18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ 6 HABERLER Okullann duvarlarına ilan ahnabilmesi için okul-aile birliklerine izin verilmesine tepki ReklamMeclis gündemindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli F.ğitim Bakanlığı'nın, okul-ailc birlikJennce okul duvar ve çatılannın reklam alanı olarak kiralanabilmesı- ne izin vermesi tepkiyle karşılandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulia- rın ccphe duvarlan, bahçe duvarlan ve çatılanna ilan ahnabilmesi için okul- aile birliklerine izin vermesi tepki çek- ti. CHP Denizli Milletvekılı Mustafa Gazalcı, okul duvarlanna ve çatılan- na reklam alınmasına izin verilmesi- nin "AKP hükiiıııeliniıı devleti, eğiti- mi bir tiiccar kafasıyla yönetmesinin açık bir kanıtı olduğunu" söyledi. Türkiye'nin, en yoksul dönemlerin- de bile eğıtımi ticarete dönüşlürmedi- ğını vıırgulayan Gazalcı, "Görgüsüz- lüğün,kural lanımazlıgıtı bu kadarı da l'azla. Çocuklar birer reklam aracı, okullar reklam panosu dcğildir" dedı. • CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, 'Görgüsüzlüğün, kural tanımazlığın bu kadan fazla, çocuklar birer reklam aracı, okullar reklam panosu değildir" dedi. Istanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirin de konuyu soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı. Gazalcı, Ilüscyin Çelik'ın yanıtlama- sı istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiğı önergede şu sorulara yanıt is- tedı: "Eğer bu haber doğruysa, anayasa- nın 42. maddesinde, 'Eğıtım ve öğre- tim kurumlarında sadece eğitim, öğ- retım, araştırma ve inceleme ile ilgı- lı faaliyetleı yürütülür' hükmüylena- sıl bağd'as.11uıkfadı r? Okullann bir rek- lam panosu gibi kııllanılnıası, bir Ika- ri etkinlik degjl midir, eğitimle nasıl bağdaşır? Çocuklann kişilikleı ini ve olumlu alışkanlıklar edinmelerini rek- lam etkilemez mi, bu olayın eğitim yü- niinden sakıncalannı, kötü reklamla- n nasıl önleyeceksiniz, bu reklamlan nasıl ayıracaksınız, bugüne kadar kaç okula reklam izni verdiniz, bu izinleıi iptal etmcyi düşünüyor musıınu/, bu uygulamayla okullar en azuıdan dış tan göriinümüyle bir eğitim yuvası de- ğil bir ticarcl meıke/.i gibi görünmez mi? Bu olumsuz görüntüyü nasıl en gelleyeceksiniz?" Muğla Milletvekili Cumhur Yaka, AKP hükümetinin okulları ticaretha- ne gibi gördüğünü söyledi. "MEB'in başındaki milli sözcüğü bunları rahat- sızetmeyebaşladı" diyen Yaka, uygu- lamayla öğrencılerin kendilerini okul- da değıl mağazada hissedeceklerinı anlattı. Yaka, "Okulduvarlannda rek- lam yerine Cumhuriyetimizin ve ulu- sal geleneklerimizin yer alnıası gcrekir. Yakındn bakarsınız hastanelere de rek- lam tabclalaı ı asılıı" dedi. Istanbul Bağımsız Mılletveblı Emin Şirin de, hazırladığı önergede Çelik'e "Bu haber doğnı ise okullann duvar- lanna,cephelerincveçatılanna,ailebir- liklcri vasıtasıyla alınacak reklamla- rııı muhtevasının ve içeıiğinin kontro- lii nasıl yapılacakur" diye sordu. (,'elık'ten, böyle bir girişimin öğ- rencilerin pedagojik ve psikolojık du- rumlarına yapacaği etkıyı dikkate alıp almadıklannı yanıtlamasını isteyen Şirin, şu soruları yöneltti: f' Kamu hizmeti veren ve özellik- le ticari konularda da karar vernıe ye- teneklerinin gelişmesini ıstediğimiz öğrencılenn daha ilkokul seviyesinde ve okul sınırlan içinde ticari reklam- lara muhalap edilmeleri ne kadar doğ- rudur? • Bakanlık bu konuları düzenle- yen bir genelge yayımlamış mıdır? • Bakanlık bu iznin devamında ka- rarlı ise okul-aile bırlıklennın geliri- nin arttırılması ıçın sabıt duvar reklam- lan yenne, haftalık değişen bilboard sistemı düşünülmekte midir? f' Bu reklamlann organızasyonu- nun bclediyelere bırakılması düşünül- mekte midir? TARİH VAKFI VE TÜBA 'Ders kitaplan insanlık ayıbı ile dolu' Eğitim Servisi - Tarih Vakfı ile Türkiye Bilimler Akademısı'nce (TÜBA) Türkiye Insan Hakları VakfVnın uzmanlık, Avrupa Komisyonu ve Açık Toplum Enstitüsü'nün mali desteğiyle 2002 Mayıs ayından bu yana sürdürülen "Ders Kitaplarında Insan Ilaklan Projesi" sona erdi. Proje sonunda, Milli Eğıtım Bakanlığı'na ve tüm eğitimcilere sunulnıak üzere hazırlanan "Tavsiyeler Raporu", dün İTIJ Maçka Kampusu'ndaki TÜBA Ofisi'nde düzenlenen toplantiyla açıklandı. Tarih Vakfı Başkanı Orhan Silier, hukukçulann, ders kitaplarını "ayıpü mal" olarak nitelendirdıklenni, bu kitaplan öğrencilerin okumalannın sakıncalı olduğunu belirterek "Bııııa rağmen ders kitaplaı ınııı değişim süreci çokyavaş gjdiyor" dedi. TÜBA temsilcisi Prof, Dr. NanııkKemal Aras, dağjarda yazan "Önce Vatan" sözlcrinin yanına "Önce İnsan" sözlerinin de yazılması gerektiğini vurguladı. Üç yıla yakın süren tüm çahşmalar sonucunda hazırlanan raporda ders kitaplannın içerikleri konusundaki önerilerden bazılan şöyle: ^ üers kitaplannda, tarihscl bir bağlamı olmayan, bilimsel irdelemeye kapah bir biçimde yaklaşmaktan uzak durulmalı. • Doğru düşüncelenn 'belletilmesi'ne dayanan didaktik bir eğitim anlayışından uzak durulmalı. • öğrenciye çoğulcu toplum, dünya ve ilışki • 3 yıl süren 'Ders Kitaplannda însan Hakları Projesi' sonunda hazırlanan rapora göre hukukçular, ders kitaplarını 'ayıplı maF olarak niteliyor, bu kitapları öğrencilerin okumasının sakıncalı olduğunu belirtiyor. modeli sunulmalı. Ulusal kimliğın, esas olarak etnik ve dinsel aidiyet üzennden tanımlanmasına son venlnıeli. • Hamasi söylem terk edilmeli. V' Yurttaşhk görevleri, katıhmcı, dönüştürücü, yaratıcı-üretici bir çerçeve içinde ele alınmah. •' üin ve vıcdan özgürlüğüne aykın öğeler ayıklanmalı, laikliğin insan haklanyla yakın ilişkisi kurulmalı, laiklik yalnızca 'milli' gerekliliklerle açıklanan bir ihtiyaç değil, evrensel değere sahip bir fclsefı, polıtik kazanım olarak ele ahnmalı. i/ Cınsiyet, etnik, dinsel, kültürel kimlik, dil, siyasal görüs ya da toplumsal sınıf açısından aynmcılık yapan ya da böyle bir ayrımcılığı çağrıştıraıı hiçbir ifadeye, malzemeye yer verilmemeli. ^ Kız çocuklarına ve kadınlara belirli toplumsal rollerin yakıştınlması ve bunun sürekli pekiştirilmesi anlamina gelecek ifade ve uygulamalar temizlenmelı. v' Bir dinsel, etnik, kültürel grubuıı tümüne yönelik karşıtlık ve düşmanhk doğuıacak anlatımlardan uzak dunılmalı. •" Azınlık mensuplanna karşı aynmcılığa neden olacak hiçbir ifadeye yer venlmemelı. ^ Yabancı düşmanlığının tüm biçimlennden uzak durulmalı. • Sivil eğitim alanında tüm yerleşik normlara karşın yer alan, Milli Güvenlik Komitesi tarafından hazırlanan Milli Güvenlik dersi yerine Banş Bğıtıtnı konulnıah. %/ Savaşlann olağan ve kaçınılmaz olduğu varsayımına, ölümün yüeeltilmesinc, 'asker ınillet' yakıştırmalarına dayanan militarist yaklaşım tümüyle terk edilerek 'Yurtta banş, dünyada banş' özlemini derinleştıren bir eğitim anlayışına ihtiyaç bulunuyor. • Ders kitaplannda sadece 'biz'e ait olduğu ıma edilen 'milli değcrler' açık ya da üslü örtülü biçimde 'öteki' toplum ve kültürler aleyhine yüceltilmemeli, 'öteki'ler çeşitli biçimlerde aşağılanmamah ve herhangi bir biçimde düşmanhklar teşvık edilmemeli. 2 7 •% . * / / * l r sJîl ^JZ Diyarbakır Ü Sosyal Hizmetler MUdürlüğü'nce risk altında bulunarak J / y i i t l K U l i S l i rehabilitcedilen 20öğrend,MaltepeDumlupınartlköğretimOkıdu4/B sırııli öğrendleri taranndan misafîr ediliyor. Diyarbakır İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nce rehabilite edilen çocuklann kendi öğrencileriyle çabucak kaynaşüğuu ifade eden fstanbul Maltepe Dumlupınar Üköğretün Okulıı 4/B sının öğretmeni Serap Anbaş, "37 yıllık meslek lıayatımın en büyük hayali gerçeldeşti" diye konuştu. (Fotoğraf: AA) Yeni müfredat yeni öğrencilerle başlatılacak, eski öğrencileri kapsamayacak Orlaöğretiıııde mevzuat değîşüdiği ANKARA (ANKA)-Mülı Eğitim Bakanlığı, çalışmalannı hâlâ sürdürdüğü ve gelecek eğitim-öğretim yılından ıtibaren uygulaınaya koyacağı yeni lise müfredatının şu anda lisede okumakta olan öğrencileri kapsamaması için mevzuat değişikliklerine gidiyor. MEB, Resmı Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Ortaöğretim K ııı ııınlaı ı Sınıf Geçme ve Suiav Yönetmeliği"ne geçici bir madde ekleyerek bir yandan lise öğrencilerine yeni bir sınav hakkı tanırken bir yandan da ortaöğretimin yeniden yapılandınlması sürecinde ileriki yıllarda çıkabüecek olası sorunlan kaldırmayı hedetledi. Bakanlık, şu anda ortaöğretimin 10, 11 ve 12'nci sınıflarında öğrenimlerıni sürdüren öğrencilere mezun oluncaya kadar alt sınıflardan kalan dersleri için sorumluluk sınav hakkı verirken bu öğrencilerin "bir an önce" ortaöğretim kurumlarından mezun olmalarını sağlayacak. Bakanlığın, daha önce sadece beklenıeli konumdaki öğrencüer için geçerli olan ve ikincı dönemin ılk haftası içinde yapılan sorunıluluk sınavlanna şu anda 10, 11 ve I2'nci sınıfta öğrenim gören öğrencilere de gırme hakkını vererek ortaöğretimdekı yeniden yapılandırmada çalışmalannı kolaylaştırmak istiyor. Değişiklik, ilk olarak yenileme çalışmaları sürdürülen ve 2005-2006 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulacak müfredatın, eski müfredata göre öğrenımlerini sürdüren öğrencileri etkilememesini öngörüyor. Eski müfredata göre eğitimlerine devam eden "eski" öğrencüer verilen yeni sınav hakkıyla daha çabuk mezun edilecek ve yeni müfredatı yeni öğrencilerle başlatılacak. Bakanlık, böylelikle yeni müfredatı eski öğrencilere uyarlama zorunluluğundan da kıırtulmuş olacak. ÎSTANBUL ÜNİVERStTESrNDE KAVGA Öğrencilerin tahliye sevinci HİLAL KÖSE îstanbul Üniversitesi'nde (tİJ), aralık ayıııda yaşanan olaylara ilişkin tutuklanan 7'si sol görüşlü 8 öğrencı tahliye edıldı. "Egitinı öğretim kurumlanna ghilmesine engcl olnıak", "görevli memura nıukavcmet", u kamu ıııalıııa zarar vermek" gerekçesiyle haklarmda dava açılan 7'si tutuklu 46 sol görüşlü öğrenci ile 1 'i tutuklu 14 ülkücünün yargılanmalarına başlandı. Istanbul Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında hazır bulunan tutuklu sanıklar Ercan Sankaya, Murat IIİÇİM-/UU/,, Alişer Delek, İsnıail Doğa Karatepe, Kenıal Okur, Nazım Soylu, Eren Sarıtaş ve Zafer Kuran 500 Yeni Türk Lırası kefalet karşılığında tahliye edildiler. Gizlilik kararı olmamasına karşın basın mensuplannın izlemelerine izin verilmeyen duruşma, gelmeycn sanıklann dinlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla ertelendi. Üniversite öğrencilen de, yargılanan arkadaşlarına destek olmak amacıyla Sultanahnıet'teki adliye binası girişinde toplandılar. Grup adına konuşan IÜ öğrencısi Gizem Aytaş, bugün burada özgür düşünce, bilimsel eğitim ve demokralik üniversite taleplerinin yargılandığını ifade etti. Arkadaşlarına destek olmak istcycn sol görüşlü öğrencüer, yağan yağmura karşın adliye binasına bile alınmadı. Buna karşın ülkücülerin ise adliye koridorlarında duruşmanın bitmesini bekledikleri görüldü. URLA BARBAROS ÇOCUK KÖYÜ Bekâret kontrolü gerilim yarattı OZAN YAYMAN İZMtR- Urla Barbaros Çocuk Köyü'nde yaşanan cinsel taciz olayı, berabcrinde yeni tartışmalar getirdi. C'ınsel tacız savlan sonrası çocuklara bekâret kontrolü yaptırılması eleştiri konusu oldu. 2'si erkek 14 çocuğun akşam saatlerinde kaldığı yerden alınaıak sağiık ocağına götürülmesi, kızlara bekâret kontrolü, erkek çocuklara da cinsel ılişkıye gınp gırmediğine dair test yapılması, yeni tartışmalara yol açtı. fstemleri dışında gerçekleşen bu eylem sirasında, çocuklardan bazılannın "Bize tecavüz ediliyor" diye ağladıkları öne sürüldü. Uzmanlar, çocuklann özel yaşamına yanlış biçimde müdahale edıldığınin altını çizerek söz konusu uygulamanın ancak adli tıp kurumunda ve yetkin hekımlerce yapılabileceğini vurguladılar. Yasalar bekâret kontrolüyle ilgılı olarak şunları vurguluyor: "Suç izi ve emarelerin tespiti amacıyla çocuğa karşı işlenmiş bir suç söz konusu oldıığunda çocuğun kendisi, velisi, mahkcme karan ya da gecikmcnin sakıncası olan hallerde savcı taranndan vücut muayenesi istenebilir. Çocuğun ve velisinin nzası alınmalıdır." Izmıı Barosu avukatlanndan Ayşcn Erdoğan, bekâret testlerine tümden karşı çıktıklarını, çocuklann büyük bir travma yaşadığının altını çizdi. Erdoğan, "Bu, çocuklann ikinci kez mağdur olmasıdır" diye konuştu. Ege Üniversitesi Hdebiyat Fakültesi Sosyal Psikoloji Bölümü öğretim üyesı Doç. Dr. Melek Göregenli, çocuklara tüm birimlerin elbırlığıyle çok kötü bir etiket yapiştınldığmı söyleyerek "Bıı çocuklara psikiyatrik yardım şaı ı. Bu anlayışın eline çocuk teslim edilir mi?" dedi. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bin Kollu Ahtapot... Cumartesi yazımı yazmak üzere bilgisayarımı açarken içtenlikle düşünüyorum: Acaba ben gerçekten bir dinozor muyum? Acaba SEKA Izmit Işletmesi'nin kapatılması ül- ke ekonomisinin bir zorunluluğu mu? Acaba ben eski kafalının biri miyim? Bu türden "acabalar" zihnirnde sıralanırken bil- gisayarımı açıyor ve yazıma yukarıdaki başlığı du- raksamaksızın koyuyorum... Çünkü, direnişteki SEKA işçilerine dayanışma duy- gularımızı bildirmek için salı akşamı Izmit'e gider- ken, minibüste birlikte olduğumuz bir işçi arkada- şın, 25 yıllık SEKA işçisi Necati Altıntoprak'ın an- lattıkları kulaklarımdan gitmiyor... Ancak bilinçli halk önderlerinde görülebilen bir alçakgönüllülük, duygululuk, bilgililik ve kararlılık sentezinin inandırıcılığı ile konuşan bu işçi arkadaş, ülkemizin can damarıyla ilgili olmalarına karşın bi- ze sanki dışımızdaki bir dünyada olup biten şey- lermiş gibi gelen birtakım olguları birbiri arkasına sıralıyor... SEKA'nın Dalaman'da bir işletmesi olduğunu, bu işletmenin MOPAK adlı bir kuruluşa satıldığını, bu satıştan sonra 600 selüloz işçisinden 283'ünün iş- ten atıldığını öğreniyoruz. Ülkemizin tek selüloz fabrikasının orada olduğu- nu ve kâğıt gereksinimimizin her yıl yüzde on art- masına karşın kâğıdın hammaddesi olan selülozu artık dışarıdan ithal etmek dürumunda olduğumu- zu öğreniyoruz. 6 bin üyeli Selüloz-lş'in, yasal olarak sahip ol- ması gereken üye sayısının altına düşmek ve ka- panmak tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu öğre- niyoruz. Özelleştirilen kimi işletmelerde, işverenle emir- komuta ilişkisi içinde "bürokratik sendika "lar ku- rulduğunu öğreniyoruz... Onu dinlerken, "çe/cmen"lerini (vantuz) ülkenin can damarlarına daldırmış bin kollu birahtapotun soğuk dokunuşunu kendi bedenimde de duyum- sar gibi oluyorum. Necati Altıntoprak, 1936'da genç cumhuriyet yönetiminin ülkeye bir armağanı olarak kurulan SEKA'nın dev makinelerini koruyan çatıların çelik putrelleri üzerinde tek bir kaynak bile olmadığını, kaynak yerleri zamanla yıpranabilir diye onun ye- rine bugün bile aşılamamış bir teknoloji ile deva- sa çelik puntolar çakıldığını, bütün bunların SEKA en az yüzyıl yaşasın diye yapıldığını anlatırken, sanki bir canlıdan, çocuğundan, ailesinden söz eder gibi okşayan bir sesle konuşuyor... Bir emekçinin, alın terini akıttığı fabrikasından söz ederkenki bu sevgi dolu sesi, aynı konuda fetva veren, tehditlersavuran siyasetçinin akortsuz, sev- gisiz, duygusuz, çirkin sesinden ne kadar farklı... Bu siyasetçi takımının, SEKA Izmit Işletmesi'nin idam fermanına kendilerince haklı gerekçeler uy- durmaya çalışmadan önce, SEKA'nın Balıkesir'de- ki işletmesinin en az 1 milyar dolar değerinde ol- duğu uzmanlarca saptanmış 1800 dönümlük ara- zisini kendi yandaşlarına 1 milyon dolara nasıl "peşkeş" çektiklerinin hesabını topluma vermele- ri gerekmiyor mu? Bu siyasetçiler, ağızlarına birer parmak bal ça- larak sokağa attıkları Paşabahçe emekçilerinin ve ailelerinin bugün ne durumda oldukları konusun- da herhangi bir bilgiye sahip midirler? Bir zamanlar SEKA'da genel müdürlük de yap- mış olan ve sokağa atacakları SEKA emekçileri- ne, "Sizibu devlet tamamen mağdur duruma dü- şürmez" gibi yuvarlak laflarla seslenen günümü- zün Maliye Bakanı ve siyaset arkadaşları, "Bizim Kocaeli"der\ "özgürKocaeli"yetüm Izmit basını- nın ve Izmit halkının, tek bir vücut ve tek bir yürek olarak hükümetin bu girişiminin karşısında oldu- ğunun farkında değiller mi? ••* Konunun teknik ayrıntılarına girmek bu yazının boyutlarını aşar. Buna gerek de yok. Akıl ve insaf sahibi ise eğer, en azılı özelleştirme yandaşı olan biri bile, kuşaklar boyunca bir kenti- mizin ve daha da önemlisi cumhuriyetimizin adıy- la ve kimliği ile özdeşleşmiş bir kurumun "Hyde Park"a dönüştürülme girişimine tepki duyar. O salı akşamı, SEKAİzmit Işletmesi'nin çok bü- yük birtoplantı alanında, SEKA'nın kadınlı erkekli ve heryaştan emekçileriyle, komşularıyla, dostla- rıyla, Izmit halkıyla birlikte olmanızı, kıvılcım güzel- liğindeki küçük kızların ve oğulların da katıldığı en az bin kişilik korodan yükselen "Ekmekyoksa ba- nş dayok" haykırışını işitmenizi isterdim... Biz, sanat ve kültüremekçileri o gece orada, ger- çek ve namuslu Türkiye'yi gördük. SEKA'nın "Hyde Park" olarak değil SEKA ola- rak varhğının savunulması Türkiye'yi savunmaktır. SEKA'nın korunması, "özelleştirme" ad\ altında ülkenin tüm kamusal zenginliklerini yok etmeye niyetli bin kollu birahtapotun kollarından birinin ke- silmesi demektir... SEKA emekçilerini bu çok zor ve onurlu direniş- te yalnız bırakmamalıyız... ataol bıv; cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 ikinci yarı baslıyor 13 milyon öğrenci ders başıyapacak ANKARA (Cumhuri- yel Bürosu)-tlköğretim ve ortaöğretim okulla- nnda okuyan yaklaşık 13 milyon öğrencinin, Kur- ban Bayramı ile birleşti- nldiği için 3 hafla süren yanyıl tatili sona eriyor. 2004-2005 eğitim-öğre- tim yılının ikinci yansı 7 Şubat Pazartesı günü baş- layacak. (,'alışma takvımıne gö- re 19 Ocak Çarşamba gü- nü saat 13.00'te başla- ması gereken yanyıl ta- tilinin, ^Kıırban Bayra- mı tatili ve kış koşullan" göz önünde bulunduru larak 14 Ocak'a çekil- mesi üzerine öğrencüer 3 hatta dinlenme fırsatı buldu. Eğitim-öğretim yılının yaklaşık 4 ay sürecek ikinci yansı 10 Haziran Curna günü sona erecek. îlköğretim ve lise son sı- nıf öğrencilen, lıeryıl ol- duğu gıbı bu yıl da ikin- ci dönemi sınavlara ha- zırlanarak gcçirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle