Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
Ceza
Ahmet Önen:
"Hakkâri Valisi
Erdoğan Gürbüz,
Tokat'a atanmasının
ödül olduğunu
söylediğine göre
Hakkâri'ye atanan
Tokat Valisi Ayhan
Nasuhbeyoğlu niye
cezalandınldı?"
17
Etektromk posta: denizsom$cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212343 72 74 Faks: 0,212.343 72 60
- Öğretmenlere meydan
dayağı atlmış...
"Otur yerine:
Demokrasi sıfır!"
Erdoğan: Fırsatlar
ülkesiyiz!
Doğrv, herşeyi
'fıır' diye 'sat'!
Başhekim
Inönü
Üniversitesi'ndeki
irticai faaliyetleri
nedeniyle Adnan
Menderes
Üniversitesi'ne
gönderilmişken
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ tarafından
"başanlar"ıdikkate
alınarak Ankara'ya
Türkiye Yüksek
thtisas Hastanesi'ne
klinik şefi yapılan,
ataması Danıştay'dan
dönünce
başasistanlığa getirilip
sınavda başarılı
olmadığı haide yine
şef yapılan Prof. Dr.
Mustafa Baç,
başanlanna bir
yenisini daha ekleyip
Türkiye Yüksek
Ihtisas Hastanesi'ne
başhekim oldu.
KEMİK erimesine tıp dilinde "osteoporoz"
deniliyor. Kemik erimesi, menopoz dönemiyle
birlikte kadınlarda görülen doğal bir süreç. Ancak
bu süreci geciktirmek, yavaşlatmak tıbbi yönden
mümkün. Kernik erimesine karşı en güçlü tedavi
kaynağı D vitamini. Ne var ki D vitamini besinler
yoluyla alınamıyor; vitaminin kaynağı güneşte.
Güneş ışığı kemikleri dirençli kılıyor.
Sabah gazetesinden Figen Yanık'ın haberinden
öğrendiğimize göre Istanbul Büyükşehir Belediyesi
Pendik, Bağcılar, Küıçükçekmece, Eminönü, Eyüp
ve Ümraniye'de Kadın ve Aile Sağlığı Merkezleri
kurmuş, ücretsiz sağlık taraması yapıyormuş.
Bu merkezlerden elde edilen sonuca göre henüz
menopoz dönemine girmemiş 18-40 yaş arası
kadınlann yüzde 40'ında kemik erimesi başlangıcı
saptanmış.
Özellikle Fatih'te oturan genç kızlarda yoğun bir
Osteoporozkemik erimesi başlangıcı ortaya çıkmış.
Uzmanlar, "osteopeni" yani kemik
erimesi başlangıcı görülen genç kızlara güneşe
çıkmalannı, vücullannı güneşlendirmelerini
öneriyormuş.
Bu haberin ne özelliği var diye sorarsanız...
Genç kızlarda görülen kemik erimesine
"tesettür"ün neden olduğu anlaşıimış.
Islamcı iktidann Istanbul'daki yerel yönetiminin
açtığı sağlık merkezlerinde yapılan tarama,
tepeden tırnağa örtülen kızlann, genç yaşta kemik •
erimesi hastalığının pençesine düştüğünü açıklıyor.
Kızların kara çarşafa sokuiduğu Fatih'te hastalık
daha yaygın görülüyor.
Islam, akıl dinidir ve kaynağı Kuran'dır.
Bugün Fatih sokaklanndaki gibi kara çarşafın,
üniversite kapılanndaki gibi türbanın tarif edildiği
kadınlara yönelik bir giyim şeklini hiç kimse bir
Tanrı buyruğu olarak Kuran'da gösteremez.
Islamiyet'in ilk yıllannda hür ve Müslüman
kadınlann, köle Müslüman kadınlarla Müslüman
olmayan kadınlardan ayırt edilmesi için öngörülen
"örtülerinizi omuzlannızdan sarkıtınız" şeklindeki
Tanrı buyruğunun, kadınlan saç telinden ayak
bileğine kadar güneşten yoksun kılarak genç yaşta
kemik erimesi hastalığı ile baş başa bırakmayı
amaçladığını hiç kimse savunamaz.
Çünkü Islam akıl dinidir.
Güneş, Tanrı1
nın insanlara sunduğu sağlık
nimetlerinden biri olduğuna göre kadınlan hasta
edecek şekilde tepeden tırnağa örtmenin anlamını
"ulema" takımından birileri çıksın da anlatsın
bakalım.
SESSİZSEDASIZ(Î) İşte Tayyipizmin temel ilkeleri
TAYYİPİZMİN temel ilkelerinden
bazılannı beliriemiş Gülhan Elmas.
"Hak ve özgürlükler: Vatandaşın
çalışma, eğitim, sağiık, beslenme,
bannma gibi temel hak ve
özgürlükleri yerine 'türban yasağı'
ısıtılır, yabancı sermayenin ülke
içinde hesapsız kitapsız
çalışabilmesi için gerekli hukuki
düzenlemeler yapılır. Kentleşme
ve konut: Konut üretimi ve planlı
kentleşme çalışmalan yapmak
yerine Taksim ve Göztepe'ye cami
yaptlması için uygun park ve bahçe
aranır; kamuya ait degerli araziler
uluslararası düzeyde pazarlanır.
Tüketicinin korunması: Halkın
serbestçe kazıklandığı denetimsiz
serbest piyasa ekonomisinde
insanlann sağlığı yerine 'helal gıda'
önerilin uluslararası tekellerin
talimatıyla ülkede tanm ve
hayvancılık yok edilir.
Hukuk ve adalet Seçimden
önce verilen 'dokunulmazlıklan
kaldıracağız' sözleri 'yemezler1
açıklamasıyla unutuiur Türk
hukukundan vazgeçilir, AİHM
olmazsa ulemaya gidilir. Sivil
>-- toplum: Sendikalann, meslek
Örgütlerinin, üniversitelerin değil
ama tarikatlann daha etkin
çalışabilmesi için gerekli altyapı
kurulur. Güvenlik: Hortlayan terör
ve emperyalist saldınlanna değil de
Yüksek Askeri Şûra'nın irticai
faaliyetleri nedeniyle ihraç
karariartna şerh konulur; subaylann
başına çuval geçirilmesine ses
çıkanlmaz."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Üniversitelerin Yönetimi
ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaraciı mynet.com
"Gazeteci" sıfatıyla hiç ça-
Iışmadım, ama gazeteciliğin
hep kenarlannda dolandım.
Şimdiki adı lletişim Fakültesi
olan ve o günkü adı "Istanbul
Üniversitesi Iktisat Fakültesi
Gazetecilik Enstitüsü" olan ve
günümüz basın emekçilerinin
"me/ctep//"bölümünün büyük
çoğuniuğunu yetiştiren ku-
rumda, 1967'den itibaren ders
vermeye başladım. Pek çok
ünlü ve usta gazeteciyle (ge-
nellikle masa başında -artık
nasıl bir masaysa!-) sohbet fır-
satını buldum.
0 dönemde, usta gazeteci-
lerin, üzerinde en çok durduk-
ları iki husus vardı. Bunlardan
biri; "fikri takip", yani bir habe-
rin gelişimini izlemek; öbürü
de "manşet çıkarmak", yani
bir haberin içinden önemli
noktayı "haber başlığı" yap-
mak idi.
Maalesef bu iki noktada da
yazılı basınımız çok gerilere
düştü. Bir gün sekiz sütun
manşetten verilen bir haberin
nasıl geliştiği, bir gün sonraki
gazetede görüimüyor. Insan
da merak ettiği ile kalıyor. Ha-
berden manşet çıkarma konu-
sunda da büyük hatalar yapı-
lıyor. örneğin, üst yönetimini
yakından tantdığım ve "gaze-
tecilikleh" konusunda her yer-
de kefil olabileceğim Vatan ga-
zetesinde, geçenlerde bizim
üniversitenin rektörü Sayın
Mesut Parlak'la yapılan bir
söyleşi yayımlandı. Aslında,
çok aklı başında sorular sorul-
muş ve (bence) doğru yanrtlar
alınmıştı. Fakat öyle bir man-
şet atılmıştı ki; söyleşiyi oku-
mayan biri, Sayın Parlak'ın
üniversitede başörtüsünün
serbest bırakılmasını istediği-
ni sanabilirdi.
Aynı söyleşinin bir gün son-
ra çıkan kısmında böyle bir ha-
ta yapılmamıştı. Ve bugün, o
söyleşinin ikinci gün yayımla-
nan kısmında değinilen çok
önemli birkaç hususu ele al-
mak istiyorum.
• • •
Sayın Pariak bu söyleşide;
"Rektöheri ihalelerden kurta-
rın" düşüncesini, neredeyse
bir çığlık gibi dile getiriyordu.
Zaten Yüzüncü Yıl Üniversite-
si Rektörü Sayın Yücel Aş-
kırt'ın tutuklanması sonrasın-
da, bir gazeteciye verdiği be-
yanatta da "Umanm bu üzü-
cü olay vesile olur ve rektör-
lerin parasal konulardaki yük-
leri ûzerterinden alınır. Biz mü-
teahhitmiyiz?" gibisinden çok
doğru bir yaklaşımı olmuş ve
bu yaklaşımı bu köşede de-
ğeriendirmiştim.
Gerçekten, bugün Türki-
ye'de üniversiteler (özellikle tıp
fakülteleri ve hastaneleri olan-
lar), birer eğitim ve araştırma
kurumu olmanın yani sıra cid-
di birer ekonomik işletmedir-
ler. Onlarca trilyonu aşan yatı-
nm giderleri bir yana; vakıflar,
dönersermayelervb. kuruluş-
lann gelir ve giderleri, konuya
yabancı olanlann dudaklarını
uçuklatacak düzeydedir. Ve
tüm bunların nihai kararı, o
üniversitenin rektörünün iki
dudağı arasından çıkacak bir
sözle alınmaktadır. Bir bilim in-
sanına böylesine ağır bir yük
yüklenir mi? Anlamadığı ve
anlamasına imkân da olmayan
bir konuda böylesine sorum-
luluk verilir mi?
• * •
Ancak işin bir başka boyutu
daha var. Aslında böylesine
kontrolsüz bir yetki (maalesef)
kimi meslektaşlanmızın iştahı-
nı kabartmaktadır. Hernangi
bir yolsuzluk düşüncesi olma-
sa bile, yüz trilyonlarca liranın
harcamayetkisi, kimilerine ca-
zip gelebilmektedir.
Rektöriük konusunda böy-
lesine kırıcı çekişmelerin ya-
şanmasının, böylesine kırıcı
olunabilinmesinin nedeni; salt
kadro tahsisi ve olanakların
paylaşımı konusu olmamakta, •
böyle bir harcama yetkisi ve
bunun getirdiği maddi ve ma-
nevi güç (gene maalesef) bazı
meslektaşlanmıza cazip gele-
bilmektedir.
öyle sanıyorum ki bu işin
çözümü, üniversitelerimize
Maliye Bakanlığı'nın çok az
sayıdaki görevlisinin yani sıra
yatınm ve ihalelerle meşgul
olabilecek başka bakanlık yet-
kililerinin de görevlendirilme-
sidir.
Ayrıca üniversitelerimize,
saltbutürden "işletmeciiikiş-
leriyle" meşgul olacak bir rek-
tör yardımcısı, siyasal iktidar
tarafından ya da cumhurbaş-
kanı tarafından atanabilir. Artık
nasıl olursaolsun...
• • •
Sayın Aşkın'ın yaşadığı acı,
eğer böyle hayırlı birtakım ge-
lişmelere vesile olabilirse, emi-
nim onun üzüntüsü de hafifler.
Artık işler çığnndan çıkıyor...
Not: Türkiye.'de kimlik so-
mnuyla ilgiligörüşlerimi, önü-
müzdeki haftaki yazılanmda
genişliğine ele alacağım.
HARBİ SEMİH POROY semihporoyin yahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA MLGİ\ hayatepik(<j mynet.com
HEftKES DEFTERÎNE TOPLASIN..
BÎR ÖNCEKÎ "ÎMSAUCA YAŞAM" AAtTÎNĞtNDE
^~ KAFAMbAICt ŞÎŞ S/AYISI 8'Dt,
SOU "PARASIZ eâtTtM" MlTÎN6f NbE
BU SAYI 9 OLDU..
ÎKÎ MİTTNĞÎN SONUNDA
KAFAMDAKl
SÎŞ SAYISX
KAC OLUR?
i 1 i i ı ı i ı ı ı 1 I \
OTOBÜSTEKİLER KEMALVRGEKÇ kjjrgenc yahoo.com
TARİHTE BUGÜN ML 29 Kasun utnc.mumtaz-nrikan.com
TANGOLARMA UNLU BESTECİ
t9S7'P£ Sil&İİN, rAHGO MÜ2J&İ BBSTECiSf ıVecıf
CELAL ANTEL, 47 rAŞtNbA KAAJ££RO£N ÖLDÛ. MÜ-
ZİICSEl/e& BİR AİLBMİN ÇOCUĞÜ OLDU&UNOAN,
KÜÇÜK yAŞTA MÜZİĞE SAŞCAMIÇ, OAHA SONBA
PA AI/eüPA'rA MÜZİk. ÖĞkeNİMİNE YOUANMf$T1.
AUTEL, 18 >XŞWMyX£A/ m$AMININ BM ACI OLA-
YIYLA KABŞtLAŞMIŞfGÖIMAE OUYÜSUNU ymGMİŞTİ,
BU DueUM, MÜZİĞECtVM ÇOK SAGL4MMASIA1/1,
Öİ Ğ İÜ
£££ YAPMASlNA NEDEM OLMl/ÇTZ/. 133Z'DE, "MA_
Zİ*ApLl PAÜÇASl 8ÜYÜK BBSBtJİ TOPLAhAlÇ,
\ ,
*AYBJUK" Y£ "SüMA'SİSf TANGOLARI İ2.LEM/$Iİ.
N£ÜP CEiAL ANTEL, ÛU&MİZDE H4FİF SAÜ MÜZİ-
Şff/f/V <Sfl/CÜUj£üUÜ YAFRA1LARCMN BİR.İYOÎ-.
TUNCELİSULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No. 2004 I09 Karar No: 2005 213
Davacı KH tarafından mahkememize ıkame edilen vasiyetnamenin açılması davasınm yapılan açık yargılaması sonunda:
Mahkememizce venlen 06. 10.2005 tarih. 2004'109 Esas. 2005 213 Karar sayılı üamı ile Tunceli merkez Kocakoç köyü. cilt no 27,
hane. 4S'de nüfusa kayıtlı Hassi Zenk ve Melek oğlu. 1912 dogumlu müteNeffa Kali Gök'e ait vasiyetnamenin açılarak tüm mırasçıla-
ra teblığ işlemleri tamamlanmış olup, yasal siiresı ıçensinde mırasçılann vasiyetnamenin tenfızını talep etmedikleri anlaşılmakla, mah-
kemece yapılacak başka bir ışlem kalmadığından \asiyetnamenin açıldıgının tespiti ile esasın bu şekilde kapatılmasına karar \erilmiş-
tır. Bütün araraalara ragmen adresı tespit edılemeyen mütevefîa Kali Gök mırasçısı Tunceli merkez Anbar köyü nüfusuna kayıtlı Kali
\e Derman ki2i 1935 doğumlu Beser Gök'e (Agırcan) mahkememızın bu gerekçeli kararının ılanen teblıgıne. ılanın >a>ımlandığı ta-
nhten itibaren 8 gün ıcerisınde temyız edılmedığı takdırde karann kesınleşmış sayılacağı tebligat yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ
iMunıir Ofi lfliniîS Racın JOlfl^ "ölunur, 06.10.2005 Basın. 49103
BAKIRKÖY 5. SULH HLTKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004-1297
Karar No: 2005-665
Mahkememizce Ayser Karaca vekili tarafından açılan vasi tayini davasında
Cemil Karaca'ya Ayser Karaca vasi olarak atanmış olmakla,
Istanbul ili, Kağıthane ilçesı. Çelıktepe Mah. cılt no: 0002, asn: 00063 sn.
0009'da nüfusa kayıtlı bulunan Hudeydan ve Ayser'den olma 18.12.1973 d.lu Ce-
mil Karaca hastalığı nedeni ile vesayet altına alınarak kendisine aynı yerde nüfu-
sa kayıtlı bulunan annesı Ayser Karaca 13.09.2005 tarihinde vasi olarak atanmış-
tır. llan olunur. 19.10.2005' Basın. 51499
GÖRÜŞ
BEDRI BAYKAM
Ey 12 Eylül Kuşağı Gençliğiii!
Ey 12 Eyiül Kuşağı Gençliğiii! Birincı vazifen, bol pa-
ra kazanıp hoşuna gidenlerle beraber olacağın ve bol
para kazanacağın lüks bir hayat kurup bozuk düzenden
nasibini almaktır. Muhtaç olduğun ömekler, son 50 yıl
seni kuşatanlann kariyeVierinde mevcuttur.
Yıllardır yerine yükselmeye çalışıp eski manken eşle-
rine bile kem gözle baktığın patronlannın gözüne girme-
ye, işeyarar görünmeye çalış. Unutma, günümüzde şiş-
kin cüzdan beynini değil, uyanıklığını nasıl kullandığın-
la ilgilidir. "Bölünme"riskindensöz edenleri ciddiye al-
ma. Sen nasıl olsa mali piyasalarda yumurtalan ayn se-
petlere koyarak kendi riskini böldün. gerisini boş ver
gitsin.
"Rejimtehlikede"diye ortalıktadolanıp duranlara sa-
kın inanma. Bak, Kuşhanrejimiylegeçen ay nasıl beş
kilo verdiğine. O cikolatayı kendine sakla, sen sürekü ola-
rak kendi çıkarlannı kolla. Cebindeki telefonu dinle, tit-
re ve ihalelerine, borsana, hisselerine dön. Seni bu yol-
da engelleyebilecek, demokratik mücadeteye, savaş
karşıtlığına, Kemalizm ve Cumhuriyet savunuculuğuna,
ekolojiye, hayvan haklanna doğru çekip, vaktini boş iş-
lede geçirmeye neden olabilecek ne idüğü belirsiz en-
tel-dantel, politik-molitik, nev-i şahsına münhasır aca-
yip bedhahlarla karşılaşabilirsin. Sana düşen, her defa-
sında bu adamlann önünden tabanlan yağlayıp kaç-
mak, en kısa yoldan tekrar "Dolce Vıta"ya balıklama dal-
maktır.
Bu zorengellerleyüklü yaşamda, seni Hafta Sonu der-
ginden, Laila'dan ya da Leyla'dan koparmak isteyenler
çıkabilir. Eline bir Ûğur Mumcu kitabı, Cumhuriyet ga-
zetesi, siyasi bildiri tutuşturmak isteyen kötü niyetli bi-
ri, seni bir köşede kıstınp başını şişirebilir. Senin çokta-
aaan, henüz 17 yaşındayken bulmuş olduğun hayatın
anlamını, tekrargözden geçirmeni isteyebılir. Bir kere ga-
zete dediğin renkli, alacalı bulacalı olur. Modem tekno-
lojileri bile çozememişlerden ne hayırgelebilir ki? Bu so-
rumsuz ve enayi, belini dogruttamamış, yanm asır ya da
75 yıl yaşayıp köşeye birkaç milyon dolarcık bile atama-
mış ve önemi kendinden menkul sözde fikır adamlannı
sağlı sollu vücut çalımlanyla engelleyip Boğaz Köprü-
sü'nün altındaki "gecce" kulüplerinin kapılannın giriş
kuyruğunda iyi bir yer kapmak, "bodigard"a bir göz kır-
pıp havanı basarak içeri adımını atmak, içeride stres al-
tında dişi avını ararken eğlenirmiş gibi yapmak, senin
ana görevlerindir.
Şunu hiçbir zarnan aklından çıkarma ki, senin için ya-
şamın stresli tercihleri hiçbir zaman hangi kitabı okuya-
cağın ya da hangi partiye oy vereceğin değildir. Senin
diskotek giriş kuyruklan dışıridaen kritiktercihlerin, han-
gi diziyi seyredeceğin ve hangi maça iddaaya girece-
ğindir. IMF, bölücüler, yobaz öcüler, emperyalistler, I-
rak'ta çoluk çocuk katledenler. seni bağlamaz. Seni il-
gilendiren konulara zamanını harca. Unutma, cep tele-
fonuna indireceğin şamatalar, o aletin markası ve taze-
liği ya da bilgisayannın duvar kâğıdı, senin havanı ve
prestijini belirleyecektir.
Ey Özalizmin asil evladı! Arada münafık ve siyah-
beyaz gazetede yazdığı gibi içki yasaklannın senin
"AB'ci, uyumlu, demokrat ve başanlı" olduğunu duy-
duğun hükümetter tarafından ülkeye yayıldığını okudu-
ğunda, bunlan sakın ciddiye alma. öncelikle biliyorsun
ki, sen "Sana dokunmayan yılart bin yaşasın" eko-
lünün ürünü, 12 Eylül kuşağının gözbebeğisin. Sakın ki-
şiliğini bozma. Sen canın çektiği, hatta kusana kadar ios-
bildiğine göre, Bayburt ya da Denizlili gariban vatanda-
şın durumu senin derdin değildir. Varsın onlar da alkol-
den uzak duruversinleri Böylece karaciğerlerini korur-
lar. Sen üzerine salakça işler alma, keyftne bak.
Ortaya sorun diyeatılan "Helal Gıda" veya türban tar-
tışmalanndan uzak dur. Nasıl olsa Başbakan'ın bir ule-
maya danışıp işin hakka uyanını bir güzel bulur. Belki
yakında ülkeyi kime pazarlaması gerektiğini de onlara
danışır. "Boş ver, böyle gelmiş, böyle gider" de. Islam-
cıya gülümse, Kemaliste Ata'nın gözlerini anlat, "Bay-
raktan büyük yok, severim Atamı, Aliahımı, bayrağımı,
vatandaşımı, başımı, maşımı, kaşımı" de, yine sıyıra-
mazsan, lafı Erman Toroğlu'nun penalt yorumlânna
getir. Tehlikeli konulan gündemine alanlann başlanna
neler geldiğini bildiğine göre. kendini nefes aldığına mut-
lu say. kızlan Laz fıkralannla bay!
Ey global dünyanın bağtmlı ve zarif ûyesi! Sergi-
lerden, şehit anma törenlennden, bilimsel panellerden
uzaklaş, gel koy kendi geleceğinin önüne yine koca bir
taş. Nanik çek sana sunulan laik-Kemalist-solcu takı-
mına! Okumasan da kütüphanene yerleştir, üç beş "li-
beral" kahraman arasından medyanın sana dayattıkla-
nna, Pamuk, Altan, Çandar, işte seni ancak bunlar
paklar. Yakın bir gelecekte senin ömürve şampanya tü-
kettiğin yerlerin kapatlacağına sakın inanma san da,
ne olur ne olmaz diye öğren bir iki dua, arada görün ma-
halle camisinin ımamına, ihtiyacın olacak ona pek ya-
kında!
Uyu, bebeğim uyu, zapping yaparken uyu. Sen hâlâ
medyaya inan, yann her şey çooook güzel olacak. Gör
sevgilınin halini, artık onun gözteri de herkese bakıyor
yeşil yeşil.
(Rahmef/ı Özal'ın manevi vâristerine ufaşfrrmaruz hür-
metlericaolunur.)
E-mail: bedbay@tnn.net Web: www.bedribaykam.com
Web: www.yurtseverhareket.org
BULMACA SEDAT YAŞAYAI*
SOLDANSAĞA:
1/ Geriye doğ-
ru uçmaözelli- 1
ği de olan kü- 2
çük bir kuş. 2/ „
Uzeri kınruzı
parafinle kap-
lanan bir tür
pe\Tıiı... Metal
eşya üzerine
vurulan bir
cins cila. 3/
Hayvanlarda
semizlik... Bir
1 2
f
3 4 5 6
I U
LH
•
7 8 9
fflwn I ı ıı
1 2 3 4 5 6 7 8 9pamuk cinsi. 4/ Muğ-
la'run bir ilçesi. 5/
Mekke'nin doğusun-
da, hacılann arife günü
toplandıklan tepe...
Boru sesi. 6/ Tann ba-
ğışlamasından yok-
sunluk...Uyanık,gözü
açık. II Kmdeniz yö-
resinde haşlanrruş rru- 8
sıra verilen ad. 8/ 9
Alanya ilçesi yakınla-
nnda bir çay ve mağara... Gelin ya da sünnet alayının
önûnde taşınan, üzeri çeşitli süslerle bezeli ağaç dalı.
9/ tlkel biı silah... Bü\ük zoka.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Tropikal bölgelerde yaşayan, Azteklerve Mayalar'ca
kutsal kabul edilen, son derece gözalıcı bir kuş... Bir
nota. 2/ Yeniçeri bşlası... Merhametli, yufka y^ürekli.
3/ içinde aiyon bulunan sulu bir ilaç. 4/ Işaret... Yeryu-
varlağının yıl içinde Güneş'e en uzak olduğu nokta. 5/
II. Abdülhamit'in sürgüne gönderildigi Selanik'te ika-
met ettiği köşkün adı. 6/Namaz ibadetinin birimi... Bir
ilimiz. II Cemaate namaz kıldıran kimse... alan. 8/ Ak-
deniz Bölgesi'nde bir akarsu... Iran'n plaka işareti. 9/
Noel Baba olduğuna inanılan efsanevi aziz.