınavdan geçirdi... N.V.: Tabii, önce vaazlanyla camide tanıdı- ğımız bir insanız, bizimle beraber arkadaşlığı ilerlettikten sonra Risale-i Nur'lan oradan alıp okuyor. Biz de ne kadar güzel bir şey filan di- yoruz... H.Ç.: Siz 16 yaşuıdasınız o 26 yaşında... N.V.: Yaş farkı var. Biz orada Risale-i Nur'la- n bu asnn en iyi tefsiri diye düşünüyoruz. Ama yeni gelen arkadaşlara bunu öncelikle sunmu- yoruz. Biz sadece namaz kılan insanlarız. Bi- zim yurtlanmızda içki-sigara alışkanlığı olan- lar bannamaz, o yok. Aramıza gelenler de za- ten bizim namaz kıldığımızı görüyor. O hava- ya adapte olacak insanlar gelip 2. ev 3. ev 5. ev derken işte bu yurtlar oluştu... H.Ç.: Siz de artık birinci kuşak olarak bir Nur öğrencisisiniz ve büyümeye başkyorsunuz. N.V.: Evet. H.Ç.: 1977 dediniz. 1970'li yıUarın ortasında kanıplar var. N.V.: Biz 1967'de, ilk, Buca Kaynaklar'da kamp yaptık. H.Ç.: Finansörü kimdi? N.V.: Hep aynı işte. Finansörü, gene o yiye- cek bir şey getiriyor. Oradan bir kasap et geti- riyor... H.Ç.: Biranımsatınayapayım. 1975,30 yılön- cegeriye gotüreyim sizlIzmirKemalpaşa ve Ed- remit çevresinde Nur kamplan kurmuştu. Kı- alkeçili Kampı. Bu onlardan önce ilk kamp. Ben o kamplara ginliın ve o tarihte Cumhuri- yet gazetesinde yayımlanan bir dizi röportajdır o. Dağlara kanıplar kuruldu adı ile. O zaman- ki kamplan Akçora gömleklerinin sahibi Tur- gutlu'daki kiremit fabrikalannuı sahibiOsman Beyfinanseetmişti. Risk artınca 'görev' gençlere N.V.: Tabii her kampa yakın yerdeki zengin işadamlan finanse ediyordu. Fakir talebeler bu- rada Kuran öğreniyorlar. Kuran okuyorlar, ya- zın burada 1-2 ay misafir olacaklar... Anadolu insanı biliyorsunuz canını verir. Şehirden kım gelirse büyük insandır. Kamplarda Risale-i Nur'lar okunuyor. Böyle zaten ilk kamp 25-30 kışiydi, sonra 50-60 kişilere, 100-150 kişilere ulaştı, sayı çoğaldı. O arada kamptır. Günde- me geldi, siz yazdınız. Jandarma bastı. O iptal oldu daha sonraki yıllarda. Edremit, Ören Ke- malpaşa iptal edildi. Tehlikeli oluyordiye. Son- ra, bu gençlere aynen misyoner gibi köylere gi- dip köy kahvelerinde, kendisi de ilk dönemde, o Kestane Pazan Kuran Kursu'ndan aynldık- tan sonra, Ege'nin bütün köylerine kamyonet- le gidip kahve sohbetleri yaptı. O kamplarda risk artınca, gençlere, hadi bakahm siz de gidin in- sanlara, köylere, kahvelere denildi. Said-i Nur- si'nineserlerindenöğrenilenhafızalarda kalan bilimsel şeyler, mesela, Kuran'ın bir âyetinde şöyle diyor: Yıldızlardan, halkın bilmediği de- ğişik bulduğu noktalardan, iman hakikatlen, ha- şir, öldükten sonra da dirilme gibi şeyler. Bir sezon da o girti. Köylere gitmeye alıştı in- sanlar, hatipliğe alıştı. Birtoplumun içe- risinde konuşabilecek şekilde ant- renman yapıldı. H.Ç.: 1970'K yıllarda Fethul- lahçı diye bir cemaat ya da ör- güt yoktu. Said-i Nursi'nin bir çizgisi yoktu. O zaman YeniAsya Grubu'yla Meh- met Kutlular'la bağiaııüh>- dı, değil mi? N.V.: 1972'debizyur- da başladığımız dönem- de Bediüzzaman'ın ya- ni Said-i Nursi 'nin vâris- leri ve onun kıtaplannı evlerde okuyan klasik Nurcu dediğimiz kişiler vardı. Talebe yok. 50-60 yaşlannda küçük esnaf- lar. Haftada bir-iki deği- şik evlerde birisi okur, öbürleri de dinler.. çok kı- sa açıklamalar yapılır, ori- jinalite bozulmasın diye 1970'e kadar bu şekliyle.. hiç bir aynlık ve ayn bir fraksiyon yok. Fakat Fethullah Hoca'nın üniversite gençlerine el atma dö- nemi var... H.Ç.:Yılkaçoluyor? 35 yıl boyunca Gülen ve cemaarine hiznıet veren Nurettin Veren (Soldan üçüncü), şimdi Fethullah Gülen tarafindan u hain" ilan edildiğini ve Fethullah Gülen'in kendisini "öldürtmek istediğuıi" iddia ediyor. Gülen'in yıllarca en yakınındaki isimlcrden biri olan Veren'in anlattıklan Türkiye'nin son 35 yılda siyaset- tarikat- ticaret üçgenindc yaşadıklaruun bir özeti aslında. N.V.: 1967'de üniversite talebeleri birinci sı- mfa girmişiz, ilk biziz yani. H.Ç.: 30 küsur yıklan bu yana Fethullah Gü- len'i kuşkuyla izliyorum. Örgütlenme modelL. o zaman Ege'de tek üniversite vardı Ege Üniver- sitesi ve Ege Üniversitesi'ne bağh vüksekokul- lar vardı.. Anımsarsanız o yıllarda özel okullar da vardı. N.V.: Özel okullar 80'de başladı. H.Ç.: Hayır, özel üniversitelerde ve Ege Üni- versitesi'nde örgütlendiği biliniyor. N.V.: Mehmet Atalay, Mehmet Kadan, Halil İbrahim Uçar, lşılay Sayguı, ben, pek çok arka- daş Ege Ünıversitesi mezunu... H.Ç.: Bu saydığınız isimler Fethullah Gü- len'den, daha doğrusu Nurculuktan etkilenen isimler... N.V.: Fethullah Gülen'in vaazlanndaki otan- tik bir ortamda, sanğının arkasına uygun olma- sı, genç olması, sakalsız olması, heyecanlı, da- ha çok hamasi şeyler anlatması... Bizleri çok etkiledi... H.Ç.: Peki siyasi kimliği neydi Fethullah Ho- ca'nın o zaman. Adalet Partisi'ne yakındı bildi- ğinı kadanyla... N.V.: O zaman bütün Nurcular Adalet Parti- si'ne yakındı. Ama bizim öyle, hem yaş itiba- nyla hem de o günkü durumumuz ıtıbanyla pek siyaset yapmamız söz konusu değil. Ama Nurculann hepsinin şeyi (eğilimi) Adalet Par- tisı'ydi. Demokrat Parti, devamı Adalet Parti- si. Hatta Süleyman Demirel Nurculann başı di- ye (kendinı nitelendirirdi). Kendisine de bir so- ru soruyorlar: "Efendim, hani siz başa geldiği- nizzaman İslami biridare getirecektiniz. Bakan- lannız falan Nurculardan olacakn..." "tşte ben vanm ya, ben başkanım" dıyor. O tabii Nurcu- ları memnun etmek için. H.Ç.: 70 ile 80 arasında, 12 Eylül 1980'e ka- dar MehmetKutlular'ın,o grubun çizgisindey- di... N.V.: Evet.. ayn gayn yok. Şimdi orda îzmir'de Mustafa Büİik var. Hüseyin Çaha- dır var, bunlar Hoca gelmeden ön- ce evlerinde Risale-i Nur oku- yan, klasik Bediüzzaman talebesi insanlar. Küçük esnaf ve stil o yani... Ak- şamlan evde oturup 2 saat 3 saat misafirlik gibi çay içilip kitap okunup gidiliyor. Fethullah Hoca'nın gelmesiyle orada bir rahatsızhk ol- du. Abi konu- munda olan Hü- seyin Çahadır ve Mustafa Birlik.. onlann hedefin- detalebeyeinmek veya talebeyle I meşgul olmak, ' yurt, okul, ev tut- mak diye bir şey yok. Çünkü Risale- ı Nurlarda 'her ev bir Nur medresesidir' de- niyor. Yani yeri mekânı mühım değil... YARIN: YAŞLI NURCULARDAN KOPUŞ, ERBAKAN VE ÖZAL MÎLLETVEKİLİ EMİN ŞİRlN: Gülen 'in cevap vermesi lazınt... Nurettin Veren, 35 yıl boyunca Fethullah Gülen ile birlikte çahşnıış ve cemaate ait Samanyolu TV, Zaman gazetesi, FEM Dershaneleri ve birçok üniversitenin kurucusu olmuş. Ancak ne var ki Fethullah Gülen ile yollan ayrılmış. Veren'in hikâyesi bundan sonra başlıyor. 35 yıl boyunca Gülen ve cemaatine hizmet veren Nurettin Veren, şimdi Fethullah Gülen tarafindan "hain" ilan edildiğini ve Fethullah Gülen'in kendisini "öldürtmek istediğuıi" iddia ediyor. Nurettin Veren, bir süredir bu iddialannı ve cemaatle ilgili bildiklerini www.nurettinveren.org isimli bir sitede duyurmaya çalışıyordu. Ne var ki sitesi birkaç gün evvel hack'lendi. Veren'in sitesi hack'lenmekle de kalmadı, Nurettin Veren'in yeni site kurabilmek için alabileceği bütün domain adresleri Aksiyon dergisinde çalışan bir muhabir tarafindan satın alındı. Anlayacağınız, Veren'in şimdi sesini duyurabileceği bir sitesi yok. Aynca, kendisine gazetelerce de bir "ambargo" konulmuş ve I medyada da yer | bulamıyor. Sizinle önce, Nurettin Veren'in açıklamalannı, sonra da geçenlerde Dıcaklar'ın Tercüman'ında yer alan Fethullah Gülen'in iddialan üzerine verdiğim bir soru önergesini paylaşmak istiyorum. Ancak bilmenizi isterim, aşağıda yer alan görüşler tamamıyla Nurettin Veren'e aittir ve Veren tarafindan aktanlanlara bir yorum katılmamıştır: ^Fethullah Gülen'le, 1966 yılında tzmir'e geldiği ilk gündeıı itibaren 35 yıl gece gündüz beraber çalıştık. Daha sonra yollannuz ayrıldı. Ben Amerika'dan döndükten sonra Fethullah Gülen'in yakın bir arkadaşı olarak iç bünyede halletmek için uğraşbğım fikir ayrıhklannı kendisiyle görüşerek Amerika'da çözüme kavuşturmayı planladım. Ben Amerika'da bu diyaloğu teınin edip aile içi meseleleri görüşmenin yüz yüze olmasını düşünmüştüm. 30 gün misafir olarak kaldığun Fethullah Gülen'in Amerika'dald evinde, bir tek kelime bile konuşturulmadan sabırla 30 gün bekledmı. Son gün, yapnuş olduğu davranış, cinnet ve hezeyan beni öldürmek isteme noktasına vannca, canımı zor kurtanp kaçmak zorunda kaldnn ve bufitneyi,inîrayı çıkaran ilahiyatçı Prof. Kemalettin Ozdemir ve yine bufitneyiçıkaran Zaman gazetesi yazarlanndan, benim eski arkadaşlanmdan olan, bir türlü ayamayan Abdullah Aymaz'lagörüşmekistedim. Ve ikisini de telefonla aradığım halde görüşülecek bir şey yok ifadeleriyle reddedildim. BeUd bir çözüm olur diye eski tanıdıklanmdan Prof. Şerif Ali Tekalan'a, (Polis Koleji mezunu olan polis menşeu' Prof. Fatih Tekalan, Fatih Üniversitesi'nin yoneticisi) Amerika'dald bu çılguı ve korkunç durumu anlattım. O da bana, kurt kardeşin durumunu gördükten sonraki hikâyeyi anlattı, işten sıynhnayı ve örtbas etnıeyi tercih etti. EminŞirin SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle