22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Aşısızlık BAŞBAKAN, Güneydoğu Asya'nın âfet böl- gelerine giderken aynı olayı yaşamıştır; Afrika, Afganistan, Hindistan gibi yerlere gidenler de: Oraların yaygın bulaşıcı hastalıklanna karşı bir- çok aşı birden yapılır çıkışta. Ama, aşılananlar başka bir olguyu da öğre- nip şaşırırlar: Türkiye'de bugün hiç aşı üretilme- mekte ve bütün aşılar milyonlarca dolara dış- tan getirilmektedir. Oysa, cumhuriyet, başka birçok alanda ol- duğu gibi bu alanda da, şimdi Refik Say- dam Hıfzıssıhha Merkezi diye bilinen kurumu da- ha 1928'de kurmuş, ülkenin aşı gereksinimini kı- sa zamanda karşılayabilmiştir. Ne var ki, yeni tek- nolojiler konusunda 1960'lardan başlayarak ye terli yatırım yapılmadığı için, artık her çeşit aşı- nın dıştan alınması "daha güvenilir, daha ucuz" sayılmaktadır. Hem deSırbistan, Hırvatistan gibilerinevarın- caya kadar bütün ülkelerden. Böylebiryaklaşım kuduz aşısı türünden "tam güvenilir" olması önemli aşılar için anlaşılabilir olsa da, tifo, difteri, tetanoz, boğmaca gibi aşı- lar için doğru olabilir mi? Teknolojiyi yenilemek ilk bakışta pahalı gözükse bile, yeni teknolojiy- le yapılacak üretimin uzun erimde daha ucuza çıkacağı kesin değil midir? Demek ki, ekono- mide cumhuriyetin "ithal ikamesi" politikaları- na karşı önerilen "küreselleşmeci" seçenekler artık aşı konusuna da sıçramıştır. Sonuç, böyle bir alanda Küba ve Hindistan'ın başarıları karşısında parmak ısıran bir Türki- ye'dir. Üstelik, bu teknoloji eksikliğiyle savaş ya da büyük âfet durumlarında aşı gereksinimi açı- sından ne yapacağını da tam bilemeyen. jSı te yandan, aynı alandaki yeni buluşların te- \J melindeki "moleküler biyoloji" ve "biyo- teknoloji" araştırmalarını sürekli baltalayan, bun- larda sivrilenleri canından bezdiren bir ülke bu- rası. Marmara Üniversitesi'nde "antikor üretici bir hücre yaparak" bunun patentini almış ve o konudaki bilimsel makalesi dünyanın saygın tıp dergilerinde en sık zikredilmiş bir araştırmacıya yıllardır mahkeme kararlarına ve YÖK'ün olum- lu uyarılanna karşın çektirilmekte olan sonsuz eziyet unutulacak gibi değildir. Peki, bu yatırım ihmalleri, gecikmeler, yanlış politikalarveengellemelerniye, niçin? Bilinçsiz- lik mi, aşırı bürokrasi mi, ithal teknoloji alışkan- lığı mı, bilime, tıbba ve yargıya saygısızlık mı, mes- lek kıskançlığı mı? Yoksa? Evet, yoksa, biyolojik savaş başta olmak üze- re büyük tehlikelere karşı sağlam bağışık- lık politikalarına gereksinim duyan ve halkının gün- lük sağlığı için geniş aşı ya da serum kullanımı nı sürdürmekzorunda olan yetmiş milyonluk bir ülkenin bu konudaki teknolojisini körletip paza- rını eldetutmaya azimli dış üreticiler ile iç uzan- tıları arasında çözülemez bir kenetlenme mi var? Kurcalanması ve üzerine gidilmesi gerekmez mi? Şu 'Dokunulmazlık'lar... Bugün TBMM'de 115 millctvekili hakkındaki 194 dokunulmazlık dosyasının 183'ü dönem sonuna bırakma istemiyle TBMM'ye sunulmuştur. Bu dosyaların AKP'lilerin oylanyla dönem sonuna bırakılacakları açiktır. Erol Ertuğrul Hukukçu Y eni yıla eski sorunlarla girdik. Güzel yurdumuz yine AB ve ABD'nin kıskacında. Ulusu- nıuza bir büyük başarıymış gibi sunulan, ancak gerçekte taııı bir teslimiyct olan AB'den tarih almak, belli ki sürekli sıkıntılaryaratacak. Daha şim- diden olumsuzluklar başladı bile. Görüş- nıelerin başlayabilmesi için bizden bekle- nen bir yığın olumsuz koşulun yanında, Er- menistan sınınnı kesinlıkle açmamız ge- rektiği bir kez daha yinelendi. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Ol- li Rehn görüşmelerin bir yıl ertelenebilece- gini yani görüşmelerin 3 Ekim 2005 tarihin- de değil, 3 Ekim 2006 tarihinde başlayabi- leceğini söyledi. Geçen günlerde ülkcmız- de, Irak sorunuyla ilgili olarak ABD'li as- keri görevlilerle toplantılaryapıldı. ABD Dı- şişleri BakanıRice Anakara'yageldi. ABD bizden açıkça yeni üsler istiyor. Incirlik Üs- sü'nün daha rahat ve istedikleri boyutta kul- lanımını istiyor. Bu kararlann, TBMM'den geçirilmeden hükümettarafından verilmesini istiyor. An- cak, bizimle ilgili ABD'de alınan kararla- rın ABD Kongresi'nden geçirilmesi ise unu tuluyor. Görüşmeler sırasında, Kuzey Irak'ta yuvalanmış aynlıkçı terör örgütünün bölge- den çıkanlması ve etkisiz bir duruma gcti- rilmesi yolundaki Türk tarafı istemlenyse hiçbir olumlu yanıt bulamıyor. Aynı biçim- de, Kerkük'e Kürtlerin yerleştirilmesiyse belli ki ABD'den destek gördü. Bu sorun- ları, tam bağımsızhk ilkelerimizle, aklımız- la, direncimizle, hiçbir ülkeden ve hiçbir ulustan yardım beklemeksizin biz çözmek zorundayız. Yolsuzluk dosyalan Yeni yılda bir başka önemli sorunu da çözmek zorundayız. TBMM'de 115 millet- vekilı hakkında 194 dokunulmazlık dosya- sı bulunmaktadır. Bu dosyalardan 78 tane- si AKP'li bakan ve milletvekillerinindir. Genel seçimlerden önce, seçildiklerinde ilk iş olarak milletvekili dokunulmazlığını kal- dırarak haklannda yolsuzluk dosyalan bu- lunan milletvekillerinin yargılanmalarını sağlayacaklarım söyleyen AKP yetkilileri, seçildikten sonra bu sözlerini hemen unııt- tular. Moskova gezisi sırasında eşine veri- len sıra dışı armağanlan kamuoyunun bas- kısı sonucunda geri vermek zorunda kaldı- ğı anlaşılan Başbakan, dokunulmazlıklann kaldınlması yolunda verdiğı sözü çoktan unuttu. AKP hükümeti, bu dokunulmazla- n kaldırmaya yanaşmıyor. Bugün TBMM'de 115 milletvekili hak- kındaki 194 dokunulmazlık dosyasının 183'ü dönem sonuna bırakma istemiyle TBMM'ye suııulmuştur. Bu dosyaların AKP'lilerin oylanyla dönem sonuna bıra- kılacakları açıktır. Başbakan RecepTayyip Erdoğan, Dışışleri Bakanı Abdullah Gül, Maliye Bakanı Kcnıal Unakıtan, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Orman Bakanı Osnıan Pepe, Ulaştırma Bakanı Binali Yıl- dınm hakkında yolsuzluk dosyalan bulun- maktadır. Aynı bıçımde 70 dolayında AKP milletvekili hakkında da yolsuzluk dosya- lan, dokunulmazlık koruması nedenıyle bekletilmckte ve yargılamalar yapılama- maktadır. Haklannda böylesine yoğun yolsuzluk dosyalan bulunan bir yönetimin doğrulu- ğuna, dürüstlüğüne nasıl inanılabilir? Ye- ni dönemde, ulusumuz, dokunulmazlıkla- nn kaldırılmasını ve yargılamalann yapıl- masını beklemektedir. Yargılanmaktan kor- kan ve dokunulmazlıklann arkasına sakla- nan bir Meclis çoğunluğuna nasıl güveni- lebilir? O nedenle de yapılan kamuoyu yok- lamalannda politikacılar, ulusumuzun en az güvendiği görevliler olarak görülmektedir- ler. Bu yönetimin, kendi yolsuzluklan du- rurken geçmış dönemdeki bazı bakan ve po- lıtikacılan Yüce Divan'a gönderme ve yar- gılatma girişimiyse göstermelik bir ginşim olmaktan öteye gidememektedir. Cumhu- riyet gazetesi dışında hiçbir basın kurumu da bu konuya değinmemekte, bu konunun üzerine düşmemektedir. Önceki Yargıtay başkanının, bir mafya li- derine yardım ettiği yolundaki gerçek dışı sav, günlerce, aylarca boyalı basında yer alırken yasadışı yollarla kayda alınmış te- lefbn görüşmeleri yayımlanırken başta Baş- bakan olmak üzere, bir grup bakanın, AKP milletvekillerinin yolsuzluklan kimsenin dikkatini çekmiyor. MGK'nin önceki asker genel sekreterinin yolsuzluk savlı soruş- turması, önceki Deniz Kuvvetleri Komuta- nı'nın yargılanması, çarşaf çarşaf, "Şeffaf Türkiye" diye günlerce verilirken AKP yö- netimının yolsuzluklan, boyalı basın tara- fından unutuluyor. Sanki böyle bir şey yok- muş gibi davranılıyor. Gerçekleri görmeyen, yazmayan bu basın kurumlan, ulusumuzu aldatmak adına, MeydanLarousse'da, "sap- kııı din akımı" diye adlandırılan Nurculuk tarikatının ABD'ye kaçarak orda yaşamı- nı sürdüren liderinın yaşamını ve ilkeleri- ni günlerce gazetelerinde ballandıra bal- landıra anlatıyorlar. Sonradan öğreniyoruz ki bu yazı dızısi- ni hazırlayanlardan birisi, bu tankatın üye- si, diğer gazetedeki ise bu akımdan ve bu tarikat liderinden parasal çıkarı olan bir başkasıdır. Nurculuk akımının, Atatürkçü düşünce sistemine, Türk devnmine ve Türk Aydınlanmasına karşı sapkın bir akım ol- duğunu biliyoruz. Bu akımın bugün ABD'de yaşayan lide- rinin, kendi yandaşlarının, devlet kurunı- lannı nasıl sinsice ele geçirmelerini iste- yen görüntülü ses kayıtlarını, yıllar önce gör- sel basında izlemişlik. Türkiye Cumhuriycti'nin şeyhler, der- vişler, müritler ve tarikatlar ülkesi olması- na izın vermeyeceğiz. En gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır. Şimdi, basını gerçek gö- revini yapmaya çağınyoruz. Ulusumuzu kendi kişisel çıkarlannız için kandırmaya çalışmayı bırakın ve gerçekleri yazın. Do- kunulmazlık zırhlarının arkasına saklanan AKP yöneticilerinin ve milletvekillerinin yargılanmalanna çaba gösterin. Ulusumuz gerçekleri görüyor ve sizler- den bunu bekliyor. Herkes yaptıklannın hesabını bağımsız yargı önünde verir. Ül- kemiz bu ayıptan kurtulacaktır. Likya'ya Gönül Veren Bir Arkeoloji Duayeni MusaSEYİRCİ D ününLikya'sı,bu- günün Teke Yan- madası'dır. Antal- ya'dan Fethiye'ye uzanan birçizginin güneyinde ka- lan coğrarya Teke Yarı- madası diye adlandınlır. Trmililisi, Lukkalısı, Likyalısı, Tekelisi bu ışık HAZIR KART'TAN ±1? KONTÖR KARNAVALI Hemen bir Hazır Kart hattı al. 30 gün içinde en az 250 kontör yükle. Hedîye kontörler kazan. Telefonun kontöre doysun! Ustelik, alacağın Hazır Kart hattına ve yükleyeceğin her 500 ve 1.000 kontöre vade farksız 6 taksît imkânı sadece Axess'te! Hadi şimdi Hazır Kart almaya, Abone Merkezleri'ne, TurkceüExtra'lara... Kampanyadan kazanılan kontörler abonenln hattına 5 taksitte yüklenecektlr. Taksltll paket satışları 100, 250,1.100 kontörlük paketler ve Genç Hazır Kart için geçerlldir. Taksitll kontör satışları TurkcellExtra'lar, Abone Merkezlerl ve kampanyaya katılan Turkcell Satış Noktaları'ndan yapılmaktadır. Kampanya 31 Mart 2005 tarlhlne kadar geçerlldir, Axess'e özel vade farksız 6 taksit rkcell.com HAZIR KARThazirkart ülkesinde hep üretmişler, yaratmışlardır... Bilgıyi, güzeli aranıışlardır... Ta- rih, kültür, sanat birbirine kanşmıştır... Toroslar'ın renkliligi, bölge insanı- nın giysisine, sanatına, düşüncesine yansımıştır. Kültürler süreklidir Lik- ya'da. Dünün Solimlisi bugün soyadıyla Kaş'ta varhğını sürdürmektedir. Likya coğrafyası her mevsim renkli ve güzel- dir. Baba Dağı'ndan bak- tığınızda biryanda Ölüde- niz'in göz kırptığını, di- ğer yanda -bizim Yu- nus'un şiirini ammsatırca- sına- Aİcdağlar'ın doruk- lan, karh tepeleri salkım salkım buluttur. Akdağ- ları aşınca sedirler, coş- kun akan sular, "• lii/inı de dağJanmızvardırChcCu- evara" dedirtircesine To- roslarkarşılar sizi... Çamın her türü, köknar, ladin, meşe, kayın ve dünyada doğal haliyle kalmış sedir bu topraklardadır. Toroslar'ın her koya- ğında -irili ufakh- bir ören yeriylekarşdaşırsınız. Bel- ki de dünyanın en çok örc- ni bu coğrafyadadır. Pata- ra'sıyla Ksantos'uyla, Pı- nara'sryla, Tlos'uyla, Tel- messos'uyla... Su sarnıç- lanyla, an damlanyla, ka- ya mezarlanyla, İahitle- riyle bir açık hava müze- sidir Likya. Ve de Home- ros'un dediği gibi yedi renkli deniziyle, doğasıy- la, zengin coğrafyasıyla hep bir çekim merkezi ol- muştur. trili ufakh bu antik kent- lerin çoğunu bugün maki- ler kaplamıştır. örtüleri bu antik kentlerin üzerin- dc bugün Teke I urkmen- lennın çocuklan, bu coğ- raryanın vazgeçilmez hay- vaııı keçileri otlatırlar... Turizm mevsimınde tek- nelerden gelen müzık se- sine, bu çoban çocukları- nın sipsi ve çan sesleri ka- rışır. Çocukların sevgilisi A/iz Nikolaus, Hacı Bck- la.ş Veli öğretisinin kuru- cusu Abdal Mıısa, Mu- sa'nm öğrencısı tekke şi- irinin en büyük ustası Kaygusuz Abdal, bu coğ- rafyada yatmaktadır. Da- hası Anadolu'nun ilk ba- ğımsızlık savaşı bu coğ- raryada verilmiştir. Yine Osmanlı'ya Şalıkulu ön- derliğinde örgütlü ilk baş- kaldın bu coğraryada ol- muşrur. Her mevsim çalışan, üreten Likya insanının -kendi deyimiyle- sırtuı- daki ter hiç kurumaz. Bel- kı de bundandır, ünlü coğ- raryacı Strabon, "Likya- blaröyleuygar venezihşe- kildeyaşamlannı sfirdür- dülerkişimdiye kadar hiç utançverici kazanç istek- lcri olıııaılıJ'dcı. tştebu"binçiçeldi kül- tür bahçea" Likya'ya, ho- cası Ekrem Akurgal'ın yönlendinnesiyle Cevdct Bayburtluoğlu 1954 te gelmiştir. Geliş o geliştir. Kendi deyimiyle; "Likya beni yaşanıımın sonuna getirmiş hem de yeniden hayata döndürmüştür. (...) TiunelByılönceXantoska- zısıııa kablmamla başla- yanLikya'ya olansevgive ilgim, 1971'den sonra bi- ri hâlâ devam eden Ary- kanda, diğeri yasal ve pa- rasal olanaklareh/erdigin- ce yürütebildiğim Phase- lis kazdanyla süregeuniş- nr." Geçen yıllarda Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrarya Fakültesı Arke- oloji Bölümü'nden emek- li olan Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu bir ömrü Likya tarihine, arkeoloji- sine vermiştir. Likya coğ- raryasında görmediği, in- celemediği, saptayıp bel- gelemediği ören yeri yok- tur. Dünyanın en önde ge- len Likya uzmanlanndan- dır. Prof. Bayburtluoğlu el- li yıllık çalışmasını "Lik- ya" adh kitabında topla- dı. Okuyucu bu kitabı okurken sade Likya'nın arkeolojısını okumaya- cak.. Zengin coğrafyası- nı, son elli yıldaki değişi- mini, hocanm sıcak anla- tımıyla yaşayacak. Kitabı, son yıllarda eği- tiıne ve kültürc büyük kat- kı yapan Suna-lnan Kı- raç çıftinin Antalya'da kurduğu Akdeniz Mede- niyctleri Araşbrma Ensti- tüsü bastı. tngilizce ve Türkçe basılan yapıt, ar- keoloji ve sanat tutkunu her insanın kitaplıgında bulunmalı... PENCERE Yargılanamayan Samklar İktidarı... Bicgarip kafa keşmekeşinin dolduruşuna gelmiş toplumda, dinci gösterişi politikada pazarlayarak iktidarı ele geçirmiş takım, Türkiye'yi elinde oyna- tıyor... Müslümanlıktaslıyor... Tesettürü, Islamın -ve de Kuran'ın- gereği gibi gös- terip türbanı ülkenin bir numaralı gündemine otur- tuyor... Ve ülkeyi emperyalist Hıristiyanlarla al takke ver külah, arz ve tul hesabı bilinmedik bir karanlığa sü- rüklemeye çalışıyor... • 'Kuran-ı Kerim'm Maide suresinde açık ve ke- sin bir emir yazılıdır: "Erkek hırsız ve kadın hırsızın yaptıklanndan ötürü Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin!" Emir, Kuran buyruğu, şeriat yasasıdır; tartışıla- mayacak kadar kesin ve açıktır... Peki, neden uygulanmıyor? Neden AKP iktidarı, Kuran'ın hırsızlık üzerine emrini biryana bırakmış da şeriatın tesettürfaslın- da tartışmalı türban üzerine çeşitlemelerini tez- gâhlıyor?.. Hem kadınlarımızı özgürlükten yoksun bırakmak, hem de hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet kap- samında Kuran'ın emirleri ve Islamın kurallannı unutturmak üzerine bir kurnazlığın daniskası tez- gâhlanıyor!.. • Emine Kaplan arkadaşımızın Ankara'dan ver- diği haberi dün gazetemizde okurken kahkahalar- lagüldüm.. Güleriz ağlanacak halimize!.. Meclis'te 78 AKP'li milletvekili hakkında dos- ya var; her 3 AKP'liden 1 'i zimmet, ihaleye fe- sat karıştırmak, sahtecilik, dolandırıcılık ve de hırsızlık gibi suçlardan yargılanıyor... Müslümanlığı siyaset pazarının tezgâhında kul- lanıp 'günah-ı kebair'in daniskasını işlediklerine göre bu AKP'li milletvekillerinin gözleri pek!.. Ayrıca sanık olarak yargılandıkları suçların nite- likleri nedir?.. Yüz kızartıcı ve pek ayıp suçlar!.. Bu yüz kızartıcı suçların tümü milletvekilliğine engeldir; ama, sanıklar dosyalarını 'dokunulmaz- lık' mazeretinin kılıfına geçirrhişler, ellerini kollarını sallayarak Meclis'te dolaşıyorlar... • Emine Kaplan'ın listesinden birkaç örnek: Başbakan Tayyip Erdoğan: Görevi ihmal, zim- met, kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik. Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu: özel evrakta sahtecilik.. AKP Genel Sekreteri Idris Şahin: İhaleye fesat karıştırmak, emniyeti suiistimal, zimmet, kalpa- zanlık, resmi evrakta sahtecilik.. Meclis Başkanvekili AKP'li Nevzat Pakdil: Zim- met. Dışışleri Bakanı Abdullah Gül: özel evrakta sah- tecilik.. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan: Naylon fatura düzenlemek.. Pencere köşesi AKP'nin milletvekilliğine engel yüz kızartıcı suçlardan sanık 78 milletvekilinin listesini yayımlamayaelvermez; ama, kayıtlı seçmenin yüz- de 25'inin oylarıyla Meclis'in yüzde 65'ini ele ge- çiren bir partinin ve hükümetinin üzerinde yalnız 'ta- kıyyecı" şaibesi yok... 'Sanık' şaibesi de var!.. • Türkiye binmiş bir alamete.. Gidiyorkıyamete.. 'Hukuk devleti' olmak istiyorsak Hükümeti ve Mec- lis'i, yargılanamayan sanıkların iktidarından kur- tarmalıyız. KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVİ AİLE OKULU - 4 14. YIL Sunuş: Dr. ERDAL ATABEK "ÇOCUK GBJŞİMİniDE KIIİIIK PERİVOTLAR" Çocuk neyi, ne zaman en iyi öğrenir? Tarih: 20 Şubat 2005 Pazar Saat: 12.00-14.00 Yer: Kadıköy Evlendirme Salonu üst salon - Söğütliiçepe KADIKÖY KIRMIZIBALIK: BOSTANCI0 216/ 417 16 36 MECİDİYEKÖY0212 213 95 88 kinni/.ilıalik("sııpcroııliiK-.f*ıııı ADANA CUMOK DUYURUSU Son günlerde turistik lesis yapımı için Akhan Hilmi ÇAMURDAN imzasıyla, Adana Cumhuriyel okurları ile dc ilctişim içinde olduğundan bahisle Cumhuriyet okurlanna çağrı mektuplan gönderildiği öğrenilmiştir. Adana CUMOK olarak bu girişimle ilgili hiçbir bilgimiz ve bağımız yoktur. Sevgilı Cumhuriyet okurlanna duyurulur Haydar BABUR Adana CUMOK Sözcüsü Iletişım: 0 537 275 27 33 KUŞADASI CUMOK ÇAĞRISI Kuşadalı Mahmut Esat Bozkurt'u Anma Etkinliğinde buluşalım. Unutma, sen gelmezsen bir eksiğiz! KONFERANS "MHDENÎ KANUN'UN KABULÜ VE TOPLUMUMUZA KAZANDIRDIKLARJ" Konu;macı: Av. Erol KU I I <.ltl H Düzenleyen: Atatürkçü Düşünce Dınırfti Kuşndası ŞnbMİ 17.02.2005 Per;eıııbe - 14.30 Drrlci <)lıl Salonu - Ivu^aüası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle