Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: CLJMHURİYETVAKFI
»duuILHANSELÇOK
GenelYayınYönetmeni: İbrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür:
Mehmet Sucu#HaberMerkezi
Müdürü: Hakan Kara
Istıhbarat Cengiz\ ıldırım • Ekonomj Hasan
Eriş • Kultur Egemen Berköz # Spor Ab-
dülkadir Y ücelman 9 Makaleler' Sami Ka-
raören • Düzeltme Abdullah Yazıcı # Bıl-
gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Meh-
met Faraç • Avrupa Temsılcısı Gürav Öı
Yaym Kurulu İibanSelçuk(Baş-
kan). Emre Kongar iBaşkan
Yardımcısı), Orhan Erinç, Hik-
met Çetinkava. Şükran Soner,
îbrahira Yıldız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
-Vııkara Temsılcısı Mustafa Balbsj Ataturk Buhan No 125. Kat4.
Bakanlıklar Te! 4195020 (~ hat l. Faks 419502"1
• Izmır Temsılcısı Ser-
dar Kıak.H Zı>aBlv 1352 S 23Tel 4411220. Faks 4418^45 • <\dana
Temsılcısı Çetin Vığenoğlu. Inonu Cd 5 S Aksogan Iş H Kat 1 Tel 363
12 11. Faks 363 12 15.\ntal> a Temsılcısı Ahmet Onıçoğlu Denız Mah
Çelıkbas Ij Merkezı Kat 6 Tel 0242 24S0057 Faks 2487
5P
0 !dan \ e Malı îşler Bülent\ener • Sanş F«-
7İIel Ku/a • Cumhuri>el Reklam: • üc, '
\ludur ÖzlemAjden • Genel MüdurVardım-
cısı Nazende Pal Tel (0212)25198^4-75
2519881-82 Faks (0212)251 9868Rezervas-
von: (212) 343 ^2
7
4 Faks 212 343 ^2 53
V«jımb)jııv»^öıırtın.wri:YOTGûnHabCT\jaı»ıBasm«Ya)incüık.\.$. Prof Nuratuı VfazharÛfcıel SL No 2 M381 S^lsanbul Tel <0 212ı543 ~2 74(20bat) Fakj (0212; W jg
srebvavm Basla:MericezGazeteDenpBaamYavıncıhkSan \eTic AŞ Fanh Mah. Hasan BasnCadSamarKfcraKanalÎ5QDbuJ D»ğıüm:MeıiezDagıtımfazarlamaSan.v;rtc A_Ş V^KV. cumhumeı com tr 25ARALIK2005 tmsak. 5.46 Güneş-7 20 Ögle" 12 11 Ikındı 14.2" Akşam 16.50 Yatsı. 18 16
•• ^ ^
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
halledılir" diyor.
Konuşmasının sonlarına doğru TBMM'ye ses-
lenıyor. "Milli davanın, milli kararlılıkla, partiler üs-
tüyaklaşımla can/amdınlmasını" istiyor.
KKTC'nin ilk cumhıurbaşkanı, CHP'nin çağrısı
üzerıne Meclis'te. TBMM kürsüsünde konuşur-
ken ve "davaya" ulusal kararlılıkla partiler üstü
yaklaşımla çözüm aranmasını istediği sırada ge-
nel kurul salonuna g»öz atalım:
Baykal, parti yöne"timi ve milletvekilleri ile MHP
ve DYP liderleri Dervktaş'ı dinliyor.
Denktaş "davanın" çözümüne partiler üstü bir
yaklaşımı salık verirk«n... ne Başbakan, ne Dışiş-
leri Bakanı dinleyiciler arasında yok!
350 milletvekilli AKP grubundan sayıları 10'u
geçmeyen AKP milletvekili...
CHP lideri Baykal; Denktaş onuruna bir öğle
yemeğı veriyor. Çağrılı olmalarına karşın hükü-
metten ve AKP'den yetkili tek bir kişi yok. Bu
manzarayı Hürriyet, sağ ve solun liderlerıni
"Denktaş biheştirdi" manşetiyle değerlendiriyor.
-Denktaş'ın dediği gibi- "son satırian yazılmak-
ta olan" Kıbns davasımn çözümünden ve satışın-
dan sorumlu olan RTE ile yardımcısı Gül; ulusal
bir davanın ulusal kararlılıkla ve partiler üstü yak-
laşımla çözümüne önayak olacaklan, birleştirici
olacakları yerde ayrıl ıkçı olmayı yeğliyorlar.
Böyle bir hükümetten ulusal davaların çözü-
münde ulusalcılık adı na, birleştıricılık adına, par-
tiler üstü çözüm aramak adına ne beklersıniz?
TBMM'deki konuşmasında Denktaş, "Kıbrıs,
eğerAB elinde ise Türkiye'nin AB'ye girme yo-
lunda, Kıbns'ı çeke çeke alacaktır" derken Avru-
pa Insan Hakları Mahkemesi KKTC'yi tanımadı-
ğını ilan eden ve yine doğrudan Türkiye'yi mah-
kûm eden bir karar açıkladı. Dışişlerimizin, tabii
RTE ile Gül'ün ve Talat'ın sindirdiği bir karar...
Karar; -aleyhimize olduğunu maddi dayanak-
larla açıklayan ve alkışlayanlara karşı gerçeklerı
söylemekteyalnız kalan CHP Genel Başkan Yar-
dımcısı OnurÖymen'inyerindetanımıyla- "Pan-
dora'nın Kutusu'nun açılması" anlamına geliyor.
AİHM, -karar metnini dikkatle inceleyenlere,
örneğin öymen'e göre- Türkiye'yi mahkûm edi-
yor.
(1)- Türkiye'nin bir Rum'un (Ksenides-Are-
tis'in) malını tasarruf ederek Insan Hakları Söz-
leşmesi'nin 8. maddesine ve mülkıyet haklarıyla
ilgili 1 numaralı protokole aykırı davrandığını sap-
tıyor.
(2)- Loizidu davasındakı kararda açıkladığı tu-
tumunu devam ettıriyor. O davada Türkiye'nin iş-
gali altındaolduğunu söylediği ifadeyi "teyitedi-
yor".
(3)- Rum'un uğradığı zararın nasıl giderilece-
ğini, şu anda AlHM'ye başvuran 1400 Rum'un
zararını nasıl karşılayacağını Türkiye'nin 3 ay için-
de saptamasını istiyor. Bu saptamayı ara karar
gibi kabul edenlere göre; AİHM üç ay sonunda
gerektiğine inandığı sonucu alamazsa ilgili olan-
lara verilmesi gereken tazminatı kararlaştırabilir.
* - • •
Durum böyle olmasına karşın Kıbns'taki MA
Talat, AİHM karanndan -bir gün önce- KKTC
topraklannın yüzde 4*ünü Rumlara devretmeyi
içeren KKTC Meclisi'nden geçirdiği yasanın,
günlerönce yazıldığı bilinen, yasanın kabulünden
-bir gün sonra- açıklanan AİHM kararını etkiledi-
ği gibi garip bir mantıkla eteklerine zil takmış oy-
nuyor.
Ortaya çıkan son durumun Maraş'tan ve Kar-
paz'dan vazgeçmek anlamına gelmesine karşın;
bu hükümet, AIHM'nin tazminat saptamaması-
nı ve bu kararla iç hukuk yolunu açtığını öne sü-
rerek başarılı bir adım atıldığına inanıyor.
Denktaş, Kıbrıs sorununun var olan ıki devlet
sorunu olduğunu, "kalıcı banş istiyorsak bu for-
mülden başka formül olmadığını" söyleyedur-
sun... Bu hükümet ve KKTC'deki işbirlikçisi Ta-
lat ile "Kıbns (adım adım) elden gidiyomr!"
Serpil Öğretmen davası sanıkları
Tecavüz ve dnayete
yediyılda tahliye
HİLAL KÖSE
Ümraniye'de kaçınp
tecavüz ettikleri ana-
okulu öğretmeni Ser-
pil Yeşilyuft'u öldür-
dükleri gerekçesiyle
mahkûm olan sanıklar-
dan, SavaşTüblek tah-
liye oldu. Rahşan affi
ve infazdan yararlanan
sanıklar 36 yıl hüküm
giymelerine karşın 7
yıl hapis cezasının ar-
dından serbest kaldılar.
Serpil Yeşilyurt'u öl-
dürdükleri, annesi Ha-
nım Yeşilyurt'u ise ya-
raladıklan gerekçesiy-
le, İsmail Ayvacıoğlu,
Savaş Tüblek, Serdar
Kaçmaz ile Savaş Ço-
lak'ın tstanbul 2 No'lu
DGM'de yargılandığı
dava 1999 yılında kara-
ra bağlandı.
Sanıklar, Ayvacıoğ-
luveTüblek75yıl8'er
ay, Kaçmaz 78 yıl 8 ay,
Çolak da 61 yıl 8 ay
ağır hapis cezasına
çarptırıldı. Mahkeme
heyetı. aynı türden hür-
riyeti bağlayıcı cezala-
nn toplamınm T-
CY'nin77/l.maddesi
uyannca 36 y}lı geçe-
meyeceğini, bu neden-
le sanıklaruı cezalan-
nın infazının 36 yıl
üzerinden yapılacağı-
nı kaydetti. Istanbul
10. Ağtr Ceza Mahke-
mesı, Yenı TCY'nin
yürürlüğe girmesinin
ardından, bu yasanın
lehe olan hükümleri
uygulandığında 4 hü-
kümlünün cezalannda
ındirim yapılabıleceği
için 'mağduriyetleri-
ne mahal verilmeme-
si' amacıyla serbest bı-
rakılmalanna karar
verdi.
Cumhunyet Savcısı
Zekeriya Oz ise "ya-
sada lehe hükümlüle-
rin neler olduğunun
belli olmadığını" ge-
rekçe göstererek bir üst
mahkeme olan Istan-
bul 11. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ne itiraz ederek
hükümlülenn tutuklan-
masım istedi. Bu talebi
kabul eden mahkeme,
tahliye karannı boza-
rak hükümlülerin ceza-
lannın infazırun deva-
mına karar verdi. Bu
nedenle 4 sanık tekrar
cezaevine girdi.Bay-
rampaşa Cezae\i'nde
rutuİdu bulunan Savaş
Tüblek, dün öğleden
önce tahliye edıldi. Hü-
küm giyen diğer sanık-
lann, ismail Çolak ile
ismail Ayvacıoğlu da
dün tahliye edildi. Sa-
nık Serdar Kaçmaz ise
7 Mart 2007'de ceza-
evinden çıkacak.
Damştay, ünlü şair için 'ebediyen yaşayacak klasik' nitelemesinde bulımdu
Nâzıııı'a yurttaşhk umudu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Damştay'ın gördüğü bir
davadaki karan, "geçmiş ve ge-
lecek yüzyüların ebediyen ya-
şayacak klasiği" olarak nıtelen-
dirdiği Nâzım Hikmet'in yeni-
den yurttaşhğa kabulü için umut
oldu. Nâzım Hikmet, 1951 yı-
lında Bakanlar Kurulu karany-
la yurttaşlıktan çıkartıhnıştı.
Davacı Kemal tnebolu, şair
Nâzım Hikmet Ran'uı Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşhğından
çıkanknasına ilişkin 25 Tem-
muz 1951 günlü Bakanlar Kuru-
lu karannın geçersız kaldığı \ e
uygulanamayacağı konusunun
tespıtı ile nüfus kayduıa 8 Mart
2002 günlü form düzenleterek
\e düzenleyerek \atandaşlıktan
çıkarmanın nüfus kütüğüne tes-
cıline ilişkin işlemın ıptali iste-
miyle Damştay'da dava açtı.
Damştay 10. Dairesi, vatan-
daşlık hakkının şahsa bağlı hak-
lardan olduğu ve dava konusu
işleme dayanak oluşturan Ba-
kanlar Kurulu karannın da dava
konusu edilemeyeceğı gerekçe-
siyle davayı ehliyet yönünden
reddettı. Karan temyız eden tne-
bolu, 1951 tarihli Bakanlar Ku-
rulu karannın, 51 yıl sonra da-
valı Içışlen Bakanlığf nca tesci-
li yoluna gıdilmesınin hukuka
aykın olduğunu savundu. Ine-
bolu, Nâzım Hıkmet'ın 1963'te
öldüğünü, dolayısıyla Ran'ın
şahsıyla ilgili sonradan tesis edi-
len hukuka aylan işlemlenn hiç-
bir zaman yargı denetımine tabi
olmayacağını ıfade etti. Çağına
ve topluma karşı duyarh ve so-
rumluluk duygusu taşıyan her
aydının evTensel bir sanatçuım
ölümünden sonra gerçekleşen
hukuk dışı bir uygulama karşı-
suıda duyarsız kalamayacağını
ileri süren Inebolu, Damştay 10.
Dairesi 'nın karannın bozulma-
smı istedi.
Ret kararına bozma
Temyiz ıstemim görüşen Da-
nıştay Idari Dava Daireleri Ge-
nel Kurulu, Damştay 10. Daire-
1951'de vatandaşlıktan çıkanldı
Ozgürlükçü düşünceleri
ınedeniyle baskıya ma-
ruz kalan ve yaşamının çoğunu
_ „ cezaevlerinde geçu-en ünlü şair*
Nâzım Hikmet Ran, Bakanlar
* Kurulu karanyla 1951'de Türk
vatandaşlığından çıkanlmıştı.
Moskova'da geçirdiği kalp krizi
sonucu yaşamını yitiren Nâzım Hik-
met, 15 Ocak 1902 yılında Selanik'te
doğdu. 13 yaşından itibaren şiir yaz-
maya başlayan Nâzım Hikmet, ilk kez
19 yaşındayken Sovyetler Büiiği'ne
gittı. Doğu Emekçilen Komünıst Ünı-
versitesi'ne kaydolduktan sonra kısa
bir sürede Rusça'yı öğrendi. 1923 yı-
lında "Aydınlık",Yeni Hayat" dergı-
lenne şiırler yazan Nâzım Hikmet,
Türkiye'ye dönünce "Aydınük" der-
gısınde çahşmaya başladı. 1925 yılın-
da Şeyh Sait Isyanı'nın ardından
bırçok dergi kapatıldı ve çalı-
şanlan turuklandı. Istiklal
Mahkemeleri'nde yargı-
lanan Nâzım Hikmet
15 yıl hapis cezası
aldı.Bundando-
layı Nâzım
Hikmet,
gızlice tekrar Sovyetler Birliği'ne ka-
çak yollardan gitti. Daha sonra çıkan
af kapsamından yararlanmak için ül-
kesine geri dönmek ısteyen Nâzım
Hikmet olumsuz yanıt alınca ilk şiir
kıtabını "Giineşi İçenlerin Türkü-
sü" adı altında 1928 yılında Bakû'da
çıkardı. Rize, Ankara, Istanbul, Bur-
sa Ağır Ceza Mahkemelerinde hak-
kında davalar açılan Nâzım Hikmet,
1951 yılında Romanya'ya gitti. Ora-
dan Sovyetler Birliği'ne geçmesınin
ardından Bakanlar Kurulu'nun kara-
nyla 1951 yılında Türk vatandaşlığın-
dan çıkanldı. Yurtdışında bırçok kon-
feranslara katılan Nâzım Hikmet, bü-
yük bir üne kavuştuktan sonra eserle-
n sayısız dillere çevTildı. 1962 yılında
Sovyet vatandaşhğına kabul edılen
Nâzım Hikmet rahatsız olmasına kar-
şın Prag, Berlın, Leipzıg ve Bükreş'te
duzenlenen toplantılara katıldı. 1963
yılının Mart ve Nisan aylannda Ber-
lın'de olan Nâzım Hikmet, Sovyetler
Birliği'ne döndüğü sırada "Cenaze
Merasimim" adlı şıınnı yazdıktan
sonra 3 Haziran 1963 sabahı evınde
kalp krizinden öldü. Nâzım Hikmet
Norodeviciy Mezarhğı'na defhedildi.
si'nin karannı oyçokluğuyla
bozdu. Kurul karannda, hukuki
niteliklergöz önüne alındığmda
ıptal davasının, ancak bu idari
ışlemle kışısel ve güncel bir
menfaat ilgisi kurabilenler tara-
fından açılabileceği vurgulana-
rak taraf ilişkısının kurulabilme-
sı için gereklı kişisel, meşru ve
güncel bir menfaat alakasının
varlığının, davanın niteliğine ve
özelliğıne göre ıdan yargı yerle-
nnce belirlendığı anımsatıldı.
'En bûyük şairlerden'
Kararda, ıptal davalanyla,
idari işlemlenn hukuka uygun
olup olinadığının saptanmasına,
hukukun üstünlüğünün sağlan-
masına, böylece de idarenin hu-
kuka bağlılığının belirlenmesi-
ne, sonuçta hukuk devieti ilke-
sim'n gerçekleştırilmesine ola-
nak sağlandıgından bu davalar-
da menfaat ilişkisinin bu amaç
doğrultusunda yorumlanması
gerektiği vurgulandı. Kararda,
şöyle denildi:
"Nâzım Hikmet Ran, Türk
dünyasının ve 20. yüzyıl dün-
ya edebiyafının en büyük şair-
lerinden olup milletlerarası
bir kurum olan l \ES-
CO'nun,şairin 100. doğumyı-
lı anısına 2002 yılını Nâzım
Hikmet yılı ilan etmesi bu ger-
çeğin bir tasdiki olmaktadır.
Nâzım Hikmefin,Türk ve Do-
ğu halklarının şiirini büyük
ölçüde etkilemiş, şiirde yeni
yollar açnuş, geçmiş ve gele-
cek yüzyılların ebediyen yaşa-
yacak klasiği olması itibarıv-
İa, hakkındaki vatandaşbktan
ıskat kararının nüfus kütüğü-
ne tescil işleminin iptali iste-
miyle açılan bu davada, dava-
cının güncel menfaatı bulun-
duğu gibi, adı geçen şairin,
ulusal sınırları da aşarak dün-
ya çapında kabul görmüş bir
sanatçı olması nedeniyle bir
vatandaş olarak davacının ki-
şisel ve meşru menfaatının da
ihlal edildiği anlaşıldığından,
bakılan davada, davacının
sübjektif ehliyetinin varlığı
kabul edilmek suretiyle dava-
nın esasının incelenmesi ge-
rekmektedir."
Dava esastan görüşülecek
Karara katıhnayan üyeler, 10.
Daire'nin karannın usul ve ya-
saya uygun olduğu görüşünü be-
lirttiler. Kurul'un karan bağla-
yıcı olduğu için Damştay 10.
Dairesi, şimdi davayı esastan
görüşerek karara bağlayacak.
2 yıl sonra
sinema keyfi
Hakkârililer, 2 yıl aradan
sonra önceki akşam "Orga-
nize Işler" filmiyle yeniden
sinemayla buluştu. 2003 yı-
lında yine bir Yılmaz Erdo-
ğan filmi olan "Vizontele Tu-
uba"nın ardından ilk kez si-
nemaya giden 22 yaşındaki
Şevket Aşkan'ın "Benim
için sinema Yılmaz Erdoğan
demek. Sinemada ondan
başkasının filmlerini izle-
medim ki" sözleri, kentte si-
nemanın yerini göstermesi
açısından çarpıcı örnekler-
den biri.300 kişilik salonda
yaklaşık 400 kişinin izlediği
film halen eski makinelerle
gösterildiği için zaman za-
man aksaklıklaryaşansa da
Hakkârililer 2 yıllık bir ara-
dan sonra sinema da film
izleyebildikleri için mutluy-
du. (Fotoğraf: ALİ SEVMİŞ)
6
Yaşaımnı Türkiye'ye adadı'
Sezer, Inönü 'nün çağdaşlaşma atılımlannın kesintisiz sürdürülmesi için çaba
gösterdiğini ve Türkiye 'nin gelişmesine önemli katkılarda bulunduğunu büdirdi
ANKARA/ÎZMİR (Cum-
huriyet) - Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer, Türk ulusu-
nun. İsmet Inönü'nün değerlı
hizmetlerini ve saygm kişiliğı-
ni her zaman şükranla anacağı-
m belirttı.
Sezer, ıkinci Cumhurbaşkanı
Ismet Inönü'nün ölümünün 32.
yıldönümü nedeniyle, çocuklan
Erdal tnönü ve ÖzdenToker'e
birer telgraf gönderdı.
'Ulusun sevgisini kazandf
Cumhurbaşkanlığı Basın Mer-
kezı'nden yapılan açıklamaya
göre, Sezer'in telgrafı şöyle:
"Laik, demokratik, çağdaş
Türkiye Cumhuriyeti'nin ku-
ruculanndan, Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nın büyük komutanı.
seçkin devlet ve siyaset adamı
Cumhurbaşkanı İsmet tnö-
nü'yü aramızdan ayrüışınm
32. yıldönümünde saygı, gönül
borcu ve rahmetle anıyorum.
Cumhuriyetle başlatılan çağ-
daşlaşma atılımlannın kesin-
tisiz sürdürülmesi için çaba
gösteren İsmet İnönü, devlet ve
siyaset anlayışı, ilkeli çizgisi,
dış politikadaki bilge tavrı ve
hizmetleri ile ülkemizin geliş-
mesine \e güçlenmesine değer-
li katkılarda bulunmuştur. Yü-
ce Atatürk'ün en bü>ük destek-
çisi ve dava arkadaşı olan, Tür-
kiye'nin çağdaş uygaruk yan-
şmda var olması için çabşan ve
yaşamını ülkesine adayan İnö-
nü, ulusumuzun büyük sevgi-
sini ve saygısını kazanmıştır.
Türk ulusu, İsmet İnönü'nün
değerli hizmetlerini ve saygm
kişiliğini her zaman şükranla
anacaktır."
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, yayımladığı mesajında,
"Mustafa Kemal Atatürk'ün
en yakın silah arkadaşı, İkinci
Cumhurbaşkanımız İsmet
İnönü. üstlendiği askeri. siyasi
ve diplomatik vazifeleri başa-
nyla yerine getirmiş müstesna
bir şahsiyet olarak askeri ve si-
yasi tarihimizdeki yerini al-
mıştır. Kurtuluş Savaşı'ndaki
askeri başarılarının yanı sıra,
devlet yönetiminde de önemn'
hizmetleri bulunan devlet ada-
mı İsmet İnönü'yü ölümünün
32. yıldönümünde rahnıet ve
saygı ile amyorum" dedi.
ADD Genel Başkam Ertuğ-
rul Kazancı da yaptığı yazılı
açıklamada, Inönü'nün 1950
sonrası dönemin Cumhunyet ve
devnm karşıtı sürecınde yılma-
dan Atatürk ilkelerinı sa\-unan
tavır koyduğunu belırtti. Kazan-
cı "İnönü, 'Yenı bir dünya ku-
rulur, Türkiye de o dünyada ye-
rini bulur' yaklaşımıyla anti-
emperyalist kalkışmaya da yol
açmıştır. ABD yandaşlarının
İsmet İnönü'yü böylesi bir tu-
tumdan ötürü iç destekçileriy-
le birlikte 1965 yılında iktidar-
dan düşürdüğü unutulmama-
hdır" dedı.
tzmir'de anıldı
Ismet inönü, ölümünün 32.
yıldönümünde ADD Narlıdere
Şubesi tarafından duzenlenen tö-
renle amidı. Etkinlikte konuşan
ADD Narlıdere Şube Başkam
Mükerrem Demir, cumhunyet-
ten, laiklikten yana olan rüm
güçlerle bir yürek olduklannı be-
lirterek "Çağdaş, laik, demok-
rat ve Atatürk ilke ve devrim-
lerinden yana tavır koymak,
Atatürkçü olmak eğer gâvur-
luksa, bizler gâvur olmaktan
gurur duyuyoruz" dedı. *
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yor; bütün bunlan ezberleyip yeri geldikçe gelmedik-
çe yapıştırmak sanılandan zor bir iş.
Devieti yönetme noktasında hiçbir kuruma ihtiya-
cım yok. Ne Şanlıurfa'nın şekeri ne Ankara'nın yü-
zü... Bu deyim böyle miydi?
Her neyse böyle değilse bile düzelticim var. O dü-
zeltir. Eskiden nasıl kullanılıyorsa onu değiştirir, ye-
rine benim söylediğimi koyar. Bundan sonra deyimin
böyle kullanılacağını söyler.
Memlekette özgürlükleri alabildiğine genişletiyo-
rum. Herkes ıstediğıni söyleyecek, sonra istediği
mahkemede yargılanacak. Yerine göre ben de yar-
dımcı oluyorum, kimin hangi maddeden yargılanma-
sı gerektiğini söylüyorum. Parola şu:
Herkes istediğini söyler, bedelini öder!
Yok öyle 35'e köfte... Bedava ne var? lcabındb
hukuku da pazarlamak lazım...
• • •
Geçenlerde bir haber okudum, fena halde canım sı-
kıldı. Amerikan Başkam bazen Tann'yla görüşürmüş.
Ben niye yapmayayım?
Gerçi benim yaptığım her şey benzer şekilde ka-
bul görüyor, Tanrı kelamı gibi tartışılmaz oluyor ama
zamanla yetersiz hale gelebilir. Bu işi aracısız, şeyh-
siz, meyhsiz yapmak hiç de fena fikir değil!
önümüzdeki dönem seçmeni şöyle bir ruh haline
sokmak istiyorum:
Memleketin hali çok kötüye gitse bile, bu işi ben-
den iyi yapan kişinin olamayacağını düşünecekler!
Zaten gidiş de böyle görünüyor...
Doğru olsun yanlış olsun yaptığım her şeyin kariz-
ma sayılması ne güzel. Etrafımdakiler de bu konuda
çok yardımcı oluyor. Bana Bakanlar Kurulu'nun kat-
kılarını da unutamam. Hani her biri ikinci soyad ola-
rak benimkini aldılar desem yeridir.
Pazarlama işinde dünya çapında başarı kazandık.
öteki ülkelenn liderleri ülkelerinin malını pazarlıyor.
Tabii zorlanıyoıiar. Bense tüm ülkeyi pazarlıyorum. Iş-
tahı kabaran geliyor. Ulan köftehorlar diye, centil-
mence karşılıyoruz, istediklerini veriyoruz.
Bütün dünyanın alıcılan Türkiye'ye gelince ne ola-
cak? Türkiye, bütün dünya olacak.
• • •
Memlekete en büyük katkımın, dilimizi geliştirme
noktasında olduğunu düşünüyorum. JHalkım benim
üslubumu zamanla daha iyı öğrenecek, böylece di-
limiz büyük gelişme kaydedecek...
Biri bana eleştiride mi bulunmak istedi, cevabı ya-
pıştırıyorum:
- Ulan, bana it bilmez bağlaması mı çalmaya kal-
kıyorsun!
Apışıpkalıyor...
Biri memleketi pazarlamaya laf mı etti, çıkışıyorum:
- Hasan almaz basan alır. Doldur parayı, kasan
alır!
Muhalefet benim bu usta çıkışlanm karşısında, dı-
ral dedenin düdüğü gibi kalıyor, feriştahları şaşırıyor,
hoşaflıyorlar. Beni madara edeceklerini sanıp yanlış-
larımı ortaya çıkarmaya kalkıyorlar. Nazikçe uyarıyo-
rum:
- Tepemi attırmayın, hepinizin mostrasını bozarım,
papazı bulursunuz. Memleket işlerinden ne anlarsı-
nız, sizden cacık bile olmaz be...
Bir de aklıma gelip diyemediklerim var. Onlan da
koyversem...
Halkım bana bağıracak:
"Seçime gitsen de oy versem..."
Severim ulan böyle demokrasiyi... >-'
ankcum // cumhuriyet.com.tr
4.5 yıl hapis Isteml
Dink ve Engin 'e
dava açıldı
İstanbul Haber Ser-
visi - Agos Gazetesı
Genel YayınYönetmeni
Hrant Dink ve gazete-
cı Aydın Engin ın de
aralannda bulunduğu 4
kişıye, Boğazıçi Uni-
versitesi'nde düzenle-
necek Ermeni Konfe-
ransı'nın iptal edihnesi-
ne ilişkin yazılan nede-
niyle dava açıldı. Şışli
Cumhunyet Savcıhğı,
sanıklann 4.5 yıla kadar
hapis ile cezalandınl-
masını talep etti.
Şışlı Cumhuriyet Sav-
cılığı, HukukçularBirli-
gi Yönetim Kurulu üye-
si Avukat Kemal Ke-
rinçsiz'in de aralannda
bulunduğu 10 kişinin
yaptığı suç duyurusu-
nun ardından dava açtı.
Hazırlanan iddiana-
mede, Hrant Dink, oğlu
Arat Dink, Serkis Se-
ropyan ve Aydın En-
gin'in, Ermeni Konfe-
ransı 'nın ıptal edimıesi-
nın ardmdan Agos ga-
zetesuıde yer alan yazı-
lannda, 'mahkemeyi
aşağılama' ve 'adil
yargılamayı etkileme-
ye teşebbüs' suçlannı
işledıklen ileri sürüldü.
Sanıklann, Istanbul
4. tdare Mahkemesi'nin
iptal karanm eleştirer.
yazılan nedemyle,
4.5'ar yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandınl-
malan talep edildi.
Öte yandan, konfe-
ransın iptal edilmesinı
eleştiren Hasan Ce-
mal, İsmet Berkan,
Haluk Şahin, Murat
Belge ve Erol Katırcı-
oğlu hakkında da 6 ay-
dan 10 yıla kadar hapis
cezası istemiyle dava
açılmıştı.
Gül'den 'bekleyin' mesajı
• BURSA (Cumhuriyet) - Dışişlen Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "Türkiye'de
hâlâ yasaklann var olduğunu iddia edenlerin,
mahkeme kararlan ortaya çıktığında bunlann da
doğru obnadığını göreceğini" söyledi. Bursa'da
"Banş Manço Kültür Merkezi"nin açılış törenine
katılan Gül, "Unutmayalım kı, yazı yazdığı için
gazeteciler hapse girerdi. Belediye başkanlan şiir
okuduğu için hapse girerdi. Bugün bunlann hepsi
geride kalmıştır" şeklinde konuştu.
'Yaşama Sanaü' paneli
• Haber Merkezi - Türkiye Dıyabet Vakfı,
Beyoğlu Yenı Melek Gösteri Merkezi'nde
"Yaşama Sanatı" konulu bir panel düzenleyecek.
Prof. Dr. Üstun Korugan'ın anısma düzenlenecek
panel 26 Aralık 2005 Pazartesı günü 20.30'da
gerçekleşecek. Panele; Tank Akan, Toktamış
Ateş, Ali Özgentürk, Denız Türkali, Cüneyt
Türel, Rona Aybay, Rutkay Aziz, Türkan Şoray,
Engin Cezzar, Gülnz Surun, Yener Süsoy, Nezih
Hekim, Savaş Dinçel, Hasan Insel katılacak.