18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 w B E m S Barzani: "Kürt deııleli, kurulacak anut, tarihini bilmiyorum." ıS«ın. aıncan söyler! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97denızsom@cuınhuriyet.coiD.tr - ABD, Incirlik Üssü'nü zorluyormuş... "Zorlama vok zırvalama var!" Yumruk Ahmet Önen: "CHP ku- rultayının kısa özeti: Iki genel başkan ada- ')••' yından, ikî belediye başkanına yumruk. Sonuç: Gerçek yum- ruğu atan kaybetti, sanal yumruğu vuran kazandı." Bizimkiler Mehmet Ali Kılınç: "ABD yetkilileri kukla Irak yö- netimine gönderilen 8.8milyardolarınbir yılda hiçbir iş yapıl- madan çölde nasıl buharlaştığını merak edi- yormuş. Tek sermayeleri Arapları taklit etmek olan ve trilyonlarca lirayı bir gecede buharlaştırabilen bizimkilere sorsunlar!" İşgaliye Akif Kökçe: "Işgalde ölen bir Iraktının herhangi bir savaşta ölen insan- dan farkı; kendini öldüren Amerikan askerinin maaşının da, kendine sıkılan kur- şunun parasının da ken- di ülkesinden ödenmesi!" Teşviye Anıl Öcal: "Baykal, 'tasfiye işareti' vermiş. Kendini tesviye edeme- diğindendir!" uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kaymaklı bölgesinde sınır nöbeti tutan bir Türk aske- ri, Rum kesiminden açılan ateşle başından vurulmuş; Rumlar, olayla ilgileri olmadığını bildirmişti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tepki gös- termediği ve Türkiye'de haber değeri taşımayan bu olay devrede Birleşmiş Milletler'in olmasıyla çözül- dü; bir süre sonra Rumlar, Türk askerinin Rum Milli Muhafızı tarafından vurulduğunu kabul etti; askerin disiplin cezasına çarptırıldığını bildirdi. Bu bile Türki- ye'de haber olmadı. Tam bu sırada Kıbrıs Rum kesi- minden gelen bir haber de Türkiye'de pek önemsen- medi. Habere göre Kıbrıs Rum Yönetimi, EOKA'nın 50. kuruluş yılı nedeniyle 2 Nisan 2005'te 21 bin EO- KA'cıya madalya verecek. llk madalya da Rum yö- netimi lideri, eski EOKA'cı Tasos Papadopulos'un göğsüne takılacak. Aradan uzun yıllar geçtiği için EOKA'nın ne olduğu Madalya Türkiye'de unutulmuştur. Anımsatmakta yarar var. EOKA, silahlı bir örgüt... llk kuruluş çalışmaları, Kıb- rıs Ingiltere'nin yönetimindeyken 1952 yılında Ati- na'da yapılıyor. Siyasi lider olarak Makarios görev- lendiriliyor. EOKA'nın amacı Enosis yani Kıbrıs'ı Yu- nanistan'a bağlamak. 1954 yılında adaya Yunanis- tan'dan gizli silah sevkiyatı yapılıyor ve Grivas baş- kanlığında silahlı örgütlenme tamamlanıyor. Döne- min Yunan Dışişleri Bakanı Stefanoplus'un direktifi ile Nisan 1955'te ilk terör eylemleri başlatılıyor. Ingi- lizler hedef alınıyor ve daha sonra Türkler katledili- yor. Ada kan gölüne dönüyor. 1960 yılında EOKA amacına belli oranda ulaşıyor ve Ingilizler adanın yö- netiminden çekiliyor; Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluyor. EOKA örgütü, bu kez EOKA-B adını alıyor ve Türk- lere yönelik katliamlarını sürdürüyor. Amaç, Türkleri kaçırmak ve Kıbrıs'ı bir Rum adası haline getirmek. 1974 yılında EOKA-B, Yunan hükümetinin desteğiy- le Makarios'u devirip Kıbrıs'ta yönetime el koyuyor. Sonrasını biliyoruz: Türkiye, uluslararası anlaşmalar- dan doğan hakkını kullanarak Kıbrıs Barış Harekâtı ile EOKA-B darbesine müdahale ediyor. Işte şimdi A'sı ile B'si ile EOKA terör örgütü içinde görev alanlara törenle madalya verilecek. Bu madalyalar, Kıbrıs Rum yönetimi Avrupa Birliği üyesi olduğu için aynı zamanda Avrupa Birliği'nden de tescilli madalyalar! Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler bu madalyalara "Bize ne" anlayışıyla ba- kıyorve herhangi bir tepki göstermiyor. Peki 1974 yı- lında Kıbrıs'ta şehit ve gazi olan Türk askerleri için dö- nemin Genelkurmay Başkanı tarafından söz verilen madalyaların ne olduğunu biliyor musunuz? Unutuldu, gitti! Helal olsun Rumlara... SESSİZSEDASIZ(I) Orhan Diren göğsünü gere gere PM'de Tokat'tan emekli yazın öğretmeni Hami Karslı, CHP Tokat Milletvekili Orhan Diren'in CHP Parti Meclisi'ne seçilmesi üzerine, Diren'in birzaman- larTokat'ta dağıttığı bildiriyi eline alıp bir kez daha okumuş: "Inandığı doğruları, partisinin yararları için söylemekten çekinmeyen, özgür ira- deli örgütlerin ve üyelerin bulunduğu bir CHP için kavga verdim. Yanlışlar ve hak- sızlıklar karşısında susan, onurdan yok- sun zavallılar itibarlı oldular. CHP'ye bugün egemen olan kadro ve o kadronun sahip olduğu vicdana ve hizip anlayışına artık hizmet vermem mümkün değildir. Bu kad- rolarla da CHP'nin biryere götürülemeye- ceği anlaşılmıştır. Bunu hep beraber, ayan beyan göreceğiz. Güneş balçıkla sıvan- maz, sıvanamaz. Inanıyorum ki, Türki- ye'nin CHP'ye ihtiyacı vardır. Amayine ina- nıyorum ki, Türkiye'nin ihtiyacı olan CHP'yi yaratmak için, onu bugünkü genel merkez kadrosu içinde bulunan, sorumsuz, ben- cil ve klikçi insanlardan kurtarmak zorun- luluğu vardır. Işte bu düşüncelerle hiçbi- rinize göğsümü gere gere 'CHP'ye oy ve- rin' diyemiyorum. Bu partiyi bu hale geti- renlerden mutlaka hesap sormak üzere." Orhan Diren bu bildiriyi önceki seçimler- de milletvekili adayı gösterilmeyince yazıp dağıtmış... Şimdi hem milletvekili hem de toplam delegenin ancak yüzde 30'unun oyunu almasına karşılık "blok liste" saye- sinde Parti Meclisi üyesi... Umarız, parti yöneticisi olarak partiyi sorumsuz, bencil ve klikçi insanlardan kurtarmak için Deniz Baykal' la birlikte yeni başarılara imza atar! Yüksek Yerilim Hattı Bir TV'de "iş bulma programı" yapıla- cak: tşsiz gazetecilerden başlasınlar! ordincutkım/ yahoo.com îstanbul Üniversitesi 9 ne Yeni Rektör... Prof. l)r. COŞKIJN ÖZDEMİR îstanbul Üniversitesi rektör- lüğü önemli hem de çok önemli bir makam. Türkiye'nin en eski, en büyük üniversite- sidir söz konusu olan. Onun başında bulunan yönetici ağır bir yükü büyük bir sorumlulu- ğu taşıyan bir insan demektir. îstanbul Üniversitesi rektörü kuşkusuz çok ayrıcalıklı bir ko- numda bulunmaktadır ve bu- nun gerektirdiği kalitelere sa- hip olması beklenir. Benim îstanbul Üniversitesi ile tanışıklığım neredeyse 59 yıla ulaşıyor. 1946 yılında tıp fakültesi öğrencillğine başla- dım. O yıl üniversitelere özerk- lik tanıyan bir yasa kabul edil- mişti. 1933 reformu ve Alman faşizminden yararlanarak ka- zandığımız dünyaca ünlü bi- lim adamlarından birbirinden ilginç dersler dinliyorduk. Pa- toloji profesörü Schvvartz, zo- olojiinin renkli öğreticisi Prof. Kozvick, fizyolojiden Prof. VVinterstein ve iç hastalıkları profesörü Frankin derslerin- den aldığım tadı onların bana kazandırdığı bilim zevkini da- ima saygıyla anarım. Türk hocalarımız da yurdun ünlüleri arasındaydılar. Ama bir bölümü öğrenciye karşı ni- çin o kadar sert ve haşin dav- ranışlar içindeydi, bu beni çok- ça düşündürmüştür. Mezun olduğumuz yıl artık çok partili rejimegirmişbulunuyordukve demokrat parti iktidardaydı. Yadırgadığımız birçok geliş- me yaşanıyordu ülkemizde. Halkevleri ve Köy Enstitüleri yok edilmişti. Izleyen yıllarda Prof. Sıdık Sami Onar üniversite rektö- rüydü... Onu bir hukuk abidesi ola- rak tanıyorduk. Büyük bir ho- ca, büyük bir bilim adamı ola- rak saygınlığı vardı Onar'ın. Adı demokrat olan parti, de- mokrasinin kuruluşuna hizmet edecek yerde ondan iyice sapmış bir zorbalık rejimi kur- mak yolundaydı. O can yakıcı dönemi övgü ile ananları şaş- kınlıkla, hayretle karşılıyorum. îstanbul Üniversitesi'nin rek- törü kişilikli, ilkeli bir bilim ada- mına yakışan bir şekilde DP baskısına karşı çıkıyorvetutu- mu onun iktidar polisi tarafın- dan üniversite bahçesinde yerlerde sürüklenmesine ne- den oluyordu. Ama 12 Eylül gibi bir darbe almamış ve Kuvayı Milliye ru- hunu yitirmemiş olan üniversi- te mensupları, onurlu birdav- ranışla rektörün ardında dur- muşlar ve kendilerini kara cüppeliler diye anan iktidarın karşısında örnek bir dayanış- ma içinde saf tutmuşlardır. Üniversite bu bilinçsiz ve zor- ba iktidarın yıkılmasında önemli bir rol oynamıştır. Üni- versitenin amacı elbette dar- be değildi. Onlar ülkede ger- çek bir demokrasinin ve hu- kuk devletinin kurulmasını is- tiyorlardı. Ama DP iktidarı ka- fasını kuma gömerek buna imkân vermemiştir. O günün ve o kişilikli ve ilkeli Cumhuri- yet devrimlerine bağlı hocala- rını H. V. Velidedeoğlu'nu, Hüseyin Naili Kübalı'yı, Ra- gıp Sarıca'yı, Lütfü Duran'ı, Tarık Zafer ve Bahri Savcı'yı ve isimlerini sayamadıklarımı burada saygı ile anıyorum. Uzun yıllar geçti. Açık konuşa- cak olursak Türkiye'yi yöne- tenlerin çoğunluğu bir bozul- manın, kirlenmenin, yolsuzlu- ğun, eşitsizliğin, eğitim yeter- sizliğinin, hurafelerin, tarikat- çılığın mimarları oldular. Ata- türk'ün mirası aklı ve bilimi göz ardı ettiler. 12 Eylül Türk milletine ağır bir darbedir ama unutulmamalı ki onun da ha- zırlayıcıları politikacılardır. 12 Eylül'den en büyük zarar gören kurum bence üniversi- teler olmuştur. Bu darbe üni- versite ve onun mensuplarının kişiliğinde derin yaralar açmış- tır ve bunlar hâlâ sarılabilmiş değildir. Bizler evrensel doğru- ları arayan, araştıran ve onları halka, topluma ulaştıran, her şeyin özgürce öğretildiği ve öğrenildiği, her türlü iletişime, eleştiriye ve demokratik dene- time açık bilimsel ve yönetsel özerkliğe sahip erkini özünden alan bir üniversitenin özlemini çektik ve bunu hâlâ sürdürü- yoruz. Üniversite rektörlüğü- ne seçilen Prof. Mesırt Parlak ağır görevler yüklenmek zo- rundadır. Üniversitenin bozu- lan dengelerini yeniden kur- mak hiyerarşik, otoriter yapı yerine katılımcı, öğretim üye- lerinin karar mekanizmaların- dan dışlanmadığı, öğrencile- rin örgütlenmelerine olanak veren yeni biryapılanmayı ger- çekleştirmenin hedefleri ara- sında olacağını umarız... Bu- nun için üniversitenin en tutar- lı ve ilkeli üyelerini yardımcı olarak seçmesi gerekecektir. Fakültesini, bölümünü, değil tüm üniversiteyi düşünecek insanlar yönetimde yer alma- lı. Tıp fakültelerini kayırmaya- cak bu fakültelerin sayısal üs- tünlüğünü dengeleyecek ça- reler arayacaktır sanırız yeni rektör. Rektörlere verilmiş sı- nırsız yetkileri kullanmayacak ve onları demokratik şekilde oluşturulmuş kurullara bıraka- caktır. Hiçbir gruba, hiçbir po- litik eğilime angaje olmayaca- ğını, kendisine oy verenler- vermeyenler ayrımı yapmaya- cak; nihayet bilime, bilimselli- ğe öncelik veren dogmatizmin üniversite içinde yuvalanma- sına olanak tanımayan; evren- sel doğruları arayan, onları yerleşmiş, kalıplaşmış düşün- ce ve inanışlara karşı savunan; gelişmeye, ilerlemeye açık, seçim ve atamalarda liyakatı öne çıkaran bir üniversite ya- ratmak, yeni rektörümüzün hedefi olmalıdır diye düşünü- yorum.. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK hehicakwturk.net HARBt SEMİH POROY semihporoy(cyyahoo.com HAYAT EPlK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikuı mynet.com ONCE "GARSAF LİSTE OL/\BtLIR" bEDIM, SONRA Bl MANEVRA İLE BLOK LtSTEYİ GECÎRDIM... BÜYÜSÜM Dt Mİ?I.. BU OYUNLAR YÜZÜNbEN SONRAD/AN CAftŞAFLAMAYAUAA SAYIN BAYKAL? OTOBÜSTEKİLER KEMAL ÜRGENÇ k_urgenc(u yahoo. com -Yöi-yüze hokmak yen'ne, sû'rekdelkrMckk p k h İkiiftm ^ofUnhnnı nastl falledecekkr TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3Şubat www.ınunılaz-arüutn. com W00DR0W WILSON'IN BAŞKANUĞL 'TE BU6ÜM, ABD 'NİM Z&. DEVLET BAşKANt r. DgGW VJILSON ÖLMÜfTİİ. 1313 -1'3Zf YILLA- fft A&ISrN&A 8AŞI&IMU*; yAPAN W(L£Ohl, ÜL££- A///V iç s/yASer//voe/ rycA/e./ VEKELLEŞMeyı EN- Ğ f / 'AJfA/ VVfLSON, , AgD 'NİN T#fSAF£tZ PA/Z/S SA&tŞ CULUK ETMİÇTİ- YİNE PE, 'Miu.£rLERıM KENPi TAYİN HAKKt" FIKfti PEK l BSTEK BULMAMI?ri-. FOI msm \ mımm > OUTP, I«| WAR! I. Pünya Savafı 'rta girmtmeki* dirt.- nerı bir karikalurû: -Alman dleniza/tı- Sardı mı?Tiih br rrnydt!?. DÜZ ÇIZGt ÜMÎT ZtLELt Bill Türkiye'yi Tekeline Aldı! Dünyanın en zengin adamı geçen hafta sonu Tür- kiye'deydi... Bill Gates, cumartesı günü yalnızca 3 saatliğine uğ- radığı Ankara'da Tayyip Bey tarafından ağırlandı. Baş- bakan'a Microsoft'un son tasarımı olan, sesli komut- la idare edilebilen bir dizüstü bilgisayar hediye etti. Ar- dmdan "bilişim" toplantısında özel hazırlanmış "öv- gülerle Türkiye" konuşmasını yaptı. Sonra da gitti! Ama giderken cebinde Türk Telekom Genel Müdürlü- ğü ile yaptığı anlaşma, "Elektronik devlet" projesin- den aldığı pay, tek elden yürütülecek bu projenin alt yüklenici firma olma garantisi vardı! Bu üç saatlik "olağanöstü şov"un ardında yatan trajik gerçekler ise Gates fırtınası geçtikten sonra or- taya döküldü; Türkiye'nin 21. yüzyıla adapte olması- nı sağlayacak olan e-devlet projesi tam bir teslimiyet- çilikle bir Tekel konumunda olan Microsoft'a emanet ediliyordu. - Gates, Türkiye Cumhuriyeti'ni tekeline almış, gitmişti! • • • önce Microsoft'u tanıyalım... Yaklaşık 200 milyar dolarlık dünya yazılım pazarının yüzde 9O'ı Bill Gates'in şirketi Microsoft'un kontrolün- de. Ancak son yıllarda şirketin başı bir hayli dertte. Ön- ce ABD'de antitekel yasalarına karşı geldiği için mah- kûm oldu. 2004'ün Mart ayında bu kez Avrupa Birliği Komisyonu Microsoft'u pazarda haksız rekabet yarat- tığı gerekçesiyle suçladı. Şirket 497 milyon Euro rekor cezayı ödemek zorunda kaldı. Aslına bakarsanız kontrol ettiği pazar ve elde ettiği muazzam gelir yanında bu cezalar Gates ve şirketi için devede kulak bile değil. Peki, Gates niçin Evliya Çe- lebi gibi ülke ülke dolaşıyor? Sorunun yanıtı çok açık: - Linux: 1991 yılında üniversite öğrencisi LinusTorvalds ta- rafından tamamen hobi olarak geliştirilen Linux'un, bugün dünyada yaklaşık 20 milyon kullanıcısı bulunu- yor. Linux kısa zamanda Microsoft'u çileden çıkara- cak bir hızla büyümeye başladı. Peki niçin? Çünkü Li- nux, tekel konumundaki Microsoft gibi kapalı kaynak kodları kullanmıyor. Tam anlamıyla bir açık kod yazılı- mı. Yani geliştirilmeye ve yeni programlar üretmeye müsait. Üstelik ücretsiz. Ayrıca dünyanın birçok ülke- si Microsoft'tan ünux'a geçiş yapmaya başladı bile. Brezilya lisans ücretlerinin fazlalığından şikâyet ederek devlet dairelerinde Linux'a geçeceğini açıkla- dı. Italya, büyük bir kampanya ile ilk 5 yıl içinde 11 mil- yon Linux tabanlı bilgisayarı okullara dağıtmayı hedef- liyor. Finlandiya'da 13 farklı devletin temsilcileri bir araya gelerek kamu kurumlarında yalnızca Linux kul- lanılmasına ilişkin çalışmaları başlattılar. Almanya, parlamentoda bulunan 150 Windows sunucuyu Li- nux ile değiştirdi. Ayrıca Teknoloji ve Eğitim Bakanlığı ülkede yapılan tüm Linux konferanslarına sponsorluk saölıyor. Çin, kamu kurumlarını Linux ile donatıyor. örnek çok, dünyanın en az 45 ülkesinde bu yönde değişikliğe gidiliyor... Ve Microsoft fena halde endişe- leniyor... Böyle olunca da patron Gates hababam do- laşıyor! •*• Peki, bu ülkeler niçin Linux'a dönüyor? Buna Tür- kiye Bilişim Derneği Başkanı Mansur Karakoç'un akıllıca benzetmesiyle yanıt verelim: - Kapalı kodlu yazılım, içeriğini bilmediğiniz ila- cı kullanmaya benzerl Microsoft, Türkiye'de yaptığı anlaşmalar uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı'na düşük bedelli projeler ürete- cek. Kapalı kodlu yazılımla yapılacak bu projeler ge- lecekte tamamen Microsoft'a bağımlı kuşaklar yara- tacak! Bitmedi; işletim sistemlerinin güvenilir hale ge- tirilmesi çok zor bir süreç. Kim olduğumuzdan uçaklanmızm nasıl yönetileceğine, silahlarımızın kullanımından, kredi kartı ile yaptığımız alışveri- şe kadar her şey bilgisayarlar üzerlnde duruyor. Ya onlara bir şey olduğunda ne yapacağımızı bil- miyorsak? Ne kadar güvenilirler? Hele hele bu tehlike blzzat yazılımın kendisinden geliyorsa?!!! Bu nedenle açık kodlu yazılım, aklı başında ülkeler tarafından destekleniyor. Daha dün Bilkent Üniversi- tesi öğretim Üyesi Mustafa Akgül, TÜBlTAK'ın daha hızlı ve daha güvenli çalışan bir "ulusal işletim sis- temi" üzerinde çalıştığını ve desteklenmesi gerektiği- ni açıkladı. - Peki, buhükümethangihaklageleceğimizibir tekele ihale ediyor??? e posta: umitzileli(« gmail.com 1 2 3 4 5 6 ; 9 1 = 2 3 İ 4 5 1 6 7 8 9 I2 3 4 5 6 7 8 9 B U L M A C A SJgP^T YAŞ4Y/UV SOLDANSAĞA: 1/Halkdilinde ayçiçeğine ve- rilen ad. 2/ Bir peygamber... Ekmek parça- sı, lokma. 3/ " Yedi türlü çi- çek vardır ba- şında/Kokar- ~ ile gül kar- makanş" (Ka- racaoğlan)... Bir cetvel tü- rü.4/îşaret...Erkekli- ğini gidermek, iğdiş etmek. 5/Bırdilde ye- ni sözlerkullanma. 6/ Çoğul ikinci kişi adı- lı... Püskürtü. 7/Mak- sat... Fazla olarak, üs- telik. 8/ Kıl ve saçla- rın dökülmesi ya da 8 yokluğu. 9/ Yaratıcı- 9 _ sının adı bilinmeyen yapıt... "Sivas'a giderken bir va- di var derın / Ben hep gece geçtim ordan / Bir — gi- bi dibinden ekinlerin" (Cahit Külebi). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/tztnir'in Selçuk ilçesi yakınlannda turistik bir köy. 2/Mantık... Nâzun Hikmet'in soyadı. 3/ Konya ilin- de bir baraj... Kürkü değerli biryaban kedisı. 4/Çal- gı ağızlığı ve pistonu olan, boyundan geçirilerek tu- tulan üflemeli bakır çalgı. 5/ Siyah, sert ve ağır bir tahta... Çemberin çevresinin çapına oranmı gösteren sayı. 6/At eğitimine ve bu eğitimin yapıldığı yere ve- rilen ad... Alevi-Bektaşi törenlerine verilen ad. II Hayvanlaravurulandamga...Muğla'nınbir ilçesi. 8/ Türlü nedenlerle başanlı olamayan kimse... Okya- nusların çok derin kesimlerine verilen ad. 9/ Antal- ya'nın Kaş ilçesi açıklarında arkeolçjik bir ada. r.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle