28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2005 PAZAR HABERLER İlköğretimin ilk 5 sınıfında okutulan Türkçe kitaplarında sözcük ve dilbilgisi hatalarından geçilmiyor MEB Türkçeyiyanlışöğretiyor FTRATKOZOK AN'KARA-Eğitiro-Sen'in, ilköğre- timin ilk 5 sınıfında okutulan Türkçe ders kitaplan ve öğreııci çalışma kitap- lan ile ilgili araştırması, kitaplann, ya- zım ve dilbilgisi kımrallanndan "ha- bersiz okhığunu" ortaya koydu. Mu- hafazakâr ve dini urLSurlann ön plana çıknğı kitaplarda, anne ev işlerini ya- pıyor, baba ise çalışıyor. Kitaplarda -kanakrtmaktan" ve "düşmanöldür- mekten" övgüyle sö.z edıliyor. Eğıtim-Sen'in bir yayınevi tarafin- dan MEB için hazırianan kitaplarda yaptığı inceleme tamamlandı. Uzman öğretmenlerin taraması sonucu, Türk- çe kitaplarında belirLenen temel hata- lar şöyle sıralandı: Üköğretim 1.smıf: Kitapta heceleme yanlışı, anlam ve kök ilişkisi, oluştu- rulan sözcüğün anlarn ve yapısını bo- zuyor. Örneğin, "ai" sözcüğüne ekle- nen "a" sesi ile "Aia" özel adına ula- şılıyor. Kitapta, şu benzer hatalar yer alıyor: in-an= inan, on-at= onat, ar-a= ara, kem-al= kemal, kal-em= kalem, Eğitim-Sen'in yaptığı araştırma ciddi saptamalan ortaya koydu. Annenin ev işlerini yaptığı kitaplarda, baba çalışıyor; 'kan akıt- maktan' ve 'düşmanı öldürmekten' övgüyle söz ediliyor. Ki- taplarda dini unsurlar da göze çarpıyor. oy-un= oyun, koy-un= koyun. İlköğretim 2. snuf: Cümlelenn anla- şılması çok zor, düzeyin çok üstünde. Metinler çok abartüı ve uzun, devnk tümceler fazla. Kitapta, eğitsel yönden uygun olmayan mesajlar yer alıyor Örneğin; "Ketoğfeuı'a esash bir tokat aöp" tümcesi pedagojık olarak çocuk- ta yanlış anlamaya neden oluyor. Ai- le Ocağı başlıklı okuma parçasında bulunan resimlerde cınsiyet ayrımı ya- pılıyor. Kadın evde hizmet ediyor, er- kek ise işe gidiyor. Kitapta, büyük-kiiçük harf ve kı- saltmalarda önemli yanlışlıklar bulu- nuyor. Bunlardan bazılan ve olması ge- reken yazılışlan şöyle: "yerinekoy- mak (yerine koymak), T.B.M.M (TBMMXsütünu(sütuna),kedi(kedi), oğ ulg çe er (oğula geçer). Ilköğretim 3. sımf: 2. sınıf kitabm- daki anlatım bozukluklan bu kitapta dabulunuyor. Kitapta, "Dörtnıevsimi yaşamayan ülkeier hangileridir?" gi- bi öğrencilerin seviyesini aşan sorular yer alıyor. Kitapta, gelenek ve görenek- ler aşın abartıh. Kitaptaki okuma par- çalannda anlamsız sözcükler dikkat çekıyor. 'ŞoıHa, tişörtte güneşleniyorlar' Örneğin "Cumhuriyet Ağacı" adlı okuma parçasında "Her çiçeğm, her ağacın soyu sopu vardır. BHküeriiL, çi- çeklerin nasıl bir soyu bir gelmişi geç- mişivarsa bu Cumhuriyetin de bir gel- mişi geçmişi var" deniliyor. Parçada, "sop" sözcüğü ile ne anlatılmak isten- digi belirtilmiyor. Dköğretim 4. sınıf: Kitap genelinde kullanılan gösterimler, oran-orantı, perspektif, kompozisyon, renk, me- kân vb. dikkate alınmadan oluşturul- muş. Öyküler öğrenci seviyesi dikka- te alınmadan hazırlanmış, pedagojik açıdan uygun olmayan, şiddet içeren görsel unsurlara yer verilmiş. Kitap- taki "KırvayıMiDiye" şıınnın karşı say- fasında yeralan kısa boylu Atatürkport- resinin Atatürk ile ilgisı yok. Muha- fazakâr unsurlann göze çarptığı ki- tapta, örneğin bir okuma parçasında, "Nihayet kendisine dua edenlerin du- ası kabul oldu ve AJlah'ın takdiriyle Dirse Han'ın hanımı bir erkek çocuk doğurdu" deniyor. Kullanılan resimlerde annenin rolü ev işlerini yapan, babanın rolü ise ça- lışmaya gıden birey olarak yansıhl- mıştır. Cinsiyet aynmcılığı söz konu- sudur. Deniz kenarında güneşlenen çocuklardan erkek çocuk şortlu, kız ço- cuğu ise tişörtlü resmedilmiştir. Dköğretim 5. sınıf: Kitap genelinde baskılar karanlık ve kirli, görsel anla- tımlarda, oran-orantı, perspektif, me- kân, renk vb. bakımlardan hatalı ve niteliksiz çizimler yer alıyor. Kadın fıgürlerinın hemen tamamı- nın başında bir örtü ile resmedildiği, yine erkeklerin hemen tamamının ıse bıyıklı resmedildiği kitapta, genellık- le köy yaşantısına yer verildiği. kente ilişkin öğelere ise pek yer verilmiyor. Kan ve ölümden övgüyle söz edilen ki- taptaki bir şiirde, "Mehmet'in düşma- nı boğduğu sek mübarek kanını kat- öğı yerthr" deniyor. İncelenen kitap- lann tümünde "payiaşnn" sözcüğü 4, "dayaıuşma" sözcüğü ise 6 kez kulla- nılırken, "şehit" 15, "düşman" 25, "savaş" 20, "eşfflik" ve "özgürhuV sözcüklerine de yalnızca 2 kez yer ve- riliyor. YÖK UNVANIINI GERİALMIŞTI Dinçer, kamu yaram gözetmiş ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Intıhal yaptığı gerekçesiyle YOK'ün akademik kca- riyerini sona erdirdiği Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer" e hülcü- metten tam destek gel- di. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı MehmetABŞahin, Din- çer hakkındaki savlann tümünün "asüaz" oldu- gunu savunarak "Sayın OmerDinçer, her zaman kamunun ve halkunızın yarannı güderek yaptığı çalışma- lannda. iş ve iş- lemlerini açıkük, tarafsızhkla yap- mış,dürüstçeka- muoyuyiapavlaş- mışnr" dedi. CHP'den tepki Dinçer. CHP Izmir Milletve- kdlı ErdalKarademir' in "tntihal yapüğı kesinle- şen Ömer Dinçer, müs- teşariık görevini sürdii- recek mi? Başbakan ve Bakanlar Kuruhı yasa- bnuygubyacakmı" so- rularını yanıtlayan Şa- hin, Dinçer'e yöneltilen suçlamalann kanıtlana- madığını savundu. YÖK'ün Dinçer'le ilgi- li karanna itiraz edildi- ğini anımsatan Şahin, "Bu nedenk. konuyia ü- gıti tı'İFTPo tamamlanma- dan intihal kkfiasmm ka- aıtlandığından söz edile- mez. Söz konusu iddi- alann tamamı da ger- çekdışıdu-''dedi. Dinçer'in her zaman "kamununve halkınya- rannı güderek çabşüğı- nı ve işlemkrini taraf- stzhkla yaptığmı" savu- nan Şahın, yanıtında şunlan kaydetti. "Sa>m Başbakan ve Bakanlar Kurulu'nun yasalan uygulamama- lan gjbibir iddia gerçek dışMhr.SayınDin- çer'in bulunduğu konum iribamla haksız birtakım ithamlarla karşı- laşöğı vatandaş- larunızca da ma- lumdur. Başba- kannk\lüsteşarı Saym Ömer Din- çer, Başbakannk Mûsteşarhğı görevini sürdürecektir." Karademir"in, "Etik Kuruhı olarak bir işlem yapacak mısınız" soru- suna yanıt veren Başba- kanlık Etik Kurulu Baş- kanı Mehmet Sağlam da, Dinçer hakkında za- manaşımı nedeniyle bir işlem yapılamayacağı- nı bildirdi. Sağlam, in- tihal savının üniversite- lerle ilgili olduğunu ve bu nedenle kurulun gö- rev alanı dışında bulun- duğunu kaydetti. Komisyon video kayıtiarını istedi Ondokuz Mayıs Ünhersitesi'ndeki (OMÜ) kadrolaşma iddialannı araşürmak amacıyla kurulan MecBs komisyonu, Yaşar Dogu Beden Eğitimi ve Spor Meslek \ üksekokulu'nun 2000-2005 vıllan arasındaki özel yetenek sına\1arı> la ilgili 360 saatük video görünriilerinin de kop\ alannı istedi. Yaşar Dogu Beden Eğitimi ve Spor Mestek Yüksekokuhı Şube Müdürü Ergün Dost, komisyonun isteğini yerine getirdiklerini behrterek "Komisyon tarafuıdan, 2000 üe 2005 yıllan arasmda sınava giren öğrencilerin ka>itlaruun rutulduğu 164 adet video kasedinin CD'ye kopyalanmış hali üe öğretim görevttlerinin öğrenciler hakkında ruttukları puantaj cetveli notian istenildi. Günde 10 saat çahşarak görüntüieri CD'lere kop>ahyoruz" dedL (Fotoğraf: AA) TBMM'de MdtiyeBakanlığı 'nın bütçegörüşmelerinde sert tartışmalaryaşandı 'Unakıtan'ın alnına yumruk' gerginliği ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Maliye Bakanlığı büt- çesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu'nda CHP Yalova Mület\ekili Muharrem Ince'nin kürsüde bulunan Maliye Baka- nı Kemal Unakıtan'a yönelık, "Vatandaştan mesaj gehrûş, 'Ba- kan'ın alnının açık yerine bir yumruk vursan suç olur mu' di- yor" sözleri. TBMM Genel Ku- rulu'nda gerginliğe ve sert tar- tışmalara yol açtı. TBMM Genel Kurulu'nda Maliye Bakanlığı, Kamu thale Kurumu, Gelir Idaresi Başkan- lığı ve Özelleştirme Idaresi Baş- kanlığı'nın bütçeleri görüşüle- rek kabul edildi. Görüşmeler sırasmda CHP Izmir Millerve- kilı OğuzOyan, Unakıtan hak- kındaki ıhale skandallanna de- ğindi. Eleştirileri yanıtlayan Unakıtan, 5018 sayılı yasayla il- gili eleştirisine yasanın dün sa- bah Resmi Gazete'de yayım- landığını beürterek Oyan'a "De- ğerü hocnm sabah kah\alösın- dan önce sadece Cumhuriyet gazeteani okuyacağma, Resmi Gazete'ye de bakm" yanıtını verdi. CHP'lıler "Gerçekleri söyle" diye laf atarken Unakı- tan, SSK hastanelerinin birleş- tirilmesi nedeniyle kuyruklann kalmadığını sa\ r undu. Tartışmalar sürerken, CHP'li Muharrem tnce, u Vatandaştan mesaj gehniş diyor ki,' Bakan al- nım açık diyor, alnırun açık ye- rine yumruk vursan suç olur mu' diyor" deyince gerginlik yaşandı. TBMM Başkanvekili NevzatPakdil, sözlerini geri al- masını istedi. Kimseye şiddet uygulanmasından yana olma- dığını belirten tnce, "Vatandaş- tan yeni bir mesaj geldi, ifade- mi değiştirdim, almndan öp o zaman' dij'or" diyerek düzelt- meye çalışrı. AKP'liler itırazla- rını sürdürürken, CHP Grup Başkanvekili HalukKoc. "Ar- kadaşımız, esprib' bir şekildeki ifadesini, esprüi şekilde geri al- dı" dedi. Tartışmalar sürünce birleşime ara verildi. Pâkdil, TBMM Başkanlık Divanı'nın Ince hakkında gerekli işlemi yapacağını açıkladı. G®lepi • Sergi • Atelue • aetnettevi Miniklerden ziyaret HaberMerkezi-BahçelievlerKumportn- köğretim Okulu 3. suuföğrencüerinden bir grup, öncekigün gazetemiziziyaret etti. Bü- tün senisleri tek tek dolaşan minik dostian- mız Yazaşleriçahşanlanıu soruyağmuruna tuttu. ÖzeUikle "Haberdeğeriyüksekhaber nedir "sorusununyanıtını öğrenmekisteyen öğrencilerarasmdagazetedolmakisteyen ise çıkmadıAğırükk olarak doktorveeczacı ol- mak istedikleriniifade eden minikler, çizeri- mizKâmilMasaraa'tun kardan adam kari- katüründen muüuluk duydular. Orhangazi Ticaret Merkezi'nde içki yasağı BURSA (Cumhuriyet) - Bursa'nın AKP'li Orhangazi ilçe belediyesi, ken- di yaptırdığı ticaret merkezinde içki satışmı yasakladı. Belediyenin yaptırdığı ticaret mer- kezinde alkollü içki satışına izin veril- meyecek. Belediye, dükkânları kırala- yacaklara alkollü içki satmama şartı ge- tirdi. Bursa-Yalova Kârayolu"nun Or- hangazi geçisinde 37 dükkân ve 2 ka- feteryacan olnşan bir ticaret merkezi yaptıran Orhangazi Belediyesi, dükkân- larda içki satışına izin verilmeyeceği- ni açıkladı. 600 milyon liradan başla- yan fiyatlarla kiralanan dükkânlarda zeytin, turşu. zeytinyağı gibi ürünlerin satılacağı belirtildi. AKP'li Belediye Başkam Yiısuf Kor- kusuz, yasağm gündemde olan içkili bölgelerle ilgisinin ohnadığını, kirala- nan yerler karayollanna yakrn olduğu için bu şartı getirdiklerini ileri sürdü. PAZAR ORHAN BURSALI Istikrap ve Birikim Arapçasının yenne Türkçesinı koyamadık. Ama ne gam! Türkçe'sinı bulsak bile, dılimizde bızım için taVıh- sel önemı olan bu tür yabancı sözcüklerin yaşaması- nı önemli bulurum; örneğin "istikrar" gibi, Arap dün- yası ile aramızda köprü görevi görüyorlar. Bir Arapça "konuşma'nm, içinde geçecek birkaç tanıdık sözcük sayesinde "mahiyetini" (niteliğini, içeriğini) anlayabili- yorsunuz! "istikrar" lyı midir? Şüphesiz! Ama her zaman mı? Degil. Mesela "rûşvet", "yol- suzluk", "kayırmacılık", "çifte standartlık", "diktatör- lük", "insan haksızlıklan", "adaletsizlik", "yoksulluk".. durumlannda ıstikran savunmayız. Herşeyin kötüye git- tığı durumlann istikran da istenmez! Tersine, buralar- daki "istikrar"\n bozuiması, darmadağın edilmesi iste- nir.. Çünkü, bu tür "istikrar", çürüme, yok oluşa gidiş- tiri • • • İstikrar, daha lyıye gıdiş için istenir. Çünkü istikrar, "biriktirici"dır. Binktirmek, zenginlik yaratııi Bu açıdan, birikim ile istikrar birbırlennı bes- ler. Uygarlık, bir birıkimin sonucu, ürünüdür. Bütün gü- zel şeyler de birikımin sonucudur. örneğin, 1600'lü yıllann (Kepler, Galileo-Nevvton..) bılimsel devnmlerı ile 1900'lü yıllar arasına bir "karan- lık dönem" sokalım.. Bir şekilde, o dönemle sonrası arasmda bağlan kopartalım.. Einstein olmaz, elektro manyetizm bulunamaz, atom çağı yaşanamaz, 20. yüzyılın bizi bılgı ve üretım olarak bugünlere getıren ge- lişmeleri yaşanamazdı.. Bız, 19. yüzyılda, bilimsel dev- rimleri, Rönesansı, Aydınlanmayı keşfetmeye çalış- makla geçirirdik ve herhalde 20. yüzyılı da21., 22. yüz- yıllara ertelerdik! İstikrar, bu anlamda, uygarlığın geliştiricisi, biriktiri- cısıdır.. • • • İstikrar, bu anlamda, tabıı kı ekonominin de biriktıri- cisidir. Üretıcı güçlen, üretımı, yatınmı, ınsanlan, top- lumu geliştinr... Mesela 12 Mart ve 12 Eylül, Türkıye'nın binkiminı, zenginliğini büyük kesintiye uğratan "karanlık dö. nem"lerdir. Ama, bunlardan belki de daha önemlisi, 12 Eylül ön- cesi "shril" dönemı, belkı 12 Eylül'den "daha karan- lık dönem" olarak nıtelendırinm. Çünkü, öncesi, 12 Ey- lül ve sonrasını hazırtamıştır! Ne yazık kı bızde sadece 12 Eylül "lanetlenir". Ne yüzeysellık! Lanetlemede ilk sırayı, 12 Eylül öncesine, 12 Eylül'e yol açan süreoe vermek gerekiıi Neden? Çünkü Türkiye "sivil rejim" ülkesidiri "De- mokratik paıiamenter sistem!" Bu "en mükemmel" sistem neden "karanlık dönem"\er üretiyor? Bu soru- nun yanıtı, bınncı derecede önemlidir, yoksa sonuçla- nnı bilıyoruz! 1994 ekonomık çöküşü de, "partamenter demok- ratik" sistemin ürettiği bir "başka kara dönem"d\r. Bu anlamda "en büyük kara dönem", belkı de "2001 Ekonomik Çöküşü"dür.. Bu dönemi de üre- ten demokratjk parlamenter sıstemdir! Şüphesiz, Özal'a kadar gıdeceğiz! O, bir yandan ül- kede "gihşimci ruhu" ateşler ve yeni bir dönem açar- ken, öte yandan rüşveti, yolsuzluğu, ahlaksızlığı tepe- lere tırmandırdı, sıstemleştirdi, körükledi! Neden, parlamenter sistem "18 ekonomikkriz" üret- ti? Ve hangi "siyasi parti" bu geçmışi özümsedi? ••• Bu krizler, "ülkemizde birikimi" önledi! Amahertürlü birikimi! "lyi siyasi geleneği", "demokrasi"y\, "insan halr/e özgürtûkleri'm, "refah"\, "ahlak"\, "yüksekverimlilik"\, "dürüst bürokrat"\, "ahlaklı siyasetçi"y\, "bilimvetek- noloji üretimi"u\, "fikirözgüriûğü'nü, "yaratıcı o/ma"yı, "buluşçu"luğu, "araştırmacılık"\... Bunlar eksikse, yoksa, kötüyse, gelişmemışse, yer- lerini mutlaka "daha kötüleri" ve simetrik-karşı anlam- lılan alır... Bu krizler, ülkemizde bugün yaşadığımız kötülükle- rin ebesidir. "Alt-üst kimlik" tartışmaları dahil! "Araştırmacı" bir toplum yapımızın olamaması da, bunlar arasmda en önemlisidir.. Yoksa, işkembe-i kübradan atan bir toplum yapı- mız olmazdı!.. Bugünkü gibi ortalık kanşmazdı! Herkes kendi haddini bilirdi! Çünkü, hele bugünlerde yaşadığımız gibi "büyükat- masyonlar" da istikrarsızlık üretir.. özetle, bugünkü her anlamda "dağınıkiık", geçmiş istikrarsızlıklann ve bunlann sonucu olan üretimsizlik- birikimsizlikierin bir sonucudur! Tarihe, kendimize bu açılardan bakamazsak, uygu- lamaya yönelik derslerçıkartamazsak, yanndan hiçbir umudumuz olmasın! Çünkü, durmadan istikrarsızlık üretir, birikim yerine dağınıkiık yaratmayı sürdürürüz! "Ûnlü"\er, ünsüzler, kendilerine, yaptıklanna, hayat- lanna ve Türkiye'ye biraz bu açıdan baksınlan "Ne üretiyorum?" .' "Ne biriktihyonım?" obursali@cumhuriyet.com.tr ilginizi çekiyorsa; Mehmet Eroğlu Ahmct İnam Yıldırını B. Doğan Ahmet Özer Oğuz Onaran Kubilav Aysevener ÇiğdemÜlker ile birlıkte yaşamınızdaki sıradanlıktan sıyrıhp kendınızi geliştirmek, uygulamalı çalışmalarla duygu ve düşüncelennızi etkilı \e akıcı bir dille yazıya aktarabılmek ıstiyorsanız; edebiyat ve sinema dünyasında coşkulu serüvenlere hazırsanız; 23 Ocak 2006'da başlayacak ana • Felsefeye Gınş-Felsefe Yazın İlişkisi • Sinema Tanhı ve Film Çözümlemeleri seminerlenmıze sizleri de beklıyoruz. Aynntılı bılgıyı vakfimızdan edinebıhrsinız. Son başvuru tarihi 22 Ocak 2006 Pazar. UÇHJİARAŞTIRMACI mumcu5»\z i,Ifii "Parıs Caddes. Nc 14 KavaKfrdere 06540 ANKARA Tei (O312t 41 7 77 20 pbx FBKS (0312)417 57 46 ' e-posla umag@umag org tr www u^ag org tr I' i !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle