18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 Sadıkoglu serbest • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak'ta rehin tutulan işadamı Kahraman Sadıkoglu önceki gün serbest bırakıldı. Iraklı direnişçiler tarafından serbest bırakıldıktan sonra geceyı bölgedeki Ingiliz üssiinde geçiren Sadıkoglu, gündüz saat- lerinde bir tngiliz askeri uçağı ile Bagdat'a götürüldü. Daha sonra özel bir uçakla îstan- bul'a gelen Sadıkoğlu'nun sağlık dummunun iyi olduğu öğrenildi. Sadıkoglu, "Bizım ABD'liler ve Ingilizlere iş yap- madığımız, Irak hükümeti ile iş yaptığımız meydana çıkınca bizi serbest bıraktılar" dedi. Kolombiya ve Venezüella'da sel • TOVAR(AA)- Venezüella ve Kolombiya'da, şıddetlı yağışın neden olduğu seller ve toprak kayması nedeniyle ölenlerin sayısı 86'ya yükseldi. Venezüella İçişleri Bakanı Jesse Chacon, ülkede bir haftadır etkili olan yağışlar nedeniyle 53 kişinin öldüğünü, yaklaşık 21 bin kişinin evlerinin hasar gördüğünü söyledı. Komşu ülke Kolombiya'da ise 33 kişinin öldüğü, yaklaşık 40 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtildi. Mîlyonlarca vatansızkişi • \VASHINGTON (AA) - Dünyada, vatansız (haymatlos) nıilyonlarca kişinin, ayrımcılığa maruz kalarak ve mahrumiyet içinde "gelecek umudu olmadan yaşadığı" bildirildi. "Refugees International" destek grubunun yaptığı araştırmanın başkanı Maureen Lynch, vatansız insanlann "uluslararası öksüzler" olduğunu belirterek uluslararası toplumun bu konuya duyarlı olmasını istedi. Cheney'nin kızına önemli görev • WASfflNGTON(AA) -ABDDışişleri Bakanlığı'nın, Marc Grossman tarafından yürütülen siyasi işlerden sorumlu üç numaralı pozisyonuna, ABD'nin NATO'daki Büyükelçisi Nicholas Burns atanırken ABD'nin Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin koordinatörlüğüne ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin kızı Elizabeth Cheney getırildi. Tilrkiye ve insan ticaretî • ANKARA (ANKA) - Türkiye'nin, büyük çoğunlugunu eski Doğu bloku ülkelerinin oluşlurduğu çevre ülkelerde "fırsatlar ülkesi" olarak algılandığı, ancak bu ülkelerden gclerek insan tacirlerinin ağına düşen kadınlann, düştükleri seks ticareti tuzağından kurtanldıktan sonra, bir an önce ülkelerine geri dönmek istedikleri belirtildi. Uluslararası Göç Örgütü'nden Allan Freedman, "fırsatlar ülkesi" olarak görülmesinin Türkiye'ye göçü arttırdığını kaydetti. Zehirli gazlann salmımmm 199O'lı yıllar düzeyine düşürülmesini öngören anlaşma hayata geçiyor Kyoto yürürlüğe girdi• 126ülkenin imzaladığı Kyoto Protokolü'nün, dünyanın baş kirleticisi ABD'nin yanaşmaması yiizünden etkili olması beklenmiyor. Protokol, yine dc küresel ısınmaya karşı küresel mücadelede dönüm noktası olarak kabul ediliyor. AZE MARŞAN Japonya'nın Kyoto kentin- de 1997 yılında Bırleşmış Mıl- letler'm gırişimiyle hazırlanan ve dünya çapında sera gazları- nın azaltılmasını öngören ulus- lararası Kyoto Protokolü, bu- gün yürürlüğe ginyor. Son yıl- larda imzalanan en tartışıralı sözleşmelerden biri sayı- lan ve tehlikeli iklim değişik- liklerine karşı mücadelede dö- nüm noktası kabul edilen Kyo- to Protokolü, uluslararası dip- lomasi açısından da bir za- fer olarak görülüyor. Bugünden itibaren protoko- le taraf olan ülkelerin, atmos- fere bııaktıkları altı zehirli ga- zı azaltmaya başlaması gere- kiyor. Hedef2012 yılında or- talama yüzde 5.2 azalmayla 1990 yılındaki düzeylere dön- mek. Bu hedef i tutturamayan ülkelere ise ceza verilmesi gün- demde. Kömür, petrol gibi fo- sil yakıtların kullanımı ve sa- nayi üretimiyle ortaya çıkan sera gazlan, iklim değişiklik- lcrinden ve aşın şiddetteki ha- va olaylanndan sorumlu tutu- luyor. Bugüne kadar tüm dünyada AB ülkeleri ve Rusya'nın da da- hil olduğu 126 ülkenin imza- ladığı Kyoto Protokolü'nün yü- rürlüğe girebilmesi için 1990 yılında üretilen zararlı gaz sa- lınımının en az yüzde 55'ini oluşluran 55 ülkenin imzasına ihtiyaç duyuluyordu. Dünya genelinde küresel ısın- maya yol açan sera gazlannın miö ABD'de ulusal Küresel Isınnıa Koalisyonu, Bcyaz Saray öniinde protesto gösterisi yaparak protokolün imzalanmasuu istedi. (AP) yaklaşık yüzde 18'ini üreten Rusya, uzıın tereddütlerin ar- dından geçen kasmıayuıda pro- tokolü onaylayarak, protoko- lün yürürlüge girmesinin önün- deki en önemli engeli kaldır- dı. Rusya Devlet Başkanı Vla- diıııir l'ııtin, yaptığı bir açıkla- mada, Kyoto Protokolü'ne onay verilmesi karşılığında AB 'den, Rusya'nın Dünya Ticaret Ör- gütü'ne üyeliğini destekleme sözü aldığını söylemişti. Yüzde 36'sıABD'den Sera gazı üretiminin yüzde 36'sından sorumlu olan ABD ise yıllardır ekonomik gerek- çelerle protokolü imzalamayı reddediyor. Kyoto Protoko- lü'nün kendileri açısmdan ger- çekçi olmadığı görüşünü sa- vunan ABD, sözleşmeyi 'faz- la zorlayıcı ve adaletsiz' bulu- yor. 1992 yılında toplanan Rıo zirvesinde tartışılan "İkümDe- ğisjkliği Konvansiyonu"na ek olarak hazırlanan Kyoto Proto- kolü, çevre ile ilgili ilk yasal bağlayıcılığı olan uluslararası anlaşma. Kyoto, sanayileşmiş ülkelerin her birine yapabile- cekleri sera gazı indirimiyle il- gili özel bir limit veriyor. Söz konusu indirimler, bilim adam- lannın iklimi dengelemek için gerektiğini söylediklerı mık- tarlarla kıyaslandığında çok az kalıyor. Bu yüzden Kyoto'nun gerçekten küresel ısmmayı dur- durmak konusunda etkili olup olmayacağı, gezegeni küresel ısınma tehdidinden kurtarıp kurtaramayacağı tartışmaları sürüyor. • KyotoProtokolü'ndeazal- I ılnıası hedeflenen gazlar han- gileri? Fosil yakıtlann yakılmasın- dan ortaya çıkan karbondiok- sit, iklim degişikliklerindeki en büyük faktör. Arazi kulanı- mı değışıkliğınden kaynaklanan metan, motorlu araçlardan kay- naklanan nitrus oksit ve diğer endüstriyel işlemlerden kay- naklanan hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar ve sülfür hek- saflorid. Farklı sorumluluklar • Nedenfarkh ülkelerinfark- lı hedefleri var? Kyoto Protokolü, 1997 yı- lında Japonya'nın Kyoto ken- tinde sayısız zorlu oturumun ardından 1992'deki "ikümDe- ğişikliği Konvansiyonu"na ek olarak hazırlandı. Protokolün zorluğu, her ülkenin kendi du- rumunu özel saymasuıdan kay- naklanıyordu. Bu yüzden de farklı sorumluluklar fikri doğ- du. Sorumluluklardaki ilk önemli fark, sanayileşmiş ülke- lerle gelişmekte olan ülkeler arasındaydı. Sanayı devrımın- den en büyük kân elde eden sa- nayileşmiş ülkelerin bu durum- da daha büyük bedel ödemele- ri gerektiğine inanılıyordu. Bu nedenle de ilk tur indirimlerin sanayileşmiş ülkelerden ve ABD ve Japonya gibi dünya- nın en çok sera gazt üreten ül- kelerinden gelmesi gerektiği- ne karar verildi. • Çoğu Avrupa'dan olmak üzere 34 sanayileşmiş ülke bu hedefleri kabul ettL ABD'nin farkı ne? Dünyanın en fazla sera gazı üreten ülkesi ABD, Çin ve di- ğer gelişmekte olan ülkelerin se- ra gazı salınımlannı azaltma- nın bedelini onlar gıbı ödeme- yecekleri içın kendilerine kar- şı avantaj elde edeceklerini dü- şünerek protokolü reddetti. IBRIS PROTOKOLÜ Ankara'dan 3 itiraz AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Türkiye, AB'nin Ankara'ya ileterek şubat sonuna kadar paraf etmesini istediği Kıbrıs protokolüne itirazda bulunmaya hazırlanıyor. AB Komisyonu'nun ilettiği protokol taslağını inceleyen Dışışleri Bakanlığı'nın itirazlannı üç noktada topladığı öğrenildi. AB Komisyonu, ek protokol ile 1 Mayıs 2004'te AB'ye katılan ve aralarında Kıbns'ın da bulunduğu 10 yeni üyenın Gümrük Birliği kapsamına alınmasını öngörüyor. Ankara ise, bu 10 yeni üyeden önce AB'ye katılan Avusturya, Finlandiya, îsveç, Yunanistan, Ispanya ve Portekiz ile de arasında böyle bir protokolün bulunmadığını vurgulayarak bu ülkelerin de protokol kapsamına alınması gerektiğini vurguluyor. Ankara'nın ikinci talebi, ek protokol taslağında Gümrük Birliği 'nin uygulanacağı toprakları belirleyen ve Kıbns açısından önem taşıyan maddenin açıklığa kavuşturulması. Dışişleri Bakanlığı, AB'nin ek protokolde "Türkiye'nin resmi dili" ifadesini ilk kez kullanmasını da eleştirerek bunun "Türkçe" ifadesıyle değiştirilmesini bekliyor. Müzakerelere başlamanın koşulu Türkiye'nin, AB ile 3 Ekim 2004'te müzakerelere başlayabilmesi için, bu tarihten önce Kıbns'a ilişkın protokolü imzalaması gerekiyor. AB Komisyonu tarafından Ankara'ya iletilen 15 sayfalık belgede, 1 Mayıs 2004'te AB'ye katılan ve aralarında Rum yönetiminin de bulunduğu 10 yeni üyenin Ankara Anlaşması'na taraf olması öngörülüyor. Belgede Rum yönetimi, adanın tütnünde egemenlik iddia eden "Kıbrıs Cumhuriyeti" adıyla yer alırken bu durum tanıma tartışmasım beraberinde getiriyor. Ankara, protokolü ımzalarken bu imzanın Rumlann "Kıbns Cumhuriyeti'ni" tanıma anlamına getmediği çekincesine de yer vermek istiyor. AB kaynakları ise Türkiye'nin böyle bir çekınce koyamayacagını savunuyor. 10 bin çocuk ailesini arıyor Güney Asya'yı vuran deprem ve tsunanıi felaketinde ölenlerin sayısı 287 bine çıkarken felaketten en çok et- kileııcu ülkelerden biri olan Endonezya'nın Acclı eya- letinde, yaklaşık 10 bin çocuğun ailesini kaybetmiş ola- bileceği belirtildi. BM ve bölgedeki diğer yardıın kuru- luşlarının görevlileri, bölgede yaklaşık 10 bin çocuğun, ailesini ve yakuüannı aradığmı kaydettfler. (AFP) Kömür ocağmdaki şiddetli patlamada 203 işçi öldü Çin'de grizu faciasıDış Haberler Servisi - Çın in ku- zeydoğusunda bir kömür made- ninde pazartesi günü bir grizu pat- laması meydana geldi. Kazada 203 madenci hayatını kaybetti. Yeni Çin Ajansı'nın haberine göre, Çin- li yetkılıler, Liaoning eyaletinde bu- lunan Fuşin bölgesindeki maden- de meydana gelen patlamada 203 madencinin öldüğünü, 22'sinin ya- ralandığını ve 13'ünün madcnde mahsur kaldığını söylediler. Grizu patlamasmın pazartesi ye- rel saatle 15.00'te, yerin 242 met- re altında meydana geldiği belir- tildi. Ölümhaberlerinin ardından, hükümet yerel basına sansür koy- du. Yerel gazeteciler, eyalet pro- paganda dairesinden gelen tali- matta, sadece Yeni Çin Haber Ajan- sı'nın haberlerinin kullanılabılece- ğiniıı belirtildiğini söylediler. Pazartesi günü meydana gelen gnzu facıasının, 14 yıldır Çin'de meydana gelen en büyük maden kazası olduğu ve ülkede yeni Çin yılı kutlanırken meydana gelen fe- laket nedeniyle yerel halk ve aile- lerin büyük tepki gösterebileceğı belırtiliyor. Çin'de geçen yılki maden kaza- larında, resmi verilere göre 6 bin- den fazla insan hayatıni kaybetti. UüNYA ÇOKTAN KÎRLENDÎ "Vetersiz sözleşme • Engellemenin yeterli olmadığı ve belli bir ölçüde küresel ısınmanın kaçınılmaz olduğu ileri sürülüyor. Gelecek yıllarda deniz seviyelerinin yükselişi ve iklimsel felaketlerin gezegenin bir gerçekliği olacağı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi - Küresel ısınma ve iklim değışıkliğı ile ilgili gelışmelerin engellenemez bir evıeye ulaştığı ve Kyoto Protokolü'nün bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı tehditlen karşılamakta yetersız kaldığı bildirildi. 1988'den bu yana dünyada yürütülen en yaygın araştırmayı yapan ve iki binden fazla bilim insanı ve teknık uzmandan oluşan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Hükümetlerarası Paneli, 2001 raporunda insanlann neden olduğu küresel ısınmanın zaten başlamış bulunduğunu ve sürecin tahmin edilenden hızlı ilerlediğini vurgulamıştı. Panelın Başkanı Rajendra Pachaıui geçen ay daha ıddialı konuşarak "tnsan ırkının yaşamını sürdürme kapasitesini riske atıyoruz" dedi. Bugüne dek konuyla ilgili tartışmalar Kyoto Protokolü'nün uygulanmasıyla küresel ısınma sürecinin nasıl engellenebileceği üzerine odaklanıyordu. Ancak, artık engellemenin yeterli olmadığı ve belli bir ölçüde küresel ısınmanın kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Felaketler kaçınılmaz Uzmanlara göre, genel stratejik yaklaşımın değiştirilmesi ve küresel ısınmaya yanıtın uzun ve kısa vadeli önlemleri içerecek şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Gelecek yıllarda deniz seviyelerinin yükselişi ve iklimsel felaketlerin gezegenin bir gerçekliği olacağı beirtiliyor. Dünya ölçeğinde tehdit altındaki sahil bölgelerinde yaşayanlann ve iklim nedeniyle göçmen konumuna düşen topluluklann barınma sorunlanna ilişkin önlemler alınması gibi başlıklar üzerinde duruluyor. Uzmanlara göre, mevcut sera gazlannın atmosferden temizlenmesi için önlemlerin sürdürülmesi gerekiyor. Ancak temelde bunu merkeze alan Kyoto Protokolü ile de sorunlar bitmiyor, çünkü protokol, sera gazı salınımının yüzde 5'lik indirimini öngörüyor, BM Hükümetlerarası Panel'in önerdiği oran ise yüzde 50 ila 70. Yine Kyoto yalnızca geleceğe yönelik yayılımı düşürmeyi öngörüyor, oysa bugün artık küresel ısınmayı geri dönülmez kılan geçmişteki gaz salınımının oluşturduğu bırikimin de temizlenmesi gerekiyor. Yann fosil yakıtlannın kullanımı durdurulsa bile gezegenin on yıllarca ısınmaya devam edeceği ve bu ısınmanın etkilerinin 50 ila 100 yıl boyunca süreceği belirtiliyor. Uzmanlar, aralarında doğrudan bir ilişki kurma konusunda temkinli davransa da küresel ısınma nedeniyle kasırga, fırtına, kuraklık, tipi gibi iklim olaylannın yoğunlaşacağı ve bunlann sel, erozyon, kıtlık, salgın hastalıklar, açlık ve yoksulluk gibi felaketlere yol açacağı üzerinde duruyorlar. LMANYA SINIR DIŞI EDİYOR İranlı kadını ölüme gönderiyorlar FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu)- Almanya'dan sınır dışı edilmek istenen, ancak ülkesıne gönderilirse taşlanacağını ileri süren iranlı kadının dramı sürüyor. 24 yaşındaki İranlı bir kadının başvurusunu reddeden Aşağı Saksonya Eyaleti'nin genç kadını Iran'a iade etme kararı kadının direnişi nedeniyle gerçekleştirilemedi. Iran'da eşinden ayrıldığı ve Hıristiyanlığı benimsediği için taşlanarak öldürülme tehlikesi olduğundan sığınma başvurusunda bulunan Zahra Kadlı kadın, geçen perşembe günü uçakla Iran'a gönderilmek istenmiş, ancak uçaktaki direnişi nedeniyle Lufthansa pilotu tarafından uçaktan indirilnıişti. Aşağı Saksonya İçişleri Bakanı Uwe Scünemann ise Zahra Kadh'nın sağlığına kavnşur kavuşmaz sınır dışı edileceğini yıneledi. İlgililer, sürecin tamamlandığını ve Zahra Kadh'nın sığınma başvurusunun yasalara uygun olarak reddedildiğini bclirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle