18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-! TERAKKİ TURHAN SELÇUK DÜRÜST IABÎAILI İSTANBUL EFENDİSİ ABDÜ1CAJÎBAZ* IN HARİKULİDE MAC3RALAEI KISIM TEKMÎLİ BÎ1DEN Rasim Öztekin'in satın aldığı bütün tablolar Havana Jose Marti Havalimanı'nda unutuldu Küba'daher şeygüzel B eyoğlu Pub'a gclip oturuyorum alıştığım masaya. Daha ben şara- bı yudumlayamadan Uömlekçi Fe- rit giriyor kapıdan, üstünde şık bir gömlek: - Ooo, merhaba Ferhancığım. Hoş geldin. Güzel mıydı Küba? - Güzeldi, dıye gülümsüyorum. - Kızlar çok güzelmiş, degil mı, diye gülerek bann köşesındeki konuşlan- ma yerinc lünüyor. - Küba'da herkes güzel Ferit, diyorum. 0 derhal iiıtbol konusuııa geçi- yor ve bana: - Eeee, n'olucak bu Galatasaray'ın hali, diyerek gevrek ve kocaman ve san ve laci- vert bır kahkaha atıyor. Belli ki Galatasaray Futbol Takımı bu hafta yenilmiş. - Ben senin gibi futbol manyağı değilim ki Feriteiğim. Galatasaray Lısesi'nde okudum, sarı-kırmızılılığım ondan ibaret. Galatasa- ray Futbol Takımı'nın mahfolnıası beni hiç ilgilendırmıyor, Galatasaray Lisesi nıahfolur- sa dertleninm. Futbola gıcık oluyorutn, bu ayaktopıı koşuştıırmasının bütün bir hafta ül- kenin gündemini teşkil etmesine sinırlenı- yorunı. Açıyorum sabah sahah, binncı say- fada saııki dünyanın çok önemli brrhabeny- mişgibibaşlık: "Feneryenfldi". Hananeulan? - Fener ne zaman ycnılmış ki, diye diklendi Ferit. Fener. Galatasaray bana nel - Mesela diyorum Feriteiğim... Fener ye- nılmiş, Galatasaray yenilmiş, bana ne? Onu demek ıstiyorum. - Galatasaray yenildi, Fener yenilmedi kı, diye benimle muhabbeti kesıp bann yanın- daki masadaoturan terlikçi Nafı'ye dönerek mağaza vitrininm önemı, vıtrın yapmanın bir sanat olduğu ve Vakko'da vitrin dekora- törü olarak çalıştığı giinlerin anılarını kapsa- yan, daha Önce dinlediğimiz şeyleri anlat- maya koyuluyor. Nafi bir süre dinledıkten son- ra, sesi gayet yüksek pcrdeden: - Biliyorum Ferit, dedi. Ve elindeki bir tek topuklu kadın terliğini masaya vurarak: - Bu ltalyan olamaz ağbıcim. Çin ışı bu! Çinliler artık her bo.ku yapıyor. diye yayma geçerek, masasındaki adama Çinlılerintaklıtyöntemiyle, flalyanterlikpi- yasasmı nasıl allak bullak ettiğini anlatma- ya koyuluyor. - Nafi Bey, yaka mikrofonunuzu kapatır mı- sınız, diye bir ycrinde kesiyorum hıkâyesi- ni. Çok kibar biradam olan, saçları erken kır- lasmış Nafi, gülümseyerek bana dönüyor: - Özür dilerim, benim sesim böyle! Kısma diigmesı yok, diyerek kapatıyor, terlik konusunu. Ferit'i ve Nafi'yi yıllardır lanıyorum, eski Beyoğ- lu'nun değişik barlanndan. Bar adabı bılen, bar şakalaşnıası seven arkadaşlar. Nafi yenı bir duble rakı söylerken Fent Papyonsevmez Garson'la, bir önceki gecenın hesabı gelenek- sel tartışmasına geçiyor: Rasim öztekin'in tabloları - Benim dün geceden hesabım falan yok. Hesabımı ödediın ben. - Ödemediniz Ferit Bey, bieiminde kapışıyorlar. Setten geliyorum. Yenı yıl başladı. Filmin Türkiye sahnelerının çekımı üç gündür sü- rüyor. Kiibalı oyımcu Ililario Pena'dan elekt- ronik posta geldi, iyı yıllar diliyor. Hiç elekt- ronık postamatik değilimdiı, ama ona yanıt yazdım. Setteki en büyük mavra, uçak yol- culuğu boyunea îlkay Ilanırrf la; - Sizin tablolar yüklenmedı galıba, diye dalga geçen Rasim'm satın aldığı bü- tün labloların 1 lavana'da Jose Marti Havali- manı'nda unutulmuş olmasıydı. Bu sabah gelmış resimleri; gayet neşcliydi. - Küba'da hiçbir şey kaybolmaz ağbıcim, dıye geriniyordu. j Hacı Komünist * Ferhan Şensoy ile Ferhan Şensoy F utbol manyağı değilim. Galatasaray Lisesi'nde okudum. Sarı-Kırmızılılığım ondan ibaret. Galatasaray Futbol Takımı'nın mahfolması beni hiç ilgilendirmiyor, Galatasaray Lisesi mahfolursa dertlenirim. Futbola gıcık oluyorum. Fener yenilmiş, Galatasaray yenilmiş, bana ne? p. : "•. ( , ., & ' • Jkjî, T / ' : J *"•' i ' " ^ W '•-V *•- » | ^ * - u * • " • ' • >••/••-'•••••-•••"••• • ı • ' - . ' , ' " " • t ' 9 % * * t ÜÜİi - „„„„.,.;,:;;:;„.,,,:;„::„..;,';: ı fc Havana Fidel'inheykeliyok I nyo, ingilizce birdıjıtal sözlük alnıış. S5- zün Türkçesini yazıp tngilizeesini bulu- yor, çok mutlu. Mehnıet Güverein, yen- geııiıı iki ay içinde geleceğini söyliiyor, dü- ğün günü alnıış, evlenmiş kadar olmuş, agzı kıı- laklarında. - Sen de evlenseydin fnyo, dedim. Bozuldu - lütfen bana Inyo deme ağbi. - Peki Inyo, dedim. Artık hiç Inyo demeyeceğim, tnyo'ya. Şaraplaıı bir fırt alıyorum, bir küba purosu yakıyorum. f Ferit ve Papyonsevmez ara- sındakı tartışma alev- lenmış dunımda. - Bu kadar içki içmış olsam ben o merdiveni inc- menı be! - Zor indiniz /.alen Ferit Bey. - Hayır efendım, zor ınnıe dıye bir şey yok! Ki- lomdan ötü- rü ben her merdiveni yavaş yavaş inerim... Ne kadar içersem ıçeyım efen- di gibi inerim ben merdiveni... Sonra Ferit zur- na olmuş, merdiveni ınememiş diye laf çıka- racaklar. Terbiyesizliğin âlemi yok, getir adis- yonu ve yolluk rakı istiyorum! Duble! Yanımdaki masaya iri yarı, orta yaşlı, san- şııı, takını elbiseli, boyunbaglı bir adam gelıp oturuyor. - Bir bardak şarap, diyor. Şarap bardakla ıçil- mez ki! Ayran mı bu? Kadeh denen bir şey var. Garsonun yennde olsam kalın su bardağında getınnm şarabı. Rengını de belırtmedi. Kırmı- zı mı, beyaz mı? Ben garson olucam, dayarım rozeyı. Garson, ben olınadığı için efendi gibi getırıp koyuyor önüne bir kadeh beyaz şarabı. Fidel'in toprak reformu Adisyon konusunu çözümlemiş, yolluk dub- le rakısına kavuşmuş Fent, - Bu rakı böyle gıtmez ki, bıraz meyve falan verin kardeşım! Küba'da mıyız, n'oluyoruz, diye bana lafatıp, bır kalıkaha patlattıktan son- ra; - Küba'da meyve çok bol, muzlar, yerlere sarkıyor Ferit ve muzlar herkesin, yanıtına, gelişine vurdııgunu düşünerek; - Kızlar da, dcğil mi, deyip uzun ve gevrek ve üç sıfır galıp bır kalı- kahaya geçiyorken, onım kübik eleştirilerine bir- denbıre Bardakşaıap bey de katılıyor, henı de l'ent gıbı dalga geçerek, bir bar şakalaşması bi- çımınde değıl, sıkı bir antikomünist olarak. Kendisinin Ronıanya'da yaşayan Tatar asılh bir Türk oldugu özümsenıyor. Komünızm dö- neminde büyük acılar çektiğını öflceyle Türk- çe kompozisyonluyor. - Nedir yani çektığınız acılar Bardakşarap bey? Romanya'da toprak reformuııda babasının top- raklanna el konulması dile getircbildiği birieik büyük acı! Ona Fidel'in toprak reformunda en çok zarara uğrayaıılardan birinin babası Bay Castro olduğunu anlatıyorum. Bu bır toprak pay- laşımı. Yani ki Fidel'in babasının olması gerek- tiğinden fazla toprağı varmış, kımılerinın hiç yokken. Tıpkı Bardakşarap beyın babası gibi. - Sız mesela Bardakşarap bey, Romanya'da devrimi yapan oisaydınız, ilişmeyecek miydi- niz babanızın topraklarma? Romanya'da yaşadığı talihsiz Çavuşesku za- manının düşnıanı olaıak komûnizme verip ve- rıştiriyoı Bardakşarap bey. O dönemin eleşti- risi ideolojinin eleştirisi olamaz. Biz Mark- sizmden söz ediyoruz, o Çavuşesku'dan. - O Fidel'in heykellennı çok yakında devı- recekler. Onu sakalından tutup sokaklarda sürükleyecekler. Çok yakındır, diyor boyun damarları şışerek. - Küba'da Fıdel heykeli yok Bardakşarap bey! :, ::,;,,,«,.!. . . .... .....-_..;,,B İ T T İ NOT: Bu yazı dizisi Ferhan Şensoy'un 'Hacı Komünist' kitabından derlenmiştir. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Çantadan Keklik mi çıkacak Bilgisayar mı? Vur deyince öldürrnek ya da eleştirmek gerekir- ken sırtını sıvazlamak, Avrupalı olduğunu söyleyen ülkeler arasında yalnız bize özgü bir alışkanlıktır. Ne yapılırsa yapılsın kurtulacağa da benzeme- yiz. Anımsarsınız, yolsuzluk, usulsüzlük gibi konu- ların doruğa ulaştığı dönemde bunlardan kurtul- manın reçetesi de Uluslararası Para Fonu'ndan (UPF - IMF) dayatılanlar arasındaydı. Kamuya verilen hizmetleri yabancılara da açma niyetinin güdülemesiyle anayasada bile değişiklik yapıldı. Uluslararası tahkim uygulamasının sağlanabil- mesi için madde değişikliğine gidildi. Bununla da yetinilmedi ve Kamu Ihale Yasa- sı'nın değiştirilmesi gündeme geldi. Dış dünya, Türkiye'deki yolsuzlukların başlıca ne- deni olarak kamu ihalelerini görüyordu. Iktidarlar yasanın değiştirilmesi için ayak sürü- yünce UPF dayatmaya başladı. ödemeyi üstlen- diği paraların dilimlerinin serbest bırakılması ve dönemsel görüşmelerin sonuçlandırılması süreci- nin ihale yasasının gerçekleştirilmesine bağlı oldu- ğunu açıklayıverdi. Etekleri tutuşan iktidarlar baktılar ki pabuç pa- halı, yardan vazgeçmek zorunda kaldılar. Anladı- lar ki ancak bu sayede kafayı kurtarabilecekler. He- men bir tasarı hazırladılar. Tasarıda o kadar sınır- lamalar ve öyle ihale süreçleri belirlendi ki ihale dü- zenlemek neredeyse olanaksızlaştı. Itirazlar da fayda etmedi. Çünkü istek(!) yüksek yerden gelmişti. Yasa çıktı. Ardından da uygula- maya ilişkin haberler gazetelerde yer almaya baş- ladı. Bunlar arasında Anadolu'nun çeşitli bölgele- rinde konuşlanmış olan askeri birliklerin yiyecek ih- tiyacının karşılanması için düzenlenmesi gereken ihalelerin yapılamadığına ilişkin olanlar da vardı. Vatan görevini yerinegetirenleri aç bırakmateh- likesi birkaç ufak değişiklikle giderildi ama, diğer ihtiyaçların karşılanmasına ilişkin ihalelerde du- rum pek değişmedi. • •• Birkaç gündür gazetelerde, Milli Eğitim Bakan- lığı'nın öğretmenlere dağıtacağı dizüstü bilgisayar- larıyla ilgili haberler yer alıyor. Bu gerçekten kapsamlı ve pek çok üreticinin iş- tahını kabartan yeni pazarın yabancı kuruluşlardan birinin tekeline verilecek olması da eleştirilere ko- nu oluyor. Söz konusu bilgisayar kuruluşunun "dünyanın en zengin adamı" olarak nitelendirilen yetkilisi bir vesile ile Ankara'ya geldi ve Başbakan'la da gö- rüştü. Dediklerine bakılırsa kendisi için hayırlı olan gö- rüşmeden mutlu birşekildeayrıldı.Türkiye'nin bin- lerce öğretmeni ile milyonlarca öğrencisini ilgilen- diren atılımın kendisi için "çantada keklik" oldu- ğu izlenimini edinmiş gibiydi. • •• Tartışmalar, satın alınması düşünülen bilgisayar programının güvenliğini de irdeleyen bir kapsam- da sürdürülüyor. Ben, bilgisayarı daktilo makinesi gibi kullanma- nın birkaç adım ötesine geçebilmişlerden biri ola- rak bu tartışmaları yalnızca izlemek durumunda ol- duğumun bilincindeyim. Bu nedenle de pek ilgi- lenmiyorum. Ama konu Kamu İhale Yasası nedeniyle beni de ilgilendiriyor. Tutarçok büyük olduğu için yasanın küçük kalıp kalmayacağını öğreneceğiz. ••• Milli Eğitim Bakanlığı, bilgisayarlaşma konusun- dan kurtulmadan yeni bir tartışmaya daha neden oldu. Okulların duvarlarına ilan alınacakmış... Alınacak ilanlarla ilgili yasal sürecin ne olacağı da henüz pek bilinmiyor. Ama anlaşılıyor ki, işlemler okul-aile birlikleri ara- cılığı ile yürütüleceğine göre Kamu İhale Yasası yi- ne yok sayılacak. Ülkemizde yasaları delmenin o kadar çeşitli ya- sal yolları var ki, her gün bir yenisini öğrenip rnut- lu(!) oluyoruz. oerinc(®cunnhuriyet.com.tr. DEN/Z GÖraULüTbebek aramıza hoş geldin. 4 Şubât 2005 Viyana Ece • Emrah Ureyen J Cumhuriyet kitap kulübü Taksim Kitap Kulübümüz Cumartesi - Pazar 12:00-19:30 saatleri arasında açıktır. Cumhuriyet Kitap Kulübü - Taksim tstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 (Fransız Konsolosluğu Yani) Taksım-lstanbul Tel: (0212) 252 38 81/82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle