Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2005 PAZAR
HABERLER
1325 yıl önce yapılan katliam bugün ABD ordulan tarafından tekrarlanıyor
'Kerbela'dan Kerbela'ya
kaıılar akb duydunuz nıu?'MİYASEİLKNUR
Üç yıl önce yitirdiğimiz ünlü Ozan
ÂşıkMahzuniŞerif ın "Beyaat'tan
Bcyazıt'a kanlar akü duydunuz 11111?"
dizelerine nazire olarak attığımız
yukandaki başhk, 1325 yıl önce
mcydana gelen Kerbela Katliamı ile
bugün işgalci ABD ordusunun Irak'ta,
özelliklc dc Kerbela ve Necef te
yaptığı katliamlan vurgulamak için
atıldı. Mahzuni Şerif, 1968'de Beyazıt
Meydanı'nda Taylan Özgür'ün
öldürülmesinden 10 yıl sonra 1978
yıhnda meydana gelen 16 Mart
katliamında yaşamını yitirenler için
yazmıştı bu dizeleri. Taylan Özgür'ün
öldürülmesinin üzerinden geçen 10
yıllık süreçte faşist terörün tırmanarak
arttığını haykırmak istemişti.
Kcrbela'da ise zalim ve mazlumun
savaşı, aradan 13 asır geçmesine karşın
bir kez daha sahneleniyor. 13 asır önce
zalim, Yezit vc ona bağlı 10 bin silahlı
orduydu. Mazlum ise îmam Hüseyül
ve 10 bin ordu karşısında boyun
eğmektense onurluca ölmeyi seçen 63
yoldaşı. Kerbela'da yine kanlar akıyor.
Bu kez zalim rolünü ABD ordusu,
mazlum rolünü ise toprakları işgal
edilmiş Irak halkı üstlenmiş. Sayıca ve
silah olarak Yezid'in ordusu Hüseyin'le
63 yoldaşına kıyaslanmayacak kadar
nasıl üstündüyse, ABD ordusu da
silahları alınmış, ordusu dağıtılmış
Iraklılara karşı aynı üstünlüğe sahip
bulunuyor.
Bugün sadece Islam tarihinin değil
insanlık tarihinin de cn acı
olaylanndan biri olan Kerbela
Katliamı'nın yıl dönümü. Hicri
takvime göre Muharrem ayı Alevi,
Bektaşi ve Şiiler için "Matem Ayı"
olarak kabul edilir. Kerbela
Katliamı'nın Muharrem ayının 10.
günü gerçekleşmesi nedeniyle
asırlardan beri
muharrem ayında
Kerbela şehitlerinin
yası tutulur ve bu ay
"matem ayı" ya da
" Yas-ı matem
günlerT olarak
anılır.
Zalim ve
mazlumun
savaşı
Tarih boyunca zalim
ve mazlumlann
savaşı, romanlara,
filmlere, oyunlara
konu olmuştur. Bu
savaş dün de
sürüyordu, bugün de
sürüyor, gelccekte
de sürecek. Sadece
roller değışmiş,
zalimin ve
mazlumun kimliğı
ve savaşın yaşandığı coğrafya
farklıhklar göstermiştir. Zalim, tarih
sahnesine kimi zaman firavun, kimı
zaman Yezid, kimi zaman Nemrut,
kimi zaman da Dehhak, kimi zaman
Yavuz Selim, kim zaman da Hızır Paşa
olarak çıkmıştır. Günümüzde
yerkürede yaşanan olaylara
bakıldığında ise en büyük zalim, Irak'ı
işgal eden ve o topraklann asıl
sahiplerine zulmeden ABD'dir. Oysa
çok değil bundan 12 yıl önce Halepçe
katliamına onay veren Irak'ın devrik
Başkanı Saddam llüscyin zalim olarak
anılıyordu. Bugün topraklan işgal
edilmiş, ülkesinin zenginlikleri talan
edilmiş Saddam mazlum rolünde.
Zalimler gibi mazlumlar da farklı
isimlerle tarihteki yerini almıştır.
Bazan Spartaküs olmuştur, bazan
Musa, bazan Halil tbrahim, bazan
Hüseyin bazan da Pir Sıılf an
Ama hiç kuşku yok kı, zalımlerin ve
mazlumlann savaşında Kerbela'nın
özel bir yeri vardır. Olaya, 1400 yıl
evvel meydana gelmiş basit bir iktidar
savaşı ya da tslam dinini temsil etme
konusunda kabilclcr arası mücadele
görüntüsü vererek dudak bükınek
yüzeysel bir bakışın ifadesidir.
O bakış nedeniyledir ki, Pir Sultan
Abdal'ın "Gelin canlar bir
olalım/Yezid'e lcılıç çalaum/Hüseyin'in
öcün alalım/Tevekkeltü Taalallah"
dizeleri talırif edilip "Gelin canlar bir
olalun/Zalime kılıç çalalım/Mazlumun
hakkın alalım/Tevekkcltü laalallah"
olarak söylenir oldu. Pir Sultan,
Hüseyin ile Yezid'in kendisinden 10
asır önce yaşadığını bilmez değildi.
Ozanın dizeîerindekı Hüseyin,
mazlumluğun, Yezid ise zalimliğin
sembolü olarak kullanılmıştır. Kerbela,
asırlardan beri zalimle mazlumun,
despotlukla hoşgörünün, zenginlik,
ihtişam ve iktidarla yoksulluğun,
ezilmışliğin ve insanı insan yapan
değerlerin savaşı olarak akıllarda yer
etmiştir. Bu savaşta zalime boyun eğip
refah içinde bir yaşam yenne ölümü
seçen lmam Hüseyin mazlumluğun,
inannuşlığın sembolü olurken, Yezit
ise isim olmaktan çıkıp her devirde
zalimlere verilen bir sıfat olmuştur.
Eğer bu bir iktidar kavgası olsaydı,
ölüm yerine yaşamayı seçer ve iktidan
ele geçirmck için fırsat kollardı.
Hüseyin'in iktidar peşinde olmadığı,
onu ikna etmek için gelen
Yezid'in komutanı Ömer'e verdiği
cevapta saklıdır: "Nedir ki biat etmck?
Eğilirsin olur biter. Her isteyen
istediğine boyun eğdirirse, boyun
eğmeyenlerin hali nice olur?
Sanılmasın ki boyun eğmemek bir kibir
işidir. Ben dc boyun cğeıim. Ama
bilirinı ki, Yezid'in önündc eğilirsem
eğer, zaümlik a/aimaz çoğahr.
Bana 'inat etme' dersiniz. Peki, Yezid
biat etmem için neden bu kadar inat
etmektedir? Çünkü 0 güçlüdür.
Gücünü de senin gibi kumandanlann
ordulanndan almaktadır.
Sanılmasın ki, kibrimden dolayı boyun
eğmiyorum Yezid'e. Ben benden
sonra gelccekleri düşünerek, bir
insanın ne kadar güçlü olursa olsun,
yine de gücünü kıracak birilerinin şu
dünyada var olabileceğini göstermek
istiyorum."
Belli ki Hüseyin, babası Hz. Ali'nin
"Haksızlığa boyun eğenler yalnız
haklannı değil onurlannı da yiiiı irkı•"
sözünden gerekli dersi çıkarmıştı.
şehltler İçin vas
Muharrem ayında Şiiler 10 gün oruç
tutar. 10. gün şehitler anılır ve 0 gün
aşure pişirilerek dagıtılır. Alevi ve
Bektaşi ler de ise durum bölgeden
bölgeye, ocaktan ocağa farklıhklar
gösterir. Genellikle
Aleviler her bir
imam için bir gün
olmak üzere
Muharrem'de 12 gün
oruç tutarlar. Bazı
Alevi ocaklannda
oruç, 11 buçuk
gündür. Kerbela
katliamından lmam
ZeynelAbidin'in
kurtulması nedeniyle
yarım gün oruç
tutulur. Oruç
bitiminde Zeynel
Abidin'in kurtuluşu
kurbanlar kesilerek
şükranla karşılanır.
Kerbela Şehıtlen'nın
susuz
katledilmesinden
dolayı Muharrem ayı
boyunca oruç
tmam Hüseyin açıldıktan sonra dahi
su içilmez. Su
ihtiyacı, sulu meyveler ve şerbetle
giderilir. Su ıçilmediği gibi et de
yenmez. Saç ve sakal tıraşı olunmaz,
cinsel ilişkiye girilmez, kahkahayla
gülünmez. 10. gün Kerbela şehitlerini
anmak için cem yapılır. Cemde saz
çalınmaz, sadece lmam Hüseyin için
yazılmış mersiyeler okunur.
Alevi-Bektaşi şiirinde mersiyelerin
özel bir yeri vardır. Geçmişten
günümüzc büyük ozanların şiirleri
içinde mutlaka bir mersiyeye rastlanır.
Alevi ozanlanndan Esiri'nin mersiyesi
en bilinenlerden biri:
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Deli gönül çok açılıp şad olnıa
Kerbela'da Şah I lüscyin'c baksana
Nefsine uyup da kahkaha gülme
fc'Jıl-i Beyt yastadır gama baksana
Yezid kasteyledi vcrmedi suyu
Orada tutuldu Kasun'uı toyu
Sakine ağlıyor na-murat deyü
Fadime'nin kıııasıııa baksana
İJmmü < .ıılsuııı. Zcyncp hep yasta âlem
Alemdar Ahhas'm kolları kalem
Takdir-i ezelde böylcydi ilam
Fırat suyu kan akıyor baksana
Çok ccfaya ınalik Zeyncb-i Sani
Müseyb Gazi ala onlardan hayfi
Hür Şehid dc Keı bcla'nın Kurbanı
Haymegâh'ın atcşine baksana
Ümmii Gülsüm, zeynep çekerler te'süf
Kerbela çölleri imama nasip
Sünası peygamber cemali Yusuf
Ali Ekber'in Lcyla'sına baksana
Esiri guşeyle bu dünya cefa
Bunca kaîıı-amanlar sümıedi scfa
Şehitler Şehidi ey Necef Şaha
Harabede Sakine'ye baksana
Tahran 'da
tiyatro
gösterisi
tmam Hüseyin ve
yoldaşlannın şehit
edilmesinin yıldönümü
nedeniyle duzenlenen
ctkinliklerin en
kalabalık katıhmh
olduğu ülkelerden biri
her yıl olduğu gibi bu yd
da İran'dı. Başkent
Tahran'da Aşurc
Giinü'nün anlam ve
önemini anlatmak
amacıyla lıa/ırlanan bir
tiyatro oyunu hafta
boyunca sergilendi.
Dünkü gösterimde ise
salon igne ahlsa yere
düşmeyccek kadar
kalahalıkd. tmam
Hüseyin'in yaşamını
konu olan oyunu
izleyenler gözyaşlannı
tutamadı.
(Fotoğraf: REUTERS)
Hüseyin ölümü seçtiAli'nin halifeliğini kabul etmeyen
Şam Valisi Muaviye, onun ölümün-
den sonra kendisini halife ilan etti ve
Hz. Ali'nin büyük oğlu Hasan'dan
kendisine biat etnıesini istedı. Oysa
Ali'nin ölümünden sonra Kııfelıler
Hasan'ı Halife seçmışlerdi. Kûfeli-
lerin yaru sıra Ali 'ye bağlı olan Mek-
ke, Medine, 1 Iıcaz ve Yemen halkı
da Hasan'a biat etmiijti. Bunuhaber
alan Muaviye, 60 bin kişilik ordu ile
Irak'a yürüdü. Ilasan da onunla sa-
vaşmak için harekete geçti. Özünde
banşscver biri olan ve kan dökül-
mesini istemeyen Hasan, etrafında-
kilcrin savaştan kaçınnıası ve sayı-
larının giderek azalması üzerıne ça-
resiz Muaviye ile beş maddelık bir
anlaşma yaparak biat etti. Bu anlaş-
ınaya göre Hasan'a bağlı olanlara
eziyet edilmeyecek, hutbelerde ba-
bası aleyhinde konuşulmayacak, kar-
deşi Hüseyin'e biat etmcsi yönünde
baskı yapılmayacak ve Muaviye öl-
dükten sonra halifelik oınuı soyuna
geçmeyecekti.
Ancak Muaviye anlaşmanın hic-
bir şartına uymadı. Hasan'ın karde-
şi Hüseyin ise Muaviye'nın şartlara
uymayacağı konusunda ağabeyini
uyarmış ve biat etmektense savaşmak,
gerekirse ölmek gerektiği konusun-
da ısrar etmişti.
Muaviye, kendisine biat etmesine
karşın Hasan'ı hep bir tehlike olarak
gördü. Kendisinin ölnıesi halinde
halifeliğın I lasan'a geçeceğini bil-
diğınden onu ortadan kaldırmayı
planladı. Hasan'ın karısı Cude ile
anlaştı ve "Hasan'ı öldür, seni oğ-
lum Yczid'leevlendireceğim'' vaadiy-
le kandırdığı Cude'ye Hasan'ı zehir-
letti. Muaviye'nın sarayındakı zen-
ginliğin ve ihtışamın hayalıne kapı-
lan Cude, kocası IIasan'ı zehirleyip
öldürdü ancak amacına ulaşanıadı.
Zira Muaviye sözünü tutmadığı gi-
bi bir siire sonra da Cude'yi öldürt-
ni. Hüseyin, ağabeyi Hasan'ın ölü-
münden sonra Ali yandaşlarının ıs-
rarına karşm hemen harekete geçme-
di ve banş koşullarına uyarak Mu-
aviye'nin ölüınünü bekledi.
Ancak Muaviye, ölmeden önce
oğlu Yezid'in halifeliğini ılan etti.
Mayıs 680'de Muaviye ölüncc oğlu
Yezid onun yerine geçtı. Yezid, Me-
dine Valisi Velid'e "Benim halifeli-
ğime karşı çıkan Hüseyin ve diğcr
iki kişinin biat etmesini sağla" emri-
nı verdi Velid, Hüseyin'den gizlice
biat etmesini istedi. Hüseyin bu is-
tek karşısında, karan halkla beraber
vcreceğini söyleyerek ailesiyle bir-
likte Mekke'ye gitti.
Hüseyin' in Mekke'ye gittiğini öğ-
renen Kûfeliler, haber yollayarak
onu destekledıklerini ve Kûfe'ye ge-
lebileceğıni söylediler. Durumuaras-
tırması için Hüseyin, amcasının oğ-
lu Miislünı'ü Kûfe'ye gönderdi. An-
cak gerekli önlemi alan Yezid, Müs-
lüın'üöldürttü ve Kûfelilere baskı uy-
gulayarak halifeliğini kabul ettirdi.
Bu arada Hüseyin, amca oğlu Müs-
lünı'ün öldürüldüğünden habersiz
Kûfe'ye doğru yola çıktı. Yakınları-
nın "Kûfeliler dönektir" yolundaki
uyanlannı dinlemeyen Hüseyin, ken-
dısıyle gelmek istemeyenlerin geri dö-
nebileceğini söyledi. Bunun üzerine
yanındakılerin bir kısmı aynhp ge-
ri döndü. Geride sadece ailesi ve bir-
kaç sadık adamı kaldı.
Kûfe'ye gitmeyi kafasına koyan
Hüseyin'in yolu kesildi. Kıızeye yö-
nelen Hüseyin Kerbela denilen yer-
dekonaklamakzorunda kaldı Ubey-
dullah'ın gönderdığı Ömer komuta-
sındaki 6 bin kişılık ordu I lüseyin'in
üzerine gitti. Omer'in görevlendir-
dığı 50 atlı Fırat Nehri ile Hüseyin'in
çadırlan arasında konaklayarak ne-
hirden su almalannı engelledi. Hü-
seyin'in biat etmeyip direndiği hal-
de hâlâ öldürülmemesine kızan ko-
mutan, Önıer'i uyarmak için Yezid,
Şimr'i görevlendirdi.
Yalnız bırakmadılar
Şimr, "Eğer Ömer, Hüseyin'e bo-
yun eğdiremeyecekse öldürsün, aksi
takdirde komutaıüığı sana devrct-
sm" emrrra aldıktan sonra Kerbela'ya
gelerek karan Ömer'e tebliğ etti.
Ömer, Şımr'e "Siz Hüseyin'i tanı-
ımyorsunuz, ölür de biat ctnıcz" de-
mesine karşın aldığı enıri yenne ge-
tireceğini söyledi.
Hüseyin, gece ailesini ve yakınla-
nnı toplayarak "Onlann kellesini is-
tcdiği kişi benim. Şimdi siz gece ka-
ranlığından yararlanarak teker te-
kerkaçın" dıyerek uyandabulundu.
Ancak kımse Hüseyin'i yalnız bı-
rakmak istemedi.
Aşure günü olan ertesi sabah, Ye-
zid'in ordusu ile Hüseyin'in ordusu
karşıhklı saf oldu. Yezid'in 6 bin ki-
şilik ordusuna karşın, Hüseyin'in
yaıunda sadece 63 kişi vardı
O dönemin geleneklerine göre sa-
vaş tek tek çarpışmalar halinde ya-
pılıyordu. Savaş gün boyu sürdü On
aylık oğlu AH Asgar, uzaktan atılan
okla beşikte öldürülünce çok uzülüp
ağladı. Hüseyin ve ailesi susuzluk-
tan kınlmak üzereydi.
Kardeşi Abbas, Fırat'a gidip su
almak istedi. Suyualıp dönerken Ye-
zid'in askerleri tarafından sarıldı ve
kollan kesildi. Günlerdir susuz olan
Hüseyin nehre ınip su ıçmek istedi,
ancak atılan oklarla yaralanıp su ıçe-
meden geri döndü.
Bu arada Yezid ordusunda bulu-
nan savaşçılığı ile ünlü Hür bin Ri-
yah, Ilüseyin'in üstüne bu kadar gi-
dilmesini içine sindiremediğini be-
lirterek saf değiştirdi. Hüseyin'in ta-
rafına geçen Hür bin Riyah, Yezid or-
dusu ile önce kendisinin savaşmak
istediğini söyledi. Hüseyin'in "Öl-
nıckiçin bu kadar acele etme. Kara-
nnı gözden geçirmekiçin zaman ka-
zanmış olursun" uyarısına karşın
Hür öne atıldı ve bir süre savaştık-
tan sonra katledildi. Kerbela'da Hü-
seyin için ölen I lür bin Riyah'ın adı
Alevı-Bektaşi toplumunda Hürşelıit
olarak geçmektedir.
1 lüseyin, ölmeden önce ağabeyi
1 lasan'ın vasiyetini yerine getirmek
için yeğeni Kasun ile kızı Leyla'yı
0 gece evlendirnıişti. Ali likber ön-
ce kendisinin savaşmak istemesine
karşı çıkan Hüseyin, oğlunun ısrarı
üzerine onay verdı. Ancak Ali Ek-
ber de katledildi Kardeşi Abbas ve
yeğeni Kasım da öldürülünce sıra
Hüseyin'e geldi.
I lüseyin ev halkıyla tek tek helal-
leştikten sonra ortaya geldi ve kar-
şısındakilere "lk-ıı si/.in peygambe-
1 iı1i/in 11M 111ıu. onun amcaoğluve da
madı,flkMüslünianlardan Ali'nin oğ-
lu değil nûyim? Dedem Muham-
med'in "Hasan'la Hüseyin benim
göz ıu 11 uındııı;onlaninciten beni in-
cin'ı sö/loıinihiç duymadınız 1111? tçi-
nizdenhanginize kötülüğüm dokun-
du, liiıııiıı ekmeğini elinden aldını"
dıye seslenmesinin ardından karşı-
sına gelecek kışiyi bekledi. Konıu-
tan Ömer' in üstelemesine karşm Ye-
zid ordusundan kimse Hüseyin'in
karşısınaçıkmakisteıniyordu. Uzun
süre karşıhklı bekleşmeden sonra
Şimr'in "Ne beküyorsunuz, Hüse-
yin'in günlerdir susuz ve yorgun <>l-
dıığıınıı lulıniycn-ınıısunıı/,?" diye çı-
kışması üzerine dört bir yandan sal-
dırılar başladı ve I lüseyin'in akıbe-
ti de yakınlan gibi oldu.
Yezid ordusu Hüseyin'in çadırla-
nnı yağmaladı. Bu arada lıasta oldu-
ğu için savaşa katılamayan Hüse-
yin'in oğlu Zeynel Abidin'i fark
edip öldünnek istediler. Ancak ha-
lası Zeynep'in yeğeni Zeynel Abi-
din'in üzerine kapanması üzerine
ona dokunulmadı. Ailesini toplaya-
rak Irak'a giden Zeynel Abidin, Pey-
gamber'in soyunu devam ettirdi.
Hz.Hüseyin ve diğerlennın başlan ke-
silerek mızraklara takıldı ve Yezid'in
sarayına görürüldü.
PAZAR
ORHAN BURSALI
Halkımız Mutlu Cmu?)
DlE'nin (Devlet Istatistik Enstitüsü) yaptığı ve
halkımızın "mutluluk düzeyini" ölçtüğü belirtilen
bir anket epey tartışma yarattı. Kimimiz veryan-
sın etti, nüfusun 20 milyonu yoksulluk içinde ya-
şarken biranketle halk nasıl mutlu mesut ilan edi-
li, dedik..
DİE bu anketi nasıl yaptı, hangi soruları, nasıl
ve kimlere sordu.. yöntem bilinmeden anketi sor-
gulamak zor. Bu tür istatistikler her zaman yanıl-
tıcı (kasıtlı) sonuçlar verebilir. Ayrıca, mutluluk
nedir, tanımı üzerine bir uzlaşma olması gerekir.
Anketi düzenleyenlerin amacı, mutluluk anlayışı
ve halkın içinde neyi aradıklarının, toplumda iz-
düşümü olmalı.
Yarın seçim olsa AKP ye oy verir misin, çok so-
mut bir sorudur. Mutlu musun, sorusu ise kültü-
rel ve mekân bağımlıdır, çok değişkenlidir, top-
lumsal referanslara ve konumlara göre farklı de-
ğerler ifade eder, müthiş göreceli bir içerik taşır.
•••
Bu konuda hiç yazmayacaktım, ama iki yazı be-
ni zorladı. Biri Hindistan'da yapılan bir "mutlu-
luk ölçüm". Bu ülkenin yoksulluk ve sefilliğiyle ün-
lü üçüncü büyük kenti Kalkütalılar hiç de sanıl-
dığı gibi mutsuz değil! (Ay bize ne kadar benzi-
yor!) 1 -7 arasında değişen bir puanlama sistemi
sıralamasında, Kalkütalılar 4. sıradaymış.
Portland Eyalet Üniversitesi ruhbilim uzman-
larından Ed ve oğlu Robert Bisvvas- Diener, "Öz-
nel Mutluluk"u araştırıyor. Ayrıca Doğu Afri-
ka'daki Masai savaşçılarından Kuzey Grön-
land'daki Inughuit avcılarına kadar çok geniş bir
coğrafya, araştırmaalanları içinde; insanların ruh
durumlarını ve geleceğe bakışlarını inceliyorlar...
Vardıkları sonuç ilginç: Insanlar, nerede ve nasıl
yaşıyor olurlarsa olsunlar, "mutlu olmaya prog-
ramlanmışlar"... Yani, mutluluğun evrimsel bir
yönü var.
77me'ın 7 Şubat sayısında yayımlanan haber-
de, şöyle diyorlar: "Mutluluk evrimin insanoğlu-
na bağışladığı bir nimet. Bu sayede en zor ko-
şullara bile ayak uydurabiliyor ve gelişebiliyoruz.
Toplumsallaşmamız da bu mutlu olmak Isteği-
ne yanıt veriyor."
Dünyanın en mutlu insanları da Güney Ameri-
kalılarmış.. en neşeli ülkeler sıralamasında ilk üç
ülke, Porto Rico, Kolombiya ve Ispanya...
Hımmm. Demek ki mutluluk ile maddi zengin-
lik içinde yaşamak arasında mutlaka doğrusal bir
ilişki yok. ABD ve diğertüketim toplumlarında mal
sahipliği fetişizminin doruklara pompalandığı top-
lumlara kıyasla, bu ülkelerde mutluluk çok fark-
lı ve zengin içeriklere sahip. Ed Diener'a göre, "baş-
ka ülkelere kıyasla daha yoksul olan Porto Ri-
co'lularla Kolombiyalıların neşeli olması, genel-
de yaşamın güzel olduğu inancının ağır bastığı
kültürel değerlerden kaynaklanıyor."
••*
Fakat kültürel göreliliğe bakın: Doğu ülkele-
ri hiç de öyle düşünmüyor. Japonya, Çin ve Gü-
ney Kore'deyaşayanlar, mutluluklarını değerlen-
dirirken başlarından geçen en kötü olayları temel
alıyormuş. Rotterdam Erasmus Üniversitesi'nin
Dünya Mutluluk Veritabanı'nagöre, yerkürenin
en mutlu insanları Danimarkalılar, Isveçliler ve
Maltalılar. Tanzanya3.2 puanla dünyanın en mut-
suz ülkesi.
Batı ülkelerinde mutluluk çok önemsenen,
pompalanan, hayatın neredeyse bu kavram et-
rafında döndüğü ve herkesin mutlaka mutlu ol-
mak zorunluluğu hissettiği bir olgu. Türkiye de
yavaş yavaş bu döngüye girmiyor mu?
Virginia Üniversitesi'nden Shigehiro Oishi:
"Batılı ınsanlar kendilerini mutlu olmak zorunda
hisseder ve nasılsınız diye sorulduğunda, kötü
bile olsalar, 'lyiyim' diye yanıtlar. Oysa Asya'da
kişinin her şeyi tıkırında olsa bile, iyi olduğunu
dile getirerek kendisini başkalarından üstün gör-
mek istemez".
Bir sonuç: "öznel mutluluğun ekonomik ko-
şullardan çok kişinin tavrıyla ilintili olduğu söy-
lenebilir. Fransa'da ise 'hiç bir şeye aldırmayan,
şen şakrak' bir tavırpek de hoş karşılanmaz, bu
nedenle Fransa mutluluk sıralamasında Danimar-
ka ve Isveç'in bile altında."
Şüphesiz, Batı ülkelerinde ekonomik refah ve
rahat toplumsal hayat altyapısının mutlulukla il-
gisi var. Time'daki haberde uzmanlar diyor ki:
"Demokrasi mutluluğun yolunu açan en etkili
unsurlardan biri. Isviçre'de sık sık oylamaya gidil-
mesi halkın yaşam sevincini körüklüyor. Insan-
lar oy vererek yönetimde söz sahibi olduklarını
ve siyasal sürecin içindeyeraldıklarını hissediyor-
lar; bu da, onlan mutlu etmeye yetiyor."
Son olarak: Scientific American'da yayım-
lanan özsaygı konulu bir makaleye göre, özsay-
gı ile mutluluk arasındaki olumlu ilişki, finansal
doyum ile mutluluk ilişkisinden daha yüksek not
almış durumda! Türkiye ortalarda bir yerde!
obursali@cumhuriyet.com.tr
Kamcoahmet'te Âşure Günü
Karacaahmet Sultan Türbesi'ni Aşure Günü dola-
yısıyla ziyaret eden yurttaşlar, uzun kuyruklar oluş-
turdu.Üsküdar'daKaracaahmetMezaıiığı'nınkar-
şısuıda bulunan Karacaahmet Sultan Türbesi'nc ge-
len yurttaşlara Aşurc Günü dolayısıyla lokma dağı
nku.Turbeyegirmekiçin uzun kuyruklar oluşturan-
lara cemevinde dc üziim ve şeker dağrâldı. Karaca-
ahmet Sultan Türbcsi'ne gclcn bir gı-ııp İranlı, hu-
rada, Hz. Hüseyin'in şehit edildiği günün anısma lok-
malarla oruçlarun bozdu. Mısır Çarşm'ndaki Ivla-
latya Pazan Kuruyemişçilik tarafından, "Aşure Gü-
nedeniyle yurttaşlara aşure dağınldı. (AA)rııı