14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ŞUBAT 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Mullıduk puraya eııdeksliytniş... Ulıısal çıkarlar da horsaya... denizsom@oumhunyeicom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Halkın yarıdan fazlası mutluymuş... "Mutluluöun resmini vapsınlar da pöreliml" ADD Atatürkçü kimliği ile bilînen Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurdakul'un, Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi'ne yaptığı üyelik başvurusunun kabul edilmediği doğru mu? Kıbrıs'ta Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde sınır nöbeti tutarken bir Rum askeri tarafından vurulan Türk askerine ilişkin son bilgi şöyle: Asker, Kıbns Güvenlik Kuvvetleri'nde görevti bir Kıbrıslı Türk ve ölmemiş. Peki yaralı askerin öldüğüne ilişkin bilgi nereden çıktı? Türk tarafının konuyu gizli tutma çabasından! Eğlence Akif Kökçe: "Ortadoğu'nun işgalci komutanlarından Amerikalı Korgeneral J\ James Mattis, |H 'Insanları vurmak ^f çok eğlenceli" demiş. Normal bir insanın bunları söyleyemeyeceğine göre bu adam ABD'nin yeni başkan adayı." ilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz de- mişti Uğur Mumcu. Bazı bilgileri alt alta sı- ralıyor Haşim Can Sözer: "Büyük serma- ye, devletleri, ordulan ve her türden kolay yönetilemez unsurları, bir tehdit olarak algılamakta- dır. Teknoloji insan emeğini, 'zanaat' dışında neredey- se gereksiz kılmıştır ve insanların büyük kısmını üre- time katacak yeni bir yöntem geliştirilememiştir, pa- zar tıkanmaktadır. Çevresel faktörler ve doğal kay- naklardaki zorlamalar, sermayenin gözünde birtakım insan gruplarının varlığını gereksiz kılmaktadır." Sözer, bu bilgiler ışığında şöyle diyor: "Sermayenin göstermelik göksel yöneticisi George W. Bush, üç seçenekle karşı karşıya kalmıştır: Bütün büyük yapıları parçalayarak, aşiret, tarikat benzeri ko- lay yönetilebilir ve sürekli çatışan yapılar oluşturmak. Afrika örneğinde olduğu gibi tamamen sistem dışına iterek, yaşayan ölüler kitlesi oluşturmak. Tamamen yok etmek, ortadan kaldırmak, imha etmek." Aydınlar Devam ediyor: ı "Müslümanlarla başlayan bu yok etmenin, Çinli- ler, Ruslar, Budistler, Japonlar, Ortodokslar, hatta Avrupa ve Amerika içindeki, göksel Bush tarafından gereksiz kaynak tüketicileri olarak görülen grupla- ra kadar uzaması mümkündür. Pisliklerini temizlemek için sık sık özeleştiri yön- temine başvuran sistemin, Amerikalı zencileri orta- dan kaldırmak için günün birinde 'Bizi Rice ve Po- well yoldan çıkardı' argümanına sarılmaları kimse- yi şaşırtmamalıdır." Çok büyük bir komplo teorisi ama teorinin küçük bir bölümünün Ortadoğu'da hayata geçirildiği de bir gerçek. Haşim Can Sözer: "Türkiye'de oluşabilecek en ufak bir parçalan- madan sonra işbirlikçi sanayiciden medyaya, aşi- ret liderinden tarikat şeyhine herkesin tüm varlıkla- rına el konacağı da açıktır. Böyle büyük değişimle- rin yaşandığı ve hertürlü ayrışmanın karşısında bir- leşmeyi zorunlu kıldığı birortamdaTürkiye'deki 'ay- dın eşşekleri' nelerle uğraşmaktadır: Leyla'nın tür- banı. Kürt'ün kanı. Fransız tarafından kandırılmış Ermeni'nin suçluluk psikozu. Yunan'ın yayılmacı politikaları. Lafa geldi mi kimseyi yanına yaklaştırmayan, an- cak tüm bunlara değinmeden, yaşamını yazarak kazanan adamdan aydın olurmu, olmaz mı kararını geride kalan aydınlar versin. Aydınlara soruyorum: Teknolojinin insan emeğini gereksiz kıldığı, bilgi teknolojilerindeki her türlü değişimin de kısa süre- de büyük toplulukları üretime katmasının olası gö- rülmediği ve kaynakların azaldığı bu ortamda, na- sıl bir paylaşım düşünüyorsunuz?" SESSÎZ SEDASIZ (!) İnançlı zevatın ibaüeti ve yiğitliği Başbakanın, eşi ve kızını inançlı Müs- lüman olarak tanımlaması üzerine Kon- ya'dan Dr. Hüsnü Bozkurt, şöyle diyor: "Meclis Başkanı ve Dışişleri Bakanı başta olmak üzere pek çok bakan ve AKP milletvekilinin de en az Başbaka- nın eşi ve kızı kadar inançlı Müslüman- lar olduklarından kuşku duyulmaması gerekir. Inancı sorgulama ve yargılama yetkisi hiçbir insana verilmiş değildir a- ma, o ayrı bir konu. Hal böyle iken, bu zevatın yıllardır Ku- ran-ı Kerim'e tesettür konusunda gös- terdikleri hassasiyet ve ısrarlı takipleri- ni, şimdi artık nerede ise anayasayı bi- ledeğiştirebilecekbirçoğunluklaiktidar oldukları halde, neden örneğin Bakara suresinin 178. ayeti ile inananlara farz kılınmış olan 'öldürmede kısas' konu- sunda 'hüre hür, köleye köle, kadına ka- dın' ölçütünü de dikkate alarak günde- me getirmediklerini doğrusu çok merak ediyorum. Her ne kadar inanç bir bütün ise de, 'farz kılınmış' ile 'böylesi daha hayırlı' arasında, en azından hassasi- yet ve takip noktasında bir fark olması gerekmez mi? Yine merak ediyorum; inançlı Müslüman zevatın devr-i iktida- rında, her sıkışıldığında tabanın gazını almak için bu tesettür cevvaliyeti tem- cit pilavı gibi piyasaya sürülür ve sonra uykuya yatırılırken, Irak'ta kafalarına çu- val geçirildikten sonra şimdi de, Kıb- rıs'ta vurulan askerin hesabını soracak bir yiğit neden çıkmamaktadır? İnanç kadınlaratürban, ibadetTaksim Meyda- nı'na cami, yiğitlik de Haydarpaşa men- direğine Fatih Sultan Mehmet heyke- li dikmekse vah ki eyvah." Yüksek Yerilim Hattı Türban düştü... Takıyye göründü! erdincutkuciyahoo.com Laik Hilal'! MERİÇ VELİDEDEOCLU Ocak ayının son haftasında Isviçre'nin Davos kentinde ya- pılan Dünya Ekonomik Foru- mu sürerken Türkler, "LaikHi- lalin Geleceği" temasını işle- yen, adını taşıyan ve Başba- kan Erdoğan'ın da katıldığı yemekli bir toplantı düzenle- mişler. Basında çıkan haberlerde, toplantınınadındayeralan "la- ikhilal"'ile ilgili herhangi birde- ğerlendirme -yanılmıyorsam- yoktu. Bu durumda "laik hilal" söy- leminin, bayrağımızdaki "ay"ın anlamını yeni bir biçimde yeni bir anlayışla(l) ortaya koymak- tan kaynaklandığını düşünü- yor insan. Ama böylece bizim bayra- ğımızdaki "ay"ın, öteki Müs- lüman ülkelerin bayraklarında- ki "ay"lardan farklı olduğuna da işaret edilmiş oluyor. Başka bir deyişle, Türki- ye'nin bayrağındaki ay "laik bir ay", şeriatla yönetilen, örne- ğin Cezayir, Pakistan gibi Müslüman ülkelerin bayrakla- rındaki ay "şer'ibiray" gibi al- gılanıp sınıflandırılmış oluyor. Uluslararası bir ortamda, Türkiye'nin ne denli "laik bir ülke" olduğunu vurgulama gayretiyle yapılan ve ölçüleri aşan -sanırım daha önce de dış kaynaklarca kullanılan- bu işgüzarlık karşısında insan, "Kızılay"\r\ durumunu da sor- madan edemiyor... öyle ya, Türkiye ile birlikte Islam ülkelerinin de biryardım kuruluşu olan Kızılay'ın bayra- ğındaki kırmızı ay nasıl bir ay, laik bir ay mı yoksa şer'i bir ay mı? Kuşkusuz soruları arttırma, laikliği kullanan işgüzarların bunlara vereceği yanıtları kes- tirebilme olanağı var; ama bu yemeğin sonunda yapılan ba- sın toplantısında yabancı bir basın üyesinin laiklikle ilgili so- rusuna Başbakan Erdoğan'ın verdiği yanıtta yer alan bir bö- lüm var ki, hayli ilginç ve bir o kadar da "laik hilal"\n "taf- ra"sını sarsacak nitelikte... Başbakan yanıtında, hükü- met olarak göreve geldikten sonra laiklik konusunda ne varsa yerine getirdiklerini, ay- rıca 1982 Anayasası'nın ge- rekçesindeki laiklik tanımını partilerinin pogramına olduğu gibi aldıklarını söylemiş, ardın- dan da bir Müslüman olarak "dindar olma gayreti içinde olduğunu" da vurgulayıp be- lirtmiş. Demek Başbakan Erdoğan, şu andaki dindarlığından pek memnun değil, daha "dindar" olmak istiyor. Oysa kendisi bir imam-ha- tip; ıslamın "dinselyaşam ala- nı"na özgü tüm yaptırımlarını uyguladığını sanıyoruz; daha- sı ailesinin kadınlarını tesettür- lü dolaştırdığını biliyoruz; türlü Islam geleneklerini benimse- yip uyguladığına da inanıyo- ruz. Demek istediğimiz, Başba- kan'ın daha dindar olma iste- ğinin "nafile namaz"\ar kıl- makla, "nafile oruç"\ar tut- makla ya da üst üste Kuran "hatm" etmekle ilgili olmadığı. Başbakan'ın bu söylemle yani "dindar olma" isteğiyle güttüğü amaç; dinin, kimi din- sel düzenlemelerin "dünyasal yaşam alanı "nda yer almasıy- la bağlantılı. Bundan dolayı "Laik Hilalin Geleceği"n\, kimi dinsel dü- zenlemelerin dünyasal ya- şamda yer alması belirleye- cek; dolayısıyla "gelecek", bu yolla oluşturulacak "llımlı Is- lam Devleti"ri\n bir an önce yaşama geçirilmesinde yatı- yor. Olabilecek direnmelere(l), eleştirilere karşı ne gibi birsa- vunma yapacaklarını düşün- melerine de gerek yok artık; Yargıtay yardımlarına yetişip yolu gösterdi; itirazlara, ko- nuyla ilgili "Kuran ayetleri"r\\ okuyarak yanıt verebilecek- ler... Anlaşılacağı üzere artık "la- ik hilal" gibi göz boyamalara da gerek görülmeyecek, za- ten bizim "laikhilal"\n öteki hi- lallerden pek bir farkı da kal- mayacak!.. KİM KİME ÜUM DUMA BEHÎÇAK behicaki» turk.net HAYAT EPlK TÎYATROSU MUSTAFA hayatepikt mynet.com ACAYIP CANIM SIKILr/O.YA.. BI YABANCI SASTECÎ (SÖRSEM DE 5ÖYLE BI TURBANDI MÜRBANDI BIRAZ GEVİK CEVIfcSEK!.. TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 11 Şubnt www.mumtas-arikun.com GARİP BİR GÖKSEL OIAY! BU&ÜN, PARİS GÖKIERİNOE GAttİP SİK OLAY İZLENDİ. HALKIN; "6ÖK7A$ln , "ALEV */f(*r OİLİ " ŞE/O-/AJPS AOlAA/PtfiOlĞl OIAY OLARAH AÇIKLANAMK/ACAICn. SAAT 17.3O-1B.tO AgASiNPA,GÖKYÜZÛAlDEfJ Y£R£ OO&ftU Y/LAM- KAVt IÇIKLt 8İR YOL Çİ2İLMİŞTL BAZI BİLIM APAMLflRI, GÖRÜKirÜY£,HAvAM£l SU BUHA- RtNfi ı/URAN GÜNSŞ IÇMLAHIMIN NEPEN OLA- BfLECE&tNÎ SÖYLEMİŞ f 8AZILAR.I BUNUN BİR. METEOR: (&5/Ç77IÇ/') DÜÇÜŞÜYLE MEYDA- KIA &eLEBİLBC£GİMİ ÖNE SUGMÜÇTV. TAST/ŞMAYA KArtLAN GAzerECİLEÜ DE /*T//V- CJ OLAStLIGl 0£STEIO£MlÇri'.. Yahda, o(ayıv) tel resmi görü/û'yon EYÜP BtRtNCt İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN tZALE-t ŞÜYU SURETİYLE GAYRİMENKUL AÇEK ARTTIRMA tLANI DosyaNo: 2004/13 Satış Bayrampaşa, Atışalam, Kışla arkası, Cevatpaşa Mahallesi'nde 246 pafta, 313 ada, 1 parsel sayılı 147.00 m2 arsanın tamamı açık arttırmayla satışa çıkanlmıştır. imar durumu: Bayrampaşa Belediyesi imar Müdürlügü'nün, 04.02.2005 tarih ve 763 sayılı yazısında, 313 ada, 1 parseliıı 20.03.1991 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Cevatpaşa Mahallesi ıslah imar planında bitişik nizamlı H: 12.50 m (4 kat) irtifada konut alanında kaldığı bildirilmiştir. Gayrimenkulün halihazır durumu: Satışa konu gayrimenkul, Bayrampaşa Atışalam, Cevatpaşa Mahallesi'nde 246 pafta, 313 ada, 1 parsel sayılı 147.00 m2 alanlı parsel, düzgün dikdörtgen geometrik şekilli olup halen boş arsadır, taşınmaz yoğun iskân bölgesinde yer almakta, komşu parseller üzerinde 4 katlı yapılaşma mevcuttur, parsel ana caddeye ve aynca Tem otoyolu ve bağlantı kollanna yakm olup çarşı, pazar gibi sosyal tesislere yakın konumdadır. Kıymeti: Bilirkişice, parseliıı tamamına 41.160.00 YTL kıymet takdir edilmiştir. Satış şartları, yeri, zamanı: 1. Birinci açık arttırması Eyüp 1. lcra Müdürlüğü'nde, 18.03.2005 günü saat 15.00'ten 15.30'a kadardır, bu arttırmada muhammen kıymetin % 60'ını ve satış masrafını geçmek sure- tıylc cn çok arttırana ihalesi yapılacaktır, böyle bir bedelle alıcı ve talıpli çıkmadığı takdirde satış 10 gün uzatılarak yine Eyüp 1. lcra Müdürlüğü'nde 18.03.2005 günü, saat 15.00'ten 15.30'a kadar ikinci açık art- tırması yapılacak, bu arttırmada da satış masrafını ve muhammen kıymetin % 40'mı geçmek suretiyle en çok arttırana ihalesi yapılacaktır Katrna Değer Vergisi alıcıya aittir. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar milli bir bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır. Satış peşın para iledır, alıcı ıstediğınde 10 günü geçmemck üzere mehıl venlebılir. Ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye resmi salış bedelinden ödenir. 3) Ipotek sahibi alacaklılarla, irtifak hakkı sahipleri, diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün ıçınde daıremıze bıldır- melen lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicilı ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır. 4) thaleye katılıp dalıa sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ilıalenin feshine sebep olan tüm ahcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki tarktan ve diğer zararlardan ve aynca te- merrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. ihale farkı ve temerriit faizi aynca hükrne hacet kalmaksızın dairemızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa, öncelıkle temınat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname 07.02.2005 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için müdürlüğümüzde açık olup masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şarrnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2004/13 Satış sayılı dosya numarasiyla müdürlüğümüze başvurmalan. 7) lşbu gayrimenkul satış ilanı, davalılardan, Engin Yazıcı, mirasçılan, eşi Rahime Yazıcı'nın kızı Nazife Yazıcı'nın (Bilgin) ve oğlu, Uğur Yazıcı'nın tebligat adresi tespit edilemediğinden tebliği yerine kaim olmak üzere, ilanen tebliğ olunur. Basın: 5139 GÖRÜŞ Dr. GURBUZ ÇAPAN Özelleştirme - SEKA özelleştirme niye başladı? Dünyanın her yerinde stratejik olan ya da özel sektörün gücünün yetme diği, sübvansiyona muhtaç KİT'ler hariç diğer KİT'ler özelleştirilmeye başlandı. Otokratik devlet anlayışıyla bütün KİT'ler ulusal onurla açıklanarak özelleştirmeye karşı çıkan görüş var. Örneğin, Et-Balık Kurumu bile bu anlayışla özel- leştirilemez. Ya da işçiler sokakta kalacak, gizli işsiz- liği açığa çıkarmayalım gibi masum gözüken başka bir handikapa saplanmak mümkün. Bence stratejik olan Merkez Bankası, TCDD, İETT gibi yurttaşın korunması, hizmetin sürekliliği gibi bir- kaç şey saymazsak geriye kalan her şey, hele güm- rük kapılarının söküldüğü bu zamanda stratejik tartış- ma alanı daralmıştır. Dünkü Telekom tartışmalarını ve sonuçlarını göz- den geçirirsek ne kadar komik durumlara düştüğü- müzü görürüz. Özerk yönetimi olmayan KİT'ler, siyasi iktidarlar ta- rafından yağmalandı. önce malları yağmalandı. Ba- yiler, yetkili satıcılar; özel yukarıdan aşağı sermaye bi- rikiminde "menzil eşeği" olarak kullanıldı. Sonra yet- medi, 1 kişinin çalışacağı yere 3-5 kişi dolduruldu. Giz- li işsizliği çözmede oksijen çadırı olarak kullanıldı. Şimdi herkes bas bas bağırıyor. Zarardayız. KİT ka- nımızı emiyor! Ne var, ne bağırıyorsun. Daha önce de sen onun kanını emmiştin. Kombiosis bu olsa gerek. Sırayla Derviş hesabı... Doğu Avrupa ülkeleri özelleştirme yaptılar. KlT'leri- ni sudan ucuza verdiler. Birçok Türk müteşebbis de gitti aldı. Ama şartları, çerçevesi çok belirgin: Yılda yüzde 10 istihdam, yüzde 10 üretim artışı ve tek- nolojiyi yenile. Bizde nasıl oldu. Al! Fabrikayı kapat! İşçiler devlete kalsın! Hurdasını sat, koyduğun para- nın 2 mislini hemen al! Uygunsa arsasını, plan lejan- tını değiştir! Arsa rantına kon! Tabutu bile paraya çe- virme cinliği bu olsa gerek. Sendikacılık Sendikacılığın iflas ettiği-ettirildiği birsüreçte -ki bu 12 Eylül'de başladı- işçi sınıfımızın zayıf, cılız da olsa 80 yıllık kazanımları bir bir alındı elinden. önce sen- dikalaryozlaştırıldı, sonra tasfiye edildi. Mevcutlarda siyasi iktidarların payandası oldu. En kabadayısı, kar- şılığı olmayan tehdit demeçleriyle var ve yaşıyor ol- duklarını göstermeye çalıştı. Dahası mevcut partiler- den milletvekili olma gayretine dönüştü sendikacılık. Sendikacılıktan çok ağalığa döndü işte! özelleştirmeye karşı çıkışlar var bir 10 yıldırl Işsiz kalmasınlar, işçiler işsiz kalınca aidat ödeyemeyecek, bazı sendikaağalarının arpalığı kuruyacak. Kimin, ne- den dolayı, neye karşı çıktığı belli olmadan, haralagü- rele geldik bugüne. SEKA direnişi SEKA direnişi bir dönüm noktası oldu. İşçiler, aile- leriyle birlikte destanımsı bir direniş başlattılar. Devlet Izmit SEKA'yı sattı. Kamuoyu baskısı, satışı mahke- me kararıyla durdurdu. Hükümet geri çark ederken çokgüzel birviraj aldı. 600 dönümlük alanı Hyde-park yapma kararı aldı. Ne de olsa özgürlüğe düşkün AKP var! Her alanda özgürleştik! Artık fikir hürriyeti sonsuz! Yazacak bir yer bulamıyorsan ya da yazamıyorsan bundan sonra üzülme! Kocaeli'nde Hyde-park var! Git orda ağzına geleni söyle! Polis amcalar yok! Slo- gan öğretilmiş köpekleri de kastre ederek parkta ka- fese koydular! Gözün aydın Kocaeli, gözün aydın Tür- kiye. AKP istemeden iyi bir şey yapıyor! Bir musibet (SEKA olayı), bir iyiliğe merdiven oldu. Yukarıdan aşağı sermaye birikimine darbe vurdu SE- KA direnişçileri. Belki işsiz kalacaklar ama alınların- daki ter, beyinlerindeki berraklık, birlik ve mücadele ruhları Kocaeli'ni kurtarır. Az değil 600 dönüm ağaçlık alan Kocaeli'de yaşayan insanlarımıza hayat verecek! Yeniden doğarız ölümlerde diye bağıran işçi sınıfı orada ölüyorama küllerînden yeniden doğmayı be- ceriyor. Kutluyorum, terli alınlarından, nasırlı ellerinden öpüyorum. Onlar şimdiden geleceğin çınarları oldular. Karan- lığı aydınlığa çıkarmak bu olsa gerek. Selam size, bin selam SEKA işçileri!.. gurbuzcapan@eksev.org.tr Fax:0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/İnsan yerle- şimlerini in- celeyen bilim dah. II tz- mir'in bir il- çesi... Çalıştı- 4 ğı sanat ala- 5 nında başarı 6 göstereme- -, yen, yetenek- sizsanatçı. 3/ 8 Sarkaç, pan- 9 dül... Rütbe- siz asker. 4/ Yahya Kemal'in heceölçü- süyle yazdığı tek şi- iri... Asya'da bir ül- ke. 5/ Kırklareli'nin 4 iğneada beldesinde, 5 birçok kuş türiinü 6 barındıran bir göl... Briçte kazanılan her 8 ele verilen ad. 6/ "O 9 yer" anlamında kullanılan sözcül ve yazısı. 7/ Bir üst görevlinin yanında bulunan kimseler. 8/ Bir meclisin bir gün içindeki toplan- malan. 9/Açık artırma ile satış... Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Muğla'nın Milas ilçesi yakınlarında antik bir kent. 2/Küçüktuzlu bisküvi... "Elif dedim — de- dim/Kız ben sana ne dedim" (Türkü). 3/Başlan- gıçta yer alan... Türk karikatür sanatının, 1900- 1953 yıllan arasındayaşamiij ünlü ustası. 4/Mars gezegenine verilen bir başka ad... Bir etkinliğin geçıcı olarak dıırdurulduğu süre. 5/ " — ü namus şişesını taşa çaldım kime ne" (Nesımi)... Iskoç er- keklerinin giydiği kısa eteklik. 6/Bir yere göııde- rilen eşyanın listesi. II Akım şiddeti birimi kilo- amperin kısa yazılışı... Yerdeki kann yüzünde buz tutmuş olan tabaka. 8/Bir cetvel türü... Yatsı na- mazmdan sonra kılınan üç rekât namaz. 9/ Ayrı ailelerden iki erkeğin, bırbirlerinin kız kardeşini alarak yaptıklan evlilik... Magnezyum elementi- nin simgesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle