Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2005 PA
HABERLER
AŞKIN'IN TUTUKLANMASI
RektöHer
düşündüiderini
söylerler
• Hiçbir üniversite rektörünün herhangi
bir konuda fikrini birilerine. hele hele
üniversite dışından birine, fısıldayacak
ama bunu açıkça söyleraekten
çekinecek kadar aJçakça bir tavır içine
girebileceğine inanmak istemiyorum.
CELAL ŞENGÖR
Milüyet başyazan TahaAkyolBey 'ın 4 Ka-
sım 2005 tarihli köşe yazısında YÖK'ün
Van'da okuduğu bıldinnin "içlerîııe sinme-
diguu" fısıldayan. ama bunu açıkça beyan-
dan çekinen rektörler olduğu yazılmış. Ben
hiçbir üniversite rektörünün herhangi bir
konuda fikrini binlerine, hele hele üniver-
site dışından binne. fısıldayacak ama bunu
açıkça söylemekten çekinecek kadar alçak-
ça bir tavır içine girebileceğine inanmak is-
temiyorum. Ortadaki konu üniversıtenin
Türkiye'deki bekasını etkileyecek kadar
önemlidir. Türkıye üniversitelerinden biri-
nın rektörü yaka paça hapse atılmıştır. Bir
hukukçu olan Sayın YÖK Başkanı, televiz-
yonlara çıkıp bunun yasal usuIJere uymadan
yapıldığını, hukuken gereksız olduğunu ve
yapılan hareketin Cumhuriyete yönelik sal-
dınnın bırparçası oldugunu ıma etmıştir. Bun-
lann birmanevi baskı altında dile gelen ıfa-
deler olduğunun söylenmesi, vanidoğruol-
madıJdannın iması, aynen doğru değilse, o
bildınye katılaniann kişılik ve dürüstlükle-
nne açık btr hakarettir. Bu nedenle, Taha
Bey "ın yazısuıa konu olanlann, o yazıda ya-
zılanlar hakkındaki fikırlerini açık açık söy-
lemeleri, bulunduklan makamlar ve kişilik-
len gereğı mutiaJc lazımdır ki herhangi bir
yanlış anlaşılma bertaraf edilsin.
Vanda olanJar Atatürk Cumhuriyeti'ne
karşı dinci bir başkaldınnın provası değil-
lerse nedirler? tş, AKP hükümeti başbaka-
mnın ve bazı bakanlannın ifade ettikleri gi-
bı basit bir hukuk mevzuu olsaydı, Van'a gi-
den rektörlenn araçlan tekbir getiren gü-
ruhlann salduısına uğrar mıydı? Tekbir ge-
tiren güruhlann sorunlan Van Üniversitesi
ve Van Cumhuriyet Savcılığı arasındaki bir
konuyla ilişkili olsa, bunu gelen rektörlenn
üzerine tekbir getirerek saJdırmak sureriy-
le mı ifade ederlerdi?
Bu hareket hukuki bir konuya taraf olan
uygar ınsarüann mı, yoksa Menemen 'de Kıı-
bilay'ın aziz başını gövdesinden koparan
vahşılenn mi davTanışına daha yakındır?
Taha Beyin yazısında ismi anıünayan rek-
törler. bu davranışa karşı olaınan beyanna-
meyı içlerine sindirememiş olabilirler mi?
Olsalar bıle bunu kimden çekinerek söyle-
meyeceklerdir? Böyle bir da\Tanış en aşa-
ğı birkarakter düzeyini göstermez mi? Han-
gi üniversitemiz bu düzeyde birkarakteri ken-
dini yönetsin diye seçer? Hangi YÖK böy-
le bir zavallıyı devletin en yüksek makamı-
na onay içın arzetmeyi içine sindirebılir?
Hangi cumhurbaşkanının elı böyle bır rezi-
lı onaylamaya gider?
Hiç kuşkusuz. Taha Bey'in yazısına isten-
meden olabilecek yanlış anJamalar kanş-
mıştır. Ama bildirinin nıhuna aykın düşe-
bilecek tek bir rektörümüzün olabileceğjni
düşünmek bile istemiyorum. Eğer Taha
Bey'in yazısına gerçekten de, sandığım gi-
bı, yanlış anJamalar kanşmışsa, bunJann,
hem üniversitenin hem de sayın rektörlen-
mizın karakterleri üzerindeki en küçücük
bir şüphe bulurunu ortadan kaldıracak şekil-
de behemahal ya bizzatrektörlerimiz, ya da
YÖK Başkanı marifetiyle halkımıza duyu-
rulması şarrtır. Ortada bahis konusu olan
şey, üniversitenin. hatta ülkenin bekasıdır.
Bu son derece ağır bir sorumJuluktur, Bu-
na uygun davranmak yalnız rektörlerimı-
zın, yalnız YÖK'ün, yalnız gazetecilerimi-
zin değil, hepimizin en önemli görevidir.
ERDİL: DAHA EKONOMtK
Köprüye 'kat
çıkalım' önetisi
İSTANBUL (AA) - Asma köprüler konu-
sunda uzman Yüksek Mimar Mühendis Or-
han Erdil Boğaziçi ve Farih Suitan Mehmet
(FSM) köprülerine "kat çıkaüm" önerisin-
de bulundu. Boğaziçi Köprüsü inşa ediJdiği
dönemde köprü uzmanı ABD'li Amman
Whıtney şirketinin Ortadoğu temsilcisi olan
Erdil. Boğaziçi Köprüsü'nün mimannın In-
giüz Freeman Fox fırması oldugunu ve bu fir-
manın köprüleri özellikle tek katlı projelen-
dirdiğini anlatttt. Erdil, her yeni köprü için
tekrar tekraraynı projeyi uyguladığını. böy-
lece yeni köprüler yaptığını savundu.
Daha ekonomik olması açısından Istan-
bul'daki Boğaziçi ve FSM köprülerine ikin-
ci katasılmasını öneren ErdiJ, köprülere ikin-
ci katın mevcut yolun altına asılması gerek-
tiğini, ancak gerek Boğaziçi, gerekse FSM
köprülerinin denizden yüksekliği minimum
yapıldığı için ikinci katlann mevcut yolun aJ-
tına asılamayacağını söyledi. Erdil, bu ne-
denle her iki köprüye de mevcut yolun üstü-
ne 2. katın asılabileceğini belirtti.
Erdoğan'ın suçladığı üniversite ile ilgili iddialan araştıran komisyon eski öğretim görevlilerini dinlec
ihedef 19MayısTUREYKOSE
ANKARA -19 Mayıs Cniversite-
si 'ndeki kadrolaşma ve kamu kay-
nakJannın amaç dışı kullarumı sav-
lannı araştırmak üzere kurulan ko-
misyon "şikâyetçi" akademısyenle-
n dinlerken zaman zaman gerginlik-
ler yaşandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın ideolojik gerekçelerle 80 aka-
demisyenin işine son verildiğini öne
sürdüğü 19 Mayıs Üniversıtesi,
AKP'nin yeni hedefi oldu. AKP'lı-
lerin önergesi üzerine kurulan araş-
• Başbakan Erdoğan'ın ideolojik gerekçelerle 80 akademisyenin işine son verildiğini öne sürdüğü
19 Mayıs Üniversıtesi, AKP'nin yeni hedefi oldu. AKP"lilerin önergesi üzerine kurulan araştırma
komisyonunda şikâyetçi akademisyenler dinJenirken zaman zaman CHP'lilerle gerginlikler yaşandı.
tırmakomisyonu bugüne dek üni\ er-
site ile iJişiği kesilen bazı eski öğre-
tim görevliJerini dinJedı. Komisyon,
önümüzdeki günlerde Rektör Prof.
Dr. FeritBernayı da dınJeyecek.
Komisyona bilgi veren 19 Mayıs
Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Osman Yeşö-
dağ'ın rektör seçimiyle ilgili sözle-
ri tutanaklara şöyle yansıdı:
"Benim eski rektör Osman Ça-
kır'ın adanu olduğum kulisIerL Os-
man Çakır, bUhorsunuz. bu türban
olaylan ve birtakını faaliyetleri nede-
niy le 28 Şubat nedeniy le biraz göz-
den düşmüş durumdaydı ve seçim-
de çok yüksek oy almasına rağmen
şimdiki rektör iiçüncü sıradaydı ve
Cumhurbaşkanı tarafindan atandı.
Osman Çakır290 küsuroyakb. hdn-
ci sırada Süleyman Çelik >ardı, o da
75 civannda oy aldı. Şimdiki rektör
71 oy aldı, iiçüncü sıradan atandı. O
zaman konjonkrür öylej di 28 Şu-
bat'uı hemen arifesh di. Bu türban
olaylan fılan başlanuşb. Ye onun et-
kisrvle konjonkrürü de arkasuıa aia-
rak atandt (...) Dr. Ferit Bernaj, 70
oyu artûrmak için kadrolaşma fa-
alivetine başJadı."
Osman Yeşildağ üniversitedeki
durumla ilgili bazı görüşlerini akta-
nrken bazı emekli öğretim üyeleri-
Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, üniversitenin siyasi olarak ele alınamayacağmı vurguladı
'la gurıır duyuyonım
9
FERAT KOZOK
A.NKARA- Eski YÖK
Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, tutuklanan Yü-
züncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Yücel
Aşkm'ın "üniversitedeci-
rit atan şeriatçılantemiz-
ledjgjni" söyledi.
Eski YÖK Başkanı Ke-
mal Gürüz, Van Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın
tutuklanma sürecıyle il-
gili Cumhuriyefe değer-
lendirmelerde bulundu.
Aşkın'la aynı zamanda ar-
kadaş olduklaruu belir-
ten Gürüz, "Sayın Aşkm,
Cumburiyet'in temel il-
kelerine, örfiine, âdetine.
demokrashe,fcuk.demok-
ratik hukuk devietine yü-
rekten bağn bir yönetici-
dir" dedı.
Prof. Dr. Aşkm'ın gö-
reve geldikten sonra üni-
versitede "cirit atan"
Cumhunyet karşıtı, kök-
tendinci ve bölücü akım-
lan temizlediğini anlatan
Gürüz, "Yücel, universi-
te\i gerçek bir Cumhuri-
yet üniversitesi haüne ge-
tirmiştir. Kendisinin ar-
kadaşı olmaktan gunır
duyuyonım ve kendimi
ona karşı borçlu hissedi-
yonnn" dedi
Prof Dr. Aşkın hakkın-
daki suçlamalann hiçbi-
rine "inanmadığmı" vur-
gulayan Gürüz, YÖK Ya-
sası 'na göre, Cumhuriyet
savcılaruun ancak belirlı
koşullann oluşması du-
-nımuııda YÖK'leu öuce'
• Başkanlığı
döneminde AKP
hükümetine "Sizinie
diyaloğa girmem,
çünkü dünyaya
bakışımız taban
tabanazıt" dediğini
anımsatan Gürüz,
bugün yaşananlann
kendisini haklı
çıkardığını söyledi.
YÖK Başkanı olarak gö-
revebaşladığıl995'teilk
üzerine gittiği konuJardan
birinin Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi 'nde yaşanan-
lar oldugunu belirten Gü-
rüz, "Yfcn Cnivçrsitesi ma-
alesefgeçmişteCumhuri-
yet karşıtı köktendinci ve
bölücüakmıtann kendüıe
bedefseçtiğiüniversiteler-
den biriydi" dıye konuş-
tu. Üniversitede daha ön-
ceki dönemde türban yü-
rüyüşüne katılan ögretım
üyelerinin bulunduğunu
anımsatan Gürüz. şunla-
n kaydetti:
"Bu memlekette Ata-
türk vesflah arkadaşlanol-
masaydıcamilerden ezan
sesi mi dmiılurdn, Türk
bayrağı mı, yoksa başka
bir bavTakmı ohırdu, adı-
mız Türkçe mi olurdu?
Ayıpar, a\ıp. İmanıAttah
çarpar. Türkiye bir yerie-
re götürülmek isteniyor.
Yücel ona karşı çıkan bi-
rrydL Ben deona sa>gı du-
yuyonım. Hepimizin >ar-
gı>a sonsuz saygnnız var
ama hata yapümaz diye
birşey yofc"
Kendisınin AKP hükü-
merinin göreve gelmesi-
nın ardından hükümete
yönelik "Sizinie diyalo-
ğa girmem,çünkü dünya-
ya bakışımız taban taba-
nazrt" şeklmde beyanat-
larda bulunduğunu anım-
satan Gürüz, "Ben niyet-
lerinin ne oldugunu bili-
yordum. Üniversitenin si-
yasiolarakelealınanıaya-
cagın
BavTamın son günü vakınlannj görmekisteyenler suurda uzun kuyruklar oluşturdu. (ARİF FARAÇ)
Sınırda bayramyoğunluğu
Türkiye-Suriyesınınndayine sevinç vardı Telörgülerin ayırdığı aileler
özlem giderdi. Bir sonraki bayramda tekrargöriişmek üzeresözleşildi
Yiırt Haberleri Servisi - Türki-
ye-Sunye sınınndakı Nusaybın,
Ceylanpınar ve Karkamış sırur
kapılannda dün de bayramlaşma
coşlaısu yaşandı.
Mardın'in Nusaybin ilçesinde
çok sayıda yurttaş, Suriye'deki
yakmJannı görmek amacıyla sı-
rur kapısından geçış yaptı. Nu-
saybin Kaymakamı Ersin Emi-
rogiu ıle dığer yetkiliier de bay-
ramlaşma zıyaretinde bulunmak
amacıyla Kamışlf ya geçtı.
Emiroğlu ve berabenndekıler,
Kamışlı Kaymakamı AJbay Talat
Selem ve öteki yetkililerin bavTa-
mını kutiadı. İki üüce arasındaki
dostluk ilişkilerinin bayramlaş-
malarla daha da güçlendiğini be-
ürten Talat Selem, Türkiye ve Su-
riye halkırun çok eskiden ben ai-
le bağlan oldugunu söyledi. Se-
fetmedik. Bizim yapnğunız, aile-
ler arasındaki aile baglannın da-
ha da güçlenmesini sağlamak. İle-
ride çok daha kapsamlı bir ilişki
olmasuıı dühoruz" dedi
Nusaybın Ka_vmakarru Emiroğ-
lu da ıkı ülkenin yıllardır kardeş
oldugunu \oirgula\arak "BajTaro-
lar, aramızdaki kardeşlik bağının
daha da sıkılaşmasını sağnyor"
dıye konuştu îki ılçe kaymakam-
lıklan arasında imzalanan proto-
kol kapsamında, 5 bın kışı. Suri-
ye'ye giderek yakınJannın bay-
ramını kutiadı.
Şanlıurfa"nın CeyJanpınar il-
çesinden de. sınır ötesı bayram-
laşma uygulaması kapsamında
çok sayıda yurttaş Suriye'ye git-
ti. Ceylanpınar'ın Cumhuriyet
Caddesi'nde oluşturulan toplan-
ma merkezine gelen, Suriye'nin
nar Kaymakamı Musa Uslan ve
diğer yetkılilenn bayramını kut-
layaraik çıçek verdiler. Türkiye
ile Sunye arasında önceki yıllar-
da yapılan protokol kapsamında,
4 bın ]00 Suriye vatandaşının,
Türkiye'deki akrabalarıyla bay-
ramlaşmak için Gaziantep'in Kar-
kamış İlçesi sınır kapısından gi-
rişleri dün de devam efti.Suri-
ye'den TürkiyeVe giriş yapan Su-
riyeli vatandaşlardan Muham-
med An" (70), şö\le konuştu:
"Gaziantep'in Çıksorut Sem-
ri'nde yaşayan akrabaianm var.
Sınırdan geçiş kolayhğının sağ-
lanmasıyla heryil akrabalar ola-
rak kutsal bayram günlerinde
bir araya gelivonız. Bu >ıl da >i-
ne akrabaianmızı görmek için
Türkiye'ye geldim. Daha önce-
JdjıTJjardaojdugu gibi çok heye-
nin üniversitede ders verdiğim, keı
di ders saati sayısının ise azaltıld
ğını söyledi. fa
Sol tandanslı Akad(
mik EJemaıüar Derneği üyesi oldu
ğunu" aktaran Yeşildağ, "Başun;
büı türiü hal gelince. -ben sosyal de
mokrat bir insamm, fıkir olarak- <
dernege üye oldum. Fakat baknm, iö
b'p kakınyorura. sicil bozma alıyo-
rum. maaşun kesilhor, soruşturma
üstüne soruşturma, doğruvTj söyle-
dik dokuz köyden kovııiuyorum, di-
ye. Dernekten istifa ettim"' dedi.
Yeşildağ, çocuğunu Feza okulu-
na verdığını, bu nedenJe suçlandığı-
nı söyledi. Yeşildağ, isti-
fası üzenne dernek baş-
kanının "Ben ve diğer
üyeJerimiz,Türkiye Cum-
huriyeti'ni sinsice ele ge-
çirnıe planian yapan ve
bu amaçla Türkiye'de
ABD'nin amaçlarma hiz-
met için dünyanın çeşitlî
yerierinde okullar açan,
hakkındaki da%alar ne-
deniy le Türkiye'ye döne-
meyip uzun yıllardır
ABD'de kalan ve besle-
nen cemaat bderinin mü-
ritkrinin okuluna çocu-
ğunu gönderen bir öğre-
tim üyesûıin derneğimiz-
den istifasma üzıilmeye-
ceklerdir" diye bir yazı
yazdığını aktardı.
19 Mayıs Üniversitesi
Hastanesi nde çalışan iş-
çilerin sendıkalaşma sü-
recıyle ilgılı olarak ko-
misyona çağnlan Türki-
ye Sağlık IşçıJeri Sendı-
kası Genel Başkanı Mus-
tafa Başoğlu. "işverenin
Türk-İşebağüSağhk-İş
mi olsun, DISK'e bağh
sendika mı olsun diye ta-
raf tutruğunu, yetkisi ol-
mayan sendikayı soka-
rak kanuna aykın dav-
randhgınr öne sürdü. Ba-
şoğlu. "üniversite yöne-
tinunin ke\fi davrandı-
ğmt rektörün insanlarm
inançlanna göre kadro-
laşma yapüğım" sa%u-
nurken "Eğer, siz İslami
inanca uygun davranı-
yorsanız veya dini veci-
beleriyerinegetiriyorsa-
nız irticacı sayılıyorsu-
nuz, o zaman orada si-
zin yerini/ olmuyor gibi
bir anlayiş bu" deymce
komısyonda genhm yük-
seldı. Tartışma tutanak-
lara şöyle yansıdı:
Nurettin Sözen: Sız
sendika başkarusınız, gö-
revinızle ilgili konuşun.
Mustafa Başoğlu: Gö-
revimle ilgili konuşuyo-
rum. Keyfı uygulama
vardır.
Nuretön Sözen: Bu, bo-
yunuzu aşar.
Mustafa Başoğlu: Be-
nim boyumu aşmaz efen-
dım. Niye aşsın kı...
NureOin Sözen: Siz bu-
rada akademık faaliyet-
lere kanşmayın. Sendi-
ka başkanısınız.
Cemal l'ılmaz Demir
devreye girebileceklerini
anımsattı. Kendisinin
ınlarsonrasında ne ka-
dar hakb olduğumu gör-
düm" dedı.
K bir kardeşolarakgörüyoruz. SF
nıröteabayranılaşrnalanyenikeş-
Mınnka Müdürü YarbayZekiBas-
ti ve beraberindekiler, Ceylanpı-
ılı ve çok sevinçliyim. Bize bu
imkânj sağlayan yetkililere te-
şekkür ediyorum."
-Bt
Burası bir soruşturmako-
misyonu değil.
ıNurettın Sözen: Mah-
keme de değil burası.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Başka ülkelerin çjizli güvenlik bel-
geleri var mı, bilmiyorum. Mutlaka
vardır. Bu belgelerin güvenlikle ne
kadar ilgisi olabilir, onu da bilmiyo-
rum. Bildiğim tek şey, şu basına "sız-
dınldığı" söylenen belgenin içindeki-
lerin ve yetkililerin bu belgenin ortaya
çıkmasına gösterdikleri tepkinin beni
hiç ikna etmediği.
Hürriyet gazetesi dünkü sayısında
bu belgenin bazı maddelerini daha
yayım/adı. Darta önce de bir başka
bö/ümü yayımlanmıştı. Bu haberler
tam olarak o belgedeki bilgileri akta-
rıyor mu, aktarmıyor mu, onu da bil-
memiz irnkânsız. Çünkü bütün bu
belgeler bizlerden gizli. Yani bunları
bizim bilmemiz tehlikeli bulunuyor.
• • •
Gazetelerde çıkan doğruysa son
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında
kabul edilen Milli Güvenlik Siyaset
Belgesi (MGSB), aşın milliyetçiliği te-
mel tehdit olarak görmüyormuş. irti-
ca, bölücülük temel tehlikeler arasın-
da sayılırken, son aylarda "linç" ey-
lemleriyle yükselişe geçen ultra milli-
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Ne Demek?
yetçilik, temel tehditler arasından çı-
kanlmış.
Bu haberin yayımlanmasına hükü-
met yetkilileri çok sinirlendiler. Belge-
nin sızmasına mı sinirlendiler, yoksa
saldırgan milliyetçiliğin temel tehdit
olmaktan çıkmasının duyulmasına
mı, bunu da bilmiyoruz. Milliyetçiliğin
temel tehdit olmaktan çıkmasına kim
karar veriyor? MGK üyeleri. Bizim
bunu öğrenmemiz, eleştirmemiz ve
bu saptamanın tehlikeli ve endişe ve-
rici oldugunu söylememiz de müm-
kün değil. Çünkü ne saptandığını bil-
miyoruz.
• • •
Bir grup hükümet üyesinin ve TSK
komutanının. güvenlik gerekçesiyle,
ancak güvenlik amacının ötesine ge-
çerek toplumdan habersiz siyasi
saptamalar yapması, bunun üzerın-
den stratejıler be/ırlemesi, demokra-
tik karar alma mekanizmalarını dışla-
ması değil midir? Bu tür kararlann
Meclis'te alınması gerekmiyor mu?
Tabii garip olan, bu kurulda ne karar-
lar alındıgını bilmiyoruz. Bu nedenle
MGK yetkilileri. hayır burada siyasi
kararlar alınmıyor deseler, ne cevap
vereceğiz? Biliyoruz ki, ülkemizin ge-
leceğiyle ilgili temel birçok siyasi ka-
rar geçmişte burada alındı.
12 Mart 1971 askeri darbesınden
önce de, 12 Eylül 1980 askeri darbe-
sinden önce de Milli Güvenlik Kurul-
ları vardı. Burada askerlerle sivil yö-
neticiler toplanıp, güvenlik konusun-
da bizlerden gizli kararlar alıyorlardı.
Sonra ne oldu, o kurulun asker üyele-
ri, sivil üyelerine işten el çektirip,
Meclisleri askıya aldılar. Bunları da
güvenlik gerekçesiyle yapmadılar mı?
• • •
Bazı güvenlik konularının sır olabi-
leceği inkâr edilemez. Ancak yasayla
gizlenmesi istenen Milli Güvenlik Ku-
rulu kararlarının neden sır oldugunu
anlamak mümkün değil. örneğın
yükselen "linç" olaylan ortamında
Milli Güvenlik Kurulu, hangi olgulara
dayanarak saldırgan milliyetçiliği teh-
dit olmaktan çıkarabiliyor? Bunu tar-
tışmalıyız.
Ultra milliyetçiliği bazı kesimler ar-
tık "mûttefik" olarak görüyorlar. MGK
de mi bu süreçten etkileniyor? Olabi-
lir. O zaman bunu tartışmak zorunda-
yız. Pekiyi. gizli olan şeyi nasıl tartı-
şacağız?
• • •
Kıbrıs, komşu ülkelerle ilişkiler, Irak
savaşı konusunda da değişik güven-
lik anlayışları var. Bunları hemen her
gün gazete sütunlarında, TV prog-
ramlarında tartışıyoruz. Milli Güvenlik
Kurulu üyelerinin de bu konularda
mutlaka saptamalan ve fikirleri vardır.
Onların öyle düşünmesine bir şey di-
yemeyiz. Ancak bütün ülkemizin ka-
derıni belirlerken, siyasi nitelikteki
konularda ne karar aldıklarını bizler-
den, halktan, toplumdan gizlemeleri
çok anlamsız değil mi?
Ben de bu ülkede güvenlik ve hu-
zur içinde yaşamak istiyorum. Ancak
12 Eylül öncesi günlerde, karşılıklı
şiddet ortamının bılınçli olarak tır-
mandırıldığını biliyoruz. O şiddet or-
tamının tetıkçilerinin, devletten yeşil
pasaport aldıklarını öğrendığimizde
şaşınp kalmıştık. Güvenliğımizi sağ-
lama gerekçeleriyle örgütlenen bazı
kurumların bizzat askeri darbelerin
içinde yer alıp, yaratılan huzursuzlu-
ğun kışkırtıcısı olduklarını Susur-
luk'tan sonra daha açık bir şekilde
öğrenmedik mi?
• • •
Yurttaştan gizli siyasetler belirlene-
mez. Bunun güvenlikle bir ilgisi de
olamaz. Askeri bir operasyonu, bir
savaş stratejisinı anlanm, ama siyasi
olarak neyin tehdit olup olmadığını
halktan gizleyen bir güvenlik strateji-
sinin gerçekten güvenli olabileceğin-
den emın değilim.
Bu nedenle bu tür belgelerin halk-
tan gizlenmesinın bir yararı olduğu
söylenemez.