Katalog

SAYFA CUMHURİYET 4ARAUK2005PAZA OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BurgazAdası'ncia mıydık, yok- sa Arnavutköy'dekı evın tera- sında mı? "Çarlctfelek dönü- yof... Sart Faik, .Ayfeç F^Fay, Nevzat Üstün, Mengü t -*-1 Güngör Kabakç»oğlu Oktay Akbal... ~ nemençıktı karşjma' yılöncesımı?N 4»<sa yıp duran bir zarnarı "Sene 5' § & 0 har, Burgaz Ada£Tndayız. Elirnizde çay bardaklan. Sa/t hasta, zıyarete gitmışiz, iyaktayız- Geleceğe umut- la bakıyorgözlehnrjfz. Hayattayız. Kı- şızorgeçirdiSait, 54Mayısı'nda top- rağa verdik. Nevzat, uzunyaşamadı, şiirterikaldıyadigâr, ArdındanAyfer'i yolcu ettik cenn&te. Sene 2000.. Mart'ın 15'inde Mengü 'nün acı habe- rini aldım raydodan. Resimdekiler- •denbırben, birsen kaldık Oktay. Çar- kıfelek dönüyor. Yandık be Oktay..." "lyı Ajanda"nır\ 2006 yılı takvımi çıktı. Bu yıiı önemlifc>ırkonuya ayırmış- lar "VariığtnıDuymak"... Yazarlar, şa- irler, ressamlar, sarcatçılar yaşamöy- küleriyle, yazılanyla. resimleriyle yeriı ' yılı karşılıyorlar... Vartığımızı duymak!.. Zor ış, belki de çok. kolay! Istersen duy, istersen duyms, çarkıfelek dur- E VET / HAYIR ^ OKTAY AKBAL arlığımızı Duymak! • rnaz, döner. Her dönüşünde alır ara- .mızdan bırini, birilerini!.. Vedat Türkali en doğru yanrtı ver- miş: "Insanlığın böyle bir gününde bu gidişe karşı çıkarak varlığımızı ka- nıtlayacak bir çaba göstermiyorsak, bırakın yazariığı, insanlığımızdan bi- le kuşku duymak gerekir. Insanın var olma ya da yok olma sorununun bû- tün ağırlığıyla karşımıza çıktığı bu- gün, varlığımızı insanayakışır biçim- de kanıtlama günüdür." Variığımızı kanıtlamak kime yarar, kendimizi duymaya! Işte, yaşıyorum demeye mi? Bir çeşit kandırmak, al- datmak... Bâki Efendi'nin dediği gibi "Bâki kalan bu kubbede bir hoş se- da..." Kişı tek başına mı duyar varlığını? Yoksa ikıli biryaşamada mı.. belki de bir büyük duyariı, bilinçli toplumla bir- likte!.. "Tek başına mutlu olmak uta- nılacak bir şey" demiş Sartre. Kişi varolduğunu, biraşkla, birdost- lukla duymaz mı daha çok? Ba- kın Nezihe Meriç ellı beş yıllık sevgilı eşi Salim Şengil ıçın ne diyon "Gülüp geçerekne güzelya- şadık, insanca yaşamanın bü- yûsûne, erdemine gölge düşür- meden. Şimdi ben otunıp bu güzelliklen yazarak bir kez daha ya- şamaya çalışacağım. Başka neyapa- bilirim?". Kimi resimlerle, karikatürierle, şiir- lerle.. kimı de bir anlamlı beyazlık bı- rakarakduyurmak istemışvarlığının ne- denini, niçinini!.. Işte Bûtent Ecevit'ın bir şiiri "Gizemli Bilmece: "bilginlere başvururum/onlarçok şeybilirler/ama bilgileri arttıkça/bilmedikleri çoğa- Iır/Evrenin dûzenini/AJIah bilirkulbil- mez/bu bir gizemli bilmece/ne gün- dûz çözülür ne gece"... Ben ne demışim: Yazmanın yaşa- mak olduğunu, vartığımt yazarken do- yargibiolduğumu.. "Tolstoy'un kansı, bunca acı çek- tirdiği kocası için ne demiş: "Ona katianamryorum. Hiç acı çek- miyor. Çünküyazıyor." "lyi Ajanda" ile vartık - yokluk konusunda biraz düşünmeye.. Nereye Götürülüyoruz?.. H. Basri AKGİRAY G erçekten, top!um olarak nereye gi- diyonız9 Daha doğrusu, yöneten- lenmiz bizi nereye götürüyor? Son günJerdeki olaylar ve vönetenlerimi- zin karar. işlem ve eylemleri karşısında bu sorunun yanıtı belirgınleşiyor. Şöyle ki: Eğer, demokratikve laik olduğu savlanan bir ülkede, siyasal ıktidan ele geçırmiş kadro, uJusa! ve uluslararası yüksek yargı organ- lannın bilimsel kararlanna karşı çıîap soru- nu, din ulemalanrunfetvalanyla çözmeyı yeğ- liyorJarsa. Tarikat şeyhlerinin düşlerini yol gösterici olarak kabul edip, Başbakanlık ka- tında işleme koyuyorlarsa. Tann, Musa ve tsapeygamberler aracılı- ğı ile içkinin kullanna haram olmadığıru duyurduğu halde, 21. yüzyılın laik bir ülke- süıde, haram ya da günah olduğu gerekçe- siyle üst üste içki yasağı koyuyorlarsa. Köyde kentte gördülderi her yeşil alana, bir fabrika ya da işyeri kurmak yerine. ca- mi ya da mescit yapma girişiminde bulunu- yorlarsa. Devlet yayın kurumu olan TRT'de 1400 yıl önce konmuş çağdışı kurallan ge- çerli iolmak ve insanlanmızı bu yolda ko- şullandırmak için her gün izlenceler (prog- ram) düzenliyorlarsa. Laik Cumhuriyetimi- zi yıkıp yerine, bir Islam devleti öneren ya- pıt sahiplerinin, uyanlarakarşın Başbakan- lık Müsteşarlığı gibi, bürokrasinin en üst kaöndagöre\' yapmasına göz yumuluyorsa. Yiyecek içeceklerimizin helal-haram ay- nmına bağlı rutulması için girişimde bulu- nuyorlarsa. Başbakan ve kimi bakan eşleri- nin, ortaçağ kalıntısı giysikrle başlan bağ- Ij biçünde, Türkkadınını temsil ettiğini sav- lıyorlar ve böyle bir savı, laik Cumhuriye- tin yüce Meclisi'nin başkanı ileri sûrüyor- sa, başlıktaki sorunun yanıtı kuşkusuz, ge- riye ve karanhga olacaktır. Artık anlaşıhyor ki,hukukaaykın yasalardan yararlanarakyüz- de 25 oy oraruyla ıktidan ele geçiren siya- sal kadro, takıyyeyi falan birkenara buaİcıp özlemini çektikleri Islam devleti ereğine (hedef) çekınmeden, sakınmadan koşmak- tadır. M Arkası 8. Sayfada VVORLDCARD^DAN DEĞERİNDE VVORLDPUAN HEDİYE! Siz sevdiklennizi düşünüılen biz de sizi düşündük: V ' Aralık VVorldcardi harcamalarınız Kasım ayından 200 daha fazlaysa, 20 YTL değerinde VVorldpuan bizden size hediye. Karnpanya kapsamında, VVoıldcard satııplerinin Aralık ayında VVorld Uye fşyeılerı'nden y a f l H H p ^ f r veA/eya alışverişlerderı kazamlacak VVorldpuanlar'a ek olarak 20 YTL değerinde 4000 VVorldpuan hediy^^^Kfcfir Kampanv. yapılacaktır. (Ticari kredi kartları kampanyaya dafrîi değildir.ı K.-tmpdnya kapsamındakı haıcatM(Pgerçek takvim ,r ışltjfiıler. ilk yapıldığı tarıhtt,- topiam işlem ttıtan û^erinden dikkate ahnacaktıı Nakit avarıs, faiz ^RÎ*~n— ı — - • (erçek takvim ay i.rerinden hçsflpiannıalrtadır. Ayfılc harcama tutarfriip hesapfanmasmdatate'- ışloıiiler. ılk yapıiaıgı ıarını« topiam ışıem ıııian ttfenncieıı dikkate aiınscaKtıı Nakit avans, raız Mfıtretler harcan^s •'.i'.^-ınn d#M edı!m«yec»*t!r 6if muşten ki»r>ıpanya<j3ri sadece ! ktjz vararianabfi- 20 VTLlık VVorldpuan, 10 Ocak 2006 taıihindd muşteıinın "açık" en az 1 kredi kartı olması dıtnunda kredi kartı ekstrestne ya"sıtff«enlrt'r. WwWptıafi kuHamlarak yapsfan hafcamafa-'kampanyava dahil degıldn Kasım ayında yapılmış olan VVorld Uye İşyeri harcama tutarı, 444 0 444 le/ı, oı-fc 7, sonra 5 tuşlanarafc ve VVyrld Uye %yer!eri'rîden ynptE.ieak fliışv^nş siiptennden cKjrepîtefoîiecefcîir Kasım ayında harcama yapmamış olan ya da Aralık ayında yeni VVorİdcaıd sahıbi olacak ola'Smüşterilerin, Âralik ayında ^'X> VTL v« u*"«>rınd«» W(?ffd Uv<? isyerî abşveriş» vapması yeterh o.'acşirr•< YAPI^KREDi PENCERE İçki Yasakları... Kalyan yazan Giovanni Papini 'Tersine Tarih'baş lıklı yazısında özetle der kı: - Tarihi anlayabilmek için tersinden okumalı, bu- günlerden geçmjşe doğru gitmeli... 20'nci yüzyılın ortasında birisi çıkıp Ismet Pa- şa'ya: - Paşam, deseydi, çok partili rejime geçiyoruz; ama 21'inci yüzyılın başında iktidara geçecek bir parti içki yasağına başvuracak... Inönü'nün yanıtı ne olurdu: - Haydi canım sen de!.. • Bugünden geçmişe baktığımızda içki yasağını Dördüncü Murat döneminde görüyoruz; o çağ- da bile toplumun sağduyusu konuyu mizaha dö- nüştürmüştür... Dördüncü Muratzamanındafîe/rfaf/'yi rakı içer- ken yakalamışlar... - Ulan, seni bırakınz, ama, bundan sonra içme- yecegine ant iç bakalım... Bektaşi'nin yanıtı: - Vallahi de içmem, billahi de içmem!.. • Dördüncü Murat tüm meyhaneleri kapatmış, iç- ki gizli gizli kahvehanelerde içilir olmuş... Padişah tebdil geziyormuş, birkahveyedalmış, bakrnış ki Bektaşi önüne kırmızı şarabını koymuş içiyor... Sormuş: - Bardaktaki nedir?.. Baba Erenlerdurumu çakmış, karşısındakinin Dör- düncü Murat olduğunu anlayıp yanıtını vermiş: - Sudur SultanımL - Be adaml. Hiç kırmızı su olur mu?.. Bektaşi: - Sizi görünce utanç ve korkusundan kızardı Padişahım!.. • Islam kültüründe içki üzerine nice şiir, fıkra, öz- deyiş var, bu yoldaki edebiyat zengin mi zengin... Omer Hayyam'dan bir dörtlük: "Dünyalan değişmem kızıl şaraba; Ay da ondan sönük, çoban yıldızı da. Şarap satanlann aklına şaşanm Ondan iyi ne alacaklar acaba?" • Dördüncü Murat, Bektaşi'nin bağ evine uğramış... Baba Erenler'e sormuş: - Bağın büyük, bu kadar üzümü ne yapıyor- sun?.. - Biz kalabalığız, yehz sultanım... - Yemekle biter mi?.. - Yiyemediğimizi sıkıp suyunu içeriz sultanım!.. - Bu kadar üzüm suyu içilir mi?.. - Içemediğimizi fıçılara doldurup kaldınnz... Padişah: - Peki, üzüm suyu fıçıda dura dura şarap olmaz mı? Bektaşi lafın nereye gideceğini anladığı için: - O Allah'ın bileceği iştir sultanım, demiş, biz fı- çılara doldurup üzüm suyunu Allah'a havale ede- riz; sirke mi yapar, şarap mı yapar, kendisinin bi- leceği iştir, biz ona kanşmayız... • Bir softayia bir Bektaşi yan yana dua ediyorlar- mış: Softa: - Allahım, demiş, beni dinden imandan yoksun kılma!.. Bektaşi: - Allahım, demiş, beni rakısız bırakma!.. Softa kızmış: - Bre!.. Bu ne biçim dua?.. Bektaşi: - Kızma be imanım, herkes Allah'tan kendinde olmayanı ister, sana iman lazım, bana da rakı!.. PANEL Bakırköy Belediyesi 05 Aralık 2006 Türk Kadınlarına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 71. YıldönümüJ Panellstler. Törkel Minibaş, Feyza Hepçılıngı/ier, Mehmet Faraç Panel sonrası gazetemtz yazarianndan Türkel Minibaş Feyza Hepçilingirter Mehnnt Farsç Kıtafilannı ımzalayacaklar. Tanh OS 12 2005 Pazartesı Saat . 11.30 Adres Ataköy9 Kısım, Yunus Emre Kû/tûr Merkezı, Ba/orKöy-lstantMt DAVET Türk Kadınlarına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 71. yıldönümü nedeniyle düzenlenen panelimize katılımlannızı bekleriz. BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI Panelistler: - Prof. Dr. Türkel MİNİBAŞ ÇYDD 2. Başkanı - Feyza HEPÇİÜNGİRLER Yıldız Teknik Ünv. Türk Dili Öğr. Gör. - Mehmet FARAÇ Yazar-Cumhuriyet Gazetesi Tarih: 05 Aralık 2005 Pazartesi Saat: 11.30 Yer Ataköy 9. Kısım Yunus Emre Kültür Merkezi