Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ARALIK 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SOYLESI
Kanu mali
yöiBtimme veto
• A«NKARA (Cum-
huırçt Bürosu) - Cum-
hurb1
_-.şkanı Ahmet
Neccet Sezer, Kamu
\ialiDenetimi ve
Kont-ol Yasası'nın
2 maidesini veto etti.
Yasala yerel yönetim-
lere'^enel yönetim"
kapsianındaki kamusal
etkinik gösteren ku-
runüur olarak yer ve-
rildiÇîne işaret eden
Seze:. "Yerel yönetım-
lerdeci muhasebe
yetkiilennin nitelikle-
rinınyasaylabelir
lenmssi gerekmekte-
dir" *edi.
Ntektup
kûtîphanede
• AVKARA (Cum-
hurrjet Bürosu) - Lord-
lar Kımarası Başkanı
LordFalconer of Tho-
roton TBMM Başkanı
Büleıt Annç'a gön-
derdizi mektupta "Ma-
viKi.ap"ın 1916 yılın-
da tnşiliz hükümeti ta-
rafincan yayımlandığı-
nı anrnsatarak,"Elbet-
te ki bu, parlamento ta-
rafıncan hazırlandığı
veya :>naylandığı anla-
mını aşımamaktadır.
Ancac bu yazışmanızı
ve sizin mektubunuzu
Lordlar Kamarası Kü-
tüphanesi'ne koyduru-
yonın" yanıtını verdi.
JTIürünlepide
zaniandı
• ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu)-JTI
Tütür. Ürünleri Sanayi
AŞ, s.gara satış fiyat-
Iannayüzde2.2 ile
yikde lOarasındade-
ğişen oranlarda zam
yaptı. JTI'dan yapılan
açıklamaya göre, dü-
zenlemeyle İcısa Camel
sigarasının fiyatı 4.25
YTL,kısa Winston'ın
fiyatı3.20 YTL, kısa
SalenTin fiyatı 4.25
YTL'ye yükseldi.
'Avrasya Nereye Gidiyor? Küreselleşme Çerçevesinde BölgeselEtkileşimler' konulu bir konferansa
katüan Gaydarhn özellikle Türkiye-Rusya işbirliği ve Türkiye'nin AB
y
yle müzakere sürecini konuştuk
'AB üyeliğiniz çokzor'
LEYLA TAVŞANOĞLU
YegorGaydarbırekonomist. Rusya'nın
eski maliye, ekonomik kalkınma bakanla-
nndan ve eski başbakan yardımcısı. Şu
anda Sağ Birlik Eşbaşkanı ve Duma üye-
si.
DEİK Türk-Avrasya Iş Konseyleri tara-
findan tstanbul'da düzenlenen "Avrasya
NereyeGidiyor? KüreseDeşmeÇerçevesin-
de Böigesel Etkileşimfcr" konulu bır kon-
feransa katıldı. Konferans arasında da bir-
likte bir görüşme yaptık. Gaydar'ın özel-
likle Türkiye-Rusya işbirliği ve Türki-
ye'nin AB'yle müzakere süreci bağlamın-
da sözleri çok çarpıcı:
- Bir konuşmamzda hem ABD hem de
AB 'nin zor ortaklar olduğunu söylediniz.
Neden zor olduklannı anlatır mısınız? Siz
Rusya Federasyonu 'nun bir önceki baş-
bakan yardımcısıydınız. Bugün de Du-
ma 'nin bir üyesisiniz. ABD veAB 'yle te-
maslannızdayaşadığınızdeneyimlerini-
zi anlatır mısınız?
GAYDAR - Her ikisiyle de ilişkı kuran
ve görüşen herkes bunu bilir Bakın, ABD
ve AB'nin bizim için önemli iki ortak ol-
duğunu söylemek istiyorum. Bunlar zor or-
tak, deyince sakın müzakerelerde ya da
temaslarda onlarla bir yere vanlamayaca-
ğı ya da onlann bizim düşmanımız olduk-
lannı düşündüğümüz anlaşılmasın. Bunu
söylemek bizi hiçbir yere vardımıaz, önü-
müze yeni ufuklar ya da yenifirsatlaraç-
maz.
ABD süper oüc ama...
ABD'yle zorluk konusunu açayım. ABD
dünya güvenliği açısından çok önemli bir
ülke. Ancak kendi kamuoyu bakımından
da çok içe dönük. ABD'de kamuoyu, is-
tisnalar dışında dünyada nelerin olup bit-
tiğını net olarak anlayabilmış değil. Bunun
yanında bir de işleyen demokrasisi var ki
ABD Başkanı kamuoyunu göz ardı edemi-
yor. Yani başkanı ve demokrasisi olan sü-
per bir güç, ama kamuoyunun büyük bö-
îümü dünyayı okuyamıyor. 0 nedenle de
işler zorlaşryor.
- Peki, ABD 'de bu hep böyle mi oldu,
sizce?
GAYDAR - Bir dönem durum değişti.
tkıncı Dünya Savaşı döneminde Roosevelt
GAYDAR: Din olarak Müslüman
1ığa karşı değilim ama 21
yüzyılın bu iaik dünyasınd
dinin slyasallaşmasının çok
tehlikeli yansımalan ofabili.
"AB'yle temaskr bir anlamda cehennem azabıdır" diyen Yegor Gaydar, "Müzakereler başladığında onlarla baş edebilmenin ne kadar
zor olduğunu esas şimdi işleri nasıl yokuşa sürdüklerini, gerçek sorunlan göreceksiniz" diye konuşuyor. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR)
başkanken kamuoyuna liderliği empoze
edebildi. Bunu yapmak o zaman stratejik
bakımdan çok önemliydi.
Roosevelt savaşa girmek istiyor, ama
Amerikan kamuoyu istemiyordu. Kongre
de kamuoyuyla aynı fikirdeydi.
Sonuç ABD için felaket olabilirdi. Ama
Roosevelt karannı verdi. Sonucu da bili-
yoruz. Bu demek değildir ki bütün başkan-
lar ve ekipleri bunu başarabilir.
ABD'yle ilişki ve müzakerelerde binn-
ci sorun bu.
tkincisi de ABD'nin ekonomik gücü-
nün çok yüksek olması nedeniyle farklı ül-
•kelerin sonınlannı ve ihtiyaçlannı zaman
zaman anlayamaması ve sıklıkla da bu-
nun hatalara yol açması. Size gelip "Şu-
nu şunu yapm" diyebiliyorlar. Ama sizin
gerçeklerinizi bilmeden...
- Yani kendi dış politikalarını ülkele-
re dayatmak mı istiyoriar?
GAYDAR-Aynen öyle. Çok yüksek dü-
zeyli bir Avrupalı yetkiliden dinlemiştim.
Bir dönem önemli bir dış politika konusun-
da Beyaz Saray onlarla istişareler yapmak
istemiş. Kabul etmişler. O dönemın ABD
Dünyada:
Gelişmiş ve zengin ülkelerde uhısal sanayi ürünkri tercih bflinci etkinlikleri tüm bir yıla
yayılmış, etkin bir yurttaşhk bilinciyle halen işlenirken, önemsenirken...
Gelişmiş, zengin ülkeler; kendi sanayilerini (yurttaşına iş, aş diye okuyunuz)
korumak ve kollamak için ardı ardına kararlar alırken...
İlkemizde:
* îşsizler ordumuza her yıl katılan yüzbinlerce yurttaşımıza ve ekomomik krizlerde
işini kaybedenlerimize de iş bulamazken...
* İç ve dış borç miktarımız her geçen gün dağlar gibi büyürken...
* Kalkınma ve zenginlik programı olan "Yerli Mallar ve Tutum Haftası" neden
unutturuluyor?
Yeniden Kalkınma
rekorları ve yeniden
"Türk mucizesi"
için...
Borçlan ve işsizliği değil,
zenginliği, kalkınmayı
konuşan ve gönenci
yaşayan bir TÜRKİYE
için;
www.usiad.net
Dışişleri Bakanı gelmiş. Müzakerelere
oturmuşlar ABD Dışişleri Bakanı daha
karşı tarafa soru sormadan, -Şunu şunuya-
pacaksnuz" demiş.
Ama bu anlattıklanm gerçeklerin bir
kısmı. Bunlar, hep böyle davranıyorlar an-
lamına da gelmez. Ne biz ne de siz her za-
man Amerikalılann istediği gibi davranı-
yoruz.
tşte, bu gibi istekler ABD'yle çalışma-
lan pek de kolaylaştırmıyor.
Esas şlmdi Işlerl
yokuşa sürecekler
- Peki, ya AB'yle?
GAYDAR- AB'yle ilişkiler daha fark-
h birbiçimde zor Evet, ABD'de sistem ol-
dukça karmaşık. Ama kimin karar aldiğı-
nı, kimin sorunlan nasıl çözdüğünü bilir-
siniz. Doğrusunu söylemek gerekirse de
ABD'deki karar alma süreci AB'ye kıyas-
la çok daha basittir.
AB'de ise çok karmaşık. Bir konuda kar-
şınıza AB Komisyonu, öbüründe bir üye
ülke. başka bir konuda Avrupa Konseyi, bir
başka konuda da dönem başkanlığı çıkar
Mekanızma o kadar esnek, o kadar belir-
ginlıkten uzak ki... Size, "Kolay, çözeriz,
ama karar bize değil, üye ülkelere aıt" ya
da -Bizim tabii ki desteğüniz var, ama bir
Brüksel'e sorahnT cevabını alırsımz.
- Yani, AB 'nin siyasetlerinin muğlak-
lık temeline dayandığınt söyleyebilir mi-
yiz?
GAYDAR- Tabii ki. Şimdi siz müzake-
re sürecine başladınız ya, onlarla baş ede-
bilmenin ne kadar zor olduğunu görecek-
siniz.
- Ama biz Türkiye olarak zaten şerbet-
liyiz. Onlarcayıldır zaten onlarla müza-
kere süreci içindeyiz.-
GAYDAR- Evet de şimdi tam üyelik için
müzakere süreci başlatıldı. Esas şimdi, iş-
leri nasıl yokuşa sürdüklerini, gerçek so-
runlan göreceksiniz
Doğu Avrupa'dan yeni AB üyesi bir ül-
kenin eski bır cumhurbaşkanj bana şunla-
n anlattr
"AB'yle temaslar bir anlamda cehen-
nem azabıdır. Ama esas müzakereler baş-
ladığında cehennemi görürsünüz."
'Dinin siyasallaşmasına
kesinlikle karşıyım'
- Peki, sizce müzakereler süreç içinde
bir noktada kesilebilir mi?
GAYDAR - Tabii ki kesilebilir. Ben her
zaman AB'deki dostlanma şunu söyledim:
-TürldyeninABiheliğiçokmantıklıbir
fıkirdir. Keşke gerçekleşse."
Ama Fransa ve Hollanda'daki son refe-
randumlardan sonra açık söylemek gere-
kirse çok, ama çok kuşkuluyum bundan.
- Yani siz AB 'ye kuşkuyla bakanlann
arasında mısınız?
GAYDAR- Yok, öyle değil. Bu deyimın
Avrupa'da kullanılış biçimi AB'nin daha
fazla genişlemesini istemeyenler içindir.
Benim bu konuda söz söyleme gibi bir du-
rumum yok. Karan Avrupalılann kendile-
ri verir. Ama şu anda AB'nin içinde çok
fazla sorun var. Bunlar Türkiye'yle doğ-
rudan da ilgili değil.
- Sizin bir sözünüzü daha hatırlıyo-
rum. "Rusya'yla Türkiye'nin stratejik
ortaklığı çok önemlidir " demiştiniz. Bun-
dan tam olarak neyi kastetmiştiniz?
GAYDAR - Burada kilit soru, Türki-
ye'nin gerçekten AB'ye girip girmeyece-
ği. Öte yandan bu bölgedeRusya ve Tür-
kiye'nin ortak çıkarlan var.
Türkiye AB'ye üye olursa Rusya'nın
Türkiye'yle ilişİcileri, AB'yle de ilişkileri
olacaktır. Yalnız bu noktada bir incelik
var. Türkiye yetkilileri tam üyelik dışında
hiçbir başka statü ya da ikinci sınıf üyelik
kabul etmeyeceklerini beyan ettiler.
- Yani imtiyazlı ortaklık teklifini mi
kastediyorsunuz?
GAYDAR - Evet. Dolayısıyla müzake-
reler sonucunda tam üyelik karan çıkmaz-
sa Türkiye'nin başka bir strateji izleyece-
ği, Türk yetkililerin kendi ağızlanndan
açıklandı
Öte yandan, Rusya için AB üyeliği. önü-
müzdeki onlarca \ıl bile aklımızın ucun-
dan geçiremeyeceğimiz bir şey. Dolayısıy-
la durumu şöyle tahlil etmeye çahşalım:
Rusya ve Türkiye. AB'nin en büyük iki
komşusu. AB bizim ürünlerimiz için en
büyük pazar olacak. İkimizin de AB'ye
göç konusunda aym ınsani sorunlanmız
var. AB'yle ticari müzakerelerde benzer
sorunlarla karşılaşıyoruz. Böylece de güç
birliğiyle daha güçlü oluyoruz.
Bizim dışunızdakı güçler bizi birbirimi-
ze itiyor. Bir de güvenlik konusu var. Rus-
ya da, Türkiye de Orta Asya'nın ıstikra:
nyla yakından ilgileniyor. tkimiz de Orta
Asya'da radikal köktendincılerin egemen
güçler haline gelmelerini istemiyoruz. Tür-
kiye'nin etnik nedenlerle bölgeyle yakın-
lığı var. Rusya ise tarihi nedenlerle bölgey-
le ilgili. Stratejik olarak aynı hedefin pe-
şindeyiz. Biz bölgede istikrara ihtiyaç du-
yayona. 21. yüzyılın sorununun ne ola-
cağı çok açık.
- Nedir bu sorun?
GAYDAR - Tabii ki uluslararası tero-
rizm. Biz de. siz de bu sorunla karşı kar-
şıyayız ve üstesinden gelmek için savaşım
veriyoruz. Ne bizim size, ne sizin bize böy-
le bir sorun çıkarma isteğiniz olduğunu
düşünüyorum. Dolayısıyla bu konuda da
el ele vermeliyiz. Bölge ülkeleri için de en
büyük tehdit uluslararası terorizm. Ortado-
ğu ülkeleri için de öyle. Ortadoğu bölge-
mizin burnunun dibinde. O bölgede tero-
rizm, İran'la Irak arasında olduğu gibi sa-
vaşlar istemiyoruz. Dolayısıyla da ikimi-
zin çıkarlan çok örtüşüyor.
Böyle olunca el ele verip güç birliği ha-
linde ekonomik, siyasal konularda çok ya-
kından istişare ederek ilişkilerimizi güçlen-
direbiliriz. Ne Rusya ne de Türkiye tarih
boyunca birbirleri üzerinde egemenlik kur-
duİar. Evet. sa\aşlarla dolu bır tarihımiz var.
- Türkiye 'nin AB 'yle müzakere süre-
cinden söz etmişken, Ankara 'nin duru-
şunu nasıl görüyorsunuz?
GAYDAR- Ankara şimdi bu işten bir çı-
kış stratejisi izlıyor. Bu kadar koşul artık
yeter. tavn içinde. Bu da Türkiye'nin AB
bağlamında elini güçlendirebilir. Bu ara-
da AB'nin kendi içindeki iç çatışmalar ve
sorunlan da unutmamamız laznn.
- Peki, bu arada siyasi İslamın yükse-
lişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
GAYDAR - Ben bunun çok ciddi oldu-
ğunu düşünüyorum. Din olarak Müslü-
manlığa tabii ki karşı değilim. Alıp vere-
mediğim ne olabilir ki
1
Ama dinin siyasallaşmasına kesinlikle
karşıyım. 21. yüzyılın bu İaik dünyasında
dinin siyasallaşmasının çok tehlikeli yan-
sımalan olabilir
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERtNÇ
Alkışlayan Siz Değil
miydiniz?
Orhan Pamuk davası, Avrupa Birliği'ne (AB)
yönelik yargılarımın daha da pekişmesine yol
açtı.
önce yargılarımı kısaca anımsatmak isterim.
AB (Doğal olarak yönetiminde bulunanlar,
temsilciler, sözcüler) kafalarda oluşturulmuş
şablonlara göre değerlendirme yapma konu-
sunda uzmanlaşmış görüntüsü sergiliyor.
Bu nedenle de, meşhur müktesebatına ay-
kırı olarak zaman zaman ırkçılık, zaman zaman
da aynmcılık yapma hakkına sahip oiduğu inan-
cını gündeme getiriyor.
özellikle de Türkiye söz konusu olduğun-
da...
• • •
Orhan Pamuk (Şu da bir gerçek ki aynı mad-
deden yargılanan tek kişi değil) Türk Ceza Ya-
sası'nın "Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin ku-
rum ve organlarını aşağılama" başlıklı 301 'in-
ci maddesinden yargılanıyor.
Duruşmaları izlemek için AB'den ve Avrupa
Parlamentosu'ndan (AP][temsilciler Istanbul'a
geldiler.
Izlenimlerini açıklarken de Orhan Pamuk'un
yargılanmasına şaşırdıklarını söylediler. Bu ara-
da dünyadan habersiz olduklarının kanıtı sayı-
labilecek biçimde hükümetin ifade özgürlüğü
kapsamındaki yargılamaları durdurmasını iste-
diler.
Onlann şaşırmalarına, onlardan daha çok şa-
şıranlardan biri de benim.
Çünkü Türk Ceza Yasası'nın (TCY) çıkanlma-
sı aşamasını AB'nin nasıl izlediğini ve değer-
lendirdiğini yakından biliyorum.
301 'inci maddenin de içeriğinde yer aldığı
TCY'yi çıkardığı için Türkiye'yi ve siyasal ikti-
darın başansını alkışlayanlar kendileriydi.
Yıllık llerleme raporlarında da bunun bir ba-
şarı olduğunu vurgulayanlar, ardından da mü-
zakere tarihi verilmesinin gerekçeleri arasına ka-
tanlar da yine kendileriydi.
Yasanın, ifade özgürlüğünü sınırlayan mad-
deler de dahil kimi maddelerinin değiştirilme-
si amacıyla yürürlüğünün 2 ay ertelenmesine
kıyameti koparanlar da onlardı.
Oysa Türk Ceza Yasası'nın tasanlaşma ve Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülme sü-
recinde, AB'cilerin aksine, başta Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti (TGC) olmak üzere ifade öz-
gürlüğünün sağlanması için zamana karşı sa-
vaşım verenler vardı.
AB'ciler o dönemde konuya şablonlarından
kurtularak bakmış olsalardı ya da Türkiye'de-
ki temsilcileri, merkezlerini "Siz övüyorsunuz
ama Türkiye de az da olsa tersi söylenip yazı-
lıyor" diye uyarsalardı verdikleri desteğin so-
nuçlarına kendileri şaşırmayacağı gibi bizi de
kendilerine şaşırtmamış olacaklardı.
Olmadı. İfade özgürlüğüne yönelik sınırla-
maların, başka maddelerde de yer aldığı Türk
Ceza Yasası'nın çıkarılmasına verdikleri des-
teğin sonuçlarına şaşırmakla yetinmek duru-
muna düştüler.
Bundan sonra, aynı ya da benzer yanlışlara
düşmeyeceklerine inanmak da zor.
Çünkü, Istanbul seyahatleri kafalardaki şab-
lonları değiştirme niyetinde olmadıklarını da
gösteriyor.
Not: Kimilerine TCY'nin "Yargı görevi yapa-
nı etkileme" başlıklı 277'nci maddesini anım-
satmak gerektiğine de inanıyorum.
oerinc@cumhuriyetcom.tr
Tartıan dosyası Askeri Yargıtay'ıta
• İstanbul Haber Ser\isi - 8 ayı aşkın süredir tu-
tuklu bulunan vicdani retçi Mehmet Tarhan'ın
Askeri Yargıtay'dan dönen davası önceki gün Sı-
vas Askeri Mahkemesi'nde tekrar göruldü. Askeri
Yargıtay'm, eşcinsel olup ohnadığına dair beden-
sel muayenenin gerekirse zorla yaptınlması iste-
mi ile tekrar Sıvas'taki mahkemeye gönderdiği
davada, 4 yıllık ceza karannda ısrar edildi. Böyle-
ce dosya yeniden Askeri Yargıtay'a dönmüş oldu.
Tarhan'm avukatı Suna Coşloın Yargıtay'm boz-
ma karanna uyulmasını isteyerek, "Dava, esas
konu olan vicdani redden uzaklaştınlıp eşcinsel-
lik üzerine yoğunlaştınhnak isteniyor" dedi.
Astsubaym cezası ertetendi
• DhARBAKlR (Cumhumet) - Hakkâri'nin
Şemdinli ilçesine bağlı Ortaklar Köyü Örencik
mezrasında geçen yıl dur ihtarma uymadığı ge-
rekçesiyle öldürülen 19 yaşmdaki çoban Fevzi
Can davasmda mahkeme heyeti Can'ı öldüren
Jandarma Astsubay Murat Şener'i 1 yıl 4 ay ha-
pisle cezalandırdı. Şener'e verilen ceza ertelendi.
Mahkemenin sanığa verdiği cezayı az bulan Can
ailesinin avukatı Zeki Yükserin, Şener'in kasten
adam öldürmek iddiasıyla yargılanması gerektiği
yolunda Yargıtay'a itirazda bulunacağı bildirildi.
PKK terörist listesinde
• ANKARA (AA) - Avustralya hükümeti, terör ör-
gütü PKK'yi, tüm isimleriyle birlikte terörist örgüt-
ler listesine aldı. Avustralya Federal Başsavcısı Phi-
lip Ruddock, PKK'nin, ülkenin terörle mücadele
yasalan kapsamında terör örgütleri listesine alındı-
ğını açıkladı. Bu çerçevede, Avustralya'da, terör ör-
gütü PKK'nin üyesi olmak, örgüte maddi destekte
bulunmak, destekleyici açıklamalar yapmak, örgüt-
le herhangi bir şekilde bağlantılı olmak veya destek
vermek, suç kapsamına alınmış oldu.
Duruşma nedeniyte yasak var
• ESKİŞEHÎR (Cumhuriyet) - Eskişehir Valiliği,
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 12 yaşındaki Uğur
Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın güvenlik
güçlerince öldürühnesiyle ilgili davamn üçüncü
duruşmasının yapılacağı 19 Aralık Pazartesi gü-
nü, muhtemel toplantı, gösteri yürüyüşü, basm
açıklaması ve benzeri faaliyetleri yasakladı. Vali-
likten yapılan yazılı açıklamada yasaklamaya ge-
rekçe olarak duruşma günü herhangi bir müessif
olayın meydâna gelmesini önlemelt gösterildi.