Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ
6 HABERLER
Okullann duvarlarına ilan ahnabilmesi için okul-aile birliklerine izin verilmesine tepki
ReklamMeclis gündemindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli F.ğitim Bakanlığı'nın, okul-ailc
birlikJennce okul duvar ve çatılannın
reklam alanı olarak kiralanabilmesı-
ne izin vermesi tepkiyle karşılandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulia-
rın ccphe duvarlan, bahçe duvarlan ve
çatılanna ilan ahnabilmesi için okul-
aile birliklerine izin vermesi tepki çek-
ti. CHP Denizli Milletvekılı Mustafa
Gazalcı, okul duvarlanna ve çatılan-
na reklam alınmasına izin verilmesi-
nin "AKP hükiiıııeliniıı devleti, eğiti-
mi bir tiiccar kafasıyla yönetmesinin
açık bir kanıtı olduğunu" söyledi.
Türkiye'nin, en yoksul dönemlerin-
de bile eğıtımi ticarete dönüşlürmedi-
ğını vıırgulayan Gazalcı, "Görgüsüz-
lüğün,kural lanımazlıgıtı bu kadarı da
l'azla. Çocuklar birer reklam aracı,
okullar reklam panosu dcğildir" dedı.
• CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, 'Görgüsüzlüğün, kural
tanımazlığın bu kadan fazla, çocuklar birer reklam aracı, okullar reklam panosu
değildir" dedi. Istanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirin de konuyu
soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı.
Gazalcı, Ilüscyin Çelik'ın yanıtlama-
sı istemiyle TBMM Başkanlığı'na
verdiğı önergede şu sorulara yanıt is-
tedı:
"Eğer bu haber doğruysa, anayasa-
nın 42. maddesinde, 'Eğıtım ve öğre-
tim kurumlarında sadece eğitim, öğ-
retım, araştırma ve inceleme ile ilgı-
lı faaliyetleı yürütülür' hükmüylena-
sıl bağd'as.11uıkfadı r? Okullann bir rek-
lam panosu gibi kııllanılnıası, bir Ika-
ri etkinlik degjl midir, eğitimle nasıl
bağdaşır? Çocuklann kişilikleı ini ve
olumlu alışkanlıklar edinmelerini rek-
lam etkilemez mi, bu olayın eğitim yü-
niinden sakıncalannı, kötü reklamla-
n nasıl önleyeceksiniz, bu reklamlan
nasıl ayıracaksınız, bugüne kadar kaç
okula reklam izni verdiniz, bu izinleıi
iptal etmcyi düşünüyor musıınu/, bu
uygulamayla okullar en azuıdan dış
tan göriinümüyle bir eğitim yuvası de-
ğil bir ticarcl meıke/.i gibi görünmez
mi? Bu olumsuz görüntüyü nasıl en
gelleyeceksiniz?"
Muğla Milletvekili Cumhur Yaka,
AKP hükümetinin okulları ticaretha-
ne gibi gördüğünü söyledi. "MEB'in
başındaki milli sözcüğü bunları rahat-
sızetmeyebaşladı" diyen Yaka, uygu-
lamayla öğrencılerin kendilerini okul-
da değıl mağazada hissedeceklerinı
anlattı. Yaka, "Okulduvarlannda rek-
lam yerine Cumhuriyetimizin ve ulu-
sal geleneklerimizin yer alnıası gcrekir.
Yakındn bakarsınız hastanelere de rek-
lam tabclalaı ı asılıı" dedi.
Istanbul Bağımsız Mılletveblı Emin
Şirin de, hazırladığı önergede Çelik'e
"Bu haber doğnı ise okullann duvar-
lanna,cephelerincveçatılanna,ailebir-
liklcri vasıtasıyla alınacak reklamla-
rııı muhtevasının ve içeıiğinin kontro-
lii nasıl yapılacakur" diye sordu.
(,'elık'ten, böyle bir girişimin öğ-
rencilerin pedagojik ve psikolojık du-
rumlarına yapacaği etkıyı dikkate alıp
almadıklannı yanıtlamasını isteyen
Şirin, şu soruları yöneltti:
f' Kamu hizmeti veren ve özellik-
le ticari konularda da karar vernıe ye-
teneklerinin gelişmesini ıstediğimiz
öğrencılenn daha ilkokul seviyesinde
ve okul sınırlan içinde ticari reklam-
lara muhalap edilmeleri ne kadar doğ-
rudur?
• Bakanlık bu konuları düzenle-
yen bir genelge yayımlamış mıdır?
• Bakanlık bu iznin devamında ka-
rarlı ise okul-aile bırlıklennın geliri-
nin arttırılması ıçın sabıt duvar reklam-
lan yenne, haftalık değişen bilboard
sistemı düşünülmekte midir?
f' Bu reklamlann organızasyonu-
nun bclediyelere bırakılması düşünül-
mekte midir?
TARİH VAKFI VE TÜBA
'Ders kitaplan
insanlık
ayıbı ile dolu'
Eğitim Servisi - Tarih Vakfı ile Türkiye Bilimler
Akademısı'nce (TÜBA) Türkiye Insan Hakları
VakfVnın uzmanlık, Avrupa Komisyonu ve
Açık Toplum Enstitüsü'nün mali desteğiyle
2002 Mayıs ayından bu yana sürdürülen "Ders
Kitaplarında Insan Ilaklan Projesi" sona erdi.
Proje sonunda, Milli Eğıtım Bakanlığı'na ve
tüm eğitimcilere sunulnıak üzere hazırlanan
"Tavsiyeler Raporu", dün İTIJ Maçka
Kampusu'ndaki TÜBA Ofisi'nde düzenlenen
toplantiyla açıklandı. Tarih Vakfı Başkanı
Orhan Silier, hukukçulann, ders kitaplarını
"ayıpü mal" olarak nitelendirdıklenni, bu
kitaplan öğrencilerin okumalannın sakıncalı
olduğunu belirterek "Bııııa rağmen ders
kitaplaı ınııı değişim süreci çokyavaş gjdiyor"
dedi. TÜBA temsilcisi Prof, Dr. NanııkKemal
Aras, dağjarda yazan "Önce Vatan" sözlcrinin
yanına "Önce İnsan" sözlerinin de yazılması
gerektiğini vurguladı. Üç yıla yakın süren tüm
çahşmalar sonucunda hazırlanan raporda ders
kitaplannın içerikleri konusundaki önerilerden
bazılan şöyle:
^ üers kitaplannda, tarihscl bir bağlamı
olmayan, bilimsel irdelemeye kapah bir biçimde
yaklaşmaktan uzak durulmalı.
• Doğru düşüncelenn 'belletilmesi'ne dayanan
didaktik bir eğitim anlayışından uzak durulmalı.
• öğrenciye çoğulcu toplum, dünya ve ilışki
• 3 yıl süren
'Ders
Kitaplannda
însan Hakları
Projesi'
sonunda
hazırlanan
rapora göre
hukukçular,
ders
kitaplarını
'ayıplı maF
olarak
niteliyor, bu
kitapları
öğrencilerin
okumasının
sakıncalı
olduğunu
belirtiyor.
modeli sunulmalı.
Ulusal kimliğın, esas
olarak etnik ve dinsel
aidiyet üzennden
tanımlanmasına son
venlnıeli.
• Hamasi söylem terk
edilmeli.
V' Yurttaşhk görevleri,
katıhmcı, dönüştürücü,
yaratıcı-üretici bir
çerçeve içinde ele
alınmah.
•' üin ve vıcdan
özgürlüğüne aykın
öğeler ayıklanmalı,
laikliğin insan haklanyla
yakın ilişkisi kurulmalı,
laiklik yalnızca 'milli'
gerekliliklerle açıklanan
bir ihtiyaç değil,
evrensel değere sahip bir
fclsefı, polıtik kazanım
olarak ele ahnmalı.
i/ Cınsiyet, etnik,
dinsel, kültürel kimlik,
dil, siyasal görüs ya da
toplumsal sınıf
açısından aynmcılık yapan ya da böyle bir
ayrımcılığı çağrıştıraıı hiçbir ifadeye,
malzemeye yer verilmemeli.
^ Kız çocuklarına ve kadınlara belirli
toplumsal rollerin yakıştınlması ve bunun
sürekli pekiştirilmesi anlamina gelecek ifade ve
uygulamalar temizlenmelı.
v' Bir dinsel, etnik, kültürel grubuıı tümüne
yönelik karşıtlık ve düşmanhk doğuıacak
anlatımlardan uzak dunılmalı.
•" Azınlık mensuplanna karşı aynmcılığa
neden olacak hiçbir ifadeye yer venlmemelı.
^ Yabancı düşmanlığının tüm biçimlennden
uzak durulmalı.
• Sivil eğitim alanında tüm yerleşik normlara
karşın yer alan, Milli Güvenlik Komitesi
tarafından hazırlanan Milli Güvenlik dersi
yerine Banş Bğıtıtnı konulnıah.
%/ Savaşlann olağan ve kaçınılmaz olduğu
varsayımına, ölümün yüeeltilmesinc, 'asker
ınillet' yakıştırmalarına dayanan militarist
yaklaşım tümüyle terk edilerek 'Yurtta banş,
dünyada banş' özlemini derinleştıren bir eğitim
anlayışına ihtiyaç bulunuyor.
• Ders kitaplannda sadece 'biz'e ait olduğu
ıma edilen 'milli değcrler' açık ya da üslü örtülü
biçimde 'öteki' toplum ve kültürler aleyhine
yüceltilmemeli, 'öteki'ler çeşitli biçimlerde
aşağılanmamah ve herhangi bir biçimde
düşmanhklar teşvık edilmemeli.
2 7 •% . * / / * l r sJîl ^JZ Diyarbakır Ü Sosyal Hizmetler MUdürlüğü'nce risk altında bulunarak
J / y i i t l K U l i S l i rehabilitcedilen 20öğrend,MaltepeDumlupınartlköğretimOkıdu4/B
sırııli öğrendleri taranndan misafîr ediliyor. Diyarbakır İl Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü'nce rehabilite edilen çocuklann kendi öğrencileriyle çabucak kaynaşüğuu ifade eden fstanbul Maltepe Dumlupınar Üköğretün
Okulıı 4/B sının öğretmeni Serap Anbaş, "37 yıllık meslek lıayatımın en büyük hayali gerçeldeşti" diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
Yeni müfredat yeni öğrencilerle başlatılacak, eski öğrencileri kapsamayacak
Orlaöğretiıııde mevzuat değîşüdiği
ANKARA (ANKA)-Mülı Eğitim
Bakanlığı, çalışmalannı hâlâ
sürdürdüğü ve gelecek eğitim-öğretim
yılından ıtibaren uygulaınaya koyacağı
yeni lise müfredatının şu anda lisede
okumakta olan öğrencileri kapsamaması
için mevzuat değişikliklerine gidiyor.
MEB, Resmı Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren "Ortaöğretim
K ııı ııınlaı ı Sınıf Geçme ve Suiav
Yönetmeliği"ne geçici bir madde
ekleyerek bir yandan lise öğrencilerine
yeni bir sınav hakkı tanırken bir yandan
da ortaöğretimin yeniden
yapılandınlması sürecinde ileriki
yıllarda çıkabüecek olası sorunlan
kaldırmayı hedetledi. Bakanlık, şu anda
ortaöğretimin 10, 11 ve 12'nci
sınıflarında öğrenimlerıni sürdüren
öğrencilere mezun oluncaya kadar alt
sınıflardan kalan dersleri için
sorumluluk sınav hakkı verirken bu
öğrencilerin "bir an önce" ortaöğretim
kurumlarından mezun olmalarını
sağlayacak. Bakanlığın, daha önce
sadece beklenıeli konumdaki öğrencüer
için geçerli olan ve ikincı dönemin ılk
haftası içinde yapılan sorunıluluk
sınavlanna şu anda 10, 11 ve I2'nci
sınıfta öğrenim gören öğrencilere de
gırme hakkını vererek ortaöğretimdekı
yeniden yapılandırmada çalışmalannı
kolaylaştırmak istiyor. Değişiklik, ilk
olarak yenileme çalışmaları sürdürülen
ve 2005-2006 eğitim-öğretim yılında
uygulamaya konulacak müfredatın, eski
müfredata göre öğrenımlerini sürdüren
öğrencileri etkilememesini öngörüyor.
Eski müfredata göre eğitimlerine devam
eden "eski" öğrencüer verilen yeni sınav
hakkıyla daha çabuk mezun edilecek ve
yeni müfredatı yeni öğrencilerle
başlatılacak. Bakanlık, böylelikle yeni
müfredatı eski öğrencilere uyarlama
zorunluluğundan da kıırtulmuş olacak.
ÎSTANBUL ÜNİVERStTESrNDE KAVGA
Öğrencilerin
tahliye sevinci
HİLAL KÖSE
îstanbul Üniversitesi'nde
(tİJ), aralık ayıııda yaşanan
olaylara ilişkin tutuklanan
7'si sol görüşlü 8 öğrencı
tahliye edıldı. "Egitinı
öğretim kurumlanna
ghilmesine engcl olnıak",
"görevli memura
nıukavcmet", u
kamu ıııalıııa
zarar vermek" gerekçesiyle
haklarmda dava açılan 7'si
tutuklu 46 sol görüşlü
öğrenci ile 1 'i tutuklu 14
ülkücünün yargılanmalarına
başlandı. Istanbul Adliyesi
1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın ilk duruşmasında
hazır bulunan tutuklu
sanıklar Ercan Sankaya,
Murat IIİÇİM-/UU/,, Alişer
Delek, İsnıail Doğa
Karatepe, Kenıal Okur,
Nazım Soylu, Eren Sarıtaş
ve Zafer Kuran 500 Yeni
Türk Lırası kefalet
karşılığında tahliye edildiler.
Gizlilik kararı olmamasına
karşın basın mensuplannın
izlemelerine izin verilmeyen
duruşma, gelmeycn
sanıklann dinlenmesi ve
eksikliklerin giderilmesi
amacıyla ertelendi.
Üniversite öğrencilen de,
yargılanan arkadaşlarına
destek olmak amacıyla
Sultanahnıet'teki adliye
binası girişinde toplandılar.
Grup adına konuşan IÜ
öğrencısi Gizem Aytaş,
bugün burada özgür
düşünce, bilimsel eğitim ve
demokralik üniversite
taleplerinin yargılandığını
ifade etti. Arkadaşlarına
destek olmak istcycn sol
görüşlü öğrencüer, yağan
yağmura karşın adliye
binasına bile alınmadı. Buna
karşın ülkücülerin ise adliye
koridorlarında duruşmanın
bitmesini bekledikleri
görüldü.
URLA BARBAROS ÇOCUK KÖYÜ
Bekâret kontrolü
gerilim yarattı
OZAN YAYMAN
İZMtR- Urla Barbaros Çocuk
Köyü'nde yaşanan cinsel taciz
olayı, berabcrinde yeni
tartışmalar getirdi. C'ınsel tacız
savlan sonrası çocuklara
bekâret kontrolü yaptırılması
eleştiri konusu oldu. 2'si erkek
14 çocuğun akşam saatlerinde
kaldığı yerden alınaıak sağiık
ocağına götürülmesi, kızlara
bekâret kontrolü, erkek
çocuklara da cinsel ılişkıye
gınp gırmediğine dair test
yapılması, yeni tartışmalara yol
açtı. fstemleri dışında
gerçekleşen bu eylem sirasında,
çocuklardan bazılannın "Bize
tecavüz ediliyor" diye
ağladıkları öne sürüldü.
Uzmanlar, çocuklann özel
yaşamına yanlış biçimde
müdahale edıldığınin altını
çizerek söz konusu
uygulamanın ancak adli tıp
kurumunda ve yetkin
hekımlerce yapılabileceğini
vurguladılar. Yasalar bekâret
kontrolüyle ilgılı olarak şunları
vurguluyor: "Suç izi ve
emarelerin tespiti amacıyla
çocuğa karşı işlenmiş bir suç söz
konusu oldıığunda çocuğun
kendisi, velisi, mahkcme karan
ya da gecikmcnin sakıncası olan
hallerde savcı taranndan vücut
muayenesi istenebilir. Çocuğun
ve velisinin nzası alınmalıdır."
Izmıı Barosu avukatlanndan
Ayşcn Erdoğan, bekâret
testlerine tümden karşı
çıktıklarını, çocuklann büyük
bir travma yaşadığının altını
çizdi. Erdoğan, "Bu, çocuklann
ikinci kez mağdur olmasıdır"
diye konuştu. Ege Üniversitesi
Hdebiyat Fakültesi Sosyal
Psikoloji Bölümü öğretim üyesı
Doç. Dr. Melek Göregenli,
çocuklara tüm birimlerin
elbırlığıyle çok kötü bir etiket
yapiştınldığmı söyleyerek "Bıı
çocuklara psikiyatrik yardım
şaı ı. Bu anlayışın eline çocuk
teslim edilir mi?" dedi.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bin Kollu Ahtapot...
Cumartesi yazımı yazmak üzere bilgisayarımı
açarken içtenlikle düşünüyorum:
Acaba ben gerçekten bir dinozor muyum?
Acaba SEKA Izmit Işletmesi'nin kapatılması ül-
ke ekonomisinin bir zorunluluğu mu?
Acaba ben eski kafalının biri miyim?
Bu türden "acabalar" zihnirnde sıralanırken bil-
gisayarımı açıyor ve yazıma yukarıdaki başlığı du-
raksamaksızın koyuyorum...
Çünkü, direnişteki SEKA işçilerine dayanışma duy-
gularımızı bildirmek için salı akşamı Izmit'e gider-
ken, minibüste birlikte olduğumuz bir işçi arkada-
şın, 25 yıllık SEKA işçisi Necati Altıntoprak'ın an-
lattıkları kulaklarımdan gitmiyor...
Ancak bilinçli halk önderlerinde görülebilen bir
alçakgönüllülük, duygululuk, bilgililik ve kararlılık
sentezinin inandırıcılığı ile konuşan bu işçi arkadaş,
ülkemizin can damarıyla ilgili olmalarına karşın bi-
ze sanki dışımızdaki bir dünyada olup biten şey-
lermiş gibi gelen birtakım olguları birbiri arkasına
sıralıyor...
SEKA'nın Dalaman'da bir işletmesi olduğunu, bu
işletmenin MOPAK adlı bir kuruluşa satıldığını, bu
satıştan sonra 600 selüloz işçisinden 283'ünün iş-
ten atıldığını öğreniyoruz.
Ülkemizin tek selüloz fabrikasının orada olduğu-
nu ve kâğıt gereksinimimizin her yıl yüzde on art-
masına karşın kâğıdın hammaddesi olan selülozu
artık dışarıdan ithal etmek dürumunda olduğumu-
zu öğreniyoruz.
6 bin üyeli Selüloz-lş'in, yasal olarak sahip ol-
ması gereken üye sayısının altına düşmek ve ka-
panmak tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu öğre-
niyoruz.
Özelleştirilen kimi işletmelerde, işverenle emir-
komuta ilişkisi içinde "bürokratik sendika "lar ku-
rulduğunu öğreniyoruz...
Onu dinlerken, "çe/cmen"lerini (vantuz) ülkenin
can damarlarına daldırmış bin kollu birahtapotun
soğuk dokunuşunu kendi bedenimde de duyum-
sar gibi oluyorum.
Necati Altıntoprak, 1936'da genç cumhuriyet
yönetiminin ülkeye bir armağanı olarak kurulan
SEKA'nın dev makinelerini koruyan çatıların çelik
putrelleri üzerinde tek bir kaynak bile olmadığını,
kaynak yerleri zamanla yıpranabilir diye onun ye-
rine bugün bile aşılamamış bir teknoloji ile deva-
sa çelik puntolar çakıldığını, bütün bunların SEKA
en az yüzyıl yaşasın diye yapıldığını anlatırken,
sanki bir canlıdan, çocuğundan, ailesinden söz
eder gibi okşayan bir sesle konuşuyor...
Bir emekçinin, alın terini akıttığı fabrikasından söz
ederkenki bu sevgi dolu sesi, aynı konuda fetva
veren, tehditlersavuran siyasetçinin akortsuz, sev-
gisiz, duygusuz, çirkin sesinden ne kadar farklı...
Bu siyasetçi takımının, SEKA Izmit Işletmesi'nin
idam fermanına kendilerince haklı gerekçeler uy-
durmaya çalışmadan önce, SEKA'nın Balıkesir'de-
ki işletmesinin en az 1 milyar dolar değerinde ol-
duğu uzmanlarca saptanmış 1800 dönümlük ara-
zisini kendi yandaşlarına 1 milyon dolara nasıl
"peşkeş" çektiklerinin hesabını topluma vermele-
ri gerekmiyor mu?
Bu siyasetçiler, ağızlarına birer parmak bal ça-
larak sokağa attıkları Paşabahçe emekçilerinin ve
ailelerinin bugün ne durumda oldukları konusun-
da herhangi bir bilgiye sahip midirler?
Bir zamanlar SEKA'da genel müdürlük de yap-
mış olan ve sokağa atacakları SEKA emekçileri-
ne, "Sizibu devlet tamamen mağdur duruma dü-
şürmez" gibi yuvarlak laflarla seslenen günümü-
zün Maliye Bakanı ve siyaset arkadaşları, "Bizim
Kocaeli"der\ "özgürKocaeli"yetüm Izmit basını-
nın ve Izmit halkının, tek bir vücut ve tek bir yürek
olarak hükümetin bu girişiminin karşısında oldu-
ğunun farkında değiller mi?
••*
Konunun teknik ayrıntılarına girmek bu yazının
boyutlarını aşar.
Buna gerek de yok.
Akıl ve insaf sahibi ise eğer, en azılı özelleştirme
yandaşı olan biri bile, kuşaklar boyunca bir kenti-
mizin ve daha da önemlisi cumhuriyetimizin adıy-
la ve kimliği ile özdeşleşmiş bir kurumun "Hyde
Park"a dönüştürülme girişimine tepki duyar.
O salı akşamı, SEKAİzmit Işletmesi'nin çok bü-
yük birtoplantı alanında, SEKA'nın kadınlı erkekli
ve heryaştan emekçileriyle, komşularıyla, dostla-
rıyla, Izmit halkıyla birlikte olmanızı, kıvılcım güzel-
liğindeki küçük kızların ve oğulların da katıldığı en
az bin kişilik korodan yükselen "Ekmekyoksa ba-
nş dayok" haykırışını işitmenizi isterdim...
Biz, sanat ve kültüremekçileri o gece orada, ger-
çek ve namuslu Türkiye'yi gördük.
SEKA'nın "Hyde Park" olarak değil SEKA ola-
rak varhğının savunulması Türkiye'yi savunmaktır.
SEKA'nın korunması, "özelleştirme" ad\ altında
ülkenin tüm kamusal zenginliklerini yok etmeye
niyetli bin kollu birahtapotun kollarından birinin ke-
silmesi demektir...
SEKA emekçilerini bu çok zor ve onurlu direniş-
te yalnız bırakmamalıyız...
ataol bıv; cumhuriyet.com.tr.
Faks:(0212)513 85 95
ikinci yarı baslıyor
13 milyon öğrenci
ders başıyapacak
ANKARA (Cumhuri-
yel Bürosu)-tlköğretim
ve ortaöğretim okulla-
nnda okuyan yaklaşık 13
milyon öğrencinin, Kur-
ban Bayramı ile birleşti-
nldiği için 3 hafla süren
yanyıl tatili sona eriyor.
2004-2005 eğitim-öğre-
tim yılının ikinci yansı 7
Şubat Pazartesı günü baş-
layacak.
(,'alışma takvımıne gö-
re 19 Ocak Çarşamba gü-
nü saat 13.00'te başla-
ması gereken yanyıl ta-
tilinin, ^Kıırban Bayra-
mı tatili ve kış koşullan"
göz önünde bulunduru
larak 14 Ocak'a çekil-
mesi üzerine öğrencüer
3 hatta dinlenme fırsatı
buldu.
Eğitim-öğretim yılının
yaklaşık 4 ay sürecek
ikinci yansı 10 Haziran
Curna günü sona erecek.
îlköğretim ve lise son sı-
nıf öğrencilen, lıeryıl ol-
duğu gıbı bu yıl da ikin-
ci dönemi sınavlara ha-
zırlanarak gcçirecek.