19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2ARALIK2005CUM) OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MÜMTAZ S6YSAL Cömfcüş, ^ T O ^ ^ C u m h u r i y e t edebiyatının unu- tulhflif hiÜJiyeVısi Sabahattin Â/i'nin, günü gü- nünej*noan elli dokuz yıl önce, 2 Aralık 1946 ta- rihlitöaftalıkMarko Paşa'da ç/kan bir yazısından alınma:^ " • "Yurdumuza tekraryabancı sermaye gelecek- miş. Gazetelerbu havadisi verirken cümbüş edi- yorlar. Ftesmimakamlarda memleketeyabancı pa- ra girmesini kolaylaştırmaya himmet ediyoriar." "Hele bu sermayebirgelsinmiş, asfaltyollaruza- yıp gidecek, gökleri uçaklar kaplayacak, memle- ket malla dolacak, rnadenler gürül gûrûl işleye- cek, herkes yağ bal içinde yüzecekmiş." "lyiya, kırkseneden beri şuyabancı sermaye- yi defetmek için sarfedilen gayret neydi? Şim- di hatırlıyorum. Daha beş-altıyaşında bir çocuk- tum. Seferberlik baş/amıştı. O zamanın macera- cı hükümeti bu kanlımacerayı haika şirin göster- mekiçin sokaklarda davulzuma çaidmp şöyle ba- ğırtıyordu: 'Kapitülasyonlar kalktı!.. Bütün millet şadoldu!..'" "...Lozan'ın en şereflitarafı, biziyabancıserma- ye köleliğinden kurtarması idi. Arkasından yirmi sene, hep bu yabancı sermayeyi silkip atmaya çalıştık. Mini mini Belçika 'nın tramvayşirketinde- ki sermayesinden kurtulduk diye bayram ettik. Iz- mir su şirketi yabancı sermayeden kurtuldu diye törenyaptık. Havagazını aldık, sevincimizdenzıp- ladık; elektriği kurtardık, gazetelere sütun sütun yazı yazdık." "Bütün bunlann sonu buna mı varacaktı? El açıp davet edecek olduktan sonra, yabancı ser- mayeyine diye düğün bayramla kapı dışan ettik?" "...Bir memleketegiripyerteşenyabancıserma- yeyi çıkarıp atmanın yabancı ordulan sürüp deni- ze dökmekten daha güç olduğunu, biz Osmanlı Imparatoriuğu'nun mirasçılan herkesten iyibiliriz." N e tuhaf, elli dokuz aJtmış yıl önce yazılanları şimdi yinelemek gerekiyor. Şu duruma bakın: Başbakan, parti grubunda, en yüksek kazanç diliminden alınan verginin azaltıl- dığını, Kuaımlar, yani Şirketler Vergisi'nde indirim yapıldığını gururfasöylüyor. Alkışlararasında, göğ- sünü gere gere. Bunlann yatınmları arttınp işsizliği gidermek için yapıldığını söyleyerek. Yüksek gelirden vergi azalınca yabancı serma- ye gelip yatınm yapacak ve işsizlik kalkacakmış. Oysa, aynı değışıklikle, "yatınm teşviki" olarak ver- giîerden yapılan indirim de kaldırılmakta! Bu çeliş- kinin "yabancıpara gelsin de, isterseyatınm yap- masın" demekten başka anlamı olabilir mi? Zaten, olan da bu: Gelen para, ya borsada spekü/atifoyunlara gitmekte ya da kamu malı fabrikaJan, işletmeleri alıp işçi çıkararak hazırkazan- ca konmakta. Yeni yatınm neredeyse sıfır, eski işsizlik azal- mayıp artmakta. Sonra da, neyin ne olduğunu, nelerin döndüğünü bilmeyen kalabalıklarönünde yine böbürlenme, yal- taklanan "matbuafta yine cümbüş. Türk Kimliği ve Siyasal İktidarL O. Doğu SİLAHÇIOĞLÜ S iyasal ıktıdann ışbaşına gelmesın- den bu yana, Türkiye her güne yenı bir tartışmayla başlıyor. Gün geçmiyor kı sıyasaJ yönetıciler toplumda var olan huzursuzluğu arttıracak; mevcut olan sorunlan daha da karmaşık hale getırecek bir söyiemde bulun- masınlar; birdavranış sergıJemesınJer!.. Ölç- meden biçmeden diJe getırilen düşünceler, devlet geleneğiyle bağdaşmayan davranış- lar, sorunlarla dolu yaşanumızı daha da so- runlu hale getıriyor; Türk toplumu süreklı birgerginlik ıçine ıtiliyor. ÖzellikJe "Türk" kimliğine yönelen eylem ve söylemler, yurt- taşlar arasında büyük kaygılara yol açıyor... Türkiye bugün siyasal Islamın pençesine düşmekte olan ülkeler arasında en başta ge- liyor... Bir ideoloji olarak siyasal Islam, *uhı- sal kimlik bilinci"ne karşı olduğundan, mil- liyetsız "ümmet" toplumu yaratmayı amaç- ladığından, Türkiye'nin ulusal kimlığinı he- def alıyor. Bu amaçla, eğitımden ekonomı- ye, sağlıktan iletişime kadar, her ortamda sıs- temli bir faaliyet sürdürülüyor; her fırsat de- ğerlendirilıyor. ("Mfllet MektepJerTnin açılışı ve Ata- türk'ün başögretmenliği kabul tarüu olan v e 1981 'den bu yana "OğreönenlerGünü'' ola- rak kutlanan 24 Kasım'da dahı, okulların duvarlan dinsel içerikli ifadelerle süslenıyor. "Atahjrk"ün öğretmenJere yönelik, "Öğ- reönenler yeni nesil sizierin eseri olaeakûr". "Cumhuriyet sizden, fîkri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesüler ister" gıbı çok anlamlı ve veciz ıfadelen dururken "Hz. Afi"nin "Bana bir keü'me öğretenin 40 yıl kölesi olu- rum" şekiindekı, "köletiğr olağan bir ku- rum gibi gösteren dinsel içerikli ıfadesiyle öğrencilere "siyasaJ fslam" aşısı yapılıyor. Adının önünde "IVIilli" sıfatı olan bır ba- kanlık da her nasılsa bu uygulamaya onay venyor. Siyasal Islam giderek Türkiye'de bütün kaleleri zaptediyor!.. SiyasaJ Islama yakın duran ya da kendini durmak zorunda hisseden bir kısım yöneti- ciler; ulus tümlüğüne, ülke bütünJüğüne yö- nelik girişimler karşısında bılınçli olarak tepkisız kahyorlar ya da sorunlara gösterme- lik çözüm getirme arayışıyla, yenı sorunla- ra yol açıyorlar. Sorunlan ele alırken "ne- den ve sonuç" ilişkisini doğru olarak belir- leyebilecek düşünsel özgürlüğe sahip olma- dıkJanndan, sonradan kendileri de o sorun- larm bir parçası haline geliyorlar. Son ör- nek yine Başbakan'dan... Başbakan, "Tur- IdyeCıtmhumetjvatandaşlıgu üst kimliktir1 ' diyor!.. Başbakan'ın bu söylemıne göre, Türkiye Cumhuriyetı Anayasası 'nın 3. mad- desinde yer alan; "Türkiye Devieti, ülkesi ve milletiyle bolünmez bir bütündür" ıfadesın- dekı ^TürkMflkd" ka\Tamı yok ediliyor, ulu- sun "Türk" kımlıği ortadan kaldınlıyor. Bu ka\Tamın yenne "Türkiye Cumhuriyeti va- tandaşüğı" geçıyor. Devletin temel unsurla- nndan bırı olan "ulus", "vataüdaşlar" şek- lıne dönüşüyor; Tanım bu şekJe dönüşünce, bu ülkedekı yurttaşlann bir kısmı, bu top- raklarda "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşb- ğı" üst kımhğınde, "Türk" alt kimliğıyle yaşamak durumunda kalıyorlar!... "Türk" kimliğı "uJusal Idmlik" olmaktan çıkıyor; "ırksal kimlik" haline getıriliyor... Başbakan için konuşma metınlen hazır- layanlann, bu \e benzeri yanlış \e yanıltıcı ifadeleri metinlere bılmeden koyacak kadar bügi noksanı ıçınde olduklannı kabul et- mek çok zor. Eğer Başbakan'ın bır talıma- tı olmamışsa, bu ıfadelerın gızlı bır el ara- cıuğıyla ve de bır kasıtla bu metınler ıçen- sine yerleştirildiğı düşüncesi zıhınlerde yer ediyor? Yoksa Başbakan, ulusu yok sayan, ümmeti esas alan "Siyasal İslam" ıdeolojı- sinin Türkiye'de ıyıden lyıye kök saunası ıçın mi bu ifadeleri kullanıyor?.. Öyle ya da böyle; bu kaçıncı gaf?.. Baş- bakan, bölücü'aynlıkçı terör örgürünün ve ona destek sağlayan bır kısım yabancı odak- lann sloganı haline gelmış ifadelen kulla- narak Türkiye'yı nereye götürecegını zan- nedıyor; bu ülkenın "bölgesel sonınJarrı ına "ırksal tanımlar" getirerek, daha önce ba- şımıza açtıgı gaileler yetmedı; yine yenı ga- ileler mi açılsın ıstıyor? . Hukukun belırledığı esaslan (de jure), yö- netimce belirlenmış uygulama esaslan ha- line (de facto) dönüştürmek ısteyen Başba- kan, kullandığı bu ıfadelenn, bır gün ulus- lararası zeminlerde karşımıza çıkanlacağı- m, görüşmelerde önümüze konacağını bil- meden mı konuşuyon yoksa bellı bir amaç- la mı bu ifadelen kullanıyor?... Geçmişte de "Türk vatandaşı" yenne "TürJdjefiBk" ka\Tamını ortaya atan Başba- kan. Atatürk'ün "TürldjeCuınhum^i'niku- ran TürkiyehalkuıaTürkMilleti denir" ıfa- desini bilmiyorsa; anayasanın 66. maddesın- de yer alan; •*TürkDevlctine\atandaşükba- ğıile bağiıolan herkesTürktür'' ifadesını de mi bilmıyor?.. Başbakan yıllarca tartışma- ya neden olduğunu bıle bile, Türk ulusunu "bileşan" değil de "alaşım" gibi tanımlayan. zihinlerde aynşma ve parçalanma çağnşımı yarattığı için kamuoyunca reddedilen "Tür- kiye bir mozaiktir" ıfadesıni yeniden gün- deme getirerek ne yapmayı amaçlıyor?.. Bı- ri çıksın da geçmişte Türkeş'in bu söylem karşılığında verdığı ce\abı kendisine ver- sin; gergınliğin boyutlan daha da artsın di- ye mi uğraşıyor?... Ashnda Başbakan'ın, "ulusal" temalı konuşma metinlennı hazır- laması için birilennı görevlendirmesıne hiç gerek yok; açsın "Söylev"i, okusun yeter... Atatürk'ün yazdığı, söyledıği ve imzaladı- ğı bütün belgelen bir araya getıren; "Kur- tuluşSava$ı" ve "CumhuriyetDevriıniff sü- recını yorumsuz şekılde sunan "Atatürk'ün BütünEseıieri"adh yapıtı okusun yeter... O satırlarda, Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu her sorunu yıllar öncesinden göre- bilen bir dâhınin yükselen sesine kulak ver- sin yeter!.. BÖylelikle hem yanlış yapmak- tan kurtulmuş olur hem de doğru yolu bul- muş olur... (Gerçi Türkiye'de. çızgı roman okumak- tan ancak 63 yaşından sonra vakit bulabile- rek "Söylev"ı okuduğunu ö\ünçle söyleye- bilen, Başbakanlık yaptıktan sonra Cum- hurbaşkanlığı'na kadar yükselmiş kışıJer de çıkmıştır!.. Ama bugünün Başbakanı'nın "Söylev''i okumak için daha erken yaşlarda vakıt bulabıuniş olduğu muhakkaktır!..) Türkiye Cumhunyetı'nın \atandaşlanna seslenirken, olur ohnaz her yerde, çok ge- rekliymış gıbı "altkinılikT ' \iirgulaması yap- mak, Türk ulusunu bütünlükten uzaklaştı- ran, yurttaşlarda avnmcılık duygusu yara- tan sözcükler kullanmak yenne, Atatürk'ün ıfadesiyle: "Türk Milleti, kendinin ve memleketinin yüksekmenfaatlan ale\ hineçanşmakisteven bozguncu, aJçak, vatansız, milliyetsiz be>in- sizlerin saçmalamaianndaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara müsamaha edecek bir toplum değildir. Türk milletinin sosyal düzenini bozmaya yönelen didinme- ler boğulmaya mahkûıtıdur._" "DivarbaJar- k, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, tstanbuüu, Trak>alı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlat- lan, hep avıuce\herin damarianduu." demek, Başbakan'a çok mu zor geliyor?.. Yoksa Türk Ulusu'nun bır bütün olduğunu ortaya koyan bu ve benzer ıfadeler, siyasal Islamın "Ulusçulukgüden bizdendeğildir.Esasolan ümmettir" ılkesıyle bağdaşmadığı için mi tercihedılmıyor?.. Ülkesi ve ulusu ıle bolünmez bır bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nde, ulusun "Tûrk" kimlığinı yok ederek Türkiye'yı siyasal Islama teslım etmek ısteyenler, gün gelecek kendılennı bır karanlık çıkmazın içinde bulacaklar ve bir yere varamayacak- lannı er geç anlayacaklardır. O zaman yan- lannda kimse olmayacak, çağdışı karanhk ideolojileriyle bırlikte, yok etmeyi amaçla- dıklan "Türk" kimlığının altında yok ola- caklardır... PENCERE Ust Kimliğimizv 0smanir Olsun! CüneytArcayürek dün köşesinde anımsatıyor; rahmetli Uğur Mumcu ülkede kavak yellerınin estiğı vetoplumun kafayı yediği günlertte vurgulardı: "-TC, Tımarhane Cumhuriyeti demekiir..." Şu günlerde yine tırfatrnış gibiyiz... Sıyaset sahnesinde oyun döndü dolaştı, 'üst kimlik' bulmaya dayandı... Vatandaşın üst kim/iği ne olsun?.. Türk mü?.. Islam mı?.. Öneriyorum: Osmanlı olsun!.. • Zaten Türk oluşumuz şunun şurasında yüzyılı bıleaşmadı... Daha önce de bu köşeye aktarmıştım, 1911 yılında Harbiye öğrencisı Rahmi (Apak) bır cuma tatili günü Tepebaşı'ndakı Selanik Kahvesi'nde Selahattin'e (Yurtoğlu) sorar: "- Sen nesın? - Hanbiye talebesiyim.. - Başka? - Osmanlıyım.. -Başka? - Müslümanım... - Hayır, sen herşeyden önce Türksün!.. - Bilmem.. Şimdilik Osmanlıyım." 1911 'de Osmanlı, üst kimlikti.. Yine üst kimlik olsun!.. Ama bilmem ki bu öneriyi Recep Tayyip beğenir mi?.. Işin ganp bir yanı daha var... Sağda solda, insana kimlığinı sorarlar, bızım Başbakan sık sık yurtdışına çıkıyor... Hangi kimlikle?.. • Acayip bir toplumotefuk, tmarhane cumhuriyetine mı dönüşeceğiz? Bu ülkede ısteyen istedığı yerde, ıstedığı gıbı konuşur; Kürt, Laz, Çerkez, Ermenı, Rum, Arap vb. olmak yasak değil ki... Neyi tartışıyoruz?.. Anlaşıl/yor ki Türk olmak nedeniyle canımız sıkılıyor, başka bir şeyler aranıyoruz, dilimizın altındakı bakla nedır: "- llımlı Islam Devletı ModeliL." Peki, llımlı Islam Devletı Modeli'nde üst kimlik Türk olabilir mi?.. "Olabilemez!.." Gelin pazarfıkta anlaşalım, üst kimliğimiz yine eskısi gibi Osmanlı olsun!.. Hanedandan birirtı yurtdışından getirip hilafeti de ılan ettik mi, gel keyfim gel... Güzei 1 Dûfiık yokrt Mrfiyah ' Miltro»lemcili Ironfrai sistemi ' %93verim Teknolojik • Sfondart uzakfan kumanda • 30.000 (tcal/h lcaposite • Yüksek verrm — Popöler •17.000, 20.000 ve 26.000 (ccal/h kaposite • OS°Ch«sosiyef)i sıcaksukonforu • Elcktronik ateşleme oevımu • LCD Panel • Donma emniyeti ' Kompokt tosonm Akıiiı Emnfyet sistemleriyle üstün güvenlik %9Z verim Elektronifc afeşleme Göcfu ' LCD elcron 1 DûşOk yakıf sarfiyotı ' 20.000 ve 26.000 kal/hkapasife Bu v«Hnv tesûat suymun 50-30 "C çdtşmau dbnımunoa 9«f^«J Rohatma düşkun > ICDponeJ ' 3,2 ff Microfasf üm'tesi ile üsfön sıcak su konforu • 26.000 kcol/h kapasite dostu • 20j000ve26.000ko>IA kapasite • Düşük emisyon değeHeri ile çevre dostu • Diagnostik anzo uyart sislemi I 3W TfTKILI SERVİS MU$TERI I H TlŞIM MfRKEZI 0 İ I M 211 33 33 fucretsiz) ü> DemirDökümwww.demirdokum.com.tr 0MUR BOVU SERVİS GAHANIISI rümıiyr >>»ı ntR KOstsiNf Sf HVIS <G/ SUREKtl rEDEK PARCA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle