19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AFMJK2005CUMA CUMHURİYET SAYFA Bekto-ontk posta: denizsomecunihuriyetcom.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 fiö 17 Cakılmış AmnetMeteApak: rrasada tek başına y m e k yiyen kadın fcoğrafını göriince, aJuma Yasemın Yiçın'ın 'Kakılmış' ti*emesi geldi!" - llk yüz nakli yapılmış... "Ikiyüzlülüğe çare değil!" a •Sokağa düşme yaşı 5'e ınmiş. AKP, bunu da düşürdüm diye övünür! ninareg & AhmetÖnen: = f "Ezan sesinin u rahatlıkla dıyulabilmesi için çft/redeki binalardan yiXsek olması esasına göre ınşa ecilen minare mmarisi: Dubai Ta/vers'a yetiş de gcrelim seni!" Cemaat Suat özbilgı: "Cğretmenler, pdisten dayak yeneden gösteri yaDmak istiyoriarsa, canide toplansınlar. Ne de olsa cemaat olurfar." UÇAN Süpürge ıle ilgili yazılarda bu kuruluşun genel koordinatörü Halime Güner'in görüşlerine de yer vermiştık. Ancak, Halime Güner, gazetemizin imtiyaz sahibı llhan Selçuk'a bir mektup göndermiş. Yazdıklanmızla ılgıli olarak Halime Güner özetle şöyle diyor: "Köprüler Kuruyoruz adını verdiğimiz proje, 81 ılı kapsayan ve ıkı yıldır devam eden bır sosyal çalışma. Denızlı bu projenin 71. iliydi. Toplantıya Atatürkçü Düşünce Derneği'nden gelen bir grup kadın, salonda sohbet sırasında kendilenni tanıttılar. Ben kimseyı tanımıyordum. Gruptaki kadınlardan biri mikrofonu alıp Deniz Som'un bir gün sonra yazacaklarını baştan bıliyormuşçasına aynısını söyledı. Ve ekip olarak salonu terk ettıler. Salondan onların dışında çıkan olmadı. CEDAW Tavsiye Kararlan'nı bizim değil BM CEDAVV Komitesı'nin yazdığını belırtmek ısterim. Halîme GünerOcak 2005'te CEDAVV Komıtesi'ne sunulan CEDAVV Türkiye Gölge Raporu, Uçan Süpürge'nin sekrataryasında hazırlandı. Sunulmak üzere BM Genel Merkezi'ne giden raporda ne etnik sorunlar ne de türban vardı. Uçan Süpürge, bir Alman kuruluşu değildir; Türkiye'de kurulmuştur ve bu ülkenin kadınlan için çalışmalar yapmaktadır. Çıkan haberde, bir Alman kuruluşu olduğumuzun kanıtı olarak Almanya Büyükelçiliği'nin internet sitesi adres gösterildi. Büyükelçilik yaptığı bu hatayı fark etti ve bir yazı gönderdi. Uçan Süpürge, bugüne dek Ankara'da 51 büyükelçilıkle ortak çalışmalar, projeler yaptı, ancak ne rastlantı ki Almanya Büyükelçiliği ile böyle bir işbirliği hiç olmadı. Biz neden kâr amacı gütmeyen bir şirket kurmak ıçın yola çıktık, amacımız neydi, bize kim destek verdi? Bu sorulann yanıtlarını da 1996 yılında Cumhunyet Dergi'de yayınlanan röportajda bulabılirsiniz. Deniz Som hakkımda diyor ki: Ticaret Sicilı gazetesinde yer alan, beş yıl boyunca şirket müdürlüğüne seçilmiş biri olarak bu kuruluşta menkul ve gayrımenkuller alıp satmaya yetkilidir' Bu ifade her şirket sözleşmesinde olmak zorundadır ve bu yeni bir şey değildir. Ama burada bizim için önemli olan, halen Uçan Süpürge'de çalışan çekirdek kadronun, şirketi ilk kuran arkadaşlarımla hiç tanışmamış olmasıdır. Ekibimizden hiç kimse bu şirketin gerçek kurucusunu görmemıştır bile. Bugün Diyarbakır'da faaliyet gösteren Kamer ve Izmir'deki Kazete gibi birçok kuruluşun örnek aldığı bir yapı kurduk bız. Her projemizin ayrı bır danışma kurulu var, kararlan ortak alıyoruz." İzin ^ Akif Kökçe: "Kürdistan'a uçuş izni verilmiş. Uçtu uçtu Güneydoğuuçtu!" SESSİZSEDASIZ(l) . r \CLYEBE leiüıcre K vn Başbakan el cevap verir vni acep? MİZAH yazan arkadaşımız Cihan Demirci, Başbakan RecepTayyip Erdoğan'ın Avustralya ve Yeni Zelanda gezileriyle ilgili olarak duygu ve bazı özel istekleri bizim aracılığımızla iletiyor: "Yerinde duramayan Başbakan'ı, Yeni Zelanda'da 'haka dansı' yaparak karşılasalar bari! Aynca Aborijinlerle ticareti geliştirmekte de yarar var hani! Neyse biz gelelim asıl konuya: Iktıdara geleli üç yıl olmasına rağmen şu ana kadar 100'e yakın yurtdışı gezisi yapan Başbakan'ın 'Türkiye Cumhuriyeti' adlı ülkeyi ne zaman ziyaret edeceğıni merak ediyoruz? Hani şu alt kimlik ülkesi! Hani şu öğretmenini döven, öğretmene kaynak bulamayıp Tony Blair'de bile olmayan özel uçağa kaynak bulabilen şu acayip ülke! Acaba kendisi ülkemize de gelecek mi, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bendeniz merak içindeyim. 2006 gezi programında Türkiye Cumhuriyeti'ne yapacağı bir gezi planlamış mıdır? Başbakan'ın dünya üzerinde yeterince zaman ayırmadığı tek ülkenin 'alt kimlikli' vatandaşlan olarak en azından bunu bilmek istiyoruz. Lütfen bir el-cevap!" Yüksek Yerilim Hattı erdincutku « yahoo.com Onu yapma, bunu yapma! "Kırmızı ışıklar"la dolu yaşamımız. Din Uleması' Üzerine MERİÇ VELİDEDEOĞLLJ On beş gün önceki günde- mi şöyle bir anımsayalım; Ka- sım'ın 15'inde Başbakan Oa- nimarka'da, "Medeniyetter Arası Ittifak: Türkiye'nin Rolv" konulu bir toplantıya katıldı. Toplantı bitiminde AlHM'nin türban hakkında aldığı dalna doğnısu bir üst mahkemenin onayladığı kararia ilgili olarak kend'Sine görüşü sorulunca, Başbakan gerek akşam TV haoe<1erinde gerek ertesi gthkJ tüm basında yer alan şu sczleri söyledi: • •Mahkemenin bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. t»'cz söyleme hakkı 'din ule- rnası nındır. Açarsın o dinin mensubuna, Musevi ise o di- nir mensubuna sorarsın, Hı- ns'jyan ise o dinin mensubu- nascfarsın, bunun dinde ger- çekten emredici bir hükmü ya' PI? Varsa saygı duymak zovndasınız. (...) Ben diyo- run <ı dinde bunun yeri var. Bi: tu alanda mürekkep ya- {adık" - 3u söylemde Başbakan ""an Jİeması"nın, "dinadarn- fa/f"pın hukuksal bir konuda te< vetkili olduğunu açıkça vugjlayıp attını çizmiş, aynca kencisinin de bir "din adamı" olluğuna dikkati çekmiştir; arıkKendi de bu özelliğini -bi- rae üa- övünerek sergilemek- teiir "On uleması" hakkında yjptğı rejim yönünden sakın- cdı 3İan bu açıklama Türki- yt'ös büyük birtepkiye, eleş- tirye neden olunca, Başba- kai adeta sipere yattı, sesini kstı bu konuda konuşmadı; aıcak dört gün sonra Deniz- li"deyaptığı bir konuşma sıra- snda konuya değindi. Ne var ki, üzerinde konuş- tığt artık "din uleması" değil yılnzca "ulema" sözcüğüy- di; ounun da sözlükte "âlirn- te, tilginler" anlamına geldi- ğni. bunu bilmeyenlerin ken- csini eleştirdiğini dolayısıyla "?eia/ef içinde olduklannı" nhstlamış bir biçimde dile ge- ttji "Din uleması "ndan "ule- ra'ya nasıl atlamışsa, söz- lıklerde "ulema" için verilen tnmlan da yine kendine gö- p ailamlayarak "ulema "nın - terdi önerdiği sözlükte yer sar- "sarıklı din adamlan" ya <a 'müderris ve kadılık yo- ıntia olup özel kıyafetleri bu- ıninlar" biçimindeki tanımla- nı ve kullanım örneklerini ömezden gelmiş; yaptığı saptırmayı bile tam hakkıyla ortaya koymaktan kaçmıştır. Bir kez daha yineleyelim; Başbakan'ın Danimarka'da söylediği Avrupa insan Hak- ları Üst Mahkemesi'nin tür- ban hakkında karar verme yetkisinin olmadığıdır; ona göre karan yargı değil, ancak Müslüman "din uleması" ve- rebilir. Oysa AlHM'nin üst yargı ku- rulu iki kat suç işleyerek hem böyle bir karar ortaya koymuş hem de görüşünü belirierken Türk Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ının bu konudaki kararlannı değerlendirmiş, böylece Başbakan'ı müthiş kızdırmıştır. öte yanda Başbakan'ın is- teğini, yani türbanın durumu- nu "din uleması "nın bildirme- si yolunun tam bir şeriat yön- temi olacağını da görmeme olanağı yoktur. Din ulemasının ülkenin bir sorunu hakkında toplanarak ya da tek tek karar bildirmesi "ser/af"ın Kuran ve "ha- dis"ten sonraki yapı taşları olan "icma"ve "içtihat" yön- temlerinin kullanılmasıdır. Nitekim Hürriyet'te Ege Cansen köşesinde bu anım- satmayı yapmış, "içtihat"\ or- taya çıkarmış bile, diyor ki: "AlHM'nin Avrupa ülkeleri- ni bağlayan bu karanndan sonra, bu meselenin çözü- münde sorumluluk, AB üye- si olmak isteyen Türkiye'nin ulemasına düşmektedir. Türk Islam uleması, Islamın özgür dünya için bir tehdit oluştur- madığını hem Müslümanlara hem de diğer insanlara ispat etmelidir. Son söz: İçtihat ceht ister." (19.11.2005) Anlaşılacağı üzere yazar, din ulemasının konu hakkında "içtihaf'ta bulunmasını istiyor, "içtihat" yöntemiyle karar bil- dirmesini öneriyor, "içtihat"\n baş koşulu olan "ceht" yoluy- la yani "şer'i delillerden bir hüküm çıkarmak" için sonsuz çaba gösterilmesini önerip, anımsatıyor din ulemalarına. Bu durum şeriat yöntemle- rinin, dolayısıyla şeriatın gün- deme getirilmesi demek değil midir? Yaşamsal her sorunu bir ya- na bırakıp, "içtihat" ardından - ister istemez- "/cma"tartışma- sına girmek laik Türkiye Cum- huriyeti için uygun mudur? 80 yıl önce bir devrim geçi- rerek laikyönetime kavuşmuş bir ülke için hüzünlü olduğu kadar tehiikeli bir durum. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakio yahoo.com.tr ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARİCI kamilmasaracifc mynet.com HAYAT EPtK TİYATROSU MVSTAFA BÎLGİN hayatepik(g mynet.com NAZAR DESDİ.. COK G£Ç"l*X5NiS" OLSUN! J TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2Arahk ı r \ \ i n ıcıcu.mumtaz-arikan .com RENKLSR V£ SEURAT.. 18S9'M BUGÜN ÜA/LÜ F&AA/SfZ . SÜ- ZEL SANAJLAIS OKULuNU SıriKOİKrEN SÜ&EKU ees/M yAPMAyA KoraiAAt SU 4GAD/4, EUG£A/£ C#£lf&£(/L 'UA/ I/E SUM y OM4 ÇOK ÇStC/Cf 6£LMrŞT7~. SEU/&TT, rı4M*4M£N /CBfitpİ eULUfU OLAAt TEK- NİHL£, BESNİ tCRA DAİRESİ'NDEN TASINMAZIN AÇIK ARTTIRMA ÎLANI Dos>aNo 2003 35 Tal Sabimasma karar venlen taşmmazm c\nsı, nrteh|!. kı\TOetî, adedı. onemh özelhklen Adıyaman ıh. Besnı ılçesı. Pmaıba^ı Mahallesı. Ku\ucak me\kıınde bulunan 665 ada. 1 parsel, 16299.80 m2 j-ûzölçümlûdür .tea üzennde Besra Oıjanıze Sanayı Bolgesı Müdûrlûğû'nün 1018.2400 hıssesı bulunmaktadır. Genye kalan borçluya an hısse 13822400 olup, hısse mıktan 928.38 m2'dır. Bilnkışıkrce aısa değen 46 641 % YTL. uzenndela daha once fabnka oiarak kullaralan ancak şu an atıl dunımda olan 1215 m2 otunm alanına sahıp Ba>Tndırlık ve Iskan Bakanlığı Yapı bınmfi>adanna göre. 1 suuf B arubu yapının deSen 169 984 00 YTL olmak üzere toplam 2a 63 90\TL,makme\'etechızatgrubudegen"300.00 1 >TL,elektnkgrabudeğen30ÛOOYTL bahçeaegen3mMVTLolaraktespnedılımşnr Bon;lu>aartbjssemıktannmtoplamdeğen228.11 "' v ' Saoşşirtian: a aıt hısse mıkîannın toplam değen 228.113.90 YTL 'dır. 1382 2400 hısse bu değer üzennden satışa çıkanlmışor l-Satış20012006günûsaat 1000'dan 10 30'a kadar Besnı ^dlI\esıbınasIö^ûndea^;ıkar^^nasureO>le^^ apıiacaktIr Bu artıiTnadatahnunedılendeferın)-Qzde60'ını\erûçhanlıalacaklılar varsa alacaklan top'amını ve satış gıderleraıı geçmek şam ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çık- mzsa en çok arnranın taahhûdu bakı kalmak şarnyla 30 01 2006 günû Besnı \dlıyesı bınası onunde saat 10 OO'da ıkıncı amrmaya çıkanlacaktır Bu artırmada da rûçhanlı alacaklılann alacağını ve satış gıderlennı geçmesı şartıyla en çok artnrana ıhale olunur 2- .ArBrmaya ısürak edeceklenn. tah- rraı edılen degenn yüzde 20'sı oranında pe\r akçesı ve\a bu mıkur kadar banka temınat mektubunu vermelen lazımdır Sanş peşın para ikdır Alıcı ıstedığınde 10 gûnü geçmemek üzere süre venlebüır Tellalıve resmı. damga \ergısı. tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır Bınkrmş vergıler sanş be- dsınden ödenır 3- Ipotek sahibı alacaklılarla dıger ügılıknn (• ı bu gavTimenku! uzenndekı haklannı özellıkle faız ve gıderlere daır olan ıddıalannı davanağı belgeler ıle on beş gün ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça payiaşmadan hanç bıra- luacabır. 4- Satış bedelı hemen ve>a venlen mühlet ıçınde ûdenmezse lera ve Itlas Kanunu'nun 133 maddesı gereğınce ıhale feshedılır Ikı ıhale arasındakı tarktan ve vüzde 10 faızden alıcı ve kefiilen mesul tutulacak ve hıçbır hukme hacet kalmaksızm kendılennden tahsıl edılecekür 5- Şaraıa- « ılan tarihınden ıtibaren herkesın gorebılmesı ıçın daıre açık olup gıden \ enldıgı takdırde isteyen ahcıya bır omeğ) göndenlebılır 6- Satısa ıştırak edenlenn şartnamevı görmüş v e münderecatmı kabul etmış savnlacaklaa başkaca bılgı aimak ısteyenlenn 2003 35 Tal sayıb dos>r a numarasıyla ridüriûfümûzebasvurmalan ılanolunur 22 11 2OO5(*)llgılılertabınneırtıfakhaklasahıplendedahıldır (•) Adresıtespıtedılemeyenborçluvaışbutaşuımazsanş üanıtebhğolunur» Basın 56685 • BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Kıbrıs Akdeniz'in 3. büyük adası. Türkiye'nin ada deyin- ce aklına gelen tek yer. Mısır'ın, Ortadoğu'nun, Tür- kiye'nin, kaçkının-göçkünün sığındığı kara parçası. Adacık.. ada tarihte de bu gün de hem özgür hem de özgüriük güvencesi en zayıf halkadır. Neticede a- da, adacık. Antik Yunan tarihinde, yani mitolojide Uranos'un oğlu Kronos, babasınm üreme organlannı keser ve Akdeniz'e atar. Köpüklerden Afrodit oluşur, ada- let tanrısı Tenis ona sahip çıkar; giydirir, süsler, bü- yütür. Yani Afrodrt Kıbnslıdır. Yani Kıbrıs güzellik ada- sıdır. Yani Kıbns kimsesizlerin kimsesi, anasızlann anasıdır. Sonralan 1192'de Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü fethedince, Kudüs kralı Lusignan'ı serbest bırakır. Selahaddin'in merhameti Kıbns'ın başına bela olur. Ve Kıbns'ta Lusignan ailesi iki başlı krallık oluşturur. Lefkoşa'da Kıbns Krallığı Magosa'da Kudüs Krallığı şeklinde iki başlı ya- şam başlar. Ta ki 1499'a kadar. Venedıkliler korsanları vasıta- sıyla, bıraz da işın içine para pul kanştınnca Kıbrıs Venedik yönetımine geçer. Ta ki 1570'te Lefkoşa Latin Krallığı'nı, 1571'de de Magosa direnişini Osmanlı orduları tasfıye ede- ne kadar. Ve Kıbns Osmanlı adası olur. 1878'de Os- manlı'nın zor zamanlarında, Rumlara karşı güç bi- riktirmek adına Ingilizlere verilir. 1914-18 arası In- gilizler tümüyle koloni yönetimine geçer ve Osman- lı'yı tasfıye ederler. • • • 1960 sonrası iki toplumlu Kıbrıs Cumhunyeti ku- rulur. Iktidar kavgalan sanki begonvilleri kanla sular. O güzelim ada barışa, kardeşliğe hasret, adalıktan çıkıp ABD'nin, AB'nin üssü ve savaş ring hattı ol- maya başlar. Canlan sıkıldıkça Türkiye ve Yunanis- tan'ı birbirine saldırtr ve gerginlik politikalannı sür- dürür dururlar... Helen mılliyetçiliğı boş durmaz. Köylerde insan boğazlanması, faşist çetelerin saldınlan dayanılmaz hale gelince 1974'te Tün\iye Cumhuriyeti "Ada'ya Çıkarma" yapar. Ondan sonra Kıbrıs tekrar iki baş- lı olur. 1983'te de bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri- yeti ilan edilır. 1974'ten bu yana her yıl 500 milyon dolar nakit para, ciddi bır askeri örgütlenmeyle Kıb- rıs Türkiye'ye yük olmaya başlar. Bunca özveriye, masrafa rağmen ne Isa'ya ne Musa'ya yaranılır. Izolasyon ve abluka, Kıbns'ın kuzeyini derin biryal- nızlığa iter. Türkıye'den başka kimsesi kalmaz. Nihayet 1979'da Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) açılır. Eğitim adası yapmaktır maksat. Ve lyi de olur. Daha sonraları başka ünıversıteler de açıl- maya başlar. Aynca DAÜ ayn bir öneme sahiptir. "Üniversitenin fop/umsa/ kalkmmaya yönelik cid- di görevleri bulunmaktadır. Üniversite, kurumların- da biriktirdiği bilgi ve deneyimlehni topluma aktar- makja görevlidir" şeklinde başlayan anlayışı gereği DAÜ, son dönem Halil Güven rektörlüğünde hem üniversite kürsülerinde bilimsel çalışmada hem de yaşadığı toplumla buluşmada yeni anlayışlar getir- meye, geliştirmeye çalışmaktadır. Yeni ve cılız olmasına rağmen, desteklenmesi ge- reken çalışmalardır. Sürekli eğitim merkezinde gerçekleştirilen 23 fark- lı kurstan 1600 kursiyer faydalandı. DAÜ, TV ara- ctlığıyja Kıbns halkıyla buluşuyor. DAÜ Senatosu hocaları, Magosa'da yapılan 'Izolasyon Kaldırılsın' yürüyüşüne cüppeleriyle ka- tıldtlar. Halkın ve Kıbns'ınsorunlarınailgi duyuyor, bil- gi veriyor, eğitiyor ve barışa katkı sunuyoriar. Yani DAÜ kampustan çıkıyor. Belediyesiyle, ilgili bakan- lıklarla ciddi ilişkiler geliştirerek hocalık, öncülük fonksiyonlannı geliştirmeye çalışıyor. • • • Üniversite, öncelikle eğitim kadrolannı, sonra öğ- rencilerini eğiten kurum olmalıdır. Araştırmalı, bilgi yanştırmalı, bilgi biriktirmeli ve onu da halkıyla ya- şadığı coğrafyayla paylaşarak kalıcı olmalıdır. 70'lerde başlayan üniversitede içe kapanma, özel okullarta birlikte sahaya çıkmaya başladı. Bilimde, sanatta ve sosyal hayatta öncülük-önderlik iddi- alannı gerçekleştirmelerini beklerken, Kıbrıs Türk yönetiminin ve Türkiye Cumhuriyeti yöneticılerinin DAÜ'ye el vermelerini, genç rektörün heyecanını, şevkini kırmadan birlikte adım adım eğitim adası ha- line getırmelerini diliyorum. Kıbnsta yine begonviller, Mısır'ın lotusuyla yan- şır, Kudüs'ün benjaminleri de onlan kıskanır. Kıbns kumar adası değil, yeniden aşk adası haline gelir... [email protected]/Faks: 0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Cılız çocuk. 2/Yurdumuzda kurulmuş yir- mi bir köy ens- titüsünden bi- ri... Ülkemiz 4 sulannda yaşa- yan ve "biz" de denilen mersinbahğı türii. 3/ Bir no- ta... Tokat'ın bir ilçesi. 4/ Doğu Anadolu'da çift sürülürken hep bir ağızdan söylenen tür- kü. 5/ Boğanotundan çlkanlan ve hekimlik- te kullaralan zehirli bir madde. 6/ Ege ve Ak- deniz kıyılanmızdakı 6 küçük koylara verilen ad... Silisyum elemen- tinin simgesi. îlkel benlik. 7/Dağ ya da te- penin alt bölümü... Kemirgen bir ha>-van 8/ Jeneratör. 9/ "A>Tilık ateşten bir — / Nazlı yârdan hiç haber yok" (Türkü)... Tavlada "üç" sayısı... Soy. YUKARTOAN AŞAGIYÂ: 1/ Fas. Cezayır ve Tunus'ta giyilen bir çeşit harmani. 2/ Karakter.. Resmi kayıt defteri. 3/ Radon elementi- nin simgesi... Ölünün ana rahmindeki gibi, dizleri ve başı karna çekilmiş biçimde gömülmesi durumu. 4/ Amerika'dayaşayanyabanöküzü.. Genellikle yakmak için kullanılan iri saman 5/Eskı Mısu"'da ölülerin ko- ruyucusu olan tann . Bir cetvel türü 6/ Şaka. II Yok- sullara parasız yemek yedirilen ya da dağıtılan yer... Zavıye. 8/Birtüryabanmersıni. 9/Manisa ilinde, "ulu- sal park" kapsamına alınmış bir dağ... Yatak, yorgan, kumaş gibi sert olmayan eşyanm sanlıp bağlanması j - la oluşan yük. t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle