19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ARALIK 2005 PAZAR HABERLER DIHVYADA BUGUN ALt SİRMEN Sevgiyle Yok Etmek Sevgili, Sait Faik'in bence en güzel öykülerinden biri olan "öyle BirHikâye"yi ilk kez bundan elli - elli iki yıl önce falan okumuştum ve ilk oku- yuşumda olduğu gibi, çeşitli aralarla günümü- ze kadarki tekrarların hiçbirinde, sinemadan çıkmış olan yazann trençkot cebine atlayıp orada kendisini kovalayanlardan kaçarken bir yandan da konuşup tartışan Hidayet'i, yadır- gamadım. Yavuklusunu öldürdüğü için peşine polisle- rin, bekçilerin takıldığı delikanlının, birden kü- çülerek kendisini saklamayı kabul eden yaza- nn cebine hop diye atlaması, sonra gök gözlü, asık yüzlü, ama altm yürekli adam ile Hida- yet'in sohbetleri bana hep son derecede do- ğal ve gerçekçi gelmişti. Hidayet'in kısa ko- nukluğu sırasında, mis gibi susam kokularını genzine çektiği cepten geldiği gibi, hop diye fıriayıp gitmesi de... Hatta o sahneleri bir film bölümü gibi, yılfar- dır hiç değişmeden aynı biçimde görürüm de hep. Küçülüp yazann cebine atlayan Hidayet ile yargılamadan sorgulayan yazann konuşmalan, gerçekten daha da gerçektir. "öyle Bir Hikâye"nin görüntülerini kare kare izlerken hep aynı yerde basarım kahkahayı. Dilersen o sahneyi biriikte izleyelim: "- Niye öldürdün Hidayet? - Çok seviyordum be abi..." Evet, Hidayet yavuklusunu o kadar çok se- ver ki, gün onunla başlar ve onunla brter, hatta birisi bir yol sorsa yanıt vermeden önce Hida- yet düşünür, "Acaba o olsa ne yapardı? Ce- vap verir miydi? Ne derdi?.." diye. Ve işte bu sevgi yüzünden öldürmüştür Hi- dayet yavuklusunu. Bu öykünün bu bölümünde, yazar gazete sayfalannda -o zamanlar daha televizyon ek- ranı yoktu, hiç değilse bizler için yoktu- çokça rastladığı anlaşılması güç, toplumsal bir dav- ranışımızı mı hicvediyordu, yoksa insanın jçin- de ikisi de bir arada bulunan sevileni koruma ile yok etme duygusunun evrensel çelişkisini gülümseyerek yansrtmayı mı düşünüyordu, bi- lemem. Belki de, bunlann hiçbirini düşünme- den öylesine kurgulamış da olabilir öyküyü. Ama o öyküyü okumadan önce de, sonra da, sevdiğini öldüren birçok kişinin gerekçe ya da mazeret olarak "Çok seviyordum" sloganına sanldığını okudum sık sık gazetelerde. Bu tür olaylarla karşılaştığımda hep "ölesiye sevmek" deyiminin yanlışlığını düşünür ve "ölesiye değil, öldüresiye sevmek olmalıydı bu deyim" derim kendi kendime. Evet çok duygusalız ve çok şeyi ölesiye, pardon ölesiye değil öldüresiye seviyoruz. Vatanımızı çok seviyoruz, öylesine seviyoruz ki, şu vatanın haline bakın! Futbolu gittikçe daha çok seviyor, sevdikçe içine ediyor ve sevginin getirdiği keyiften ha- vaya ateş ederek ya da sevgimizin yol açtığı öfkenin itisiyle karşıtımızı şişleyerek öldürüyo- ruz. Doğada -gerçi o kadar uzağa gitmeyip oto- yolun yanını mekân tutuyoruz çoğu zaman ya- piknik yapmayı çok seviyoruz. Yeşili, ağacı, or- manı bu sevgimiz yüzünden yok ediyoruz. Hani Abdullah Yüce'nin bir şarkısı vardı ya, "Bu ne sevgi aaah! Bu ne ızdıraaap!" işte tıpkı onun gibi... ••• Sevgimizin üzerinde böylesine şiddetle yo- ğunlaştığı kişi ve kavramlardan biri de Ata- türk. Öylesine seviyoruz ki Atatürk'ü, her yıl 364 gün içinde yüzdüğümüz hamakat ortamına sı- rıtarak baktığımız halde 365. günde, 10 Ka- sım'da, seller gibi gözyaşı döküyoruz Atatürk için. Tarihin ve varlığımızın en önemli, en ilginç destanlanndan birinin simgesi olan kişiyi, öyle- sine kof, öylesine yüzeysel, öylesine zekâdan ve gözlemden yoksun nitelemelerle anıyoruz ki, sevgimizden olayın özünü yok ediveriyoruz. Çoğu zaman, Atatürk karşıtlanndan değil, yandaşlarından korkmamın nedeni işte bun- dandır. Yanlış anlama Sevgili, bu yargıya varmam için bu tiplerin en çarpıcısı Kenan Evren'in zuhur etmesini beklememe gerek kalmadı. O tipleri ben Sayın Evren'den önce de bilirdim. Bu yüzdendir ki, Evren Paşa hayatımızda zu- hur eder etmez, kendisini yıllardır tanırmış gibi bir duyguya kapılmıştım. önceki gün Melih Aşık'ın "Açık Pencere- s/"nde okudum. Ünlü kolejlerimizden birinde, Atatürk'ün anılacağı bir günde öğrencilerin si- yahlar giyinmeleri isteniyor. Bir görüntü oluştu- racaklar, Atatürk'ü Kocatepe'de betimleyen fotoğraflar çekilecek, intemet sitelerine yerleş- tirilecek tablo vb. Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi kimi öğrenciler de, bu tür içeriksiz gös- terilerin anlamı olmadığını, okulda laiklikten habersiz, Türkiye'yi Islam cumhuriyeti olarak tanımlayan öğrenciler olduğunu, bu durumda, anlamsız gösteri yerine Atatürk'ün temel dü- şüncelerini, Cumhuriyetin ana ilkelerini anlat- manın, insanları aydınlatmanın daha yerinde olacağını söylüyorlar ve tören günü de, okula siyah değil, beyaz elbiselerie geliyorlar. Sonuç? Sonuç, Atatürk'ü çok ama çok seven okul yönetimi, "Onu biraz da anlasak!.." diyen öğ- rencileri cezalandınyor. Evet, "Bu ne sevgiii aaaah! Bu ne ızdıraaa- ap!.." [email protected] Barolardan Şemdinli uyarısı 31 başkan tarafindan imzalanan bildiride, kitabevinin bombalanması ve ardından yaşananlann hukuk devleti açısından kaygı verici olduğu belirtildi MERStN(Cmnhurijet)- Tüıkiye Barolar Birliği Baş- kanlığı ve Baro BaşkanJan Toplantısı'nın sonuç bildir- gesinde Şemdinli, Yükse- kova ve Hakkâri 'de meyda- na gelen olaylar bir hukuk devleti açısından kaygı ve- rici olarak değerlendirildi. 31 baro başkanı tarafindan imzalanan bildirge Mersin Baro Başkanı lsa Gök tara- findan açıklandı. Şemdinli, Yüksekova ve Hakkâri'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak bildirgede. "Yargı, herhangibireddalandakal- madan şüphefiler hakkmda soruşturmavekovuşturma- larmı hukuka uygun olarak tamamlayıp suç olan eylem- lerin cezasıru vermeH ve ka- muoyunu tatmin etmeBdir. Devtetin içinde var olan hu- kuk dışı örgüdenmeier lağ- vçdüipsonımhılarvargıönü- ne çıkanlmabdır. LTusumuz, üniter devlet yapısı ve hu- kuk devleti ilkesine karşı provokasyonlar karşısında dikkatii olmahve oyuna gel- memefidir" denıldi. Bildirgede aynca çocuk- lann organize suçlarda kul- lanılmasına da değinildi. Gerek adli suçlarda, gerek organize suçlarda ve gerek- se terör suçlannda çocukla- nn zorla suçun faili haline getirildigine dikkat çekilen bildirgede, bu durumun ço- cuklann ileride kah, hoşgö- rüsüz militanlar olmalanna yol açacağı vurgulandı. Ço- cuklann özellıkle suçta kul- lanılması veya buna göz yu- mulmasının gelecek için bü- yük bir tehlike olduğu be- lirtilen bildirgede, "Siyasi iktidann sosyal ve ekono- mik önlemleıİe bunıı engel- lemesi birincil vazifelerin- den ohnabdır" ıfadelenne yer verildi. Bildirgede, demokratik taleplerini dile getirmek için yürümek isteyen kitle ör- gütleri ve yurttaşlara poli- sin sert müdahalesi de eleş- tırildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Korkmayın, öyle büyük ve derinle- mesine karşılaştırmalar yapmayaca- ğım. İki ülke arasında bazı basit denk- lemler kurarak derdimi anlatmak ntye- tindeyim. Fransa, burjuva demokratik devrimini kanlı bir ihtilalle gerçekleştir- di. Kelleler uçuruldu. Dine ve feodal sisteme karşı yıkıcı ve sert bir müda- haleyle, Fransa ulus. devlete doğru, giderek bir imparatorluğa doğru yol aldı. Fransız laıkliğinin arkasında bir ihtilal olduğu için, Avrupa'nın seküler diğer ülkelerinden daha katı bir din- devlet ilişkisine sahiptır. Devlet dine bir yönüyle müdahalecidir. Türkiye'de de Cumhuriyetin kuru- luşuyla biriikte gerçekleşen laıkliğın din-devlet ilişkisi katı kurallara sa- hiptir. Devlet Türkiye'de de dine mü- dahalecidir. Tarafsız da sayılamaz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'deki laiklik kavramıyla Fransa'daki ara- sında benzerlikler bulunur. Fran- sa'nın katı laik sistemi ülkenin en büyük azınlık dinı olan Müslümanlık konusunda daha da serttir. Bunun arkasında ırkçı, yabancı düşmanı bir kültürün yattığını da söyleyebiliriz. • • • Fransa'da son aylarda gerçekle- şen Arap gençlerinin isyanı, devleti cıddi bir sınavla karşı karşıya getirdi. Sokağa çıkma yasağından olağa- nüstü hal ilan etmeye kadar bir dizi otoriter önlem gündeme geldi. Onlar önlem peşinde koşarken Arap asıllı gençler ülkeyi yakıp yıktılar. On bin- lerce aracı yaktılar, binalan ateşe verdiler. Fransa'nın 1968 olayların- dan bu yana yaşadığı en yaygın şid- det eylemleri haftalarca sürdü. Fransa'daki eylemlen ateşieyen ne- Fransa - Türkiye Karşılaştırması den, polisin gençlere kötü muamele- siydi. Polisten kaçan iki gencin bir elektrik trafosuna sığınmalan sırasın- da yanarak ölmeleriydı. İşte ben bu olaylardan sonra yaşananları Türki- ye'dekilerte karşılaştırmak istiyorum. • • • Fransa'da Arap gençlerinin şiddet eylemlerinin sürüp gittiği günlerde Türkiye'de Şemdinli skandalı patlak verdi. Şemdinli'de bazı güvenlik güçlerinin bomba atarak adam öl- dürdükleri iddiası gündemi belirledi. Şemdinli'de, "derin devlet" adı ven- len ve devlet içindeki güçlerin yasa- dışı yollara saptığı ıddıası, tartışma- lan ateşledi. Aynı anda "bombacı" olmakla suçlanan ıkı astsubayın ser- best bırakılması tepkıyi arttırdı. Şemdinli'de, Hakkâri, Yüksekova ve Mersin'de protesto gösterileri yapıldı. Bu protestolardaki şiddetin boyutu Fransa'dakinden daha yük- sek miydi? Hayır. Fransa'daki Arap gençleri ortalığı yakıp yıkıyorlardı. Şemdinli'de bir karakolun ateşe ve- rildiğinin söylenmesi dışında, devlet güçlerine yönelik çok ciddi bir sal- dından söz edilemezdi. ••• Fransa'daki gösteriler sırasında ne oldu? Polis göstericilere ateş edip onlardan bazılannı öldürüp ya- raladı mı? Şu ana kadarki bilgileri- me göre böyle bir şey olmadı. Bu kadar şiddetli gösterilere rağmen şiddetiyfe ünlü Fransız polisi göste- ricilere öldürücü ve yaralayıcı ateş açmadı. Peki, Türkiye'de ne oldu? Şem- dinli'de bombalamayı protesto eden halkın üzerine ateş açıldı ve iki kişi yaşamını yitirdi. Olay yeri in- celemesi yapan savcı ise polis pan- zerlerinden açılan ateş yüzünden incelemesini sürdüremedi. Bu olay- lan protesto için yapılan gösteriler- de Hakkâri'de bir, Yüksekova'da üç, Mersin'de bir genç öldürüldü. Görgü tanıklan bütün bu ölümlerin polisin açtığı ateş sonucu gerçek- ieştiğini söylediler. Yine olaylann yakın tanıklarından CHP Hakkâri Milletvekili Esat Ca- nan, göstericilerin hiçbirinin ateşli silah kullanmadığını üzerine basa basa vurguladı. ••• Avrupa ülkeleriyle Türkiye'yi karşı- laştırmayı çok severiz. Türkiye'ye Av- rupa'dan gelen insan haklan eleştirile- rine tepki gösterir, "Onlar daha çok insan haklannı ihlal ediyorlar" diye kendimizi haklı çıkarmaya çalışırız. Avrupa polisinin de zaman zaman kit- le gösterilerine karşı vahşi saldırılar yaptığına tanık olur, "Bak, onlar da yapıyohar" diyerek kendimize pay çı- karmaya çalışınz. Şimdi dönüp kendimize bakalım. Sırf Şemdinli olaylan nedeniyle yapı- lan kitle gösterileri sırasında her gös- teride bir veya birkaç insan polisin aç- tığı ateşle yaşamını yitirdi. Isterseniz bu açıdan bir kez daha ülkemizi Ba- tı'yla karşılaştıralım. • • • Ben bunları yazınca bazı insanlar bana kızıyorlar. Ülkemi karalamak dı- şında bir işim olmadığı eleştirisini ya- pıyorlar. Ben, gelişmiş bir Türkiye'de yaşamak istiyorum. Her gösteride bir- kaç göstericınin kurşunlanarak öldü- rüldüğü bir ülkede yaşamak istemiyo- rum. Türkiye'nin daha uygar ve huzur- lu bir ülke olmasını istiyorum. Bunun neresi kötü! 9 2 4 İLETtSİMfN GÜCÜ İOptlon Cep telefonunuz Palto 199 50 Takım Elbise 199,50 * Gömlek 49,50 I Kravat 29,90' Kemer 29,90* Kaşkol 29,90* Sahip olduğunuz cep telefonlarınız yasal olarak kayıtlı mı, değil mi? Öğrenmek için 05 Araiık 2005'e kadar Telsim, MyCep ve/veya StarCep hattınızf kullanarak tüm cep telefonlarınızdan ayrı ayrı ücretsiz olarak 7046'yı arayın ya da bu numaraya bos kısa mesaj gönderin. Telsim'in sunduğu bu özel hizmet sayesinde geç kalmadan cep telefonunuzu tanıyın. önleminizi alın • »71 .h<n lıujkJVOil «lyıltkakl OSMANBEf (MERKEZ 7OPÎAN) Somanyolu 18 Osnınnbey Te! (0212) 225 A2 00 İKİTELLI OUTLET (fabrıka Altı) (0212)549 40 56 PENDIK OUTLET (0216)473 52 55 BEYLIKDUZU SAATLI BINA (0212) 876 50 26 IZMIT OUTLET CENIER (0262)335 57 35 KONYA MI TEPE REAL (0332) 265 19 80 ADANA MI TEPE REAL AVM (0322) 271 06 36 ÇORLU ORION (0282) 673 26 64 SOKE - PRIENE COUNTRY AVM (0256) 521 23 93 ERZURUM VAKUTIYEAVM (0442)233 22 23 ZONGUIDAK (0372)252 17 98 SİİRT: (0484) 224 00 43 EIAZIG (0424) 238 99 00 BATMAN (0488)213 38 07 MARDİN (0482)213 19 89 KDZEREGU (0372)323 79 61 BURSA (0224)27163 41 URFA (0414) 215 54 44 TRABZON: (0462)322 32 92 ANIAIYA (0242) 244 24 23 MOSKOVA ARKADIA AVM +7(095) 775 30 24 mcıy (ımum hûtemoglu i Ayrıntılı bılgı ıc*ı Telsim CepShop'lüfa. telsim com.tr'ye beklıyoru/ Maximum Kart'a özel/taıcs
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle