Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Aşısızlık
BAŞBAKAN, Güneydoğu Asya'nın âfet böl-
gelerine giderken aynı olayı yaşamıştır; Afrika,
Afganistan, Hindistan gibi yerlere gidenler de:
Oraların yaygın bulaşıcı hastalıklanna karşı bir-
çok aşı birden yapılır çıkışta.
Ama, aşılananlar başka bir olguyu da öğre-
nip şaşırırlar: Türkiye'de bugün hiç aşı üretilme-
mekte ve bütün aşılar milyonlarca dolara dış-
tan getirilmektedir.
Oysa, cumhuriyet, başka birçok alanda ol-
duğu gibi bu alanda da, şimdi Refik Say-
dam Hıfzıssıhha Merkezi diye bilinen kurumu da-
ha 1928'de kurmuş, ülkenin aşı gereksinimini kı-
sa zamanda karşılayabilmiştir. Ne var ki, yeni tek-
nolojiler konusunda 1960'lardan başlayarak ye
terli yatırım yapılmadığı için, artık her çeşit aşı-
nın dıştan alınması "daha güvenilir, daha ucuz"
sayılmaktadır.
Hem deSırbistan, Hırvatistan gibilerinevarın-
caya kadar bütün ülkelerden.
Böylebiryaklaşım kuduz aşısı türünden "tam
güvenilir" olması önemli aşılar için anlaşılabilir
olsa da, tifo, difteri, tetanoz, boğmaca gibi aşı-
lar için doğru olabilir mi? Teknolojiyi yenilemek
ilk bakışta pahalı gözükse bile, yeni teknolojiy-
le yapılacak üretimin uzun erimde daha ucuza
çıkacağı kesin değil midir? Demek ki, ekono-
mide cumhuriyetin "ithal ikamesi" politikaları-
na karşı önerilen "küreselleşmeci" seçenekler
artık aşı konusuna da sıçramıştır.
Sonuç, böyle bir alanda Küba ve Hindistan'ın
başarıları karşısında parmak ısıran bir Türki-
ye'dir. Üstelik, bu teknoloji eksikliğiyle savaş ya
da büyük âfet durumlarında aşı gereksinimi açı-
sından ne yapacağını da tam bilemeyen.
jSı te yandan, aynı alandaki yeni buluşların te-
\J melindeki "moleküler biyoloji" ve "biyo-
teknoloji" araştırmalarını sürekli baltalayan, bun-
larda sivrilenleri canından bezdiren bir ülke bu-
rası. Marmara Üniversitesi'nde "antikor üretici
bir hücre yaparak" bunun patentini almış ve o
konudaki bilimsel makalesi dünyanın saygın tıp
dergilerinde en sık zikredilmiş bir araştırmacıya
yıllardır mahkeme kararlarına ve YÖK'ün olum-
lu uyarılanna karşın çektirilmekte olan sonsuz
eziyet unutulacak gibi değildir.
Peki, bu yatırım ihmalleri, gecikmeler, yanlış
politikalarveengellemelerniye, niçin? Bilinçsiz-
lik mi, aşırı bürokrasi mi, ithal teknoloji alışkan-
lığı mı, bilime, tıbba ve yargıya saygısızlık mı, mes-
lek kıskançlığı mı?
Yoksa?
Evet, yoksa, biyolojik savaş başta olmak üze-
re büyük tehlikelere karşı sağlam bağışık-
lık politikalarına gereksinim duyan ve halkının gün-
lük sağlığı için geniş aşı ya da serum kullanımı
nı sürdürmekzorunda olan yetmiş milyonluk bir
ülkenin bu konudaki teknolojisini körletip paza-
rını eldetutmaya azimli dış üreticiler ile iç uzan-
tıları arasında çözülemez bir kenetlenme mi var?
Kurcalanması ve üzerine gidilmesi gerekmez mi?
Şu 'Dokunulmazlık'lar...
Bugün TBMM'de 115 millctvekili hakkındaki 194 dokunulmazlık
dosyasının 183'ü dönem sonuna bırakma istemiyle TBMM'ye sunulmuştur.
Bu dosyaların AKP'lilerin oylanyla dönem sonuna bırakılacakları açiktır.
Erol Ertuğrul Hukukçu
Y
eni yıla eski sorunlarla girdik.
Güzel yurdumuz yine AB ve
ABD'nin kıskacında. Ulusu-
nıuza bir büyük başarıymış
gibi sunulan, ancak gerçekte
taııı bir teslimiyct olan AB'den tarih almak,
belli ki sürekli sıkıntılaryaratacak. Daha şim-
diden olumsuzluklar başladı bile. Görüş-
nıelerin başlayabilmesi için bizden bekle-
nen bir yığın olumsuz koşulun yanında, Er-
menistan sınınnı kesinlıkle açmamız ge-
rektiği bir kez daha yinelendi.
AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Ol-
li Rehn görüşmelerin bir yıl ertelenebilece-
gini yani görüşmelerin 3 Ekim 2005 tarihin-
de değil, 3 Ekim 2006 tarihinde başlayabi-
leceğini söyledi. Geçen günlerde ülkcmız-
de, Irak sorunuyla ilgili olarak ABD'li as-
keri görevlilerle toplantılaryapıldı. ABD Dı-
şişleri BakanıRice Anakara'yageldi. ABD
bizden açıkça yeni üsler istiyor. Incirlik Üs-
sü'nün daha rahat ve istedikleri boyutta kul-
lanımını istiyor.
Bu kararlann, TBMM'den geçirilmeden
hükümettarafından verilmesini istiyor. An-
cak, bizimle ilgili ABD'de alınan kararla-
rın ABD Kongresi'nden geçirilmesi ise unu
tuluyor. Görüşmeler sırasında, Kuzey Irak'ta
yuvalanmış aynlıkçı terör örgütünün bölge-
den çıkanlması ve etkisiz bir duruma gcti-
rilmesi yolundaki Türk tarafı istemlenyse
hiçbir olumlu yanıt bulamıyor. Aynı biçim-
de, Kerkük'e Kürtlerin yerleştirilmesiyse
belli ki ABD'den destek gördü. Bu sorun-
ları, tam bağımsızhk ilkelerimizle, aklımız-
la, direncimizle, hiçbir ülkeden ve hiçbir
ulustan yardım beklemeksizin biz çözmek
zorundayız.
Yolsuzluk dosyalan
Yeni yılda bir başka önemli sorunu da
çözmek zorundayız. TBMM'de 115 millet-
vekilı hakkında 194 dokunulmazlık dosya-
sı bulunmaktadır. Bu dosyalardan 78 tane-
si AKP'li bakan ve milletvekillerinindir.
Genel seçimlerden önce, seçildiklerinde ilk
iş olarak milletvekili dokunulmazlığını kal-
dırarak haklannda yolsuzluk dosyalan bu-
lunan milletvekillerinin yargılanmalarını
sağlayacaklarım söyleyen AKP yetkilileri,
seçildikten sonra bu sözlerini hemen unııt-
tular. Moskova gezisi sırasında eşine veri-
len sıra dışı armağanlan kamuoyunun bas-
kısı sonucunda geri vermek zorunda kaldı-
ğı anlaşılan Başbakan, dokunulmazlıklann
kaldınlması yolunda verdiğı sözü çoktan
unuttu. AKP hükümeti, bu dokunulmazla-
n kaldırmaya yanaşmıyor.
Bugün TBMM'de 115 milletvekili hak-
kındaki 194 dokunulmazlık dosyasının
183'ü dönem sonuna bırakma istemiyle
TBMM'ye suııulmuştur. Bu dosyaların
AKP'lilerin oylanyla dönem sonuna bıra-
kılacakları açıktır. Başbakan RecepTayyip
Erdoğan, Dışışleri Bakanı Abdullah Gül,
Maliye Bakanı Kcnıal Unakıtan, Içişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu, Orman Bakanı
Osnıan Pepe, Ulaştırma Bakanı Binali Yıl-
dınm hakkında yolsuzluk dosyalan bulun-
maktadır. Aynı bıçımde 70 dolayında AKP
milletvekili hakkında da yolsuzluk dosya-
lan, dokunulmazlık koruması nedenıyle
bekletilmckte ve yargılamalar yapılama-
maktadır.
Haklannda böylesine yoğun yolsuzluk
dosyalan bulunan bir yönetimin doğrulu-
ğuna, dürüstlüğüne nasıl inanılabilir? Ye-
ni dönemde, ulusumuz, dokunulmazlıkla-
nn kaldırılmasını ve yargılamalann yapıl-
masını beklemektedir. Yargılanmaktan kor-
kan ve dokunulmazlıklann arkasına sakla-
nan bir Meclis çoğunluğuna nasıl güveni-
lebilir? O nedenle de yapılan kamuoyu yok-
lamalannda politikacılar, ulusumuzun en az
güvendiği görevliler olarak görülmektedir-
ler. Bu yönetimin, kendi yolsuzluklan du-
rurken geçmış dönemdeki bazı bakan ve po-
lıtikacılan Yüce Divan'a gönderme ve yar-
gılatma girişimiyse göstermelik bir ginşim
olmaktan öteye gidememektedir. Cumhu-
riyet gazetesi dışında hiçbir basın kurumu
da bu konuya değinmemekte, bu konunun
üzerine düşmemektedir.
Önceki Yargıtay başkanının, bir mafya li-
derine yardım ettiği yolundaki gerçek dışı
sav, günlerce, aylarca boyalı basında yer
alırken yasadışı yollarla kayda alınmış te-
lefbn görüşmeleri yayımlanırken başta Baş-
bakan olmak üzere, bir grup bakanın, AKP
milletvekillerinin yolsuzluklan kimsenin
dikkatini çekmiyor. MGK'nin önceki asker
genel sekreterinin yolsuzluk savlı soruş-
turması, önceki Deniz Kuvvetleri Komuta-
nı'nın yargılanması, çarşaf çarşaf, "Şeffaf
Türkiye" diye günlerce verilirken AKP yö-
netimının yolsuzluklan, boyalı basın tara-
fından unutuluyor. Sanki böyle bir şey yok-
muş gibi davranılıyor. Gerçekleri görmeyen,
yazmayan bu basın kurumlan, ulusumuzu
aldatmak adına, MeydanLarousse'da, "sap-
kııı din akımı" diye adlandırılan Nurculuk
tarikatının ABD'ye kaçarak orda yaşamı-
nı sürdüren liderinın yaşamını ve ilkeleri-
ni günlerce gazetelerinde ballandıra bal-
landıra anlatıyorlar.
Sonradan öğreniyoruz ki bu yazı dızısi-
ni hazırlayanlardan birisi, bu tankatın üye-
si, diğer gazetedeki ise bu akımdan ve bu
tarikat liderinden parasal çıkarı olan bir
başkasıdır. Nurculuk akımının, Atatürkçü
düşünce sistemine, Türk devnmine ve Türk
Aydınlanmasına karşı sapkın bir akım ol-
duğunu biliyoruz.
Bu akımın bugün ABD'de yaşayan lide-
rinin, kendi yandaşlarının, devlet kurunı-
lannı nasıl sinsice ele geçirmelerini iste-
yen görüntülü ses kayıtlarını, yıllar önce gör-
sel basında izlemişlik.
Türkiye Cumhuriycti'nin şeyhler, der-
vişler, müritler ve tarikatlar ülkesi olması-
na izın vermeyeceğiz. En gerçek tarikat
uygarlık tarikatıdır. Şimdi, basını gerçek gö-
revini yapmaya çağınyoruz. Ulusumuzu
kendi kişisel çıkarlannız için kandırmaya
çalışmayı bırakın ve gerçekleri yazın. Do-
kunulmazlık zırhlarının arkasına saklanan
AKP yöneticilerinin ve milletvekillerinin
yargılanmalanna çaba gösterin.
Ulusumuz gerçekleri görüyor ve sizler-
den bunu bekliyor. Herkes yaptıklannın
hesabını bağımsız yargı önünde verir. Ül-
kemiz bu ayıptan kurtulacaktır.
Likya'ya Gönül Veren Bir Arkeoloji Duayeni
MusaSEYİRCİ
D
ününLikya'sı,bu-
günün Teke Yan-
madası'dır. Antal-
ya'dan Fethiye'ye uzanan
birçizginin güneyinde ka-
lan coğrarya Teke Yarı-
madası diye adlandınlır.
Trmililisi, Lukkalısı,
Likyalısı, Tekelisi bu ışık
HAZIR KART'TAN
±1?
KONTÖR KARNAVALI
Hemen bir Hazır Kart hattı al.
30 gün içinde en az
250 kontör yükle.
Hedîye kontörler kazan.
Telefonun kontöre doysun!
Ustelik, alacağın
Hazır Kart hattına ve
yükleyeceğin her
500 ve 1.000 kontöre
vade farksız 6 taksît
imkânı sadece Axess'te!
Hadi şimdi Hazır Kart almaya,
Abone Merkezleri'ne,
TurkceüExtra'lara...
Kampanyadan kazanılan kontörler abonenln hattına
5 taksitte yüklenecektlr. Taksltll paket satışları
100, 250,1.100 kontörlük paketler ve
Genç Hazır Kart için geçerlldir. Taksitll kontör satışları
TurkcellExtra'lar, Abone Merkezlerl ve kampanyaya katılan
Turkcell Satış Noktaları'ndan yapılmaktadır.
Kampanya 31 Mart 2005 tarlhlne kadar geçerlldir,
Axess'e özel
vade farksız
6 taksit
rkcell.com
HAZIR
KARThazirkart
ülkesinde hep üretmişler,
yaratmışlardır... Bilgıyi,
güzeli aranıışlardır... Ta-
rih, kültür, sanat birbirine
kanşmıştır... Toroslar'ın
renkliligi, bölge insanı-
nın giysisine, sanatına,
düşüncesine yansımıştır.
Kültürler süreklidir Lik-
ya'da. Dünün Solimlisi
bugün soyadıyla Kaş'ta
varhğını sürdürmektedir.
Likya coğrafyası her
mevsim renkli ve güzel-
dir. Baba Dağı'ndan bak-
tığınızda biryanda Ölüde-
niz'in göz kırptığını, di-
ğer yanda -bizim Yu-
nus'un şiirini ammsatırca-
sına- Aİcdağlar'ın doruk-
lan, karh tepeleri salkım
salkım buluttur. Akdağ-
ları aşınca sedirler, coş-
kun akan sular, "• lii/inı de
dağJanmızvardırChcCu-
evara" dedirtircesine To-
roslarkarşılar sizi... Çamın
her türü, köknar, ladin,
meşe, kayın ve dünyada
doğal haliyle kalmış sedir
bu topraklardadır.
Toroslar'ın her koya-
ğında -irili ufakh- bir ören
yeriylekarşdaşırsınız. Bel-
ki de dünyanın en çok örc-
ni bu coğrafyadadır. Pata-
ra'sıyla Ksantos'uyla, Pı-
nara'sryla, Tlos'uyla, Tel-
messos'uyla... Su sarnıç-
lanyla, an damlanyla, ka-
ya mezarlanyla, İahitle-
riyle bir açık hava müze-
sidir Likya. Ve de Home-
ros'un dediği gibi yedi
renkli deniziyle, doğasıy-
la, zengin coğrafyasıyla
hep bir çekim merkezi ol-
muştur.
trili ufakh bu antik kent-
lerin çoğunu bugün maki-
ler kaplamıştır. örtüleri
bu antik kentlerin üzerin-
dc bugün Teke I urkmen-
lennın çocuklan, bu coğ-
raryanın vazgeçilmez hay-
vaııı keçileri otlatırlar...
Turizm mevsimınde tek-
nelerden gelen müzık se-
sine, bu çoban çocukları-
nın sipsi ve çan sesleri ka-
rışır.
Çocukların sevgilisi
A/iz Nikolaus, Hacı Bck-
la.ş Veli öğretisinin kuru-
cusu Abdal Mıısa, Mu-
sa'nm öğrencısı tekke şi-
irinin en büyük ustası
Kaygusuz Abdal, bu coğ-
rafyada yatmaktadır. Da-
hası Anadolu'nun ilk ba-
ğımsızlık savaşı bu coğ-
raryada verilmiştir. Yine
Osmanlı'ya Şalıkulu ön-
derliğinde örgütlü ilk baş-
kaldın bu coğraryada ol-
muşrur.
Her mevsim çalışan,
üreten Likya insanının
-kendi deyimiyle- sırtuı-
daki ter hiç kurumaz. Bel-
kı de bundandır, ünlü coğ-
raryacı Strabon, "Likya-
blaröyleuygar venezihşe-
kildeyaşamlannı sfirdür-
dülerkişimdiye kadar hiç
utançverici kazanç istek-
lcri olıııaılıJ'dcı.
tştebu"binçiçeldi kül-
tür bahçea" Likya'ya, ho-
cası Ekrem Akurgal'ın
yönlendinnesiyle Cevdct
Bayburtluoğlu 1954 te
gelmiştir. Geliş o geliştir.
Kendi deyimiyle; "Likya
beni yaşanıımın sonuna
getirmiş hem de yeniden
hayata döndürmüştür. (...)
TiunelByılönceXantoska-
zısıııa kablmamla başla-
yanLikya'ya olansevgive
ilgim, 1971'den sonra bi-
ri hâlâ devam eden Ary-
kanda, diğeri yasal ve pa-
rasal olanaklareh/erdigin-
ce yürütebildiğim Phase-
lis kazdanyla süregeuniş-
nr."
Geçen yıllarda Ankara
Üniversitesi Dil Tarih ve
Coğrarya Fakültesı Arke-
oloji Bölümü'nden emek-
li olan Prof. Dr. Cevdet
Bayburtluoğlu bir ömrü
Likya tarihine, arkeoloji-
sine vermiştir. Likya coğ-
raryasında görmediği, in-
celemediği, saptayıp bel-
gelemediği ören yeri yok-
tur. Dünyanın en önde ge-
len Likya uzmanlanndan-
dır.
Prof. Bayburtluoğlu el-
li yıllık çalışmasını "Lik-
ya" adh kitabında topla-
dı. Okuyucu bu kitabı
okurken sade Likya'nın
arkeolojısını okumaya-
cak.. Zengin coğrafyası-
nı, son elli yıldaki değişi-
mini, hocanm sıcak anla-
tımıyla yaşayacak.
Kitabı, son yıllarda eği-
tiıne ve kültürc büyük kat-
kı yapan Suna-lnan Kı-
raç çıftinin Antalya'da
kurduğu Akdeniz Mede-
niyctleri Araşbrma Ensti-
tüsü bastı. tngilizce ve
Türkçe basılan yapıt, ar-
keoloji ve sanat tutkunu
her insanın kitaplıgında
bulunmalı...
PENCERE
Yargılanamayan
Samklar İktidarı...
Bicgarip kafa keşmekeşinin dolduruşuna gelmiş
toplumda, dinci gösterişi politikada pazarlayarak
iktidarı ele geçirmiş takım, Türkiye'yi elinde oyna-
tıyor...
Müslümanlıktaslıyor...
Tesettürü, Islamın -ve de Kuran'ın- gereği gibi gös-
terip türbanı ülkenin bir numaralı gündemine otur-
tuyor...
Ve ülkeyi emperyalist Hıristiyanlarla al takke ver
külah, arz ve tul hesabı bilinmedik bir karanlığa sü-
rüklemeye çalışıyor...
•
'Kuran-ı Kerim'm Maide suresinde açık ve ke-
sin bir emir yazılıdır:
"Erkek hırsız
ve kadın hırsızın
yaptıklanndan ötürü
Allah tarafından
ibret verici bir ceza olarak
ellerini kesin!"
Emir, Kuran buyruğu, şeriat yasasıdır; tartışıla-
mayacak kadar kesin ve açıktır...
Peki, neden uygulanmıyor?
Neden AKP iktidarı, Kuran'ın hırsızlık üzerine
emrini biryana bırakmış da şeriatın tesettürfaslın-
da tartışmalı türban üzerine çeşitlemelerini tez-
gâhlıyor?.. Hem kadınlarımızı özgürlükten yoksun
bırakmak, hem de hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet kap-
samında Kuran'ın emirleri ve Islamın kurallannı
unutturmak üzerine bir kurnazlığın daniskası tez-
gâhlanıyor!..
•
Emine Kaplan arkadaşımızın Ankara'dan ver-
diği haberi dün gazetemizde okurken kahkahalar-
lagüldüm..
Güleriz ağlanacak halimize!..
Meclis'te 78 AKP'li milletvekili hakkında dos-
ya var; her 3 AKP'liden 1 'i zimmet, ihaleye fe-
sat karıştırmak, sahtecilik, dolandırıcılık ve de
hırsızlık gibi suçlardan yargılanıyor...
Müslümanlığı siyaset pazarının tezgâhında kul-
lanıp 'günah-ı kebair'in daniskasını işlediklerine
göre bu AKP'li milletvekillerinin gözleri pek!..
Ayrıca sanık olarak yargılandıkları suçların nite-
likleri nedir?..
Yüz kızartıcı ve pek ayıp suçlar!..
Bu yüz kızartıcı suçların tümü milletvekilliğine
engeldir; ama, sanıklar dosyalarını 'dokunulmaz-
lık' mazeretinin kılıfına geçirrhişler, ellerini kollarını
sallayarak Meclis'te dolaşıyorlar...
•
Emine Kaplan'ın listesinden birkaç örnek:
Başbakan Tayyip Erdoğan: Görevi ihmal, zim-
met, kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik.
Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu: özel evrakta
sahtecilik..
AKP Genel Sekreteri Idris Şahin: İhaleye fesat
karıştırmak, emniyeti suiistimal, zimmet, kalpa-
zanlık, resmi evrakta sahtecilik..
Meclis Başkanvekili AKP'li Nevzat Pakdil: Zim-
met.
Dışışleri Bakanı Abdullah Gül: özel evrakta sah-
tecilik..
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan: Naylon fatura
düzenlemek..
Pencere köşesi AKP'nin milletvekilliğine engel yüz
kızartıcı suçlardan sanık 78 milletvekilinin listesini
yayımlamayaelvermez; ama, kayıtlı seçmenin yüz-
de 25'inin oylarıyla Meclis'in yüzde 65'ini ele ge-
çiren bir partinin ve hükümetinin üzerinde yalnız 'ta-
kıyyecı" şaibesi yok...
'Sanık' şaibesi de var!..
•
Türkiye binmiş bir alamete..
Gidiyorkıyamete..
'Hukuk devleti' olmak istiyorsak Hükümeti ve Mec-
lis'i, yargılanamayan sanıkların iktidarından kur-
tarmalıyız.
KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVİ
AİLE OKULU - 4
14. YIL
Sunuş: Dr. ERDAL ATABEK
"ÇOCUK GBJŞİMİniDE KIIİIIK PERİVOTLAR"
Çocuk neyi, ne zaman en iyi öğrenir?
Tarih: 20 Şubat 2005 Pazar
Saat: 12.00-14.00
Yer: Kadıköy Evlendirme Salonu üst salon - Söğütliiçepe KADIKÖY
KIRMIZIBALIK: BOSTANCI0 216/ 417 16 36
MECİDİYEKÖY0212 213 95 88
kinni/.ilıalik("sııpcroııliiK-.f*ıııı
ADANA CUMOK DUYURUSU
Son günlerde turistik lesis yapımı için
Akhan Hilmi ÇAMURDAN imzasıyla,
Adana Cumhuriyel okurları ile dc ilctişim içinde
olduğundan bahisle Cumhuriyet okurlanna çağrı
mektuplan gönderildiği öğrenilmiştir. Adana
CUMOK olarak
bu girişimle ilgili hiçbir bilgimiz ve
bağımız yoktur.
Sevgilı Cumhuriyet okurlanna duyurulur
Haydar BABUR
Adana CUMOK Sözcüsü
Iletişım: 0 537 275 27 33
KUŞADASI CUMOK ÇAĞRISI
Kuşadalı Mahmut Esat Bozkurt'u Anma
Etkinliğinde buluşalım. Unutma, sen
gelmezsen bir eksiğiz!
KONFERANS
"MHDENÎ KANUN'UN KABULÜ VE
TOPLUMUMUZA KAZANDIRDIKLARJ"
Konu;macı: Av. Erol KU I I <.ltl H
Düzenleyen: Atatürkçü Düşünce Dınırfti Kuşndası
ŞnbMİ
17.02.2005 Per;eıııbe - 14.30
Drrlci <)lıl Salonu - Ivu^aüası