20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2005 PAZARTESİ HABERLER CHP lideri Baykal, bölgedeki ekonomiyi canlandırmanın sorumluluğunun devletin elinde olması gerektiğini söyledi DoğııVla canLanma teşvflde ohııaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Doğu ve Güneydoğiu bölgelerinde eko- nomik canlanma ve yatınm sorununun özel sektörü teşvik ederek çözüleme- yeceğini vurgularke-n "Bugünkü hükü- metin açmazı budur. Biz, bu açmazm aşıhnasını ve devletin o bölgeierimizde yaunmıyla,yeni iş alanlanyia, ehilkad- rolanyla ağırüğını koymasını istiyo- ruz" dedı. Baykal, dûn yaptığı yazılı açıkla- mada, "DoğuveGüneydoğuAııadolu bölgelerinde ekonomiyi canlandırma- nın coğrafı koşullar, doğa ve güvenlik gerekçeteriyle güç olsa da, çok gerekfi ve öncenkK bir konuı olduğunu" kay- detti. Baykal, yoksuJluğu yenecek, ya- şam güçlüklerini, işsizliği ortadan kal- dıracak ciddi hamleler, barajlar, yol- lar yapılabılse, fabrikalar, işyerleri açı- labilse, kapılan açarak dış dünyayla sı- nır üişkileri geliştirilse, ticaret ve tu- rizm canlandınlabilse, bölgede aynş- ma peşine düşenlerin sayısının çok ciddi şekilde azalacağına inandığını kaydetti. Bölgedeki ekonomiyi canlandırma- nın sorumluluğunun devletin elinde olması gerektiğine dıkkat çeken Bay- kal, "AKP iktidan gibi, 'Ben devlet olarak buraya girmem, burada bir şey yapmam. Ozel sektör gelsin' derse- niz, 'Özel sektörü teşvik ederek çöz- düreceğım' dersenizolmaz. Bugünkü hükümetin açmazıbudur. Biz bu açma- zm aşdmasmıve devktin o böigeierimiz- de yaünmryia. yeni iş alanlanyia, ehil kadrolanyla ağuiığuu koymasını isti- yoruz. Bunun çok önemli bir görev ve sorumluhık olduğunu düşünuyoruz. Dünyanın her yerinde de bu böyledir. Ozeflikleri olan yöreiere devletinginne- si lazun ve girer" dedi. Baykal, "Hükümetorayahizmetgö- türmekte çeküıir, devletin bu işlerle U- gjsi yok inadını sürdürürse bir süre sonra terörl 00 milyardolarükfatura- yı çıkanr, getirir önüne koyar" dedi. Baykal, -ihmakilik,inkâratık, aynm- cıhğın birbirini beslediğinin unutulma- masuu" isterken bölgede yaşanan so- runlann başında yatınmsızhğın geldi- ğini yineledi. Baykal: Türklye Cumhurlyetl tek uluslu devlettlr tstanbul Haber Servisi - Kadı- köy Belediyesi tarafından eskı Budak Sineması'nm yerine yap- tınlan Caddebostan Kültür Mer- kezi, CHP Genel Başkam Deniz Baykal, çok sayıda işadamı ve yazann katıldığı bir törenle açıl- dı. Törenin açıhşında konuşan Kadıköy Beledıye Başkanı Sela- mi Oztürk, "Her mahaDeye bir kültür merkezi yapacağız" dedi. Baykal, törende gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın "alt kunnk" ile ilgili söz- lerini anımsatmalan üzerine, Er- doğan'm büyük bir yanlış yaptı- ğını ve bu yanlışta ısrar ettiğinı öne sürdü. Deniz Baykal, şöyle konuştu: "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, kendi miDetinin adı- nı koymakta tereddütiçine girme- melidir. Maalesef bu konuda cid- di bir sıkmüsı okluğu anlaşıhyor. Haibuki bu çok açık, hukuki bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti tek uluslu, tek miDetü bir devlet- tir. MiDetimizin adı Türk milleti- dir. Bu anayasamızda yazıhdır, Türkhe'nin milli mücadele tari- hinde yazÜHÜr." CHP SİNOP MÎLLETVEKİLÎ ATALAY 'Çelik, tih'banlayatıp katsayıyhı kalkyor' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- CHP MYK üyesı, Sinop Milletvekı- li Engin Aİtay, Açıköğ- retim Lisesi Yönetmeli- gi'nde degişiklik ginşi- mine tepki gösterirken "Bakanhğın içinde oklu- ğu yönetnıelik değişikliği hazırhklan şayet gerçek- leşirse Türkiye'de 'orta- öğrehm'in adı 'dıni orta- öğretim' obcakhr" dedi. CHP Genel Başkam De- nizBaykal ıse konuya ılış- kın bır soruyu yanıtlar- ken Millı Eğitim Bakan- lığYnın sorunlan çözmek yerine, ıdeolojik davran- dığım söyledi. Altay, dün yaptığı yazı- lı açıklamada Milli Eği- tım Bakanı Hüseyin Çe- fik" in "türbanla yaüp kat- sayı ile kalknğınr söyle- di. Dünyanınhıçbir ülke- sinde hiçbir eğitim baka- nınm anayasal bir başka kurumun genel kurulun- ca alınmış kararlan hülle yönetmelıklerle delmeye çalışmadığını vurgulayan Altay, şu görüşleri dile getirdı: "AKP iktidan Türki- ye'deki bütün meslek dal- larmm önüne imamhğı» fat olarak eklemekte ka- rarta görünmektedir. Bu ve benzer uygulamalar gösteriyor ki Türkiye'de bazı çevreler, cumhuriyet- çflik yprinp t<famnhgı) mfl- hyetçflik yerine ümmetçi- üği,halkçılık yerinecema- atçfliğL de\ letçiük yerine hUafeti, laiklik yerine şe- riaü ikame etmek arzu- sundadniar." TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi CHP'li MustafaGazalcıda yap- tığı yazılı açıklamada AKP hükümetinin açık liselerin yönetmeliğini değiştırerek eğitimi din- selleştırmeye çalıştığmı, ancak bu uygulamamn yargıdan döneceği görü- şünü savundu. tĞNELl FIRÇA ZAFER TEMOÇlN Yeni yıla sıfırdan başlayın! 18.000 YTL kredi için %0 faizli 24 ay vade ve -^ 10.000 YTL kredi için %0 faizli 24 ay vade avantajı Otomobilinizi srfır kilornetre bir Ford ile değiştirmek veya srfırdan bir Ford sahibi olmak istiyorsanız, yılbaşından önce bir Ford yetkili satıcısına gelin. Focus, Focus C-MAX ve Mondeo'leu-da 18.000 YTL kredi için %0 faizli 24 ay vade; Fiesta ve Fusion'larda ise 10.000 YTL kredi için %0 faizli 24 ay vade avantajından yararianın. Ayrıca, peşin alımlarda cazip indirimler de sizi bekliyor. Aynntılı bilgi için, Ford Direkt Hattı 444 3673 ya da www.ford.com.tr Koç ÎZÜNİDER'I STÖ'LERDESTEKLÎYOR Prof.Aşhn için dayanışma mitingi • Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın kurucusu ve ilk genel başkanı olduğu Doğa Araştırmalan, Sporlan ve Kurtarma Demeği üyeleri ile Tıp Kurumu üyesi bazı doktorlar da yann Aşkın'a destek amacıyla Van'a hareket edecek. ANKARA/tZMİR (Cumhuriyet) - Van 100. Yıl Üniversitesı Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın a destek için bugün Izmir'de "dayanışma mitingi n ger- çekleştirilecek. Tıp Kuru- mu üyesi doktorlar ile Do- ğa Araştırmalan, Sporlan ve Kurtarma Derneği (DASK) üyelen ise Aş- lon'a destek olmak ama- cıyla yann Van'a gidecek. Izmir Üniversiteleri Öğ- retim Elemanlan Derae- ği'nin (IZÜNÎDER) dü- zenlediği etkinliğe, sivil toplum kuruluşlan da des- tek verecek. tZÜNÎDER Yönetım Kurulu Başkanı Acar Savacı, bugün saat 12.30'daCumhuriyetMey- dam'ndakı Atatürk anıtı önünde toplanacaklannı söyledi. Savacı, burada Aş- kın'a yapılan hukuk dışı uygulamayı vurgulayacak- larım ve Aşkın'a destek vereceklennı kaydetti. Et- kinliğe destek verenler ara- sında yer alan Yem Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş da, sivil toplum kuruluşlarmı Cumhuriyet Meydanı'na çağırarak "Bir meslektaşımız, vicdanlan- mıa rahatsız edecekbiçim- de bir hukuk skandanyla yok edilmek isteniyor. Aş- kın ve arkadaşlaruu çete kunnakiddiasnia tutulda- yarak gerçek çetelerini giz- lemeye çaİışryoriar" dedi. DASK'ın kurucusu ve ilk genel başkam olan Aş- kın'a destek vermek için, dernek üyeleri ile Tıp Ku- rumu üyesi bazı doktorlar da yann Van'a hareket ede- cek. Heyette Tıp Kurumu Başkam Dr. Mehmet Alü- nok, Genel Sekreter Dr. AH Rıza Üçer ile DASK Genel Sekreteri Hakan Gö- nendik ve Onursal Üyesı Necmettin Külahçının ya- nı sıra DASK ve Tıp Ku- rumu'ndan üyeleryer ala- cak. Van'a gidiş amaçlanmn hukuk ve yargının bağım- sızlığını etidlemek olmadı- ğım belırten heyet yetkili- leri, "Çünkü biz herkes- ten fazla bu kavramlan sa- vunur ve sahip çıkanz" vurgusunu yaptı. " YücelAşkın'a Mektup Kampanyası Shil tnsiya- tifi"'nin ıse 14 Arauk'ta Van Adlıyesi önünde "bu- luşmama" karan aldığı öğ- renıldı. "Hukukun üstün- lüğuveyargınuıbağunaz- hğj" ilkelerinı ınanarak sür- dürdüklerini vurgulayan grup, bu iki nedenle adli- ye önünde bulunmama ka- ran aldı. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Neden Şimdii? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Avustraiya'dan sesleniyor. "Din üst kimliktir ve birieştiricidir". "De- mokrasi de din de insanlann mutlu olması için araç- tır, amaç insanın mutlu olmasıdır." "Türban birsorvn- dur." Başbakan'ın her konuşmasında "din faktörü"ya doğrudan, ya dolaylı olarak yer alıyor. Başbakan yer- yüzü yaşamının her yönünü din ekseni ile açıklıyor. Insan için doğru olanı din belirliyor, mutlu edici olan dindir, dine uygun olanı yapmak gerekir, türban soru- nunu çözmek gerekir, din eğitimi almış olmak en iyi- sidir... Ülke yöneticileri de bu doğruttuda çalışmalannı hız- landınyorlar. Her yere cami yapma girişimleri yoğun- laşıyor, çocuklan din uygulaması olarak camilere gö- türmek gerekiyor, kadınlar için özel camıler ayırmak, çocuklara özel vaazlar hazırlamak girişimleri başlıyor. Içki içenleri "kırmızıya boyanmış özelalanlara sürmek", belki de ilerde içki içenlerin kollanna bant sararak on- lan beliriemek, başlannı örtmeyenlerin "dinin emirie- rine uymuyor" diye nitelenmesi de sırada olabilir. Ülke, laik yaşam ekseninden uzaklaştınlıyor, din ek- senli yaşam biçimine hem alıştınlıyor hem de zorlanı- yor. Merkezi hükümet de, yerel yönetimler de bu ek- sene göre çalışmalannı hızlandırtyoriar. Göztepe par- kında laik yaşam yanlılan ile dinsel yaşam yanlılan karşı karşıya geliyor. Tehlikeli belirtilerdir bunlar. Demokrasi bu mudur? Bütün bunlara göz yummak, görmezden gelmek, rahatsız olmamak, göz ardı etmek, "Çoğunluk böyle istiyorsa ne yapılır ki" demek demokrasiden yana ol- mak mı sayılıyor? Bu gidişi tehlikeli görmek, ülkenin şeriata koşar adım götürüldüğünü düşünmeyi "paranoya" saymak, etnik köken milliyetçiliği ile ülkenin bölünmesine kar- şı çıkmayı "modası geçmiş ulusçuluk" olarak mı gör- mek gerekiyor? Hasan Cemal böyle mi düşünüyor, böyle mi görü- yor? Hasan Cemal, çağdaş uygarlık yolundan aynlıp da ortaçağa götürülmek istenen bu ülkenin böyle sürük- lenişine demokrasi mi diyor? Ben Hasan Cemal'le uzun yıllar biriikte çalıştım. Cumhuriyet'te uzun yıllar biriikte olduk. Kendisini uy- gar, çağdaş bir ınsan olarak tanıdım. Bu arada, benim de Cumhunyet gazetesınde birya- zı yanşmasını kazanışımdan sonra yazıişleri müdürü Ziya Nebioğlu'nun önensiyle burada yazmaya baş- layışımın tarihi 1966'dır. Genel Yayın Müdürü Ecvet Güresin, öteki yazıişleri müdürü Erol Dallı idi. 2006 yılında, Cumhuriyet'te yazılanmın çıkmasının 40. yılı olacak. Onun için de söz hakkım var. Hasan Cemal bu gazeteden aynlmış olabilir, llhan Selçuk için kırgınlık, kızgınlık ya da başka duygular da duyabilir. Ama ülkenin bu gidışine gözlenni kapa- tamaz. Eğer kaparsa çok büyük bir yanlış yapmış olur. llhan Selçuk, bu ülkenin elli yıllık kültürüne, polrti- kasına, sanatına, tarihine damgasını vurmuş bir kişi- liktir. Onu yalnız Cumhuriyet ile de tanımlayamazsı- nız. 0, bu toplumun işaret feneridir, yol aynmlannın şaşmaz kilit taşıdır. llhan Selçuk hoşgörülüdür ama ödün vermez. Bu ikisini birbirinden ayırmayı bilmıştir. llhan Selçuk, gazetede çok renkliliği, farklı görüş- leri yaşatır (ki kimi zaman biz onunla aynı görüşü pay- laşmayız). Ama llhan Selçuk, şu üç konuda kesin karariıdır ve ödün vermez: 1. Atatürk Cumhuriyeti, laiklik, bağımsızlık, çağdaş- lık, akılcılık üzerine kurulmuştur ve öyle kalmalıdır. . 2. Insandan, emekten yana bir tavıralınmalıdır. Olay- lann bulanıklığı içinde berrak bir yolun aydınlığında yü- rünmelidir 3. Yaşamı doğaılayan ilkeler üzerinde birleşen güç- lerin ortak enerjisine önem verilmelidir. Insanlan severim, ama gerçekleri daha çok seve- rim. Şimdi, AKP erken seçim hazıriığında. Çünkü geçen zamanın kendileri hesabına çalışmadığını biliyorlar. Siyasal muhalefet beklenen etkinliğı yaratamıyor. Cum- huriyet gazetesi ise çok etkin bir muhalefet yapıyor. Ülkenin bugünkü durumunda yıllar öncesinin hesap- lannı görmeye çalışmanın sırası mı acaba? Belki de tam sırasıdır, kim bilir?.. e-mail: erdalatak(« superonline.com erdalatakagmail.com www.erdalatabek.com IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislardcumhuriyeLcom.tr Mango, Arif Damar ve Tiyatro Geçen hafta, birsergigezdim, iki oyun izledim ve de Arif Damar 80 yaşına bastı. Bir pazar sabahı, bu konudaki izlenimlerimi, duygulanmı sizlerle paylaşmak niyetindeyim. • • • Yüzyıl önce Istanbul'da insanlar nasıl yaşarlardı; nasıl eğlenir, nasıl dolaşırlardı? Tepeler, evler, sokak- lar nasıldı? Bunlan hepimiz merak ederiz. Kitaplardaki tasvirlerden bu merakımızı gidermeye çalışırız. Gö- rüntü olarak o günlerden çok az şey kaldığını biliyoruz. Islamda resim günah sayıldığı için o döneme ait resimler daha çok Müslüman olmayan sanatçılardan kalmıştır. Dolmabahçe Sarayı'nın muhteşem muayede salonunda bir Italyan ressamın Istanbul tablolan- nın yer aldığı sergi ilgi çekmez mi? • • • Leonardo de Mango, 1930 yı- lında kimsesiz ve parasız pulsuz olarak 87 yaşında Istanbul'da öldü- ğünde ardında çok sayıda tablo bı- rakmıştı. Şimdi bu tabloların çoğu Istanbullu sanatseverlerin duvaria- nnı süslüyor. De Mango, ilginç biryaşamöykü- sünün kahramanıydı. 1843 yılında Italya'nın Bisceglie kentindedünya- ya geldi, 19 yaşına kadar desen alanındaki özel yeteneğiyle kendi- ni yetiştirdi. Napoli'de Güzel Sa- natlar Akademisi'nde sekiz yıl resim eğitimi aldı. 1874 yılında Ortadoğu serüveni başladı. önce Suriye'ye girti, 9 yıl orada kaldı. Şam, Beyrut ve ardından Kahi- re'de yaşadı, oralarda resimler yap- tı. 1883 yılında ise yaşamının sonu- na kadar kalacağı kente, Istanbul'a geldi. Tam 47 yıl Istanbul'da resim ya- parak yaşadı. Tek başına yaşamını sürdürdü, gururlu, sert ve kibirli bir kişiliğe sahipti. Son yıllannı maddi sıkıntılar içinde geçirdi. Istanbul'da beş bin kadar yağlıboya, suluboya ve desen çalışması yaptığı sanılıyor. Tabloların önünde durup eski Is- tanbul'u seyrettim. t . • • • Arif Damar 80 yaşında Arif Damar şair. "Devlet sanatçı- lığını kabul eder miydiniz" sorusu- na şöyle cevap veriyordu: "Hayır efendim. Devletle benim ne ilgim olur. Devletten her zaman kaçtım ben, kabul etmem. Kapitalist sis- temi ve onu sürdüren devleti niye kabul edeyim? Sosyalist bir devlet olsa da yine aykm olurum. Çünkü onlar da yanlışlar yapabilir." Arif Damar bizden önceki kuşa- ğın devrimcilerindendi, sosyalistle- rindendi. 26 yaşında hapse girmiş, iki yıl tırtuklu kaldıktan sonra bera- at etmişti. Onun kuşağından diren- meyi, kavgayı öğrendik. Arif Damar şimdi 80 yaşında, "Bir Marksistsi- niz, AB'ye karşı mısınız" sorusunu şöyle cevaplıyor: "Hayır değilim. Çünkü devrimciler, demokratlar bu memlekette hep ezildiler. Yani dü- şünce özgürtüğünü getirmek için demokratlann, aydınlann gücü yok. Ancak Avrupa Birliği'ne girilirse güç elde edilebilir. Hâlâ bir rektör tutuklu..." Sen çok yaşa Arif Ağabey... • • • İki oyun Semaver Kujnpanya, Istanbul 'un Kocamustafapaşa semtinde, Işıl Kasapoğlu önderiiğinde bir tiyat- ro okuluna dönüştü. "Süleyman ve öbürsüler", Semaver Kumpanya'nm son oyunu. Bir eve giren kundak- çılaria ev ahalisi arastndaki ilişkiyi an- latan oyun, Max Frisch'in "BayBi- edermann ve Kundakçılar" adlı ese- rinden Yavuz Pekman tarafından uyarianmış. Ayşerûl Şamlıoğlu'nun yönetiminde ve Can Atilla'nın mü- zikleriyle sahnelenen oyun, dina- mik havasını Cihan Yöntem'in ha- reket düzeniyle kazanmış. Bol oyun- culu, müzikli, danslı, "dinamik" bir komedi, "Süleyman ve öbürsüler." Semaver Kumpanya'nm genç ve başanlı oyuncu kadrosu bu oyun- la bir kez daha başansını kanıtlıyor. Süleyman rolünde Sarp Aydınoğ- lu, Mürvet rolünde Akasya Asil- türkmen, "Mervanım" rolündeÖz- lem Durmaz. "Ayraç Hanım" rolün- de Emel Çölgeçen ve "Şirzat" ro- lünde Serkan Keskin çok başan- lı. Ekibi kırtluyorum. • • • Akbank Sanat Merkezi'nde de iki deneyimli oyuncunun gösterisini iz- teyebilirsiniz. David Mammet'in "Ordek Muhabbetleh"', iki yaşlı ada- mın 14 gün boyunca bir parkta bu- luşmasından, bir bankta oturup kah- ve içip gölü seyrederken yaşam ölüm hakkında konuşmalarından oluşuyor. Tabii göldeki ördekler ve onların öykülerinden başlıyor mu- habbetler. Işıl Kasapoğlu'nun sahneye koy- duğu oyunda, usta oyuncular Cü- neyt Türel ve Köksal Engür baş- rolleri paylaşıyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle