25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA 8 HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonauldak Y Y Y Y Y Y Y Y Y 14 13 19 16 15 16 15 16 13 Sinop Samsun Irabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B B HB PB B Y B PB 17 17 1/ 17 13 14 13 2 Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B PB PB PB PB 16 15 10 10 7 8 -2 -4 Y 17 Kars B -9 Yurdun gııney, ıç ve ba- tı kesımleri parçalı çok bu- lutlu, Marmara. Ege, Batı Akdeniz, Iç Anadolu'nun kuzeybatısı ıle Batı Kara- deniz'ın iç kesimleri yağış- lı, diger yerler parçalı az bulutlu geçecek. Hava sı- caklığı; yurdun doğu ke- sımlerınde hıssedilır dere- cede olmak üzere iç ve doğu kesimlerde artarken, diğer yerlerde önemtı bır değışıklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn I'B PB PB PB K PB PB K -b -1 6 3 1 2 2 Berlin K Budapeşte K Madrid PB 10 Astana Viyana K Bolgrad Sofya Y Roma PB 8 Tiflis Atina Münih K 0 Zürih K -3 Şam Taşkent Tahran Açık Parçalı bulutlu i Sisll B u l u t l u > Çok bulutlu * Yağmurlu Gök gumltülü G U N C E L CIJNEYT ARCAYİİREK H Baştarafi 1. Sayfada Başkanvekili Haluk Koç'un, Star Medya'dan Ta- sarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun eline geçen 17 televizyon, 10 radyo kanalı, bir günlük gazete ve 6 derginin içyüzünü sergileyen açıklamaları; bir gazetemiz dışında yazılı basında, şarkılı bol gö- bek havalı görsel medyamızda tek satırla olsun söz edilmeye değer görülmedi. Koç, ne çare tek başına kaldı. Grupta çalışan- ların başlarından geçen olayları, yasalara aykırı hertürlü işlemi gözlerönüne serdi. Işçi haklarını, insan haklarını savundu. • • • TMSF'nin elinde, ama hükümetin emrinde bu- lunan grubun "zaman zaman iktidar yanlısı poli- tikalar izleyerek kamuoyunu yanlış yönlendirmey- le ilgili çabaları" bir yana; önemli olan "bu grup- ta çalışan basın emekçilerinin uğradıkları haksız- lıklar"\n gündeme taşınması. TMSF resmi bir kurum ve bu kurum, yasalara uymuyor. Bu TV'lerde, radyolarda, gazete ve der- gilerde çalışanların bir kısmı işten atılıyor ve ken- dilerine yasal tazminatları -yargı kararlarına kar- şın- ödenmiyor. Bundan bir yıl önce 14 Şubat 2004'te el konu- lan Star Medya Grubu vaat edildiği gibi hemen satılmıyor. O tarihte 1602 olan personel sayısı 10 Ocak 2005'te 1281 'e düşürülüyor. TMSF 438 ça- lışanın işine son vermeye diyelim ki tasarruf, di- yelim ki şişirilmiş kadroları eritmek amacıyla baş- vurmuş olsun. Hayır! Zira TMSF 438 çalışanı kapı önüne ko- yarken 321 kişiyi işe alıyor. İşten çıkarılan 438 ki- şiden ancak 44'ünün tazminatının tamamı, 34'ünün tazminatı kısmen ödeniyor. 360 çalışa- na hiçbir ödeme yapılmıyor. Ne perhiz ne lahana turşusu bir uygulama. • • * Kuşkusuz yazılı veya görsel medyada görünme- diği için TMSF'nin yasaları hiçe sayarak giriştiği personel katliamından kamuoyu elbette habersiz. Oysa, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ile Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Stargazete- sinde görevlerinden alınan muhabir ve çalışanla- rın durumundan "kaygı duyulduğunu" 8 Şubat 2005'te RTE'ye ortak bir mektup göndererek ile- tiyorlar. Peki ama bizim meslek kuruluşlarımız bir iki de- meç veya küçük açıklama yaparak görevlerini ye- rine getirdiklerine mi veya getireceklerine mi ina- nıyorlar? "Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik" di- yor bir şarkı sözü. Eski günlerde degil yüzlerce basın işçisinin sokağa atılması, iktidarın böyle güçlü bir medya devini de değil, herhangi bir ga- zeteyi ele geçirmesi, kendi amaçlarına kullanma- sı, satmamakta direnmesi karşısında sendikalar, meslek kuruluşları sütunlarda sokaklarda aslan- lar gibi kükrerdi. Hukuksal açıdan geniş bir sava- şım planlanır ve uygulanırdı. Bakınız bugünkü duruma; büyük gazetelerin holding patronları kendilerine bağlı kuruluşlarda çalışanların sendika ile organik bağlantı kurma- larına bile tahammül edemiyor. Diyeceksiniz ki medya böyleyse ana muhalefet nerede? Star Medya Grubu'nun içyüzünü açıkla- yan Haluk Koç, bu olası eleştiriyi de yanıtlıyor: "...Bu konuda CHP olarak verdiğimiz önerge- lere, 'Kaynak bulunduğu takdirde ödemede bu- lunulacaktır' gibi hukuksal değeri olmayan gayri ciddi yanıtlar verilmektedir" diyor. TabiiCHP'ningirişimlerindenhaberinizyok. El- bette olmaz; zira, muhalefetin sesini duyurma- makta görevli medyada bu haberler yer almadı. • • • AKP iktidarının işbaşına gelir gelmez yıldınm hı- zıyla uyguladığı devlet kadrolarını ele geçirmek ve bu kadroları kendine bağlı insanlarla doldurma operasyonunun bugün ulaştığı sonuçlar birer iki- şer ortaya çıkıyor. Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuzluklarla suçlanan- lar AKP iktidarına bağlı insanlar. Star Medya Grubu'nda yönetime gelenleri CHP, eski patronları Cem Uzan atamadı. AKP atadı. Atadığı insanların yaptıklarından AKP sorumlu- dur. Sorumluluktan, göreve getirdikleri bürokratla- rın da üzerine gideceklerini söyleyerek veya baş- kasının üzerine atarak kurtulamazlar. IMF'den AB'ye uyarı • BRÜKSEL (AA) - AB, Fransa ve Almanya gibi en önemli üyeleri tarafından ihlal edilen bütçe disip- lin kurallannı yenilemek için iç görüşmelerini sürdü- rürken IMF'nin eleştiri ve uyarısma ınaruz kaldı. 1MF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, AB için benimsenmiş bütçe dısiplin kıırallannm yumu- şatılması için bazı siyasetçilerden gelen taleplere iti- bar edilmemesini isteyeıek bu konuda verilecek tavi- zin, Euro'nıın güvenilirliğini zedeleyeceğini ve önemli mali sorunlara yol açacağını savundu. Fransızların 'ısınma' endişesi I PARİS (AA) - Fransa'da yapılan bır kamuoyu araştırması, Fransızların terorizmden çok gezege- nin ısınmasından endişelendiklerini ortaya koydu. CSA kamuoyu araştırma merkezi tarafından düzen- lenen ankete katılanlann en çok endişe duyduğu konular arasında yüzde 51 ile gezcgenin ısınması yer alırken terorizm tehdidi yüzde 43 ile ikinci sıra- daydı. Emeklilik koııusu Fransızları endişelendiren konular arasında yüzde 28 ile üçüncü, salgın tehdi- di ise yüzde 19 ile dördüncü sıraya ycrleşti. Küçük Emre'ye baba dayağı • ANTALYA (AA) - Antalya'nın Yeniköy beldesin- de ilköğretim 1. sınıf öğrcncisi E. l.'nin (7), okula yüziinde derin çizik ve morluklar içerisinde gitmesi üzenne öğretmenı durumu jandarmaya bıldırdı. Jan- darmanın başlattığı soruşturma çerçevesinde Antalya Adli Tıp Kurumu'nda muayene edilen E. l.'ye "10 giin süreyle iş göremez" raporu verildi. E. t.'nin ki- tabını okumadığı ve ders çalışmadiğı gerekçesiyle babası Y. 1. tarafından dövüldüğünün belirlenmesi üzerine, Y. 1. savcılık talimatı ile gözaltına alındı. Hükümette deprem Bir süredir Başbakan Tayyip Erdoğaıı ile anlaşmazlık yaşayan Erkan Mumcu, 'Yeni seçenek üretmek görevim' diyerek bakanlıktan ve AKP'den istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP iktidan, 3 Kasım se- çimi sonrasında ilk büyük sarsın- tıyı yaşıyor. Uzun süredir anlaş- mazlık yaşadığı kabinede "artık kendisinin varlığına kallanılaıı bir misafir gibi görüldüğünü" belirten Isparta Millctvekili Er- kan Mumcu, Kültür ve Turizm Bakanlığf ndan ve AKP'den isti- fa etti. Aynlığına en temel neden olarak "Türkiye siyasetine se- çenek yaratma ihtiyacını" gös- teren Mumcu, hakkındaki dedi- kodulann "Başbakan'a uzak ol- ınayan kaynakiarca" yayılma- sından yakındı. Mumcu'nun "ye- ni scçcnekler yaratılmasına" ilişkin sözleri, parti kuracağı yo- rumlanna neden oldu.Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çelik' in ve- kalet edcceği bildirildi. 3 Kasım seçimi öncesinde ANAP'tan ayrılıp AKP'ye katı- lan Mumcu, 2 yıldan ben görev yaptığı AKP hükümetlerindeki anlaşmazlığının derinleşmesi üzerine dün bakanlık görevinden ve partidcn istifa etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt- dışı gezisi sırasında istifasını açıklayan Mumcu'nun istifa di- lekçesıni Başbakanvekili Abdul- lah Gül ışleme koydu. Mumcu, istifasının ardından TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, siyasette alternatif bir oluşuma öncülük edeceğini açıkladı. Mumcu, istifa gerekçelerive sü- rcçle ilgili şunlan söyledi: 'Misafir gibi algJandım' •Bakanlar Kurulu'nda uzun zamandır tekrar eden görüş ayn- lıklan vardı. Hükümete katkıda bulunma imkânımın ortadan kalktığını gördüm. Misafir gibi algılandığım bir yerdc, kimisinin bir lütuf gibi görmeye başladığı bakanlık koltuğunda oturmak si- yaset ve kişisel ahlakımla uyuş- mayacağı için bu kararı verdim. %/ Bugünden sonra hükümete koymaya çalıştığım katkılar, ka- muoyundan tasvip görürse Tür- kiye'nin ihtiyaç duyduğu çözüm- lere dönüşebilecektir. Demokra- sinin seçenekler rejimi olduğuna inanıyorum. Demokrasi, toplu- mun önüne seçenekler koyabil- mektir. Siyasetçiler, bu ihtiyaçla- n görmek ve topluma sunmakla yükümlüdür. Bu misyonu ger- çekleştirmek için çabalarımı sür- düreceğım. Görüşlerimi toplu- mun önüne seçenek olarak sunma kararhlığındayım. «/ Kabinede rcvizyon beklen- AKP'DEN TEPKILER 'Kendi takdiri'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Isparta Milletvekili Erkan Mumcu'nun istifası, AKP yönetiminin olağanüstü toplantısında değerlendirildi. AKP Mer- kez Yürütme Kurulu üyeleri, Mum- cu'nun basın toplantısım izledikten son- ra bir araya gelerek durum değerlendir- mesi yaptı. Yurtdışında bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin konuy- la ilgili sorulan üzerine, "Arkadaşımız takdir yetkisini kullanmıştır. Hayırlı olsun" dedi. Erdoğan, "Bu konuda ba- sın toplantısı düzenleyecek misiniz" sorusuna da "Buna yönelik bir toplan- tı yapmam" yanıtını vermekle yetindi. Gûl: Kabinede revizyon yok Başbakan Vekili olarak istifayı kabul eden Abdullah Gül, "Arkadaşımızın kendi takdiridir. Söyleyecek bir şey yok" dedi. Mumcu'nun kendisiyle gö- rüşmediğini belirten Gül, kabine reviz- yonuyla ilgili olarak "Kabineyle falan ilgisi yok. O, Sayın Başbakan'ın ne za- man uygun görürse veya ihtiyaç dıı- yarsa olacak bir şey. Şu anda gündem- de böyle bir konu yok" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı MehmetAli Şa- hin, Erkan Mumcu ile hükümet arasın- da derin bir görüş ayrılığı olmadığını söyledi. Bakan Şahin "Mum- cu'nun (önceki gün) Bakanlar Kurulu'nda önerdiği konuda ben de öneride bulunmuştum. Dolayısıyla bu öneri kabul edil- medi diye Ba- kanlar Kurulu ile benim aram- da derin görüş ayrılığı var demedim. Ancak kendi takdiridir" görüşlerini dile getirdi. Şahin: Siyasette olağan Şahin, Bakanlar Kurulu'nda kabul edilmeyen öneri ile ilgili soruyudaşöy- le yanıtladı: "Yani bir aııayasa değişik- liği idi. Referanduma kadar gidecek bir anayasa değişikliği yapılsa iyi olur dendi. Bu zaten bizim sürekU günde- mimizde. Ancak zamanlaması önem- li. Bu bir görüş ayrılığı değildi." Baş- bakan Yardımcısı Şahin, Türkiye'nin 2002 Kasım'ında yaptığı seçimlerle is- tikrara kavuştugunu belirterek sözlerini, "Siyasette bu tür şeyler olur. Türki- ye'nin istikrarını etkileyecek bir isti- fa değildir bu" diye tamamladı. 'Bakanlar Kurulu mahremdir' Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik dc istifa ile ilgili bir soruyu "Gerekçe- yi bilmcdiğim için yorum yapmayaca- ğım" diye yanıtladı. Çelik, Bakanlar Kurulu'nda Mumcu ile öğrenci affı ko- nusunda tartıştıklan yolundaki iddiala- ra ise "Bakanlar Kurulu'nda konu- şulanlar mahremdir ve bu konuları dışarıda tartışmam" yanıtını verdi. "Mumcu'nun kendi siyasi tercihidir" diyen Çelik, öğrenci affı konusunda "Değişen bir şey yok" dedi. Erdoğan, Mumcu'- nun istifası İçin "Ha- yırlı olsun" dedi. Erdoğan'ın yurtdışı gezisi sırasında istifasını açıklayan Mumcu, ik- na girişimlerini engellemek için cep telefonunu kapalı tuttu. Mum- cu'nun istifasıyla AKP'nin TBMM'deki sayısı 366'ya düştü. (AA) Yeni istifalargündemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erkan Mumcu'nun ardından AKP'de milliyetçi kanatta yer alan 10 milletvekilinin daha istifa edebileceği dile getiriliyor. Mumcu ile birlikte hareket eden Muğla Milletvekili Hasan Özyer, dün akşam Cumhuriyet'in "Siz de isti- fa etmeyi düşünüyor musunuz" sorusuna, "Bugün Erkan Bey'in basın toplantısım izledik. Biz de gelişmelere bakıyoruz. Bu geliş- melere göre durumu değerlendireceğiz" yanıtını verdi. Mum- cu'nun ardından partideki milliyetçi kanatta yer alan Isparta Millet- vekili Sait Armağan, Malatya milletvekilleri Miraç Akdoğan ve Süleyman Sarıbaş'ın da istifa edebileceği dile getiriliyor. Partiden ayrılacak milletvekili sayısının 10'u bulabileceğine işaret ediliyor. tisinin benim kararımla hiçbir et- kisi yoktur. Bakanlar Kurulu'nda çeşitli gömş aynlıkları yaşandı. Katılmadığım çözümlerin altına imza atmak istemiyorum. Görüş- lerimi 2 yıldır sağduyulu şekilde ifade etmeye çalışıyorum, çıkıp bunlan kamuoyuyla dapaylaşmı- yorum. Çünkü orada bulunma- mın ahlakı bunu gerektiriyor. A- ma gelişen olaylar, hükümete kat- kıda bulunma ihtimalinin olma- dığını gösterdi. Başbakan'a say- gı duymakla birlikte onun yakla- şımına, Türkiye'nin bu yöntemle aradığı çözümlere kavuşabilece- ğıne kani değilim. 'Dedikoduları Başbakan'a yakın kaynaklar yayıyor' tf Dedikodu yayma çabası içinde olanlara söyleyecek bir şeyim yok. Karalayanlann düze- yine inmem, bu düzeye inenlere de Allah'tan akıl fikir vermesini temenni ederim. Bu dedikoduları yayan kaynaklar, ne yazık ki hükümete, Sayın Başba- kan'a uzak kaynaklar de- ğil. Bu haberler, dedikodu- lar belli yerlerden servis ediliyor. Ben bunu göğüs- leyecek dirayette bir siya- setçiyim. Bunlan Başba- kan'a iletme çabası içinde oldum, ama Başbakan sa- nırım bunun için zaman bulamadı. Görüşmüş ol- saydık da değişen fazla bir şey olmayacağını düşünü- yorum, zaten bu karan da o yüzden verdim. • Bakanlar Kuru- lu'ndaki varlığımın ihti- yaç olarak değil katlanı- lan bir şey gibi göriilme- sinden sonra benim yapa- cağım başka bir şey yok- tu. En önemli kanıt, isti- yorsanız, Bakanlar Kuru- lu tutanaklarında saklıdır tüm kayıtlar. 'Türkiye'ye yeni seçenekler gerekli' • (Yeni parti kurup kurmayacağıyla ilgili so- ru üzerine) Siyasi partile- ri şahıslar kurmaz, şartlar kurar. Türkiye'nin ihtiyacı buna karar verir. Türk si- yaseti bu seçeneksizlik or- tamında daha fazla devam edemez. 3 Kasım'da yapı- lan seçimler, seçeneksiz- lik ortamında olan bir se- çim olmuştur. Bu seçenek- sizliğin Türkiye'nin yara- rına olmadığım düşünüyo- rum. Demokrasi, kendi se- çeneklerinı yaratacaktır. Türkiye'nin alternatif yak- laşımlara ihtiyacı olduğu açıktır. Alternatiflerin su- nulması, bana göre siyasi bir görevdir. Ben kendi misyonumu burada görü- yorum. Bu gerekçeyle tav- nmı ortaya koyuyorum. MUMCU'YA GENEL BAŞKANLIK ÖNERÎSl GÖTÜRÜLDÜ ANAP'tan teklifANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er- kan Mumcu'nun Kültür ve Turizm Bakan- lığı'mn yanı sıra AKP'den de istifa etmesi, eski partisi ANAP'ı hareketlendirdi. Mum- cu'nun, istifasını açıklamadan önce ANAP Genel Sekreteri Talip Parlak ile görüştüğü öğrenildi. Parlak, Mumcu'ya genel başkan- lık teklif etti. "AKP'ye karşı siyasi seçenek yaratma" mesajıyla partiden kopan Mumcu'nun istifa- sı, merkez sağda "yeni ve güçlü bir siyasi olıışum" beklentisine yol açtı. ANAP'ın ba- şına geçeceği bir süredir kulislerde dile ge- tirilen Mumcu'nun, dün istifasını açıklama- dan önce ANAP Genel Sekreteri ParlakTa görüştüğü öğrenildi. Parlak'ın, Mumcu'ya "partinin başına geçmesi" önerisinde bu- lunduğu dile getirildi. Görüşme isteminin Parlak'tan geldiği bildirildi. Nesrin Nas'ın istifasından bu yana genel başkanlık koltu- ğunun boş bulunduğu ANAP'ta bir süre ön- ce de üst düzey parti yöneticileri Mumcu'ya "liderlik" önerisi götürmüştü. Bir grup es- ki ANAP milletvekili ve yöneticisinin de za- man zaman Mumcu'yla görüşerek "yeni oluşum ya da ANAP'ı canlandırnıa" seçe- neklerini değerlendirdikleri dile getirildi. DYP seçeneği zor Mumcu'nun "ANAP'ın kötü mirasını devralmamak" için yeni bir parti oluşumu- na gideceği ağırlıklı seçenek olarak dile ge- tirilirken kulislerde DYP'ye de geçebileceği savlandı. Ancak Mumcu'nun bundan sonra- ki hesabını "siyasi parti liderliğine" göre yaptığına dikkat çekilerek DYP lideri Meh- met Ağar'ın bu nedenlc Mumcu'ya sıcak bakmayacağı yorumlan yapılıyor. Mum- cu'nun yeni parti oluşumuna gitmesi duru- munda AKP'deki "miUiyetçi-liberal" ekibin koparak bu oluşum içinde yer alabileceği di- le getiriliyor. Kulislerde CHP içinde rahatsız- lıklanyla bilinen Kemal Derviş ve arkadaş- larının da "yeni siyasi parti oluşumu"na yönelmesi durumunda Mumcu'nun yanında yer alabileceği değerlendirmelen yapılıyor. İstifayı getiren gelişmeler 'Samimiyet' atışması bardağı taşırdıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Isparta Milletvekili Erkan Mumcu'yu istifa noktası- na getiren gelişmeler, partideki "doku uyuş- mazlığı" ve bunun devamı olarak kabinedeki görüş aynlıklanna uzanıyor. Mumcu'nun son olarak önceki gün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ı öğrenci afîı konusunda "samimiyetsiz" bulması, bardağı taşıran damla oldu. Görüş ay- nlığı nedeniyle bazı tasanlan imzalamakta di- renen Mumcu, parti içinde AB, Kıbrıs ve Ker- kük gibi konularda milliyetçi kanattaki millet- vekillerinin yönetim karşıtı çıkışlarından da sorumlu gösteriliyordu. Mumcu'yu istifanın eşiğine getiren olay, önceki gün gerçekleşüri- len Bakanlar Kurulu toplantısındaki öğrenci affı ve Irak Türkmenleriyle. ilgili tartışma oldu. Samimiyseniz anayasayı dcğiştirclim' Mumcu, türbanlıların sorunlarına da çözüm gctirmeyen yasa önerisiyle toplumu germenin gereksiz olduğunu söyledi. Erdoğan'ın "Bu aşamada sorunu bu tür düzenlemeyle çöze- biliyoruz" sözlerine Mumcu tepki gösterdi. Mumcu, "Eğer samimiysenizYÖKYasası'nı değiştirelim, anayasayı değiştirelim" diyerek Erdoğan'ı "samimi olmamakla" suçladı. Tflrkmenler için Erdoğan'a tepki Aynı toplantıda, Erdoğan'ın IrakTürkmen Cephesi ile ilgili eleştirileri de, Erdoğan ile Mumcu arasında tartışmalara neden oldu. "Türkmen cephesi bu işi götüremedi. Bağı- rıp çağırıyorlar, ama eyleme geldiğinde işi ciddiye almıyorlar" diyen Erdoğan'a Mum- cu'nun tepki gösterdiği kaydedildi. AB ve Kıbrıs'ta da görüş ayrılığı Erkan Mumcu, AB konusunda da hükümetle görüş aynlığına düştü. Mumcu, "Müzakere- lerin başlaması önemliydi. Ama metinde tuzaklar var; doğru okumak, doğru gör- mek gerek" görüşünü dile getirdi. Kıbrıs'la ilgili olarak 2OO3'te Lahey'de çok yanlış bir tutum takınıldığını aktaran Mumcu, "Bu ko- nuda ne yazık ki nıevzi kaybedildi" dedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN n "... 'AtatüPkçülük', Partisi içinde, Azınlıkta' idi!. • Baştarafı Arka Sayfada Gerçekte bu kadar ı bile, Gâzi'nln tasarladığı o 'Ih- tilâlden çok daha vâsi tahavvülat' için, fırka'nın da, lider kadrosunun da, koşulların da yeterince elveriş- li olmadığını göstermeye yeter, ama; isterseniz 'In- kılâb'ın nasıl 'değerlendirildiğini' bir de Sol'dan, iki 'Kadrocu'nun kaleminden görelim: günümüzdeki bazı 'Halkçılar'ın, içine düştükleri 'ofsayt mesâfesi- ni' gösterecektir. 'MIIII Inkılâp' mı, millî müdafaa' mı? Yakup Kadri bey yazıyor: "... Batı demokrasile- rinin bu avâre hayranları değil midir ki bizim çocukluğumuzda, dışardan bize 'hürriyet' getire- cek Düvel-i Muazzama gemilerini, bütün Akde- niz ufuklarında gözleyip dururlardı. (Buraya dik- kat!) O zaman Avrupa'ya kaçmak bize, en büyük cesaret ve kahramanhk hadisesi gibi görünürdü; ömürlerinde bir defa Avrupa'ya kaçmamış olan fi- kir adamlarının ne sözüne, ne özüne itibar edilir- di..." "... Onun içindir ki bir Türk kumandanı, bir Türk inkılâpçısı; ilk defa olarak 1919 senesinde bir hak ve adalet prensibini müdafaa için Avrupa'ya baş- vuracak yerde, bir Türk vapuruna binip Anado- lu'ya geçtiği vakit, herkesin parmağı ağzında kal- mıştı. Bu Türk inkılâpçısı yalnız Avrupa'ya gide- cek yerde, Anadolu'ya geçmekle kalmıyor, (bura- ya dikkat!) ilk defa olarak Avrupa'dan, Avrupa'nın bütün hüküm ve nüfuzundan sıyrılıp, kendi mille- tinin kucağına sığınıyordu..." Yadırganan besbelli bu, zira yapılan gerçek mana- sıyla anlaşılmamış, onu kendi çıkarlarına ve mantık- larına göre değerlendirmişler; bunu da, Şevket Sü- reyya bey'in kaleminden öğreneceğiz: "... Millet meclisi saflarında yer almış kalabalık bir insan grubu vardı ki, onlar için 'Milli Hareket', 9 Eylül 1922'de gâyesine varmış, düşman top- raklarımızdan çıkarılmış ve dava sona ermişti; (buraya dikkat!) çünkü onlar için girişilmiş iş, bir 'Milli Inkılâp' değil, sadece 'Millî Müdafaa' idi, bu müdafaa da istenilen meyveleri vermişti. Bundan sonra, birtakım rejim ve kuruluş davalarına dal- madan, yavaş yavaş otoritesini tekrar kazanacak Hilafet Yönetimi gölgesinde, alışılmış parlamen- to hayatı içinde, gününü gün etmekten başka, yapılacak iş kalmamıştı..." Oysa, "... Türk Milleti'nin Cumhuriyet düzeni, yalnız bilinen bir hükümet şeklinin, Türk bün- yesine işlenişi değildir. (Buraya dikkat!) Türk Mil- leti'nin bir halk cumhuriyeti düzeni içinde örgüt- lenişinde, Şark'ta bütün bir ortaçağ toplumunun, Garp'ta bütün bir XIX. yüzyıl Sömürgeciliği'nin ve akla gelebilen bütün anarşist ihtirasların; Türk vatanının harim-i ismetinde, toptan ve sonsuza kadar gömülüşü vardır..." (Kadro, 22. sayı: Teşrin- ievvel 1933) Batı'nın -ve içerdeki 'eyyamcılar'ın- Türk Milleti'ne 'kusturmaya' çalıştığı şimdi budur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle