19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SSAYFA CUMHURİYET 2ARALIK20O5CUMA HABERLER DUM4DABUGUN ALİ StRMEN Anlamlı Bir Ziyaret Haberi dünkü gazetemizde görmüşsünüzdür sanınm. Bugün Galatasaray Lisesi öğrencileri, me- runlan, Galatasaray'ın vakıf, dernek, kulüp, eşgü- dJ.üm kurulu gibi çeşitli kuruluşlarının temsilcilerin- dten oluşan att yüz kişilik bir heyetAnıtkabir'de Mus- tafa Kemal Atatürk'ü ziyaret edecekler. Dersim olduğu ıçin, bu çok anlamlı ve heyecan verici törene katılamıyorum, üzgünüm. Ama Ata- tCîrk'ün okulu ziyaret sırasında, öğrenci olan ve şim- di hayatta bulunan üç ağabeyimizden, Şahap Ko- catopçu, Oğuz Gökmen ve AN Tanrıyar'dan sağlık durumu elverişli olanlar bugün kortejdeki yer- lerini alacaklar. Gazi Mustafa Kemal, (daha o sırada soyadı ka- nunu çıkmış değıldı) Galatasaray'ı, 2 Aralık 1930, 2 8 Aralık 1932,1 Temmuz 1933 tarihlerinde olmak üzere, üç kez ziyaret etmiş. Bizim sınıflanmızda, Mustafa Kemal Atatürk'ün okulu ziyaretinde "Ga- lata Saray'a" 1930'da imzaladığı fotoğrafı asılıy- dı. Hatta bir ara, kuruluşlardan birinin toplantısın- d a satılmıştı, birtanede ben almıştım. Bu yıl ara- lık pilavında belki de isteyen mezunlann edinebil- meleri için, yine bir düzenleme yapılıp satılabilir. Bugün Galatasaraylılar, "Gaz/"nın ilk ziyaretinin 75. yıldönümü vesilesiyle ona iade-i ziyarete gidi- yoriar. Çok anlamlı ve heyecan venci bir davranış. Bu kuruluşlar arasında, Galatasaray Lisesi'nin bağrından çıkmış, ama artık onu aşıp okullu-okul- suz ayrımı yapmaksızın, bütün Türkiye'ye mal ol- muş olan spor kulübünün de bulunması çok ye- rinde olmuştur. Doğrusu bu kuruluşumuzu Tevfık Fikret'in 90. ölüm yıldönümünde, Aşiyan'daki anmatöreninde göremediğimde çok üzülmüştüm. O Tevfik Fikret ki, lisede müdürlük yaptığı yıllarda spor kulübü- nün de şeref başkanıydı ve ilk şampiyonluklar o dönemde kazanılmıştı... • • • Mustafa Kemal Atatürk'ün Galatasaray Lisesi'ni üç kez ziyaret etmiş olması, bu kuruluşa ilgisinin bir göstergesi. Mustafa Kemal'in daha Kurtuluş Sa- vaşı günlerınden, hatta öncesinden başlayarak eğitime verdiği önemi herkes biliyor. Savaşın en yoğun ve karanlıkgünlerindebile Attan Öymen'in babası, eğitimci Hıfzı Raşit Öymen'in öğretmen- lik yaptığı Trabzon'da çıkardığı "YeniMaarif" der- gisini yakından izlemesi ve yayıncısını telgrafla kutlayıp çalışmalannı sürdürmesini istemesi, Mus- tafa Kemal'in eğitime ne denli önem verdiğinin göstergesidir. Aydınlanmadüşüncesine, hiç değilsekurulüşyıl- lannda sıkı sıkıya bağlı olan Türkiye Cumhuriye- ti'nin temel taşı ise milli eğitım kurumudur. Cumhuriyetin ilanının üzerinden altı ay bilegeç- meden ilk büyük reformun çağdaş eğitimin teme- lini oluşturan Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun kabu- lü (3 Mart 1924) olması da rastlantı değildir. Atatürk'ün Cumhuriyeti gençliğe emanet etmiş olmasını da bu çerçeve ıçinde değeriendirmek gerekir. Atatürk, Cumhuriyetin sağlamlığı ve sürek- lıliği için gençliğe güveniyordu, çünkü o sağlam eği- tım kurumu ile onun iyi yetişeceğine, çağdaşlığın bekçisi olacağına güveni tamdı. Zaman zaman, "Atatürk neden Cumhurfyeti gençliğe emanet et- miş " sorusuyla karşılaştığımda hep, olayın bu yö- nünü vurgulamaya çalışır, - Bu davranışı milli eğitim reformuyla birlikte ele almak gerekir, yoksa eğitim yozlaşınca, emanetin bir anlamı kalmaz, derim. Bilmem siz bu konuda ne düşünürsünüz? Atatürk'ün Türk eğitim kurumlan ıçinde Galata- saray'a özel bir yer vermesi de boşuna değildir. • • * Okulun eski mezunlanndan tarihçi Vahdettin Engin, kurumun 1923 yılına kadarki tarihini anla- tan eserinde, kimilerinin sandıklannın aksine, ya- bancı değil, yerii, milli bir kuruluş olan okulun Os- manlı dönemindeki amaçlanndan birinin de, bir "Os- manlılık bilinci" yaratmak oluğunu, ama bunu ba- şaramadığını (başarmasına da imkân var rruydı ki?) fakat Cumhuriyetin vatandaş bilincinin yerleş- mesinde, çok katkılan olduğunu söyler. Bernard Lewis de, "Modern Türkiye'nin Kuru- luşu" adlı yapıtında, Osrnanlı döneminde olduğu gibi, Cumhuriyet çağında da, Türkiye'nin modern- leşme girişimlerinin çoğunun b u okulun sıralann- da kazanıldığını belirtir. Galatasaray'ın belirleyici özeJliklerinden biri de, eğitiminin laik niteliğıdir. Abdülaziz'in ünlü 1867 Avrupa gezisi sırasında, Fransa'daki büyük okul- ları görerek etkilenmesi Czerine Âli Paşa'nın bü- yük katkılanyla kurulan ve 1868 yılında eğitim ver- meye başlayan okulda, Müslüman ve gayrimüs- lim tebaa bir arada okuyacaklar, aynı eğitim prog- ramını izleyeceklerdir. Okuun amacı, devletin ken- di kadrolannı kendi vatandaşlan içinden yetiştir- mek arzusuydu. Ne var ki, okulun eğitirntndeki bu laik nitelik bir- çok çevrenin tepkisini çekmişti. Nitekim Fransız- lar bile bu eğitim kurumundayalnız Müslüman ço- cuklann okutulmasının daha doğru olacağını be- l'rtmişlerdi. Okulun laik niteliği Papa IX.Pius'un, çocukla- pnı bu okula gönderen Katolık ailelerin aforoz edi- leceklerini açıklamasına neden olmuştur. Orto- doks Patriği ile Hahambaşı'nın tepkileri de farklı değildi. Okul söz konusu nitelıiğını tarih boyunca koru- nuştur. Bu önemli ziyaret gününde, yukarıda belirttiğim jerçeklerin bir kez daha anımsanması ziyaretin an- amının da daha iyi anlaşılnasını sağlayacaktır sa- iınm. 3SirmenCacumhuriyet.com.tr Türk müziği ziyafeti! Cuma - Cumartesi Udi Dr. Atilla Ovalı, solist Ayşe Sağyaşar ve Grup Ehl-i Keyf benzersiz bir program sunuyor. Kaçırmayın! elmadağmeyhanesi Rezervasyon. (0212) 24 1 03 2 0 - 2 3 Cumhuriyet Cad Pak Apt 6/C, Elmadağ (Dıvan Oteli yanıj AKP hükümetinin 'içki yasağını' hedefleyen genelgesine işletme sahipleri sert tepki gösteriyor '4. Muratbileyapamadı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanlığı'nın, AKP hüküme- ti tarafından çıkanlan Belediye Yasa- sı'na dayanarak yayunladığı genelge ile içkili mekânlann kentin beili böl- gesuıde toplanmasını istemesi işlet- meler tarafından sert bir dille eleşti- rildı. Kızılay'da faaliyet gösteren içkili iş- letmelerin genelgeye ilişkin görüşle- ri şöyle: Koliba Bar'ın sahibi Mehmet Me- tin: Bu genelge ve hükümetın yaptık- lan insanların ıçkıli yerlere gitmesi- ni engellemeye dönük politikasının bir sonucu. Toptan yasaklamak anaya- saya aykın olduğu için vazgeçirme po- litikası bunlar. Bunda ne kadar başa- nlı olurlar o da şüpheli tabiı. Anka- ra'da "kınnızı sokak" adı altında bir yer olursa gıtmem.Gitmemek için de bütün hukuki yollan denerim. Gü- riiltü ve güvenlik gibi gerekçeler su- dan sebepler. içkili yer açmak olabil- diğince zor. Tamamen kaldırmak için Belediyelereyetki hükümetten ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bazı AKPTi büyükşehir ve ilçe belediyelerinin içkili eğlence yerlerini belirli metkezlerde toplama girişimiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Belediyelere bu konuda tepki yağarken; belediyelerın bu girişimlerinin altında 13 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Belediye Yasası ile bu yasayla değiştirilen Büyükşehir Belediye Yasası yatıyor. Hükümet, 24 Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa Mahkemesi'nin biçım yönünden iptal ettiği Belediye Yasası'nı bazı değişiklikler yâparak yeniden TBMM'ye getırdi. Daha önceki yasadan farklı olarak yasanın "belediyelerin yetkikri ve imtiyaziarr başlıklı maddesıne bir fıkra eklendı. Bu fıkra ile belediyelere "gayri sıhhi işyerleri, eğlence yerleri, halk sağhğı ve çevreye etkisi olan diger işyerierini kentin belirli yerlerinde toplamak" yetkisi verildı. Söz konusu yasa, 13 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girdi. Içişleri Bakanlığı da bu yasaya dayanarak ekim ayında yayunladığı genelge ile "içküı yer bölgelerinin" tespıt edilmesini ve bu tür mekânlann yaşam alanlarından uzak tutulmasını istedi. kılıf buluyorlar. Gürültü ile ilgili ya- sal mevzuatı uyguluyoruz. Eğer bir şey olursa da cezalannı kesiyorlar. Mülkiyeliler Birliği ve Leman Kül- tür'ün İşletme Müdürü Mustafa Ur- kan: Bu hükümetin zihniyeti içkili yerleri tamamen kaparmak. Bunlar hikâyeden sebepler. lçkıye gelen ÖTV vergilerınde de amaç içkiye yasak koymaktı zaten. Dünyannı hıçbır ye- rinde bu kadar vergi alınmıyor. Av - rupa'da kırmızı sokaklar denilen yer- lergenelevlerinolduğuyerlerdir. Bu yerlerin içkiyle hiç ilgisi yok. Kentin bellı bölgesine toplamak gibi bir şey yapabüeceklerini düşünmüyorum. Böyle bir şeyi yapamazlar. Amaç ta- mamen içkıyı yasaklamak. Gölge Bar ve Pub ile Shadow Bar'ın sahibi Mehmet Kölemen: Resmen ideolojik baskı var. Içki satılmasını en- gellemek için her şeyi yapıyorlar. Başbakan diyor ki, "Belediyelerden ruhsat alamayan bana gelsin" Ben Başbakanlık'ın kenanndan geçemi- yorum, yanına nasıl gıdeyim? Böyle komik bir şey olabilir mi? Her yerde örgütleniyorlar. Bu şekilde hareket ederek bizi yok etmek istiyorlar. Kır- mızı sokaklar genelevlerin olduğu yerlerdir. içkiyle alakası yoktur. Sa- karya Caddesı'nin 50 yıllık bir geç- mişi var. Sakarya'dan daha tarihı bir yer olamaz. Bu caddenin kültürü bu. 4. Murat yapamadı, bu hükümet mı yapacak? Kafalarını değiştirsinler. Sadece bunu istiyoruz. N.E.T Piknik Yöneticisi Eren Önat: 4. Murat bu işte başan elde edemediğine göre kimse bu işi zor- la engelleyemez. Engellemek yeri- ne insanlan eğiterek yönlendirmek lazım. Sakarya Caddesi işyerlerinin olduğu bir yer zaten. A\Tupa'da sa- dece burada içilir diye bir sınırlama yok. Sakarya Caddesi'nde toplanmış durumdayız. Ankara'nın en güzel eğlence mekânlan burada. Başka bir yere gitmem. 'ZORUNLU HtZMET' YOLDA 75 üniversite komisyonda kabul edildi ANKARA rivet Bürosu) - TBMM Milli Eğitim Komisyo- nu'nda, 15 T e yeni üni- versite kunılmasına.iliş- kin yasa tasansı kabul edildi. Milli Eğitim Ba- kanı Hüseyin Çefik, mil- letvekillerinden gelen yeni üniversite taleple- rine dikkat çekerek top- lam 25 üniversite plan- landığını, ancak bütçe olanaklannın ilk 15'e yettiğini behrterek 2007 bütçesine de 10 yeni üni- versite kunılmasına iliş- kin ödenek koymayı planladıklannı bildirdi. TBMM Milh Eğitim Komisyonu'nda 15 ye- ni üniversite kurulrna- sma ilişkin tasan bazı üniversitelerin isim de- ğişikliği ve yeni fakül- te ekleyen önergelerle kabul edildi. Tasanya göre yeni üniversitelerin tamamı, mevcut üniver- sitelerden bölünme yo- luyla kuruluyor. Tasan- ya göre kurulması kabul edilen ünıversiteler şöy- le: "Kırşehir Ahi, Kas- tamonu,Düzce, Burdur Mehmet Akif Ersoy, Uşak,Roıe,TddrdağNa- mık Kemal, Erzincan, Aksaray, Giresun, Ço- rumHitit,Yozgat'taBo- zok, Adıyaman, Ordu, Amasya üniversitelerL'' Komisyonda kabul edilen bir başka deği- şiklikle de Ordu, Rize ve Çorum Hitit üni\ersite- lerine bağlı tıp fakülte- si kuruhnası benimsen- di. YÖK Başkanvekili Prof. Dr.AybarErtepı- nar, tasanda yer alan 4 il (Ordu, Tekirdağ, Uşak, Düzce) dışındaki illerde üniversite kurulmasının zamana yayılmasının daha doğru olacağını söyledi. 15 üniversite içinde 4'ünün hiçbir alt- yapısı ohnadığını. 7'si- nin kurulmasının da ay- lar alabileceğini kayde- den Ertepınar, öğretün üyeliği için ilan veril- mesi durumunda çok sa- yıda başvuru olacağına inandığını söyledi. Erte- pınar, "yeni bir yeri ya- pılandırmanın herkesi hevecanlandıracağına" işaret ederek yeni kuru- lan üniversitelere 1 ay- lık süre için geçici rek- tör atanıp, daha sonra başMaran öğretim üye- leri arasuıdan rektör se- çimi yapılması öneri- sinde bulundu. Yeni üniversiteler için 1000 yeni öğretim gö- revlisini yurtdışına gön- dereceklerini kaydeden Çelik, büyük kentlerde öğretim üyesi yığılma- suıı önlemek için dok- torların "zorunlu hiz- meti" gibi bir sistem ge- tirilebileceğini söyledi. CHP'li komisyon üyeleri ise yeni üniver- site kurulrnasına karşı olmadıklannı, ancak bunlann altyapısı hazır- lanmadan, öğretim üye- si koşulu sağlanmadan açılması durumunda "tabela ünrversitesine dönüşecekleri" endişe- sini dile getirdi. CHP'li Berhan Şimşek. Bay- burt'un il olmasıyla sa- dece "kavTnakam" ta- belası yenne 'S'ali tabe- tas" asddığını behrterek "Yeni üniversiteler de böyle sonuç doğurma- sın. Bu da bir hızh tren kazası ohnasın" uyan- sında bulundu. TUNCELI YAŞ üyeleri, öğlen yemeğini Genelkurmay'da yedikten sonra toplu olarak Anrtkabir'i zharet etti. (Fotoğraf: AA) Erdoğan: TSK güvencemiz Yüksek Askeri Şûra toplantısında dört personel TSK'den ihraç edilirken Erdoğan ve Gönül yine karara şerh koydular ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Yüksek Asken Şûra'nın (YAŞ) 2005'teki son toplantısında bölü- cü faaliyetlerle topyekûn mücade- le vurgusu yapılırken Başbakanlık Takip Kurulu'nun (BTK) irtica ile mücadelede yetersiz kaldığına dik- kat çekildi. Her YAŞ toplantısın- da olduğu gibi Başbakan Recep Tayvrç) Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, TSK'den ih- racı kararlaştınlan 4 personelin dosyasına şerh koydular. YAŞ 'ta güvenlik sorunlanna iliş- kin kapsamh değerlendirmeler ya- pıldı. Irak'taki gelişmeler, özellik- le Kerkük'ün statüsünün güvenlik açısından değerlendirildiği toplan- tıda, KDP üderi Mesud Barzani nin ABD ve diğer ülkelere yaptığı zi- yaretlerin sonuçlan da ele alındı. Toplantıda harbe hazırlık ve mo- dernizasyon projeleri konusunda Erdoğan'a brifing verildi. Toplantıda, irticai kesimlerin son dönemde laik sistemi hedef alan faaliyetleri konusunda brifing ve- rüirken alınması gereken önlemler de sıralandı. Toplantıda irtica ile mü- cadele amacıyla oluşturulan BTK'nin işlevsiz durumda olduğu- na dikkat çekildi. Brifingde, BTK'ye yapılan başvuru ve bu bi- rimin yaptığı işlemler, rakamlar ve istatistikleriyle ortaya konulurken kurulun yetersizliğine işaret edil- di. Toplantının terör örgütünün si- yasallaşma çahşmalan doğrultu- sunda uyguladığı yöntemler, bu doğrultuda sivil kesımlerden aldı- ğı destek hakkında tespitler yapıl- dı. Riskli eylemlerden uzak duran örgütün, bölge halkının kendisini dikkate aldığı propagandasının ya- pıldığı belirtılirken bu yaklaşımın kesınlıkle önlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. AB sürecinde ör- gütün şiddet eylemlerinden daha çok bu tür toplumsal "başkaldın provalanna" ağırlık vermeyi he- deflediğı vurgulandı. Iktidarla en çok tartışmah olunan ihraçlar konusu bu YAŞ'ta günde- me gelirken, irticai faaliyetlere ka- hldığı belirlenen 4 personelin TSK ile ilişiğinin kesilmesi kararlaşhnl- dı. thraç nedenleri kanıtlanyla or- taya konulurken hükümet temsil- cileri, Erdoğan ve Gönül, ıktidar- lan süresince gelenek haline getir- dikleri şerh koymayı 4 personelin dosyası için de kullandılar. YAŞ üyeleri öğlen yemeğini Ge- nelkurmay'da yedikten sonra top- lu olarak Anıtkabir'e gıtti. Erdo- ğan. Anıtkabir Özel Defteri'ne "85. kuruluş vüdönümünü geride bn raküğımızCumhurivetimizionur- la ve he>ecanla a>dınlık yannlara hazuiarken TSK'nin engin tecrü- seveüstün kabffiyvtini en bü\1ikgü- vencemiz sayıyoruz" dıye yazdı. Toplantının ardından Cumhur- başkanı .\hmet Necdet Sezer ile eşı Semra Sezer. YAŞ üyeleri ve eşleri onuruna Cankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi. Yemeğe Er- doğan dakatıldı. Sürgünler protesto edildi TUNCELİ (Cumhuri- yet)-Tunceli'de 7'si öğret- men 9 kişinin sürgün edil- mesi tepkılere yol açtı. Kentte toplanan yaklaşık bin kişı protesto gösteri- si yaptı. Tunceli'de Tarım Or- kam-Sen Temsilcisi Atil- la trey Ankara'ya, Yapı Yol-Sen Temsilcisi Ke- nan Korkmaz Karaman'a, KültürSanat-/Sen Tem- silcisi MuratOzkan Kas- tamonu'ya, Eğitim-Sen eski il Temsilcisi Sehna Polat. Eğitim-Sen Şube Sekreteri Vedat Ali ÇeHk Çankın'ya, Eğitim-Sen Mali Sekreteri Hasan HayriKıbç Yozgat'a, Eği- tim- Sen Hukuk Sekrete- ri YaşarYamaç Samsun'a, Pertek Eğıtım-Sen Şube Başkanı Hüseyin Erenler Niğde'ye, eski Eğitim- Sen Mazgirt Ilçe Temsil- cesi Ufuk Unanç Aksa- ray'a sürgün edildi. Karan protesto etmek için Tunceli Belediyesi önünde toplanan yakla- şık bin kişi Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürü- dü. Yeraltı Çarşısı üzerin- de bir araya gelen kitle "Vahistifa", "Baskılar bi- ziyıldıramaz". u \aHşaşır- ma sabnmızı taşırma" sloganlan attı. Grup adı- na basın açıklamasını okuyan Tunceli Eğitim- Sen Şube Başkam Hane- fi PekmezcL, "Bu sürgün- lerin sonımlusu Tunceli vafiskhr. Sürgünler knmı- dır. yıkımdır. zulümdür ve keyfidû-. Demokratik yoDardan hakkunızı ara- yacağızveyargrya başvu- racağız. \ alilik geç olma- dan bu sürgünleri dur- durmahdu-" dedi. Açıklamanın ardından grup yaklaşık 20 dakika oturma eylemi yaptı. IR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Semiha Yıldınm'ın "altkimliküst kimlik" başlığıyla fotoğrafının Hür- riyet gazetesinde yayımlanmasın- dan sonra, yazılanlardan öteye ne söylerim ki diyerek bir yazı yazma- dım. Ancak, Vakit gazetesindeki yo- rumlann ve özellikle Nazlı llıcak'ın, "Ya başı açık olsaydı" değerlendir- mesinin ardından bir şeyler söyle- mek ihtiyacını hissettim. Vakit gazetesi, Hürriyet'teki bu ha- beri Ulaştırma Bakanı'nın, Doğan grubunun bazı ekonomik işlerine engel olduğu gerekçesiyle intikam amacıyla tezgâhladığını yazdı. Or- tada bir çıkar çatışması olduğu için böyle bir haberin servise konuldu- ğunu iddia etti. Nazlı llıcak'ın Bugün gazetesinde- ki değerlendirmesi iseşöyleydi: "Bi- nali Yıldırım'/n eşinin başı açık ol- sa ve ayrı masada yemekyeseydi, acaba 'laikliğin bekçisi' Hürhyet ga- zetesi böyle biryayın yapar mıydı? Bence yapmazdı. Çünkü en sos- ' Ya Başı Açık Olsaydı' yetik toplantılarda bile erkeklerin kendi aralarında konuşmayı tercih edip kadınlardan ayrıldığını biliyo- ruz. Semiha Yıldınm da pekâlâ, iş yemeği içinde yer almakyerine, tek başına yiyip hemen kalkmayı iste- miş olabilir." • • • Hürriyet'in bu haberi ne amaçla manşete çıkardığı tartışmasını bir yana bırakıyorum. Ayrıca bu iddi- aları anlamlı da bulmuyorum. Hür- riyet, bu fotoğrafla önemli bir gaze- tecilik başarısına imza attı. Türki- ye'nin modernleşmeyolculuğu için- de kadının rolü önemli. Türkiye, er- kek egemen bir ülke. Kadınlar top- lumsal yaşamın içinde yer alabil- mek amacıyla büyük bir mücadele veriyorlar. Bu konuda en sorunlu olanla 1 " ise Islamcı kesimin kadınlan. Nazlı llıcak, "Semiha Yıldınm 'ın başı açık olsay- dı Hürhyet'e haber olmazdı" diyor. Evet, doğru söyiüyor. Ancak, bu saptama o fotoğraftaki haber değe- rini, üzücü görüntünün yarattığı ger- çeği ortadan kaldırmıyor. Semiha Yıldınm'ın fotoğrafı, ülkemizin acı gerçeğini yansıtıyor. Bu çarpıcı gö- rüntü, bir bakan eşine ve okumuş bir kadına ait olunca da haber değeri kazanıyor. • • • Hiçbir kadının o şekilde yalnız ba- şına, bir kenara itilmiş gibi yemek ye- mesine razı olmamalıyız. Bu fotoğ- rafı hiçbir gerekçe mazur göstere- mez. Nazlı llıcak da bu görüntüye mazeretaramamalı. Semiha Yıldınm da Binali Yıldınm da belki bir daha böyle bir fotoğraf vermezler. Ancak unutmayalım ki, o fotoğraf hemen her gün yaşanıyor. Çoğunlukla da Is- lamcı kesimlerde. Türkiye, bir modernleşme süreci yaşıyor. Avrupa Birliği bu süreci can- landırıyor ve hızlandırıyor. Islamcı kesimin de bu değişimden etkilen- diğini biliyorum. Nitekim, o çevreden de bu fotoğrafa eleştirileryöneltildi. Bu fotoğraf o çevredeki değişim eği- limini de olumlu yönde etkilemiştir. En azından o çevrenin kadınlan her- kesten daha fazla bu fotoğraftan ders çıkarmışlardır. • • • Türkiye'nin çağdaşlaşması, zorlu ve çatışmalı bir süreçten geçerek ilerliyor. Bu konuda en sorunlu alan- lardan birisi de kadınların özgürlü- ğü. Bu noktada her kesim kendi ge- lişmişlik düzeyine.göre kadın soru- nuna yaklaşıyor. Islamcı kadınlann, erkek egemen Islamcı çevrelerde ne zorlu sorunlar- la karşı karşıya olduğunu, bu çevre- nin kadınlarından defalarca dinle- dim. Bu fotoğraf, o kesimdeki aynm- cı anlayışı çok net bir şekilde yansı- tıyor. Binali Yıldınm, bunun farkında bile olmayabilir. Yahut da ona doğal gibi gelebilir. Gerçek olan ise o fo- toğraftır. Kadın, yalnız ve erkekler- den kendisini korumak için alabildi- ğine örtünmüştür. Günlük yaşamın ancak kenarlanna tutunabilmiştir. • • • Bu gerçeği bilelim ve kabul ede- lim. Değişmesi gerektiği üzerinde bir mutabakat sağlayalım. Ben ka- dın konusundaki bağnazlığın her kesimde yaygın olduğunun tanığı- yım. Ancak bu, Islamcı kesimdeki ge- riliğin daha özel olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu fotoğrafa gerekçe aramaya- lım, değişmesi için çaba sarf edelim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle