25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CÜMHURİYET 25ARALIK2005PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Cumhuriyet Okurları Sevgili, Bu rıafta çarşamba günü Trabzon'day- dım. Cumhuriyet'in "Anadolu Aydınlanma- sı" gezileri çerçevesinde, Trabzon ekınin yayımlanması vesilesiyle, Alev Coşkun, Mehmet Faraç, Hikmet Çetinkaya ve Fazilet Kuza'dan oluşan Cumhuriyet eki- bi, kente gittik, KTÜ'de ve kentte konuş- malar yapıldı, Trabzon temsılcimiz Ahmet Şefik ıle bırlikte kenti dolaştık, öğrencılerle ve Cumhuriyet okurianyla tanıştık. Geçen pazar sabahı da CUMOK'ların Yıldız Teknik Ünıversitesi'ndeki geleneksel karıvaltısındaydım. Orada da Cumhuriyet okurianyla birtikte dolu dolu güzel bir dört saat geçirdim. Bir ganp insanlar bu Cumhuriyet okuria- n, bir gazete çevresinde başlayan ilişkiler, b u insanlan adeta akraba haline getirmiş. Aralannda kan bağı değil de düşünce bırii- ği var. Belki de akrabadan da ileriler. Şebinkarahisar doğumlu, şimdi KTÜ'de görev yapan Celalettin Çrftçi, terörün az- gın olduğu günlerde, posta hizmetleri ak- sadığında, bir dostunun Ankara'daki oğlu- na para göndermek için otobüs terminali- ne gıdip, elinde Cumhuriyet taşıyan birını bulup parayı ona teslim ettiğini anlatıyor. Celalettin Çıftçı'nin arkadaşı eczacı Necdet Durgun da Çaykara-Of hattı üze- rinde sahibi olduklan hidroelektrik santralı- nın öyküsünü anlatırken "7800 kilovatlık bu santralın a/tı yönetim kurulu üyesinin üçü Cumhuriyet okurudur" dedikten sonra ekliyon - Cumhuriyet gazetesi olmasaydı biz bu ortaklığı kuramazdık. Ben Celalettin Bey ile Cumhuriyet sayesinde tanıştım, ıkimiz de Cumhuriyet okuruyuz. • • • Sen bakma Sevgili, Necdet Bey dostu- mun soyadının Durgun olmasına. Hiç de ismiyle müsemma (adına benzer) biri değil. Durgunluk ne kelime, ateş parçası; ve tüm Cumhuriyet okurian gibi, hem gazetesine bağlı, onu ve çalışanlarını hem seviyor hem de gözünü kırpmadan dobra dobra, sert eleştiriyor. Tüm Cumhuriyet okurian gibi, haklı olarak kendisini gazetenin ger- çek sahibi olarak gördüğünden, hesap so- ruyor. Onu dinlerken aklıma Sevgili Macide Tanır geldi. Macide Hanım arada bir tele- fon eder. Söze hep "Sevgili Ali Sirmen" diye girer. Çoğu zaman, beğenısini dile ge- tirir. Ama sanma ki her zaman iltifat eder. Bir yerde aklına yatmayan, hoşuna gitme- yen bir şey oldu mu, pattadan söyleyiverir. Bir keresinde beğenmediği bir yazı için ne kadar dil döktüysem de onu ikna edeme- dim. Açıklamalarımı dınledi, dinledi, so- nunda da, - Pekâlâ, ama benım yine de aklım yat- madı, hiç anlayamadım, dıyerek sitemkâr bir ifadenin ardından kapadı telefonu. Doğrusu pek zarif bir bıçimde azarlandı- ğım halde çok sevindim. Gerçek dostluk buydu. Artık ne zaman telefon etse Macide Ha- nım, konuşmasının içenği ister övgü, ister eleştıri, hatta azar olsun, yakın bir dost ıle konuştuğum için seviniyorum, ıçım ışıldı- yor. 0 keyif bana bırkaç gün yetiyor. • • • Sevgili, şimdı sana Trabzon'da tanıştığım bütün insanlann adlarını sıralamaya kalk- sam sütun yetmez. Ama 21 Aralık gecesi, Horon Otel'deki yemeğe Akçaabat'ın bir köyünden kalkıp gelen baba-oğul Yusuf ve Abdullah Karbuz'iarın onca yolu sırf Cumhuriyet ailesi ile biriikte olmak için al- dıklannı belirtmekle yetıneyim. Böylesine bir yakınlık, kan bağını bile aşan böylesine bir bağlılık, salt aynı gaze- teyi okumaktan kaynaklanamaz tabiı ki. Onlan böylesine bırbirienne yaklaştıran, bir görüş ve gönül biriıkteliğı, bir yaşam biçi- mı. Onlar, Cumhuriyet devrıminın temelini oluşturan aydınlanma düşüncesıyle bağlı- lar birbirlerine. Evet, bir gazete değil, bir düşünce çev- resinde toplanmış bu insanlar. Daha fazla uzatmayayım Sevgili, ayıp olacak, çünkü ayıptır söylemesi, ben de yarım yüzyıllık bir Cumhuriyet okuruyum ve bunlan yazınca biraz da kendi kendimi övmüş gibi oluyor. Neyse, sana, Şebinkarahısariı Celalettin Çiftçi'nin anlattığı öyküyü aktarayım. Bil- mem, biliyor musun? Şebinkarahisar'ın adı eskiden Şarkikarahisar ımiş. Atatürk 1924 yılında deprem felaketine uğrayan Erzu- rum'a giderken, 11 Eylül gecesi saat 21 sularında uğramış oraya. Gece şenlikler yapılmış, ertesı gün Gazi, kenti gezmiş, il- gililerle konuşmuş, ayrılmadan önce de halka hitap etmiş. - Burayı çok beğendim, şimdi size bir önerim var. Bu güzel yerin adını Şarkikara- hisar olmaktan çıkaralım. Buradakı şap madenini de anımsatacak şekılde Şebin- karahisar yapalım, ne dersınız, demiş. önen a/kışlaria kabul edilmiş ve 12 Eylül 1924'te Şarkikarahisar Şebinkarahisar adı- nı almış. Işte sana Cumhuriyet okuru bir dostun- dan Şebinkarahisar'ın adının öyküsü... Kentin laik ve demokratik yapısmdan hiçbir zaman ödün verilmeyeceği vurgulandf Izmir'in tepkisi dinmiyorÎZMtR (CumhuriyetEge Bürosu)- Başbakan Tayyip Erdoğanın İzmır gezısı sı- rasında "Gâvur İzmir" sö- züne göndermede bulunma- sına tepkıler dınmıypr. Urla'da gerçekleştınlen toplantıda konuşan CHP İz- mır Mılletvekılı Bülent Ba- ratah, Erdoğana, "lzmir'in ilzerindeki hangi yakışür- madan rahatsızsınız" dıye sordu Baratalı, "İzmir'den rahatsız olduğunu zaten W- Kyorduk. Izmir'in laikvapt- • CHP Grup Başkanvekili Anadol, Izmir'e gâvur diyen Başbakan Erdoğan'ın emir vermesiyle savcılaruı harekete geçtiğini söyleyerek "Yargıyı siyasallaştırmayın diyoruz. Biz yapmayın dedikçe inadına uygulamalarda bulundular. Mustafa Koç'a da ayru uygulamayı yapıyorlar" dedi. srndan. demokratikcumhu- riyet yapısmdan, uzlaşmacı ve day anışmacı kimliğinden rahatsız olduklannı biliyo- nız. Ancak şunu iji bilsinJer ki, değil İzrair'i aJmak, ya- nmdan bilegeçemezler. Emi- nim ki tzmiriflerbu ahniyet- leri rahatsız etmeye devam edecekler" dıye konuştu. îzmır Baro Başkanı Nev- zatErdemirde, Türkıye'nın savaş kaybermedığı halde toprak kaybeden bir ülke konumunda olduğunu be- lırttı. Emperyalıstlenn, geç- mışte topla tüfekle yapama- dığını bugün sıyası yollar- la yapmaya çalıştığını kay- deden Erdemir, toprağın ül- kenuı kurucu unsuru oldu- ğunu ve satılamayacağuıı vurguladı CHP Narhdere İlçe Ör- gütü yemeğınde konuşan CHP İzmır Mılletvekıli ve Grup Başkan Vekılı Kemal Anadol ıse Izmır'e gâvur diyen Başbakan Erdoğan 'ın emır vermesıyle savcıların harekete geçtığını söyleye- rek. "Yargıyı siyasallaşür- mayın diyoruz. Biz yapma- yın dedikçeinadına uygula- malarda bulundular. Mus- tafa Koç'a da aynı uygula- mayı yapıyorlar. Şimdi de genel başkanunıza, Haluk Koç 'a ve bana aynı soruştur- ma açılnuş. Erdoğan'ın gü- cü yetiyorsa dokunulmaz- takian kaldırmaiıdır.Ancak Başbakan daha çocuğunun düğünündeki alünlann he- sabını veremedi" dedı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Bırsore oncekı bıryazıma "AKPNe- den Teklıyor?" başlığını atmıştım. Ge- lışmelersürecın bu yönde gıttığını gos- tenyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son günlerde yaptığı açıklamalar, hü- kümetın Avrupa Bıriığı adaylığının etkı- sıyle gırdığı "demokratıkleşme" gay- rettnüen yavaş yavaş vazgeçmek nıye- tınde olduğunun ışaretlen sayılabılır. Tabıı yalnızca TUSlAD'la gınlen tar- tışmada değil, Yücel Aşkın davasın- dakı üslubu, ıçkı yerlerı konusunda fır- sat buidukça "yasakçı", tepkı gördük- çe "uziaşmacı" tutumlan, Göztepe par- kına cami tart/şmasındakı bazı çevre- lere mesaj amaçlı gırişimlen bir bütün- lük arz ediyor. • • • Türkıye'de muhafazakâr sağ gele- neğın tanhıne baktığımızda ilgınç bir siyası kaderden sozedebılıriz. Sağ mu- hafazakâr gelenek, parfamenter rejimı demokrasıyle eşıt olarak görur. Ser- best seçım onlar açısından en önemlı şeydır. Laik modemist gelenek ıse "çağ- daşlaşma'y) temel hedef olarak görür ve seçımleri çok da önemsemez. Hat- ta zaman zaman seçimlenn ortaya çı- kardığı sağcı muhafazakâr iktidaıiann darbelenmesıni de gerekli görebılir. Sağcı muhafazakâr partilermuhale- fette ıken "lıberal", "demokrat", hatta özgürlükçu bir söylem bıle tutturabıfır. Iktidara gelince bir süre bu dedıklertnı yapabilecekmış gibi bir hava yaratırlar. Sonra adım adım, gerçek muhafazakâr kimlıklen öne çıkar, devletın statükocu kurumlanyla uzlaşmaya ve anlaşmaya başlarlar. Bir yonüyle ıktıdardayken "devletleştırilirter." AKP'ye Neler Oluyor? • • • Adnan Menderes'ın Demokrat Par- tısı, Süleyman Demirel'ın Adalet Par- tısı bunun geçmıştekı ıkı tıpık örneğı olarak sayılabılır. Demokrat Partı ıktida- ra gelırken "demokrat" bir soylem tut- turmuştu. llk bir ıkı yılında bu konuda kuçük de olsa bazı adımlar atmıştı. Nâ- zım Hikmet'ın affı bıraz da o hava ıçın- de gerçekleşmıştı. Sonrakı yıllarda antı-komünıst ve de- mokrasi karşıtı yönü öne çıktı. Ancak devletin kurumlanyla uzlaşma konu- sunda fazla bir adım atamadan bıras- ken darbeyle yüz yüze geldi. Onu ta- kıp eden parti Süleyman Demirel'ın Adalet Partisi'ydı. Demırel de başlan- gıçta toplumdakı "mağdur" DP'lılenn mırasçısı olarak iktıdara geldi. O da 12 Mart 1971 yılında bir aske- ri müdahaleylekarşılaştı. Darbeye kar- şı çıkmak yenne uzlaşmayı tercıh ettı. 27 Mayıs Anayasası'nın bazı hüküm- lennin değıştinlmesi konusunda dar- becılerieanlaştı. DenizGezmiş'lenas- kerle bırleşerek ıdam sehpasına gon- derdı. Ancak yınede 12 Martçılarla ay- nı noktadadegıldı. Dönemın Genelkur- may Başkanı Faruk Gürter'ın darbe- cılenn desteğıyle Cumhurbaşkanı olma- sına karşı Bülent Ecevit'le ıttıfak yap- tı. Bu ıttıfak, 1970'lenn başındayenıden parlamenter rejimın ışlemeanı sağladı. Süleyman Demırel, 12 Eylul 1980'de bir asken darbeyle daha karşılaştı. Sı- kıntılı dönemler geçırdı. Ancak bu kez değışmıştı. Askerle ve devletın bazı ku- rumlanyla bu yenı dönemde bırlikte ha- reket edıyordu. 28 Şubat'ta cumhurbaş- kanıydı. Erbakan'ın tasfiye edılmesıne yeşıl ışık yakmıştı. Askerle aynı saftay- dı. • • • Tayyip Erdoğan, şimdı ıkilı bir sıkış- tırma altında. Başlangıçta, Avrupa'dan gelen değışım ve demokratıkleşme ıs- teklenyle, ıçende yükselen mıllıyetçı- dıncı rüzgâr arasında bir denge yarat- mayı dened Hatta, AB'ye yer yer da- ha yakın durdu. Son günlerde, sankı saf değıştırme- ye hazırianıyor gibi. Artık tercıhını mıl- lıyetçi- dıncı eksen üzerıne oturtmaya karar vermış gıbı görunüyor. Tabıı bu çı- kışları yaparken geleneksel otorıter- devletçı söylemı de kullanmaktan ka- çınmıyor. TUSlAD'la gınştığı polemık, Türk Ceza Kanunu'nda hâlâ "ifade öz- gürfüğü"nû hedef alan maddeleri ko- rumaktakı ısran, rotayı çevırdığı şeklın- de yorumlanabılır. Tabıı bu yönde gıderse bir süre son- ra, mıllıyetçı çızgıyle bir ıttıfak ıçıne de gırebılır. O zaman, saflartamamen de- ğışebılır. "Kahrolsun Avrupa", "Yetti gayn" sloganlarınm arkasına onlar da geçebılır. Mümkündür. Zaten, geldıkle- n kültür ve arka plan boyle bir geçışe çok musaıt. • • • Bütün bu gelışmelere bakınca solda demokratik özgürlükçu bir sıyası akı- mın ne kadar önemlı olduğu ortaya çı- kıyor. Toplumdakı değışım ıhtıyacıyla bırieşecek, adaletsızlığe karşı bir eşıt- lık umudu olabılecek bir sol sıyası akı- mı aramaya devam edeceğız. hatem1 9 2 - 4 ERKEKLER DE AĞLAR! Özellikle Philishave Cool Skin'i olmayanlar. Philishave Cool Skin'le sinekkaydı tıraş! www.p-hilips.com.tr Tüketici Danışma Merkezi: 0800 261 33 02 «0 gjr ma-mjnı>« praros kamparyaa [ fvaün 31 Aral* 20O5 tanhlen arasnda Phılistıave Qxıl Skm (HQ 6707 HQ 7740 HQ 7742. HQ7760 \-QT7Q HQ7780veHQ7782» modeHoiçngep**- PHILIPS sense and simplicity hotennoglu Takım Elbise Pamuk Gömlek Kravat 29^00 £«> ou Î9?;° 49, S0 3 ç5(f 29,90- OSMANBEY (MERKEZ TOPTAN) .Samanvoij 18 Osmancey Tei:(0212) 225 62 00 İKİTELLİ OUTLET (Fabr.ka Altı) : (0212) 549 40 56 PEND!< OUTLET; (02'6) 473 52 55 BEYLIKDUZU SAATLi 3INA:(0212) S76 50 26 IZMIT OUTLET CENTER: (0262) 335 57 35 KONYA M1 TEPE REAL: (0332) 265 19 80 ADANA V.l TEPE REAL AVM. (0322) 271 06 36 CORLU ORiON : (0282) 673 26 64 SOKE - PRiENE COUNTRY AVM : (0256) 521 23 93 ESZüRUM YAKUTİYE AVM: (0442) 233 22 23 ZONGULDAK (0372) 252 17 98 SİİRT: (0484) 224 00 43 ELAZIĞ (0424} 238 9? 00 3ATMAN: (0438) 213 38 07 MARDİN: (0482) 213 19 39 KDZ EREĞU (0372)323 7? 61 BUR3A (0224) 271 63 41 ÜRFA: (04?4) 215 54 44 TRA3ZON: (0462)322 32 92 ANTAi.YA:(0242) 244 24 23 MOSKOVA ARKADiA AVM: +7(095) 775 30 24 Maximum Kart'a özel taksit
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle