18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA +CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ 4 HABERLER DimADABUGUN ALİ SİRMEN Üzerinize Afiyet ABD Bush Olmuş ABD Başkanı Bush geleneksel "Birliğin (ulusun) Durumu" konuşmasında, yine bilinen teraneleri tekrarladı, hatta diyebiliriz ki, ikinci döneminin baş- langıcında yaptığı ulusa sesleniş konuşmasından daha da gerilere doğru kaydı. Bilindiği gibi, ulusa seslenişinde, semalardan kozmik mesajlar aldığını söyleyen Bush, daha çok demokrasinin üzerinde durmuş, ABD'nin ve Baş- kan olarak da bizzat kendisinin dünyaya demok- rasi götürme misyonunun altını çizmişti. ABD'nin ne tür bir demokrasinin taşıyıcısı oldu- ğunu artık herkes, hiç değilse bütün Cumhuriyet okur- ları biliyorlar, bunu burada bir kez daha yineleme- ye gerek yok. ABD'nin yaydığı demokrasiyi hâlâ bilmeyen var- sa, pekâlâ "demokratik!" seçimlerini tamamlamış olan Irak'ın durumuna bakabilir. Bush, son konuşmasında da demokrasinin altı- nı çizmeyi unutmamış, hatta Ortadoğu'da ABD'nin dostu iki ülkeyi, Suudi Arabistan ile Mısır'ı daha de- mokratik açılımlar yapmaya çağırmıştır. Ama Başkan'ın, "ulusun durumu" konuşmasın- da, bir kez daha terörle mücadele kavramını me- sajının göbeğine oturttuğunu görüyoruz. Bush, terör yayan ülkeler olarak Ortadoğu'da Suriye ile Iran'ı hedef göstermiş, bir kez daha ABD'nin terörle mücadele rolünün altını çizerken, Amerikan askerlerinin Ortadoğu'da terör ile savaş- masını, ABD'nin aynı felaketle kendi toprakları üze- rinde savaşmak zorunda kalmama niyetine bağla- mıştır. Artık kimin tarafından, hangi amaçlarayönelik ola- rak yapıldığı çok çevre tarafından ciddi biçimde sorgulanan 11 Eylül Ikiz Kulelerolayının yarattığı trav- mayı bir kez daha kullanmıştır Bush. ••* Suriye ve Iran'ın terör yayan ülkeler olup olma- dıkları konusuna gelince: önce bir noktayı belirtmek isterim. Terör yayan ülkelerden maksat, ABD çıkarlarına büyük serma- yenin isteklerine aykırı davranan ülkelerdir. Bunun en çarpıcı ömeğini, Irakdiktatörü Saddam olayında görüyoruz. Irak, Saddam'ın kanlı hegemonyasının pekişme- sinden önce, kendi petrollerini millileştirdiği zaman, VVashington tarafından hemen terör yayan ülkeler listesine alınmıştır. Aynı Saddam, tarihi aptallığının sonucu olarak, son irdelemede, ABD'nin BOP'unayaradığı artık açık- ça görülen Iran - Irak Savaşı'nı başlattığı zaman, ABD, bölgeye savaş yayan bu diktatörün ülkesini yalnızcaterörü yayan ülkeler listesinden çıkarmak- la kalmamış, aynı zamanda, ona teknik yardım da yapmıştır. Şimdi ABD'nin can düşmanı olan Usame bin Ladin de terörü ABD adına saçtığında makbul bir kişi değil miydi? ••• Kısacası Bush Kurdu'nun Suriye ve Irak'ı yeme hevesi geldi cihane, terör merör düpedüz bahane. Bush'un son mesajını en titiz dikkatle okuması gereken ülkelerin başında Türkiye geliyor. Çünkü olayların artık dangalakların kafasına bile dank ede- cek bir açıklıkla gösterdiği gibi BOP, yol açtığı bü- yük istikrarsızlık, hatta kaos ile bütün bölge ülke- lerinin, ama özellikle de Türkiye'nin varlığını ve top- rak bütünlüğünü tehdit ediyor. Ve böyle bir ortamda VVashington, Ankara'dan In- cirlik Üssü'nün daha esnek, daha hızlı ve önceden haber vermeden kullanma hakkını istiyor. Incirlik Üssü'nün hangi geniş politika çerçevesin- de kullanılacağını bilmek için kâhin olmaya gerek yok. ABD, Irak'taki konumuyla Iran ve Suriye'ye yö- nelik olarak oradan da harekete geçebilir. Ama unutmayalım ki BOP çok vasi bir projedir ve önem- li olan Türkiye'yi bu projenin kapsamı içinde bir sıçrama tahtası olarak el altında bulundurmaktır. BOP'un hazırlık aşaması da iyi hazırlanmıştır ve Türkiye'de apar topar gidilen, nihayetinde de Tay- yip Erdoğan'lı AKP iktidarı ile sonuçlanan 3 Ka- sım seçimleri senaryosu da bu hazırlık döneminin önemli ayaklarından biridir. Şimdi bu senaryonun ürünü olan bir iktidarın Tür- kiye'yi, Bush'un BOP komplosunun elden geldiğin- ce uzağında, güvenlik içinde tutmak için çaba har- camasını beklemek safdillik değil midir? "Üzerinize afiyet, ABD Bush olmuş, inşallah Tür- kiye de ufolmaz" diyelim de biz, siz yine isterse- niz olmayacak duaya amin demeyebilirsiniz. [email protected] MESLEK ÖRGÜTLERİ DE KAR$I Ustkurulların 0 ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda alt komisyona scvk edilen Düzenleyici vc Denetleyici Kurumlar Yasa Tasansı'nı eleştir- dı. Ilişküı bakana kıırul kararlanna karşı yargıya başvurma yetkisi veren düzenlemenin "özerkli- ğizedeleyeceğini ve foaka- nııı müdahalesi anlamı- nageleceguıe" dikkat çe- ken birlik, kurullann ka- rar organlannda sektör temsilcilerinin de yer al- ması gerektığini söyledi. TSPAKB, TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu üyelerine üst kurullar- la ilgili yasa tasarısına ilişkin görüşünü iletti. Birliğin yazısında şu gö- rüşlere yer venldi: v' Tasarıylakamuku- rumları ya da meslek ör- gütlerinden gösterilen adaylar arasından Ba- kanlarKurulu tarafından seçılme sistemi kaldırıl- tnıştır. • Bağımsız ıdarı oto- ritelerin bütçe ve finan- sal konularda bağımsız olmalan, özerklık ve gö- revlerini etkin bıçımde yapabilmek açısından önem arz etmcktedir. t/ Kurul kararlanna karşı ilişkili bakanhğa dava açma yetkisi geti- rilmektedir. Bu tür yet- ki, özerkliği zedeleye- cek niteliktedir. SSK'lerin devrine karşı çıkan emekçiler, hastanelerin işletmeye dönüştürülmek istendiğini vurguladı Sağbkçılardanprotesto• SES Genel Başkanı Tombul, "15 yıldır sağlık alanında adım adım uygulanan düzenlemelerin son aşamasına gelindi. Sağlık alanlarının özelleşmesi ve piyasa koşullarına açılması çalışmalan, AKP ile birlikte hız kazandı" diye konuştu. Haber Merkezi- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Baş- kanı İsıııail I lakkı Tombul, 'Sa&lıkta Dönüşüm Progra- mfnı, IMF, Dünya Bankası veTÜSİAD istiyor" dedı. SES'e üye sağlık çalışanlan Izmıt, An- kara ve Istanbul başta olmak üze- re çok sayıda yerde gerçeklcştir- dikleri eylemlerle AKP'nin sağ- lık politıkalannı ve SSK hastane- lerinin Sağlık Bakanlığı'na dev- rini protesto etti. SES Gencl Başkanı Tombul, KESK üanışma Kurulu Toplan- tısı için geldiği lzmit'te, KESK Başkanı SamiEvrcn, Eğitim-Sen Genel Başkanı AlaaddinDinçer ve bazı sendika yöneticileriyle SSK hastanelerinin devrını protesto gösterisine katıldı. SSK Kocaeli Hastanesi'nin önünde toplanan sağlık çalışanla- n adına açıklama yapan Tombul, programın yeni olmadığını ifade Bartın'daki eylemde, hükümetin SSK'den elini çekmesi istendi. (ÖMER AK) ederek şöyle konuştu: "Asünda yaklaşık 15 yıldır sağ- lık alanında adım adım uygula- maya sokulan düzenlemelerin son aşamalanna gelindi. İsnıi değişen, ancak tüm hükümette olan parti- lcriıı progranundaki sağlık alan- lannın «i/dlcşmcsi ve piyasa koşul- larına açılması çalışmalan, AKP ile birlikte hız kazandı. Tüm sağ- lık kuruluşları birer işletmeye dö- ıııişl ın ülüyor. Hükümetve Sağlık Bakanlığı,SSKhastanelerinin Sağ- lık Bakanlığı'na devrini ilgilendi- ren yasa, Cenel Sağlık Sigortası ilehastanelerin işletmeyedönüşme- siniıı, adım adım sağlıkta döııü- şümün bir parçası oldugunu açık- hyor. Bu programı IMF, Dünya Bankası ve TUSİAD istiyor. Tüm bunlar da gösteriyor ki, 70 milyon insanui sağhğıyla oyun oynanıyoıf Ankara'da SSK Ankara Dışka- pı Hastanesi önünde toplanan sağ- lık emekçileri de SSK'nin Sağlık Bakanlığı'na devrini yaptıklan basın açıklaması ile protesto etti. Emekçiler adına açıklamayı yapan SES Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İlknıır Başer, "Sağlıkta Dö- nüşüm Progranu'nm devam etti- ğini, esnek ve kuralsız bir çahşma düzenininsağlıkçauşanlarma da yanldığını" söyledi. Başer, hastanelerin devrini ön- gören 4958 sayılı yasa ile getiri- lenlerin içeriğini çalışanların bi- le anlayamadığını belirterek şöy- le devam etti: "Hükümet sağlığı tahrip etmeye adun adım devam etmektedir.Sağhkç.ılar eğer ınasabaşında çalışan perso- nele dönüşürse kadro sıkın- lısı daha da artacakür." İstanbuTda 6 açıklama Sağlık emekçileri, îstan- bul'da da Okmeydanı, Eyüp, Samatya, Göztepe, Sürey- yapaşa ve Kartal SSK has- taneleri önünde eşzamanlı basın açıklaması yaptı. "AKP hükümetisağlığı tah- rip etmeye devam ediyor" denilen açıklamada, "Per- soncl cksikliği oldugunu kcn- disi de ifade eden SSK, ele- man ihtiyacım kadrolu per- sonelistihdanuylagiderme- li. Hükümet, SSK'lileri de mağduredecekhastanelerin devriişlemindenvazgeçme- li" ifadelerine yer venldi. Baıtıırda BEStcn destek Bartın SSK Hastanesi önünde toplanan SES üyeleri de "hükü- ınrtiıı SSK'den elini çekmesinT istedi. Diğer illerde yapılan açık- lamayı grup adına okuyan SES Bartın Şubesi Başkanı Mustafa Özdemir, "Herkese ulaşılabilir, eşit, adil ve nitelikli kamu hizmeti verilmesini, eğitim, sağlık gibi te- mel kamu hizmetlerinin parasız verUmesini, yaygın bir sosyal gü- venlik hizmeti sağlanmasmı talep edıyoruz" diye konuştu. Geniş bir katılımın olduğu protesto göste- risine Büro Emekçileri Sendika- sı (BES) üyeleri de destek verdi. YASANIN tPTALlNÎ tSTEDl CHP,yargıya başvurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrini öngören yasanın bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. CHP Grup Başkanvekili Keıııal Anadol, AKP hükümetinin "parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak evrensel hukuk normlanna aykırı yasalar çıkardığmı" söyledi. Dava dılekçesıni verdikten sonra gazetecilere açıklama yapan Anadol, Anayasa Mahkemesi'ne getirdikleri yasanın iptali isteminde haklı gerekçeleri bulunduğunu, yasanın hukuka aykın oldugunu belirtti. Yasanın, sağlık hizmetlennin tek elden yürütülmesi gibi bir gerekçeyle savunulduğunu anımsatan Anadol, "Tam «ersiııe artık yurttaşlar, sağhk hizmetleri veriürken 'hasta müşterT olarak algjlanacak, para talep edilecek. Yasa, aynca sağhk hizmetlerinin özelleştiı ilıııcsiııin yolunu açan nitelik taşıyor. Oııuıı için CHP karşıdır" dedi. 'MüUriyet hakkı kaldınlıyor' Anadol, yıllaıca işçi ve işverenlerden kesilen primlerle yapılan SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devriyle anayasadaki mülkıyet hakkının ortadan kalduıldığını dile getirdi. Anadol, yasanın, Bakanlar Kurulu'na ve Maliye Bakanı'na tanınan yetkiyle anayasal sınırlan aştığmı ifade etti. hateı1 O fjw L Takı • f L. AQ 50 "••' m Elbise 149 5 0 Ceket * 99 5 0 moglu t 1 I • \.Jr f & i 1 ) M 1 1 | 1- I www.hatemoglu.com.tr ! KABAN (KURK) ı TAKIM ELBISE ı i 39E OSMANBEY (MERKEZ TOPTAN) Samanvolu 18 Osmanbey Tel: (0212) 225 62 00 Faks: (0212) 233 30 50 PENDİK OUTLET GOMLEK t KRAVAT t KEMER + AYAKKABI >. 0 0 YTL YTL 'den başlayan fiyatlarla SUADİYE Bağdat Caddesl Tel: (0216) 369 00 49 İKİTELÜ OUTLET Dumankaya Outlet Center Tel: (0216) 473 52 55 Turgut Özal Cad. No: 153 Tel: (0212) 549 40 56 İZMİT OUTLET CENTER Tel: (0262) 335 57 35 KONYA MASERA Tel: (0332) 241 61 15 ZONGULDAK Gazlpaşa Cad. No: 77 Tel: (0372) 252 17 98 BATMAN Ualıkçılar Cad. Yıldızkaya İşhanı No: 7 Tel: (0488) 213 38 07 BURSA Altıparmak Cad. No: 44 Tel: (0224) 223 41 40 MOSKOVA ARKADIA AVM Srednly Ovchlnnlkovskly Tel: +7(095)775 30 24 KONYA M l TEPE REAL No: 45/46 Tel: (0332) 265 19 80 ÇORLU ORION Tel; (0282) 673 26 64 ERZURUM Yakutlye Alışveriş Merkezl No:l Tel: (0442) 233 22 23 ELAZIĞ Gazl C a d . No: 31-A Tel: (0424) 238 99 00 - 10 hat SİİRT Güres C a d . No: 21 Tel: (0484) 224 00 43 ISPARTA Cumhuriyet C a d . No: 19 Tel: (0246) 218 41 42 CHP lideri 35 milletvekiliyle SEKA işçilerini ziyaret etti BaykaPdan işçflere destek İZMİR (AA) - CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal, "SEKA'daki mücadeleyc, Türkiye'nin dürüst, namuslu, duyariı insanlaı ıııın du- yarsız, ilgisiz kalması, sırtını dön- mesivegörmezuktengehnesimüm- kün de^l" dedi. Deniz Baykal, 35 milletvekiliy- le, 14 Aralık 2004 tarihinden be- ri işyerlerinin kapatılmasına kar- şı eylem yapan ve 19 Ocak 2005 tarihinde fabrikaya kapanan SEKA işçilerini ziyaret etti. Selüloz-lş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan tarafından SEKA Iznıit lş- letmesi'nin önünde karşılanan Bay- kal, daha sonra eş ve çocuklarıy- la birlikte fabrikada eylem sürdü- ren işçilerin bulunduğu yemekha neye geçti. Baykal, burada yaptı- ğı konuşmada, SEKA işçisinin haf- talardır işyerlerinin kapanmama- sı için lzmit'te anlamlı bir müca- dele verdiğini söyledi. SEKA iş- çisinin bu mücadelesine destek vermek amacıyla 35 milletveki- liyle geldiğinı belirten Baykal, şun- ları kaydetti: " Bi/iııı bu /.ivarcliıai/ akşaııı te- levizyonlarda, başında yer alma- yahilir. Ama burada bir mücade- le, feryatvar. Burada, Türkiye'nin dürüst, namuslu, duyariı insanla- ı ıııın duyarsız kalması. ilgisiz kal- ması, sırtını dönmesi, görmezükten gelmesi mUmkün di'gil. Siz sadece kendi ekmek kavganızı veriyor ol- manın ötesinde, bir iş yapıyorsunuz. Buradaki mücadeleniz, Türkiye'de yapılan haksızhklan örtbas etme, görmezlikten gelme, sırtını dön- me, yok saynıa, Türkiye'deki hu- kuksuzluklan, adaletsizlikleri ha- lınııı altınasüpürme anlayışına kar- şı bir feryatür bu. Sizleri çok iyi anhyoruz" diye konuştu. Dışa hağınılılık Türkiye'de kâğıt sektörünün dı- şa bağımlı hale getirilmek istendi- ğini vurgulayan Baykal, Türki- ye'nin kâğıt üretimini arttırması gerektiğini, ancak ithalata dayalı bir kâğıt politikası yürütüldüğü- nü anımsattı. Baykal, u İhtiyacımı- /.ııı artan kısııııııı ithal ediyoruz. Hele bu fabrika da kapatüıirsa se- lüloz üretiıni tümüyle ithalata ba- ğımlı hale gelecek" dedi. Baykal daha sonra milletvekilleriyle Se- lüloz-lş Sendikası Genel Merke- zi'ni ve CHP Kocaeli U Örgütü'nü ziyaret etti. [email protected] Tank Güryay'm Anılan ve Hürriyet Irem Barutçu, Simavi ailesini anlattığı "Babıâli'nin Tannlan" (Ago- ra Kitaplığı) kitabının bir yerinde Hürriyet gazetesinin hızla tiraj kay- bettiği günlerden söz ediyor. Hür- riyet gazetesinin kurucusu Sedat Si- mavi'nin iki oğlu Haldun ve Erol Si- mavi, babalarının ölümünden bir süre sonra ayrılırlar, Hürriyet Erol Simavi'de kalır. Haldun Simavi ise Günaydın ga- zetesini çıkarmaya başlar. Yıl 1970, Hürriyet gazetesinin sahibi Erol Si- mavi gazetecilik dışı alanlara açıl- mıştı. Bu Babıâli geleneklerine uy- gun birşey değildi. Babıâli'nin kök- lü gazeteci aileleri geçimlerini ve zenginliklerini hep meslekten, ga- zetecilikten eldeetmişlerdi. Haldun Simavi, kardeşinin bu girişimden hoşlanmaz ve bu tür girişimlere kar- şı çıkar. Bu tartışmaların olduğu dönem- de Hürriyet gazetesi de tiraj kaybe- diyordu. Erol Simavi, gazetenin ba- şına yeni bir genel yayın müdürü atar, ancak bu atama da tiraj kay- bını engelleyemez. O dönemde ga- zete yönetiminde etkili olan 27 Ma- yıs müdahalesinin tanınan isimlerin- den eski Milli Birlik Komitesi üyesi Orhan Erkanlı (Daha sonra sivil yö- netime karşı çıktığı için Alparslan Türkeş'le birlikte Milli Birlik Komi- tesi üyeliğinden tasfiye edilrnişti) bir öneride bulunur. Erkanh'nın önerisi, Demokrat Par- ti yöneticilerinin 27 Mayıs 1960 as- keri müdahalesinden sonra tutuk- lu bulundukları Yassıada'nın komu- tanı emekli albay Tarık Güryay'm anılarının yayımlanmasıdır. Bu anı- larla gazetenin tiraj alacağı düşün- cesindedir. "Orhan Erkanlı'nın telkiniyle telif hakkı satın alınan Yassıada komu- tanı Tarık Güryay'm hatıratının, gö- rev almasından bir süre sonra ya- yımlanmaya başlaması Hürriyet'in çiçeği burnundaki genelyayın mü- dürü için büyük talihsizlikti! Kamu- oyuna 'Cumhuriyet tarihinin en bü- yük hatıratı' olaraksunulan 'Yassı- ada'da Kumandan Bendim' baş- lıklı dizi yazıda neler yoktu ki! Ce- lalBayar'/n, Tarık Güryay karşısın- dahüngürhüngürağlaması... Men- deresVn yalnızlıktan çocuk gibi korkması... Trabzon Milletvekili Os- man Tiıran'ın, ada komutanını gör- düğü halde istifini bozup ayağa kalkmayınca hücre hapsiyle ceza- landırılması... Odalara yerleştirilen cihazlarla ada komutanının eski ik- tidarmensuplannın tüm konuşma- larını dinlemesi... Tarık Güryay'm Demokrat Partili Bumin Yamanoğ- Vs'nu dövdüğünü itirafetmesi..'...ve işte itiraf ediyorum. O gün ibreti âlem için gerçekten mükemmel bir sopa attığım hücreden çıkardığım- da, süt dökmüş kediye dönmüş- tü'." Hürriyet, bu yazı dizisinden çok şey bekliyordu: "Hesap çarşıya uy- mamış; okuyucu, Güryay'm hatı- ratına büyük tepki göstermişti. Ti- raj düşmeye devam ediyordu." İşte bu koşullarda Haldun Sima- vi, kardeşi Erol'un çağrısı üzerine, geçmiş kırgınlıkları bir yana bırak- mış ve Hürriyet'e yardıma koşmuş- tu. Hürriyet, bazı sıkıntılı dönemler- den sonra yeniden toparlanmış ve Türkiye'nin en büyük gazetesi olma özelliğini korumuştu. Sonrasını bi- liyoruz. Simavi ailesi zaman içinde Babıâli'den ayrılıp gitmiş, gazetele- rini satmışlar ve sessizliğe gömül- müşlerdi. Simavi ailesinin yaşamının anla- tıldığı kitap, gazetecilik tarihimiz açı- sından önemli bir belge niteliğinde. Dönemin gazete sahiplerinin, gaze- tecilikle ilişkileri bugünküden çok farklıydı. Onlar, gazetelerini bizzat kendileri çıkanrlar, matbaadan, bas- kıya, dağıtıma kadargazeteciliğin her alanındaçalışırlardı. Yatınmlan ve ka- zançları da gazeteciliktendi. Sedat Simavi'nin yıllarca ekmeğini klişe- cilikten kazandığını bugün kim an- layabilir? öyle bir meslek bile yok olup gidiyor. Geçmişe övgü düzüp, nostalji ile vah vah etmenin bir anlamı olma- dığını biliyorum. Bugünün dünyası, bugünün gazeteciliği o günün ga- zeteciliğinden çok farklı. Koşullar, olanaklar çok farklı. Televizyon ya- şarnımızın önemli bir parçası hali- ne geldi. Bu nedenle onlar doğruy- du, o günlere dönelim demenin bir anlamı yok. Ancak, o tarihin içinde bugün açı- sından anlamlı olacak dersler çı- karmak da mümkün. örneğin, Ta- rık Güryay'm anılan sonrası gazev tenin hızla tiraj kaybetmesi ilginç. O yayın belki 196O'lı yılların hemen başında yapılsaydı, ilgi çekebilirdi. Toplumun suskun olduğu dönem- lerde böyle şeyler destek bulabilir. Aradan 10 yıl geçtikten sonra, siya- si nedenlerle idam edilmiş bir Baş- bakan'ı küçük düşürmek yurttaşm hoşuna gitmez. Böyle bir hakareti kendilerine yapılmış olarak da ka- bul edebilir. Yakın dönem gazeteciliğimizi, gazetecilik okullarında ders olarak anlatmak çok yararlı olabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle